Kahramanmaraş'ta, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) 'kripto asker yapılanması'na yönelik son 9 ayda gerçekleştirilen 7 ayrı operasyonda gözaltına alınan, aralarında muvazzafların da yer aldığı 84 şüpheliden 60'ı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandı. İtiraflarla gelen bu operasyonlardaki yeni itirafların yeni operasyonları getireceği belirtiliyor. Öte yandan Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kripto yapılanmasının kullandığı ''sabit telefonlardan periyodik ve ardışık arama sisteminin'' deşifre edilmesiyle örgüt üyesi olmadıklarını öne süren bazı darbe girişimi davası sanıklarının savunmaları da çöktü. Ankara'daki davada FETÖ üyeliğinden yargılanan "ByLock" kullanıcısı eski teğmen itirafçı olunca 9 yıl olan cezası, 1 yıl 10 ay 15 güne düşürüldü. Ankara'daki diğer bir davada da, tutuksuz yargılanan ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen 'katalog kızı' M.M, daha önce hiç görmediği bir üsteğmen ile tanıştırıldı, daha sonra da bu kişiyle evlendirildi. "Murat" kod adlı kişinin eşiyle birlikte ayda bir evlerine geldiği ifade eden M.M, mahkemede her şeyi anlattı. M.M'nin teğmen eşi de itirafçı oldu.
14.10.2018 15:05 Kahramanmaraş'ta, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) 'kripto asker yapılanması'na yönelik son 9 ayda gerçekleştirilen 7 ayrı operasyonda gözaltına alınan, aralarında muvazzafların da yer aldığı 84 şüpheliden 60'ı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandı.
7 Ekim'deki gelişmeyle ilgili edinilen bilgilere göre, şüphelilerin ifadelerinde verdikleri bilgiler, örgütün gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koydu.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince FETÖ/PDY'nin kripto asker yapılanmasına yönelik 3 Mart'ta düzenlenen operasyonda 18, 5 Nisan'da gerçekleştirilen operasyonda ise 12 subay gözaltına alındı.
Gözaltına alınan 20'si muvazzaf 30 subaydan 20'si etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandı.
FETÖ'nün ardışık arama ve kripto şifreleme yöntemlerini kullandığının belirlenmesi üzerine örgütün astsubay yapılanmasına yönelik düzenlenen 5 ayrı operasyonda ise 45'i muvazzaf 54 zanlı gözaltına alındı.
Yakalanan 54 astsubaydan 40'ı etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanırken, örgütle nasıl irtibata geçtikleri ve neler yaptıklarıyla ilgili bilgiler verdi.
Operasyonda gözaltına alınan 9 astsubayın ise 17/25 Aralık sürecinden sonra örgütle iltisaklarını kestiklerini ifade ederek örgütle ilgili bildiklerini anlattıkları belirtildi.
Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen söz konusu 84 şüpheliden 15'i tutuklandı, 60'ı etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandı. Bu 84 şüpheliden 69'u ise adli kontrol şartıyla serbest kaldı.
Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalan askerlerden bazılarının ifadeleri ise örgütün iç yüzünü ortaya koyuyor.
'İçki içmemizi' söylüyordu'
Açığa alınan ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen yüzbaşı İ.Ö. ifadesinde, örgütün subaylardan sorumlu sözde imamı Ender A'nın kendisinden her zaman tedbirli davranmasını istediğini anlattı.
İ.Ö, ifadesinde 'Ender A'nın, bana 'herkes gibi davranmamı, birlikte namaz kılmamamı, çalışkan olup aranan kişi olmamızı, cuma namazlarına gitmememi, özel ortamlarda içki içmek zorunda kalmamız gerektiğinde içki içmemizi' söylüyordu. Bunların sebebini sorduğumda bana 'Türk Silahlı Kuvvetlerinin dinden uzak olduğunu' söylemişti. Ender A. beni sabit hattan arardı. Bunu sorduğumda 'tedbir amaçlı' böyle yaptığını ifade etmişti.' dedi.
Kendisine örgüt içi evlilik yapması konusunda büyük baskı yapıldığını dile getiren İ.Ö., 'Ender A. benim evleneceğim kişinin çalışan birisi olacağını, ben ve benim gibi rütbeli personelin genellikle doktorlarla evlendirildiklerini söylemişti. Eğer örgüt içi evlilik yapmazsam bozulacağımı, kayıp gideceğimi ve 'şefkat tokadı' yiyeceğimi de söylerdi.' ifadelerini kullandı.
Flaş belleğin şifresi 'Yapan O eden O'
Gaziantep'te görev yaptığı dönemde Ender A. tarafından kendisine bir flaş bellek verildiğine dikkati çeken İ.Ö, bu flaş belleğin normal şekilde bilgisayara takıldığında boş göründüğünü belirterek şunları kaydetti:
'Ancak bilgisayar kapalıyken bu belleği bilgisayara takarak, bilgisayarın ilk açıldığı esnada F9 tuşuna basıyordum. Sonra çıkan mavi ekranda flaş disk yazısını seçiyordum. Şifre ekranı geliyordu, şifre kısmına 'Yapan O eden O' yazınca bellek açılıyordu. Bu belleğin içinde Fetullah Gülen ve Said Nursi'nin kitapları, Kur'an-ı Kerim, herkül.org sitesinin ara yüzü, Fetullah Gülen'e ait sohbet ve vaaz kayıtları vardı. Ender A. bu flaşı kimsenin görmemesi gerektiğini, özellikle eşimin görmeyeceği şekilde muhafaza etmemi söylemişti.'
'Bana baskı yaparak evlenmeme engel oldu'
Muvazzaf binbaşı H.Z. ise ifadesinde, örgütle yıllar önce tanıştığını, 'Ömer' isimli kişinin kendisine ders çalıştırdığını, ayrıca bu kişinin kendisine şiddet uygulayarak dövdüğünü belirtti.
Örgüt içi evlilik yapması için örgüttekilerin baskı yaptığını anlatan H.Z, şöyle devam etti:
'Benimle ilgilenen 'Oğuz' isimli bir şahıstı. O dönem bir bayanla tanıştım. Bu bayan arkadaşımla evlenmek istediğini söylediğimde, Oğuz isimli şahıs bana baskı yaparak evlenmeme engel oldu. Daha sonra şu anda evli olduğum kişiyle evlenmeme de örgüt izin vermedi. Ancak ben tüm zorluklara göğüs gererek şimdi eşimle evlendim. Aslında burada şunu anlatmak istiyorum. Örgüt, beni ve benim gibileri cemaat mensubu şahıslarla evlendirerek örgüte bağımlı kalmamızı istiyordu.'
Ankesör soruşturması darbecilerin savunmalarını çökertti
Öte yandan Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kripto yapılanmasının kullandığı ''sabit telefonlardan periyodik ve ardışık arama sisteminin'' deşifre edilmesiyle örgüt üyesi olmadıklarını öne süren bazı darbe girişimi davası sanıklarının savunmaları da çöktü.
28 Eylül'de basına yansıyan gelişmeye göre, Darbe girişimi sırasında MİT, Genelkurmay Başkanlığı karargahı, Ankara Emniyet Müdürlüğü, TÜRKSAT ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni yaylım ateşine tutan helikopter pilotlarının da aralarında bulunduğu Kara Havacılık Komutanlığı davası sanıklarından bir kısmının sabit telefonlardan mahrem imamlarla görüştükleri tespit edildi.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, ilk duruşması 31 Temmuz 2017'de başlayan davanın 151 sanığından 21'inin sabit telefonlar aracılığıyla mahrem imamlardan talimat aldıkları belirlendi.
Mahrem imamlarla ankesör ve büfelerdeki sabit telefonlarla görüştükleri için sanıklar eski tuğgeneral İdris Feyzi Okan ile eski kara pilotlar albay Mustafa Çin, Mustafa Durmuş, Gökhan Lütfi Reyhan, Erdoğan Erdem, Uğur Kapan, Muzaffer Kartopu, yarbaylar Murat Bolat, Hakan Erol, Yücel Ersüren, Mehmet Demirhisar, binbaşılar Nuri Tuncel, Mehmet Barış Çayırlı, Ümran Taş, Emre Erkan, Sadullah Abra, Abdullah Ateştemur, Mehmet Şamcı, yüzbaşı Abdullah Ateştemur, teğmen Mustafa Özkardeşler ve astsubay Bilgin Kuğu hakkında soruşturma başlatıldı.
Savcılar, sabit hatlarla mahrem imamlarla görüşen sanıkların iletişim tespit bilgileri ile soruşturma sürecinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyen mahrem imamların itiraflarının yer aldığı delilleri, söz konusu isimlerin yargılandığı Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.
Böylece hazırlık aşamasında ve mahkeme huzurundaki savunmalarında örgüt üyesi olmadıklarını iddia eden sanıkların beyanlarının gerçeği yansıtmadığı bir kez daha ortaya çıktı.
- Ankesördeki kritik isimler
''Sabit telefonlardan periyodik ve ardışık arama sistemi'' ile FETÖ'nün mahrem imamlarıyla görüştüğü belirlenen sanıklar arasında yer alan eski tuğgeneral İdris Feyzi Okan ismi dikkati çekiyor. Darbe girişiminden önce Kara Havacılık 1. Alay Komutanı olan Okan, 15 Temmuz'dan sonra tuğgeneralliğe terfi ettirilmişti. Kara Havacılık Komutanlığı soruşturması devam ettiği sırada ortaya çıkan yeni bilgi ve deliller sonucu FETÖ bağlantısı ortaya çıkan Okan, Kara Havacılık Okul Komutanı iken 20 Ocak 2017'de tutuklandı, meslekten ihraç edildi.
Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü ve MİT Müsteşarlığı yerleşkesine ateş ettiği iddianamede yer alan pilotlardan eski yüzbaşı Sadullah Abra da sabit hattan mahrem imamlarla görüşen sanıklar arasında yer aldı.
Darbe faaliyetlerine destek vermek için Malatya'dan Ankara'ya Atak helikopteriyle gelen eski yarbay Hakan Erol ile iki sivilin şehit olduğu 47 kişinin yaralandığı Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT Uydu Haberleşme Merkezi'ne darbeci askerleri taşıyan eski pilotlar albay Erdoğan Erdem ile binbaşı Abdullah Ateştemur da ankesörden mahrem imamla görüştüğü belirlendi.
Sabit hattan örgütsel talimat alan diğer isimlerin de 15 Temmuz akşamı darbe girişimine destek verdikleri iddianamede detaylı olarak yer alıyor.
9 yıl 1 yıla indi: Teğmene 'Etkin Pişmanlık' İndirimi
Konuyla bağlantılı bir başka gelişme de Ankara'da yaşandı. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden yargılanan 'ByLock' kullanıcısı eski teğmen itirafçı olunca 9 yıl olan cezası, 1 yıl 10 ay 15 güne düşürüldü.
11 Ekim'de Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince görülen karar duruşmasına sanık eski teğmen M.G. ile avukatı katıldı.
Mahkeme Başkanı Abdullah Köksal, önceki duruşmada alınan ara karar gereği dava dosyasına gelen evrakı okudu, buna ilişkin sanık ve avukatının savunmasını aldı.
Ardından esasa ilişkin mütalaasını sunması için söz verilen savcı, sanığın 'silahlı terör örgütüne üyelik' suçundan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Daha sonra mütalaaya karış savunmasını yapan sanık M.G, önceki savunmalarını yinelediğini söyledi.
ByLock kullanıcısı olduğunu itiraf eden M.G, örgüte ilişkin verdiği bilgiler doğrultusunda hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını istedi.
Sanık avukatının savunmasının ardından hükmü açıklayan mahkeme, 'silahlı terör örgütüne üyelikten' M.G'ye 6 yıl hapis cezası verdi.
Mahkeme, Terörle Mücadele Kanununun ilgili maddesi gereğince yarı oranda artırma giderek cezayı 9 yıl olarak belirlediği cezayı, sanığın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması talebini yerinde görerek 1 yıl 10 ay 15 güne indirdi.
Sanık hakkında 'hükmün geri bırakılmasına' karar verildi.
'Katalog Kızı' Abla, Teğmen eşiyle birlikte itirafçı oldu
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde tutuksuz yargılanan ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen M.M, daha önce hiç görmediği bir üsteğmen ile tanıştırıldı, daha sonra da bu kişiyle evlendirildi. 'Murat' kod adlı kişinin eşiyle birlikte ayda bir evlerine geldiği ifade eden M.M, her şeyi anlattı.
11 Ekim'de Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde tutuksuz yargılanan ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen M.M, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünü kazandığı 1998 yılında FETÖ yapılanmasıyla tanıştığını belirtti.
Öğrencilik yıllarında FETÖ ile iltisaklı bir yurtta kaldığını anlatan M.M, mezun olmadan önce kendisine örgüt içi evliliklerden bahsedildiğini ve kendisinin de bu durumu kabul ettiğini ifade ederek, 'Ankara'ya dönmeden evvel Erdoğan Hoca diye hitap ettiğim kişi bana, yapının istediğim taktirde beni evlendireceğini söyledi, ben de olabilir demiştim.' dedi.
ÜSTEĞMENLE EVLENDİRİLMİŞ: Fotoğraflarını 'Erdoğan' isimli kişiye verdiğini anlatan M.M, Ankara'ya döndükten sonra daha önce hiç tanımadığı ve görmediği K.M. isimli bir üsteğmen ile tanıştırıldığını, 2003 yılında da bu kişiyle evlendiklerini dile getirdi.
ÇOCUĞUN İSMİNİ FETULLAH GÜLEN'E SORALIM: Evlendikleri dönemde eşinin Kumluca İlçe Jandarma Komutanlığında çalıştığını anlatan M.M, eşinden sorumlu FETÖ üyesinin 'Murat' kod adını kullanan bir öğretim görevlisi olduğu bilgisini verdi. 'Murat' kod adlı kişinin eşiyle birlikte ayda bir evlerine geldiğini ve sohbet adı altında toplantılar düzenlendiğini beyan eden sanık M.M, 'Murat'ın daha sonra Amerika'ya gittiğini duydum. Murat, Amerika'ya gitmeden önce eşime, 'Doğacak çocuğun ismini Fetullah Gülen'e soralım, onun belirleyeceği ismi koyalım.' dedi. Ben kabul etmedim, ilk çocuğumuza bu nedenle Fetullah Gülen'in değil ailemizin belirlediği isim koyuldu.' ifadelerini kullandı.
'KPSS'DEKİ SORULAR BİREBİR ÇIKTI': Eşinin 2007 yılında tayininin Tunceli'ye çıktığını bildiren M.M, şunları kaydetti: 'Tunceli'ye giderken yol güzergahında yine örgütte 'abi' pozisyonunda olduğunu anladığım ve doktorluk yaptığını öğrendiğim Ali P. isimli kişinin evinde kaldıktan sonra Tunceli'ye geçtik. Tunceli'de eşimden sorumlu kişi, 'Kadir' kod ismini kullanan Elvan Ç. oldu. Evleri Tunceli Valiliğinin üst tarafındaydı. İki haftada bir bu eve eşimle birlikte gidip geliyorduk. Ben o sıralarda KPSS'ye çalışıyordum, Tunceli'den de Elazığ'a özellikle imtihana hazırlık kitapları almak için gidiyordum. KPSS imtihanına bir gün kala akşam eşimle birlikte Elvan Ç'nin evine gitmiştik. Bu eve Ali P. geldi, beni bir odaya yalnız olarak aldı. Bana elindeki bazı soruları göstererek, 'Yarınki KPSS imtihanında benzer sorular çıkabilir, bak.' dedi. Ben de imtihanda çıkacak sorular olduğunu anlamadan bu sorulara baktım ancak bir gün sonra girdiğim KPSS'de Ali'nin gösterdiği soruların eğitim bilimleri soruları olduğunu anladım. Ali, soruları bana gösterdiğinde birebir çıkacağını söylememişti.'
'ÖRGÜTTEN SOĞUMAYA BAŞLADIM: FETÖ'nün sızdırdığı 2010 KPSS'den bir süre sonra eşinin tayininin Ankara'ya çıktığını ve tekrarlanan sınava girmek istediğini ancak sınav yeri Tunceli olduğu için sınava girmediğini aktaran M.M, 'Sınavdan aldığım puana göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında odyolog olarak atandım ancak yaşanan bu nedenlerden dolayı memurluğa başlamak istemedim. 17-25 Aralık'tan sonra örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in basına yansıyan bedduaları ve yaptığı konuşmaları sonrası örgütten soğumaya başladım.' dedi.
HDP'YE OY VERİN ÇAĞRISI: Eşinin Ankara'da da örgütle irtibatının olduğunu itiraf eden M.M, 2014 yılında binbaşı rütbesiyle Siirt'e atanan eşinin burada da örgütsel faaliyetlerini sürdürdüğüne değindi. Eşinden sorumlu 'örgüt abisi'nin Siirt Valiliğinde çalışan 'Sinan' kod adlı İlker G. olduğunu açıklayan sanık M.M, FETÖ'nün 2015 Milletvekili Genel Seçimleri öncesi HDP'ye oy verilmesi yönünde örgüt üyelerine telkinde bulunduğunu şöyle aktardı: '2015 Milletvekili Genel Seçimleri yaklaştığında, Siirt İlçe Jandarma Komutanlığında binbaşı olarak çalışan eşim bana örgütün seçimlerde HDP'ye oy vermemizin istendiğini söyledi. Bu hususu eşimden istemişler, benden istemediler. Ben kabul etmedim, zaten önceden de şüphelerim olan örgütten iyice soğudum, eşim 'o zaman sen gitme' dedi. Yalnız gidip gelmeye başladı, aradan bir müddet geçtikten sonra eşim bana 'abla seninle son kez görüşmek istiyor' dedi. Kabul ettim, bu görüşmeye İlker'den sonra eşimin örgüt abiliğini yapan 'Reşat' kod adlı Kadir S'nin eşi de geldi. Örgütle ilgili olan şüphelerimi söyledim, hatta 'terörle mücadele eden eşimden nasıl olur da HDP'ye oy vermesi istenir?' dedim. Bir daha irtibat kurmayacağımı söyledim, ondan sonra da bir daha görüşmem olmadı.'
EŞİ DE İTİRAFÇI OLDU: FETÖ'nün darbe girişimi sırasında eşinin Siirt'te jandarma binbaşı olarak görev yaptığını ve 2016 yılının Ağustos ayında FETÖ ile iltisaklı olduğu için mesleğinden ihraç edildiğini hatırlatan M.M, eşinin de itirafçı olduğunu sözlerine ekledi.
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
(14 Ekim 2018, 15:05)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: