İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan'ın da aralarında bulunduğu 73 jandarma personeli ile terör örgütünün yapılanmasında sözde "abilik" yaptığı belirtilen 19 sivil olmak üzere 53'ü tutuklu, 92 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
13.10.2018 18:07 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan'ın da aralarında bulunduğu 73 jandarma personeli ile terör örgütünün yapılanmasında sözde "abilik" yaptığı belirtilen 19 sivil olmak üzere 53'ü tutuklu, 92 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
01.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısındaki binada yapılan 16. duruşmaya, 51 tutuklu, 10 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bazı müşteki avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan sanık eski yüzbaşı Hasan Ataç, iddianamede iddia edilen FETÖ'nün darbe girişimi öncesinde yaptığı toplantılara katılma hususunu reddetti.
15 Temmuz'da 22.00 sıralarında askeri hattan arandığını, telefonda kendini yarbay olarak tanıtan bir kişiyle görüştüğünü ifade eden Ataç, "Bana tatbikat olduğunu ve İstanbul İl Jandarma Komutanlığı'na gelmemi söyledi. Ben pazartesi tayinim nedeniyle il değiştireceğimi söylesem de, benim gelmemem halinde hakkımda idari tahkikat başlatacağını söyledi. Bazı subaylarla birlikte komutanlığa sivil ve silahsız olarak gittim" ifadelerini kullandı.
15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün askerler tarafından kapatıldığı haberlerini öğrendiğinde hiçbir eyleme katılmamak için kamelyalar bölgesine gittiğini, gece boyunca silahsız bir şekilde orada beklediğini ve sabah saatlerinde nizamiyeden çıktığını öne süren Ataç, Bylock kullanıcısı olduğu yönündeki iddiaları kabul etmedi.
Savunma yapan tutuklu sanık eski yüzbaşı İsrafil Bozdemir, "15 Temmuz akşam saatlerinde yüzbaşı Levent Özlü evime gelerek bana terör olayları nedeniyle seferberlik olduğunu söyledi. Ben emri sordum, o ise emri gideceğimiz yerde göreceğimizi söyledi. Sabiha Gökçen Havalimanına vardığımızda oranın komutanı yüzbaşı Dursun Şimşek'in seferberlikten haberi yoktu" şeklinde beyanda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarını gördükten sonra darbe girişimi olduğunu öğrendiğini iddia eden Bozdemir, bazı tanıkların örgüt evine sohbetlere gittiğini söylediğini ve bu iddiaları kabul etmediğini belirtti.
İddianamede söylendiği gibi örgütün şifreli haberleşme programı ByLock kullanıcısı olmadığını öne süren Bozdemir, tahliyesini talep etti.
Duruşmada savunma yapan diğer sanıklarda üzerilerine atılı suçlamaları reddederek tahliyelerini istedi.
Sanık avukatları da müvekkillerinin suç karışmadıklarını iddia ederek tahliye talebinde bulundu.
Duruşma sanık savunmalarına devam edilmek üzere yarına ertelendi.
02.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısındaki binada yapılan duruşmaya, 50 tutuklu, 7 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bazı müşteki avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan tutuksuz sanık Hayri Güzel savunma yaptı.
Güzel, darbe girişimi esnasında Ürdün'de olduğunu anlatarak, 20 Temmuz'da Türkiye'ye döndüğünü belirtti.
Jandarma subaylara öğretmenlik yaptığını ifade eden Güzel, "Bu dosyadaki sanıklardan sadece Metin Yücel'e öğretmenlik yapıyordum. Onun dosyasını da ayırdınız. Dosyadaki sivil sanıklarla tanışıklığım vardır. Sorumlu olduğum personelle kendi evimde bir araya gelip sohbet ediyorduk." diye konuştu.
Örgütün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandığını da dile getiren Güzel, "2014 Eylül ve 2015 Mart arası bu programı kullandım. Buradan pek iletişim sağlamıyorduk. Zaten sohbetlerimizin hangi gün olacağı belliydi. 'ByLock' tamamen iletişim amaçlı kullanılmadı. 17/25 Aralık sürecinin ardından örgüt üyelerini bir arada tutmak için 'ByLock' programı kullanıldı." ifadelerini kullandı.
Duruşmada savunma yapan Sabiha Gökçen Havalimanı Koruma Bölüğü Komutanı eski Yüzbaşı Dursun Şimşek de 15 Temmuz'da havalimanından bir komiserin kendisini aradığını, komiserin kendisine 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün askerler tarafından kapatıldığını söylediğini ifade etti.
Kendisinin havalimanına da terör saldırısı olabileceği ihtimali üzerine nizamiye ve çevrede güvenlik amaçlı personel görevlendirdiğini kaydeden Şimşek, "2 araç birliğe geldi ve sıkıyönetim nedeniyle emir komutanın kendilerinde olduğunu söylediler. Kamuflajları giydiler ve silahları aldılar. Ben bazı kişilere emir komuta konusunu sormak istedim ama netleştiremedim." şeklinde savunma yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının ardından bu hareketin bir darbe girişimi olduklarını anladıklarını öne süren Şimşek, "O sıralarda kendisini 'Bekir Yarbay' olarak tanıtan bir kişi beni aradı. Havalimanına giremediğini, benden kendisine yardımcı olmamı istedi. Ben de kalkışma olduğunu anladığımı, kendisine yardımcı olamayacağımı söyledim. Bana 'Tankla havalimanını patlatayım, göreyim o zaman kime itaat ediyorsunuz.' tehdidinde bulundu. Bu tehdidin ardından emniyeti aldık ve beklemeye başladık. Ben o gece asla darbe kastıyla hareket etmedim." diye konuştu.
Duruşmada savunma yapan diğer sanıklar da suçlamaları reddederek, tahliyelerini talep etti. Sanık avukatları da müvekkillerinin suça karışmadıklarını iddia ederek, sanıkların tahliyesini istedi.
Duruşma, sanık savunmalarına devam edilmek üzere yarına ertelendi.
03.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısındaki binada yapılan 18. duruşmaya, 48'i tutuklu 57 sanık ile avukatları katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bazı müşteki avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık eski albay Haydar Yalın 15 Temmuz'da cezaevlerinden sorumlu komutan olarak görev yaptığını söyledi.
Harekat merkezinden aranmasının ardından İstanbul İl Jandarma Komutanlığına gittiğini kaydeden Yalın, "İl komutanı Gürcan Sercan'ın odasına girdim. Bana 'birliklerin hazır edilmesi' konulu bir mesaj gösterdi. Köprünün jandarma tarafından kapatıldığı haberlerini gördük, ben ve o endişelendi. Daha sonra odadan çıktım. Bir süre sonra odasına girdiğimde 'sıkıyönetim direktifi' adlı mesajı gördüm" ifadelerini kullandı.
Bunun TSK'nın bir hareketi olmadığını anladıklarını iddia eden Yalın, emrindeki tüm personele birliklere dönmesi konusunda emir verdiğini öne sürdü.
Sabah saatlerinde tutuklu sanık Gürcan Sercan'ın kendisine kamera kayıtlarını sorduğunu belirten Yalın, "Ben nerede olduğunu bilmediğimi söyledim. Daha sonra nizamiyede olduğunu öğrendim ve bunu haber verdim. İl jandarma komutanı gözaltına alındığı haberlerini gördüm, ancak o haberler esnasında Gürcan Sercan buradaydı. Kağıt kırpma makinesinde bazı kağıtları kırptığını gördüm. Ben darbe girişimine iştirak etmedim ve beraatimi istiyorum" şeklinde savunma yaptı.
Tutuklu sanık eski yüzbaşı Özkan Özen de 15 Temmuz öncesinde tayininin Van'a çıktığını, bu nedenle İstanbul'daki eşyalarını memleketi Seydişehir'e göndereceği için nakliyat işleriyle uğraştığını söyledi.
Lojmanda kendisine bir başka öğrenci subayın "Sen İl Jandarma Komutanlığına gelmiyor musun?" şeklinde soru sorduğunu kaydeden Özen, "Ben de ilgisiz bir öğrenci olmadığımı göstermek için gittim. Ben İl Jandarma Komutanlığına akademideki derslere ilişkin gidiyoruz zannettim. Darbe girişimini anladığım an 00: 30 sıraları komutanlıktan ayrıldım. İddia edildiği gibi 06: 30'a kadar hazır kıta beklemedim. HTS kayıtlarıyla bu ortaya çıkabilir" diye konuştu.
ByLock kullanıcısı olduğu yönündeki iddiaları kabul etmeyen Özen, iddianamedeki üzerine atılı tüm suçlamaları reddetti.
Duruşmada savunma yapan diğer sanıklar da suçlamaları reddederek, tahliyelerini istedi. Sanık avukatları da müvekkillerinin suça karışmadıklarını iddia ederek, sanıkların tahliyesini talep etti.
Duruşma, sanık savunmalarına devam edilmek üzere yarına ertelendi.
04.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısındaki binada yapılan 19. duruşmaya, 47'si tutuklu 59 sanık ile avukatları katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bazı müşteki avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Duruşma, sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam etti.
08.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısındaki binada yapılan 20. duruşmaya, 51'i tutuklu 62 sanık ile avukatları katıldı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bazı müşteki avukatlarının da hazır bulunduğu duruşma, sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.
Daha önce yapılan 19 duruşmada 74 sanığın savunması tamamlandı.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Nihat Keskin, matematik öğretmeni olduğunu ve FETÖ ile bir bağlantısının bulunmadığını iddia etti.
Darbe girişiminden 35 gün sonra gözaltına alındığını söyleyen Keskin, "Kaçmak istesem kaçabilirdim. Suçlu olsam kaçardım. Evimin orada çöp kutusunda buluna flash diskin bana ait olduğu söyleniyor. Bu iddiaları reddediyorum. Dijital materyallerin bir örneği alınıp bana verilmedi. İddianamede iddia edildiği gibi örgütün şifreli haberleşme programı ByLock kullanıcısı değilim. Nasıl ByLock kullanıcısı olduğumu bilmiyorum. Tüm suçlamaları reddediyorum" şeklinde savunma yaptı.
Tutuklu sanık eski yüzbaşı Musa Demirtaş da öğrenci subay olduğunu, 15 Temmuz'da terör saldırısı nedeniyle Sabiha Gökçen Havalimanı'na 8 öğrenci olarak gittiklerini öne sürdü.
Sabiha Gökçen Koruma Bölüğü komutanı tutuklu sanık eski yüzbaşı Dursun Şimşek'ten emir komutayı devraldığı yönündeki iddiaları kabul etmeyen Demirtaş, "Oraya takviye ekip olarak gittim. Takviye ekibin emir komutayı alamayacağı hiyerarşide bellidir. Ben darbe girişimine kesinlikle katılmadım. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarını gördükten sonra kandırıldığımızı anladım. O saatten sonra sivil olarak bekledim. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
Duruşmada savunma yapan bazı tutuksuz sanıklar da suçlamaları reddederek, tahliyelerini istedi. Sanık avukatları da müvekkillerinin suça karışmadıklarını iddia ederek, sanıkların tahliyesi talebinde bulundu.
Duruşma tanık beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.
09.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısındaki binada yapılan 21. duruşmada tanık olarak dinlenen İstanbul İl Jandarma Komutanı yardımcısı Cemil Özdemir, kendisinin 2 Temmuz 2016'da yıllık izne ayrıldığını, o dönemde Maltepe Cezaevi tabur komutanlığı yaptığını söyledi.
Darbe girişimi esnasında ailesiyle tatilde olduğunu belirten Özdemir, "Darbe girişimi esnasında birliği aradım. Benim görevime bakan yarbay Erdal Müniroğlu'nun (tutuklu sanık) personelin bir kısmını mesaiye çağırdığı ve cezaevinde bir olumsuzluk olmadığı bana söylendi. İznimi iptal edip döndüm. 17 Temmuz 15: 00 itibariyle görevimin başındaydım. Bizim personel ve bazı ceza infaz kurumu memuru personelleri aynı servisi kullanıyor. İnfaz memurlarının o gece G3 piyade tüfeği gördüğü dedikoduları kulağıma geldi." beyanında bulundu.
Bu konuşmaların ardından yanına kendi personeli uzman çavuş Halil Çetinkaya'nın yanına geldiğini belirten Özdemir, Çetinkaya'nın kendisine "15 Temmuz'da nöbetçi üsteğmen Rıfat Gürkan'ın (tutuklu sanık) odasına girdim. 4-5 asker ile birlikte G3 mermilerini tüfeklere basıyordu." dediğini aktardı.
Bunu duyunca tutuklu sanık eski üsteğmen Rıfat Gürkan'ı yanına çağırdığını söyleyen Özdemir, "Rıfat sen bu durumu bu saate kadar bana niye söylemedin, dedim. Biz normalde cezaevinde mp5 silah kullanıyoruz. Olağanüstü durumlar için uzun namlulu silah bulunması için envanterimizde G3 piyade tüfeği bulunuyordu. Bana 'Komutanım nasıl olsa siz duyarsınız diye düşündüm' şeklinde savunma yaptı." ifadelerini kullandı.
Duruşmada tanık olarak dinlenen astsubay Mehmet Demirçubuk da İstanbul İl Jandarma Komutanlığı'nda bilgi sistemlerinde görev yaptığını, 15 Temmuz'da mesaisinin bitmesinin ardından misafirhaneye geçtiğini söyledi.
15 Temmuz'da akşam saatlerinde sistemde arıza olduğu için çağrıldığını, sistemde arıza olmadığını görünce misafirhaneye geri döndüğünü ifade eden Demirçubuk, o gece evi birliğe yakın personelleri de komutanlıkta gördüğünü söyledi.
-"Gürcan Sercan nizamiyedeki kamera kayıtlarını istedi"
16 Temmuz'da nöbetçi olduğunu kaydeden Demirçubuk, "Albay Haydar Yalın (tutuklu sanık) bana nizamiyedeki kamera kayıtlarının şifresini bilip bilmediğimi sordu. Bilmediğimi belirttim. İlerleyen saatlerde İl Jandarma Komutanı Gürcan Sercan'ın benim bulunduğum binaya geldiğini gördüm. Görevim boyunca Sercan ilk defa bu binaya gelmişti. Bana burada kamera kayıtlarının olup olmadığını sordu, ben de yok dedim." diye konuştu.
İlerleyen saatlerde tutuklu sanık Sercan'ın kendisini aradığını söyleyen Demirçubuk, beyanlarına şöyle devam etti:
"Albay Gürcan Sercan bana 'Nizamiyede kamera kayıt cihazlarının harddiskini sök bana getir' dedi. Ben de gidip söktüm. Nizamiyedeki nöbetçi heyetine de durumu aktardım. Yeni harddiskleri takıp kamera kayıtlarına devam ettirecektim. Sercan bana 'Eleman yenilerini sonra takarsın, eskilerini çabuk bana getir' dedi. Kameraların harddisklerini söktüm, getirdim. Kendisine teslim ettim. Sercan'ın gözaltına alınmasının ardından durumu albay Mehmet Nebioğlu'na aktardım. Harddiskleri teslim ettikten sonra albay Haydar Yalın'ın da odaya girdiğimi söyledim. Bunun üzerine Albay Nebioğlu Yalın'ın adreslerinde kamera kayıtlarının bulunmasına yönelik arama kararı çıkarttı."
Duruşma, tanık beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.
10.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısındaki binada yapılan 22. duruşmada tanık olarak dinlenilen tanık Muhammed Özoğlu, 15 Temmuz'da kısa dönem er olarak Sabiha Gökçen Havalimanı'nda görev yaptığını söyledi.
Bölük nizamiyesinde nöbette olduğunu, akşam saatlerinde silahlı olarak içtima alanında toplandıklarını ifade eden Özoğlu, "60 civarı er vardı içtima alanında. Bölük komutanı Yüzbaşı Dursun Şimşek (tutuklu sanık) ben nizamiyede nöbetçiyken yanıma geldi. 'Misafirlerim gelecek, onlara kimlik sorma ve kayıt alma' dedi. Gelen kişiler, sivil giyimli askerlerdi. İçtima alanında beklerken üniforması olmayan silahlı bir rütbeli, 'TSK yönetime el koydu, halkın direnişiyle ilgili haberlere itibar etmeyin.' dedi." diye konuştu.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen Süleyman Karadeniz de darbe girişimi esnasında tutuksuz sanıklar Muhammed Aliko ve Mustafa Özyurt'u aldığı emir doğrultusunda birliğe gelmeleri için aradığını anlattı.
Özyurt'un kendisine Sabiha Gökçen Havalimanı'nda olduğunu ve gelemeyeceğini söylediğini kaydeden Karadeniz, "Bana orada görevli bir arkadaşını ziyarete gittiğini söyledi. Muhammed Aliko da bana kendisinin bir akrabasını almak için Sabiha Gökçen Havalimanı'nda olduğunu söyledi. Daha sonra Aliko'nun elinden telefonu bir üsteğmen aldı. Aliko'nun onunla beraber olduğunu söyledi ve telefonu kapattı." dedi.
Tanık emekli uzman çavuş Tarkan Kendirkıran da 15 Temmuz'da Pendik İlçe Jandarma Komutanlığı'nda nöbetçi astsubay olarak görev yaptığını, ilçe jandarma komutanlığına vekaleten tutuklu sanık Dursun Şimşek'in baktığını dile getirdi.
Darbe girişiminden 2-3 gün önce Şimşek'in kendilerinden araç, silah, mermi, çelik yelek ve çelik başlık durumunu sorduğunu aktaran Kendirkıran, "Biz de sayıları ve durumları kendisine bildirdik. 15 Temmuz günü Dursun Şimşek'in çelik başlık ve yelekleri terör saldırısı nedeniyle Sabiha Gökçen Havalimanı'na istediği söylendi. Şimşek bize 'Ön tarafta polisler trafik kontrolü yapıyor. Oradan gelirseniz geç kalırsınız. Arka taraftan gelin ve yelekleri oradan verin.' dedi. Biz de arka taraftan teslim ettik ve çıktık" ifadelerini kullandı.
Tanık beyanlarının alınmasının ardından, duruşma yarına ertelendi.
11.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısındaki binada yapılan duruşmada tutuklu sanıklar ve avukatları tahliyeye ilişkin talepte bulundu. Tutuksuz sanıklar da haklarındaki adli kontrol kararlarının kaldırılmasını istedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ali Büyüközdemir tutuklu sanıkların bu hallerinin devamı yönünde karar verilmesini talep etti.
Görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı tutuklu sanıkların bu hallerinin, haklarında adli kontrol kararı bulunan sanıklar hakkındaki hükümlerin devamı talebinde bulundu.
Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti tutuklu 9 sanığın tahliye edilmesine karar verdi.
Tutuklu 44 sanığın bu hallerinin devamına hükmeden mahkeme heyeti, 16 sivil sanığın dosyasının ayrılmasını karara bağladı.
Tutuksuz 9 sanık hakkında haftanın belirli günü imza atma şeklinde adli kontrol kararının kaldırılmasına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 19 Kasım'a erteledi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan ve yardımcılarının bulunduğu 73 jandarma personelinin darbe girişimi akşamı yaptığı faaliyetler anlatılıyor.
İddianamede, aralarında FETÖ'nün jandarma yapılanmasının sözde "manevi abisi" Şemsi Zafer Yalçın ile sözde "Marmara Bölge Temsilcisi" Nihat Keskin'in de bulunduğu 19 sanığın, örgütteki yerleri ve jandarmayla ilişkilerine vurgu yapılıyor.
Darbe girişimi günü Harp Akademileri'nden subayların İl Jandarma Komutanlığı'na gelerek Albay Gürcan Sercan ve yardımcısı Yarbay Birol Abbas'la görüştükleri, sanıkların darbe girişimine hazırlık olarak değerlendirilen bu faaliyetlerini "tez çalışması" şeklinde adlandırarak gizledikleri belirtilen iddianamede, İl Jandarma Komutanlığı'ndaki kamera kayıtlarının bulunduğu 2 harddiski teslim alan Sercan'ın bunları sanık Albay Haydar Yalın'a verdiği ve bu görüntüleri birlikte imha ettiklerinin değerlendirildiği aktarılıyor.
İddianamede, Sercan'ın darbe girişimi gecesi gittiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden kendisine tahsis edilen botla ayrıldığı, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın bot talebinin ise yerine getirilmediği anlatılıyor.
İstenen cezalar
İddianamede, aralarında Sercan ve yardımcılarının da bulunduğu albay, yarbay, yüzbaşı, üsteğmen, astsubay ve uzman çavuş rütbesindeki 73 sanığın "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan da 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Aralarında terör örgütünün "manevi abisi" Şemsi Zafer Yalçın ve "Marmara Bölge Temsilcisi" Nihat Keskin'in de bulunduğu sözde "abi" konumundaki 12 sanığın da aynı suçlardan üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, bu sanıkların "silahlı terör örgütü yöneticiliği" suçundan da 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması öngörülüyor.
İddianamede, örgütün sözde "abi"lerinden 5 kişi hakkında "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan 22,5 yıla kadar, 2 sanık hakkında ise "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Paralel yapı-04 Temmuz (2017) 'İstanbul 92 sanık Jandarma Yapılanması/Darbeye destek' davası
(13 Ekim 2018, 18:07)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: