Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulundaki (KHO) eylemlere ilişkin 307 sanıklı davada, sanıklar iddia makamının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.
13.10.2018 14:55 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulundaki (KHO) eylemlere ilişkin 307 sanıklı davada, sanıklar iddia makamının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.
03.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, sanıklar ve avukatları, esas hakkındaki savunmalarını yaptı.
Tutuksuz sanık Adem Bakış, önceki savunmalarını yinelediğini belirterek, suçsuz olduğunu ve emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini söyledi. Komutanlarının çağrısı üzerine Kara Harp Okulu karargahına gittiğini belirten Bakış, bir albayın emriyle mühimmatı olmayan tüfeği alarak, odasına geçtiğini ifade etti. Odasında uyuya kaldığını, sabah saatlerinde okul dekanının sesiyle uyandığını savunan Bakış, silahını teslim ederek evine geçtiğini anlattı.
Tutuksuz sanık Abdurrahman Özdemir de darbeye karşı mücadele edeceklerini düşünerek, karargaha gittiğini iddia etti. Amirlerinin emirleri doğrultusunda hareket ettiğini, darbe girişimine katkı sunacak bir eylemde bulunmadığını öne süren Özdemir, suçsuz olduğunu savunarak beraatini istedi. Mahkeme Başkanı Mustafa Yiğitsoy'un sorusu üzerine Özdemir, saat 01.00'de Kara Harp Okuluna geldiğini söyledi. Bunun üzerine Başkan Yiğitsoy, "Karargaha gittiğin saatte Ankara semalarında uçaklar uçuyor, sıkıyönetim ilan edilmiş. Amirlerinle bu durumu konuşmadınız mı, neler olduğunu sormadın mı?" sorusunu yöneltti.
Birliğin emniyetini almak için çağrıldıklarına dair açıklama yapıldığını aktaran Özdemir, kendilerine mühimmatsız tüfek dağıtıldıktan sonra odalarına geçtiklerini, sabah saatlerine kadar beklediklerini ileri sürdü.
Başkan Yiğitsoy'un, "Sen subaysın, güvenlik tedbiri için sana silah veriliyor ama mühimmat verilmiyor. Bu durum tuhaf gelmedi mi?" sorusuna Özdemir, "Bize ilave nöbete gidebileceğimiz söylendi." cevabını verdi.
Sanık Mustafa Koca ise darbe girişimine karşı mücadele edeceklerini düşünerek, karargaha geldiğini iddia etti. Emir üzerine herkes gibi mühimmatsız bir tüfek alarak beklemeye başladığını söyleyen Koca, gece boyunca yasalara aykırı bir tutum sergilemediğini savundu.
Araya giren Başkan Yiğitsoy, "Adamlar, savaş uçağıyla her yeri vuruyor ve bombalıyor. Sen darbecilere karşı mühimmatsız silahla mı karşı koyacaktın?" diye sordu.
Sanık Koca da 15 Temmuz akşamı vatandaşların darbecilere karşı silahsız ve mühimmatsız bir şekilde direndiğini hatırlattı. Bunun üzerine Başkan Yiğitsoy, "Buradaki konu sivil halkın darbecilere karşı direnişi değil, senin o gece ne yaptığın. Eğer o gece askerlerin yarısı sivil halk kadar yürekli olsaydı, darbe olmazdı ve bu duruma gelinmezdi. Kimse kusura bakmasın, sivil halkta olan yürek sizde yok." dedi.
Sanık Koca'nın savunmasını tamamlamasının ardından, duruşmaya ara verildi.
04.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24'üncü Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, sanıklar ve avukatları, esas hakkındaki savunmalarını yaptı.
Sanık eski üsteğmen Adem Baş, olay tarihinde eşiyle yemekteyken uçakların alçaktan uçtuğunu, bunun üzerine aradığı bir arkadaşının kritik yerlerin korunması için bu uçuşların yapıldığını söylediğini aktardı.
Daha sonra eve geçtiğini, bu sırada televizyonda dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın darbe girişimine ilişkin açıklamalarını izlediğini anlatan Baş, bir süre sonra bölük yazışma grubuna herkesin karargaha gelmesi için mesaj gönderildiğini ifade etti.
Özel aracıyla Kara Harp Okulu Karargahına gittiğini belirten Adem Baş, burada kendilerine mühimmatsız tüfekler dağıtıldığını kaydetti.
Emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini, kanunsuz bir emri yerine getirmediğini savunan Baş, darbe girişimine katkı sağlayacak eylemde bulunmadığını iddia etti.
FETÖ üyesi olduğuna ilişkin dava dosyasındaki tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını öne süren sanık Baş, söz konusu kişilerin ceza almamak için aleyhinde konuştuklarını söyledi.
Yargılamada gelinen aşamada suçsuz olduğunun ortaya çıktığını savunan Adem Baş, beraatını talep etti.
- "FETÖ'den şikayetçiyim"
Tutuksuz sanık Akın Üçok da vatansever asker, polis ve vatandaşların hain darbe girişimini püskürttüğüne işaret ederek, FETÖ'nün amacına ulaşmasının engellendiğini ifade etti.
Komutanlarının emri üzerine karargaha geldiğini belirten Üçok, mühimmatı olmayan bir tüfekle sabah saatlerine kadar beklediğini anlattı.
Darbe girişiminin mağduru olduğunu ileri süren Akın Üçok, FETÖ'den şikayetçi oldu.
Sanık Ahmet Kurtay da geçici görevlendirmeyle Kara Harp Okulunda bulunduğunu, bölük komutanının emriyle mesaiye geldiğini söyledi.
Bir yarbayın kursiyerlerin başında bulunmasını istemesi üzerine bölük komutanının yanına gidip bu durumu ilettiğini, onun da onay vermesiyle kursiyerleri tabur bölgesine götürdüğünü dile getiren Kurtay, sabaha kadar burada beklediğini aktardı.
Yoklama işlemlerinin ardından mesaiden ayrıldığına işaret eden Ahmet Kurtay, geçen sürede kanunsuz bir eylemde bulunmadığını öne sürdü.
Sanık eski teğmen Ali Aktaş ise firari eski albay İlhami Polat'ı tanımadığını ve emirleri doğrultusunda hareket etmediğini belirtti.
Kendilerine boş tüfekler verildiğini aktaran Aktaş, terör saldırısına karşı önlem alındığını düşündüğü dile getirdi.
Rütbesi gereği verilen emirleri sorgulama konumunda olmadığını savunan Aktaş, suçsuz olduğunu sözlerine ekledi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde tutuksuz sanık üsteğmen M.S. savunma yaptı.
Darbe girişiminden sonra görevine devam ettiğini, iddia edildiği gibi kanunsuz bir eylemde yer almadığını savunan M.S, suçsuz olduğunu iddia etti.
Olay tarihinde evinde bulunduğu sırada komutanlarının emri üzerine Kara Harp Okulu'na gittiğini anlatan M.S, burada kendilerine olası bir saldırıya karşı nöbet kulübelerine takviye yapılacağı söylendiğini aktardı.
Bunun üzerine kendisinin de aralarında bulunduğu bir grup askere mühimmatı olmayan tüfekler dağıtıldığını ifade eden M.S, sabah saatlerine kadar bu şekilde karargahta kaldığını söyledi.
Bu süre zarfında darbe girişimine destek sağlayacak herhangi bir eylemde bulunmadığını, kanunsuz bir emri yerine getirmediğini iddia eden M.S, yargılama sonunda beraatini talep etti.
M.S'nin savunmasının ardından, duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
08.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Savunma yapan sanıklardan Ali Tolga Sıçrar, olay tarihinde yarbay rütbesinde olduğunu ve 11 Temmuz'da yapılan değişiklikle 15 Temmuz 2016 günü nöbetçi amiri olarak mesaide bulunduğunu aktardı.
Yapılan nöbet değişikliği sebebiyle darbe girişiminden öncesinden bildiği yönünde kendisine suçlama yöneltildiğini kaydeden Sıçrar, nöbet değişiminin KHO'da sıkça yapılan bir eylem olduğunu öne sürdü.
Dönemin okul komutanı olan emekli tümgeneral İzzet Çetingöz ve emir astsubayı Ahmet Çörpan'ın derdest edilmesinde yer aldığı suçlaması hakkında da konuşan Sıçrar, söz konusu eyleme katılmadığını iddia etti.
Davanın müştekisi olan Çetingöz ve Çörpan'ın kendilerini derdest ettiklerine dair beyanları hakkında Sıçrar, "Tamamen yalan" değerlendirmesinde bulundu.
İddianamede, davanın firari sanıklarından eski kurmay Albay İlhami Polat'ın emirlerini uyguladığı ve darbe girişiminde fail olarak yer aldığı suçlamasına yönelik beyanda bulunan Sıçrar, Polat ve Çetingöz'ü "darbeci" olmakla suçladı.
Aleyhindeki beyanları kabul etmedi
Savunma yapan sanık eski üsteğmen Atilla Kahraman, kamuoyunda ankesörlü telefon soruşturması olarak bilinen FETÖ'nün ardışık arama yöntemi ile örgütün mahrem imamlarıyla iletişim kurmakla suçlandığını ancak kendisini arayan sabit numaraların askerleri tarafından yapıldığını öne sürdü.
Aleyhindeki tanık beyanlarına rağmen FETÖ evlerinde kalmadığını savunan Kahraman, darbe girişimi sırasında Türk Telekom baskınına katılan askeri öğrencileri firari eski Kurmay Yarbay Ömer Ergenekon'un emrine vermesi suçlamasını da kabul etmediğini beyan etti.
Sanık Kahraman, darbe girişiminde bulunmadığını ve FETÖ mensubu olmadığını söyleyerek mahkeme heyetinden beraat talebinde bulundu.
Tutuksuz sanıklardan Ali K, Ahmet Ö, Abdullah Ş, Cihan Y, Barış Ç, Alper S. ve Sekan T. de suçsuz olduklarını savunarak mahkeme heyetinden beraatlerini istedi.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
09.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla taraf avukatları katıldı.
Tutuksuz sanık Ahmet Okyay, olay tarihinde yüzbaşı rütbesiyle KHO'da görev yaptığını, 15 Temmuz'da rutin mesaisine devam ettikten sonra kışladan ayrılarak evine gittiğini söyledi. İlerleyen saatlerde okula çağrılması üzerine KHO'ya döndüğünü dile getiren Okyay, bu esnada savaş uçaklarının uçtuğunu ve çevreden çatışma seslerinin geldiğini anlattı.
Okulda odasında beklenmesi emri verildiğini, darbe girişimine destek amaçlı bir emir verilmediğini ileri süren Okyay, KHO'dan farklı birliklere askerlerin sevk edilmesi hadisesinden de haberdar olmadığını savundu.
Darbe girişiminde bulunmadığını ve FETÖ üyesi olmadığını iddia eden Okyay, beraatini istedi.
Korsan bildiriyi duymuş
Olay tarihinde albay rütbesiyle görev yapan tutuksuz sanık Bülent B., 15 Temmuz akşamı mesaiye çağrılması üzerine KHO'ya gittiğini, burada okul emniyetine yönelik alınabilecek tedbirler kapsamında beklemeye başladığını dile getirdi.
İlerleyen saatlerde TRT'de okunan korsan bildiriyi duyduğunu bildiren B., "yurtta sulh konseyi" adına okunan bildiri kanunsuz olduğu için suç teşkil eden bir olaya karışmamak adına okuldan ayrıldığını ifade etti.
Darbe girişiminde bulunmadığını, askeri öğrencilerin darbeye destek amaçlı başka birliklere sevkinin de kendisinin KHO'dan ayrılmasından sonra gerçekleştiğini savunan B., mahkeme heyetinden beraat talebinde bulundu.
Davanın 12 tutuksuz sanığının da esasa ilişkin savunmasını yapmasının ardından duruşmaya öğle arası verildi.
10.10.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, sanıklar ve avukatları, esas hakkındaki savunmalarını yaptı.
Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan eski üsteğmen Mustafa Ünal, darbe girişiminin yaşandığı gün, rutin mesaisini tamamlayıp evine gittikten sonra saat 23.00 sıralarında birinci sicil amiri tarafından mesaiye çağrıldığını, bu emir üzerine birliğine gittiğini söyledi.
Birliğine askeri kartını gösterip rutin aramalardan sonra giriş yaptığını belirten Ünal, okul içerisinde olağan dışı bir durumla karşılaşmadığını, saat 04.00 civarında kışla güvenliği için Anafartalar Taburu'ndan silah alınacağının söylenmesi üzerine mühimmatsız silah alıp odasına geçtiğini iddia etti.
Ünal, odasında internetten kalkışma haberlerini gördüğünü, kışlayı terk etmek için çabaladığını, nizamiye bölgesinden silah sesleri gelmesi üzerine arkadaşı Harun Eksik ile sabaha kadar odada beklediğini kaydetti.
İddia makamının, esas hakkındaki görüşündeki isnatlara katılmadığını belirten Ünal, tanık beyanında geçen, örgüt toplantılarına gittiği yönündeki iddiayı da reddetti.
Sanık eski üsteğmen Veli Bayazıt ise evinde dinlendiği sırada birinci sicil amirinden Kara Harp Okuluna gelmesi yönünde emir aldığını, bunun üzerine saat 00.15'te görev yerine gittiğini ifade etti.
Bayazıt, birlik komutanının güvenlik için silah alacaklarını söylemesi üzerine Anafartalar Taburu'ndan şarjörsüz silah aldığını, sabah 08.30'a kadar odasında beklediğini ileri sürdü.
Tanık beyanı yüzünden hakkında yakalama kararı çıktığını öğrendiğini ve Malatya'dan kendi imkanlarıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gelerek 5 Nisan 2018'de teslim olduğunu hatırlatan Bayazıt, "Tanık 'Veli'yi FETÖ evlerinde görmüş olabilirim.' diye beyanda bulunmuş. İhtimal üzerine tutuklu olduğum açıktır. Tanık beyanlarını kabul etmiyorum." diye konuştu.
Olay gecesi, Kara Harp Okulu'nda geçirdiği süre boyuncu illegal bir harekette bulunmadığını savunan Bayazıt, tahliyesini istedi.
Tutuksuz sanıklar Yılmaz D, Murat A, Ahmet Ç. ve Aytekin Y. de haklarındaki suçlamaları reddederek, beraat talebinde bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, eski üsteğmen Adnan Mumcu esasa ilişkin savunma yaptı.
Mumcu, olay günü evinde bulunduğu sırada birliğin WhatsApp grubundan gelen emirle Kara Harp Okuluna gittiğini söyledi.
Nizamiyeden saat 23.50 sıralarında rutin kontrollerini yaptırıp içeri girdiğini belirten Mumcu, Bozpark adı verilen bölgede tabur içtimasına katıldığını anlattı.
İçtima alanında eski kurmay binbaşı Hasan Hüseyin Ecik'in personeli çeşitli yerlerde görevlendirdiğini iddia eden Mumcu, kendisinin de 8 kursiyerle 1 No'lu nizamiyenin emniyetini almak için bölgeye gönderildiğini öne sürdü.
Mumcu, savunmasına şöyle devam etti:
"Saat 02.00 civarında bulunduğumuz nizamiyeye beyaz bir araç geldi. İçindeki şoför, kursiyerlerin Celal Dora tören alanına gelmesinin emredildiğini söyledi. Araca bindik, kursiyerlerle oraya gittiğimizde kursiyer taburunun toplandığını gördüm. Kursiyerleri oraya bıraktım, onlara emrinden çıktıklarını söyledim. Ben de geri döndüm."
Verilen emir üzerine nizamiyeye tek başına döndüğünü ileri süren Mumcu, sabaha kadar radyodan haberleri takip ettiğini, bulunduğu nizamiyede hiçbir olay olmadığı için sabah evine gittiğini savundu.
Tutuksuz sanıklar Halil D, Fırat S. ve Hasan S. de haklarındaki suçlamaları reddederek, beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-12 Temmuz (2017) 'Ankara 307 sanık (i. 239) sanık Darbe/Kara Harp Okulu' davası
(13 Ekim 2018, 14:55)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: