Donanma Komutanlığı Darbe davası

Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 15'i firari 90 sanığın yargılandığı davada, sanıklar esasa ilişkin savunma yaptı.

29.09.2018 18:40 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 15'i firari 90 sanığın yargılandığı davada, sanıklar esasa ilişkin savunma yaptı.

18.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklarla avukatlar ve sanık yakınları katıldı. Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına avukat Ömer Furkan Yayla da duruşmada hazır bulundu.

Duruşmada, hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlamasıyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenen tutuklu sanık eski TCG Yavuz Savaş Gemisi Harekat Subayı Kurmay Binbaşı F. D, sabah başladığı esasa ilişkin savunmasını sürdürdü.

Sanık F.D, TCG Yavuz Gemisi Komutanı eski Kurmay Yarbay Sezai Özgür Öztürk tarafından, Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Levent Kerim Uça'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesiyle bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek, "Gemi komutanı, emirleri Genelkurmay Başkanı'ndan aldığını ve Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın bilgisinin olduğunu söylemişti. Biz de bu nedenle verdiği emirleri uyguladık. Ancak biz Donanma Komutanı Kösele ve Komodor Uça'nın darbeci olduğunu sanıyorduk. Zaten darbe yanlısı ve darbeye destek olacak herhangi bir talimatı yerine getirmedim, bu yönde bir emir vermedim." diye konuştu.

Donanma Komutanı'nın koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ün kamaranın kapısına kelepçelenerek etkisiz hale getirilmesi olayına karışmadığını da savunan F.D, şöyle devam etti:

"Ebubekir Öztürk, gemi komutanı tarafından etkisiz hale getirilmiş. Ben olaylar olduktan sonra öğrendim. Benim bu konuyla ilgili bir faaliyetim olmadı. Donanma Komutanı'nın emir astsubayı Yalçın Gül, Öztürk gibi direnmedi. Gemi Komutanı, Gül'ün subay salonuna götürülmesini emretti. Ben de ona eşlik ettim. Bir saat kadar birlikte oturduk. Kendisine zor kullanmadım. Su ikram ettim ama yalanladı. Canı sağ olsun. Daha sonra Gül, dinlenmek istediğini söyledi. Ben de ona bir kamara tahsis ettim. Kapısını kilitlemedim, zorla alıkoymadım. Kamarada telefon, telsiz ve uydu haberleşme cihazları vardı. Onu tecrit etsem o cihazları kapatırdım. Yalçın Gül yalan söylüyor, bana iftira atıyor."

Ebubekir Öztürk'e pizza ikram ettiklerini ancak Gül'ün ifadesinde, "O pizzayı yeme, seni zehirleyebilirler" dediğini söylediğini anlatan F.D, "Yalçın Gül doğru söylemiyor. Öztürk, pizzayı yedi." dedi.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın televizyondan halkı darbecilere karşı sokağa davet ettiğini izlediğini ve bunu da gemi personeline ilettiğini ifade eden F.D, "Ben darbe karşıtı söylemlerde bulundum. 'Bu devirde darbe mi olur, darbe kötü bir şey. Bunlar ne yapmaya çalışıyor' diye tepki gösterdim. Donanma Komutanı ve Komodor Uça'nın gemiye gizlice gelmesi ve gemi komutanının emirleri 'Genelkurmay Başkanı'ndan alıyorum' demesi nedeniyle, biz de Kösele ve Uça'nın darbeci olduğu şüphesini uyandırdı. Bize 'darbeci değiliz' deselerdi, şimdi yargılanıyor olmayacaktık." ifadelerini kullandı.

Sanık F.D, 8 saat süren savunmasının sonunda suçsuz olduğunu iddia ederek, beraatini ve tahliyesini talep etti.

Sanık H.İ. de müşteki amiraller İskender Yıldırım ve Yalçın Payal'ın gözaltına alınıp, askeri cezaevi aracıyla İstanbul'a gönderilmesi olayında aktif olarak bulunup bu araçlara komutanlık yaptığı iddiasıyla "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlamasıyla ilgili ek savunma yaptı.

Sanık, "Söz konusu amiraller, araca bizzat Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren tarafından bindirildiler. Ben Amiral Yalçın Payal'ın kolundan tutarak zorla araca bindirmedim. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum." dedi.

Mahkemeye heyeti, sanıklar F.D, E.Ç. ve H.İ'nin tahliye taleplerini reddederek, diğer sanıkların savunma yapmaları için duruşmaya yarına kadar ara verdi.

19.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar ve sanık yakınları katıldı. Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına avukat Ömer Furkan Yayla da duruşmada hazır bulundu.

Darbe girişimi sırasında, "Darbeci amiral firari Ayhan Bay'ın darbe girişimi süresinde kendisine verdiği kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle birlikte hareket ettiği, gemide kendisine yardımcı olan diğer sanıklarla silah zoruyla dönemin Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Levent Kerim Uça'yı kamaraya kapatarak etkisiz hale getirdiği, Donanma Komutanının Emir Astsubayı Yalçın Gül'ü ve koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ü etkisiz hale getirdiği, etkisiz hale getirirken silahla 2 kez ateş edilen Ebubekir Öztürk'ü Donanma Komutanının bulunduğu kamaranın kapısına kelepçelettiği" iddia edilen ve hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlamasıyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenen tutuklu sanık eski TCG Yavuz Savaş Gemisi Komutanı Kurmay Yarbay Sezayi Özgür Öztürk, duruşmada esasa ilişkin savunma yaptı.

Darbeci olmadığını savunarak, hakkındaki suçlamaları reddeden Öztürk, gizli tanık "Şef" ile itirafçı olan sınıf arkadaşı A.Ç'nin, FETÖ'ye ait örgüt evlerinde kaldığı ve kod adının olduğu yönündeki ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını ileri sürdü.

Sanık Öztürk, darbe girişiminden bir gün önce yıllık izinden döndüğünü ve diyetisyene gittiğini, bunun darbeden haberinin olmadığının ispatı olduğunu savundu.

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz sabahında Deniz Lisesi mezuniyet törenlerine katılmak için gemiyle İstanbul Heybeliada açıklarına gittiklerini anlatan Öztürk, daha sonra akşam saatlerinde Gölcük Donanma Komutanlığı'na geri dönmek üzere yol çıktıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Osmangazi Köprüsü yakınlarındayken, dönemin Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay saat 21.45'te gemiyi aradı. Telefona ben çıktım. Bay, gemiyi Marmara Denizi'ne geri döndürmemi, sabaha kadar tatbikat yapılacağını söyledi. Ben de Komodor Levent Kerim Uça'ya durumu rapor edip, emri yerine getirdim. Gemide aldığım tedbirler ve yaşanan olaylar kanunlara, mevzuata uygundur. Bu faaliyetleri darbeyle bağdaştırmaya çalışan müştekiler yalan söylüyor, iftira atıyor. Fatih, İmbat ve Kalkan gemilerini benim döndürdüğüm iddiaları da doğru değildir. O gemilerin zaten komutanları var. Zaten beni dinlemezlerdi. O gemiler Komodor Uça'nın emriyle geri döndü."

Ayhan Bay'ın, Komodor Levent Kerim Uça'ya SABKOR (Sabotaja Karşı Koyma) alarmı verildiğini söylediğini ifade eden Öztürk, "Uça da bana söyledi. Ben de gemide gereken önlemleri aldırdım. Bunlardan biri olan, terörist hava araçlarına karşı 25 milimetre topları ve MG3 makineli tüfekleri hazırlattım. Bu tedbirleri almam lehime değerlendirilmeli." diye konuştu.

Öztürk, saat 23.00 sıralarında "Harekat Yıldırım" öncelikli sıkıyönetim mesajının geldiğini, o anda darbe olduğunu anladığını dile getirerek, "Mesajla ilgili Komodora bilgi verdim. Darbeye karşı net tavrımı ortaya koydum. Mesaj dağıtımını yapmadım, personele göstermedim. Mesaja imza ve paraf atmadım. Mesajdaki atanan amirallerin emrinde olduğumu ve emirlerinin uygulanması gerektiğini söylemedim." ifadelerini kullandı.

Komodor Levent Kerim Uça'nın sıkıyönetim mesajını okumasına rağmen darbe aleyhinde bir söylemde bulunmadığını ve gemi personelini silahlandırdığını ileri süren Öztürk, şöyle devam etti:

"Uça'nın bu durumu şüpheliydi ve bende onun darbeci olduğu kuşkusu oluştu. Uça, Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin gemiye geleceği, bütün emir komuta zincirinin komutanda olacağı, emirleri dinlemeyenlerin cezalandırılacağı yönünde bütün gemilere mesaj çekilmesini istedi. Böyle gizli saklı olunca Uça'nın darbeci olabileceğini düşündüm. Donanma Komutanı saat 02.50 gibi gemiye geldi. Kendisini helikopter platformunda karşıladım ve kamarasına kadar eşlik ettim. Bana darbe konusunda bir şey söylemedi. Gemiye amiral ve komutan geldiğinde anons edilir personel bilgilendirilirdi. Gizli tutulmasını istemiş. Kösele'nin darbeci olabileceği şüphesi uyandı bende. Ayhan Bay'ı aradım, Kösele'nin gemiye geldiğini söyledim. Ayhan Bay bana, Donanma Komutanının darbeci olduğunu, tecrit etmemi ve limana dönüldüğünde emniyet güçlerine teslim edileceğini emretti. Emirleri Genelkurmaydan aldığını ve Deniz Kuvvetleri Komutanının da bilgisinin olduğunu söyledi. Bir karar vermem gerekiyordu. Gelişen olayları değerlendirdim. Kösele bana bir şey demedi, Ayhan Bay ise ise darbe karşıtı söylemlerde bulunuyordu. Bay'ın emrini yerine getirdim. Kösele ve Uça'yı etkisiz hale getirerek, kamaraya kapattırdım."

Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin, gemiye gelir gelmez gemi personeli ve tüm gemilere anons ederek, darbenin karşısında olduğunu, Ayhan Bay'ın darbeci olduğunu ve emirlerinin dinlenilmemesi söylemesi gerekirken bunu yapmadığını ifade eden Öztürk, "Ayhan Bay'ın verdiği emirlerin hukuki ve meşru olduğunu, darbeye karşı mücadele ettiğimizi sanıyordum. Bilinçli şekilde darbe girişiminde yer almadım. Ne yazık ki Ayhan Bay beni aldattı. Kaçınılmaz bir hataya düştüm." şeklinde konuştu.

Duruşmada, "firari darbeci Amiral Ayhan Bay'ın darbe girişimi süresinde kendisine verdiği kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle birlikte hareket ettiği, gemide kendisine yardımcı olan diğer sanıklarla silah zoruyla dönemin Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Levent Kerim Uça'yı kamaraya kapatarak etkisiz hale getirdiği" gerekçesiyle hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık eski TCG Yavuz Savaş Gemisi Komutanı Kurmay Yarbay Sezai Özgür Öztürk, sabah başladığı esasa ilişkin savunmasını sürdürdü.

Donanma Komutanı'nın emir astsubayı Yalçın Gül'ü ve koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ü etkisiz hale getirdiği, etkisiz hale getirirken silahla 2 kez ateş edilen Ebubekir Öztürk'ü Donanma Komutanı'nın bulunduğu kamaranın kapısına kelepçelettiği iddialarına cevap veren Öztürk, "Öztürk ve Gül'e kötü muamelede bulunmadım. Kafasına çuval geçirip, arkadan kelepçelemedim. Donanma Komutanı ve Komodor ile birlikte bu kişileri Gölcük Limanı'na gittiğimizde güvenlik güçlerine teslim edecektik. Öztürk ve Gül yalan söylüyor, bana iftira atıyor." diye konuştu.

Donanma Komutanı Veysel Kösele'yi etkisiz hale getirerek kamaraya kilitledikten sonra kendisiyle telefon görüşmesi yaptığını anlatan Öztürk, "Kösele mahkemedeki beyanlarında, 'Emir komuta zincirinden çıktın, yanlış yapıyorsun. Eylemlerine son ver. Gemide isyan çıkabilir. Emir komuta bende, benim emirlerimi yerine getireceksin. Aksi halde başın belaya girer' dediğini söylemişti. Bana böyle bir şey söylemedi. Ayrıca ben kendisine, 'Ankara'dan sıkıyönetim mesajı geldi. Sizin emirlerinizi dinlemeyeceğim' diye bir şey söylemedim. Donanma Komutanı'na, Genelkurmay Başkanı ve Deniz Kuvvetleri Komutanı'ndan emir aldığımızı, kendisini bir süre misafir edeceğimizi ve Gölcük'e döndükten sonra emniyet güçlerine teslim edeceğimizi söyledim." ifadelerini kullandı.

Kösele'nin kendisine, "Benim emirlerimi dinlemiyorsun ama kaçak Amiral Ayhan Bay'ın emirlerini yerine getiriyorsun." dediğini aktaran Öztürk, "Aslında botla ve sivil olarak gizlice gemiye gelen Veysel Kösele kaçak tanımına daha çok uyuyor." dedi.

"Donanma Komutanını tecrit edin" emri

Ayhan Bay'ın kendisine Veysel Kösele'nin darbeci olduğunu söyleyip, etkisiz hale getirerek tecrit etmesini emrettiğini ileri süren sanık Öztürk, şöyle devam etti:

"Ben de Kösele ve Uça'nın darbeci olduğunu düşünerek, bu emri uyguladım. Bu bilgiyi yeniden teyit etmek için sabah 06.00'da Bay'ı arayarak sordum. Ancak 07.00'de geri dönerek, 'bir yanlış oldu, Veysel Kösele darbeci değil' dedi. Ben de gemi personeline, "Genelkurmay'ın emirlerini başarıyla yerine getirdik. Görevimiz sona erdi. Hepinize teşekkür ediyorum' şeklinde anons yaptım. Daha sonra Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin kamarasına giderek, "Komutanım bir yanlış anlaşılma oldu. Konu aydınlığa kavuştu. Emrinizdeyim' dedim. Kösele de Gölcük'e dönülmesi talimatını verdi."

"Beni Amiral Ayhan Bay aldattı"

Öztürk, o saatlerde darbenin püskürtüldüğünü ve darbecilerin başarısız olduğunu belirterek, "Darbeci olsaydım kaçma girişiminde bulunurdum ama kaçmadım. Bu da benin darbeci olmadığımı gösterir. Gölcük'e gidince Ayhan Bay'ın bu yanlışlıkla ilgili açıklama yapar diye düşündüm. Ancak Ayhan Bay ve iki amiral botla Donanma Komutanlığı'ndan kaçmış. Beni Ayhan Bay aldattı." diye konuştu.

Mahkemeye heyeti, saatin geç olması nedeniyle tutuklu sanık Sezai Özgür Öztürk'ün savunmasının kaldığı yerden devam etmesi için duruşmaya yarına kadar ara verdi.

20.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar ve sanık yakınları katıldı.

Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına avukat Ömer Furkan Yayla da duruşmada hazır bulundu.

Darbe girişimini sırasında, "Darbeci Amiral Ayhan Bay tarafından Gemi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e verilen ve gemide uygulanan kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı, darbecilerle hareket ettiği, gemide kendisine yardımcı olan diğer sanıklarla silah zoruyla Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Levent Kerim Uça'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi, Donanma Komutanının tutulduğu kamaranın kapısını açılmayacak şekilde dışarıdan bağlanması, Donanma Komutanının Emir Astsubayı Yalçın Gül'ün ve Koruma Astsubayı Ebubekir Öztürk'ün silahla 2 kez ateş edilerek etkisiz hale getirilmesi ve Ebubekir Öztürk'ün Donanma Komutanının bulunduğu kamarasının kapısına kelepçelenmesi olayında bulunduğu, Donanma Komutanının darbeye karşı direktiflerini içeren mesajı çekmeye çalışan astsubay Nurdoğan Balkaya ile harekat subayı Hürol Çırmıklı'yı silah zoruyla telsiz odasından çıkarıp, mesajın çekilmesini engellediği, dijital materyallerinde hafıza kartında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e ait kitapların olduğu" gerekçesiyle hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık eski TCG Yavuz Savaş Gemisi'nin 2. Komutanı Kurmay Yarbay Meftun Metin, esasa ilişkin savunma yaptı.

Metin, darbeci olmadığını, darbe yanlısı emirleri yerine getirmediğini ve bu yönde bir talimat vermediğini, kendisini kandıran komutanlarının suçlu olduğunu öne sürdü.

Yabancı dil sınavından yüksek puan almasıyla ilgili iddiaları cevaplandıran sanık Metin, ortaokuldan bu yana eğitim sürecinde ve 25 yıllık subaylığı sırasında tüm sınavlardan yüksek puan aldığını söyleyerek, "FETÖ ile bir irtibatım, ilişkim yoktur. Hiç kimseden sınav soruları almadım. Çalışarak başardım." diye konuştu.

"Donanma Komutanını darbeci sandık"

Firari amiral Ayhan Bay'ın gemileri SABKOR alarmı gerekçesiyle seyre kaldırılması emrinin normal olduğunu, 25 milimetre topların atışa hazır hale getirilmesinin kanunsuz bir emir olmadığını savunan Metin, "TCG Yavuz Gemisi'nde yaşananların darbenin bir parçası değildir. Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Levent Kerim Uça'nın şüpheli tutumları nedeniyle biz onların darbeci olabileceğini düşündük." ifadelerini kullandı.

Sıkıyönetim mesajını nüfuz etmediğini, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın televizyondaki açıklamalarından sonra darbecilere tepki gösterdiğini öne süren Metin, şunları kaydetti:

"Donanma Komutanı o gece saat 02.50 sularında gemiye sivil kıyafette bir lastik botla geldi. Komutanı, Uça karşıladı. Bize herhangi bir şey söylemedi. Resmi üniforma istedi, temin edilmesi yönünde ilgili personele emir verdim. Ayhan Bay, gemi komutanı Sezayi Özgür Öztürk'ü arayarak, emirleri Genelkurmay Başkanı ve Deniz Kuvvetleri Komutanından aldığını, Kösele'nin etkisiz hale getirilerek kamarada tecrit edilmesi talimatını vermiş. Bu emir doğrultusunda darbeci olduğuna inandığımız Kösele ve Uça'yı, orantılı güç kullanılarak etkisiz hale getirdik. Emirleri uyguladık. Darbeci firari amiral Ayhan Bay, emir komutayı suistimal ederek bizi yanılttı. Sonra botla kaçtığını öğrendik. Darbeye teşebbüsle ilgili bir faaliyetim olmadı."

Donanma Komutanının Emir Astsubayı Yalçın Gül'ü ve Koruma Astsubayı Ebubekir Öztürk'ü de etkisiz hale getirdiklerini anlatan sanık Metin, "Ebubekir Öztürk bize direndi. O sırada 2 el silah sesi duyuldu. Ben ateş etmedim. Öztürk, gemi komutanına silah çekince, ben de elimle silahını yere doğru eğdim. O sırada arbede yaşandı. Bunu kendimizi korumak için yaptım. Bu nefsi müdafaadır. Ebubekir Öztürk, Donanma Komutanının bulunduğu kamaranın önünden ayrılmak istemedi. Kamaranın kapısının kelepçelenmesini kendisi istedi. Kendisine ve başkasına zarar vermemesi için kapıya kelepçeledik. Sabah saatlerinde Kösele ve Uça'nın darbeci olmadıklarını öğrenince Ebubekir Öztürk ve Yalçın Gül'e silahlarını geri verdik." ifadelerini kullandı.

Metin, Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin, tüm gemilere emir komutanın kendisinde olduğunu içeren mesajının çekilmesini engellemek için ilgili personele silah çekerek tehdit ettiği yönündeki iddiaları reddederek, "Telsiz kamarasına gittim ve 'Gemi komutanının emri olmadan mesaj çekemezsiniz.' diyerek, engel oldum. Ancak silah belimdeydi. Kimseye silah çekmedim. Darbeci olduğunu düşündüğüm Donanma Komutanının mesaj çekmesini, gemi komutanının emriyle engelledim." diye konuştu.

Hafıza kartında Gülen'in kitapları bulundu

Gemide gerçekleştirilen brifingin darbe girişimiyle ilgisinin olmadığını öne süren Metin, bunun seyre çıkan her gemide yapılan rutin bir toplantı olduğunu savundu.

Evinde yapılan aramada ele geçirilen hafıza kartında, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e ait PFD formatında dijital kitapların bulunduğu iddiasını ilişkin Metin, "Evime Fetullah Gülen'e ait kitap kesinlikle giremez. Evimde kimse yokken arama yapılmış. Bu hukuksuzdur. Böyle bir hafıza kartım yoktur. Bir başka dosyanın delili olarak benim dosyama yanlışlıkla konulmuş olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

"Silah sesi duyunca çok korktum"

Darbe girişimi sırasında, "Darbeci Amiral Ayhan Bay tarafından Gemi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e verilen ve gemide uygulanan kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle hareket ettiği, Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Levent Kerim Uça'nın kamaraya kapatarak etkisiz hale getirilmesi, Donanma Komutanının tutulduğu kamaranın kapısını açılmayacak şekilde dışarıdan bağlanması, Donanma Komutanının Emir Astsubayı Yalçın Gül'ün ve Koruma Astsubayı Ebubekir Öztürk'ün silahla 2 kez ateş edilerek etkisiz hale getirilmesi ve Ebubekir Öztürk'ün donanma komutanının bulunduğu kamarasının kapısına kelepçelenmesi olayında bulunduğu, olayları sırasında Kösele ve Uca'nın bulunduğu kamaranın kapısını iple bağlayan ve kamaranın kapısında nöbet tutan kişilerden olduğu" gerekçesiyle hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık eski TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde yüzbaşı rütbesiyle başçarkçı görevi yapan tutuklu sanık S.Y, esasa ilişkin savunmasında hakkındaki suçlamaları reddetti.

S.Y, Donanma Komutanı, koruma ve emir astsubayları ile komodorun etkisiz hale getirilmeleri sırasında orada olmadığını ileri sürerek, "Donanma Komutanının gemiye geldiğini 20 dakika sonra öğrendim. O sırada subay salonundaydım ve bütün olaylar yaşanmış, bitmişti. Kamarada, Kösele ve Uca'nın tutulduğunu bilmiyordum. Kamaranın arka kapısının siyah bir iple bağlandığını gördüm. Kamaraya kulak dayadım. Ses yoktu. 'Beni kurtarın' diye bağırsalar veya bir şey söyleseler biz de ona göre yardım ederdik. Kamaranın arka kapısına ipi ben bağlamadım." ifadelerini kullandı.

Silah sesleri ve bağırtılar duyduğunda salonda olduğunu belirten S.Y, şöyle konuştu:

"Amiral kamarasının önünde, Donanma Komutanının koruma ve emir astsubayı ile Gemi Komutanı ve 2. komutan arasında yaşanan arbededen sonradan haberim oldu. Yarın bebeğim dünyaya gelecekti. Bu yüzden çok korktum bana bir şey yaparlar diye. Hemen revire gittim. Bu durumda nasıl olur da kamaranın ipini bağlayabilirdim. Olayların yaşandığı yerlerde olmadığıma dair hem müşteki hem de tanıkların beyanları vardır. Suçsuz yere 2 yıldır cezaevinde yatıyorum. Donanma Komutanı ve komodor biraz cesaretli olsaydı, şimdi burada yargılanıyor olmayacaktım. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum."

Mahkemeye heyeti, sanıklardan Sezayi Özgür Öztürk ve Meftun Metin'in tahliye taleplerini reddederek, diğer sanıkların savunmalarını yapması için duruşmaya yarına kadar ara verdi.

21.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar ve sanık yakınları katıldı.

Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına avukat Ömer Furkan Yayla da duruşmada hazır bulundu.

Darbe girişimini sırasında, "Darbeci Amiral Ayhan Bay tarafından Gemi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e verilen ve gemide uygulanan kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı, darbecilerle hareket ettiği, gemide Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Levent Kerim Uça'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi, Donanma Komutanının Emir Astsubayı Yalçın Gül'ün ve Koruma Astsubayı Ebubekir Öztürk'ün etkisiz hale getirilmesi sırasında, Ebubekir Öztürk'ü kelepçeleyen ve başında bekleyen kişi olduğu" iddiasıyla hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık eski TCG Yavuz Savaş Gemisi Elektronik Astsubayı R.K, esasa ilişkin savunma yaptı.

Sanık R.K, 15 Temmuz 2016'da sabah saatlerinde Deniz Lisesi'nin mezuniyet töreninde görev icra etmek için TCG Yavuz Gemisi ile İstanbul Heybeliada açıklarına gittiklerini, akşam saatlerinde dönüş yaparken, tatbikat yapılacağı gerekçesiyle dönemin Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral firari Ayhan Bay'ın emriyle geminin Marmara Denizi'ne döndürüldüğünü söyledi.

Daha sonra terör saldırısı ihbarı nedeniyle gemide SABKOR alarmı verildiğini ve dönemin TCG Yavuz Gemisi Silah Subayı Yüzbaşı Gürcan Gürsoy'dan silah sisteminin devreye alınması emrini aldığını anlatan R.K, "Terör alarmı nedeniyle silah sistemini devreye aldım. Havadan ve denizden olası bir saldırı nedeniyle radar başında sürekli takipteydik. Bir süre sonra istirahat etmek için astsubay salonuna gittim. Televizyonda askerlerin köprüyü kapattıklarını gördüm. Kimse ne olduğunu bilmiyordu. SABKOR alarmı verildiği için bunun bir terör saldırısı olduğunu düşündük. Bir süre sonra gemide darbeden ve ülkenin ele geçirildiğinden bahsetmeye başladı. Ben de silah sistemini arızalı diye kapattım. Gemi Komutanına sistemin ısındığını ve arızalandığını rapor ettim. Benden başka da bu işten anlayan kimse yoktu gemide. 15 yıllık meslek hayatımda ilk defa böyle bir şey yapıyordum. Ben iddia edildiği gibi darbeci olsam silah sistemini neden kapatayım. Bu bile benim suçsuz olduğumun ispatıdır." şeklinde konuştu.

"Tekbir ve Kelime-i Şehadet getiriyordu"

Saat 03.00 sıralarında gemiye Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin geldiğini ancak bundan 40 dakika sonra haberinin olduğunu anlatan R.K, şöyle devam etti:

"Amiral kamarasının bulunduğu yerden barut kokusu geldi. Daha sonra bağırışmalar duydum. Sonradan Donanma Komutanının koruma astsubayı olduğunu öğrendiğim Ebubekir Öztürk ile gemi komutanı Sezayi Özgür Öztürk arasında tartışma yaşanıyordu. Koruma astsubayı, 'Buradan gitmem.' diyerek tekbir ve Kelime-i Şehadet getiriyordu. Gemi komutanı da 'Donanma Komutanına bir şey yapmayacağız, bir süre misafir edeceğiz.' diye ikna etmeye çalışıyordu. Oraya gittiğimde gemi komutanı, 2. komutan Meftun Metin, Ebubekir Öztürk ve Donanma Komutanının emir astsubayı Yalçın Gül vardı. Gül hariç hepsinin elinde silah, birbirlerine doğrultmuşlardı. Ebubekir Öztürk, Donanma Komutanının tecrit edildiği kamaranın önünden ayrılmayacağını, gerekirse kendisini kapıya kelepçelemelerini istedi. Gemi komutanı kabul edince bir personel plastik kelepçe getirdi ve bana uzattı. Gemi komutanı elindeki silahı bana doğrultarak, Öztürk'ü kelepçelememi istedi. Ben olaylar karşısında şoke olmuştum. İkinci kez bağırarak emri tekrarlayınca ben de Öztürk'ü kapıya kelepçeledim. Ben o sırada Ebubekir Öztürk'ün kim olduğunu bilmiyordum. Gemi Komutanı Ömer Faruk Avcı'ya, Ebubekir Öztürk'ün başında durmasını, ona güvenmediğini, kıpırdadığı takdirde vurmasını söyledi. Bana da sen de burada kal diye emretti."

Kamarada Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Levent Kerim Uça'nın olduğunu Ebubekir Öztürk'ün söylediğini, kendisine komutanın bir isteği ve emri olup olmadığını sormasını istediğini belirten R.K, "Donanma Komutanı bir şey istemedi ve bir emrinin olmadığını söyledi. Ben gemi komutanının emirlerini yerine getirdim. Yanlış bir şey yaptığını düşünmedim. Amiral İskender Yıldırım gözaltına alındığında, etrafındaki personele 'Ben amiralim, beni hukuksuz yere tutukluyorsunuz. Yapılan kanunsuzdur.' demiş ama Donanma Komutanı bir şey demedi. Bir emir vermedi. Bize olanları anlatıp, emir verseydi ben bu durumda olmayacaktım. Donanma Komutanı beyanında, 'Gemide isyan çıkmasın diye kimseye bir şey söylemedim.' demiş. O gemide 5 sicil amirim vardı kimse bana bir şey söylemedi." diye konuştu.

Suçsuz olduğunu ve darbeci olmadığını belirten R.K, tahliyesini ve beraatını talep etti.

Mahkemeye heyeti, sanıklardan S.Y ve R.K'nin tahliye taleplerini reddederek, diğer sanıkların savunmalarını yapması için duruşmayı 25 Eylül'e erteledi.

25.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar ve sanık yakınları katıldı.

Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına avukat Ömer Furkan Yayla da duruşmada hazır bulundu.

Darbe girişimi sırasında, "Gemi Komutan Sezayi Özgür Öztürk'ün verdiği talimat gereği, gemide kamaraya kapatılan Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin bulunduğu kamaraya giden uydu telefon bağlantısını, Donanma Komutanı'nın darbeye karşı mesajını çekmeye çalışan Nurdoğan Balkaya ve harekat subayı Hürol Çırmıktılı'nın ikazına rağmen geminin X-bandını devreden çıkardığı, ilerleyen saatlerde gemi komutanının analog hattını da söktüğü, sanığın bu eylemiyle Donanma Komutanı'nın darbeye karşı yayınlayacağı direktiflerin gönderilmesi, mesajın MEDAS üzerinden gitmesini engelleyerek kendisine verilen kanun ve hukuk dışı emirleri uyguladığı" iddiasıyla hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık eski TCG Yavuz Savaş Gemisi Muhabere Elektronik Astsubayı M.K, esasa ilişkin savunma yaptı.

Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen sanık M.K, 15 Temmuz günü Heybeliada'daki Deniz Lisesi mezuniyet programı bitişinde Gölcük'e doğru seyir halinde oldukları sırada, gemi 2. Komutanı Meftun Metin'in, Tuğamiral Ayhan Bay'dan aldığı emirle, terör saldırısı gerekçesiyle geminin Marmara Denizi'nde kalacağını söylediğini belirtti.

Donanma Komutanı'nın gemide olduğundan ve koruma astsubayı ile gemi komutanı Sezayi Özgür Öztürk arasında yaşanan arbededen haberinin olmadığını ileri süren M.K, "Personel gemi komutanının emirlerini uygulamak zorundadır. Emir sahte ve hukuksuzsa emri veren sorumludur." dedi.

"X-Bant sistemini gemi komutanının emriyle kapattım"

FETÖ ile bir bağının bulunmadığını ve darbeci olmadığını savunan M.K, şöyle konuştu:

"Gemide SABKOR (Sabotaja Karşı Koyma) alarmı verildi. Gemi komutanı telefonla arayarak, muhabere cihazı X-bandın kapatılması emrini verdi. Bu emre uyarak cihazı kapadım. Donanma Komutanı'nın darbeye karşı yayınlayacağı direktiflerden haberim yoktu. Donanma Komutanı'nın mesajında ne yazdığını bilmiyordum. Ben sadece emirleri uyguladım. Bana mesaj çekmek istediklerini söyleyerek, sistemi açmamı istediler. Gemi 2. Komutanı Meftun Metin elinde silahla telsiz odasına girerek, mesajın çekilmeyeceğini söyledi. X-bandı sadece 45 dakika boyunca kapattım, daha sonra açtım. Daha önce olağanüstü hallerde komutanın emriyle birçok kez sistemi kapatmıştık."

Suçsuz olduğunu ileri süren sanık M.K, beraatini ve tahliyesini istedi.

Tutuklu sanık O.K savunma yaptı

Darbe girişimi sırasında, "Darbeci Amiral Ayhan Bay tarafından Gemi Komutanı Sezayi Özgür Öztürk'e verilen ve gemide uygulanan kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle birlikte hareket ettiği, gemide Donanma Komutanı Veysel Kösele ve Komodor Levent Kerim Uça'nın kamaraya kapatılarak etkisiz hale getirilmesi, Donanma Komutanı'nın emir astsubayı Yalçın Gül'ün ve koruma astsubayı Ebubekir Öztürk'ün etkisiz hale getirilmesi, koruma astsubayının etkisiz hale getirilirken silahla 2 kez ateş edilmesi olayları sırasında Ebubekir Öztürk'ün kelepçelenmesi sonrasında başında nöbet tuttuğu" iddiasıyla hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık eski TCG Yavuz Savaş Gemisi Muhabere Elektronik Astsubayı O.K, esasa ilişkin savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

Donanma Komutanı'nın gemide olduğunu bilmediğini ileri süren O.K, olaylardan 3,5 saat sonra haberinin olduğunu öne sürerek, "Kamaranın kapısına kelepçelenen Ebubekir Öztürk'ün Donanma Komutanı'nın koruma astsubayı olduğunu bilmiyordum, sonradan öğrendim. Gemi komutanı, koruma astsubayının ihtiyaçlarını karşılamam için emir verdi. Ben onun başında nöbet tutmadım. Donanma Komutanı'nın sonradan gizlice gemiye geldiğini duydum. Normalde amiral ve komutanlar gemiye geldiğinde anons edilirdi. Bize bir emir vermedi. Deniz Kuvvetleri Komutanı, televizyondaki açıklamasında Donanma Komutanı ile ilgili bir şey söylemedi. Bu durumdan şüphelendim. Donanma Komutanı Veysel Kösele bize darbe karşıtı olduğunu söylemedi. Bu konuda önlem almadı. Bu nedenle Donanma Komutanı bizi darbecilerin ellerine bırakmıştır."

Gemi komutanının, "Genelkurmay Başkanı'ndan, Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın bilgisi dahilinde emir alıyorum" dediğini öne süren O.K, "Bize, Donanma Komutanı ve Komodoru, Gölcük'e dönüldüğünde emniyet güçlerine teslim edeceğini söyledi. Biz de kendisinin darbe karşıtı olduğunu düşünerek, verdiği emirleri yerine getirdik. Suçsuzum. Beraatimi istiyorum." diye konuştu.

Eski TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde SAS Subayı eski teğmen tutuklu sanık B.Ö, tutuksuz sanıklar eski radar astsubayı İ.K, güvenlik astsubayı M.E.Ç, gemi astsubayları K.T ve H.A, esas ilişkin savunmalarında, haklarındaki suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, beraatlerine karar verilmesini istedi.

Mahkeme heyeti, tahliye taleplerini reddederek, diğer sanıkların savunma yapmaları için duruşmaya yarına kadar ara verdi.

27.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce davanın görüldüğü Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde özel olarak yaptırılan 250 kişi kapasiteli duruşma salonunun bulunduğu alana cezaevi araçlarıyla getirilen tutuklu sanıklar, güvenlik önlemleri altında içeriye alındı.

Duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklarla avukatları ve sanık yakınları katıldı. Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına avukat Ömer Furkan Yayla da duruşmada hazır bulundu.

Duruşma, "Darbe girişimi sırasında, TCG Salihreis Savaş Gemisi Komutanı görevinde bulunduğu ancak 5 Komodor Önder Öngör'ün talimatıyla vekil komutan olarak TCG Kemalreis Savaş Gemisi'ni seyre kaldırdığı, darbeci amiral Ayhan Bay tarafından Komodor Önder Öngör vasıtasıyla kendisine verilen ve gemide uygulanan kurallara aykırı tüm emir ve talimatları sorgulamadan uyguladığı ve darbecilerle hareket ettiği, kendisine verilen Marmara Denizi'nde darbecilerin kararlılığını göstermek amacıyla 3 atım top atışı yapılması talimatını yerine getirerek, İstanbul Moda açıklarında 3 atım top atışı yaptırdığı, akabinde tekrar bir 3 atım daha atış yapması yönündeki talimat doğrultusunda atış yaptırmak istediği ancak topun arıza vermesi sebebiyle atışın yapılamadığı, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mahrem abilerince kullanılan sabit hatla cep telefonuna ardışık aranmaktan HTS kaydının olduğu, WhatsApp menüsü içerisinde bulunan konuşmalarda Deniz Lisesi 1990 sınıfı grubunun üyelerinden M.A.Y. adına kayıtlı hattan sıkıyönetim direktif konulu yazının resim olarak paylaşıldığı, M.A. adına kayıtlı bulunan hattan sıkıyönetim atama listesinin paylaşıldığı" suçlamalarından hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık eski TCG Salihreis Savaş Gemisi Komutanı Deniz Kurmay Yarbay Arif Çırtlık'ın, esasa ilişkin dün başladığı savunmasını sürdürmesiyle başladı.

26.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce davanın görüldüğü Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde özel olarak yaptırılan 250 kişi kapasiteli duruşma salonunun bulunduğu alana cezaevi araçlarıyla getirilen tutuklu sanıklar, güvenlik önlemleri altında içeriye alındı.

Duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve sanık yakınları katıldı. Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına avukat Ömer Furkan Yayla da duruşmada hazır bulundu.

Duruşma, "Darbe girişimi sırasında Gölcük Donanma Komutanlığı'nda yaşanan olaylarda üs komutanı darbeci Amiral Hayrettin İmren ile hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimat ve emirlerini sorgulamadan uyguladığı, silahlı olan sanığın darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, etkisiz hale getirilen müşteki amiraller Ahmet İskender Yıldırım ve Yalçın Payal'ın cezaevi aracına konularak İstanbul'a götürülmeleri, Merkez Komutanlığı Koruma Birlik Komutanı Albay Uğur Çelikten'in gözaltına alınması ve etkisiz hale getirilmesi sürecinde aktif olarak bulunduğu" iddiasıyla hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık o dönemde Donanma Komutanlığı Güvenlik Tabur Komutanlığı'nda uzman çavuş olarak görev yapan E.K'nın, esasa ilişkin savunmasıyla başladı.

Mütalaada ağırlaştırılmış müebbet istemi

Mütalaada, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ve eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici ile kurmay albayların da aralarında bulunduğu 51 sanık hakkında, "anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

Eski Donanma Komutanı emekli Oramiral Veysel Kösele ile Komodor Levent Kerim Uça'nın derdest edildiği TCG Yavuz Gemisi Komutanı eski Kurmay Yarbay Sezai Özgür Öztürk ve 15 personeli ile İstanbul Moda açıklarında top atışı yapılan TCG Kemalreis Gemisi Komutanı Yarbay Arif Çıtlık, TCG Turgutreis Gemisi 2. Komutanı Kurmay Yarbay Ali Kocamanoğlu, TCG Salihreis Gemisi 2. Komutanı Sami Tulgar, TCG Oruçreis Gemisi 2. Komutanı Özgür Gencer, bu suçtan cezalandırılmaları istenen sanıklar arasında yer alıyor.

İDDİANAME

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 1 numaralı şüpheli olduğu iddianamede, eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay, eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Gürel Kaynak, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan, eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem ile Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18 sivil ve 1 asker öğretmenin de aralarında yer aldığı 90 sanık bulunuyor.

İddianamede, terör örgütü elebaşı Gülen hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek" ve "silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor.

Şüpheli askerlerle irtibatlı olan, onları darbe toplantılarına götüren ve kaçtıkları dönemde saklayan, Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18'i sivil, 1'i asker öğretmen ile Donanma Komutanlığı'nda darbe girişimini yönettiği belirtilen tutuklu sanıklar Hakan Üstem, Hayrettin İmren, Ömer Faruk Harmancık, Nazmi Ekici, Süleyman Yarayan, Tezcan Kızılelma, Gürel Kaynak, Muharrem Aslan ve Murat Erdem ile firari sanık Ayhan Bay hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer sanıkların ise ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl 6 aydan yirmidokuzar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

Paralel yapı-23 Haziran (2017) 'Kocaeli 90 sanık (ilk 92) Darbe Yap./Donanma Komutanlığı' davası

(29 Eylül 2018, 18:40)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: Göster/Gizle

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=13488