Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında 4. Kolordu ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 268 sanıklı davaya devam edildi. Ankara Emniyet Müdürlüğüne 15 Temmuz'da zırhlı araçlarla saldıran sanık eski yarbay Ejder Yıldırım, savunmasında Türk Silahlı Kuvvetleri yönetim kademesi ile bazı müşteki ve sanık avukatlarına yönelik eleştirilerde bulunması üzerine uyarıldı. Buna tepki gösteren Yıldırım, savunmasının bölündüğünü ve bunun hak ihlali olduğunu dile getirdi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı da önceki gün başladığı savunmasını tamamlaması için Yıldırım'a yeteri kadar süre verildiğini ifade etti. Sanığın savunma hakkını kötüye kullandığına dikkati çeken Uçar, duruşmaya öğle arası vereceğini söyledi. Bu esnada sanık Yıldırım, Mahkeme Başkanı Uçar'a, 'Siz Türk milletinin hakimi değil misiniz başkanım... Size hakaret ediyorum işte, siz katilsiniz.' ifadelerini kullandı. Başkan Uçar, Yıldırım'ın mahkeme salonundan çıkarılması talimatını verdi.
15.09.2018 14:30 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında 4. Kolordu ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada sanıkların yargılanmasına devam edildi.
11.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, 15 Temmuz'da Ankara Emniyet Müdürlüğüne zırhlı araçlarla saldıran sanık eski yarbay Ejder Yıldırım, cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.
Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen Yıldırım, olay tarihinde askerleriyle birlikte kandırılarak tuzağa düşürüldüğünü iddia etti.
Terör saldırısına müdahale etmek için zırhlı araçlarla kışladan ayrıldıklarını, tabur personelinin kendi emriyle hareket ettiğini belirten Yıldırım, 'Bütün sorumluluk bana aittir. Bu olaylarda er, uzman, astsubay ve asteğmenin hiçbir sorumluluğu yoktur. Benim de sıralı sicil amirlerim vardır.' dedi.
Tutuklandıktan sonra hakkında algı operasyonu yürütüldüğünü öne süren Yıldırım, bazı sanık ve tanıkların iddia ettiği gibi Ankara İl Emniyet Müdürlüğü önünde yaşlı bir kadını öldürmediğini ifade etti.
Darbe girişiminde katkı sağlayacak bir eylemde bulunmadığını savunan Yıldırım, soruşturma aşamasında delilerin hukuka uygun bir şekilde toplanmadığını iddia etti.
Yıldırım, sabah saatlerinde başladığı ancak tamamlayamadığı savunmasına, yarın kaldığı yerden devam edecek.
12.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, Ankara Emniyet Müdürlüğüne 15 Temmuz'da zırhlı araçlarla saldıran sanık eski yarbay Ejder Yıldırım, önceki gün başladığı savunmasına devam etti.
Cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasına karşı beyanda bulunan Yıldırım, suçsuz olduğunu ve suçlamaların somut delilere dayanmadığını savundu.
Ankara İl Emniyet Müdürlüğü önünde şehit düşenler ile gazi olanlara ilişkin hazırlanan otopsi ve sağlık raporlarının yasalarda öngörüldüğü şekilde düzenlenmediğini iddia eden Yıldırım, belgede sahtecilik yapıldığını öne sürdü.
Olay yerinde hayatını kaybedenler ile yaralananların kendilerinde bulunmayan silahlarla vurulduğu iddiasını paylaşan Yıldırım, bu durumun dava dosyasına giren belgelerle sabit olduğunu söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri yönetim kademesi ile bazı müşteki ve sanık avukatlarına yönelik eleştirilerde bulunması üzerine uyarılan Yıldırım, savunmasının bölündüğünü ve bunun hak ihlali olduğunu dile getirdi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Melih Uçar da önceki gün başladığı savunmasını tamamlaması için Yıldırım'a yeteri kadar süre verildiğini ifade etti.
Sanığın savunma hakkını kötüye kullandığına dikkati çeken Uçar, duruşmaya öğle arası vereceğini söyledi.
Bu esnada sanık Yıldırım, Mahkeme Başkanı Uçar'a, 'Siz Türk milletinin hakimi değil misiniz başkanım... Size hakaret ediyorum işte, siz katilsiniz.' ifadelerini kullandı.
Başkan Uçar, Yıldırım'ın mahkeme salonundan çıkarılması talimatını verdi.
Salondan çıkarıldığı sırada basın mensupları ile müştekilerin bulunduğu sıraya dönen sanık Yıldırım, 'Sizler bir şeyler söylemeyecek misiniz? Savunmam bölünüyor, bari siz konuşun, susmayın.' dedi.
Duruşmaya ara verildi.
13.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada sanık eski albay Fahri Akbal, Cumhuriyet Savcısının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.
Suçlamaları kabul etmeyen Akbal, darbe girişiminin yaşandığı dönemde Cebeci'deki Personel Temin Merkezi İstihbarat Şube'de görevli olduğunu belirtti.
Akbal, 15 Temmuz'da iş yerindeki duvarların parmaklıklarının yükseltilmesi ve nizamiye kapısının bariyer inşaatı için yapılan çalışmaları kontrol ettiğini, nizamiye kapısı bulunmadığı için bir güvenlik zafiyeti olduğunu öne sürdü.
Bu yüzden daha önce ayda bir-iki kez yaptığı gibi kışlanın emniyetini denetlemek için 23.00 gibi birliğe gittiğini iddia eden Akbal, burada odaların ışıklarının yandığını görünce nöbetçi personele ne olduğunu sorduğunu ve Genelkurmay Başkanlığı'na terör saldırısı yapıldığını öğrendiğini iddia etti.
Akbal, harekat merkezini aradığını ancak kimseye ulaşamadığını, bu sırada kendi aralarında konuşan rütbelilerin, o dönem amiri konumundaki tuğgeneral Ali Kalyoncu'nun rütbeli personelin Mamak'taki 28. Tugay Komutanlığı'na katılma emrini konuştuklarını belirtti.
Odasında Ali Kalyoncu'yu aradığını ancak ona da ulaşamadığını öne süren Akbal, aralarında karar vermeleri üzerine bazı rütbelilerle otomobile binerek emir doğrultusunda Mamak kışlasına gittiğini kaydetti.
Akbal, Mamak kışlasına gitme emrini kendisinin vermediğini, bu emrin Ali Kalyoncu tarafından verildiğini, bunun rütbeliler arasında konuşulduğunu duyduğunu savundu.
Fahri Akbal, şöyle devam etti:
'İş yerimin emniyetini kontrol etmek için gitmem ve Genelkurmay'ın terör saldırısına uğradığını öğrenmem, tuğgeneral Ali Kalyoncu tarafından 28. Tugay Komutanlığı'na rütbelilerin gitmesi emri verilmesi ve emri yerine getirmek maksadıyla orada bulunan askeri personelle Mamak kışlasına gitmem gibi dava konusu tüm hususlarda disiplinsizlik teşkil edecek, mesleğe aykırı bir tutum ve davranışım olmamıştır. Sanki ben kafama göre kamuflajlı eğitim elbiselerimi giyip kimseden emir almadan Mamak kışlasına gitmişim, zırhlı araca binip çıkmış ve darbeye katılmışım gibi suçlanıyorum. Cürüm, kabahat ve suç olacak bir eylemim olmadığı halde neden buradayım?'
Kışlaya, 'alarm, tatbikat' gibi bir mesaj üzerine gitmediğini, evden çıkarken de yaşananlardan haberdar olmadığını ve sosyal medya hesabı da bulunmadığını savunan Akbal, terör tehdidi nedeniyle köprünün askerlerce kapatıldığını görmüş dahi olsa asker olarak yine de kışlaya gideceğini öne sürdü.
Akbal, sadece Genelkurmay Başkanlığı'na terör saldırısı olduğunu öğrendiğini savunarak, 'Darbe girişimi yaşandığını bilsem darbe karşıtı bir subay olarak duruma el koyardım. Hiçbir olay meydana gelmeden kışlaya bir an önce dönülmesini sağlardım.' iddiasında bulundu.
Personelin Ali Kalyoncu tarafından hain emeller için kullanıldığını ileri süren Akbal, hakkında disiplin soruşturması yapılmadığını, idari tahkikat raporunu da usulsüz olduğu gerekçesiyle kabul etmediğini söyledi.
Mahkeme başkanı, duruşmaya öğle arası verirken, sanıklardan eski yarbay Ejder Yıldırım'ın reddi hakim talebi bulunduğunu ve bu talebi reddettiklerini bildirdi.
Duruşmaya, verilen aranın ardından Akbal'ın savunmasıyla devam edilecek.
Duruşmada, sanık eski albay Fahri Akbal, önceki gün başladığı esasa ilişkin savunmasını tamamladı.
TSK'nın komuta kademesindeki bazı isimlerin darbe girişimini önceden bildirmediğini iddia eden Akbal, bunların yargılanması gerektiğini belirtti.
Silahlı terör örgütü PKK'nın Doğu ve Güneydoğu'daki yerleşim yerlerinde düzenlediği silahlı eylemler nedeniyle askeri personelde bir hassasiyet oluştuğunu anlatan Akbal, 'Cebeci kışlasına saldırı ihtimali vardı. Hatta yakalanan bazı teröristlerden iş yerimin krokisi çıkmıştı.' dedi.
TSK'da emir komuta zincirinin hakim olduğunu hatırlatan Akbal, albay olmasına rağmen bir tuğgenerale karşı er gibi olduğunu, bu nedenle her emrin sorgulanamayacağını savundu.
Görev yeri olmadığı halde firari sanık eski tuğgeneral Ali Kalyoncu'nun emriyle 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına gittiğini aktaran Akbal, komutanlık binasını ele geçirmek gibi bir amacı olmadığını iddia etti.
Tanık sıfatıyla beyanı alınan erlerin, polisler tarafında yönlendirildiğini öne süren Akbal, 'İddia edildiği gibi 'Gerekirse halkı eze eze geçin' şeklinde bir emir almadım, vermedim ve duymadım. Böyle bir emir söz konusu değildir.' dedi.
'Çıkarmadım, düşmüş olabilir'
Tanınmamak için üniformasındaki 'albay' rütbesini söktüğüne ilişkin iddianamede yer alan tespitin doğru olmadığını savunan Akbal, 'Rütbemi çıkarmam gibi bir düşüncem olmadı. Albay rütbeleri üniformada zaten seyyar bulunuyor. Üniforma yıkanacağı sırada deforme olmaması için rütbeler çıkarılır. O gece yaşanan olaylar nedeniyle kendiliğinden düşmüş olabilir. Yoksa rütbemi neden çıkarayım.' ifadelerini kullandı.
Akbal, terör eylemlerine karşı önlem almak için kendisine verilen emir doğrultusunda hareket ettiğini, darbe girişimine katkı sağlayacak bir eylemde bulunmadığını ifade ederek, beraatini istedi.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
14.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada sanık ve müşteki avukatları da hazır bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Cumhuriyet Savcısı'nın esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yapan sanık eski binbaşı Fatih Mehmet Ulukuş, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığı'nda çalışmasına rağmen, olay tarihinde Kara Harp Okulu öğrenci alımlarında komisyon üyesi olarak görevlendirildiğini belirtti.
Ulukuş, 16 Temmuz'da Ankara dışında bir düğüne katılacağı için o tarih itibarıyla garnizon terk izni aldığını, 15 Temmuz akşamı da mesai sonrası, akşam saatlerinde düğün hediyesi seçmek üzere çarşıya çıktığını bildirdi.
Akşam 22.00 civarı Etimesgut'taki lojmanlarda bulunan evine döndüğünü ve düğüne gitmek üzere hazırlık yaptığı sırada Kara Harp Okulu'ndaki resmi telefondan bir üsteğmenin arayıp, kurmay başkanının emri gereği öğrenci alımlarındaki personelin ivedi şekilde 28. Mekanize Tugayı'na gitmesi gerektiğini söylediğini aktaran Ulukuş, mesai dışı saatlerde benzer uygulamalar olduğunu savundu.
Ulukuş, sivil kıyafetli şekilde şahsi aracıyla emre uyarak, tugaya gittiğini, personele kartını gösterdikten sonra tugay karargah binasına çıktığını kaydetti.
Karargah önünde bulanan öğrenci alımlarındaki personelden, darbe girişimine yönelik söylemler duyduğunu anlatan Ulukuş, herhangi bir suça karışmamak için çalıştığını ve kışladan ayrılmaya karar verdiğini belirtti.
Ulukuş, ancak öncesinde kışladan çıkış yapmaya çalışanlara nizamiyede izin verilmediği, halkın ve iş makinelerinin de çıkışı kapattığını öğrendiğini, bu yüzden güvenli bir ortamda ayrılmaya karar verdiğini ifade etti.
Kışlada sabaha kadar aracında ve çevrede dolaşarak vakit geçirdiğini öne süren Ulukuş, yanlış bir şeye karışmamak maksadıyla insanlardan uzak durduğunu anlattı.
Ulukuş, sabah toplananlar olduğu için karargah önüne gittiğini, personelin Ali Kalyoncu'nun emirlerini yerine getirmemek gerektiği şeklinde konuşmalarını duyduğunu aktararak, bu sırada oraya gelen darbe karşıtı askeri personelce gözaltına alındıklarını bildirdi.
Amirlerinin emirleri doğrultusunda tugaya gittiğini, iddia edildiği üzere yönetimi devralmak gibi bir kastı olmadığını, hiç kimseden emir almadığını ve kimseye emir vermediğini, silah daha görmediğini savunan Ulukuş, mütalaada tarafına yöneltilen tüm suçlamaları reddetti.
Ulukuş, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Eski kurmay başkanı da suçlamaları kabul etmedi
4. Kolordu Komutanlığı Kurmay Başkanı eski albay Fatih Yücekan da esasa ilişkin savunmasında üzerine atılı suçlamaları reddetti. Daha önce verdiği tüm ifadeleri ise kabul ettiğini beyan eden Yücekan, 15 Temmuz'da Kayseri'de bulunduğunu, buradan 20.00 gibi Ankara'ya hareket ettiğini anlattı.
Yücekan, iddia edildiği üzere hareket ettiği saatte hiç kimseyle görüşmediğini ve darbe girişiminden haberdar olmadığını savunarak, HTS kayıtlarından da kimseyle görüşmediğinin anlaşılacağını ileri sürdü.
FETÖ ile de bir bağı olmadığını öne süren Yücekan, 'Ben aklımı peynir ekmekle yemedim. Ben sadece ve sadece kendi komutanlarımdan emir alır, onları yaparım. Allah FETÖ ve bunun gibi milletin kanını emen bütün örgütlerin belasını versin.' dedi.
Darbe girişiminin başlaması sonrası hızlıca görev yaptığı kışlaya katıldığı suçlamasıyla alakalı Yücekan, Kayseri'ye 3 saat 45 dakikada gittiğini, Ankara'ya ise 4 saat 26 dakikada döndüğünü vurguladı.
Kolordu karargahına 00.26'da girdiğini belirten Yücekan, yolda kız kardeşinin eşi dahil bazı kişilerin aradığını ve Genelkurmay önünde öle ve yaralılar olduğunu, durum hakkında bilgisini sorduğunu ifade etti.
Yücekan, durumdan haber olmadığını söyledikten sonra Genelkurmay'da çatışma çıktığını düşündüğünü bildirdi.
Yaptığı telefon görüşmelerinde 'sıkıyönetim' ya da 'darbe' ifadelerinin geçmediğini iddia eden Yücekan, şoföre de radyoyu açmasını söylediğini, ancak sürücünün bir kanal bulamadığını ileri sürdü.
Yücekan, askeri gereklilik olarak kolordu karargahına gittiğini ve burada sıkıyönetim mesajlarını gördüğünü belirterek, 'Benim ilk emrim, sözde 'sıkıyönetim mesajlarına hiçbir şey yapılamayacaktır.' Yani 'ast birliklere yayınlanmayacak, emir geçersizdir' anlamındadır. Bu emri 00.30 sıralarında verdim.' dedi.
Kolordu personelinin brifing salonunda toplanmasını istediğini ve 01.00 civarında personele yönelik yaptığı konuşmada komutanın Metin Gürak olduğunu ve başkasını da komutan olarak tanımayacaklarını belirterek, darbe girişiminin karşısında olduğunu ortaya koyduğunu savunan Yücekan, kolordu karargahında darbe girişimine yönelik bir faaliyete izin vermediğini iddia etti.
Yücekan, darbe girişiminin hiçbir aşamasında bulunmadığını kaydetti.
Sanık Fatih Gökçe'nin de savunma yaptığı duruşma, 17 Eylül 2018 Pazartesi gününe ertelendi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-19 Nisan (2017) 'Ankara 268 sanık Darbe/Mamak 28. Mek.Tug.' davası
(15 Eylül 2018, 14:30)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: