İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 17-25 Aralık darbe girişimindeki yasa dışı ses kayıtlarını servis ettiği dönemin Karşı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni CHP eski Milletvekili Eren Erdem hakkında tutuklama kararı verildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, milletvekilliğine aday gösterilmeyince kaçma girişiminde bulunduğu iddiasıyla havaalanında engellendiği belirtilen CHP 26. Dönem Milletvekili Eren Erdem hakkında kaçma şüphesi nedeniyle yakalama kararı talebinde bulundu. Talebi değerlendiren İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, Erdem hakkında yakalama kararı çıkartılmasına karar verdi. Kararın ardından Ankara'da gözaltına alınan Erdem, İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkarıldı. Erdem savunmasının ardından 'FETÖ'ye yardım', 'gizli tanığı ifşa etmek' ve 'soruşturmanın gizliliğini ihlal' suçlarından tutuklandı.
30.06.2018 18:59 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 17-25 Aralık darbe girişimindeki yasa dışı ses kayıtlarını servis ettiği dönemin Karşı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni CHP eski Milletvekili Eren Erdem hakkında tutuklama kararı verildi.
29 Haziran'daki gelişmeye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, milletvekilliğine aday gösterilmeyince kaçma girişiminde bulunduğu iddiasıyla havaalanında engellendiği belirtilen CHP 26. Dönem Milletvekili Eren Erdem hakkında kaçma şüphesi nedeniyle yakalama kararı talebinde bulundu. Talebi değerlendiren İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, Erdem hakkında yakalama kararı çıkartılmasına karar verdi. Kararın ardından dün gece Ankara'da gözaltına alınan Erdem sabah saatlerinde Çağlayan'daki İstanbul Adliyesine getirildi. Erdem'in mahkemeye getirildiği sırada polis ekipleri davanın görüleceği 35. Ağır Ceza Mahkemesi önünde yoğun güvenlik önlemi aldı.
Hakkındaki yakalama kararı üzerine salona alınan Erdem'in kimlik tespitinin ardından avukatları söz aldı. Avukatlar Erdem'in adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakılmasını istedi.
Avukatlarının ardından CHP'li Mahmut Tanal da avukat cübbesini giyerek henüz mazbatasını almadığından kendisi de Erdem adına beyanda bulunmak istedi. Tanal'ın talebini milletvekilliği devam ettiği gerekçesiyle reddeden mahkeme, sanık Eren Erdem'e söz verdi.
Eren Erdem savunmasında, 'Bu iddianame FETÖcüler tarafından hazırlanmıştır. Eşimle yaptığım telefon görüşmesi Selam Tevhid Kumpası iddianamesinden alınmıştır. FETÖ'nün iddianamesinden alıntı yaparak FETÖ iddiasıyla suçlanmaktayım. İlçe başkanlarıyla yaptığım görüşmeler bile delil olarak kabul edilmiştir. Soruşturmada gizli tanığın kimliğini ifşa ettiğim söylenmiş, ancak gizli tanığın bana gönderdiği 'kendisine para teklif edildiği, vergi borçlarının silineceği' yönündeki mesajları da dosyaya sunmuştum. A Haber'de bu mesajları kendisinin attığını kabul etmişti. Zaten bunun dışında delil yoktur' dedi.
Erdem, 'İktidarın bütün mensupları FETÖ ile iç içeyken 2012'de bu örgüt aleyhine kitap yazmış olmam sebebiyle Selam Tevhid Kumpas iddianamesinde yer aldım. 9 kitabımın 9'unda da FETÖ'yü ifşa ettim. Herkes 'hoca efendi' dediği zamanlarda ben 'terörist' diyordum. Ne nesebim, ne de meşrebim bu örgütle bağdaşmaz. FETÖ örgütünün kriteri kabul edilen hiçbir husus bende yoktur. Aynısı Ahmet Şık'a da yapılmıştır. Başkasına da yapılmıştır. Bu sebeple Türkiye'deki FETÖ soruşturmalarının sulandırıldığı kabul edilmektedir. Karşı Gazetesi'nde FETÖ aleyhine de haberler yapılmıştı' diye konuştu.
İddianamede 'gizli tanık ifadesinde çikolata kutusunda belge geldiği' iddiasına değinen Erdem, 'Bu iddia komiktir. Dosyada delil olarak sunulan hususlar A Haber ve başka kanalların haberlerinden oluşmaktadır. Suçsuzum. Suçlu olsaydım kaçmayı düşünebilirdim' dedi. 4 yaşındaki oğlunun Almanya'da diş tedavisi gördüğünü, eşinin bu nedenle her ay Almanya'ya gidip geldiğini anlatan Eren Erdem, 'Dokunulmazlığım kaldırıldıktan sonra 38 kez yurtdışına çıkmıştım. Kaçacak olsaydım, zaten kaçabilirdim. Bu ülkede ideallerini gerçekleştirmeye çalışan biriyim. İddianamede şüpheliden delile gitmeye çalışmıştır. Bunu bana ifademi alan savcı söylemiştir. Gerekirse dinlenmesini de talep ediyorum. Siyasi sipariş bir iddianamedir. Gazetenin gelir kaynaklarında da FETÖ'den gelen tek bir kuruş yoktur. İspatlanırsa idamımı isteyeceğim' diye konuştu.
'Cihan Haber Ajansı ile başbaşa görüştüğü' şeklindeki iddiayı ise Erdem, 'Diğer haber ajansları gibi Cihan Haber Ajansı'nın da abonesiydik. Gazete iflas edince Cihan Haber Ajansı, ilk haciz koyan ajans olmuştu. Dışişleri toplantısını ise internette ses kayıtları yayınlanmıştı, daha sonra yayın yasağı gelmişti. Biz hükümete muhalif gazeteler olarak yayın yasağını delme kararı alıp yayınladık. İlk yayınlayan ben değildim. Dolayısıyla bu da yayın yasağını delme suçu olabilir' dedi.
Gizli tanığın ismini mahkemeye sunduğunu ifade eden Erdem, şunları söyledi:
'Ses kaydı sunmuştum. Bu tanığa itibar edilemez. Bu iddianameyle FETÖ'nün temizlenmesine zarar verilmektedir. Dünyada alay konusu olacak bir komedyanın içindeyiz. Yürekten ve namusumla söylüyorum, istesem kaçardım. Çocuğumun tedavisi için gidiyordum. Beraat edeceğimi düşünüyorum. Cumhurbaşkanına hakaretten iki dava dışında hukuki anlamda rahatsız olacağım bir hukuki durum yoktur. Bu dava Türkiye'nin itibarına zarar verir. ve tartışmaları büyütür. Buna katkı sunan herkes bu ülkeye zarar verir. İstenilen her türlü tedbir uygulanabilir. 17-25 Aralık yolsuzluk olayları bir haberdir. Gazete Aydınlık Gazetesi'nin matbaasında basılmıştı. Aydınlık Gazetesi de FETÖ'cüyse o zaman herkes FETÖ'cüdür. Verilecek karar siyasidir. Benim üzerimden CHP yıpratılmak isteniyor. Vicdani ve hukuki değildir. Manevi ve maddi külfeti olacaktır. Maddi külfeti Türkiye'nin yargı sistemine güveni sarsacak, manevi olarak da başınızı yastığa koyduğunuzda vicdanınızla baş başa kalacaksınız. Kaçmak, gitmek lugatımda olmayan konulardır. Vitesi hiç geriye takmadım. Suçsuzum. Düşüncemi söylüyorum, eleştiriyorum. Neden korkayım. Siyasi karar vermeniz halinde vicdani ve maddi yükümlülüğü taşıyacağınızı düşünüyorum. Siyasi karar olmasaydı gece yarısı evime giderken alınmazdım. Siyasi iradeye sorumluluğunuzu yerine getirecekseniz Anayasaya karşı sorumluluğunuzu yerine getirmenizi talep ediyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tutuklama talebini ve kaçma şüphesi iddiasını da kabul etmiyorum.'
TUTUKLAMA GEREKÇESİ
Mahkeme heyeti, sanık Eren Erdem hakkında 'FETÖ/ PDY silahlı terör örgütüne dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçunu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların olması, sanığın kendi Twitter hesabından 'ilk durak Maraş' şeklinde yazdıktan sonra ertesi sabah hakkında aynı gün konulan yurtdışı çıkış yasağı tedbirinden haberi olmadan çıkış yapmak istediği, daha sonra ise sanık hakkında yapılan ihbar ile yasadışı yollardan yurtdışına kaçacağı yönünde kuvvetli olgular bulunduğu gelinen bu aşamada adli kontrol kararının yetersiz kalacağı anlaşılmakla tutuklanmasına' karar verildi. Tanıklar Turan Ababey, Mehmet Bozkurt, Murat Kazancı, Emre Erciş ve Kutlu Esendemir'in dinlenmelerine karar veren heyet, duruşmayı daha önce bıraktığı 19 Eylül'e bıraktı.
DAVA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, söz konusu soruşturmanın savcılıkça yapılan 3 ihbar sonucunda başlatıldığı ve ardından hepsinin tek dosyada toplandığı belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Karşı gazetesine yönelik soruşturmada ifadesi alınan gizli tanık 'Ayçiçeği' hakkında milletvekili Erdem'in açıklama yaptığı ve bu açıklamaların kapatılan Zaman gazetesi ve Aktif haber sitesinde yayımlanması üzerine suç duyurusunda bulunulduğu anlatılan iddianamede, aynı şekilde milletvekili Erdem'in gizli tanığı ikinci kez deşifre ettiği ve bunun üzerinde de yeniden savcılıkça suç duyurusu yapıldığı aktarıldı.
Savcılığın Karşı gazetesine yönelik gazetenin genel yayın yönetmenliğini yapan Eren Erdem, şüpheli Turan Ababey ve arkadaşlarına ilişkin suç duyurusunda bulunması üzerine soruşturmanın başlatıldığına vurgu yapılan iddianamede, tek sanık olarak yer alan Eren Erdem'in 'silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek', 'gizli tanığı deşifre etmek' ve 'soruşturmanın gizliliğini ihlal' suçlarından 9,5 yıldan 22 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
'Gazeteye saksı içinde gizli belge'
İddianamede Karşı gazetesinin sahibi şüpheli Turan Ababey'le Eren Erdem'in Gezi Parkı olayları sırasında tanıştıkları, Ekim 2013'te gazeteyi kurmayı kararlaştırdıkları ve 9 Şubat 2014'te kurulan gazetenin 66 gün sonra ekonomik sıkıntılar sebebiyle yayın hayatına son verildiği anlatıldı.
Şüphelilerin elde ettikleri dokümanların FETÖ'den yargılanan eski emniyet müdürü Yakub Saygılı'dan aldıkları ve bu dokümanları Eren Erdem'e ilettiği belirtilen iddianamede, yapılan tespitlere göre bu dokümanların 3 polis memuru tarafından Karşı gazetesi muhabirleri şüpheli Ufuk Köroğlu ve Emre Erciş'e ulaştırıldığına yer verildi.
Gazetenin bir süre sonra tamamen Eren Erdem'in kontrolüne geçtiği ve yayınlanacak haberlere Erdem'in karar verdiği belirtilen iddianamede, Erdem'in gazetenin sahibi Turan Ababey'e zaman zaman 'Elimde Erdoğan'ı düşürecek belgeler var. Yayınlamamız halinde TUSKON ve cemaatten para alabiliriz.' şeklinde söylemlerde bulunduğu öne sürüldü.
FETÖ tarafından Erdem'e ulaştırılan birçok yasa dışı kayıt ve dokümanın gazetede yayımlandığı belirtilen iddianamede, Erdem'in FETÖ/PDY'nin amaçları doğrultusunda hareket ettiği, basın ve yayın organlarını kullanarak kamuoyu algısı oluşturmaya, böylece hükümeti görevini yapamaz hale getirmeye çalıştığı ifade edildi.
İddianamede beyanlarına yer verilen gizli tanık 'Ayçiçeği', haberlerin bazen CD, bazen dosya kağıdı şeklinde gizli belge olarak geldiğini, bu haberlerin TUSKON'un danışmanlık firmasından, bazen çiçeklerin arasında bazen de saksılara saklamak suretiyle bazen de çikolataların içerisinde CD'lerin gönderildiğini söyledi.
'Haberi Eren Erdem, bizzat hazırladı'
Karşı gazetesinin sorumlu müdürlüğünü yapan şüpheli Mehmet Bozkurt'un emniyetteki ifadelerine yer verilen iddianamede, Bozkurt, gazetenin yayın hayatına başlamasıyla internet ortamında aynı dönemde 'Başçalan' ve benzeri isimler adı altında belirli bir merkezden çıktığı anlaşılan çeşitli ses kayıtlarının yayınlanmaya başladığını söyledi.
Bozkurt, devletin üst düzey yetkililerinin Dışişleri Bakanlığı'nda gerçekleştirdiği toplantıya ilişkin haberin Eren Erdem tarafından bizzat bilgisayarında hazırlandığını anlatarak, ifadesinde, şu beyanlarda bulundu:
'(Eren Erdem) Bunu yaparken de hükümetin Lahey Adalet Divanı'nda yargılanmasını sağlayacak iddialar olduğunu söylemiştir. Bu haberin yayınlanmasına ben dahil bazı arkadaşlar karşı çıkmıştır. Genel yayın yönetmeni olduğu için kendisine direnilmesine ve bana rağmen haberi manşetten bizzat bütün otoritesi ve yetkisini kullanarak 'Kan lobisi toplantısı' başlığıyla Sayın Erdoğan, Davutoğlu, Hakan Fidan, Genelkurmay 2. Başkanı ve o zaman Dışişleri Bakanı Yardımcısı olan Feridun Sinirlioğlu'nun resimlerini kullanarak tam sayfa ve son derece provokatif tarzda yayınlatmıştır.'
İddianamede, Eren Erdem'in 'silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek', 'gizli tanığı deşifre etmek' ve 'soruşturmanın gizliliğini ihlal' suçlarından 9,5 yıldan 22 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
İddianameyi kabul eden İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, 21 Mayıs'ta sanık Erdem hakkında yurt dışına çıkış yasağı koymuş, ilk duruşmanın da 19 Eylül'de yapılmasına hükmetmişti.
Paralel yapı-11 Mayıs (2018) 'İstanbul 1 sanık CHP milletvekili Eren Erdem/örgüte destek' davası
(30 Haziran 2018, 18:59)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: