Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 52'si tutuklu, 12'si firari 87 sanığın yargılanmasına devam edildi.
23.06.2018 14:22 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 52'si tutuklu, 12'si firari 87 sanığın yargılanmasına devam edildi.
11.06.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Davaya Başbakanlık adına müdahil olan avukat Halit Çokan da duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar da izledi.
Darbe girişiminde seyre çıkarılan Gölcük Donanma Komutanlığına bağlı TCG Turgutreis Gemisi'nde Nöbetçi Motor Astsubayı olan Yakup Karatağ, tanık olarak dinlenildi.
Karatağ, geminin ana makinesinde meydana gelen yakıt kaçağı arızasını gidermek için söktüğü parçayı tornada düzeltmek için TCG Salihreis Gemisi'ne gittiğini belirterek, "Gemide kim olduğunu bilmediğim bir üsteğmen telefonda biriyle konuşuyordu. 'Hemen 2-3 astsubay bulun, gemileri seyre çıkarın' şeklinde konuşmalar duydum. Poyraz Limanı'nda hareketlilik vardı. Komodor Kurmay Albay Önder Öngör, tüm gemilerin seyre kaldırılması emrini vermiş. Gemi 2. Komutan Ali Kocamanoğlu bana, Turgutreis Gemisi'ni hemen kaldırabilir misiniz?' diye sordu. Parça söktüm ama gemiyi kaldırabiliriz' dedim. Makineleri çalıştırın seyre kaldırın' emrini verdi. Saat 21.30'da gemiyi tek makine ile kaldırdık. Gemi kalkarken Salihreis'e çarpmış ama ben görmedim, farketmedim." şeklinde konuştu.
Gemi ikinci Komutanı Kocamanoğlu'nun emriyle tüm personelin telefonlarının toplandığını ve televizyonların devre dışı bırakıldığını anlatan tanık Karatağ, şunları söyledi:
"Telefonlarımız yanımızda olmadığı ve televizyonların kapalı olması nedeniyle ülke genelindeki olaylardan haberimiz olmadı. Kocamanoğlu, 'Ailelerinizi aradık. Onlar iyiler, sizin de iyi olduğunuzu söyledik. Endişe etmeyin' dedi. Bize neler olduğunu söylemediler. X-Band uydu sistemi, J-Chat ve telsiz sistemleri kapalıydı. Çalıştıramadık. Darbe girişimi olduğunu 16 Temmuz Cumartesi öğleye doğru öğrendik." ifadelerini kullandı.
Söz alan tutuklu sanık eski Salihreis Gemisi 2. Komutan Ali Kocamanoğlu, "Ben size hiç darbe ile ilgili bir şey söyledim mi? Darbeyi destekleyici ve kanun dışı bir emir verdim mi, bu yönde bir faaliyetim oldu mu?" şeklindeki sorusuna tanık Yakup Karadağ, "Hayır" yanıtını verdi.
Tanık Mehmet İbrahimoğlu
Darbe girişiminde, TCG Turgutreis Savaş Gemisi'nde Seyir Elektronik Astsubayı olarak görev yapan, hakkında FETÖ/PDY soruşturması açılan ve ayrı bir davada tutuklu olarak yargılanan Mehmet İbrahimoğlu, tanıklık yaptı.
İbrahimoğlu, Turgutreis'teki arızayı tamir ederken gemilerin seyre kaldırılacağı emri geldiğini ve geminin limandan ayıldığını söyledi.
TCG Turgutreis Savaş Gemisi 2. Komutan Ali Kocamanoğlu'nun gemideki herkesin cep telefonlarını toplattığını, Silah Subayı Yüzbaşı Fatih Ergin'in de televizyon yayınlarını kestirdiğini anlatan İbrahimoğlu, "Normalde telefonları gemiye binerken girişteki kutulara koyardık ama ilk defa köprü üstünde bir poşetin içine bıraktık. Geminin niçin seyre kaldırıldığı ve neler olduğu konusunda bize kimse bir bilgi vermedi, açıklama yapmadı. Ali Kocamanoğlu ve Fatih Ergin'in silahlandığını duydum. TRT'de sıkıyönetim mesajının okunduğunu duydum. Ama ben herhalde ordumuz Suriye'ye girdi diye düşündüm. Telefon, televizyon ve uydu haberleşme sistemleri kapalı olduğu için hiçbir bilgi alamıyorduk." şeklinde konuştu.
İbrahimoğlu, Kocamanoğlu'nun 16 Temmuz Cumartesi öğle saatlerinde, "TSK içindeki darbe girişimi bastırılmıştır." şeklinde anons yaptığını, daha sonra geminin Gölcük Poyraz Liman'ına geldiğini de sözlerine ekledi.
Sanık Kocamanoğlu ise ifadesinde, haberleşme sistemlerinin arızalı olduğunu ve tamir edecek kimse olmadığı için devreye alamadıklarını ileri sürdü.
Darbeye destek vermediğini ve kanun dışı bir faaliyette bulunmadığını öne süren Kocamanoğlu, "Ben sadece terör saldırısı gerekçesiyle gemiyi korudum. Sabotaja Karşı Koruma (SABKOR) ve Birlik Emniyet Planı'nı uyguladım." ifadesini kullandı.
Tutuklu sanık Fatih Ergin ise "SABKOR alarmı nedeniyle gemide silah kuşanmamız normal bir durumdur. Ben darbeye destek vermedim. Hükümet, devlet, Cumhurbaşkanımız aleyhinde bir söylemim eylemim olmadı." diye konuştu.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmaya yarına kadar ara verdi.
12.06.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Davaya Başbakanlık adına müdahil olan avukat Halit Çokan da duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar da izledi.
Darbe girişiminde seyre çıkarılan Gölcük Donanma Komutanlığına bağlı TCG Turgutreis Gemisi'nde Nöbetçi Motor Astsubayı olan Yakup Karatağ, tanık olarak dinlenildi.
Darbe girişiminde, Gölcük Donanma Komutanlığı Poyraz Limanından seyre çıkartılan ve İstanbul Moda açıklarında top atışı yaptırıldığı belirlenen TCG Kemalreis Fırkateyni'nde görev yapan astsubay Mustafa Gökgün, duruşmada tanık olarak ifade verdi.
Gökgün, 21.30 sıralarında, dönemin Kemalreis 2. Komutanı Yarbay tutuklu sanık Hasan İlhan'ın telefonla arayarak, toplanma planı uygulanacağını söylediğini, bunun üzerine gemiye gittiğini belirtti.
Geminin bir süre sonra seyre çıktığını anlatan Gökgün, "Osmangazi Köprüsü'nü geçtikten sonra gemi personelinin silahları toplatıldı. Salihreis Gemisi Komutanı olan ancak o gece kaldırdığı Kemalreis'e komuta eden Yarbay Arif Çırtlık'ın emri ile top atışı yapıldı. Bir süre sonra yeniden atış yapılacaktı ama arızadan dolayı gerçekleştirilemedi. Astsubay arkadaşlarla aramızda konuştuk. Eğer top atışının canlı hedefe yapılması yönünde emir verilseydi, bunu engelleyecektik." diye konuştu.
Gökgün, o gece alçak uçuş yapan ve çağrılara cevap vermeyen uçakların kendilerini tedirgin ettiğini belirterek, güvenliğin sağlaması açısından top atışlarına yönelik bir şüphelerinin olmadığını da ifade etti.
Tanık Aytekin Dokuzlar
Darbe girişimi sırasında, seyre kaldırılan Donanma Komutanlığı TCG Salihreis Gemisi'nde topçu astsubayı olan tanık Aytekin Dokuzlar, ifadesinde, 15 Temmuz 2016'da 09.30 - 10.00 sıralarında, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral firari sanık Ayhan Bay'ın iki siville birlikte gemiye geldiğini söyledi.
Daha sonra bu kişilerin Kocaeli Sanayi Odası Başkanı ile Kocaeli Üniversitesinde bir profesör olduğunu öğrendiğini belirten Dokuzlar, "Ayhan Bay'ın, Salihreis Gemi Komutanı Yarbay Arif Çırtlık'ı, sivil kişilere, 'kıskanılacak ve geleceği parlak bir komutan' olarak tanıttığını duydum." ifadesini kullandı.
Tanık Dokuzlar, akşam saatlerinde gemimin seyre çıkacağının söylendiğini ve tüm personelin gemiye çağrıldığını, seyre çıktıklarında ise cep telefonlarının yasaklandığına dair anons edildiğini kaydetti.
Tanık Onur Yüksel
Salihreis Gemisi'nde topçu astsubayı olan tanık Onur Yüksel, hafif silah ve mühimmat yüklü olan geminin, tutuklu sanık eski TCG Salihreis Savaş Gemisi 2. Komutanı Deniz Kurmay Yarbay Sami Tulgar'ın emri ile limandan seyre kaldırıldığını belirtti.
Sabotaja Karşı Koruma (SABKOR) verildiğini, 2 MP5 ile ağır silah MG3'ün geminin köprü üstüne çıkarıldığını anlatan Yüksel, şöyle konuştu:
"Daha sonra ülke genelinde bir darbe girişimi yaşandığını öğrendik. Ancak gemide darbe içerisinde olduğumuzu düşündürecek bir faaliyete şahit olmadım. Gece 02.00'de gemi 2. komutanı Sami Tulgar silahlığın anahtarını kontrol etti. Tam olduğunu görünce bir MP5 silahı köprü üstüne çıkarmamızı istedi. SABKOR alarmı verildiği için alınan güvenlik önlemlerini normal karşıladık. Biz darbeye karşı olduğumuzu, bunun için gemilerin seyre kaldırıldığını düşünüyorduk."
Mahkeme Başkanı Yusuf Sevimli, cumhuriyet savcısının, tanığa yönelik sorduğu sorulara sık sık itiraz eden tutuklu sanıklar Önder Öngör ve Sami Tulgar'ı uyardı.
Tanık Serkan Demirer
Darbe girişiminde Donanma Komutanlığı Denizaltı Filosu'nda nöbetçi astsubay olarak görev yapan Serkan Demirer, o gece bir yüzbaşının 15 askerle birlikte gelerek, terör saldırısı olabileceği gerekçesiyle denizaltı filosunun giriş ve çıkışlarının kapatıldığını söylediğini belirterek, durumu nöbetçi amirliğine bildirdiğini söyledi.
Yüzbaşı ve askerlerin bir süre kapıda konuşlandığını, içeri girmek isteyen komutanları ve askerleri engellediklerini aktaran Demirer, "Askerler gidince giriş çıkışları normale çevirdik. Bir süre sonra eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral tutuklu sanık Hayrettin İmren gelerek, yüzbaşı ve askerleri sordu. Gittiklerini söyledim. O sırada Ender Teke albay geldi. İmren ile bir süre konuştular. Albay Teke, İmren'e, 'Sizi sadece üs komutanı olarak tanıyorum. Sıkıyönetim komutanı olarak tanımıyorum' dedi. Bunun üzerine İmren gitti." şeklinde konuştu.
Daha sonra Hayrettin İmren'in tekrar geldiğini dile getiren tanık Demirer, şöyle devam etti:
"İmren bana sıkıyönetim komutanı olduğunu söyleyerek, yanımdaki askerleri kendisine teslim etmemi emretti. Ben de kendisine emri dinlemeyeceğimi, durumu nöbetçi amirliğine rapor edeceğimi söyledim. Yanındaki astsubay Ferit Melih Meriç yanıma gelerek aynı şekilde askerleri teslim etmemi istedi. Aynı cevabı verince, Hayrettin İmren emir vererek, kendi askerlerine bize silah doğrultturdu. Askerlerin hepsi silahlı ve tam teçhizatlıydı. Yere yatarak bize mevzi aldılar."
Söz alan tutuklu sanık Hayrettin İmren, tanığın yalan söylediğini ileri sürerek, "Denizaltı Filosu'nda 3 asker vardı. Ancak o gece eğitime gelmiş askerlerde vardı. Ben bir astsubayla niye muhatap olayım. Emir astsubayımı gönderir, emrimi iletirdim. Ben askerlerin teslim edilmesini emretmedim." diye konuştu.
Duruşma, diğer tanıkların dinlenmesiyle devam edildi.
Darbe girişiminde, seyre çıkarılan Gölcük Donanma Komutanlığına bağlı TCG Salihreis Gemisi'nde Serdümen Uzman Çavuş olarak görev yapan Ufuk İpek, tanık olarak dinlenildi.
O akşam nöbetçi olduğunu, 21.00-21.30 sıralarında Poyraz Limanı'nda hareketlilik yaşandığın, terör saldırısı olabileceğinin söylendiğini ve bu gerekçeyle gemilerin seyre kaldırıldığını belirtti.
Salihreis'in arızalı olduğu için akaryakıtının büyük kısmının boşaltıldığını, cephanesinin bulunmadığını ve pazartesi günü tersanede bakıma alınacağını, bundan dolayı seyre çıkmayacaklarını sandığını anlatan İpek, "Komodor Albay Önder Öngör, Gemi Komutanı Deniz Kurmay Yarbay Arif Çırtlıkı' Kemalreis Gemisi'ne görevlendirmiş. Salihreis'e 2. Komutan Sami Tulgar komuta ediyordu. Önder Öngör bizim gemimizin de seyre çıkmasını emretmiş. İlerleyen saatlerde cep telefonundan darbe girişimi yaşandığını öğrendik. Bize geminin güvenliğinin sağlanacağı söylendi." diye konuştu.
Geminin Yalova Armutlu açıklarına demir attığını anlatan İpek, Gölcük Donanma Komutanlığı Poyraz Limanı'na gelen gemilere ateş açılacağı yönünde telsizle anons yapıldığını söyledi.
Tanık Mehmet Şapçı
TCG Salihreis Gemisi'nde Elektronik Astsubayı olan tanık Mehmet Şapçı, darbe girişimi akşamı gemide nöbetçi olduğunu söyledi.
Sabotaja Karşı Koruma (SABKOR) alarmı verildiğini ancak bu yönde bir anons yapıldığını duymadığını ifade eden Şapçı, "Gemiyi ikinci komutan Sami Tulgar komuta ediyordu. Personeli içtima için topladı. Cep telefonlarımız kapalı olarak muhafaza edilmesi, ailemizle veya herhangi biriyle irtibat kurmamamız istendi. Daha sonra, makineleri kontrole indim ve yukarı hiç çıkmadım. Aslında gemi seyre kalkacak durumda değildi. Yakıtımız azdı ve cephanemiz yoktu." ifadelerini kullandı.
Tanık Özgür Yücak
Tanık olarak dinlenilen TCG Albay Hakkı Burak Akaryakıt Gemisi Komutanı Yarbay Özgür Yücak, darbe girişimi akşamı 22.00 sıralarında nöbetçi astsubayın telefonla arayarak, tüm gemilerin seyre kaldırıldığını söylediğini belirtti.
Daha önce terör saldırısı ihbarları alındığı için gemilerin seyre kaldırıldığını düşündüğünü ifade eden Yucak, şöyle konuştu:
"Donanma Komutanlığı Lojistik Destek Gemileri Komodoru Kurmay Albay Bahadır Gündoğdu'yu gemide gördüm. Gemilerin neden kaldırıldığını sorduğumda, bilgisinin olmadığını söyledi. Gündoğdu, üst makamlara ulaşmaya çalışıyordu. Ulaşamayınca, makamına geçti. SABKOR ile ilgili mesaj beklerken, sıkıyönetim mesajı geldi. Saçma sapan bir mesajdı. Mesajda ismi geçen komutanları tanımıyorduk. Televizyondan ülke genelinde bir darbe girişimi yaşandığını öğrenince, içimizdeki bazı hain ve şerefsizlerin kalkışma yaptığını anladım."
Tanık Yücak, daha sonra SABKOR kırmızı alarmı turuncu konuma geçirdiğini, kimseye güvenmediği için nöbetçilere bilgi vermediğini ifade ederek, "Komodorumuz, Donanma Komutanı Veysel Kösele ile görüştü. Görüşme bittiğinde 'emirlerinizi bekliyorum komutanım' dedi. Bana, donanma komutanımız emrettiği takdirde gemiye yakıt takviyesi yapılacağını söyledi. Fakat herhangi bir emir gelmedi." ifadelerini kullandı.
Başbakanlık avukatı Halit Çokan'ın sorusu üzerine Yarbay Özgür Yücak, Komodor Bahadır Gündoğdu'nun, firari sanık eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay ile telefon görüşmesine şahit olmadığını söyledi.
Cumhuriyet savcısı mütalaasında, bazı sanıkların tahliye taleplerinin reddine karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti ara kararında, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, diğer tanıkların dinlenilebilmesi için duruşmayı 19 Haziran'a erteledi.
19.06.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.
Davaya Başbakanlık adına müdahil olan avukat Halit Çokan, duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar da izledi.
Mahkeme heyeti, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, "Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs" ve "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından haklarında soruşturma açılan, Donanma Komutanlığı Güvenlik Tabur Komutanlığı'nda görevli astsubaylar İ.Ç. ve R.P. ile TCG Salihreis Silah Subayı Ö.Y'nin dosyasının bu dava ile birleştirilmesine karar verdi. Buna göre, Donanma Komutanlığı'nda yargılanan sanık sayısı 87'den 90'a çıktı.
Duruşmada, Deniz Harp Akademisi Kurmay Başkanlığı ve Ana Bilim Dalı Başkanlığı yapan, 2015 yılında emekliye ayrılan, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı olan eski Kurmay Albay Mesud Ünal, tanık olarak dinlenildi.
FETÖ, soruları örgüte bağlı subaylara dağıtmış
Ünal, Harp Akademisi'ne alınacak subay, mühendis, dalgıç gibi personel için Ölçme Değerlendirme ve Sınav Subayları'nın hazırladıkları soruların komuta merkezi tarafından onaylandıktan sonra, cemaat denen FETÖ mensuplarına dağıtıldığını belirterek, "1997'de Deniz Harp Akademisi'ne giriş sınav sorularını bana verdiler. Sınavda soruların hemen hemen tamamı çıktı. Sınavı kazandım. O sınavı kazanan subaylar arasında 11 amiral ve 7 kurmay albay çıktı. O sınava, bu davada tutuklu sanıklardan sınıf arkadaşlarım eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma ve eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici de vardı. Bana soruları veren mahrem imamlar öyle söyledi." diye konuştu.
Ünal, ileride amiral yapılacak subaylara daha o yıllarda yüksek sicil puanı verildiğini aktararak, "Kapasitesi olmayanlara veya bu yapıdan olmayanlara düşük puan verilirdi. Tutuklu sanık Deniz Kurmay Yarbay Sami Tulgar ve firari sanık Deniz Kurmay Binbaşı Mehmet Çavdar da kurmaylık sınavını, soruları alarak kazandılar." şeklinde konuştu.
Subaylara dans ve yemek yeme eğitimi verilmiş
"2013 kurmaylık sınavlarının soruları, "Hilmi", "Tarık" ve "Ahmet" kod isimli mahrem imamlar tarafından cemaatçi subaylara veriliyordu." diyen Ünal, İstanbul'da subayların da katıldığı örgütün ev sohbetlerine gittiklerini ve Fetullah Gülen'in kitaplarını okuduklarını anlattı.
Ünal, Deniz Harp Akademisi ve kurmaylık sınavlarında başarılı olsalar bile, cemaatten olmayanların puanları Ölçme Değerlendirme ve Sınav Subayları tarafından düşürüldüğünü söyleyerek, şunları kaydetti:
"FETÖ böyle bir sistem kurmuştu. Subaylar mezun olduktan sonra cemaat tarafından 6 ay eşleri ve çocukları kamplarda eğitime tabi tutulurdu. Burada dans, sosyal faaliyetler, yeme içme, davranış biçimleri, yemekte çatal bıçak nasıl tutulacak gibi her şey öğretiliyordu. Subaylara örgüt içinden katalog evlilik yaptırılıyordu. Amiralliğe getirilecek subaylar, yurt dışında önemli görevler verilecekler önceden tespit edilip, takibi yapılıyordu. Sınavları kazanmak yeterli değildi. Bu yapının kurallarına uymayanlar uyarılıyor, daha sonra refüze ediliyordu."
Sanıklar Nazmi Ekici, Tezcan Kızılelma, Mehmet Çavdar ve Sami Tulgar'ın avukatları, tanığa, müvekkillerinin FETÖ'cü olduğuna dair duyumlar dışında görgüye dayalı bir somut delilinin olup olmadığını sorması üzerine Ünal, "Ben onları FETÖ toplantılarında veya örgüt faaliyetlerinde görmedim. Zaten öyle bir iddiam da yok." diye cevapladı.
"Bazı itirafçılar suret-i haktan görünüp FETÖ'yü destekliyor"
Bunun üzerine söz alan Başbakanlık avukatı Halit Çokan, tanık Mesud Ünal'ın, emniyette verdiği ifadelerde tutuklu sanıklar Nazmi Ekici, Tezcan Kızılelma, Mehmet Çavdar, Sami Tulgar ve öğretmen albay Kamil Altın'ın, FETÖ'cü olduğunu ve kendilerine verilen sorular sayesinde sınavları kazandıklarını söylemesine rağmen, mahkemede farklı beyanda bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bazı itirafçıların suret-i haktan görünüp itirafçı görüntüsü altında FETÖ'cüleri koruma çabası içerisinde olabileceğine dair kaygı ve endişelerimiz var. Bu tip insanların kasıtlı olarak çelişkili beyanlarda bulunarak, FETÖ'cüleri saklamak ve korumak, bu davalarda hakikatin ortaya çıkmasını engellemek, davaların sağlıklı bir zeminde ilerleyişini aksatmak istemeleri, bu davaların adil niteliği ile ilgili kamuoyunda kuşku oluşturmaya yönelik çaba içinde olmaları kuvvetle muhtemeldir. Aksi takdirde kolluktaki açık ifadelerin zıddına huzurda açıklama yapmalarının anlaşılır bir yönü yoktur. Bunu tersine FETÖ'ye destek olarak değerlendirmek gerekir. Davaların bu neviden itirafçı FETÖ'cüler tarafından sulandırılmaması için yasal işlem yapılmasını talep ediyoruz."
Sanık avukatları da çelişkili ifadeler veren tanık Ünal hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ifade etti.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmaya yarına kadar ara verdi.
20.06.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı. Davaya Başbakanlık adına müdahil olan avukat Halit Çokan da duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar da izledi.
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı olan eski Deniz Üsteğmen Sadık Göçmez, Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi'nden Ses ve Görüntü Bilgi Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya tanık olarak katıldı.
Göçmez, yakalandığı Kazakistan'dan iade edildikten sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanan, iddianamede "Darbe girişiminin başarısız olmasının ardından kaçan eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Güney Grup Görev Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici ve eski Kuzey Grup Görev Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay'ın Kocaeli'de saklanması ve İstanbul'a götürülerek kalacak yer ayarlanmasında yardımcı olduğu, örgütün Donanma Komutanlığı'ndaki rütbelilerden sorumlu üst seviyedeki 'mahrem abisi' olduğu, 16 Ağustos 2016 tarihinde Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan yurt dışına çıkış kaydı bulunduğu ve örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandığı" suçlamaları yöneltilen 'Aydın' kod isimli sanık Zabit Kişi hakkında ifade verdi.
Tanık Göçmez, kod adı ile tanıdığı ve emniyette fotoğrafından teşhis ettiği Zabit Kişi'nin, FETÖ'nün mahrem yapılanması içinde üst düzey yönetici olduğunu söyledi.
- "Şarap dışında her çeşit içkiyi içebilirsiniz"
Göçmez, 8. sınıftan beri "cemaat" denen yapının içerisinde olduğunu ve bu süreçte örgüt evlerinde kaldığını belirterek, "2012'de Deniz Harp Okulu sınavını kazandım. Okul bitince teğmen olarak göreve başladım. Gebze ilçesinde 'Resul' kod adlı mahrem abi ile sürekli buluşuyor, bazı subaylarla birlikte ev sohbetlerine katılıyordum. Daha sonra bizden 'Harun' kod isimli kişi sorumlu oldu. Bu abilerin üzerinde, üst seviyede mahrem imam olan 'Aydın' kod isimli Zabit Kişi de örgütte izdivaçtan sorumlu kişiydi. Kendisi benim iletişim bilgilerimi almıştı. Haftada ve bazen ayda bir görüşüyorduk." diye konuştu.
FETÖ'nün, gizliliğe çok önem verdiğini vurgulayan Göçmez, "Resul" kod adlı mahrem abinin kendisine zorunlu kaldığında tedbir amaçlı şarap dışında her çeşit içkiyi içebileceğini söylediğini ifade etti.
Göçmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Teğmen olarak göreve başladığımda, 'Aydın' kod isimli Zabit Kişi, ilk maaşımın yarısını, daha sonra ise her ay yüzde 20'sini himmet olarak vermemi istedi. Bunun Fetullah Gülen'in talimatı olduğunu söyledi. Bu şekilde maaşımdan himmet vermeye devam ettim. Kişi, bana 'Yakında seni evlendireceğiz' dedi. Bir süre bana katalogdan cemaate mensup bayanların fotoğraflarını gösterdi. Ben beğenmedim"
- "1982'den beri sınav sorularını verip TSK'ya sızdılar"
Bu yapıya dini cemaat olduğu için girdiğini, kendisine "Fatih" kod adı verildiğini anlatan Göçmez, şöyle devam etti:
"1982'den beri bu yapı askeri okullar, GATA, Harp Akademisi olmak üzere tüm sınavların sorularını örgüt mensuplarına verdi. TSK'ya böyle sızdılar. Örgütte tam bir gizlilik vardı. 2012'ye kadar 5 vakit namaz kılıyordum. Subay olunca bana bazı telkinlerde bulundular. 'Namaz kılmayın' dedikleri için kılmıyordum. Askeriye'de ifşa olmamamız için nasıl davranmamız gerektiğini öğrettiler. Dini konularda ve örgüt ile ilgili konuşmamamızı, dilimize ve jargonumuza dikkat etmemizi telkin ettiler. Örgütün talimatlarını ileten ve başka cemaat yöneticileri ile tanıştıran sanık Zabit Kişi de namazı gözle ima ile kılmamızı söylüyordu."
Göçmez, 2015'te hükümet ve devlet aleyhinde faaliyette bulunduğu için bu yapıdan soğuduğunu, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da koptuğunu ifade ederek, "Emniyete giderek bu yapıyla ilgili tüm bildiklerimi anlattım. Örgütteki 50 kişiyi fotoğraflarıyla teşhis edip, gerekli tüm bilgileri verdim." dedi.
Tanık Göçmez'i tanımadığını ileri süren tutuklu sanık Zabit Kişi, tanığın kendisini teşhis etmesini istedi. Tanık, Kişi'nin eski halinden çok uzak olduğunu, fiziki olarak çok değiştiğini söyledi.
Bu arada Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli, Kişi'ye, "Aşırı derecede kilo vermişsin. Top sakal bırakıp, saçlarını uzatmışsın. Seni şu an baban görse tanıyamaz." dedi.
- Tanık Barış Doğru
Darbe girişimi sırasında Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı 351 Hat Bakım Komutanlığı'nda uçak bakım astsubayı olarak görev yapan Barış Doğru, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Cengiz Topel Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin tanıklık yaptı.
"Uçuşa hazır hale getirilmesi amacıyla hava araçlarının bakımının ve yakıt ikmalinin yapılması" suçlamalarıyla yargılanan sanıklar hakkında bildiklerini anlatması istenen Doğru, darbe girişimi akşamı nöbetçi olduğunu belirtti.
Bir süre sonra uçuşlarının yasaklandığı şeklinde emir geldiğini anlatan Doğru, "Bakım Komutanı Albay Bülent Yakın geldi. Bazı helikopterlerin dışarıda olduğunu görünce, hangarlara çekilmesini istedi. Uçuşa hazır olmayan helikopterlerin bakımının ve yakıt ikmalinin yapılmasını, personelin göreve çağrılmasını emretti. Helikopterleri niye hazırladığımızı bilmiyorduk. Personel birliğe gelince biz de nöbetçi astsubaylar olarak istirahate çekildik. Televizyondan ülke genelinde yaşanan darbe girişimi görüntülerini izledik. Bize daha sonra helikopterlerin ve birliğin emniyetinin sağlandığı söylendi. O gece herhangi bir uçak veya helikopter uçuş yapmadı." diye konuştu.
Darbeci amirallerle irtibatının bulunduğu, onları darbe toplantılarına götürdüğü ve kaçtıkları dönemde sakladığı, Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abisi" olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan "İlhan" kod isimli eski öğretmen Ümit Kol, reddi hakim talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, Kol'un talebinin reddine karar vererek, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmaya yarına kadar ara verdi.
21.06.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı.
Davaya, Başbakanlık adına müdahil olan avukat Halit Çokan da duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar da izledi.
Darbe girişimi sırasında Cengiz Topel Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı'nda bakım astsubayı olarak görev yapan Osman Saydemir, Çanakkale'den Ses ve Görüntü Bilgi Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldığı duruşmada, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin tanıklık yaptı.
O gece 23.30 sıralarında nöbetçi astsubayın kendisini arayarak üsse gelmesini istediğini ve 20 dakika içinde üsse gittiğini anlatan Saydemir, helikopterlerin bakımının ve yakıt ikmalinin yapılarak uçuşa hazır hale getirilmesi emrinin verildiğini söyledi.
Saydemir, neler olduğunu ve birliğe niçin çağrıldığını sorduğu Murat binbaşının, 'Üssün ve hava araçlarının güvenliğinin sağlanması için' diye cevap verdiğini kaydetti.
Sistemden kontrol ederek hazır olmayan helikopterlere bakım yaptıklarını aktaran Saydemir, "Saat 03.00 sıralarında Bakım Komutanı Albay Bülent Yakın personeli toplayarak, 'Ülke genelindeki olaylardan çok rahatsızım. Keşke böyle şeyleri görmeseydim.' dedi." ifadesini kullandı.
Pazartesi günü için 2 VIP helikopter hazırlanmış
Helikopterlere bakım yapılması emrini kimin verdiğini bilmediğini belirten Saydemir, "18 Temmuz için 2 VIP helikopterinin hazırlandığını duydum. Helikopterlerin sonar sistemleri sökülüp, koltuklar monte edildi. Bununla ilgili yazılı bir talimat yoktu. İlgili birimlerin haberi yoktu. VIP helikopterlerinin hazırlanmasını Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma'nın istediğini, Bakım Komutanı Albay Bülent Yakın'dan duydum." diye konuştu.
Cumhuriyet savcısının, VIP helikopterlerinin ne zaman hazırlandığını sorması üzerine tanık Saydemir, "VIP helikopterleri 15 Temmuz'da hazırlandı. O gün uçuş yasağı olmasına rağmen helikopterlerin uçuşa hazırlanması emri bizde şüphe uyandırdı." diye cevap erdi.
Mahkeme heyeti ile tartışan sanık, duruşma salonundan çıkarıldı
Bu arada, cumhuriyet savcısı Bülent Elmas, tanığa soru sorduğu sırada tutuklu sanık eski Komodor Albay Önder Öngör'ün alaycı bir şekilde kafasını sallayıp gülmesi üzerine, Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli, müdahale ederek, sanığı uyardı. Savcı Elmas'ın da tepki göstermesi üzerine Başkan Sevimli, mahkeme heyeti ile tartışmaya giren sanık Öngör'ün duruşma salonundan çıkarılmasını istedi. Salondan çıkmak istemeyen Önder Öngör, jandarmaların müdahalesiyle salondan çıkarıldı.
Muştu: "Helikopterler darbeye destek amaçlı hazırlanmadı"
Tanık Binbaşı Murat Muştu ise Bakım Komutanı Albay Bülent Yakın'ın emriyle personelin göreve çağrıldığını öğrendiğini, bunun üzerine kendisinin de birliğe gittiğini söyledi.
Uçuşların yasaklandığı şeklinde emir geldiğini duyduğunu belirten Muştu, şöyle konuştu:
"Bakım harekat odasına giderek durum hakkında bilgi sordum. Uçak ve helikopterlerin hazır olduğu söylendi. Albay Bülent Yakın'ın yanına gittim. Televizyondan köprünün askerlerce kapatıldığını ve ülke genelindeki kalkışma görüntülerini izledik. Helikopterlerin uçuşa hazırlanması darbeye destek amaçlı değil, terör saldırısı halinde hava araçlarını ve birliği korumak amacıylaydı. Hiçbir helikopterin motoru çalıştırılmadı. Zaten darbe girişimi olduğunu öğrendiğimizde, Bülent Yakın, helikopterlerin hangara çekilmesini emrini verdi. Yakın, daha sonra darbenin içinde olmadığımız yönünde personele konuşma yaptı."
Muştu, 2 VIP helikopterinin hazırlanması emrini Bülent Yakın'dan 14 Temmuz'da aldığını ifade ederek, "Ben bu emri unuttuğum için 15 Temmuz'da helikopterlerin hazırlanması konusunu Filo Komutanlığına ilettim. Filo'nun bundan haberlerinin olmadığını söylediler. Bunu, Bakım Komutanı Albay Bülent Yakın'a söylediğimde bana, emri Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma'nın verdiğini, o nedenle Filo'nun haberinin olmamasının normal olduğunu söyledi. Daha sonra 2 VIP helikopteri hazırlandı. O gece Bülent Yakın Albay'ın darbe girişimi içinde olduğunu düşünmedim." ifadelerini kullandı.
Tanık Erhan Söğüt
Darbe girişiminde, Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı'nda bakım astsubayı olan Erhan Söğüt ifadesinde, o akşam uçak ve helikopterlere bakım yapıldığını belirterek, "Dönemin 301 Filo Komutanı Binbaşı Hacı Darıcı, ATR uçağına yakıt ikmali yapmamı söyledi. Ona da eski Harekat Komutanı Deniz Kurmay Albay Ömer Faruk Gülbahçe emir vermiş." diye konuştu.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmaya yarına kadar ara verdi.
22.06.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı.
Davaya Başbakanlık adına müdahil olan avukat Halit Çokan da duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar da izledi.
Darbe girişimi sırasında Cengiz Topel Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı'nda helikopter teknisyeni olarak görev yapan Astsubay Ahmet Karataş, Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin tanıklık yaptı.
"Helikopterler hangardan çıkarıldı"
Karataş, 15 Temmuz 2016'da akşam mesai bitince eve gittiğini ve televizyondan ülke genelinde yaşanan darbe girişimi görüntülerini izlediğini, rahatlamak için abdest alıp namaz kıldığını söyledi.
Daha sonra telefonla birliğe gelmesinin istendiğini, gitmekte tereddüt ettiğini ancak gece yarısı üsse gittiğini anlatan Karataş, şöyle devam etti:
"Bakım Komutanı Albay Bülent Yakın personeli toplayarak, üssün ve helikopterlerin güvenliği için burada olduğumuzu söyledi. Daha sonra helikopterlerin hangarlardan çıkarılması emri verildi. Personel televizyondan kalkışma görüntülerini izlediği için emri uygulamak istemedi. Ancak kıdemli astsubay, 'haydi arkadaşlar bu bir emirdir' deyince personel isteksiz de olsa helikopterleri dışarı çıkardı. Daha sonra helikopterlerin bakımlarının yapılması istendi. Ben bakım yapmadım, bu emre uymadım."
Tanık Karataş, o gece darbe girişimi olduğu için Deniz Hava Ana Üssü'nün cezaevi olarak kullanılacağı dedikodusunun dolaştığını ifade etti.
Söz alan tutuksuz sanık eski 351 Deniz Helikopter Filo Komutanı Kurmay Yarbay D.K. ise "Tanık Ahmet Karataş'ın, Deniz Hava Ana Üssü'nün cezaevi olarak kullanılacağını kimden duyduğunu öğrenmek istiyorum. Ben bu iddia yüzünden gözaltına alındım. Şu an yargılanıyorum." ifadesini kullandı.
Sanık avukatının sorusu üzerine Karataş, "Birlik Emniyet Planı kapsamında terör tehdidine karşı uçak ve helikopterlerin yatay ve dikey dağılımının, bakımlarının ve yakıt ikmallerinin yapılması zorunludur." diye konuştu.
Tanık Atilla Karagöz
Tanık olarak ifade veren 351 Deniz Helikopter Filo Komutanlığı 1. Kol Komutanı Astsubay Atilla Karagöz de darbe girişimi akşamı evinden istirahatte bulunduğu sırada, 21.30 sıralarında tutuksuz sanık Filo Komutanı Kurmay Yarbay D.K'nin kendisini telefonla arayarak, Birlik Emniyet Planı dahilinde birliğe gelmesini istediğini aktardı.
Filo komutanın emri ile tüm personeli üsse çağırdığını belirten Karagöz, "Kırmızı alarm durumu olduğu için hava araçlarının durumunu kontrol ettim. Daha sonra salona geçtim. Burada televizyondan Boğaz Köprüsü'nün askerlerce kapatıldığını ve ülke genelinde bir kalkışma olduğunu gördüm. O sırada Harekat Komutanı Deniz Kurmay Albay Ömer Faruk Gülbahçe gelerek, 'Amacımız birliğin emniyeti sağlamak' şeklinde bir konuşma yaptı." dedi.
Karagöz, filo komutanının kırmızı alarm durumu olduğunu söylediğini ifade ederek, "Personel sayımızın az olmasından dolayı yazılı olmayan şekilde uçuş ekibi planlaması yaptık." diye konuştu.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenilebilmesi için duruşmayı 26 Haziran'a erteledi.
İDDİANAME
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in 1 numaralı şüpheli olduğu iddianamede, eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay, eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Gürel Kaynak, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan, eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem ile Donanma Komutanlığında görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18 sivil ve 1 asker öğretmenin de aralarında yer aldığı 87 sanık bulunuyor.
İddianamede, terör örgütü elebaşı Gülen hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "silahlı örgüt kurma veya yönetmek" ve "silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor.
Şüpheli askerlerle irtibatlı olan, onları darbe toplantılarına götüren ve kaçtıkları dönemde saklayan, Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18'i sivil, 1'i asker öğretmen ile Donanma Komutanlığında darbe girişimini yönettiği belirtilen tutuklu sanıklar Hakan Üstem, Hayrettin İmren, Ömer Faruk Harmancık, Nazmi Ekici, Süleyman Yarayan, Tezcan Kızılelma, Gürel Kaynak, Muharrem Aslan ve Murat Erdem ile firari sanık Ayhan Bay hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer sanıkların ise ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl 6 aydan yirmi dokuzar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
(23 Haziran 2018, 14:22)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: