İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Sualtı Taarruz (SAT) ile Kurtarma ve Sualtı Komutanlıklarında görevli 38 asker ile bu personelden sorumlu sözde 'Deniz Kuvvetleri Yapılanması'nın mahrem imamı konumundaki 14 sivilin de aralarında bulunduğu 42'si tutuklu 52 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
02.06.2018 14:55 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Sualtı Taarruz (SAT) ile Kurtarma ve Sualtı Komutanlıklarında görevli 38 asker ile bu personelden sorumlu sözde 'Deniz Kuvvetleri Yapılanması'nın mahrem imamı konumundaki 14 sivilin de aralarında bulunduğu 42'si tutuklu 52 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
28.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binada yapılan duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Osman Keleş, birinci sınıf dalgıç olduğunu, olay günü hasta olduğunu, iğne olmak için farklı birliklere ve SAT Komutanlığı'na geçtiğini ancak doktor bulamadığını, Binbaşı Zeki Bayer'den kendisini hastaneye götürmesini istediğini, daha sonrasında çantasını unuttuğunu fark ettiğini, kimliğini almak için yola çıktıkları sırada Zeki Bayer'e telefon geldiğini, köprülerin kapatıldığının söylendiğini ve daha sonrasında birlikten kendisine 'birliğe gelin' mesajı geldiğini öne sürdü.
Birliğe giderek, televizyondan haberleri takip ettiğini ve geceyi geçirdiklerini söyleyen sanık Keleş, rahatsızlığından dolayı uyuyarak gece astsubay salonunda kaldığını ve sonrasında birliğinden ayrıldığını savundu.
Sanık Keleş, daha önce verdiği ifadeleri reddederek, aracın içinde silah dolu çanta olmadığını, eşinin ve babasının da bu terör örgütüyle ilgisinin olmadığını ve tüm suçlamaları reddettiğini belirtti.
Tutuklu sanık Selami Gül de savunmasında, SAS komandosu olarak görev yaptığını, astsubaylıktan subaylığa geçiş sınavını kazandığını, subay olma kursuna başladığını kaydederek, daha önce verdiği tüm ifadeleri reddetti.
Sanık Gül, olay günü trafikte radyodan köprülerin jandarma tarafından kapatıldığını duyduğunu, evine dönmeye karar verdiğini, radyoda darbe girişimi olduğunu duyduğunu dile getirerek, 'SAS Grup Komutanlığı'ndan Hakan Egemen'i aradım. Olaylarla ilgili bilgi alamadığını söyledi bana. Bütün personelin birliğine hareket etme mesajı geldi. Birliğe gittim. Personele silah dağıtıldığını duydum, hemen gittim, silah aldım. Daha sonra kamuflajımı giydim. Görev verilmesi durumunda hazır şekilde bekledim. 16 Temmuz öğle saatlerine kadar birlikte bekledim, izin alarak birliğimden ayrıldım.' diye konuştu.
Tutuklu sanık Zeki Bayer de savunmasında, Kurtarma Grup Komutanlığı'na giderken Osman Keleş'i gördüğünü, çantasını bagajına koyduğunu, arabanın anahtarını bıraktığını ve birliğe girdiğini anlattı.
Bayer, Keleş'i polikliniğe götürdüğünü, kendisinin de benzin aldığını, bu sırada Whatsapp'tan mesajlar gelmeye başladığını ifade ederek, 'Kuzey Saha Komutanlığı'ndan 'birliğinize gidin' mesajı geldi. Tüm personele bu çağrıyı yaptım. Karargah binasının önüne aracı park ettim, yukarı çıktım. Subay salonuna gittim, oturdum. Diğer subaylar da birliğe geldi. Subaylar arasından tek yargılanan benim. O günlerde 24 saat mesaide bulundum.' dedi.
Sanıkların savunmalarının ardından, mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi.
29.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binada yapılan duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Özgür Danışan, olay tarihinde SAT komandosu olduğunu, 15 Temmuz'da izinli bulunduğunu, kurs öğretmeni tarafından arandığını ve bu kişinin personel yetersizliğinden dolayı nöbet tutmasını istediğini, birliğinin emniyet zafiyeti yaşamaması için nöbetçi olduğunu söyledi.
Sanık Danışan, olay günü nöbetçi olduğunu, devriyeye çıktığını, sonrasında birlik binasına döndüğünü, öğretmenler odasına geçtiğini, daha sonrasında ikinci devriyesine çıktığını, silahlığa bakan kamera açılarının değiştirildiğini fark ettiklerini anlatarak, 'Cephaneliği kontrol ettim. Kırık bir parça dışında bir şey görmedim. Bu parçanın çalışma yapan firma tarafından unutulduğu söylendi. Televizyonda, köprünün askerler tarafından kapatıldığını gördüm. Haberlerden sonra birliğe sözde sıkı yönetim mesajı geldi. SAT komutanlığına gelecek tehdide karşı güvenliği üst düzeye çıkardık. Birliğe gelen personel sayısı artıyordu. Birliğe gelebilecek sabotajı engellemek için SAT komutanlığının güvenliğini aldık.'' dedi.
Görev timi oluşturulduğu, Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın alınarak, güvenliğinin sağlanacağının söylendiğini aktaran sanık Danışan, bu durum için görev malzemesi hazırladığını, bu yüzden tutuklu olduğunu öne sürerek, daha önce verdiği ifadeleri reddetti ve beraatini istedi.
Savunma yapan diğer sanıklarda haklarındaki suçlamaları reddetti. Duruşma, yarına ertelendi.
01.06.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binada yapılan duruşmada, sanıklara talepleri için söz verildi.
Söz alan tutuklu sanıklar, tahliyelerini talep ederek, davayla ilgili tanıkların dinlenilmesini istedi. Sanıkların avukatları da müvekkillerinin cezaevinde kaldıkları süre göz önüne alınarak, tahliyelerini talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tüm tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Duruşma, 6-10 Ağustos'ta Silivri'de görülecek.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıkların Türk Silahlı Kuvvetleri'nin emir komuta zincirinden kopuk olarak FETÖ'nün mahrem imamlarından talimat aldıkları ifade edilerek, bunun ardından sanıkların darbe girişimi sırasında SAT ile Kurtarma ve Sualtı Komutanlıklarında muhalif olduklarını düşündükleri bazı askerleri derdest etmekle görevlendirildiği kaydediliyor.
Darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz gecesi bu kişilerin harekete geçtikleri ancak darbenin başarısız olması nedeniyle eylemlerini tamamlayamadıkları belirtilen iddianamede, sanıkların bu aşamadan sonra da kendilerini gizlemeye çalıştıkları anlatılıyor.
İddianamede sanıklardan SAS Komandosu E.T'nin etkin pişmanlıktan yararlandığı ve Deniz Kuvvetleri yapılanmasının sözde mahrem imamlarından olan sanık Enes Hozan'a bağlı olduğunu itiraf ettiği aktarılıyor.
İddianamede 51 sanık hakkında 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.
'Deniz Kuvvetleri Yapılanması'nın 'mahrem imamı' konumundaki 14 sanığın ayrıca 'terör örgütü yöneticisi olmak' suçundan ayrı ayrı 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, etkin pişmanlıktan yararlanan SAS Komandosu E.T'nin de aralarında bulunduğu 38 sanık hakkında 'silahlı terör örgütü üyesi olmak' suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
Kaybolan silahlar Ümraniye'de bulundu
İddianamede, darbe girişimi sonrası SAT Komutanlığı'na ait 2'si uzun namlulu olmak üzere 4 silah ile bu silahlara ait mühimmatlar, SAT komandolarının kullandığı çok sayıda şişmeli can yeleği ve çelik yelekler de dahil birçok malzemenin kaybolduğu belirtiliyor.
İhbar üzerine Ümraniye'de bir apartmanın bodrumunda bulunan silah ve mühimmatların bu iddianamenin sanıkları arasında yer alan tutuklu SAS Komandosu Astsubay Levent Özcan'a ait olduğu, Özcan'ın da bu apartmanda ikamet ettiği kaydediliyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-19 Temmuz (2017) 'İstanbul 52 sanık Darbe/Deniz SAT/Mahrem Yapı' davası
(02 Haziran 2018, 14:55)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: