İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, kapatılan Kuleli Askeri Lisesi, Vaniköy, Beykoz'da yaşananlar ve Çengelköy Polis Merkezi'nin işgali ile burada çıkan olaylarda 8 kişinin şehit edilmesine ilişkin 14'ü eski polis 117 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
26.05.2018 15:09 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, kapatılan Kuleli Askeri Lisesi, Vaniköy, Beykoz'da yaşananlar ve Çengelköy Polis Merkezi'nin işgali ile burada çıkan olaylarda 8 kişinin şehit edilmesine ilişkin 14'ü eski polis 117 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
21.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmaya, 42 tutuklu sanık ile avukatları katıldı.
Duruşmada, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM, Milli Savunma Bakanlığı avukatları ile bazı müştekiler de hazır bulundu.
Duruşma, müşteki ifadelerinin alınmasıyla devam ediyor.
22.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmaya, 36 tutuklu sanık ile avukatları katıldı.
Duruşmada, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM, Milli Savunma Bakanlığı avukatları ile bazı müştekiler de hazır bulundu.
Duruşmada yaşadıklarını anlatan müşteki Kenan Canbolat, 15 Temmuz'da anormal hareketlilik olduğunu fark ettiğini, medyadan haberleri gördükten sonra Çengelköy'e gittiğini söyledi.
Kuleli Askeri Lisesi'nin bulunduğu bölgeden silah sesleri geldiğini, kendilerine ateş açıldığını söyleyen Canbolat, ayağından vurulduğunu ve hastanede tedavi gördüğünü belirtti.
Müşteki İsa Erdoğan da 15 Temmuz'da televizyondan haberleri takip etmesinin ardından dışarı çıktığını, karakolun oraya gitmek istediğini ifade ederek, 'Kuleli yönüne ilerlemeye çalışırken eczanenin orada yoğun ateş açıldı. Saklandım, kendimi korumak adına. Omuriliğimi sıyırarak mermi girdi, karnımı patlatarak çıktı mermi. Daha sonra vatandaşların yardımcı olmasıyla hastaneye gittim.' ifadelerini kullandı.
Bazı sanıkların, kendi kendisini vurduğu iddiasında bulunduğunu söyleyen müşteki Oğuzhan Özçelik de 'Beni vuran askerle 3-4 dakikalık bir konuşmam var. Arkamda olan kişiler beni kalbimden nasıl vuracak. Ben vuracağım, kendimi kalbimden vuracağım, nasıl vuracağım? Şarapnelle, stentle yaşayacağım. Sanıklar kadar kanı bozuk biri miyim, ben böyle bir şey yapayım.' diye konuştu.
15 Temmuz'da Üsküdar Belediyesi'nde çalışan bir işçi olduğunu, 02.00 sıralarında Güzeltepe tarafından Çengelköy'e indiğini söyleyen Özçelik, oraya vardığında iki kişinin vurulduğunu, uyardığı sanık asker tarafından da kalbinden vurulduğunu kaydetti.
Şehit Burak Cantürk'ün babası Elyasa Cantürk de 'Vurulduğu zaman oğlumun yanındaydım ama vuranı görmedim. O vatan hainlerinden şikayetçiyim.' ifadelerini kullanarak davaya katılma talebinde bulundu.
Müşteki Murat Düz de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının ardından kardeşi Cengiz Düz ile dışarı çıktıklarını anlattı.
Kendilerinin bulunduğu gruba tutuklu sanık eski albay Mehmet Karabekmez tarafından ateş açıldığını belirten Düz, 'Kadının biri yere düştü, hala ateş açıyor. Geri geri gidiyoruz hala ateş açıyor. Ayağımdan vurulmuşum haberim yok. Daha sonra kaldırıma oturdum. Karabekmez'e dönerek 'Sen nasıl komutansın, Allah belanı versin' dedim. Hastaneye götürdüler beni, kardeşimi de orada gördüm. Bayağı ağır yaralanmıştı.' ifadelerini kullandı.
Şehit Halil Kantarcı'nın eşi Ayşe Kantarcı da 15 Temmuz'da yaşadıklarına ilişkin şunları kaydetti:
'Biz 15 Temmuz'da annemlerdeydik. Köprüde bir tuhaflık olduğunu fark ettik. Sosyal medyada FETÖ'cülerin darbe yaptığını gördük, bütün kanallarda diziler vardı. Cumhurbaşkanımızın konuşmasını gördük. Kendi evimize geçtik 01.00 sıralarında. Halil televizyon ve Twitter'den haberleri takip ediyordu. Eşim sosyal medyada Çengelköy Karakolu'nun askerler tarafından ele geçirildiğini gördüğünü, karakola gideceğini söyledi. Eşim ile 03.20'de bir konuşmamız var. Bana telefonda 'Yolu askerler kapatmış, geçişe izin vermiyorlar' dedi. Sonra telefonu kapandı. Televizyonu takip ederken uyuya kalmışım, daha sonra eşimi aradım ulaşamadım. Yakın arkadaşlarının eşlerine mesaj attım, herkese ulaşmaya çalıştım. Ama eşime ulaşamadım. Arkadaşlarının eşleri, eşimin yaralı olduğunu söyledi. Hastaneye gittiğimde şehit olduğunu gördüm.'
Müştekilerin dinlenilmesinin ardından bazı sanık avukatları müvekkillerinin tahliyelerine ilişkin talepte bulundu.
Başbakanlık avukatı Mehmet Alagöz de tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamı yönünde karar verilmesini, dinlenilmeyen müştekilerin dinlenilmesini, tutuksuz bazı sanıkların tutuklanmasını talep etti.
Mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi.
23.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmada tanık olarak dinlenen müşteki Fatih Çevre, 00.00 sıralarında darbe girişimini öğrendiğini ve Kısıklı'ya gittiğini söyledi.
İlerleyen saatlerde polislerin telsizinden Çengelköy'de durumların karışık olduğunu öğrendiğini söyleyen Çevre, 'Güzeltepe yolundan Çengelköy'e araçla indim. Araca iki el ateş edildi. Biri omzumdan girdi, çıktı. Diğer kurşun direksiyonda kaldı. Araç kendi kendine ilerlemeye başladı. Durduktan sonra ateş etmeye devam ettiler. Omzum hala kırık durumdadır.' şeklinde konuştu.
Müşteki Selman Korkmaz arkadaşlarıyla birlikte Çengelköy'e indiklerini, sanık eski albay Mürsel Çıkrıkçı'nın kendilerini araçtan indirdiğini söyledi.
Kimliklerini ve telefonlarını Çıkrıkçı'nın aldığını söyleyen Korkmaz, 'Çıkrıkçı, arkadaşımın kafasına dipçikle vurdu. Daha sonra yerde tekmeledi. Ardından bizi polislere kelepçeletti.' diye konuştu.
Müştekilerin ifadelerini tamamlamasının ardından söz alan bazı sanık avukatları da müvekkillerinin suçsuz olduğunu iddia ederek tahliyelerini talep etti.
Mahkeme heyeti avukatların taleplerine devam edilmek üzere duruşmayı yarına ertelendi.
24.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmaya, 84 tutuklu sanık ile avukatları katıldı.
Duruşmada, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM, Milli Savunma Bakanlığı avukatları ile bazı müştekiler de hazır bulundu.
Duruşmada, sanık avukatları müvekkillerinin tahliyelerini talep etti.
Cumhuriyet savcısı da 9 tutuklu sanık erin tahliyesi, diğer tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamı yönünde görüş bildirdi.
Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, 42 tutuklu erin 'tutuklulukta geçirdikleri süre, savunmalarının alınmış olması, sabit ikametgah sahibi olmaları, suç vasfının ilerde sanıklar lehine değişme ihtimalini' göz önüne alarak, bu sanıkların tahliyesine hükmetti.
Heyet, üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, atılı suçların yasada görülen sınırları gibi gerekçelerle aralarında eski albaylar Mürsel Çıkrıkçı ve Muammer Aygar'ın da aralarında bulunduğu 48 tutuklu sanığın ise bu hallerinin devamına karar verdi.
Dinlenilmeyen müştekilerin zorla getirilmesine, tanıkların dinlenilmesine karar veren mahkeme heyeti, tutuksuz sanık Astsubay Kenan Budak'ın ise tutuklanmasına hükmetti.
Mahkeme heyeti bir sonraki duruşmanın 24 Temmuz-17 Ağustos tarihlerinde yapılmasını kararlaştırdı.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan iddianamede, olaylarda şehit düşen Burak Cantürk, Fatih Dalgıç, Gökhan Esen, Halil Kantarcı, Kader Sivri, Murat Akdemir, Mustafa Cambaz, Osman Yılmaz 'maktul', 16 kişi mağdur, 195 kişi 'müşteki', aralarında 39 rütbeli asker ve 9 askeri öğrencinin de bulunduğu 76'sı tutuklu 103 kişi de 'sanık' sıfatıyla yer alıyor.
Darbe girişimi sırasında, kapatılan Kuleli Askeri Lisesi'nde yaşananlar ve buradan çıkan sanıkların Çengelköy Polis Merkezi'ni işgal etmesi ile Vaniköy ve Beykoz bölgelerinde karıştıkları olayların anlatıldığı iddianamede, olaylarda 8 kişinin şehit edildiği, aralarında vatandaş ve kolluk görevlilerinin de bulunduğu 135 kişinin 'kasten öldürmeye teşebbüs' suçuna maruz kaldığı, bunlardan 62'sinin silahla vurularak yaralandıkları kaydediliyor.
Olaylarda 33 vatandaşın hürriyetinin kısıtlandığı, 11 müştekinin 'kasten yaralamaya' maruz kaldığı, 46 kişinin aracına ve iş yerine zarar verildiği belirtilen iddianamede, aralarında Çengelköy Polis Merkezi'nin de bulunduğu 5 kamu binasının da hasar gördüğü vurgulanıyor.
İddianamede, askeri lisenin komutanları eski Albaylar Mürsel Çıkrıkçı ve Muammer Aygar'ın da aralarında bulunduğu 39'u rütbeli, 9'u askeri öğrenci olmak üzere 76'sı tutuklu 103 sanık hakkında, 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' ve 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile on beşer yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede, bazı sanıkların da ayrıca 'kasten öldürme', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'kasten yaralama', 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'mala zarar verme' ve 'iş yeri dokunulmazlığı ihlali' gibi suçlardan cezalandırılması talep ediliyor.
İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi, darbe girişimi sırasında bu bölgedeki olaylarda görev alan darbeci askerlere yardım ettikleri iddiasıyla tutuklu eski 14 çevik kuvvet polisi hakkında 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın, bu dava ile birleştirilmesine karar vermişti. Böylece davadaki sanık sayısı 117'ye yükselmişti.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-27 Kasım (2017) 'İstanbul 117 sanık (ilk 103) Darbe/Çengelköy'deki olaylar' davası
(26 Mayıs 2018, 15:09)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: