Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Ergenekon soruşturması kapsamında ifadesine başvurulmak üzere Beşiktaş´taki İstanbul Adliyesine geldi.
08.01.2010 12:55 Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Ergenekon soruşturması kapsamında ifadesine başvurulmak üzere Beşiktaş´taki İstanbul Adliyesine geldi. Hakim ve savcıların giriş yaptığı bölümden adliyeye alınan Kanadoğlu´nun ifadesine, ´Ergenekon´ soruşturmasını yürüten savcıların yanı sıra İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı´nın da katılacağı öğrenildi.
-Kanadoğlu ifade verdi serbest kaldı-
Burada savcılara yaklaşık dört saat ifade veren Kanadoğlu, serbest bırakıldı. Sabih Kanadoğlu´nun ifadesini İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili Turhan Çolakkadı aldı. Kanadoğlu, adliye çıkışında basın mensuplarına kısa bir açıklama yaptı ve Çağdaş bir demokrasi ancak hukuk devletinin geçerli olduğu ülkelerde olur. Hukuk devletinin olmazsa olmazı, yargı bağımsızlığıdır. Yargı bağımsızlığının olduğu her ülkede Cumhurbaşkanı ve Başbakan dahil herkes sade vatandaş gibi gelip yargı önünde hesap vermeye mecburdur. Bende sade vatandaş gibi gelip görevimi yaptım´ dedi. Kanadoğlu içerde kendisini ne sorulduğunu soran gazetecilere, Soruşturma gizli bunları açıklayamam yanıtını verdi.
-Çolakkadı: Deliller toplanıyor-
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu´nun ifadesini alan İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı, ´Delilleri topluyoruz. Deliller toplanınca her şey ortaya çıkacak´ dedi. Çolakkadı, Beşiktaş´taki İstanbul Adliyesinden ayrılırken gazetecilerin, Kanadoğlu´nun hangi TCK maddesi kapsamında sorgulandığı ve ifadesinin içeriğiyle ilgili sorularını yanıtladı. Soruşturmanın gizli olduğunu hatırlatan Çolakkadı ´Delilleri topluyoruz. Ne desek doğru olmaz. Deliller toplanınca her şey ortaya çıkacak´ dedi. Sabih Kanadoğlu´na çok sayıda soru yönelttiklerini belirten Çolakkadı, ´Kanadoğlu´nun hangi iddianamede yer alacağının´ sorulması üzerine de bunun şu aşamada belli olmadığını söyledi. Çolakkadı, ´Kanadoğlu´nun hangi sanıklarla ilişkisi olduğu´ yönündeki soruya karşılık da, açılan ´Ergenekon´ davalarının iddianamelerinde bu konunun yer aldığını kaydetti. ( Zaman)
-´Beni sorgulayacak savcılar başsavcı olduğumu unutmasın´-
Ergenekon kapsamında ifade vermeye çağrılması gündeme gelen Sabih Kanadoğlu kendisine soru soracak savcılara ilginç mesajlar göndermişti: ?Savcı arkadaşların, benim Türkiye Cumhuriyeti´nin başsavcısı olduğumu bildiklerini sanırım.? Ergenekon soruşturmasını sürekli eleştirmesiyle dikkati çeken Kanadoğlu´nun, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların belge ve bilgilere göre hareket etmeyip siyasi davrandığını ima eden son eleştirisi bir başsavcıdan beklenmeyecek ciddiyetsizlikteydi: ´Belki Yıldırım Beyazıd´ı da Ergenekon örgütü öldürmüş olabilir.´
-´Belki Yıldırım Beyazıd´ı da Ergenekon örgütü öldürmüş olabilir´-
Konuyu basından öğrendiğini dile getiren Kanadoğlu, ?Beni ifade vermek üzere İstanbul Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi´nin savcısı davet etmiş. Zaten bu malum ma´hud, ancak adının kullanılması mahkeme tarafından yasaklamış örgütün faaliyetleriyle irtibatlı olduğum ileri sürülerek benim evim arandı. Evim arandığı anda, ben de bu davanın şüphelisi oldum. Şimdi davet ettikleri kişi, o malum ve ma´hud davanın bir şüphelisidir. Habere göre, irtibatlı olduğum iddia edilen Danıştay baskını, Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ve bunun yanında akla gelen çeşitli olaylar için -zaten belki Yıldırım Beyazıd´ı da o öldürmüş olabilir- şüphelinin (kendisinin) bilgisinin dışında bu irtibatın nereden ileri geldiğini bana soracaklar. Elbet bu davete icabet edeceğim. Bu davete icabet etmemek lüksüm de yok? dedi. Olayın aydınlığa kavuşmasının aynı zamanda kendisinin görevi olduğunun altını çizen Kanadoğlu, savcılara da çeşitli uyarılarda bulunarak şunları söyledi: ?Tabii bana bu konuda soru soracak savcı arkadaşların, benim Türkiye Cumhuriyeti´nin başsavcısı olduğumu bildiklerini sanırım. Bu davete gideceğim. Zaten zorunlu olarak gideceğim. İnanıyorum ve diliyorum ki, bu malum ve ma´hud örgütün ve davanın açıklığa kavuşması kısa sürede mümkün olur. Çünkü ben de inanıyorum ki, bu davanın soruşturmasını yürüten savcılar, hiçbir gücün, iktidarın, çeşitli akla gelebilecek etkili güçlerin savcısı değildirler. Savcılar, ´cumhuriyetin savcısı´ olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır.?
-Ergenekon tutuklusu Göktaş Kanadoğlu´nu merak etti-
Ergenekon davasında sanık Levent Göktaş´ın 19 Eylül 2009 tarihindeki talebi üzerine soruşturmada Kanadoğlu´nun hukuki durumunun ne olduğu gündeme gelmişti. Emekli Albay Levent Göktaş´ın Kanadoğlu hakkında nasıl bir işlem yapıldığının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na sorulmasına karar verilmişti. Bunun üzerine Savcı Zekeriya Öz, bu soruya cevap vermişti. Öz, Sabih Kanadoğlu hakkında ne gibi işlem yapıldığı sorulmuş olup, hakkında 7 Ocak 2009 tarihinde arama yapılmış ve şahıs hakkındaki gizli soruşturma halen devam etmekte. dedi. Öte yandan, 19 Eylül 2009 tarihinde Kanadoğlu hakkında telefon görüşmelerinin Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı´ndan (TİB) istenmesine karar verilmişti. Sanık Levent Göktaş´ın, Ben, talebimde Sabih Kanadoğlu ile ilişkilendirildiğimi, kendisinin bu davanın sanığı mı yoksa tanığı mı olduğunu sormuştum. Ancak sanırım yanlış anlaşılmış söylediklerim. demesinin ardından mahkeme, Kanadoğlu hakkında TİB´le ilgili kararından dönülmesini kararlaştırmıştı.
-Kanadoğlu´nun evinde de arama yapılmıştı-
Ergenekon soruşturması kapsamındaki dalga operasyonlarda Kanadoğlu´nun evinde de arama yapılmış bir adet ruhsatsız silahın bulunduğu operasyonda Kanadoğlu gözaltına alınmamıştı. Üçüncü iddianamede örgüte ait olduğu iddia edilen silahların sahipleri arasında Kanadoğlu´nun adı geçiyor.
-Levent Göktaş´ın özel belgeleri Kanadoğlu´nun evinde çıktı-
Yüksek yargı ve askeri bürokraside görev yapan bazı şahıslara ait gizlice çekilmiş mahrem görüntüler ofisinde yakalanan Mustafa Levent Göktaş, sorgusu sırasında Ergenekon kapsamında evi aranan Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu´nu tanımadığını söyledi. Ancak Kanadoğlu´nun evinde yapılan aramalarda, Özel Kuvvetler´den emekli olan Levent Göktaş´a ait l´den 60´a kadar sıralanmış bir çok takdirname, rozet beratları, madalya beratları, diplomalar, başarı belgeleri ve öz geçmiş raporu çıktı.
-Örgüt dökümanlarında Kanadoğlu´nun da adı geçiyor-
Kanadoğlu´nun adı üç iddianamede de sık sık geçiyor: Üçüncü iddianamede 39 yerde , İkinci iddianamede ise 37 yerde geçiyor. 3. Ergenekon İddianamesinde, Haberal´ın çalışma masası ve bilgisayarında ele geçirilen dokümanlar arasında ´Prof. Dr. Mehmet A. Haberal-Rektör´ ibareli ´Sayın E. Org. İsmail Hakkı Karadayı - Muhterem Paşam istemiş olduğunuz Faruk Demir´in CD´lerini gönderiyorum, hürmetlerimle´ yazılı 1 sayfalık doküman sıralandı. ´Belgeler, Dinleme Kayıtları, İlişkiler 07.04.2008´ ibareli ve arka sayfaları el yazmalı 14 sayfa bilgisayar çıktılarının dökümanlar arasında yer aldığı iddianamede ´Bakanlar´ ibaresi ile başlayan 10 sayfalık isim listesinin içeriğinde Bakanlar, Toparlayıcı Eksen, Akademi, Bürokrasi, Yazar-Fikir adamı, Medya, İş Dünyası, Hukuk, E. Asker, Kadın Hareketleri başlıkları altında Mustafa Özbek, Şener Eruygur, Doğu Perinçek, Erol Manisalı, Emin Gürses, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay, Vedat Yenerer, Sabih Kanadoğlu, Hurşit Tolon ve Tuncer Kılınç isimli kişilerin isimlerinin bulunduğu kaydedildi. Bir diğer dokümanda ise ´Yeni bir Türkiye için yeni bir siyaset ve bir oluşuma ilk adım´ ibaresi ile başlayan, 27.08.2001 tarihli´ Mehmet Haberal müracaat sahibi ibaresiyle son bulan, bilgisayar çıktısı doküman içeriğinde de ´Yeni bir Türkiye için yeni bir siyaset ve bir oluşuma ilk adım´ başlıklı Yaşar Nuri Öztürk ve Yaşar Okuyan imzalı siyasi içerikli bildiri, devam eden sayfalarda başlık ve imza kısmı bulunmayan bir mahkemeye ait olduğu değerlendirilen duruşma tutanakları fotokopileri yer aldığı belirtildi. İddianamede, ´Milli Egemenlik Hareketi´ imzalı bildiri ve 11-22 arasında numaralanan bilgisayar çıktısı dokümanda Doğu Perinçek, Anıl Ç, Emin Gürses, Erol Manisalı, Güler Kömürcü, Hurşit Tolon, Mehmet Haberal, Mustafa Balbay, Mustafa Özbek, Sabih Kanadoğlu, Şener Eruygur, Tuncer Kılınç, Vedat Yenerer, Yaşar H, Tuncay Özkan ve Ümit Ö, isimli kişilerin yer aldığı öne sürüldü.
-HSYK´lı Ertosun´un bahsettiği açılım, Kanadoğlu´nun arama kararını bozmakmış-
HSYK üyesi Ali Suat Ertosun, 2009 Temmuz ayında meydana gelen gerilimli toplantılar sonrasında Adalet Bakanı ve hükümeti eleştiren basın toplantısında, Ergenekon´la ilgili bazı mahkeme kararlarının Yargıtay´da bozulmasını istediklerini belirtmişti. Ona göre, Ergenekon soruşturmasında mahkemelerin verdiği arama kararlarının hukuka aykırı olduğunu ileri süren HSYK üyeleri, ´kanun yararına bozma´ yoluna gidilmesini istemiş. Üyeler, eski Yargıtay Başsavcısı Kanadoğlu´nun evinin aranması kararının Yargıtay´da bozulması için Adalet Bakanlığı´ndan başvuru talep etmiş. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi´nin Kanadoğlu´nun evinin aranmasıyla ilgili kararında Ergenekon örgütünün eylemleri belirtilerek, arama gerekçeleri arasında Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi´nin bombalanması da yer almıştı.
-İlhan Selçuk ve Engin Aydın´ı uyarmış-
Kent Otel Toplantıları´nın sekreterliğini yapan Engin Aydın´da bulunan toplantı tutanakları, toplantıya katılanlarla Ergenekon soruşturması arasında ilginç bağlantıları ortaya çıkarmıştı. Aydın´da bulunan ve gün gün tutulan ´Kent Otel Notlarına´ göre, HSYK üyesi Ali Suat Ertosun toplantılara 13 kez katılmış. Teknik takibe takılan konuşmalarda, Ergenekon operasyonlarının başlamasının ardından toplantılara ara verildiği, Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu´nun Engin Aydın ve İlhan Selçuk´u ´toplantılara ara vermemeleri, devam etmeleri konusunda´ uyardığı da belirlenmişti.
(08 Ocak 2010, 12:55)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: