İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) işgali ve burada çıkan olaylarda Prof. Dr. İlhan Varank'ın da aralarında bulunduğu 14 kişinin şehit edilmesiyle ilgili tutuklu 52 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, 52 sanığın 'Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi. Karar 25 Mayıs'taki duruşmada verilecek.
19.05.2018 14:12 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) işgali ve burada çıkan olaylarda Prof. Dr. İlhan Varank'ın da aralarında bulunduğu 14 kişinin şehit edilmesiyle ilgili tutuklu 52 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
14.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ndeki büyük salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu sanıklar ile avukatları katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık ve İBB'nin avukatları ile gazi ve şehit yakınları olan müştekiler de duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada, Cumhuriyet Savcısı Eray Akkavak esas hakkındaki mütalaasını açıkladı.
Mütalaada, 52 sanığın 'Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.
Duruşmada, sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanları ve son sözleri alındı.
Sanık Hamza Tokmak, hakkında 4 ayrı suçtan ceza istendiğini belirterek, 'Ben hiç kimseye karşı silah kullanmadım. Ben sadece vatan borcu ödemek için geldim.' dedi.
Sanık Gökhan Perktaş da 'Şu an bu kürsüde bulunmama neden olanları şiddetle kınıyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Bir ilkokul mezunu olarak, bir er olarak anayasa hakkında cezaevine girene kadar tek bir kelime bilmiyordum. O gece karşımdaki kimseyi tanımıyordum. O an için bildiğim tek şey vardı komutanımın karşımdakilerin terörist olduğunu söylemesidir. Havaya tek el ateş etmek zorunda kaldım, komutanımın emriyle. Benim devletim tarafından hainlerin eline verilmem hayatın ne kadar olağan akışına uygun.' diye konuştu.
Sanık Perktaş'ın bu şekilde konuşması üzerine mahkeme başkanı Kemal Selçuk Yalçın, sanığa mütalaaya karşı beyanlarını sınırları zorlamadan yapması gerektiğini belirterek, 'Başka bir şekilde propagandaya yönelik konuşmaya devam edersen sözünü keserim. Üslubunu ona göre ayarla. Ona göre dinleyeceğim seni. Derdini uygun üslupla anlatacaksın.' uyarısında bulundu.
Bunun üzerine yeniden söz alan sanık Perktaş, 'Ben bu hainlerin tamamına sıkardım. Elime verin silah, şunların hepsine tek tek sıkayım. Verdiğiniz müebbeti de şerefle yatarım ama ben hiçbir şey yapmadım, o gece.' ifadelerini kullandı.
Sanıklardan Ahmet Özdemir ise 'Ben 15 Temmuz'da sadece ve sadece 5 günlük askerdim. 2 gün tuvalet temizledim, 2 gün bulaşık yıkadım. Bir gün de komutan istedi diye tatbikata çıktım. İnsan tanımadığı birini neden öldürmek ister. Ben hiç kimseyi öldürmedim. Ben TSK'nın yetiştirdiği subayların emri altında olay yerine gittim.' diye konuştu.
İzmir 4 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi'nden SEGBİS aracılığı ile duruşmaya bağlanan sanık Yasin Akgül de suçlamaları reddederek, 'Ben darbe gecesi kaçmaya çalışırken darbeci komutan Albay Zeki Demir tarafından topuğumdan vuruldum. Savcı mütalaasında bana da diğer sanıklarla aynı cezayı istemiş. Ayağımdan değil de kafamdan da vurulabilirdim. Ben mağdurum.' dedi.
'İhtilal yapılınca oda temizliği mi düşünülür?'
Sanıklardan İBB Sivil Savunma Sekreteri Mehmet Tunç ise darbe gecesi ana darbe davası sanıklarından eski Albay Müslüm Kaya ile hiçbir şekilde konuşmadığını öne sürerek, 'Konuştuğum iddiaları tamamen yalandır. Belediyede M.Y. isminde bir tanık benim 'Bunlara hiçbir şekilde direniş göstermeyin.' dediğimi söylemiş. Benim böyle bir yetkim yok. Telefon ettiler bana. AKOM'a gittim bilmediğim biri merdivenlerden indi. Silah doğrulttu, şoförü yere yatırdı. 'Darbe oldu' dedi. Ben şaşırdım. 'Cumhurbaşkanı falan hepsi tutuklandı.' dedi bana. Ben dedim 'belediyeye gideceğim.' Odamı temizleyeyim diye düşündüm. Ben 5 ihtilal gördüm.' iddialarını dile getirdi.
Bunun üzerine araya giren mahkeme başkanı Kaya'nın 'İhtilal yapılınca oda temizliği mi yapılır ? 5 ihtilal görmüşsünüz. İhtilal olunca oda temizliği mi düşünülür?' demesi üzerine sanık Tunç, korktuğunu söyledi.
Eski AFAD İstanbul İl Müdürü Gökay Atilla Bostan ise başına gelen hadisenin FETÖ tuzağı olduğunu ve kendisine iftira atıldığını savunarak, 'Ben bu davanın masumu ve mağduruyum. Ben Müslüm Kaya'yı kışla komutanı olarak aramadım. Ben Afet Acil Durum Müdürüyüm. TSK içinde bir kısım alçak darbe girişimi yapıyor. Bu reaksiyonda göreve dönmek istedim. Ben Kaya'yı izinde olduğum için akıl almak amacıyla aradım. Benim aramamdaki maksat işkoliklikten başka bir şey değil. Sadece göreve gitmem gerekiyor mu diye aradım.' savunmasını yaptı.
Darbe girişiminin nihai amacına ulaşması için katkı vermediğini ileri süren Bostan, 'Darbe girişiminin olduğu gece İstanbul'a 550 kilometre uzaklıkta olan Balıkesir Akçay'da idim. Hiçbir memuruma darbe girişimine destek vermeleri için talimat vermedim. Hiçbir telefon görüşmesinde iş birliği için görüşmedim. Masumum, mağdurum, suçsuzum. Beraatimi istiyorum.' ifadelerini kullandı.
Söz verilen diğer sanıklar da üzerlerine atılı suçları işlemediklerini savunarak, beraatlerini ve tahliyelerini talep etti.
Duruşma, sanıkların mütalaaya karşı beyanlarının ve son sözlerinin alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.
15.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ndeki büyük salonda yapılan duruşmaya, 48 tutuklu sanık ile avukatları katıldı.
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, İBB'nin avukatları ile gazi ve şehit yakınları olan müştekiler de duruşmada hazır bulundu.
Duruşma, sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanlarının ve son sözlerinin alınmasıyla devam etti.
Duruşmada sanık eski Yüzbaşı Ramazan Ertürk son savunmasında, '15 Temmuz kalkışmasını kınıyorum. Bir parçası olarak yargılanmaktan utanıyorum. Öncelikle ben bir askerim. Askeri değerler üzerinden aldatılarak tuzağın içine sürüklendik. O gece polislere ilk teslim olan rütbeli asker benim. 15 Temmuz günü yaptığım tüm fiiller TCK ve anayasaya uygundur. FETÖ üyesi değilim, aksi yönde somut delil yoktur. FETÖ yayınlarına, derneklerine üye değilim' dedi.
Bank Asya'da hesabının olmadığını belirten sanık Ertürk, 'Bylock kullanıcısı da değilim. Her alanda parmağı olan FETÖ'nün sahaya sürerek kendi elemanlarını feda etmemesi aşikardır. Ben askeri değerler üzerinden istismar edilerek kaçınılmaz bir hataya düşürülen askerlerdenim. Ben ve buradaki erler masumdur' ifadelerini kullandı.
'15 Temmuz'daki olayları hatırlamıyorum'
Bunun üzerine davanın 1 numaralı sanığı eski Albay Zeki Demir, mütalaaya ilişkin son savunmasını yapmak için kürsüye çıktı. Mahkeme başkanı sanığa '15 Temmuz'da savcılık, Sulh Ceza Hakimliği ve mahkemedeki ifadelerinde 15 Temmuz'daki olayları hatırlamadığını beyan etmişsin' diyerek olayları hatırlayıp hatırlamadığını tekrar sordu. Sanık Zeki Demir, 15 Temmuz'daki olayları hatırlamadığını söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, sanığın 15 Temmuz 2016'daki olayları hatırlamadığını beyan ettiği gerekçesiyle esas hakkındaki beyanını almayarak yerine oturttu.
Söz verilen bazı sanık avukatları da müvekkillerinin beraatlerini talep etti.
Duruşma, esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanların alınmasına devam edilmek üzere yarına erteledi.
16.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ndeki büyük salonda yapılan duruşmaya, 48 tutuklu sanık ile avukatları katıldı.
Gazi ve şehit yakınları olan müştekiler ile Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve İBB'nin avukatları da hazır bulunduğu duruşmada, bazı sanıkların avukatlarının esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanları alındı.
Söz verilen avukatlar, mütalaayı kabul etmediklerini belirterek, müvekkillerinin beraatlerini talep etti.
Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının mütalaaya karşı beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere duruşmayı yarına erteledi.
18.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ndeki büyük salonda yapılan duruşmaya, 48 tutuklu sanık ile avukatları katıldı.
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve İBB'nin avukatları ile gazi ve şehit yakınları olan müştekiler de duruşmada hazır bulundu.
Davanın bugünkü duruşmasında sanık avukatlarının esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanlarının alınması tamamlandı.
Mahkeme heyeti, duruşmayı kararını açıklamak üzere 25 Mayıs'a erteledi.
İDDİANAME
İddianamede biri albay, 3'ü yüzbaşı, biri teğmen, biri asteğmen, ikisi uzman çavuş ve 42'si de er olmak üzere 50 tutuklu sanık yer alıyor.
Darbe girişimini engellemeye çalışan vatandaşlar ve emniyet güçlerinin üzerilerine açılan ateş sonucu Prof. Dr. İlhan Varank'ın da aralarında bulunduğu 14 kişinin şehit olduğu aktarılan iddianamede, 152 kişinin ise yaralandığı belirtiliyor.
İddianamede, darbe girişimi sırasında 47. Motorlu Piyade Alay Komutanlığı 2. Tabur 4. Bölük emrinde görevli subay, uzman çavuş ve sanık erler ile söz konusu alayın faaliyetlerini darbe girişimi kapsamında takviye etmek amacıyla görevlendirilen kurmay subay ve kurmay öğrenci subay sanıkların eylemleri anlatılıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin işgal edilmesi için 53 sanığın görevlendirildiği kaydedilen iddianamede, 50 sanığın 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek' ve 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilirken, bazı sanıkların da çeşitli suçlardan hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
'Gelene ateş edin, mermileri boşa harcamayın' emri
İddianamede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine darbe girişimini engellemeye çalışan vatandaşların, kamera görüntülerine göre saat 00.56 sıralarında Haşim İşcan Geçidi önünde toplanmaya başladıkları aktarılarak, vatandaşların sanıkları ikna etmeye çalıştıkları ayrıca olay yerine gelen emniyet güçlerinin de sanıklara 'teslim ol' çağrısı yaptıkları kaydediliyor.
Tüm çabalara rağmen sanıkların teslim olmadığı gibi halkı korkutmaya çalıştıkları ve 'evinize gidin vatan hainleri' şeklinde bağırarak havaya ateş açtıkları anlatılan iddianamede, bir süre sonra eski Albay Zeki Demir'in sanıklara 'Ben emir verdiğimde istediğiniz şekilde her yere ateş edebilirsiniz.' şeklinde talimat verdiği belirtiliyor.
Talimatın ardından tüm sanıkların vatandaşlara ve emniyet güçlerine hedef gözeterek ateş etmeye başladıkları, bu sırada Zeki Demir'in yine sanıklara 'Hiçbir merminiz boşa gitmeyecek, halkın üzerine ateş edin, bir mermi bir insan.' şeklinde emir verdiği anlatılan iddianamede, aynı şekilde sanıklar Cihan Şahin, Ramazan Ertürk, Mustafa Alper Şengören, Yakup Karaçelik ve Ömer Faruk Nazlıcan'ın da sanıklara 'Gelene ateş edin, mermileri boşa harcamayın.' şeklinde emir verdiği bildiriliyor.
İddianamede, yaşanan bu süreçte tüm sanıkların birlikte ve hakimiyet kurarak ateş etmeleri sonucunda, Prof. Dr. İlhan Varank, Erkan Pala, Adil Büyükcengiz, Tahsin Gerekli, Ömer Cankatar, Murat Kocatürk, Haki Aras, İbrahim Yılmaz, Yunus Emre Ezer, Şuayp Seferoğlu, Ahmet Kara, Metin Arslan, Ramazan Sarıkaya ve Tolga Ecebalın'ın şehit oldukları belirtiliyor.
Öte yandan, eski AFAD İstanbul İl Müdürü Gökay Atilla Bostan ve eski İBB Sivil Savunma Sekreteri Mehmet Tunç'un dosyasının bu davayla birleştirilmesi sonucu sanık sayısı 52'ye yükselmişti.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-24 Temmuz (2017) 'İstanbul 52 sanık (ilk 50) Darbe/İBB İşgali' davası
(19 Mayıs 2018, 14:12)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: