Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Bu kapsamda Danıştay eski üyeleri Hüseyin Oğuz ile Halil Çırak hakim karşısına çıkarıldı. İstanbul Altunizade'de bulunan FEM Dershanesi'nin, özellikle de dershanenin beşinci katındaki toplantı salonunun örgütün yönetim merkezlerinden biri olarak kullanıldığı iddiası duruşmada tanık olarak dinlenen eski Danıştay Üyesi Vahit Bektaş tarafından doğrulandı. Dershanede, Gülen'in TSK içindeki örgüt mensubu rütbeli personel, kaymakamlar, emniyet mensupları ve yargı personeli ile burada toplantılar yaptığı ileri sürülüyordu.
13.05.2018 11:45 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Bu kapsamda Danıştay eski üyeleri Hüseyin Oğuz ile Halil Çırak hakim karşısına çıkarıldı.
DANIŞTAY ESKİ ÜYESİ HÜSEYİN OĞUZ
7 Mayıs'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, önceki celsede suçlamaları reddeden sanık eski Danıştay üyesi Hüseyin Oğuz, yeniden hakim karşısına çıktı.
Duruşmada, eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, eski Danıştay Üyesi Vahit Bektaş ile Ankara İdare Mahkemesi Başkanı Abdullah Şahin tanık olarak dinlendi.
FETÖ üyeliğinden tutukluyken etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, sanık Hüseyin Oğuz'un, cemaat mensuplarının listesinden 2011'de Danıştay üyeliğine seçildiğini söyledi.
Hamsici, uyarılarına rağmen cemaatin, genç olmaları nedeniyle atama sırası henüz gelmemiş kişiler için ısrarcı olduğunu belirtti.
Tanık olarak ifadesi alınan Hamsici'ye, 'Cezaevinden kurtulmak için mi etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandınız?' sorusu yöneltildi.
İfadesini özgür iradesiyle verdiğini belirten Hamsici, 16 Temmuz'da gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra konulduğu koğuşta yaklaşık 30-35 kişi kaldıklarını anlattı. Ahmet Hamsici, şunları söyledi:
'Cezaevinde o ilk şaşkınlığı bir süre sonra atıyorsunuz. 10-15 gün sonra da koğuş oturdu. Birkaç kişi koğuşa televizyon almak istedik. Gerçekleri öğrenmemizi engellemek için koğuşa televizyon, gazete alınmasına karşı çıktılar. Birçok kişi karşı çıktı, 'namaz kılıyoruz, dua ediyoruz, konsantrasyonumuzu bozmayalım' gibi gerekçeler saydılar. Asıl sebep bizim gerçekleri öğrenmemizi istememeleriymiş. Çünkü o dönem koğuştaki radyo iki kanalı çekiyor, türküler, şarkılar arada da 3 dakikalık kısa haber veriliyordu. Hazırlattığım bir dilekçeyi 30 kişiye tek tek imzalattım, televizyon geldi. Haberleri izledik. ByLock'u burada duydum. Soruyorum, 'Bilmiyorum' diyen de vardı ama 'Herkes tarafından indirilen diğer aleni programlar gibi bir program' diyenler de vardı. Yani orada da yalanlar devam etti. Sonra dört kişi dörder gazeteye abone olduk, gazeteler de gelmeye başladı. Özellikle 'sadece iktidara yakın değil, muhalif kanalları da izleyelim' dedik. Bunların sonunda darbeyi FETÖ'nün yaptığı kanaatine ulaştık. Sonra da zaten herkesi tek kişilik odalara aldılar.'
Cemaatle 1977'de tanıştığını, o tarihten beri aralıklarla görüşmeye devam ettiğini, sohbetlere katıldığını anlatan Hamsici, o dönemdeki adıyla cemaatin sohbetlerinde sürekli, diyalog, hoşgörü ve barıştan söz edildiğini kaydetti.
Hamsici, '(Çalışkan olun, hiziplerden uzak durun, diğer cemaatlerin tepkisini çekecek, gıpta damarını tahrik edecek işler yapmayın) denirdi. Aramızda yazılı olmayan bir akit vardı. PKK'ya katılan birisi bir gün eline silah verilip dağa çıkacağını bilir ama bu cemaat bana hiçbir zaman 'Devleti ele geçireceğiz, darbe yapacağız' demedi. O yazılı olmayan akdi ben bozmadım, onlar bozdu. Şimdi 'itirafçı oldular' diyerek, bizi küçük düşürmeye çalışıyorlar. Bence itirafçılık FETÖ'cü olmaktan çok çok daha yukarıdadır. Ne zaman ki cemaatin darbeyi yaptığı kanaatine vardım, ifademi yazmaya başladım.' şeklinde konuştu.
FETÖ üyeliğinden tutuklanan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak serbest bırakılan eski Danıştay üyesi Vahit Bektaş da Danıştay üyeliğine seçildikten sonra sanık Hüseyin Oğuz ile aynı sohbet grubunda olduğunu anlattı.
Tanık Vahit Bektaş da 'Cezaevi koşulları mı sizi bu ifadeleri vermeye itti?' sorusu soruldu.
Bektaş, 15 Temmuz'dan önce, MİT Müsteşarının ifadeye çağrıldığı 2012'den bu yana gördüğü yanlışları her zaman dile getirdiğini, yapılanları eleştirdiğini savundu. Vahit Bektaş, '(Allah rızası için) diyen bir yapının bunları yaptığını görünce, 'Cezamı çekeyim, sabredeyim, bunun mükafatı öbür tarafta olur' mantığını taşımadım. Bu yapıya karşı tavrımı koymak için etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandım. Niyetim cezaevinden bir an önce yırtmak değildi, bu yapının içinde bulunmamam, bu yapıyla anılmamam gerekir diye düşündüm.' dedi.
Daha sonra Ankara İdare Mahkemesi Başkanı Abdullah Şahin, tanık olarak ifade verdi.
Şahin, sanığı staj döneminden ve mesleğin ilk yıllarından beri tanıdığını belirtti. Sanık Hüseyin Oğuz'un yapıya mensup olduğunu, birlikte sohbet toplantılarına katıldığını belirten Abdullah Şahin, 2011 Eylül ayından sonra yapıdan kendi isteğiyle ayrıldığını, bundan sonrasına ilişkin bir bilgisinin olmadığını anlattı.
Aranın ardından mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma, 18 Eylül'e bırakıldı.
DANIŞTAY ESKİ ÜYESİ HALİL ÇIRAK
9 Mayıs'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Danıştay üyesi Halil Çırak ikinci kez hakim karşısına çıktı.
Duruşmaya, sanık Çırak, avukatı Hüseyin Aygün ve sanık yakınları katıldı.
Duruşmada, FETÖ üyeliğinden tutukluyken etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan eski Danıştay Üyesi Vahit Bektaş tanık olarak dinlendi.
Bektaş, sanık Çırak'ı üniversite yıllarından beri tanıdığını, kendisini yapı mensubu olarak bildiğini ancak konuyla ilgili somut bir bilgisinin olmadığını söyledi.
Çırak'ın sohbet toplantılarına katıldığına dair daha önceki ifadelerini düzelten Bektaş, 'İfadem sırasında ismini verdiğim iki kişinin sohbet toplantılarına katıldığını söylemiştim. Ardından da Halil Çırak'ı tanıdığımı belirtmiştim. Bu cümlelerim, sanki o da toplantılara katılmış gibi ifadeye geçirilmiş.' dedi.
Danıştay üyelerinin İstanbul gezisi
Vahit Bektaş, 2011'de Danıştaya üye seçildikten sonra cemaat mensubu üyeler için İstanbul'a gezi düzenlendiğini belirterek, 'Gezi sırasında, Amerika'daki şahsın gitmeden önce Altunizade'deki dershanenin en üst katında kaldığı oda da gezdirildi. Motivasyon toplantısıydı. 'Afrika'da şu kadar okul açıldı, Türkçe olimpiyatları şöyle yapıldı.' gibi yapılan faaliyetler bize anlatıldı.' dedi.
Bektaş, düzenlenen geziye Çırak'ın da katıldığını hatırladığını söyledi.
Çırak'ın avukatı Hüseyin Aygün, müvekkilinin belirtilen tarihte çocuğunun rahatsızlığı nedeniyle hastanede olduğunu savunarak, Çırak'ın İstanbul gezisine katılıp katılmadığını tekrar sordu.
Geziye 35 yargı mensubunun katıldığını, üzerinden yıllar geçtiğini ifade eden Bektaş, 'İnsanlık hali, katıldı gibi hatırlıyorum' dedi.
'Sağı solu öpme gibi şeyler olmadı'
Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Burhan Karaloğlu ise tanık Vahit Bektaş'a, 'Dershanenin üst katındaki ziyareti biraz açar mısınız? Burada ne yaptınız, bir şeyler mi öpüldü, tavaf gibi şeyler mi yapıldı?' diye sordu.
Bektaş, Altunizade'deki dershanenin en üst katında teraslı bir odaya çıkarıldıklarını anlatarak, 'Burada kaldığı oda mevcut haliyle korunmuştu. Bize, 'Şu odayı kullandı, sohbetleri şurada yapıyordu.' diye anlatıldı. Sağı solu öpme gibi şeyler olmadı' diye konuştu.
Başkan Karaloğlu'nun, 'Müze gezer gibi mi gezdiniz?' sorusu üzerine Bektaş, 'Kısmen öyle denebilir. Çünkü mevcut haliyle odalar korunmuştu. Başka amaç için yeniden düzenlenmemişti.' dedi.
Tanık beyanlarının ardından duruşmaya ara verildi. Aranın ardından Mahkeme Heyeti, sanık Halil Çırak'ın tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Duruşma 20 Eylül'e bırakıldı.
FETÖ'nün FEM dershanesindeki 5. katı
FETÖ'nün darbe girişiminin ardından hazırlanan iddianamelerde, İstanbul Altunizade'de bulunan FEM Dershanesi, özellikle de dershanenin beşinci katındaki toplantı salonunun örgütün yönetim merkezlerinden biri olarak kullanıldığı ortaya çıkmıştı. Gülen'in TSK içindeki örgüt mensubu rütbeli personel, kaymakamlar, emniyet mensupları ve yargı personeli ile burada toplantılar yaptığı belirlenmişti.
Paralel yapı-Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, HSYK üyelerine açılan davalar
Paralel yapı-08 Ekim (2017) 'Ankara 77 sanık Yüksek Yargı Yapılanması' soruşturması/fezlekesi (Yargıtay)
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
(13 Mayıs 2018, 11:45)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: