Ankara'da, 28 Şubat 1997'de askeri araçların Ankara Sincan ilçesinde yürütülmesi ve dönemin Refahyol koalisyonu hükümetinin baskı ile devrilmesi suçlamalarını konu alan 103 sanıklı dava sona erdi. Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı,simge ismi Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir, emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 21 sanığa oybirliği ile önce ağırlaştırılmış, ardından indirim uygulanarak müebbet hapis cezası verildi. Sanıkların yaşları ve sağlık durumlarını dikkate alan mahkeme heyeti, sanıklara yurt dışına çıkış yasağı ve her ayın 1'inde en yakındaki karakola imza verme şartı uygulayarak, tutuklama kararı vermedi. Ceza alan sanıklardan 19 askerin rütbelerinin söküleceği belirtildi. Yargıtay süreci sonunda ceza kesinleşirse sanıklar tutuklanarak cezaevine konulacak. 68 sanığın beraatine karar veren mahkeme, ölüm nedeniyle 4 sanığın, zamanaşımı nedeniyle de 10 sanığın hakkındaki davanın düşürülmesine hükmetti.
14.04.2018 14:19 Ankara'da, 28 Şubat 1997'de askeri araçların Ankara Sincan ilçesinde yürütülmesi ve dönemin Refahyol koalisyonu hükümetinin baskı ile devrilmesi suçlamalarını konu alan 103 sanıklı dava sona erdi.
13 Nisan'da Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davanın son celsesine, bir kısım sanık, taraf avukatları, müştekiler ve sanık yakınları katıldı.
Mahkeme heyeti, aralarında dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, dönemin simge ismi Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir, emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 21 sanığa müebbet hapis cezası verdi. 68 sanığın beraatine karar veren mahkeme, ölüm nedeniyle 4 sanığın, zamanaşımı nedeniyle de 10 sanığın hakkındaki davanın düşürülmesine hükmetti.
Mahkeme Başkanı Mustafa Yiğitsoy, duruşmanın ilk bölümünde mahkemeye gelen evrakları okuduktan sonra sanıklara son sözlerini sordu.
Duruşmada söz alan müşteki avukatları, sanıkların cezalandırılmasını talep ederken, tutuklanmalarını da istedi. Avukatların savunmalarının ardından, sanıkların son sözleri soruldu.
Saat 14.40 itibarıyla sanıklara son sözleri soruldu. Alican Türk ve Çetin Saner'in, “Son sözüm yok” demesi dikkat çekti. Vural Avar da, “FETÖ'nün hazırladığı iddianameyi sürdürmenizi reddediyorum” dedi.
Emekli Orgeneral Çevik Bir son söz olarak daha önce yaptığı savunmalarının tekrarladığını söyledi. Sanıklardan Vural Avar da son söz olarak, “Fetulahçı iki savcı tarafından hazırlanan iddianameyi sürdürmenizi reddediyorum. Beraatımı istiyorum” dedi. Sanık Yıldırım Türker de “İddia edilen olmayan bir suç nedeniyle açılan davada asıl mağdur olarak bulunuyoruz. Ne ben ne de benim emrimdeki kişiler, hiç birimiz Türkiye cumhuriyeti kanunlarında yazılı bir suçun içinde bulunmadık” dedi.
Son sözlerin ardından mahkeme 17.30'a kadar duruşmaya ara verdi. Aranın ardından karar açıklanırken, ilk bölümde duruşmaya katılan sanıklardan, aralarında Çevik Bir'in de bulunduğu bazı sanıkların duruşma salonuna gelmedikleri görüldü.
Davanın karar duruşmasına, 28 Şubat döneminde zarar gören müştekiler, sanık yakınları, sanık ve müşteki avukatları, basın mensupları ve izleyiciler katılınca salon yetersiz kaldı. Tıklım tıklım dolan salonda yer sorunu nedeniyle tartışmalar yaşandı. Salonda görev yapan polis ekipleri bu nedenle zor anlar yaşadı.
KARAR OYBİRLİĞİYLE VERİLDİ
Salondaki düzenin sağlanmasının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Ahmet Çörekçi, Aydan Erol, Cevat Temel Özkaynak, Çetin Doğan, Çetin Sarı, Çetin Dizdar, Çevik Bir, Erdoğan Öznal, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri, Hakkı Kılıç, Halil Kemal Gürüz, Hayri Bülent Alpkaya, Hikmet Köksal, İdris Koralp, İlhan Kılıç, İsmail Hakkı Karadayı, Kenan Deniz, Mühittin Erdal Şenel, Vural Avar ve Yıldırım Türkeri'nin ' Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten men' suçunu işlediklerini sabit görerek önce ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırdı. Mahkeme, sanıkların yargılama süresince, duruşmalardaki tutum ve davranışları lehlerine kabul ederek cezadan indirime giderek, cezalarını müebbet hapse çevirdi. Sanıkların yaşları ve sağlık durumlarını dikkate alan mahkeme heyeti, sanıklara yurt dışına çıkış yasağı ve her ayın 1'inde en yakındaki karakola imza verme şartı uygulayarak, tutuklama kararı vermedi. Ceza alan sanıklardan 19 askerin rütbelerinin söküleceği belirtildi.
68 SANIK BERAAT ETTİ
Mahkeme heyeti, 68 sanık hakkında ise 'sanıkların yüklenen suçu işlediği suçun sabit olmaması' nedeniyle beraat kararı verdi. Sanıklar Aytaç Atılan, Ersin Yılmaz, Kamuran Orhun, Köksal Karabay, Metin Yaşan Yükselen, Orhan Yöney, Refik Zeytinci, Şevket Turan, Şükrü Sarıışık ve Yücel Özsır hakkındaki davanın zaman aşımı; Eser Şahan, Salih Eryiğit, Teoman Koman ve Tevfik Özkılıç hakkındaki davanın ise ölüm nedeniyle düşürülmesine karar verildi.
Kararın ardından sanık yakınlarından bazılarının ağladığı görüldü.
Müdahil Avukatlar 'Müebbet Alan Sanıklar Tutuklansın!' Talebiyle Karara İtiraz Etti
Kararın Yargıtay tarafından onaylanmasının ardından müebbet hapis cezası alan sanıklar tutuklanarak cezaevine gönderilecek. Öte yandan davaya müdahil olan avukatlar, müebbet hapis cezası alan sanıkların tutuklanması için itiraz dilekçesi verdi.
İşte müebbet hapis cezası alan 21 isim:
İsmail Hakkı Karadayı
Çevik Bir
Çetin Doğan
Kemal Gürüz
İlhan Kılıç
Ahmet Çörekçi
Aydan Erol
Cevat Temel Özkaynak
Çetin Dizdar
Çetin Saner
Erdoğan Öznal
Erol Özkasnak
Fevzi Türkeri
Hakkı Kılıç
Hayri Bülent Alpkaya
Hikmet Köksal
İdris Koralp
Kenan Deniz
Muhittin Erdal Şenel
Vural Avar
Yıldırım Türkeri
28 Şubat davasında hakkında beraat kararı verilen 68 isim de şu şekilde:
Mustafa Bıyık, İbrahim Selman Yazıcı, Abdurrahman Yavuz Gürcüoğlu, Serdar Çelebi, Mustafa Babacan, Orhan Nalcioğlu, İsrafil Aydın, Ayhan Cansevgisi, Hüsnü Dağ, Oğuz Kalelioğlu, İsmail Ruhsar Sürmer, Mustafa Hakan Bural, Yahya Kemal Yakışkan, Yahya Cem Özarslan, Ziya Batur, Bahaddin Çelik, Ruşen Bozkurt, Ünal Akbulut, Sezai Kürşat Ökte, Cengiz Çetinkaya, Ahmet Aka, Alican Türk, Osman Atilla Kurtay, Erkan Yaykır, Mehmet Aygüner, Erdal Ceylanoğlu, Ergin Celasin, İzzettin İyigün, Sedat Arıtürk, Abdullah Kılıçarslan, Adem Demir, Ahmet Dağcı, Ahmet Atalay Efeer, Ahmet Nazmi Solmaz, Ahmet Ziya Öztoprak, Arslan Daştan, Arslan Güner, Bertay Turgut, Celalettin Bacanlı, Cengiz Koşal, Doğan Temel, Engin Alan, Ertuğrul Gazi Özkürkçü, Fuat Büyükcivelek, Hamza Özaltun, İsmail Hakkı Önder, İzzettin Gürdal, Kurtuluş Öğün, Lokman Ekinci, Mehmet Başpınar, Mehmet Ali Yıldırım, Mehmet Cumhur Yatıkkaya, Mehmet Faruk Alpaydın, Metin Keşap, Metin Yavuz Yalçın, Mustafa Köseoğlu, Mustafa Özbay, Mustafa İhsan Tavazar, Necdet Batıran, Seyfullah Sönmez, Ümit Şahintürk, Veli Seyit, Aydın Karaşahin, Cemal Hakan Pelit, Mehmet Şinasi Çalış, Mustafa Kemal Savcı, Osman Bülbül ve Yüksel Sönmez.
MHP: Karar tarihidir
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kalaycı, 28 Şubat davası kararının darbecilere hesap sorulması açısından büyük önem taşıyan tarihi bir karar olduğunu söyledi.
Kalaycı, AA muhabirine, 28 Şubat darbe sürecine yönelik davada, mahkeme kararının bugün açıklandığını belirterek, 21 sanığın müebbet hapis cezasına çarptırıldığını, 68 sanığın beraatine hükmedildiğini hatırlattı.
10 sanık hakkındaki davanın zaman aşımının dolması, 4 sanık hakkındaki davanın ise ölmüş olmaları nedeniyle düşürüldüğünü kaydeden Kalaycı, ' Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin bu kararı, darbecilere hesap sorulması açısından büyük önem taşıyan tarihi bir karardır.' ifadelerini kullandı.
Kararın temyiz sonucuna göre kesinleşeceğini aktaran Kalaycı, 'Herkes Türk yargısının verdiği karara saygı duymak zorundadır.' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin yakın tarihinde defalarca askeri darbe girişimi ve tecrübesinin yaşandığına dikkati çeken Kalaycı, 1912 Halaskar Zabitan'dan 27 Mayıs'a, 12 Mart'tan 12 Eylül'e, 28 Şubat'tan 15 Temmuz FETÖ ihanetine kadar ülkede fazlasıyla silahlı ve kanun dışı hareket görüldüğüne, demokrasinin birçok defa kesintiye uğradığına işaret etti.
Demokrasiyi askıya alma, millet iradesini yok saymanın ülkeye yapılan en büyük kötülük olduğunu belirten Kalaycı, darbelerin Türkiye'ye on yılları kaybettirmekle kalmadığını, ülkeyi tarihin gerisine de düşürdüğünü vurguladı.
'Darbelerin en fazla mağdurlarından biri de MHP olmuştur'
Türk milletinin darbelerden çok çektiğini, her seferinde darbelerin yıkım ve acı sonuçlarına muhatap kaldığını kaydeden Kalaycı, 'Darbelerin en fazla mağdurlarından biri de MHP olmuştur. Her türlü demokrasi dışı arayışa tavırlı ve karşı olan MHP, tüm darbecilerden hesap sorulmasını hep dile getirmektedir.' açıklamasında bulundu.
Fetullah Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı!
28 Şubat davasında yargılanan sanıklardan bazılarının Fetö ile mücadele ettiklerini açıklamasının aksine o dönem hem darbeciler Gülen'i hem de Gülen onları açık şekilde desteklemişti. Fetullah Gülen, 28 Şubat askeri darbesi kararlarının alındığı MGK kararları sonrasında yaptığı bir konuşmasında MGK'yı yüceltmiş, MGK'nın sevap kazandığını iddia etmişti. Gülen ve medyası bu süreçte Erbakan-Çiller hükümetini de çekip gitmesi için açıkça uyarmaktan çekinmemişti. Hükümetin bu süreçte devrilmesinin ardından başbakan olan Bülent Ecevit'in Fetö'ye verdiği destek ise çok açıktı. O kadar ki Gülen, 'Ahirette şefaat edeceğim tek kişi varsa o da Ecevit'tir' diyerek ona olan minnettarlığını bildirmişti.
Fetullah Gülen'in 28 Şubat 1997'deki askeri darbenin hemen ardından 1997 yılında katıldığı bir TV programında din ve vicdan özgürlüğünü ayaklar altına alınmasına, siyasi partilerin kapatılmasına, başörtüsü yasağının sokaklara taşmasına neden olan MGK kararlarına destek vermişti. Gülen'in Gazeteci Yalçın Doğan'a yaptığı açıklamalar ibretlikti: 'MGK içtihat makamındadır, bana göre masumdur hata da yapsa bir sevap alır' demişti.
Gülen'in 28 Şubat'ta MGK'nın sevap işlediğini iddia ettiği o konuşmasını izlemek için tıklayın
GÜLEN: MGK İÇTİHAT MAKAMIDIR
Milli Güvenlik Kurulu kararlarıyla din ve inanç özgürlüğünün ayaklar altına alındığı, başörtüsü yasağının sokaklara kadar taştığı, siyasi partilerin komik gerekçelerle kapatıldığı günlerde bir TV programına katılan Fetullah Gülen tüm sorumluluğu REFAHYOL Hükümeti'ne yüklerken MGK hakkında sorulan sorulara şu cevabı veriyordu:
'Mesela şimdi onlar da şöyle düşünüyorlarsa, biz burada milli güvenlik, milletimizin güvenliğini şayet koruma mevkiinde bulunuyorsak ister gerçekten öyle olsun ister bizim içtihatlarımıza, algılamalarımıza göre şu gelişmelerde rejim için şayet bir tehlike ise bizim sorumluluğumuz altındadır bunlara müdahale etmek. Müdahale etmediğimiz zaman tarih önünde suçlu oluruz mülahazasıyla hareket ediliyorsa meseleyi böyle algılıyorsa bana göre onlar masumdurlar. Eğer işin içinde bir hata varsa bu içtihat hatasıdır. Hatta fakihlerin mülahazasıyla da yaklaşılabilir, içtihattaki hatalar bir sevap kazandırır, isabet olursa iki sevap kazandırır mülahazası.'
(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
Çiller davayı sarstı: 28 Şubat darbedir
28 Şubat davası duruşmaları
28 Şubat soruşturması manşetlerimiz
28 Şubat süreci manşetlerimiz
28 Şubat davasında 'paralel' tartışması
28 Şubat iddianamesinde arama yap
Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı
Paralel yapı-28 Şubat süreci
(14 Nisan 2018, 14:19)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: