İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün (FSM) kapatılması sırasında çıkan olaylarda 3 kişinin şehit edilmesi, 49 kişinin de yaralanmasına ilişkin 15 tutuklu sanığın yargılandığı dava sona erdi. Mahkeme, 13 tutuklu sanığı 'Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 2 sanığı da müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti, bazı sanıkların ek olarak çeşitli suçlardan hapis cezasına çarptırılmasına da hükmetti.
07.04.2018 19:04 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün (FSM) kapatılması sırasında çıkan olaylarda 3 kişinin şehit edilmesi, 49 kişinin de yaralanmasına ilişkin 15 tutuklu sanığın yargılandığı dava sona erdi.
02.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Büyükçekmece Mimar Sinan Spor Salonu'nda yapılan duruşmaya, 15 tutuklu sanık, taraf avukatları, müştekiler ve izleyiciler katıldı.
Duruşmada, mahkemeye gelen evraklar okundu.
Mahkeme Başkanı Mustafa Çakar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan, kamuoyunda 'ankesörle telefon soruşturması' olarak bilinen soruşturma kapsamında, bir ankesörlü telefondan tutuklu sanık eski Binbaşı Muhammet Hanifi Ertosun'un cep telefonunun 3 kere arandığının tespit edildiğine ilişkin yazı geldiğini söyledi.
Başbakanlık ve bazı müştekilerin avukatı Yasin Şamlı, esas hakkındaki savunmalara geçilmeden önce söz alarak, mahkemeye esas hakkında beyanlarda bulundu.
Cumhuriyet tarihinin gördüğü en büyük ihanetlerden biri olan 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle açılan davalarda sanıkların savunmalarının ana unsurunu, Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi'nin (KOKTOD) oluşturmakta olduğunu ifade eden Şamlı, şöyle konuştu:
'Sanıklar 15 Temmuz gecesi terör ihbarı olduğunu ve kolluk kuvvetlerine yani polise destek vermek üzere sokağa çıktıklarını ifade etmekte, kendilerini bu şekilde savunmaya çalışmaktadırlar. Bu bakımdan öncelikle KOKTOD'u düzenleyen mevzuata kısaca bakmakta fayda vardır. 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11'inci Maddesi'nden bir bölümü 'Vali, il sınırları içinde bulunan genel ve özel bütün kolluk kuvvet ve teşkilatının amiridir. Suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumak için gereken tedbirleri alır. Bu maksatla devletin genel ve özel kolluk kuvvetlerini istihdam eder, bu teşkilat amir ve memurları vali tarafından verilen emirleri derhal yerine getirmekle yükümlüdür. İl sınırları içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanması ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir. Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri alır. Jandarma, polis, gümrük muhafaza ve diğer özel kolluk kuvvetlerinin bütün ast ve üstlerinin il içine münhasır olmak üzere geçici veya sürekli olarak vali tarafından yerleri değiştirilebilir ve bundan hemen İçişleri, Gümrük ve Tekel Bakanlıklarına bilgi verir. Valiler, ilde çıkabilecek veya çıkan olayların, emrindeki kuvvetlerle önlenmesini mümkün görmedikleri veya önleyemedikleri; aldıkları tedbirlerin bu kuvvetlerle uygulanmasını mümkün görmedikleri veya uygulayamadıkları takdirde, diğer illerin kolluk kuvvetleriyle bu iş için tahsis edilen diğer kuvvetlerden yararlanmak amacıyla, İçişleri Bakanlığı'ndan ve gerekirse Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın sınır birlikleri dahil olmak üzere en yakın kara, deniz ve hava birlik komutanlığından mümkün olan en hızlı vasıtalar ile müracaat ederek yardım isterler. Bu durumlarda ihtiyaç duyulan kuvvetlerin İçişleri Bakanlığı'ndan veya askeri birliklerden veya her iki makamdan talep edilmesi hususu, yardım talebinde bulunan vali tarafından takdir edilir. Valinin yaptığı yardım istemi geciktirilmeksizin yerine getirilir. Acil durumlarda bu istek sonradan yazılı şekle dönüştürülmek kaydıyla sözlü olarak yapılabilir. Vali tarafından askeri birliklerden yardım istenmesi halinde; muhtemel olaylar için istenen askeri kuvvet, valinin görüşü alınarak olaylara hızla el koymaya uygun yerde, cereyan eden olaylar için ise olay yerinde hazır bulundurulur. Olayların niteliğine göre istenen askeri kuvvetin çapı, vali ile koordine edilerek askeri birliğin komutanı tarafından, görevde kalış süresi, askeri birliğin komutanı ile koordine edilerek vali tarafından belirlenir.' hükmünü taşımaktadır.'
Maddede görüldüğü gibi KOKTOD'da bütün yetki, inisiyatif ve görevin valilere verildiğini belirten Şamlı, askeri bir birliğin KOKTOD kapsamında kışlasından çıkarılmasının valinin talebiyle polise yardım için çıkabileceğini kaydetti.
Bu noktada iki hususu hatırlatmak istediğini dile getiren Yasin Şamlı, 'Birincisi: KOKTOD gereği kışlasından çıktığını iddia eden darbecilerin ilk işi, emrine girmesi gereken valiliği işgal etmek olmuştur. İkincisi: KOKTOD kapsamında birliğinden çıkan askerler, olay yerine gelip polislere yardım ederler. 15 Temmuz darbecilerinin ilk icraatlarından biri ise resmi polis memurlarının silahlarını silah zoruyla almak ve resmi araçlarını gasp etmek olmuştur.' diye konuştu.
Askerin ancak sivil otoritenin emrini yerine getirdiğini, askerin memur olduğunu, memurun ancak emredileni yaptığını vurgulayan Şamlı, 'Askerin nihai amiri ve başkomutanı Cumhurbaşkanıdır. Üzücüdür ki 'darbe gecesi biz ancak verilen emre itaat ederiz' diyen darbeciler, başkomutanın emrine değil darbecilerin emrine itaat etmeyi tercih etmişlerdir. Bu hal dahi bütün savunmalarını geçersiz hale getirmektedir. Dolayısıyla, sanıkların darbe girişimine ilişkin konusu suç teşkil eden eylemlerine, hukuki açıdan mesnet kılmaya çalıştıkları mezkur yasal düzenlemelerin; hiçbir şekil ve de surette savunmalarını haklı çıkarmadığı, çıkarmayacağı açıktır.' dedi.
Avukat Yasin Şamlı sözlerinin devamında şunları söyledi:
'Son olarak KOKTOD, mevzuatının özünden de anlaşılacağı üzere, askeri unsurların terör olaylarında veya toplumsal olaylarda kolluk kuvvetlerine, polislere yardım etmesinden ibarettir. Dünyanın her yerinde görüldüğü üzere bir ülkede gerçekleşen toplumsal olaylar veya terör olayları, bir veya en çok birkaç şehir merkezinde olur. 15 Temmuz gecesinde ise darbeciler ülke genelinde bulunan il ve ilçelerin meydanlarını, köprülerini, kamu binalarını işgal etmişlerdir. 15 Temmuz gecesi bir tek terör olayı veya toplumsal olay olmadığı gibi darbe isnadı ile yargılanan sanıkların bir tanesi bile bir toplumsal olaya veya terör olayına rastladığını ve müdahale ettiğini iddia dahi etmemiştir.'
Duruşmada, esas hakkındaki savunmalara geçildi. Sanıklar, yaptıkları savunmalarda, mütalaaya katılmadıklarını söyleyerek, haklarındaki suçlamaları reddedip beraatlerini talep etti.
Duruşma, diğer sanıkların esas hakkındaki savunmalarının alınması için yarına ertelendi.
04.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Büyükçekmece Mimar Sinan Spor Salonu'nda yapılan duruşmaya, 15 tutuklu sanık, taraf avukatları, müştekiler ve izleyiciler katıldı.
Duruşmada, sanıklar esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını tamamladı.
Sanıkların son sözlerini söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Mustafa Çakar, kararı saat 16.00'da açıklayacaklarını belirterek, duruşmaya ara verdi.
Aranın ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı.
Mahkeme, 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek' suçundan tutuklu sanıklar eski Yarbay Adnan Uygun, eski Binbaşı Muhammet Hanifi Ertosun, eski Yüzbaşı Bahadır Köse, eski Üsteğmen Mustafa Ceyhan, eski Astsubay Hilmi Ertuğrul, eski Uzman Çavuşlar Seyit Ahmet Gündüz, Ferhat Kaymakçı, Murat Berkmen, Ebubekir Yücel, Caner Omay, Erçin Keskin, Mustafa Eskici ve Azim Alan'a ağırlaştırılmış müebbet, eski Uzman Çavuşlar Oğuz Aktürk ve Olcay Ümüt'e müebbet hapis cezası verdi.
Çeşitli suçlardan 810 yıl hapis
Sanık Adnan Uygun'a, maktul Hasan Kaya'yı 'kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Murat Berkmen, Ferhat Kaymakçı ve Ebubekir Yücel'e maktul İsmail Kefal'i, Mustafa Ceyhan ve Seyit Ahmet Gündüz'e maktul Şükrü Bayrakçı'yı 'kasten öldürme' suçundan ayrı ayrı müebbet hapis cezası verilmesi kararlaştırıldı.
Heyet, eski Yarbay Adnan Uygun'a, 40 kişiyi, 'kasten öldürmeye teşebbüs' ve 2 kişiyi 'kasten yaralama' suçlarından 810 yıl 6 ay hapis cezası verilmesine hükmetti.
Muhammet Hanifi Ertosun'a, 32 kişiyi 'kasten öldürmeye teşebbüs', 1 kişiyi 'silahlı tehdit', 1 kişiyi 'kasten yaralama' suçlarından 654 yıl hapis cezası verilmesini kararlaştıran heyet, Murat Berkmen ve Ferhat Kaymakçı'ya 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'kasten yaralama' ve 'trafiği tehlikeye sokmak' suçlarından 701 yıl 3 ay, Ebubekir Yücel'e 'kasten öldürmeye teşebbüs' ve 'kasten yaralama' suçlarından 699 yıl 3 ay hapis cezası verdi.
Mahkeme heyeti, Mustafa Ceyhan'a 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'kasten yaralama', 'mala zarar verme' ve 'trafiği tehlikeye sokmak' suçlarından 645 yıl 6 ay, Seyit Ahmet Gündüz'e 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'mala zarar verme' ve 'trafiği tehlikeye sokmak' suçlarından 644 yıl, Hilmi Ertuğrul, Azim Alan ve Caner Omay'a 'kasten öldürmeye teşebbüs' ve 'trafiği tehlikeye sokmak' suçlarından 644 yıl hapis cezası verilmesini kararlaştırdı.
Heyet, Bahadır Köse ve Erçin Keskin'e 'kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan 640 yıl, Mustafa Eskici'ye 'trafiği tehlikeye sokmak' suçundan 2 yıl, Oğuz Aktürk'e aynı suçtan 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi.
Heyet, bütün sanıklar hakkında, 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek', 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçlarından dava açılmışsa da 'anayasayı ihlal' suçundan mahkumiyet kararı verildiğinden ve bahsedilen suçların 'geçitli suç' kuralları çerçevesinde eridiği anlaşıldığından bu suçlardan sanıklara ayrı ayrı ceza verilmesine yer olmadığına hükmetti.
Mahkeme heyetinin kararını okumasının ardından sanıkların salondan çıkartılması sırasında bir sanığın, 'Bu yüzü unutmayın, görüşeceğiz.' dediği duyuldu.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 15 Temmuz darbe girişiminde FSM Köprüsü'nün tek taraflı kapatılması için o bölgeye sevk edilen bir yarbay, bir binbaşı, bir yüzbaşı, bir üsteğmen, 10 uzman çavuş ve 47 er olmak üzere toplam 61 sanığın eylemlerine yer veriliyor.
Darbe girişimini protesto etmek için köprüye giden vatandaşlardan Hasan Kaya, İsmail Kefal ve Şükrü Bayrakçı'nın şehit edildiği, 31'i ağır 49 kişinin de yaralandığı ifade edilen iddianamede, bu olaylara ilişkin detaylar anlatılıyor.
Köprüde, Hasan Kaya'nın şehit olmasından sanıklardan eski Yarbay Adnan Uygun'un sorumlu olduğu, İsmail Kefal'i uzman çavuşlar Ferhat Kaymakcı, Murat Berkmen ve Ebubekir Yücel'in kullandığı aracın tankla ezmesi sonucu hayatını kaybettiği belirtilen iddianamede, Şükrü Bayrakçı'yı ise Üsteğmen Mustafa Ceyhan ve Uzman Çavuş Seyit Ahmet Gündüz'ün öldürdüğü kaydediliyor.
İddianamede, sanıkların 'anayasayı ihlal', 'TBMM ile Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'kasten öldürme', 'silahlı terör örgütü üyeliği', 'kasten öldürmeye teşebbüs etme', 'silahla kasten yaralama', 'trafik güvenliğini tehlikeye sokma' ve 'silahlı terör örgütüne yardım etme' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ile çeşitli oranlarda hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyor.
Davada daha önce verilen kararda, 46 tutuksuz erin dosyası ayrılmıştı.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-05 Temmuz (2017) 'İstanbul 15 sanık (ilk 61) Darbe/Fatih Köprüsü İşgali' davası (bitti)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(07 Nisan 2018, 19:04)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: