Konya'da, FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında, 161'i tutuklu 478 kişinin yargılandığı davaya sanıkların mütalaaya karşı son savunmalarının alınmasıyla devam edildi.
31.03.2018 18:18 Konya'da, FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında, 161'i tutuklu 478 kişinin yargılandığı davaya sanıkların mütalaaya karşı son savunmalarının alınmasıyla devam edildi.
26.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesince merkez Meram ilçesindeki Fatih Sultan Mehmet Spor Salonu'nda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz bazı sanıklar, sanık yakınları ile taraf avukatları katıldı.
Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak tutuksuz yargılanan Mustafa A. FETÖ/PDY hakkında bildiklerini samimi şekilde anlattığını, örgütün kurumlarında geçimini sağlamak için çalıştığını belirtti.
Suçsuz olduğunu öne süren Mustafa A. 'Bu örgütün böyle bir ihanet şebekesine dönüşeceğini bilseydim içlerine girmezdim. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum.' dedi.
Tutuklu sanıklardan Celalettin Bozkurt ise örgütün eğitim kurumlarında 2006 yılında idarecilik yapmaya başladığını, bir terörist olarak anılmaktan dolayı üzgün olduğunu ifade etti.
Eğitim kurumunda çalışmanın suç sayılamayacağını savunan Bozkurt, 'Müdür olarak çalıştığım kurum, çok donanımlı ve başarılı olduğu için, sadece örgüt mensuplarının değil, iş adamları ve bürokrasinin de çocuklarını getirdiği bir kurumdu. Böyle bir kurumun klasik 'cemaat okulu' olarak adlandırılması doğru değildir.' diye konuştu.
Bozkurt, kurumda yoğun tempoda çalışması nedeniyle sohbet hocalığı yapmasının olanaksız olduğunu iddia etti.
Yaptığı gezilerin örgüt faaliyeti olmadığını ileri süren Bozkurt, 'Ben bir eğitimciyim. Gittiğimiz yerler de okullarla ilgili, tamamen eğitim maksatlı yapmış olduğum gezilerdir. Aynı zamanda Bank Asya'yı kurtarmak için örgütün talimatı doğrultusunda hesap açmadım. Bu beyanlar gerçek dışıdır.' dedi.
Tutuklu sanıklardan Murat Yıldız da suçsuz olduğunu öne sürerek, tahliyesini talep etti.
Örgütün çeşitli kurumlarında 2010 yılına kadar geçimini sağlamak için çalıştığını iddia eden Yıldız, 'Ben 20 aydır, işlemediğim bir suçtan dolayı tutukluyum. Hakkımda, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak büyük bölge imamlığı yaptığımı ifade eden kişinin beyanları yalandır.' diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan Mustafa Koç ise mütalaada yer alan terör örgütüne üye olma suçlamasını reddetti.
Darbe girişimini gerçekleştiren kişilerle aynı şekilde yargılanmasının doğru olmadığını öne süren Koç, 'Hakkımda isnat edilen Karatay eyaletinde büyük bölge imamlığı yaptığım konusu yalandır. Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum.' ifadelerini kullandı.
Duruşma, sanıkların mütalaaya karşı savunmalarının alınmasıyla yarın da devam edecek.
27.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesince merkez Meram ilçesindeki Fatih Sultan Mehmet Spor Salonu'nda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz bazı sanıklar, sanık yakınları ile taraf avukatları katıldı.
Tutuksuz sanıklardan Sıtkı A, yaşamı boyunca hiçbir örgütsel faaliyette bulunmadığını öne sürdü.
Üniversite eğitimi için 2005 yılında Konya'ya geldiğini belirten Sıtkı A, 'Maddi imkansızlıklar dolayısıyla ilk iki yıl örgüte ait öğrenci evlerinde kaldım. Ancak mütalaada iddia edildiği gibi ev abiliği yapmadım. Daha sonra yurtlarında kalmam karşılığında yine yurtlarda kalan öğrencilere matematik dersi verdim. Aileme maddi olarak yük olmak istemediğim için bu şekilde çalıştım.' ifadelerini kullandı.
Mezun olduktan sonra KPSS'ye hazırlanırken ekonomik olarak hayatını idame ettirmek için örgüte ait bazı kurumlarda kısa süre çalıştığını anlatan Sıtkı A, '2012 yılında girdiğim KPSS puanımla 2013 yılında, 17-25 Aralık olaylarından önce SGK'da icra memuru olarak göreve başladım. Bu sırada geçmişte çalıştığım örgüt kurumlarıyla karşı karşıya geldiğim, o kurumlara mesleğim gereği haciz işlemleri gerçekleştirdiğim olmuştur.' diye konuştu.
Sıtkı A, hakkındaki tanık beyanlarının asılsız olduğunu ve 2013 yılı öncesine dayandığını iddia etti.
Tutuksuz sanıklardan Muzaffer A. da hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
Şu ana kadar devlet aleyhinde hiçbir eylem ve faaliyette bulunmadığını savunan Muzaffer A, mütalaada yer alan, üst düzey mütevelli olduğuna ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğunu öne sürdü.
Muzaffer A, hakkındaki tanık beyanlarının soyut ifadelerden oluştuğunu ve tamamının 17-25 Aralık olayları öncesine dayandığını iddia etti.
Örgüte ait Aktif İş Adamları ve Sanayiciler Derneği'ne (AKTİSAD) 2000 yılında üye olduğunu kabul eden Muzaffer A, şöyle devam etti:
'Buradaki üyeliğimden kendi isteğimle 2006 yılında ayrıldım. Örgüte ait şirketlerde hissedarlığımla ilgili beyanlar da 15 Temmuz'dan 10-15 yıl öncesine dayanmaktadır. Tarih itibarıyla bu durumun aleyhimde değerlendirileceğini düşünmüyorum. Amerika'ya, öğrenci olan oğlumu ziyaret için gittim. Almanya'ya ise 2000 yılında ticari faaliyetlerim kapsamında gittim. Yemen seyahati ise Konya Ticaret Odası öncülüğünde düzenlenen, dönemin önemli bürokratlarının ve siyasetçilerinin katıldığı bir geziydi. Örgütsel bir gezi değildi.'
Duruşma, sanık beyanlarının alınmasıyla öğleden sonra devam edecek.
Tutuksuz sanıklardan Ekrem P, mazereti dolayısıyla duruşmaya katılmazken, avukatı Tümer Zeytin, sanığın esasa ilişkin savunmasını mahkeme heyetine sundu.
Savunmada, sanığın üniversiteden mezun olduktan sonra örgüt içinde çeşitli görevler aldığı, yapının terör örgütü olduğunu bilmeden bazı eylem ve faaliyetlere katıldığı belirtildi.
Ekrem P'nin örgütün Konya ve bir dönem de Ankara'daki yapılanmasında bulunduğunu kabul ettiği savunmasında, şunlar yer aldı:
'İçinde bulunduğum dönem cemaat olarak bildiğim bu yapıda yer aldığım dönem edindiğim bilgileri samimiyetimle anlattım. Örgüt içinde çeşitli görevlerde, birimlerde bulunan şahısların tespitine katkı sundum. Hem Konya hem de Ankara yapılanmasının işleyişiyle ilgili bildiklerimi belirttim. Çünkü ben hiçbir zaman devlet aleyhinde bir yapılanma içinde yer almak istemedim. O dönem bu yapının bir terör örgütü olduğunu farketseydim, asla içerisinde yer almazdım. Örgüt içindeyken hepimiz hipnotize olmuş gibiydik. Kendimize verilen emir ve komutlara koşulsuz, şartsız, düşünmeden itaat ediyorduk. Dönüp o günlere bakınca hayret ediyorum.'
'Üst düzey mütevelli olma şartlarını sağlayan bir kişi değilim'
Tutuksuz sanıklardan Ahmet B. de mütalaada yer alan, örgütte üst düzey mütevelli grubunda görev aldığına ilişkin suçlamaları reddetti.
Ahmet B, 2009 yılında ekonomik sıkıntılar yaşadığını söyleyerek, şu ifadelere yer verdi:
'Üst düzey mütevelli olma şartlarından bazıları, örgüte finans sağlamak, bu nedenle maddi durumunun iyi olması ve örgüte insan kazandırmak gibi maddeler. Ben üst düzey mütevelli olma şartlarını sağlayan bir kişi değilim. 2009 yılında girdiğim mali kriz nedeniyle, zekat vermeyi bırakın zekat alacak duruma düştüm. Hakkımda bu yöndeki iki tanık beyanı asılsız ve soyut ifadelerden ibarettir. Zaten HTS kayıtlarım incelendiğinde de üst mütevelli olmadığım, örgütte üst düzey denilebilecek isimlerle görüşmediğim anlaşılacaktır.'
Örgüte ait bir dershanenin 2007-2010 yıllarında yönetim kurulunda görev aldığını kabul eden Ahmet B, 'Yönetimde icabeten duruyorduk, bir yetkimiz yoktu.' dedi.
Ahmet B, örgütün bazı sohbet toplantılarına katıldığını dile getirerek, '2000'li yıllarda bu örgütle tanıştığımda, tamamen milli ve dini duygular taşıyordum. Başka hiçbir niyetim yoktu. Bir terör örgütü olduğunu bilsem bu yapı içinde hiç bulunmazdım.' diye konuştu.
Bank Asya'daki hesap hareketlerinin rutin bankacılık işlemlerinden ibaret olduğunu savunan Ahmet B, yurt dışı gezilerinin ise örgütsel faaliyet kapsamında olmadığını öne sürdü.
Duruşma, sanıkların esasa ilişkin savunmalarıyla yarın devam edecek.
28.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesince merkez Meram ilçesindeki Fatih Sultan Mehmet Spor Salonu'nda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz bazı sanıklar, sanık yakınları ile taraf avukatları katıldı.
Tutuklu sanıklardan Emrah Kurt, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
Sözüne itibar edilemeyecek tanıkların kendisi hakkında beyanda bulunduğunu öne süren Kurt, 'Hayatım boyunca hiçbir terör örgütüne üye olmuş, bir terör yapılanması içinde yer almış değilim.' dedi.
Kurt, yapıyla, çalıştığı kurum dolayısıyla tanışmak durumunda kaldığını savunarak, şunları kaydetti:
'Eğitim hayatım boyunca bu yapıya ait okullarda, dershanelerde okumadım, yurtlarında veya evlerinde kalmadım. Yalnızca geçimimi sağlamak amacıyla yapıya ait bir yurtta sözleşmeli personel olarak çalıştım. Burada şartları bana uygun olduğu için çalışıp, hiçbir örgütsel eylem ya da faaliyette bulunmadım. Şartları daha iyi bir iş bulabilmiş olsam orada çalışırdım.'
Kurt, Bank Asya hesabında ise iki işlem göründüğünü, bunların rutin bankacılık işlemlerinden ibaret olduğunu öne sürdü.
Tutuksuz sanıklardan Kadir A. da geçmişte bu yapılanmanın içerisinde yer aldığını ancak hiçbir zaman suç kastı taşımadığını iddia etti.
Kadir A, 'İçinde bulunduğum dönem herkes tarafından cemaat olarak biliniyor, terör örgütü ayağı bilinmiyordu. Terör örgütü olduğunu bilseydim içinde asla yer almazdım. Orada dini duygularımız suistimal edildi.' diye konuştu.
Vatan ve millet aleyhine hiçbir eylemde bulunmadığını belirten Kadir A, beraatine karar verilmesini talep etti.
Tutuksuz sanıklardan Kazım M. de 2011-2012 yılları arasında yapı içinde 'küçük bölge muhasebeciliği' yaptığını kabul etti.
Kazım M, 'O dönem bu yapının bir terör örgütü olduğunu bilmiyorduk. Şimdi istemeyerek de olsa bir dönem içinde yer aldığım için çok pişmanım.' ifadesini kullandı.
Duruşma, tutuklu ve tutuksuz sanıkların esasa ilişkin son savunmalarının tamamlanmasının ardından, kararın açıklanacağı 25 Nisan'a ertelendi.
Paralel yapı-21 Temmuz (2017) 'Konya 414 sanık (ilk 478/486) Hava Kuv.Yap./Darbeye destek' davası
(31 Mart 2018, 18:18)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: