İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgüt'nün (FETÖ) şifreli mesajlaşma programı ByLock'u kullandığı belirlenen ve 17-25 Aralık gibi kumpas soruşturmalarında görev alan FETÖ sanığı eski emniyet müdürlerinin eşleri ve kardeşlerinin de aralarında bulunduğu 12 tutuklu sanığın yargılanmasına devam edildi.
31.03.2018 16:17 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgüt'nün (FETÖ) şifreli mesajlaşma programı ByLock'u kullandığı belirlenen ve 17-25 Aralık gibi kumpas soruşturmalarında görev alan FETÖ sanığı eski emniyet müdürlerinin eşleri ve kardeşlerinin de aralarında bulunduğu 12 tutuklu sanığın yargılanmasına devam edildi.
İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgüt'nün (FETÖ) şifreli mesajlaşma programı ByLock'u kullandığı belirlenen ve 17-25 Aralık gibi kumpas soruşturmalarında görev alan FETÖ sanığı eski emniyet müdürlerinin eşleri ve kardeşlerinin de aralarında bulunduğu 12 tutuklu sanığın yargılanmasına devam edildi.
29 Mart'ta İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Esra Filiz Saygılı, Ayşe Arıkanoğlu, Sümeyye Aksoy, Fatmagül Durmuş, Hatice Gök, Huri Yılmaz, Rabia Ataç, Zeliha Özlem Açıkgöz, Nurcan Kunt, Neslihan Sönmez, Selda Özdemir ve Faruk Serdar Köse ile avukatları katıldı.
Savunması alınan FETÖ sanığı eski emniyet müdürü Yakub Saygılı'nın eşi Esra Filiz Saygılı, şüphe üzerine 5 aydır tutuklu olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
'Yakub Saygılı'nın eşi olmam dışında, iddianamedeki hiçbir değerlendirmeye katılmıyorum. İddianamede yazılan telefon numarası bana ait değildir. ByLock'u televizyondan duydum. Bunu indirmedim ve kullanmadım. 4 yıldır eşini cezaevinde bekleyen bir insanım. 70 yaşın üzerinde, sağlık problemleri olan anne ve babamla beraberim. 13, 10 ve 3 yaşlarında 3 çocuğumla hayat mücadelesi veren bir ev hanımıyım.'
Eşinin üzerine kayıtlı fiber internet hattından BuLock'u indirip kullandığı iddiasını kabul etmeyen Saygılı, o dönemde eşinin tutuklanması ve yeni doğum yapmış olması nedeniyle emniyet camiasından tanımadığı çok kişinin geçmiş olsun ziyaretine geldiğini, onlara güvenerek isteyenlere interneti kullandırdıklarını, bu gelenlerin programı indirmiş olabileceğini söyledi.
Saygılı, ByLock kullanıcı adının kızlarının isimlerindeki harflerden oluştuğu iddiasına ilişkin, 'Eşim tutuklandıktan sonra dostumuz kadar düşmanımız olduğunu da fark ettim. Bu nedenle İstanbul'dan Bursa'ya, anneme taşındık. Arada eve gelip gidiyorduk. Oturduğum sitede çocuklarımın ismini herkes biliyor. İnternet şifresi açıktı. Eve gelenlere veriyorduk. Gelenler kullanmış olabilir. Bursa'da yaşarken dahi bu programı kullandığım yazılıyor.' diye konuştu.
Mahkeme başkanının 'FETÖ hakkındaki düşüncelerin nedir?' sorusu üzerine Saygılı 'Örgütün kötü yüzü olduğunu düşünüyorum ama ben bunun içinde asla yer alamam.' dedi.
'Sağlık sorunları yaşıyorum'
FETÖ sanığı eski emniyet amiri Kazım Aksoy'un eşi Sümeyye Aksoy da, kayınvalidesinin vefatı nedeniyle savunmasını hazırlayamadığını belirterek, tahliye talebinde bulundu.
Eşinin 4 yıldır tutuklu olduğunu dile getiren Aksoy, şunları anlattı:
'10 yaşındaki kızımla yaşarken gözaltına alındım. Oğlum 18 yaşında yetişkin oldu. Tek derdim çocuklarımın bakımıyla, psikolojik sorunlarıyla ilgilenmek oldu. Babasına düşkün olan kızım şimdi benden de ayrı kalmak zorunda kaldı. Eşim tutuklandıktan sonra annesi ve babası üzüntüden kısmi felç geçirdi. Kahramanmaraş'ta oldukları için oğullarını ziyarete gelemediler. Benden bilgi alıyorlardı. Benim tutuklandığım onlara söylenmedi. Kayınvalidemin ısrarla beni sorması üzerine tutuklandığımı şubatta söylediler. Üzüntüden hastalandı, 11 gün yoğun bakımda kaldı, 18 Mart'ta da vefat etti. Kendi annem ve babam da 70-80 yaşlarında. Bastonsuz yürüyemezler. Kızım onların yanında. Kocaeli'ne cezaevine ziyaretime gelemiyorlar. Ben de hastayım. Doğuştan duruş bozukluğu sorunum var. Kırık kalça kemiği ve eklem kıkırdak ameliyatı geçirdim. Yeniden ameliyat olmam gerekiyor. Nezarethane 15 gün, cezaevinde hücrede de 20 gün kaldım. Sağlık sorunları yaşıyorum. Kayınvalidemin vefatından dolayı psikolojim bozuldu. Savunma hazırlayamadım.'
'ByLock'u kullanmayı gerektirecek bir hayatım yok'
FETÖ sanığı eski polis amiri Ayhan Arıkanoğlu'nun eşi Ayşe Arıkanoğlu ise hakkındaki suçlamaları reddetti.
Eşinin üzerine kayıtlı telefonda ByLock kullandığının iddia edildiğini dile getiren Arıkanoğlu, şunları söyledi:
'Ben bu hattı 10-12 yıldır kullanıyorum. Eşim de aynı numarayla alakalı ByLock iddiasından tutuklanmış. Aynı eylemden iki kişi tutuklanmış. ByLock'u kullanmayı gerektirecek bir hayatım yok. 2,5 yaşındaki çocuğumdan mahrumum. Babası tutukluyken doğum yaptım. Eşim tutukluyken birçok meslektaşının eşi beni 'hayırlı olsun' diye aradı. Bu kişilerle yaptığım görüşmelerde örgütsel bağ yoktur. Mahrem ablalarla görüştüğüm iddialarını kabul etmiyorum. Bu kişilerle aynı baz istasyonunda bulunmam kendileriyle görüştüğüm anlamına gelmez. Bunlarla evvelden beri tanışıyor ve buluşuyor olsam, HTS kayıtlarında irtibat görünürdü. 12 yıl Ziraat Bankasın'da çalıştım. Gözaltına alınan kadar görevime devam ediyordum ancak tutukluluk süremin uzaması nedeniyle banka haklı fesih gerekçesiyle beni çıkardı. 2003'ten bu yana kanser tedavisi gören annemle yaşıyorum, yüzde 60 engeli var, bakımıma muhtaçtır. 9, 7 ve 2,5 yaşındaki çocuklarım 5 aydır annelerinden mahrum, babaları da 3 yıldır tutuklu.'
Duruşmada savunmasını yapan, eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Gaffur Ataç'ın eşi Rabia Ataç, imam hatip lisesi döneminde ve üniversite yıllarında FETÖ gibi zararlı yapılar hakkında bilgilendirildiğini, bunlardan uzak durduğunu, dershanelerine gitmediğini savundu.
Bank Asya'da da hesap açtırmadığını iddia eden Ataç, Eylül 2016'daki KHK ile öğretmenlikten ihraç edildiğini söyledi.
Ankara'da 15 Temmuz akşamı bomba sesleri içinde korkuyla beklediğini anlatan Ataç, savunmasına şöyle devam etti:
'Ben çocuklarımdan 5 aydır ayrı kaldım. Buna dayanamazken yaralanan, şehit olanların ailelerinin acılarını paylaşıyorum. Suçluların cezalandırılmasını istiyorum. ByLock kullanmadım. Kullanmadığım programı aklamak gibi niyetim yok, örgüt kullanmış. ByLock kullanıcı adımın çocuklarımın adı olduğu yazılı. Okul ve evim arası çok kısa. Kızlarımın adını çevrem, komşular, veliler bilir. Eşim tutuklandıktan sonra ciddi hafıza problemi yaşadım. Telefonumu sık sık arkadaşlarda, okulda unuttuğum oldu. Benim tek hayalim, derdim biri 8 yaşında, diğerleri de ikiz olan 5 yaşındaki kızlarımın yanında olmak. Onlar olmadan hayatımın bir anlamı yok.'
Duruşmada savunmasını yapan diğer tutuklu sanıklar da tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, haklarında daha önce FETÖ'den dava açılan ve 17-25 Aralık gibi kumpas soruşturmalarında görev alan aralarında Yakub Saygılı, Ömer Köse, Kazım Aksoy, Gaffur Ataç gibi eski emniyet müdürleri ve polislerin, eşleri ve kardeşlerinin de ByLock programını kullanması üzerine yürütülen soruşturma tamamlandı.
Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, dönemin İstanbul Mali Suçlarla Şube Müdürü Yakub Saygılı'nın eşi Esra Filiz Saygılı, dönemin Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Teknik Büro Amiri Ayhan Arıkanoğlu'nun eşi Hatice Arıkanoğlu, eski Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Kazım Aksoy'un eşi Sümeyye Aksoy, Selam Tevhid davasının sanığı eski emniyet amiri Kürşat Durmuş'un eşi Fatmagül Durmuş, eski emniyet amiri ve FETÖ'den tutuklu Said Gök'ün eşi Hatice Gök, yine FETÖ'nün yasa dışı dinleme davasında firari olarak aranan eski istihbaratçı polis müdürü Mesut Yılmaz'ın eşi Huri Yılmaz, eski Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Gaffur Ataç'ın eşi Rabia Ataç, eski Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Osman Özgür Açıkgöz'ün eşi Zeliha Özlem Açıkgöz, 25 Aralık darbeye teşebbüs davasının sanığı Mehmet Habib Kunt'un eşi Nurcan Kunt, İstihbarat Şube'de kısım amirliği yapan eski Başkomiser Abdülhalim Sönmez'in eşi Neslihan Sönmez ile eski Terörle Mücadele Şube Müdürü, birçok FETÖ davasının sanığı Ömer Köse'nin kardeşi Selda Özdemir ve oğlu Faruk Serdar Köse, 'sanık' sıfatıyla yer alıyor.
İddianamede, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istenen tüm sanıkların, örgütün şifreli mesajlaşma programı ByLock kullanıcısı olduğu belirtiliyor.
Sanıkların kullandığı belirlenen ByLock programına giriş şifreleri, kullanıcı adları ve bulundukları gruplara yer verilen iddianamede, HTS kayıtları, söz konusu programdaki yazışmalarına da yer veriliyor. Sanıkların yazışmalarında, 'mahrem imamlar'ın aldıkları talimatları birbirlerine aktardıkları, örgüte bağışta bulunma, Bank Asya'ya para yatırma konusunda telkinde bulundukları belirtiliyor.
İddianamede, sanıkların örgütten haklarında dava açılmış şahıslarla yoğun irtibatının bulunduğu, bazı sanıkların 'mahrem imam'larla da irtibatının tespit edildiği vurgulanırken, sanıkların hem kendi aralarında hem de FETÖ'den haklarında adli ve idari soruşturma yürütülen diğer polis şeflerinin eşleri ile ByLock üzerinden irtibat kurdukları belirtiliyor. İddianamede, ele geçirilen dijital delillerin üzerindeki inceleme işlemlerinin sürdüğü ifade ediliyor.
Paralel yapı-20 Şubat (2018) 'İstanbul 18 sanık örgüt mensubu emniyet müdür ve polis eşleri' davası
(31 Mart 2018, 16:17)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: