Mersin'de, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin 32 sanığın yargılandığı davada, aralarında eski Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat Attilla Demirhan ile eski 3. sınıf emniyet müdürü Hasan Basri Dağdelen'in de bulunduğu 2'si polis 8 kişi hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. 9 sanık beraat ederken bunlardan 2'sinin başka mahkemelerdeki 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçlamasından yargılamasına devam edilecek. 2'si subay 11'i polis 13 sanığa 15 ile 7 yıl arası hapis cezaları verildi. Mahkeme ayrıca davada sanık olmayan 2 albay hakkında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.
24.03.2018 22:46 Mersin’de, FETÖ/PYD'nin darbe girişimine ilişkin aralarında örgütün elebaşı Fethullah Gülen ile tutuklu eski Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ve 3'üncü sınıf emniyet müdürü Hasan Basri Dağdelen'in de bulunduğu çoğunluğu rütbeli askerlerden oluşan 32 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
19.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmanın 5. celsesinin ilk oturumuna, bazı sanıklar ve avukatları katıldı.
Cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaaya karşı sanık savunmalarının alınmaya başlandığı duruşmada ilk olarak Demirhan dinlendi.
Demirhan, 90 sayfayı bulan savunmasında, hakkındaki suçlamaları reddederek, örgüt üyesi olmadığını, kendisine kumpas kurulduğunu iddia etti.
Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da izinli olduğunu söyleyen Demirhan, "Ben izin dönüşü olay nedeniyle karargaha gelmeden, yani 22.10'da sıkıyönetim mesajı gelmiş. Bu mesajı alan dönemin Kurbay Başkanı Albay Tayfun Ergi, komutan vekili olmasına rağmen bu mesajdan beni, valiyi ve emniyet müdürünü bilgilendirmiyor. Herkesi atlayarak Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Uşaklıoğlu'nu arıyor. Neden mesajı valiye iletmiyor, neden bana söylemiyor? Ben daha yoldayken bana 'Sıkıyönetim mesajı geldi. Darbe girişimi var.' diyebilirlerdi. Bunlar önemli sorular." dedi.
Demirhan, mesajdan ve darbe girişiminden haberi olmadan önce kendisiyle ilgili planların yapıldığını ileri sürerek, vicdanının rahat olduğunu, suçlu olmadığını öne sürdü.
Tutuklu sanık Dağdelen'in polis telsizden "Sıkıyönetim komutanı" olduğunu anons ettiği iddialarına değinen Demirhan, Dağdelen'i tanımadığını, birliğe gelip kendisini emniyet müdürü olarak tanıttığı için kabul ettiğini ileri sürdü.
O dönemde Emniyet Müdürlüğüne vekalet eden Yakup Usta'ya ulaşamadığı için Dağdelen'in önerisi üzerine telsizi kullandığını savunan Demirhan, darbe anonsu yapmadığını iddia etti.
Demirhan, kanunsuz emir vermediğini, toplanma planı çerçevesinde birliğinin güvenliğini aldığını belirterek, şöyle konuştu:
"Sahil güvenlik gemilerine anonsla sıkıyönetim komutanı olduğunu söylediğim, onlara ateş emri verdiğim, 112 koordinasyon merkezini ele geçirmesini emrettiğim gibi şeyler yalan. Kendi zihinlerinde canavar yaratmaya çalışıyorlar. Bunları iddianameye monte ettiler. Zorlama suçlamalarla, hayatın olağan akışına aykırı iddialarla zorlama tanık ifadeleriyle iddianameyi şekillendirdiler. Kanuna, hukuka aykırı bir emrim yok. Daha ilk ifademiz alınırken dökümanların kenarında vatan haini yazıyordu. Birliğin kamera kayıtlarına derhal el konulmadı. Soruşturma sürecinde sanık lehine tek bir unsur bile toplanmadı. Sarhoşuyla evinde yatanıyla Anamur'dan geleniyle, emeklisiyle darbeci diye yaftaladılar. İddianame taraflı, lehte bir tane bile husus yok."
Hayali iddialarla FETÖ ile ilişkilendirildiğini savunan Demirhan, FETÖ elebaşı Gülen ile görüştüğü ve örgütte yer aldığı şeklinde ifade veren tanıkların yalan söylediğini ileri sürdü.
Demirhan, tanıkların eskiden gelen husumet nedeniyle hakkında asılsız ifade verdiğini iddia ederek, "Hakkımda FETÖ üyesi olduğuma dair kanıt yok. Bunun kesin delillerle ispat edilmesi lazım. Okullarında çocuklarımı okutmuşluğum yok, banka hesaplarını kullanmışlığım yok. Ailemi araştırsınlar, eşim uzaktan akrabam. Bir tanık çıkmış, '1992'de Fetullah Gülen ile birlikte görüştük, o zaman nasıl biri olduğunu bilmiyordum' diyor. Neden gittin? 4-5 sene sonra beni şikayet etmiş. Neden bu kadar bekledin? Bu kişinin akademi sorularını benden aldığına yönelik söylemi de iftira." dedi.
Namlusunun karargaha çevrili olduğunu iddia ettiği sahil güvenlik gemisine ateş emri verdiği iddialarını da yalanlayan Demirhan, söz konusu emrin gemilerin ceridelerinde olmadığını söyledi.
Demirhan, sözde sıkıyönetim mesajını okuduğunu kabul ederek, "Ben karargaha geldiğimde mesajı getirdiler. Mesajı ilk kez orada öğrendim ama ben gelmeden çok önce gelmişti. Mesajı birlikte okuduk, ne yazıyormuş diye okuduk. Sonrasında ben şunu yapalım, bunu yapalım diye emirler vermedim. Tanık olarak dinlenenler de ilk başta 'Evet emir vermedi' dediler." ifadesini kullandı.
Tutuklu sanık Demirhan, birliğin giriş ve çıkışlarını kapattırıp, buralara asker sevketmesinin de birliğin güvenliğini sağlamak için olduğunu iddia etti.
Tutuksuz yargılanan eski uzman çavuş Ahmet Tufan Özbar da hakkındaki suçlamaları reddederek, beraatini talep etti.
Sanıkların ifadesinin ardından mahkeme heyeti, oturumun yarın devam etmesine karar verdi.
20.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmanın 5. celsesinin ikinci oturumuna, bazı sanıklar ve avukatları katıldı.
Tutuklu sanıklardan, TSK'den ihraç edilen eski deniz ikmal binbaşı İlhan Tabur, Cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.
FETÖ üyesi olmadığını, örgütle ilişkilendirilebilecek hiçbir bağlantının bulunmadığını iddia eden Tabur, hakkında sadece bir tanığın ifadesinin olduğunu, kendisini tanımayan bu kişinin yalan söylediğini ileri sürdü.
Tabur, hakkındaki suçlamaların büyük bir kısmının kendisinin Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanlığında olmadığı saatlerde yaşandığını savunarak, "15 Temmuz gecesinde merkeze uzak bir yayladaydım. 15 Temmuz'da acil toplanma gereği çağrıldım ve saat 01.28'de komutanlığa girdim. Hakkımdaki, 'komutanlıkta yapılan toplantıya katıldığım, kumanya hazırlanması emrini verdiğim' gibi iddialar gerçek dışıdır. Beni sıkıyönetim toplantısında varmışım gibi gösterdiler. Bu iddiaların yaşandığı tüm anlarda ben birliğimde bile yoktum. Bu da kamera kayıtlarında ve birliğe giriş kayıtlarında sabittir." dedi.
Birilerinin, sokağa çıkacak askerler için kumanya hazırlatılması emrini verdiğini ancak suçun kendisine atıldığını savunan Tabur, korumaya çalıştığı iddia edilen tutuklu sanık Demirhan'ın yanında gece boyunca sadece 25 dakika bulunduğunu öne sürdü.
Tabur, 15 Temmuz'daki tek amacının çatışma çıkmasını engellemek olduğunu ileri sürerek, şöyle konuştu:
"Ben ne darbeyi savundum, ne de amirali korudum. Ben amirali teslim olmaya ikna eden kişiyim. Gözaltı işlemi için birliğe gelenlere müdahale etmedim. Sadece ikna yönteminin kullanılmasını, kan dökülmemesi gerektiğini söyledim. O gece hiç silah taşımadım. Bugün birileri yargılanıyorsa ve hayattaysa benim sayemdedir."
Tutuksuz yargılanan sanıklardan eski TCG Taşucu Gemisi'nin Komutanı Yüzbaşı Zekeriya Kayalar da FETÖ üyesi olmadığını, hakkında bu konuda delil bulunmadığını ileri sürdü.
Kayalar, yaklaşık 5 yıl önce ankesörlü telefondan yaptığı 8 saniyelik bir konuşma nedeniyle suçlandığını anımsatarak, görüşmeyi hatırlamadığını savundu.
Dönemin Harekat Şube Müdürü eski kurmay yüzbaşı Ali Gül de hakkındaki iddiaları reddederek, FETÖ üyesi olduğuna dair delil bulunmadığını öne sürdü.
Darbe girişiminin yaşandığı gece sadece kendisine verilen emirleri yerine getirdiğini savunan Gül, darbeyi destekleyen bir tutum içerisinde bulunmadığını iddia etti.
"Haftasonları alkol kullanan birisiyim. Hocayla, hacıyla işim olmadı"
Tutuklu sanık Demirhan'ın eski emir astsubayı Hakan Öğüt de hakkındaki suçlamaları reddederek, "15 Temmuz'da iznim gereği Ankara'daydım. Dönemin İl Emniyet Müdürü Rahmi Baştuğ beni arayarak 'Seni tanırız, iyi birisin. Amirali gözaltına alacağız, yardımcı ol' dedi. Ben de birlikte olmadığımı, Ankara'dan döndüğümü söyleyince 'İyi o zaman, birliğe gitme direkt evine git' dedi. Sabah evime gittim. Sonrasında gözaltına alındım." diye konuştu.
Örgütün gizli haberleşme programı Bylock'u kullanmadığını, programın tespit edildiği cihaz ile IP adresinin uyuşmadığını savunan Öğüt, "FETÖ ile en ufak yakınlığım yok. Sosyal çevremde demokrat, Atatürkçü biri olarak bilinirim. Haftasonları alkol kullanan birisiyim. Hocayla, hacıyla işim olmadı. Beraatimi talep ediyorum." ifadesini kullandı.
Eski istihbarat astsubay tutuklu sanık Mehmet Emin Toker de hakkındaki suçlamaları reddederek, "Toplanma planı kapsamındaki emir üzerine birliğime geldim. Dönemin Kurmay Başkanı Albay Tarfun Ergi'nin emirleri doğrultusunda izinli olan Öğüt'ün yerine Demirhan'ın emir astsubayı yapıldım. Cerideyi de yazmam istendi. Emir astsubaylığı çok zor bir iş. İki işi birlikte yapmamı istediler çok sinirlendim. Sonrasında darbe girişimini öğrenince cerideyi bıraktım. Demirhan'ın gözaltına alınmasına karşı çıkmadım. Silahım yoktu." dedi.
O dönem Demirhan'ın şoförlüğünü yapan eski memur Kadir Nevzat Yontkan ise 15 Temmuz'da alkollü olduğunu, çağrıldığı için göreve gelmek zorunda kaldığını savundu.
Yontkan, MP5 otomatik silahla karargah binasında durduğu iddiasına ilişkin de terör saldırısı denilerek verilen emir üzerine silahı aldığını, olayın darbe girişimi olduğunu öğrenmesinin ardından silahı bırakarak bir daha binaya girmediğini iddia etti.
Sanıkların avukatları da müvekkillerinin beraatlerini talep etti.
Mahkeme heyeti, oturumun yarın devam etmesine karar verdi.
21.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmanın 5. celsesinin 3. oturumuna, bazı sanıklar ve avukatlar katıldı.
Bugün eski emniyet Müdürü Dağdelen, Yaşar Şimşek ve kalan tüm sanıklar savunma yaptı. Hakkında ağırlaştırılmış müebbet istenen mütalaaya katılmadığını belirten Dağdelen, darbe girişiminde yer almadığını, örgüt üyesi olmadığını savundu. Resmi görev verilmediği halde Akdeniz Bölge Komutanlığına gitmesine yönelik iddiaya cevap veren Dağdelen, "15 Temmuz'da ailemle evde otururken kapı çaldı. Gelen bir astsubaydı, 'Garnizon komutanına suikast ihtimali var, Genelkurmay'da çatışma oluyor. Paşa sizi görmek istiyor' dedi. Kimliğini gösterdi, garnizonun emniyetle iletişim kurmaya çalıştığını, benim de orada bulunmam gerektiğini iletti. Üst düzey kriz yönetimi uzmanı olduğum için gitmenin doğru olacağını düşündüm. Komutanlığa birlikte gittiğim Seydi Vakkas Fidan ve Yaşar Şimşek'e olayı anlatmadım. Seydi Vakkas Fidan emniyetten arkadaşım, aynı zamanda komşum. Daha önce de bir yere gideceğim zaman yardım istemiştim. Yaşar Şimşek'i de yolda gördüm. Yemek yemek için çıktığını söylemişti. Ben de bir işim var sonra birlikte yeriz diye çağırdım" dedi.
"Demirhan'ın anons ettiği polis telsizi benim"
Darbe girişimini TRT'de bildiri okunana kadar bilmediğini iddia eden Dağdelen, komutanlıkta Demirhan ile görüştüğünü ancak herhangi bir yönlendirmesinin olmadığını belirtti. Demirhan'ın anons yaptığı polis telsizinin kendisine ait olduğunu doğrulayan Dağdelen, "Demirhan, dönemin Emniyet Müdürlüğüne vekalet eden Yakup Usta'ya ulaşamadığını aktardı. Nasıl ulaşırsınız? ya telsizden ya haber merkezden dedim. Bana telsizimi sordu, ben de arabada olduğunu söyledim. Bir görevliyle gitti aldırttı. Ben telefonumla uğraşırken telsizi kullanmış. Engel olmalıydım ama çekindim. İstasyonlara 'Akdeniz Bölge Komutanıyım' dedi ama 'sıkıyönetim komutanıyım, darbe yapıyoruz' gibi bir ifade kullanmadı. Bu telsiz kayıtlarıyla ortaya çıkmıştır. Benim darbeyle alakam yok. Çatışma çıkmaması için taraflar arasında aracılık yaptım. Birliğe gelen polisler ile askerler arasında çıkan gerginliği yatıştırdım" diye konuştu.
Darbe girişimini öğrendikten sonra komutanlıktan ayrılmak istediğini ileri süren Dağdelen, "Linç yemek istemedim. Kapıdaki bazı polislerle önceden husumetimiz vardı, kedi-köpek gibiydik. Komutana söyledim, botla gidebileceğimi iletti. Ben kaçmaya çalışmadım. Kaçmak istesem havadan, karadan kaçardım. Ben Bylock kullanmadım. Eşim bu nedenden dolayı tutuklu. Allah'a inandığım gibi inanıyorum bu işin sorumluları ortaya çıkıp hesap verecek. Bekleyip göreceğim o yüzden beraat istemiyorum" ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanının, "Ciddi bir terör saldırısından bahsedildiğini söylüyorsun. Neden sıralı amirlerine, üstlerine bildirmedin?" sorusu üzerine o dönem Emniyet Müdürlüğüne vekalet eden Yakup Usta'yı aradığını ancak ulaşamadığını savunan Dağdelen, "Kamera kayıtlarını izledik. Komutanlıkta nereye gitsen arkanda silahlı adam var. Neden koruyorlar?" sorusu üzerine de "Bilmiyorum polisim, silaha alışkınım. Rahatsızlık duymadım" şeklinde konuştu.
Tutuklu sanık eski 4. Sınıf Emniyet Müdürü Yaşar Şimşek ise eşinin memlekette olması nedeniyle yemek yemek için 15 Temmuz'da dışarı çıktığını iddia etti. Dağdelen'in kendisini yolda gördüğünü ileri süren Şimşek, "Dağdelen ile telefonda görüşmedim, buluşmak için sözleşmedim. Yolda karşılaştığımızda yemek yiyeceğimi söyledim. Bana, 'bir arkadaşım gelmiş. Onu görüp geleceğim. İstiyorsan gel sonrasında yemek yeriz' dedi. Ben de bu dostça davete bir şey diyemedim ve araca bindim. Araca bindiğimde sonradan sanık Seydi Vakkas Arslan olduğunu tanıdığım kişi de vardı. Komutanlık önünde araçta beklerken radyodan darbe girişimi haberlerini duyduk ve oradan ayrıldık. Ben polis evine, oradan da evime gittim. Açığa alındım, 2 gün sonra da gözaltına alındım. Dağdelen'in oraya ne için gittiğini bilmiyordum. Ben sadece dostça teklifi kabul ettim ve sonrasında yemek yiyeceğimizi düşündüm. Araçtaki Seydi Vakkas Fidan da sanki hatır üzerine gelmiş gibiydi" dedi.
Tutuklu ve tutuksuz yargılanan sanıkların tamamının savunmalarını alan mahkeme heyeti, hükmü açıklamak için duruşmayı erteledi.
23.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın 5. celsesi bugün karar duruşması ile sona erdi. Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın karar duruşmasına sanıklar ve avukatları katıldı. Savcının geçen celsede verdiği esasa ilişkin mütalaasının ardından hafta başından beri sanıkları dinleyen mahkeme heyeti, kararını açıkladı.
8 ağırlaştırılmış müebbet
Mahkeme heyeti, sanıklar eski Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, eski 3. sınıf emniyet müdürü Hasan Basri Dağdelen, eski kurmay başkanı albay Tayfun Ergi, eski binbaşı İlhan Tabur, eski harekat şube müdürü kurmay yüzbaşı Ali Gül, eski istihbarat astsubay Mehmet Emin Toker, Demirhan'ın şoförlüğünü yapan Kadir Nevzat Yontkan ile eski başkomiser Süleyman Akçin'e "Anayasal düzeni bozmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
Mahkeme, müebbet hapis cezasına çarptırılan 8 sanıktan eski kurmay başkanı albay Tayfun Ergi ve eski harekat şube müdürü kurmay yüzbaşı Ali Gül'e ek olarak "resmi evrakta sahtecilik" suçundan suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
13 hapis
Eski komiser yardımcısı Seydi Vakkas Fidan ile eski 4. sınıf emniyet müdürü Yaşar Şimşek'e "darbeye yardımdan" 15 yıl hapis cezası verildi. Eski polis memuru Bekir Polat ve emekli 2. sınıf emniyet müdürü Salim Yavuz'a 10 yıl 6 ay, eski komiser yardımcısı Cumali Kenru, eski Akdeniz İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Selahattin Akçay ile eski polis Seren Kesici'ye 9 yıl, polis memurları İrfan Tellioğlu, Mustafa Uyanık, Recep Yıldız, 2. sınıf emniyet müdürü Salim Yavuz'un eşi Türkan Yavuz, eski emir astsubayı Hakan Öğüt ile eski deniz yüzbaşı Tuncay Kabukcı "silahlı terör örgütüne üyelikten" 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
7 beraat
Emekli deniz binbaşı Mehmet Emin Ceylan, eski uzman çavuşlar Ahmet Tufan Özbar, Seyhan Açar ve Mehmet Şimşek, eski polisler İsa Karabudak ve Mustafa Gezginci ile eski AKUT Mersin ekip lideri Hakan Topal'ın tüm suçlardan beraatine hükmedildi.
2 beraat daha ancak başka davada yargılama
Sanıklardan eski TCG Taşucu Gemisi'nin Komutanı Yüzbaşı Zekeriya Kayalar ile eski polis Koray Gün'ün "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasından beraatine karar veren heyet, sanıklar hakkındaki "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasının da tefrikine ve farklı mahkemede yargılanmalarının sürmesine karar verdi.
2 firarinin dosyası ayrıldı
Heyet, firari sanıklar FETÖ elebaşı Gülen ile Zübeyr Kubilay'ın dosyalarının tefrikine karar verdi.
2 subaya daha dava açılacak
Bu şekilde 32 sanığın tümü hakkında işlem yapan mahkeme, ek olarak İkmal Destek Komutanı Albay Ayhan Canlı ile Albay Mazhar Süha Söylem hakkında savcılığa "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.
DAVA
Mersin'deki darbe girişimine ilişkin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, dönemin Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ve eski 3. sınıf emniyet müdürü Hasan Basri Dağdelen'in de aralarında bulunduğu 29 sanık hakkında 4'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 78'er yıl hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesinde 20 Haziran 2017'de başlayan davada, yargılama boyunca 8 sanık hakkında tahliye kararı verilmiş, farklı dosyaların bu dava dosyasıyla birleştirilmesiyle sanık sayısı 32 olmuştu.
Savcı, esasa ilişkin mütalaasında aralarında Demirhan ve Dağdelen'in de olduğu 12 sanık hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, 1'i eski asker, 11'i eski polis 13 sanık hakkında da "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası talep etmişti.
Paralel yapı-17 Mart (2017) 'Mersin 32 sanık (ilk:29) Darbe Yapılanması' davası (bitti)
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
(24 Mart 2018, 22:46)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: