İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Samandıra Gişeleri'nde yaşanan olaylara ilişkin 22 tutuklu sanığın yargılandığı davanın, Kartal Köprüsü dosyasının ayrılmasının sonraki ilk duruşması görüldü. Mütalaasını sunan savcı tüm sanıkların 'Anayasayı ihlal' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.
10.03.2018 18:30 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Samandıra Gişeleri'nde yaşanan olaylara ilişkin 22 tutuklu sanığın yargılandığı davanın, Kartal Köprüsü dosyasının ayrılmasının sonraki ilk duruşması görüldü. Mütalaasını sunan savcı tüm sanıkların 'Anayasayı ihlal' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.
5 Mart'ta İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu'nda yapılan duruşmaya, 22 tutuklu sanık, taraf avukatları ve izleyiciler katıldı.
Mahkeme Başkanı Ali Öztürk, mahkemeye gelen evrakları okudu.
Sanık Serdar Erdoğan'ın, ByLock kullanıcısı olmadığının mahkemeye bildirildiğini belirten Öztürk, emniyetin olay günü gişelerde askeri birliklerin bulunduğu sırada polislerin olmadığını bildirdiğini söyledi.
Başkan Öztürk, gişelerde görevli personelin tespiti ve hazır edilmesi hususunda yazı yazıldığını ve olay gecesi gişeler binasında sadece Kemalettin Yılmaz isimli bir personelin çalıştığının cevap olarak yazıldığını aktardı.
Duruşmada, Kemalettin Yılmaz, tanık olarak beyanlarda bulundu. Tanık Yılmaz, olay gecesi gişelerde olduğunu, gişelerin önüne üç dört askeri aracın geldiğini ve askerlerin binanın önünde beklediklerini anlattı.
Daha sonra askerlerin araçlardan indiğini, vatandaşlara, 'Evlerinize gidin, sokakta kalmayın' uyarısında bulunduklarını, rütbeli bir kişinin binanın içerisine geldiğini ve o sırada çalışma odasında televizyon izlediğini dile getiren Yılmaz, 'Komutan odama girince duyması için televizyonun sesini açtım. Komutan, televizyondan birtakım olayların olduğunu, darbe girişimini ve bildiri okunduğu haberlerini izledi. Komutana bu durumun hoş olmadığını söyledim.' dedi.
Duruşmada, cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sundu. Savcı mütalaasında, sanıkların bir kısmının rütbeli subay, astsubay, uzman çavuş ve erbaş statüsünde kişiler olduklarını, emir komuta zinciri içerisinde bir bütün olarak hareket ettiklerini, kışla içerisinde rütbe, cep telefonu kullanma, silah, araç kullanma, özlük hakları açısından bütün tutuklu sanıkların vatani görevini yapan rütbesiz ve terhisli erlerden farklı statüde bulunduklarını söyledi.
Sanıkların, görev yaptıkları kara kuvvetleri biriminin, Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi (KOKTOD) olması, 15 Temmuz'da saat 21.30 ile 23.00 sıralarında sanıkların birliğe intikal ediş sebepleri, mühimmat ve teçhizat ile daha önceden kışla dışına çıkmamış olmaları ve tüm bu durumları sanıkların yadırgamamalarına dikkati çekilen mütalaada, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
'Gezi Parkı gibi öncesi ve gelişme şekli bilinen olay yeri ve olay süresi, polis ve jandarma gibi müdahaleleri başlanmış bir eylem olmadan, hangi terör eyleminin, hangi terörist tarafından, nerede faaliyette bulunulduğu bilinmeden hareket edilmesinin, asli görevi polis ve jandarmada olan terör faaliyetleri kapsamında, kolluk birimleriyle irtibata geçilmeden yoldan gelip geçen araçlara sadece 'evinize geçin' şeklinde pratikte hiçbir güvenlik tedbir amacı kapsamında bulunmayan uyarılarda bulunulmasının, yine cep telefonundan haberler ve yakınlarıyla yapılan görüşmelere rağmen, 'bilgi kirliliği, kime güvenileceği' şeklinde sanıkların makul bir saatte eylemden net bir vazgeçmede bulunmayışı, tüm Türkiye çapında darbe teşebbüsünün başarısız olmaya başlaması ve vatandaşların, sanıkların eylemlerine müdahale ederek 'iradelerini kendi rızaları dışında kırmaları' sonucunda olay yerinden ayrıldığı dikkate alındığında sanık savunmaları, suçlardan kaçmaya ve kandırılma adı altında sorumluluk almamaya yöneliktir.'
Sanıkların kendi iradeleriyle silahlı ve teçhizatlı bir şekilde alaydan çıktıkları belirtilen mütalaada, 'Sanıkların görevleri kapsamında olmayan bir faaliyet ve görev yerlerinde silahlı darbe teşebbüsünde bulundukları, yine kışla çıkış saati ve olayların öğrenilme zamanı ve akabinde sanıkların kendiliğinden eylemlerinden vazgeçme iradelerinin bulunmadığı, vatandaşların tepkisiyle sanıkların iradelerinin kırıldığı, suç işleme kasıtlarını sona erdiren eylemin gönüllü vazgeçme veya hata kapsamında kalmadığı, sanıkların makul bir süre içerisinde olay yerini terk etme faaliyeti sona erdirme iradesinde bulunmadıkları, darbe teşebbüsünün FETÖ/PDY silahlı terör örgütü bünyesinde işlendiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile yapılan görüşme kapsamında örgüt üyeliği suçu, yer ve zaman bakımından tevatir eden bir suçtur.' denildi.
Sanıklara ' Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' ve 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçlarının, ceza talep edilen suçun içinde erimesi nedeniyle bu suçlardan ceza verilmesine yer olmadığı belirtilen mütalaada, tutuklu sanıklar eski Yüzbaşılar Serdar Erdoğan, Serkan Kocapınar, Suat Can, eski Üsteğmenler Mustafa Özkula, Gökhan Mengeş, eski Astsubaylar Kemal Özer, Murat Göktürk, Murat Kılıç, Süleyman Şimşek, eski Uzman Çavuşlar Emir Bayram Büyük, Ferat Çakır, Hakan Dündar, Hasan Hüseyin Öner, İbrahim Gürbunar, Mehmet Ali Gürcü, Mesut Kama, Muhammet Anıl Bolat, Sadık Karcı, Süleyman Şentürk, eski Asteğmenler Oğuz Gündoğdu, Ahmet Sarıgül ve Yiğiter Dursun'un, 'cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs' ve 'terör örgütüne üye olma' suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve beşer yıldan onar yıla kadar hapis cezası verilmesi istendi. Mütalaada, bütün tutuklu sanıkların bu hallerinin devamı da talep edildi.
Sanıklar ve taraf avukatlarının taleplerinin alınmasının ardından mahkeme heyeti, ara kararını açıkladı.
Heyet, ara kararında tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek, bir sonraki duruşmanın sırasıyla 2, 3 Nisan'da Silivri'de yapılmasını kararlaştırdı.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 23. Motorlu Piyade Alay Komutanlığı ve Kara Harp Akademisi'nde görevli bazı askerlerin, 15 Temmuz 2016'da Kartal Köprüsü ve Samandıra Gişeleri'ni kontrol altına almaya çalıştıkları bilgisine yer veriliyor.
İddianamede, bütün sanıkların, 'cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs', 'cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs' ve 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlarından, üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Mahkeme heyeti, 14 Aralık 2017'deki duruşmada, Çekmeköy Kışlası, Samandıra Gişeler ve Kartal Köprüsü'nde görevli sanıkların, dosyalarının ayırmasına karar vermişti.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-08 Nisan (2017) 'İstanbul 117 sanık Darbe/Kartal Köprüsü&Samandıra Gişe İşgali' davası
(10 Mart 2018, 18:30)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: