Tam
EskidenYeniye
 

Cumhuriyet Gazetesi=Fetö davası

İstanbul'da, Fetullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında açılan ve aralarında Akın Atalay, Ahmet Şık'ın da bulunduğu 4'ü tutuklu 20 sanığın yargılandığı davaya 6. duruşma ile devam edildi. Tanık olarak dinlenen Yazar Mehmet Faraç, Cumhuriyet Gazetesi'nde 26 yıl çalıştığını ve 'Kubilay' başlıklı yazısı nedeniyle gazeteden çıkarıldığını anlatarak, 'Burada yargılananların FETÖ ile organik bağı var mıdır? Yok mudur? Ben bilemem' dedi. Tanık Faraç, 'İlhan Selçuk'u cemaat öldürdü. Cumhuriyet gazetesi Fetullahçıların içine girdi örgütlendi diyemem. Ancak kol kola girdiklerini gördüm. Zaman Gazetesi'nin basın özgürlüğünü savunan zihniyet benim 'Kubilay' başlıklı yazımı sansürledi' diye konuştu. Tanık Faraç'ın ifadelerine sanık avukatları tepki gösterdi.

Önceki haber title=Sonraki haber

10.03.2018 18:02 İstanbul'da, Fetullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması kapsamında Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında açılan ve aralarında Akın Atalay, Ahmet Şık'ın da bulunduğu 4'ü tutuklu 20 sanığın yargılandığı davaya 6. duruşma ile devam edildi.

9 Mart'ta  İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki binada görülen duruşmada tanık olarak dinlenilen Mehmet Faraç, 18 yaşında işe başladığı Cumhuriyet gazetesinde 26 yıl çalıştığını söyledi.

Mehmet Fehmi Kubilay'ın şehit edilişinin yıl dönümünde köşe yazısı yazdığını, bu yazının Cumhuriyet gazetesinde sansürlendiğini ve bunun sonucunda tazminatsız şekilde işten çıkarıldığını savunan Faraç, 'İlhan Selçuk ağabeyimizin vefatı sonrasında oluşan ideolojik yapı beni kadronun dışına attı. 2010 yılında burada yargılananların talimatıyla işten çıkarıldım.' diye konuştu.

'Düşünce özgürlüğü diye bir şey kalmadı'

Cumhuriyet gazetesine 26 yıl emek verdiğini, PKK, Hizbullah gibi terör örgütleriyle mücadele ettiğini belirten Faraç, şöyle devam etti:

'Çocukları, ailesi tehdit edilmiş biri olarak, gericilerin şehit ettiği Kubilay ile ilgili yazı yazdığım için kapının önüne kondum. İlhan Selçuk'un vefatının ardından gazetede 'düşünce özgürlüğü' diye bir şey kalmamıştır. Vefatının ardından gazetenin adı '2. Cumhuriyet' olmuştur. İlhan Selçuk'un vefatı aydınlanmanın kapatıldığı gündü. Cumhuriyet gazetesi bugüne kadar yazarlarıyla var oldu, haberleriyle var olmadı.'

Tanık Faraç, Uğur Mumcu, Bahriye Çok ve Ahmet Taner Kışlalı'nın terör örgütleri tarafından katledildiğini anlatarak, bugünkü Cumhuriyet gazetesinin ise Kandil'e muhabir ve yazar gönderen bir gazete olduğunu vurguladı.

'FETÖ'nün en büyük cinayetlerinden biri İlhan Selçuk'

Cumhuriyet gazetesinde 'Kandil'de yere izmarit bile atılmıyor' başlıklı bir haberin yayımladığını anımsatan Faraç, şöyle devam etti:

'FETÖ'nün en büyük cinayetlerinden biri İlhan Selçuk'tur. İlhan ağabey merdivenleri koşarak çıkan bir insandı ama yapılan gözaltılar sebep oldu buna. Bu kadar insanın kanını döken bir örgütün (PKK) yere izmarit atmaması de ne oluyor Sayın Başkanım. Gazete yalnızca ideolojik erozyon yaşamadı, çöküntü yaşadı. Bugün merkez binası kiralık olarak kullanılıyor. Binaların hepsi satıldı, Cumhuriyet gazetesi yok edilmiştir. Asıl çöküş itibar çöküşüdür. Bütün siyasal partiler Cumhuriyet gazetesini önemserdi. Gazeteler siyasi partilerle uğraşır, mücadele ederdi. Cumhuriyet gazetesinin bombalanması, İlhan Selçuk'un ölümü, Mustafa Balbay'ı cezaevine sokan bir örgütün safında yer alarak AK Parti ile mücadele algısı oluştu.'

Cumhuriyet gazetesinin kapatılan Zaman gazetesiyle aynı başlıkları attığını kaydeden Faraç, gazetenin, 'Düşmanımın düşmanı dostumdur' stratejisi belirlediğini söyledi.

'Köşem kapatıldı'

Davanın sanıklarından Hikmet Çetinkaya'nın 25-30 yıl boyunca FETÖ'yle ilgili kitaplar yazdığını ifade eden Faraç, 'Fetullahçı, Gladio diye bir kitap çıkardı. Buna benzer birçok kitap çıkardı. Böyle bir insan kapatılan 'Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı' kahvaltı sofrasına oturması dikkat çekici. Firari vakıf başkanıyla, kol kola fotoğrafının olmaması tepetaklak olma sebebidir. Bir insan hem nasıl 'gladio' hem de 'terör örgütü değildir' der. Dehşet verici bir şey.' diye konuştu.

Atatürkçü yazarların gazeteden tasfiye edildiğini öne süren Faraç, 'Can Dündar'ın 'Mustafa' filmiyle ilgili bir infial oluştu. Ben de filme bakıp 'Bu filmle Atatürk'ün başına çuval geçirilmiştir' dedim. Ertesi gün köşem kapatıldı. Çok ilginç olan ise o dönem yayın yönetmeni İbrahim Yıldız'dı. O köşe o gün kaldırıldı ve çok ilginçtir, sonra Can Dündar gazetenin başına geldi.' ifadelerini kullandı.

Duruşmada tanık olarak dinlenen Leyla Tavşanoğlu da sanıklarla fikir uyuşmazlığı olsa da hiçbirinin terör bağı olduğunu düşünmek istemediğini söyledi.

Gazetenin kendisinden sonraki işleyişi hakkında söyleyeceği bir şeyi olmadığını belirten Tavşanoğlu, 'Yargılananlar gazeteci ve hukuk insanıdır. 2014'te Gazeteci ve Yazarlar Vakfı beni ve başka gazeteci ve akademisyenleri Pensilvanya'ya davet etti. Vakıf ve gazete yönetiminde olan İbrahim Yıldız'dan izin aldım. Gülen de oradaydı. Sonra yazmaya değer haber görmedim ondan yazmadım. Can Dündar'ın gelmesinin ardından gazetenin ideolojisi sulandırıldı gibi bir izlenim yaratılmaya çalışıldı.' dedi.

Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ'ın 'Can Dündar size belli bir şekilde haber yazmanızı telkin etti mi?' diye sorduğu tanık Tavşanoğlu, 'Hayır' yanıtını verdi.

Tanık olarak dinlenilen Namık Kemal Boya da çalışmalarla Cumhuriyet gazetesinin tirajını 100 bine ulaştırdıklarını belirterek, '21 Mart 2008'de İlhan Selçuk ve Türkan Saylan'ın gözaltına alınmasıyla başlayan süreçten ben de 2009'da nasibimi aldım. 2013'te bugün sözü geçen yönetim değişiklikleri ile okuyucu arasında değişim oldu. Verdiğimiz ilanlara müdahale edildi biz de ilan vermekten vazgeçtik.' şeklinde beyanda bulundu.

'Cumhuriyeti savunmayanlar, 'Cumhuriyet' adını kullanmaz'

Boya, 2014'te 27 Mayıs'ın yıl dönümünde gazetede haber çıkmamasının dikkatini çekmesi üzerine herkese mail attığını ifade ederek, şunları kaydetti:

'Bazı yayın değişiklikleri de oldu. Bazı haberlerin logonun üstüne çıkması ya da Gülen ile yapılan Fakirhane haberi gibi olaylar yaşandı. Bunlarla ilgili ufak tefek görüşmelerimiz olsa da çözüm olmadı. Daha fazla 2014 Eylül'ünde temsilcilerle toplanarak boykot kararı aldık ama bu durumda çalışan arkadaşları zor duruma düşürecek diye esneterek Bilim ve Teknik'in yayınlandığı cuma günleri dışında genel boykot düzenlenmesine karar verdik. Herkes eline aldığı gazetenin kendini temsil etmediğini söylüyordu. Bu tüm okurlarda benzer tepki oldu. 2014'te başlayan bu boykot ile bazı etkilenmeler oldu ama yeni yönetimler ve yeni çalışanlarla değişim devam etti. Gazete 1924'de Mustafa Kemal Paşa emriyle kurulmuştu. Cumhuriyeti savunmayanlar 'Cumhuriyet' adını da kullanamaz.'

Mahkeme heyeti bu tanıkların dinlenilmesinin ardından duruşmaya ara verdi.

Duruşmanın öğle arasından sonra gerçekleşen bölümünde tanıklar DİSK Başkanı Kani Beko ve Altan Öymen dinlenildi.

Tanıklar Beko ve Öymen, Cumhuriyet gazetesinin hiçbir terör örgütüyle bağının olamayacağını, sanıklar hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu savundu.

Görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı soruşturma ve yargılama aşamasında delilerin toplanmış olduğunu belirterek, isnat olunan suçun vasıf ve mahiyeti kapsamında tutuklu sanıkların bu hallerinin devamı yönünde karar verilmesini talep etti.

Savcının talebinin ardından sanık avukatları beyanda bulundu. Tutuklu sanıkların avukatları müvekkillerinin tahliyesini istedi.

Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, ara kararını açıkladı. Heyet, oy çokluğuyla, tutuklu sanıklar Ahmet Şık ve Murat Sabuncu'nun, yurt dışına çıkış yasağı ve ikametgahına en yakın karakolda haftada bir imza atmadan oluşan adli kontrol tedbiri konularak tahliyesine karar verdi.

Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, sanık Sabuncu'ya yönelik 'Boğazı görmek istiyordu, gitsin görsün', Şık'a yönelik ise 'Soner Yalçın yazısında 'Ahmet Şık'ın annesi ermiş onu üzmeyelim' demiş. Biz de üzmeyelim' ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti sanıklar Akın Atalay ve Ahmet Kemal Aydoğdu'nun tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.

Başkan Dağ, Akın Atalay'ın tutukluluk halinin devamın karar verdiğini söyledikten sonra, 'Kaptanlar gemiyi en son terk eder' dedi.

Mahkeme ayrıca esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dosyayı savcıya göndererek, aralarında Şık'ın da olduğu bazı sanıklara ek savunma süresi verdi.

Bir sonraki duruşmanın 16 Mart'ta Silivri'de yapılmasına karar verildi.

İSTENEN CEZALAR

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca hazırlanan iddianamede, sanıklar Can Dündar, Aydın Engin, Bülent Yener ve Günseli Özaltay'ın 'silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme' suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

İddianamede, gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Mehmet Orhan Erinç ve Önder Çelik'in 'silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme' ve 'hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma' suçlarından ayrı ayrı 11,5 yıldan 43 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

İddianamede, sanıklar Bülent Utku, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Hikmet Aslan Çetinkaya'nın 'silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme' ve 'hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma' suçlarından ayrı ayrı 9,5 yıldan 29 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmalarını öngörülüyor.

İddianamede, sanıklar Güray Tekinöz ve Turhan Günay'ın 'silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme' ve 'hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma' suçlarından ayrı ayrı 8,5 yıldan 22 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

DURUŞMAYA DAİR CUMHURİYET'İN HABERİNDEN DETAYLAR

Duruşma dair bazı detaylar Cumhuriyet gazetesinin haberinde yer aldı. Haberde şu satırlar yer aldı:

'Davanın 6. duruşmasında Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, delil toplama ve tanık dinleme aşamasının tamamlandığını bildirdi. Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki görüşünü açıklamak için dosyanın kendisine gönderilmesini ve bunun için süre verilmesini istedi. Cumhuriyet avukatları, “Deliller toplanmış, tanıklar dinlenmiştir. Kaçma ve delil karartma şüphesi yoktur” diyerek tahliye talebinde bulundu. savcı ise tutukluluk hallerinin devamını istedi.

Silivri Cezaevi’nin karşısında bulunan salonda görülen duruşmanın başında Sabuncu, Atalay ve Şık ile tutuksuz olarak yargılanan yazar ve yöneticilerimiz ayrı yerlere oturtuldu. Yargılanan yazar ve yöneticilerimizin avukat sayısı da üçle sınırlandırıldı. Saat 11.00 civarında başlayan duruşmanın başlangıcında avukat Leyla Han Tüzel, üç avukat sınırının kanuna ve bu davaya uygun olmadığını ifade ederek, “Kanun hükmünde kararname ile getirilen bu uygulama, adil yargılanma ilkesine aykırı. Bu ara karardan dönmenizi talep ediyoruz” dedi. Avukat Tüzel, ayrı oturtulan yazar ve yöneticilerimizin de birlikte oturtulmasını talep etti. Mahkeme avukat sınırlaması uygulamasının kaldırılması talebini reddetti. Mahkeme Başkanı Dağ, yazar ve yöneticilerimizin de birlikte oturabileceğini söyledi.

Saat 22.00 civarı kararını açıklayan heyet, Şık ve Sabuncu’nun tahliyesine karar verdi. Sabuncu’nun tahliyesini “Boğaz’ı görmeyi istiyormuş, gitsin görsün” sözleriyle, Şık’ın tahliyesini ise “Soner Yalçın dedi ki ‘Ahmet Şık’ın annesi ermiştir, onu üzmeyin” sözleriyle duyurdu. Atalay’ın tutukluluğunun devamı ile ilgili de “Kaptan gemiyi en son terk eder” dedi.

Heyet, dosyanın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için savcıya gönderilmesine karar vererek, duruşmayı 16 Mart’a erteledi. Bir sonraki duruşmanın da Silivri’de görülmesine karar verdi. Heyet, Şık ve Emre İper’e örgüt propagandası suçlamasıyla ek savunma hakkı verilmesine de hükmetti.

Saat 22.00 civarı kararını açıklayan heyet, Şık ve Sabuncu’nun tahliyesine karar verdi. Sabuncu’nun tahliyesini “Boğaz’ı görmeyi istiyormuş, gitsin görsün” sözleriyle, Şık’ın tahliyesini ise “Soner Yalçın dedi ki ‘Ahmet Şık’ın annesi ermiştir, onu üzmeyin” sözleriyle duyurdu. Atalay’ın tutukluluğunun devamı ile ilgili de “Kaptan gemiyi en son terk eder” dedi.

Heyet, dosyanın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için savcıya gönderilmesine karar vererek, duruşmayı 16 Mart’a erteledi. Bir sonraki duruşmanın da Silivri’de görülmesine karar verdi. Heyet, Şık ve Emre İper’e örgüt propagandası suçlamasıyla ek savunma hakkı verilmesine de hükmetti.

‘REZİL BİR TANIKLIK’

Dünkü duruşmada Aydınlık gazetesi yazarı Mehmet Faraç, tanık olarak dinlenmek üzere salona alındı. Faraç’ın elindeki not kâğıtlarını gören başkan Dağ, bunlara ihtiyacının olmadığını, bilgisinin ve görgüsünün anlatılmasının istendiğini hatırlatarak Cumhuriyet gazetesinde ne zaman çalıştığını sordu. Yarım saat konuşan Faraç, beyanlarında uzun uzun yazdığı kitaplardan, katıldığı konferanslardan, o dönem CHP tabanının kendisine partiye katılma yönünde baskı kurduğundan bahsetti. “Bazı konulardaki yargısız infazlarla ilgili beyanda bulunmak istiyorum” diyen Faraç, tanık olmak için başvurmadığını, savcının Aydınlık gazetesinde Cumhuriyet gazetesi ile ilgili yazdığı yazılar nedeniyle kendisini çağırdığını söyledi. Faraç, 2010 yılına kadar İlhan Selçuk’un çağrısıyla yurt haberler servisi şefi olarak çalıştığını belirterek, 2010 yılının sonlarında Kubilay ile ilgili bir yazısının sansürlenmesini protesto ettiği için işten atıldığını ileri sürdü. Faraç, İlhan Selçuk’un vefatının ardından Cumhuriyet gazetesinde tehlikeli bir süreç yaşandığını, bu sürecin de kendisini Cumhuriyet’in dışına attığını savundu. Bu sırada notlarına bakan Faraç’ı başkan Dağ bir kez daha uyardı.

‘Çetinkaya beni kıskandı’

Dava kapsamında yargılanan kişilerin talimatı ile işten çıkarıldığını öne süren Faraç, Anadolu’dan gelmiş birisi olarak CHP’nin parti meclisine en yüksek ikinci oy ile seçildiğini, Hikmet Çetinkaya’nın kendisi hakkında yazı yazdığını, bunu kıskançlıktan yaptığını öne sürdü. Çetinkaya’nın bu nedenle kızını parti meclisine soktuğunu iddia etti. Suçlama konusu haberleri eleştirerek beyanlarda bulunan Faraç, Çetinkaya’nın Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın kahvaltı etkinliğine katılmasının okurların dikkatini çektiğini, bu durumun tirajın düşmesinin sebeplerinden biri olduğunu öne sürdü. Faraç tirajın 8 bine düştüğünü iddia etti. Faraç, Atalay’ı Bugün TV’nin kapatılmasına ilişkin Twitter paylaşımlarının kendisini dehşete düşürdüğünü belirtti. “Cumhuriyet gazetesinin içine Fethullahçı yapı girdi’ diyemem, görmedim” dedi. Faraç, bunu “rezillik” olarak nitelendirdi. Faraç, Mustafa filminin ardından yazdığı yazıyla köşesinin kapatıldığını savunarak, “O dönemde gazeteyi bugün yargılananların aralarında bulunduğu kişiler yönetiyordu. Genel yayın yönetmeni o dönem İbrahim Yıldız’dı” dedi.

‘Tanık değilim’

Başkan, Faraç’a, savcılık ifadesini anımsatarak, Cumhuriyet Vakfı seçimlerine veya gayrimenkul satışlarına tanık olup olmadığını sordu. Faraç da, “Değilim ancak yazdım. Cumhuriyet gazetesinin çalışanlarından, görüşmelerimden satışları duydum” dedi. Bu sırada Kitap Eki Yönetmeni Turhan Günay söz alarak, “Her tanık Uğur Mumcu ve İlhan Selçuk’un arkasına sığınıyor. Mumcu için 1.5 milyon insan yürüdü Türkiye’de. Mumcu öldürüldüğü gün tiraj kaçtı biliyor musunuz? 19 bin satıyordu” dedi.

Gazetemiz avukatlarından Tora Pekin söz alarak, Faraç’ın beyanları sırasında “rezil” sözüyle hakaret ettiğini ifade ederek, “Kendisine iade ediyorum. Bu tanıklık bir rezilliktir” dedi. Pekin’in Cumhuriyet gazetesindeki görevinin kaç yılında ve hangi genel yayın yönetmeni döneminde sonlandığını sordu. Faraç, 2010 yılında İbrahim Yıldız döneminde görevinin sona erdiğini belirtti. Pekin’in Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve Başkan vekilinin o dönem kim olduğu sorusunu ise, Orhan Erinç ve Hikmet Çetinkaya olarak yanıtladı. Pekin, başkan vekilinin o dönem Alev Coşkun olduğunu söyleyerek Faraç’ın bu bilgiyi sakladığını söyledi ve Faraç’ın tirajın 8 bine düştüğü bilgisi ile ilgili bir belge sunup sunmayacağını sordu. Faraç, buna bir yanıt veremedi. Pekin, Faraç’a suçlama konusu edilen haberlerden “Fakirhaneme bunlar hâlâ malikâne diyorlar” haberinin içeriğinde eleştirilen kişinin kim olduğunu sordu. Faraç soruya yanıt vermek yerine haberin başlığını eleştirdi. Pekin, bunun üzerine haberde Berat Albayrak’ın Pensilvanya’ya gittiğinin işlendiğini anımsattı.

Sorular canını sıktı

Pekin, Faraç’ın beyanındaki iddiayı anımsatarak, Cumhuriyet’ten Pensilvanya’ya giden muhabirin kim olduğunu ve ne zaman gittiğini sordu. Faraç da Leyla Tavşanoğlu olduğunu söyledi. Pekin’in Tavşanoğlu’nun Pensilvanya’ya gittiği sırada gazetenin genel yayın yönetmeninin kim olduğunu sorması üzerine Faraç, “Genel yayın yönetmeni bugün burada yargılanan Hikmet Çetinkaya, Akın Atalay ve Orhan Erinç’in göreve getirdiği İbrahim Yıldız’dır. Gazetelerde genel yayın yönetmenlerinin ne kadar fonksiyonu var? Yayın yönetmeni tek başına Pensilvanya’ya git diyemez” dedi. Pekin, son olarak, Faraç’a 2009’da gazete binasının dışında bir büroda çalışmasının istenip istenmediğini sordu. Faraç da, “Böyle tuzak sorular hiç yakışmıyor. Yurt haberler servisi şefi olarak görev yaptım. Sonra köşe yazarı oldum. Gazetenin ortasında sıkışık bir yerde idim. Gazetenin bitişiğinde ve karşısında binası vardı. Bana orada oda verdiler” dedi. Pekin, bunun gazetede başka bir yazara yapılıp yapılmadığını, bunun yaşandığı sırada İlhan Selçuk’un hayatta ve gazetede olup olmadığını sordu. Bilmediğini belirten Faraç, Selçuk’un da hayatta olduğunu söyledi.

Ardından yazar ve yöneticilerimizin avukatlarından Bahri Belen, Faraç’a geçmişte Cumhuriyet gazetesinin iflasının açıklandığı dönemde gazetede olup olmadığını, yönetimde kimlerin olduğunu sordu. Faraç da, “Bugün yargılananların hepsi vardı. Başında İlhan Selçuk, İbrahim Yıldız, Uğur Mumcu, Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya vardı” dedi. Faraç, Orhan Erinç’in İlhan Selçuk ile ne zaman tanıştığını bilip bilmediği sorulması üzerine, kendisinin gazeteye geldiği sırada Erinç’in gazetede olduğunu söyledi. Bunun üzerine Belen, Faraç’a, “İlhan Selçuk’un gazetenin şeklini değiştirdi dediğiniz Orhan Erinç’i koltuğuna oturtacak kadar zekâ geriliği mi vardı?” diye sordu. Faraç, bunun üzerine, “Bunu anlamayacak kadar zekâ geriliği olduğunuzu mu düşüneyim” hakaretinde bulundu.

TERÖR LEKESİNİ KONDURAMAM

Faraç’ın ardından gazetemizin eski muhabirlerinden Leyla Tavşanoğlu tanık olarak dinlendi. Başkan Dağ’ın gazetede ne kadar çalıştığını sorması üzerine Tavşanoğlu, 30 yıl görev yaptığını, 28 Şubat 2015’te görevinden ayrılmak zorunda kaldığını belirtti. Başkan Dağ, bunun üzerine Tavşanoğlu’na işten çıkarılmasının dava konusu suçlamalarla ilgili olup olmadığını sordu.

Tavşanoğlu da, “Fikir uyuşmazlığım olsa dahi bir terör örgütü ile bağlantılı olduğunu düşünmek dahi istemem. Böyle bir lekeyi onlara konduramam. Gazetenin işleyişi konusunda söyleyeceğim bir şey yok çünkü bilmiyorum. Yeni yönetimle 3 ay çalıştım. Dolayısıyla da başka söyleyeceğim bir şey yok. Hiçbirinin herhangi bir terör örgütü ile bağlantılı olduğunu düşünemem. Kendileri gazeteci ve hukuk insanıdır” dedi. Tavşanoğlu sorulan soru üzerine 2013 veya 2014 yılında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın (GYV) kendisiyle birlikte başka gazetecilere Houston’da düzenledikleri toplantıya çağırdıklarını söyledi. Tavşanoğlu, “Enteresan bir geziydi. Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız ve vakıf başkanı Orhan Erinç’ten izin alıp gittim. Houston’daki ikinci günümüzde GYV genel sekreteri Pensilvanya’ya gideceklerini söyledi. Tabii dedim. Hayatımda görmediğim insanı merak ediyordum. Gittim gördüm. Sonra gazete yönetimine ‘yazmaya değer bir şey bulamadım’ dedim. Yazma o zaman dediler” diye konuştu.

Başkan Dağ, Tavşanoğlu’na, belirli konularda yazmama gibi bir telkin de bulunulup bulunulmadığını sordu. Tavşanoğlu da duymadığını söyledi. Savcı da gezinin harcırahının gazete tarafından mı GYV tarafından mı ödendiğini sordu. Tavşanoğlu da gazetenin ödediğini belirtti. Avukat Pekin bir kez daha söz alarak, “Orhan Erinç’in bu seyahat hakkındaki fikrini hatırlıyor musunuz” diye sordu. Tavşanoğlu, Erinç’in hiçbir şey söylemediğini kaydetti.

YALNIZCA BAŞLIĞI HATIRLIYORUM

Tavşanoğlu’nun ardından dava ve soruşturma aşamasında tanık olarak dinlenen Alev Coşkun’un avukatı Namık Kemal Boya tanık olarak dinlendi. Başkan Dağ, beyanlarının başında Boya’dan CUMOK’u anlatmasını istedi. CUMOK’un verdiği destekle gazetenin tirajının 2004- 2005-2006’da 100 binlik tiraja geldiğini savunan Boya, “Bu çalışmaların etkili olduğu noktada biz de nasibimizi aldık. Ergenekon soruşturması sırasında 1 haftalık gözaltından sonra salıverildim” dedi. CUMOK’un 2013’e kadar varlığını sürdürdüğünü kaydeden CUMOK, yönetim değişince mevcut yönetimle ilişkisinin değiştiğini söyledi. CUMOK’un verdiği ilanlara müdahale edildiğini iddia eden Boya, “Eylül 2014’te toplantı yaptık. Genel tavır olarak boykot kararı aldık. Gazetenin çöküş yaşayabileceğini düşünerek cuma günleri hariç uygulama kararı aldık” dedi. Boya, tirajın düşmesinin sebebini buna bağladı. Boya gazeteyi eleştirirken sık sık Aydın Engin’i örnek olarak gösterip okurun Engin’e tepkili olduğunu savundu. Bunun üzerine başkan Dağ, CUMOK’un üye sayısı ile tirajın aynı sayıda olup olmadığını, CUMOK’un vakıf, yayın, genel yayın yönetmeni üzerinde hak ve yetkisi olup olmadığını sordu. Boya da, “Biz gazeteyi özellikle 2000’lerden sonraki katkımızla tekrar ayağa kaldırmak, beğendiğimiz şekilde çıkmasını destekledik. Bunun dışında bir mekanizma yok” dedi. Gazetenin maddi olarak zorluk yaşadığının ortada olduğunu söyleyen başkan Dağ, CUMOK’un neden refleks göstermediğini sordu. Boya da, “Gazete kendinden bekleneni göstermediği için. Tüketici tepkisi olarak da düşündüğümüz için böyle bir şey beklenemez” dedi.

Duruşma savcısı da Aydın Engin ile ilgili beyanlarından yola çıkarak Boya’ya, Engin’in hangi yazılarından bahsettiğini sordu. Boya, arşive bakmak gerektiğini, hazırlıklı gelmediğini söyledi. Bu sırada Engin söz alarak şunları söyledi: “Desteksiz atılan şeyler söylendi. CUMOK daha CUMOK olmadan, tohumları atılmadan İlhan Abi beni görevlendirdi. CUMOK’un kurucusu Aydın Engin’dir dedi İlhan Abi espri olarak. O zaman bu arkadaşımız yoktu. Emre Kongar, Akın Atalay, Orhan Erinç tanıklık ederler. İlhan Selçuk’un çağrısı ile gazeteye geldim. Yazıişleri müdürlüğü yaptım. İdari işleri sevmediğim için anlaşarak bu işi bıraktım. 2002’de İlhan Selçuk gazetenin bundan sonraki yayın çizgisinin ulusal, milliyetçi çizgide olacağını tebliğ etti. ‘Ben milliyetçi olmadığım için kalmam’ dedim. ‘Beni çiğnemeden gidemezsin’ dedi. Çok saygı duyduğum biriydi ama çiğnedim. 10 yıl ara verdikten sonra Cumhuriyet yönetiminin çağrısı ile gazeteye döndüm 2006-2007 yılında İlhan Selçuk görevinin başındayken gazeteye gelmemi istedi, ben reddettim. Bir tanığın gönlünden geçen ibarelerini aktarması sağlıklı değil. ‘Cumhuriyet okurlarının tepkisi’ diyor ancak kendisi CUMOK’u temsil etmiyor. Çağrı yaptığında 5 kişi gelse benim için şaşırtıcı olur, haber değeri olur.”

Turhan Günay da, “Tirajın 100 bine çıkmasının sebebi CUMOK değildir. Haftanın iki günü kitap verirdi gazete. Tiraj o yüzden artmıştır” dedi. Beyanların ardından gazetemiz avukatı Tora Pekin, Boya’ya soru sordu. Pekin, Basın İlan Kurumu verilerinin dosyada olduğunu belirterek, Boya’ya, “Beyanlarla bu veri nasıl değişir? Cumhuriyet yöneticilerinin terör örgütlerinden talimat aldığına ilişkin bir bilginiz var mı” diye sordu. Boya, bir bilgisi olmadığını söyledi. Pekin, ardından Boya’ya savcılık sorgusundaki, “Cumhuriyet’in önüne gelen kişiler Cumhuriyet okumamış, cemaate ilişkin yayınların kesilmesine tepki gösteren kişilerdir” sözünü anımsatarak bunun doğru olup olmadığını sordu. Boya bu sözünü doğruladı. Pekin, Boya’ya suçlama konusu “malikâne” haberinin içeriğini okuyup okumadığını da sordu. Boya da yalnızca başlığını hatırladığını söyledi.

Bu aşamada yapacak bir şey kalmadı

Tanıkların dinlenmesinin ardından başkan Dağ, eski AİHM yargıcı Rıza Türmen’in tanık olarak dinletilmesinin talep edildiğini ancak Türmen’in yurtdışında olduğundan katılamadığını söyledi. Yargılamanın geldiği noktada toplanacak delil kalmadığını belirten başkan Dağ, Adli Tıp Kurumu’ndan gelmesi beklenen SIM kartlarla ilgili raporun ulaşmadığını ancak el konulan dijitallerle ilgili raporun mahkemeye ulaştığını söyledi. Tanık dinleme safhasının bittiğini söyleyen Dağ, soruşturmanın genişletilmesi talebi kalmadığını kaydetti ve “Savcı harıl harıl çalışıyor. Gelinen aşamada yapacak bir şey kalmamıştır. Davayı ilerletmek gerekiyor. Hep olduğumuz yerde kalmak bir yarar getirmiyor. Esasa yönelik mütalaa için dosyayı tevdi etmeyi planlıyorum” dedi.

Vakıf davası beklenmeyecek

Avukat Tora Pekin de söz alarak iddianamede ve bilirkişi raporlarında AİHM kararlarının kullanıldığını ve bunların bağlamından koparılması nedeniyle Rıza Türmen’in dinlenmesini istediklerini belirtti. Pekin, tutuklama gerekçelerinin başında vakıf davasının olduğunu söyledi. Pekin, bu davanın henüz kesinleşmediğini söyledi. Bu davanın başından itibaren söylemelerine karşın ceza davasına konu edildiğini kaydeden Pekin, mahkemenin daha önce bu davanın sonucunun beklenmesi yönünde verdiği ara kararı da hatırlatarak gereğinin yapılmasını talep etti. Mahkeme de her iki talebi reddetti. Bunun üzerine başkan Dağ, vakıf davası ile ilgili “Mahkûmiyet ya da beraatı konusunda dayanak oluşturmayacak. Mutlak sonuç çıkaracak değiliz. Davanın bekletici mesele yapılmasından vazgeçilmiştir. Bizim için ölümcül derecede önemli olmaktan çıktı o dosya bizim için” dedi.

Dağ, “Basın Kanunu konusunda yetkin olan bizzat sizsiniz. Bülent Bey (Utku) örneğin. İrademiz, bir celse uzatmanın usul ekonomisine uygun olmadığı, davanın geldiği aşamada da başka değerlendirmelerin kesintiye uğramaması için Rıza Türmen’in dinlenmesinden vazgeçmekten yanadır. Davanın mahiyeti klasik bir örgüt üyeliği davası değildir” dedi. Ardından talebi sorulan duruşma savcısı Hacı Hasan Bölükbaşı, esas hakkındaki mütalaa için dosyanın kendisine gönderilmesini, tutukluluk halinin de devamına karar verilmesini istedi.

Bunları dinlemeye mecbur muyduk?

Savcının taleplerinin ardından söz yazar ve yöneticilerimizin avukatlarına geçti. İlk sözü avukat Fikret İlkiz aldı. İlkiz, Orhan Erinç’in 8 ay önce görülen ilk duruşmada bugün dinlenen tanıklarla ilgili fikrini söylediğini belirterek, “Mecbur muyduk biz bu tanığı dinlemeye? Basın Kanunu, AİHM, bu kadar önemliydi de iddianame yazıcıları neden Ünal Aldemir’i bilirkişi tayin etti” diye sordu. Namık Kemal Boya’nın sözlerinin dikkate alınmaması gerektiğini söyleyen İlkiz, “Kendi kendini CUMOK temsilcisi ilan etmiştir. Aydınlık gazetesi yazarıdır. Cumhuriyet gazetesi okurlarını temsil etmemektedir. Doğu Perinçek’in kurduğu yapılarda görev almıştır. Tarihi bilmeyen insanların insanları tanık olarak dinlettikten sonra şimdi karşımıza yazıcılar gibi esas hakkında mütalaa mı koyacaksınız” diye sordu.

Mehmet Faraç’ın da ifadesinin dikkate alınmaz olduğunu söyleyen İlkiz, “Parti meclisine girebilmek için CHP genel sekreterinin elini öpmüş biridir. Yazıları sebebiyle değil, Cumhuriyet gazetesinde çalışan bir kadın arkadaşımızı saçından sürüklemesi nedeniyle iş akdi sona erdirilmiştir” diye konuştu.

Söz alan Tora Pekin’in AYM’nin Mehmet Altan hakkında verdiği hak ihlalinden bahsettiğini sırada başkan Dağ, araya girerek, “Bundan sonraki kararlarımızı nasıl vereceğimizi size soracak değiliz. Bize bundan sonra doğru karar vermek için telkin, tavsiye, örnek karar önerme gibi bir yetkiniz yok” dedi. Pekin’in görevinin bu olduğunu söylemesi üzerine Dağ, “Bizi etkilemek, delilleri gözümüze sokmak gibi bir hakkınız var” dedi. Mahkemenin verdiği yanlış kararları söylemek zorunda olduğunu belirten Pekin, tahliye edilen Emre İper ve Turhan Günay’ın mahkemenin verdiği kararla tutuklu kaldığını anımsattı. Günay’ın mahkemenin kararı ile 100 gün tutuklu kaldığını söyleyen Pekin, “AYM’nin kararı kuvvetli suç şüphesi konusunun tartışılmasını gerektirir. Turhan Günay ve diğer arkadaşlarımız için yaptığımız başvuru ve tahliye taleplerinin hepsini aynı delillerle aynı gerekçelerle yaptık” dedi.'


Paralel yapı-04 Nisan (2017) 'İstanbul 19 sanık Cumhuriyet Gazetesi Yapılanması' davası

(10 Mart 2018, 18:02)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=12569    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
65.787.971