İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu 280 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
10.03.2018 20:36 İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu 280 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
06.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince, Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Ses ve Bilişim Görüntü Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada, 'Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs ile Cumhurbaşkanı'na suikast girişimi' suçlarından hakkında iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık eski hava kuvvetleri komutanlığı kurmay başkanı korgeneral Hasan Hüseyin Demiraslan, esasa ilişkin savunma yaptı.
Tutuklu sanık Demiraslan, askerlik hayatı boyunca kanun ve yönetmeliklerinin dışına çıkmadığını söyledi.
FETÖ mensubu olmadığını, örgütün darbe girişiminde yer almadığını, darbe teşebbüsünde bulunanlara yardım etmediğini, asker, polis ve vatandaşlara bomba, kurşun atmadığını savunan Demiraslan, Kaklıç Hava Meydanında bulunduğu sürede Hava Kuvvetleri Karargahı Harekat Merkezinin darbecilerce kullanılmasını engellediğini, darbe karşıtı generallerin Eskişehir'de toplanmasını koordine ettiğini, Eskişehir Harekat Merkezinde komutan olarak görev yaptığını, buradaki faaliyetleri siyasi otoritelerin bilgisi dahilinde ve talimatlarıyla yürüttüğünü iddia etti.
Demiraslan, 7 Temmuz 2016'da dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın izniyle planlı bir şekilde yıllık izne ayrıldığından olay günü İzmir'in Menderes ilçesindeki askeri sosyal tesislerinde olduğunu dile getirdi. Darbe girişiminden gece yarısına doğru kendisini arayan genel sekreterin 'sıkıyönetim ilan edildi' demesiyle haberinin olduğunu savunan Demiraslan, şöyle devam etti:
'Çok açık ve net tepki göstererek, 'Olmaz böyle şey, bu liste nereden çıkmış. Saçmalık. Sıkıyönetim emrine kesinlikle uyulmayacak.' diye kesin emir verdim. Darbe girişimi içinde olsam teşebbüs başlamadan öğrenmem gerekir, kanunsuz emri dikkate alırdım. Emrin uygulanması için emir verirdim, 'Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ünal'ı bilgilendirin ve emrini alın' diye talimat vermezdim. Ayrıca, Tümamiral Hasan Nihat Doğan ile Tümamiral Aydın Şirin'in derdest edilerek Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığına getirilmesine ilişkin suçlamaları kabul etmiyorum. Amirallerin güvenliğini alın emrini ben vermedim, Halil İbrahim Yıldız (tutuklu sanık) vermiş. Amiralleri Çiğli'ye ben getirmedim. Ne emir verenle ne de getirenlerle temasım yok. Amiralleri Palaz misafirhanesine ben koymadım. Güvenli olmadığı gerekçesiyle Ankara yerine Eskişehir'e gittim. Darbeye katılan üslerdeki uçak lastiklerinin patlatılması, havalarının indirilmesi, uçuşların engellenmesi emrini vererek darbe girişiminin başarısız olması için çaba gösterdim.'
Tutuklu sanık Demiraslan, bazı tanıkların kendisiyle ilgili gerçeğe aykırı beyan verdiğini öne sürdü.
Utanılacak bir faaliyetinin olmadığını anlatan Demiraslan, 'Aldığım sonucun nasıl olsa anlaşılacağını ve takdir edileceğini bekledim, hala sabırla bekliyorum. Utanacak olanlar, sorumluluk almayanlar, bu gayreti göstermeyenler ve gerçek dışı, yalan ifadelerle bu süreçte beni suçlayanlardır. Darbe girişimine karşı başından itibaren net bir duruş gösterdim. Taraf değiştirmedim, her zaman milletin tarafındaydım. Atama listesindeki görevle ilgili bilgim, dahlim, rızam yoktur. Yorum ve zanna dayanan, niyet okuyan iddiaları reddediyorum. 'İzmir'de hakimler var' diyerek tüm suçlamalar yönünden beraatimi istiyorum. Takdir yüce heyetinizdedir.' dedi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde de sanık Demiraslan'ın avukatı esasa ilişkin savunma yapacak.
07.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince, Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Ses ve Bilişim Görüntü Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada darbe girişiminden sonra itirafçı olan eski Foça Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı tuğamiral Halil İbrahim Yıldız mütalaaya karşı savunmasını yaptı.
Hakkındaki 'müşteki astsubay Erkin Sert'in başına silah dayadığı' suçlamasını reddettiğini belirterek, 'Ben değil astsubay Sert bir albaya silah çekmiştir. Arbede çıktı. Ben onun ateş etmesini engellemeye çalışıyorum orada. Bu hareketler etraftakiler tarafından silah çekme olarak algılanmıştır.' dedi.
Hakkındaki ByLock kullandığı iddiasını reddeden Yıldız örgütle irtibatını tablet üzerinden kurduğunu, 'viber' programı üzerinden iletişim sağladığını 'Numan' ve 'İhsan' kodla viber aracılığıyla irtibat kurduğunu ileri sürdü.
'Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum'
Bildiklerini ve şahit olduklarını samimiyetle anlattığını dile getiren Yıldız, şunları söyledi:
'Kesinlikle ByLock kullanmadım. Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetlerinin etkin birliği olan Foça Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanlığının kalkışmanın içerisinde yer almaması için tedbirler aldım. Hiçbir personele silah aldırmadım o gece. Deniz piyade komutanlarının araçlarının garajdan çıkmasına müsaade etmedim. Örgütün televizyonda gerçek yüzünü gördükten sonra dönemin İzmir Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya ile telefonda görüştükten sonra kendi isteğimle teslim oldum. Takdirimi kalkışmanın bitmesi için kullandım. Terör örgütü tarafından kandırıldığımı idrak edebilseydim, bunlar yaşanmayacaktı. Ankara Çukurambar'daki villada darbe girişiminden hemen önce yapılan toplantıları, planları villadan çıktığımda anlatsaydım bu acılar yaşanmayacaktı. Hain planı daha önceden haber vermediğim için çok pişmanım. Darbeye teşebbüs etmediğimin kanıtı olarak herhangi bir askerimin burnu bile kanamamış, tek bir siville irtibata geçilmemiştir. 'Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan beraatimi istiyorum. Benim bu düzeni değiştirmeye gücüm yetmez. Talimat verilen kişileri söyledim. Bu nedenle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını istiyorum.'
Yıldız'ın avukatı Aydın Kırmızıtaş da 'Müvekkilin verdiği bilgiler ışığında darbe girişiminin planlayıcısının firari Adil Öksüz olduğunu, darbe talimatını örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in verdiğini söylemiştir. Ankara Çukurambar'daki villada yapılan darbe toplantısına katılanların isimlerini ilk kez müvekkilim söylemiştir. Kendi rızası ile teslim olmuştur. Örgütle ilgili bilgileri deşifre ettiğinden hain damgası yemektedir. Hakında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını istiyoruz.' dedi.
Mahkeme heyeti duruşmaya öğle arası verdi.
Duruşmada tutuklu sanık eski Hava Teknik Okulları Komutanı tümgeneral Ahmet Cural, mütalaaya karşı savunma yaptı.
Gözaltına alındığı 18 Temmuz 2016'dan beri darbeye dahli ve terör örgütü üyesi olmadığını söylediğini belirten Cural, önceki ifadelerini tekrar ettiğini söyledi.
Sözde sıkıyönetim atama listesinde, kendisi gibi isminin karşısında 'devam' yazan başka generaller de bulunduğunu, bunlardan bazılarının soruşturma geçirmeden emekli olduğunu, bazılarının da halen görev yaptığını dile getiren Cural, bu durumun hukuk dışı olduğunu savundu.
Listenin tek başına delil olamayacağını ileri süren Cural, 'Atama listesinde yeni görev olarak ismimin karşısına ' Enerji Bakanlığı Müsteşarı' yazılmış. Ben 11 yıl eğitim subayı olarak görev yaptım. Görevlendirme yapılacaksa Milli Eğitim Bakanlığında yapılırdı. Enerji Bakanlığında görevlendirme verilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Görevlendirme bilinçli değildir. Önemli olan ismimin karşısında ne yazıldığı değil, darbe gecesi hangi iradeyi ortaya koyduğumdur. Görevlendirmeyi kabul ettiğime dair hiçbir delil yoktur. Tahliyemi talep ediyorum.' görüşünü savundu.
Tutuklu sanık eski Hava Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanı tuğgeneral Veyis Savaş da hakkındaki 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya çalışmak' suçlamasını reddetti.
'Bu tek başına yapılabilecek bir şey değil.' diyen Savaş, 'Emrimdeki 600 kişiyi silahlandırsam bile anayasal düzeni değiştirmem mümkün değil. O akşam beraber görev yaptığım kişiler tanık olarak dinlenilmedi. Tahliyemi talep ediyorum.' dedi.
Mahkeme heyeti, sanıkların tahliye taleplerini reddederek duruşmaya yarın devam edilmesini kararlaştırdı.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'İzmir 280 sanık (ilk 270 sanık) Darbe Yapılanması' davası
(10 Mart 2018, 20:36)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: