İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde, biri polis iki kişinin şehit edildiği, 46 kişinin de yaralandığı Sarıyer'deki Borsa İstanbul'un işgal edilmesine ilişkin 1'i firari 9'u tutuklu 15 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
10.03.2018 18:24 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde, biri polis iki kişinin şehit edildiği, 46 kişinin de yaralandığı Sarıyer'deki Borsa İstanbul'un işgal edilmesine ilişkin 1'i firari 9'u tutuklu 15 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
08.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmada dinlenilen tanık Adem Köke, Borsa İstanbul'da teknik birimde çalıştığını, köprülerin kapandığını televizyondan öğrendiğini anlattı.
Darbe girişimi gecesi kuruma gelen askerlerin kendisini çağırdığını belirten Köke, şunları kaydetti:
'Askere ne olduğunu sorduk. Gözlüklü bir asker 'Asker yönetime el koydu, sizi eve göndereceğiz.' dedi. Biz de 'Evimize gidemeyiz, sistemlerin başında kalmalıyız.' dedik. Bize bir asker verdi, aşağıya gönderdi. Yanımızdaki asker televizyondan gördü olayları. Askere 'Bu yaptığınız yanlış.' dedim. Hiç ağzını açmadı. 3-4 dakika sonra askeri çağırdılar, birlikte yukarı çıktık, telefonlarımızı aldılar. Başka bir askerle yine aşağıya indik, ona da 'Bu yaptığınız yanlış.' dedim, asker bana 'Bu darbe gerekli.' dedi. Daha sonra, 5-6 dakika sonra telefonların fişleri çekildi, yine çağırdılar. Daha sonra gelen, giden olmadı, Askerlere yanlış yaptığını söyledim, ağlamaklı bir vaziyette bir tanesi 'Benim hayallerim vardı, bu devlet artık bana ekmek vermez.' dedi. Tekrar aşağıya indim, kendi güvenlikçi arkadaşlarımız 'çıkmayın' dedi. Sonra güvenlikçi arkadaşlar tekrar aşağıdan çağırdı, sabah 6'da çıktık, olaylar bitmişti.'
'Polisler gelirse sıkalım mı, teslim mi olalım?'
Tanıklardan Bilal Arıkan da Borsa İstanbul'da teknik operatörü olduğunu ifade ederek, saat 23.00 sıralarında tüm personeli toplayan binbaşının, 'TSK tüm yönetime el koydu, tüm sistemlerin kapatılmasını, fişlerin çekilmesini istiyoruz.' dedikten sonra tüm telefonların toplanarak her personelin başına bir asker konulduğunu aktardı.
Başında bekleyen askerin sürekli telefonla görüştüğünü dile getiren Arıkan, 'Sürekli telefonla görüşüyordu. 'Komutanım sabah içtimaya gideceğiz, polisler bize gelirse sıkalım mı teslim mi olalım?' diye konuşuyordu. Daha sonra yalnız başımaydım, sabah 06.00 gibi dışarı çıktığımda emniyet mensuplarının işgalcileri temizlediğini gördüm.' dedi.
'Darbe gerekçesi köprü ücreti'
Tanık Ergün Avcı ise Borsa İstanbul'da güvelik görevlisi olarak çalıştığını, mesaisi bittikten sonra binanın önünde beklediği sırada gelen askerlerin 'Bomba ihbarı var sizi korumaya geldik.' dediklerini aktardı.
Avcı, askerlerin daha sonra kurumdaki tüm personeli toplayıp 'bunun bir darbe olduğunu, aksi hareket edenin vurulacağını' söylediğini belirterek, şunları kaydetti:
'Herkes duydu bu konuşmayı, 7-8 asker vardı. Bir binbaşı, silahlarımızı bırakmamızı istedi, silahı olanlar kasaya bıraktı. Askerler bizi bilgi işlemin olduğu yere yerleştirdi. Konuşmayı yapan kişi binbaşı Murat'tı, diğer binbaşı Ahmet ile iletişim halindeydi. Çok rahattılar, ellerinde telefon vardı. Endişe, panik gibi halleri yoktu. Adem arkadaşımız 'Bu bizim ülkemizi 30 yıl geriye götürür.' dedi, susturdular. Benden dışarıyı göstermemi istediler. Çamlık dediğimiz yere gittik. Binbaşı Murat'a '45 yaşındayım, kaos yok, ekonomik kriz yok, ne gerek var darbeye?' dedim, bana kızdı, 'Ne demek ekonomik kriz yok, köprünün parasını biliyor musun, köprünün parasını sizden alıyorlar.' dedi. Binanın girişine geldik, 'Defol git.' dediler, beni kovdular. Herhalde itiraz ettiğim için kovdular.'
Tanık Fevzi Öztürk de Borsa İstanbul'da güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, askerlerin, 'Mukavemet gösteren olursa vurulacak.' dediklerini ifade ederek, 7-8 askerin, operasyondan önce emniyet güçleri gelince teslim olduğunu belirtti.
'Halk toplandığında ateş edilecek'
Tanık Ömür Şahin ise Borsa İstanbul'da protokol bölümünde güvenlik görevlisi olarak görev yaptığını aktararak, 'A kapıdaki arkadaşlar bana 'Askerler terör saldırısı olacağı için gelmişler.' dedi. Ben karşıladım, Binbaşı Murat geldi, aynı şeyi söyledi, güvenlik görevlilerin toplanmasını istedi, toplandık. Kendi silahını havaya kaldırdı, 'Uçaksavar hazır mı?' diye sordu. Ben o esnada bir şey olduğunu anladım.' dedi.
Askerlerin 8-10 kişi olduklarını söyleyen Şahin, 'Silahlarımızı teslim etmemizi istedi. Grup şefimiz, silahları teslim edemeyeceğimizi, depomuza kaldırmamızı istedi. Şefimiz, anahtarı sakladı, anahtarı vermedi. Bölgede çalışan görevlileri sordular, hepsini topladılar. Askerler, 'Seans yapılıyor mu, aktif mi?' diye sorular soruyorlardı. 'Hulusi Akar'ın emriyle bu bir darbedir, karşı koyan vurulacaktır.' dediler. Sürekli telefonlarına bakıyorlardı, emir geldiğini söylüyorlardı. 'Halk toplandığında ateş edilecek.' diyorlardı. Kameraları kapatmış gibi yaptık, aktifti kameralar. 2 güvenlik kalmasını istediler, bizi dışarı çıkardılar. Biz de dışarı çıktık.' şeklinde konuştu.
Duruşmada tanık olarak SEGBİS aracılığıyla dinlenen Serdar Soy, yüzbaşı rütbesiyle TSK'da görev yaptığını söyledi.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında evinde olduğunu ve sanık askeri öğrenci Emre Sözer'in kendisini aradığını söyleyen Soy, 'Bana kendilerinin bir binbaşının emir komutası altında Borsa İstanbul'a getirildiklerini söyledi. Binbaşının kendilerine 'gerekirse halka ateş açmalarını' emrettiğini bana söyledi. Ben de Emre'ye 'Bu kanunsuz bir olay, halka ateş etmeyin. Hiç tereddüt etmeden gerekirse arkadaşlarınla bir ol, binbaşıyı etkisiz hale getirin' dedim. Beni daha sonra yine arayarak polise teslim olduklarını söyledi. Ben de görevime döndükten sonra bunları rapor ettim.' ifadelerini kullandı.
Tanık polis memuru Kubilay Ateş de kendilerinin 15 Temmuz günü akşam saatlerinde İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne çağrıldıklarını söyledi.
Sarıyer'in giriş çıkışlarında ve Huber Köşkü gibi hassas noktalarda güvenlik önlemi aldıklarını aktaran Ateş, 'Borsa İstanbul'un oraya bir tank girdiği anonsu duyduk. Yollar kapalı olduğu için motosiklet istedik ve Borsa İstanbul'a geçtik. Vatandaşlar da yürüyüşe geçmişti, hemen ilçe emniyet müdürümüzle beraber hareket ettik. Vatandaşlar Enka Spor Tesisleri'nden alışveriş merkezinin oraya doğru bayraklarla yürüyüş halindeydi. Biz siper halinde ilerlerken vatandaşların yürüyüş yönüne doğru ateş sesi geldi' şeklinde beyanda bulundu.
Borsa İstanbul'un giriş kapısına geldiklerinde bariyer dolayısıyla içeri giremediklerini anlatan Ateş, kapıda güvenlik görevlilerinin olmadığını ifade etti.
'Vatandaşlara durmadan ateş ettiler'
Kapıda askerlerin geldiği ZPT ve üstünde ağır makineli silah bulunduğunu ifade eden Ateş, şunları kaydetti:
'Bize doğru uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Bizim orası aydınlıktı, onlar biz, görüyordu ama biz göremiyorduk. Bariyeri geçmek istiyorduk ama karşımızda askeri araç ve üzerinde ağır silah vardı. O sırada TOMA geldi. Vatandaşlar ateş açıldığı için TOMA'nın arkasına geçti. O sırada vatandaşlarımızdan yaralananlar oldu. Bazılarını yoldan geçen araçlara, bazılarını ambulansla hastaneye gönderdik. İlçe emniyet müdürümüz, içeridekilere 'teslim olun' anonsu yaptı. Ateşin nereden geldiğini bir türlü göremedik, karşı taraf karanlıktı çünkü. Yüksek yerden ateş açılabildiğini tahmin ediyorduk. Bizim ve vatandaşların hareketini görerek ateş ediyorlardı. TOMA'ya doğru da ateş açıldı. Özel harekat timi geldi. Shortland ile de geçemedik bariyerleri. Vatandaşa doğru gece boyunca durmadan ateş ettiler'
Bazı askerlerin kendilerine gelerek teslim olduğunu söyleyen Ateş, Borsa İstanbul ve mahalle içinde arama yaptıklarını, gözaltına aldıkları sanıkları emniyete götürdüklerini söyledi.
Tanıkların dinlenilmesinin tamamlanmasından sonra taleplerle ilgili görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu bir kısım müştekilerin davaya katılma talebinin kabul edilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, katılma taleplerinin kabulüne karar vererek, avukatı bulunmadığı için savunması alınamayan tutuklu sanık Ahmet Baykal'ın savunmasının alınabilmesi için duruşmayı yarına erteledi.
09.03.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmada, tutuklu sanık eski Binbaşı Ahmet Baykal savunmasında hakkındaki tüm suçlamaları reddederek, FETÖ üyesi olmadığını iddia etti.
Aldığı eğitimler, tugayın işleyişi, KOKTOD faaliyetleriyle ilgili bilgi veren Baykal, olay günü Borsa İstanbul'da yaralandığını, kendisini ateşten korumak için karanlık bir bölgeye gittiğini söyledi.
Baykal, kan kaybından gözünün kararması sonucu yere düştüğünü anlatarak, bir grubun kendisini Borsa İstanbul binasının önüne taşıdığını, daha sonra Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüğünü, darbe ile FETÖ'yü ilk kez burada duyduğunu öne sürdü.
'Savcılık ifadelerini reddetti'
Mahkeme başkanının, 'Darbeyi ilk kez emniyette öğrendim' diyorsun ancak savcılık ifadende, '15 Temmuz'da 20.30-21.00 civarında Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit'in yaptığı konuşmada silahlı kuvvetler yönetime el koydu dediğini' söylemişsin. Neler diyeceksin?' sorusuna sanık Baykal, 'Savcılık ifademi reddediyorum.' dedi.
Mahkeme başkanı da bunun üzerine sanık Baykal'a, cep telefonunda dijital inceleme raporlarında WhatsApp yazışmalarının bulunduğuna dikkati çekerek, 'Grup yazışmalarında 'İMKB düşmek üzere', 'kapıları kırdılar', 'yardım', 'halk dağıtıldı', 'polisten ses çıkmıyor', 'mühimmat var, moraller yüksek', 'söyleyin herkes evinde kalsın', 'birkaç gün sokağa çıkma yasağı uygulansın', 'bu yazdıklarımı kimseyle paylaşmayın' gibi mesajlar var. Sen darbeyi emniyette öğrendim demişsin ama bunlara ne diyeceksin?' diye sordu.
Sanık Baykal da bu soruya, 'firari sanık Murat Çelik cep telefonumu almıştı.' yanıtını verdi.
Başkanın, 'Erdem Balkan diye biri ifadesinde bir evde, Cihangir isimli kişinin kendisinden ve senden sorumlu olduğunu, daha sonrasında senin tayininin İstanbul'a çıktığını söylüyor. Kim bu Cihangir?' diye sorması üzerine sanık Baykal da 'Bu ifadeyi reddediyorum. İfadeler yalan.' dedi.
Baykal, mahkemeden hiçbir talepte bulunmayacağını söylerken, diğer tutuklu sanıklar, tahliyelerini istedi.
Cumhuriyet savcısı, tüm tutuklu sanıkların bu hallerinin devamını ve eksikliklerin giderilmesini talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, askeri öğrenciler Orhan Baz, Emre Sözer ve Ramazan Korkmaz’ın tahliyelerine karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 18-19 Nisan'da Silivri'deki Alibey Spor Salonu'nda görülmek üzere erteledi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-03 Temmuz (2017) 'İstanbul 15 sanık Darbe Yap./Borsa İstanbul İşgali' davası
(10 Mart 2018, 18:24)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: