Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı eski korgeneral Metin İyidil ile EDOK kurmay başkanı Hamza Koçyiğit'in de aralarında bulunduğu 6 sanığın yargılandığı davada cumhuriyet savcısı esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. 3 isim için ağırlaştırılmış müebbet isteyen savcı 1 isim için 15 yıl hapis diğer 2 isim için de beraat talep etti.
03.03.2018 14:40 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı eski korgeneral Metin İyidil ile EDOK kurmay başkanı Hamza Koçyiğit'in de aralarında bulunduğu 6 sanığın yargılandığı davada cumhuriyet savcısı esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. 3 isim için ağırlaştırılmış müebbet isteyen savcı 1 isim için 15 yıl hapis diğer 2 isim için de beraat talep etti.
26 Şubat'ta Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklarla sanık avukatları ve şikayetçi sıfatıyla Başbakanlık avukatı Fatih Altınbaş katıldı. Sanıklardan, Koçyiğit, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) duruşmaya bağlandı.
Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı eski korgeneral Metin İyidil, Kurmay Başkanı eski tümgeneral Hamza Koçyiğit ile Harekat Eğitim ve Öğretim Daire Başkanı eski tuğgeneral Lütfü İhsan Yanıkoğlu hakkında, 'Anayasal düzeni ihlal' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi.
Sanıklardan EDOK Okullar Komutanı eski korgeneral Abdullah Barutcu, hakkında 'Terör örgütü üyeliği' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası talep eden cumhuriyet savcısı, sanıklar Muharebe Geliştirme Başkanı eski tuğgeneral Mehmet Topçu ve gözlem subayı Ersal Duman'ın beraatini istedi.
DETAYLAR
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanıklar, sanık avukatları ve 'şikayetçi' sıfatıyla Başbakanlığın avukatı katıldı. Koçyiğit ile Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi üzerinden bağlantı kuruldu.
Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu, daha önce tanıklığına karar verilen Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ümit Dündar'ın, celse arasında beyanda bulunduğunu belirterek, Dündar'ın ifadesini okudu.
Buna göre, Dündar, darbe girişimi sırasında Ankara'da bulunmadığını, İstanbul'da 1. Ordu Komutanlığı görevini yürüttüğünü belirtti.
Darbe teşebbüsünün başladığı andan itibaren anayasal düzenin yanında yer alarak girişimi engellemek için faaliyet yürüttüğünü ifade eden Dündar, saat 00.50 sularında ulusal kanallara bağlanıp durumunu kamuoyuyla paylaştığını bildirdi.
Dündar, bu saatten itibaren birçok üst rütbeli subayın kendisiyle irtibata geçtiğini aktararak, şunları ifade etti:
'Zaten o gün Kara Kuvvetlerinde görevi başında en yüksek rütbeli subay olarak ben kalmıştım. Kanaatimce İstanbul'da saat 03.00'ten itibaren darbe teşebbüsünün başarılı olamayacağı anlaşılmaya başlandı. Tam hatırlamıyorum ancak saat 02.00-02.30 gibi olma ihtimali yüksek, Ankara'da Lojistik Komutanı olan Korgeneral Yıldırım Güvenç beni aradı. 'Komutanım ben Ankara'dayım.' diyerek, Ankara ile ilgili bilgi vermeye başladı. Genelkurmay, Kara Kuvvetleri Komutanlığı karargahı ve Akıncı Hava Üssü'nün darbecilerin kontrolünde olduğunu belirtti. 'Ankara'da şu anda en yüksek rütbede sen misin?' diye sordum, 'Evet benim.' dedi. Bu nedenle Ankara ile ilgili kendisiyle görüşmeye devam ettim, gelişmeler hakkında beni zaman zaman bilgilendirmesini istedim. Bu kapsamda Yıldırım Güvenç 4 veya 5 kez beni telefonla arayarak Ankara'nın durumu hakkında bilgi verdi.'
'Aramalar kendisiyle ilgili bilgi verme mahiyetindeydi'
Sanıklardan sadece Metin İyidil ile 16 Temmuz sabahı, İyidil'in kendisini aramasıyla görüştüğünü belirten Dündar, 'Görüşmede Metin İyidil bana Polatlı'da görevli general Osman Ünlü'nün 4. Kolordu'ya gittiğini, Kolordu Komutanlığını üstlenmek istediğini, Ünlü'yü bundan vazgeçirdiğini söyledi. Ben hiçbir şekilde o sabah İyidil'i aramadım ancak İyidil arayıp bana ulaşamayınca geri dönüş olarak arayıp aramadığımdan emin değilim.' ifadesini kullandı.
İyidil ile ilerleyen saatlerde 4 veya 5 kez daha görüştüğünü vurgulayan Dündar, şunları kaydetti:
'Hiçbir şekilde kendisine bir talimat vermedim. İyidil beni arayarak 'Etimesgut'a gidiyorum. Tankların çıkmasını engelleyeceğim.' gibi sözler söyledi. Bir defasında aradı, Etimesgut'tan tankların çıkmasına engel olduğunu söyledi. Aramalar kendisiyle ilgili bilgi verme mahiyetindeydi. Bir aramasında bana darbe teşebbüsünü bastırmakta ihtiyaç olduğu takdirde kullanılabilecek emrinde iki birliğin olduğunu, bu birliklerden birinin Ankara'daki Atıcılık ve Uzman Nişancılık Birliği, diğerinin ise Isparta Eğridir'deki birlik olduğunu söyledi ancak ben kendisine hiçbir şekilde birlik hazırla gibi veya Ankara'ya intikal ettir gibi bir talimat vermedim. Yıldırım Güvenç'e de darbe teşebbüsünü bastırmakta kullanılmak üzere ne Isparta, ne Eğridir, ne de başka bir birlikten asker hazırlaması ve intikali hususunda talimatım olmadı. İyidil ve Güvenç'in de darbeyi bastırmak için herhangi bir birliğin intikali hususunda teklifi olmadı. Saatini tam olarak hatırlayamıyorum ancak Genelkurmay Başkanımızın Akıncı'dan helikopterle ayrılmasını müteakip, Akıncı'daki çatışmaların tamamen sonlandığını değerlendirdiğim bir sırada, darbeciler tarafından Akıncı'ya götürülen komutanların Ankara'ya nakli için Yıldırım Güvenç'i aradım. Güvenç'e 'Üssü çevrelemiş emniyet güçleriyle koordineli olarak Akıncı Üssünün kontrolünü sağlayarak, buradaki komutanların Ankara'ya naklini sağla.' dedim. Zırhlı personel taşıyıcı gibi araçlar kullanarak nakillerin sağlanmasını istedim.'
Dündar, soru üzerine, Isparta Eğridir'deki birliklerden Ankara'ya nakil için herhangi bir şekilde emir vermediğini belirterek, 'Olayların bittiği bir anda ve bu birliklerin daha önce darbeye destek niteliğinde bir tutum da aldıkları dikkate alındığında Ankara'ya birlik naklini istemem söz konusu olamaz.' ifadesini kullandı.
'Bu şartlarda ne gibi bir emir vereyim'
Duruşmada tanık olarak dinlenen EDOK'ta görevli Albay Hasan Yorulmaz da saat 23.00 sularında kışlaya geldiğini ve kurmay başkanı Hamza Koçyiğit'e bilgi verdikten sonra Faaliyet İzleme Merkezi'ne (FİM) geçtiğini söyledi.
Bir süre sonra FİM'e sıkıyönetim emirlerinin ulaştığını aktaran Yorulmaz, evrakı alıp aynı yerde görevli Binbaşı Eray Üngüder ile Koçyiğit'in makamına çıktıklarını dile getirdi.
Koçyiğit'in evrakı kontrol ettiğini anlatan Yorulmaz, 'Bu sırada sanıklardan Mehmet Topçu da odadaydı. Koçyiğit, Topçu'ya 'Kurmay başkanlığına atanmışsın.' dedi. Topçu da 'Ben bu kanunsuz emirlere uymuyorum. Komutan sizsiniz.' karşılığını verdi. Biz odadan ayrıldıktan sonra bağlı birliklerden sıkıyönetim emirlerine ilişkin telefonlar aldık. Emirlerini öğrenmek için tekrar Hamza Koçyiğit'in yanına geçtiğimizde bize, 'Bu şartlarda ne gibi bir emir vereyim.' dedi. Biz de ast birliklere evraka işlem yapmamaları, EDOK komutanlığının emirlerini dinlemeleri konusunda uyarıda bulunduk.' dedi.
'Bu ifade benim için temiz belgesidir'
Tanık beyanlarına karşı savunması dinlenilen İyidil, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Dündar'ın ifadesinin kendisini doğruladığını söyledi. İyidil, 'Genelkurmay İkinci Başkanının ifadesi ilk günden beri verdiğim beyanlarla örtüşüyor. Bu ifade benim için temiz belgesidir. Kendisine 4-5 kez telefon ettim ve Ankara'daki darbe karşıtı faaliyetlerimi anlattım. Bu beyan benim yaptıklarımı net olarak açıklıyor.' şeklinde konuştu.
Sanık Hamza Koçyiğit ise sıkıyönetim emirlerini kendisine getiren Yorulmaz ve Üngüder'e emirlere uyulmaması yönünde talimat verdiğini savundu. Yorulmaz'ın saat 23.40 sularında tekrar makamına geldiğini ifade eden Koçyiğit, şöyle devam etti:
'Yoğun şekilde birlik komutanlarıyla görüşüyor darbe karşıtı faaliyetler yürütüyordum. Bana ast birliklerden telefonlar geldiğini söyledi, durumu anlattı. Ben de daha önce sıkıyönetim emirlerine işlem yapılmaması talimatını verdiğimi hatırlatıp, 'Benden daha ne emir bekliyorsun?' diye çıkıştım. Konuşmamın son cümlesi aklında kalmış.'
Koçyiğit, kaçmak için helikopter aradığı iddiasını da yalanlayarak helikopteri, komutanların Akıncı'dan nakli için aradığını söyledi.
Sanık beyanlarının ardından duruşma savcısı esasa ilişkin mütalaasını açıkladı.
'Ben hain değilim'
Daha sonra söz alan İyidil'in avukatları savcının esas hakkındaki görüşünü kabul etmediklerini belirtti.
Avukatlardan Abdullah Kaya, müvekkilinin gece 00.14'te akrabası iş adamı Nihat Özdemir ile görüştüğünü bildirerek, 'Özdemir 'Darbeye karşı dur.' demiştir. Buna rağmen müvekkilimin darbeyi destekler vaziyette hal ve harekette bulunması hayatın olağan akışına dahi aykırıdır. Yoksa Nihat Özdemir, müvekkilimi ipe gerer.' dedi.
Beyanı sorulan Metin İyidil, sözlerinin başında, mahkeme heyetine yönelik 'Ben şimdi çok konuşacağım, siz de kızacaksınız.' ifadesini kullandı.
Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu bu söze tepki göstererek, 'Sana ilk savunmanda 6, ikincisinde 5, en son celsede 1,5 saat süre verdim. Bu ifadeyi sürekli tekrarlıyorsunuz ama hoş değil. Art niyet arıyorum.' dedi.
İyidil, özür dileyerek, art niyetli olmadığını söyledi ve ardından, 'Kutsal vatan topraklarının koruyucusu Mehmetçik, Zeytin Dalı Operasyonu'nda. Ben de orada olmak isterdim. Genelkurmay Başkanımızdan Sayın Cumhurbaşkanımıza kadar herkesi selamlıyorum. Metin İyidil ceza almış önemli değil. Önemli olan ülkem yerinde dursun.' diye konuştu.
Kanlı bir darbe girişimi yaşandığını hatırlatan İyidil, şunları kaydetti:
'Ben hain değilim, şerefsiz değilim, mankurt değilim, FETÖ'cü değilim, vatanımı satmadım. Ben o gün en erken emir veren adamım. Benden önce emir verip, yerini, yurdunu, kıblesini gösteren, devletten, milletten, Sayın Cumhurbaşkanından yana olan başka biri var mı, bilmiyorum.
O gece emir ve komutayı üstümüze aldık ama şimdi 'Neden darbecilerin işgalindeki karargahları kurtarmak için hazırlık yaptın, neden Genelkurmay Başkanını kurtarmak için birlik hazırlattın?' diye bir suçlamayla karşı karşıyayım. Ankara'da darbeye karşı mücadele eden dört kişiden biri benim. Benim durumumu gören kişi bir daha müdahale etmez.'
İyidil, esas hakkındaki savunmasını hazırlamak için süre isterken, tahliye talebinde de bulundu.
Konuşmasının son kısmında İyidil bir süre ağladı ve su içti.
Mahkeme heyeti, esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için sanıklar ve avukatlarına sonraki celseye kadar süre verdi.
Tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını kararlaştıran heyet, duruşmayı 26 Mart'a erteledi.
İddianame
İyidil ve Koçyiğit'in yanı sıra suç tarihinde korgeneral rütbesiyle KKK EDOK Okullar Komutanı olan Abdullah Barutcu, tuğgeneral rütbesiyle EDOK Harekat Eğitim ve Öğretim Başkanı olan Lütfü İhsan Yanıkoğlu, tuğgeneral rütbesiyle EDOK Muharebe Geliştirme Başkanı olan Mehmet Topçu ve binbaşı rütbesiyle EDOK Muhabere Geliştirme Başkanlığı Alınan Dersler Merkezi Faaliyet Gözlem Kısmı'nda gözlem subayı Ersal Duman'ın da yargılandığı davada, sanıkların üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor.
ÜMİT DÜNDAR CELSE ARASI İFADE VERMİŞ
Öte yandan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 15 Temmuz EDOK davasında ifade veren Genelkurmay 2. Başkanı Ümit Dündar 15 Temmuz darbe gecesi yaşadıklarını anlattı. Dündar, ''İstanbul'da saat 03.00 den itibaren darbeye teşebbüs hareketlerinin başarılı olamayacağı anlaşılmaya başlanıldı ve o saatten sonra rütbeli subaylar beni aradı'' dedi.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 15 Temmuz EDOK davasının 8'inci celsesi görüldü. Bir önceki celsede Genelkurmay 2. Başkanı Ümit Dündar'ın tanık olarak dinlenmesi kararı alınmıştı. Ancak Dündar'ın celse arasında gelip ifade verdiği öğrenildi.
15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimi sürerken cuntacılara karşı açıklama yaparak kilit bir rol oynadığı belirtilen Ümit Dündar’la ilgili Başbakan Binali Yıldırım, 'Genelkurmay Başkanlığı’na vekaleten 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar atanmıştır' açıklamasında bulunmuştu.
Ümit Dündar ifadesinde özetle şunları anlattı: “Ben FETÖ Silahlı Terör Örgütü tarafından 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe girişimi sırasında Ankara'da görevli değildim, o tarihte karargahı İstanbul'da bulunan 1. Ordu Komutanlığını yürütmekteydim. Darbe teşebbüsü, akşam saatlerinde başladığı andan itibaren ben bağlı olan ordu komutanlığım ile birlikte anayasal düzenin yanında yer alarak Cumhurbaşkanının, Meclisin ve Anayasal merci ve makamlarının yanında yer aldım.
“İSTANBUL'DA SAAT 03.00 DEN İTİBAREN DARBEYE TEŞEBBÜS HAREKETLERİNİN…”
“Bu şekilde faaliyete başladıktan sonra da saat 00.50 sıralarında da ulusal kanallardan kamuoyuna bu yöndeki halimizi duyurduk. Benim bu duyurmamdan sonra birçok askeri yetkili tarafımdan irtibata geçmişti, zaten o gün Kara Kuvvetleri yapılanmasında da görevi başında en yüksek rütbeli subay olarak ben kalmıştım. Belirttiğim tarihte ihtilale teşebbüsün başarı sağlayıp sağlamayacağı henüz belli olmadı erken saatlerden itibaren de ihtilale teşebbüsün başarı sağlayamayacağının anlaşıldığı saatlerden sonra da bir çok üst rütbeli subay tarafımı aradı, şahsi kanaatim olarak İstanbul'da saat 03.00 den itibaren darbeye teşebbüs hareketlerinin başarılı olamayacağı anlaşılmaya başlanıldı.
“ANKARA'DA ŞUANDA EN YÜKSEK RÜTBEDE SEN MİSİN DEDİM”
“Ben belirttiğim gibi o tarihte Ankara'da değildim, İstanbul'da idim. Darbenin bastırılmasına yönelik faaliyetleri İstanbul'dan yönetiyordum, saatini tam olarak hatırlamıyorum ancak saat 02.00-02.30 olma ihtimali yüksek Ankara'da Lojistik Komutanı olan Korgeneral Yıldırım Güvenç beni aradı, bana komutanım ben Ankara'dayım diyerek Ankara ile ilgili bilgi vermeye başladı. Ankara Merkez'de Genelkurmay Karargahı’nın Kara Kuvvetleri Komutanlığı Karargahının, Akıncı Hava Üssü'nün darbecilerin kontrolünde olduğunu belirtti, ben Ankara'da şuanda en yüksek rütbede sen misin dedim, evet benim dedi. Bu nedenle Ankara ile ilgili kendisiyle görüşmeye devam ettim ve Ankara ile ilgili gelişmeler hakkında beni zaman zaman bilgilendirmesini istedim. Bu kapsamda Yıldırım Güvenç belirli aralıklarla kaç defa olduğunu hatırlayamıyorum emin olmamakla birlikte 4 veya 5 kez beni telefonla arayarak Ankara'nın durumu hakkında bilgi verdi.
“METİN İYİDİL'İN VE YILDIRIM GÜVENÇ'İN DE DARBEYİ BASTIRMAK İÇİN…”
“Ben o gece dosyanızın sanıkları olduğunu belirttiğimiz kişilerden sadece Metin İyidil ile saatini tam olarak hatırlamamakla birlikte 16 Temmuz sabah saatlerinde ilk kez Metin İyidil'in beni araması ile görüştüm, saatini tam olarak hatırlayamıyorum, ancak tam olarak emin olmamakla birlikte saat 07.00-08:00 gibi görüştüm. Görüşmemde Metin İyidil bana Polatlı'da görevli general Osman Ünlü'nün 4 Kolordu'ya gittiğini, darbeci komutan olarak 4. Kolordu Komutanlığını üstlenmek istediğini, kendisiyle görüşerek Osman Ünlü'yü bundan vazgeçirdiğini söyledi. Ben hiçbir şekilde o sabah Metin İyidil'i aramadım. Ancak Metin İyidil arayıp bana ulaşamayınca geri dönüş olarak arayıp aramadığımdan emin değilim.
BEN KENDİSİNE BİR TALİMAT VERMEDİM
Fakat bu şekilde Metin İyidil ile takip eden anlarda 4-5 kez hatırladığım kadarıyla görüştüm. Ancak hiçbir şekilde ben kendisine bir talimat vermedim, her defasında Metin İyidil beni arayarak Etimesgut'a gidiyorum, tankların çıkmasını engelleyeceğim gibi sözler söyledi. Bir defasında aradı yine Etimesgut'tan tankların çıkmasına engel olduğunu söyledi, bu şekilde aramalarda kendisiyle ilgili bilgi verme mahiyetinde idi. Ayrıca bir aramasında da bana darbe teşebbüsünü bastırmakta ihtiyaç olduğu takdirde kullanılabilecek olarak emrinde iki birliğin olduğunu, bu birliklerden bir tanesinin Ankara'da bulunan Atıcılık ve Uzman Nişancılık Birliği olduğunu, diğer birliğinde Isparta Eğridir'de birlik olduğunu söyledi.
ÖYLE BİR TALİMATIM OLMADI
Ancak ben kendisine hiçbir şekilde birlik hazırla gibi veyahutta Ankara'ya intikal ettir gibi bir talimat vermedim, dediğim gibi sürekli aramalar onun tarafından gerçekleştirilip durumu hakkında bilgi verme niteliğinde idi. Ben Yıldırım Güvenç'e de herhangi bir şekilde darbe teşebbüsünü bastırmakta kullanılmak üzere ne Isparta'da, ne Eğridir'de, ne de başka bir birlikten birlik hazırlaması ve intikali hususunda talimatım olmadı. Metin İyidil'in veyahutta Yıldırım Güvenç'in de darbeyi bastırmak için herhangi bir birliğin intikali hususunda teklifi olmamıştır.
“ANKARA'YA BİRLİK NAKLİNİ İSTEMEM SÖZ KONUSU OLAMAZ”
Ancak saatini tam olarak hatırlayamıyorum ancak Genel Kurmay Başkanımızın Akıncı'dan helikopter ile ayrılmasına müteakip bir saatte ben İstanbul havaalanında bulunduğum bir anda, Akıncı'daki çatışmaların tamamen sonlandığını değerlendirdiğim bir sırada Akıncının kontrolünü sağlayarak, oraya darbe teşebbüsçüleri tarafından götürülmüş bulunan diğer komutanların Akıncı'dan Ankara'ya nakli için Yıldırım Güvenç'i aradım, Yıldırım Güvenç'e Akıncı üssünü çevrelemiş bulunan emniyet güçleri ile koordineli olarak emniyet güçleri ile herhangi bir olumsuzluk yaşanmadan, çatışmaların bittiğini değerlendirdiğim bir sırada, Akıncı üssünün kontrolünü sağlayarak, Akıncı üssündeki komutanların Ankara Merkez'e naklini sağla, dedim.
Bu nakil sağlamasında zırhlı personel taşıyıcı gibi araçlar kullanarak nakillerin sağlanmasını istedim. Dediğim gibi ben bu hususları belirttiğimde Akıncı'da da darbe teşebbüsü ile ilgili olayların bittiğini değerlendirmiştim. Isparta Eğridir'deki birliklerden Ankara'ya nakil için herhangi bir şeklide bir emir vermedim. Durumu da değerlendirdiğimizde olayların bittiği bir anda ve bu birlikleri daha önce darbeye destek niteliğinde bir tutumda aldıkları dikkate alındığında Ankara'ya birlik naklini istemem söz konusu olamaz.”
“DARBE EMİRLERİNE UYULMAMASI TALİMATINI VERDİK”
Bugünkü duruşmada, Başkan Hüsamettin Otçu'nun, Ümit Dündar'ın ifadesini okumasından sonra diğer tanıkların dinlenmesine geçildi. İlk tanık o gece Faaliyet İzleme Merkezinde görevli Hasan Yorulmaz, sözde darbe bildirisi ve atama listeleri geldiğinde evrakları dönemin Kurmay Başkanı Hamza Koçyiğit'e götürdüklerini belirterek, şunları söyledi: 'Evrakları ve listeyi okudu. Mehmet Topçu generalin kurmay başkanlığına atandığını söyledi. Topçu general, 'ben kesinlikle bu emre uymuyorum. Benim komutanım sizsiniz' dedi. Sözde emirler ast birliklere de gönderilmiş. 'Ne yapacağız' diye sordular. Bunun üzerine tekrar Koçyiğit'e gidip, talimatını sorduk. Koçyiğit, 'Bu şartlarda ne gibi bir emir vereyim?' dedi. Faaliyet İzleme Merkezi'ne dönüp, ast birliklere sözde darbe emirlerine uyulmaması talimatını verdik.'
Yorulmaz'ın bu beyanları üzerine bir üye hakim, 'Siz, 'bu şartlarda ne gibi bir emir vereyim?' sözünden ne anladınız? Ne anlama geliyor?' diye sordu. Yorulmaz, Koçyiğit'in darbenin lehinde ve destekleyici bir emri olmadığını bildirdi. Üye hakim, 'O zaman darbenin aleyhindeydi' demesi üzerine de Yorulmaz, 'Evet' karşılığını verdi.
“SORU SORMA HAKKIMIZ ENGELLENMİŞTİR”
Tanık beyanlarına karşı söyleneceklerin alınması sırasında davanın 1 numaralı sanığı emekli Koramiral Metin İyidil'in Avukatı Abdullah Kaya, 'Genelkurmay 2. Başkanı Ümit Dündar savunma tanığı olduğu halde bizden habersiz dinlenmiştir. İşleri yoğun olabilir. Ancak soru sorma hakkımız engellenmiştir. Bu usule uygun değildir' itirazında bulundu. Avukat Kaya mahkeme reddetmesine rağmen bazı tanıkları hazır ettiklerini belirtirken, bu isimlerden Ahmet Zeki Üçok için şu ifadeleri kullandı: 'Kendisine FETÖ uzmanı diyen, MİT'e verdiği listede müvekkilimin ismini ilk veren kişidir.'
Avukat Kaya, Mustafa Önsel hakkında da, 'İkinci FETÖ uzmanı, Mustafa Önsel denilen bir adam' şeklinde konuştu.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-13 Haziran (2017) 'Ankara 6 sanık (ilk 7) Darbe Yap./EDOK Komutanları' davası
(03 Mart 2018, 14:40)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: