Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütüne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında 2012'deki 'Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavı' sorularının sızdırıldığı iddiasına ilişkin 82 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
17.02.2018 12:52 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütüne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında 2012'deki 'Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavı' sorularının sızdırıldığı iddiasına ilişkin 82 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
15.02.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları, yakınları katıldı. Duruşmada Adalet Bakanlığı, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), Maliye Bakanlığı ve ÖSYM'nin avukatları da müşteki olarak yer aldı.
Mahkeme Başkanı Muhammed Karaca'nın önceki duruşmalarda alınan ara karar gereği dava dosyasına gelen evrakı okumasının ardından savunmasını yapan sanıklardan Gökhan Simavlı, kendisine yönelik sadece ByLock şüphesi bulunduğunu, bu şüphenin de hiçbir somut delile dayanmadığını öne sürerek suçlamaları reddetti.
Hakkındaki tanık beyanlarını da kabul etmeyen Simavlı, beyanların soyut ve gerçek dışı ifadelerden oluştuğunu öne sürdü.
Telefonunda, sim kartında, tabletinde ve dizüstü bilgisayarında ByLock tespit edilemediğini, bu programın cihazlarında kurulduğu ya da kurulup silindiğine ilişkin bir delil bulunamadığını savunan Simavlı, 'Şahsıma isnat edilen sadece BTK iz kayıtlarıdır. Onlar da hatalıdır, aynı anda hem internet hizmeti aldığım hem de almadığım gösterilmiştir. Bu, hayatın olağan akışına terstir. 18 aydır tutukluyum ve tahliyemi istiyorum.' ifadesini kullandı.
'Dini bir cemaat olarak görünüyordu'
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla ifadesi alınan sanık Halit Önder, yeniden savunma yapmak ve sosyal hayatından bahsetmek istediğini belirtmesi üzerine Mahkeme Başkanı Muhammed Karaca, sanığa, 'Biz kimsenin diyanetiyle uğraşmıyoruz ve sorgulamıyoruz. Daha önceki savunmada kendinden bahsetmiştin. Biz din savunması yapmıyoruz. İfadelere ilişkin bir diyeceğin var mı diye sana soruyoruz.' dedi.
Önder, 2013'e kadar FETÖ'yü dini bir cemaat olarak gördüğünü, zaman zaman sohbetlerine katıldığını söyledi. O dönemde FETÖ ile ilgili toplumda 'dini bir cemaat' algısının yaygın olduğunu ileri süren Önder, şunları kaydetti:
'Gerçek yüzlerini geç fark ettiğim için pişmanım. Ara ara sohbetlerinde bulundum. 2013'e dek hem toplumumuzda hem devlet erkanımızda bu yapının dini bir cemaat olduğu kanısı vardı. Hatta Cumhurbaşkanımız da ifade etmişti. 'Tabanı ibadet, ortası ticaret, yukarısı ihanet' diye. İtiraf etmeliyim ki 2013'e kadar bu yapılanmada yer aldım. Bir araya gelir, lakin her türlü emri yerine getirme gibi bir mesele olmamıştır. Kurduğumuz dernek, cemaate yaklaşmaya başladı. 1 Aralık 2013'te dernekten istifa ettim.'
Isparta Barosu seçimlerinde aday olduğunu, ancak 'cemaatin' destek vermemesi üzerine seçimi kaybettiğini öne süren Önder, 'FETÖ'nün isteğiyle hakim olmak istediğim yalandır. Kaldı ki isteselerdi 6 Mayıs 2012 mülakatında beni elemezlerdi. Bütün soruları bilmiştim, hiç sorun yoktu.' savunmasında bulundu.
Isparta Barosuna kayıtlı bazı avukatlar, Önder lehine tanıklık yaptı.
Sanıklar, Habil Kahraman, Murat Kılıç, Süleyman Taşbaş ve Ömer Çetin de suçsuz olduklarını öne sürüp beraat talebinde bulundu.
Beyanların ardından mahkeme heyeti, yarın devam etmek üzere duruşmaya ara verdi.
16.02.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı.
Duruşmada, Adalet Bakanlığı, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), Maliye Bakanlığı ve ÖSYM'nin avukatları da müşteki olarak yer aldı.
Duruşmada tanık beyanları alındı. Tanıkların beyanının ardından sanıklar ve sanık avukatları savunma yaptı.
Tutuklu sanıklardan Ahmet Erdemir, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek ByLock programını kullanmadığını öne sürdü ve tahliyesini talep etti.
Sanıklardan Nadir Bilgiç ise, FETÖ adına hiçbir faaliyetinin içerisinde yer almadığını ve ByLock kullanmadığını savunarak tahliyesini istedi.
Sanıklardan Niyazi Kara da üzerine isnat edilen tek iddianın ByLock kullanmak olduğunu ileri sürerek, 'Kaçma şüphem yok, 18 aydır tutukluyum. Tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum.' dedi.
FETÖ ile hiçbir bağının olmadığını öne süren sanıklardan Erol Günal da suçlamaları kabul etmeyerek, 'ByLock kullanmadım, Bank Asya'da hesabım yok. Para yatırmadım, aleyhime MASAK raporu da yoktur. FETÖ'cüysem de Allah canımı alsın. Yurtlarında da evlerinde de kalmadım. Burs almadım. Allah, FETÖ'nün belasını versin. Tahliyemi istiyorum.' ifadelerini kullandı.
Tahliyesini talep eden tutuklu sanık Ali Duran ise, 13 aydır tutuklu olduğunu ve sadece ByLock isnadına yönelik yargılandığını ileri sürdü.
Tutuklu sanıklardan Abidin Gürsoy ise kimseden sınav sorusu alıp vermediğini ileri sürerek, 'Hizmet hareketi terörist değildir. Ben hizmet hareketi mensubuyum. Allah bunu ortaya çıkartacaktır. Dışarı çıktığımda da bu hizmetlere devam edeceğim. Buradan söylüyorum, hizmet hareketi aklanacaktır ve Allah bunu bizlere gösterecektir. Eğer ki hizmet hareketi 'terör hareketi' olarak değerlendirilecekse zaten cezamın 3'te birini yattım. Artık yargılamayı tutuksuz olarak da yapabilirsiniz.' ifadelerini kullandı.
Tutuksuz sanıklardan bazıları duruşmalardan vareste tutulmayı isterken, bazıları da haklarındaki adli kontrol şartının kaldırılmasını talep etti.
Cumhuriyet Savcısı Nuri Gül, sanıklardan Ali Odabaşı, Murat Kılıç, Muaviye Keleş, Nadir Bilgiç, Kemal Angın, Ömer Mutlu Erdoğan ve Necmettin Boz'un adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını istedi.
Mahkeme Başkanı Muhammed Karaca, ByLock kullanıcı listesinde isimleri olmadığı, ByLock kayıtları bulunmadığı, dava konusu sınavı kazandığı halde mülakatlarda elendiği belirtilen tutuklu sanıklar Ali Odabaşı, Kemal Angın, Nadir Bilgiç, Murat Kılıç, Maviye Keleş, Bahri Bayazıdoğlu, Ahmet Erdemir, Habip Doğan, Necmettin Boz ve Niyazi Kara'nın tutukluluk hallerinin adli kontrol şartıyla kaldırılmasına karar verildiğini açıkladı.
Gelecek duruşma, 7,8 ve 9 Mayıs'ta Sincan Cezaevi Kampüsünde görülecek.
İddianame
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 2012'deki avukatlıktan hakim ve savcılığa geçiş sınavı sorularının FETÖ tarafından üyelerine sızdırıldığına ilişkin 82 kişi hakkında iddianame hazırlanmıştı.
Sanıkların, 'terör örgütü üyesi olmak', 'kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık' ve 'resmi belgede sahtecilik' suçlarından 45 yıl 7'şer aya kadar hapis ile cezalandırılmaları talep ediliyor.
Paralel yapı-18 Ağustos (2016) 'Ankara 82 sanık 2012'deki hakim-savcı sınavı yolsuzluğu' davası
(17 Şubat 2018, 12:52)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: