İstanbul'da, FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik aralarında gazeteci Murat Aksoy ve müzisyen Atilla Taş'ın da bulunduğu 2'si firari, 6'sı tutuksuz 21'i tutuklu sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Mütalaasını sunan savcı sanıkalrın terör örgütü üyeliğinden cezalandırılmasını istedi.
10.02.2018 14:25 İstanbul'da, FETÖ'nün medya yapılanmasına yönelik aralarında gazeteci Murat Aksoy ve müzisyen Atilla Taş'ın da bulunduğu 2'si firari, 6'sı tutuksuz 21'i tutuklu sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
6 Şubat'ta İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, 20 tutuklu, 4 tutuksuz sanık ile avukatları hazır bulundu.
Hüseyin Aydın hakkında, aynı suçtan başka bir dava daha açıldığı ve iki davanın dosyasının birleştirildiği öğrenildi.
Mahkeme Başkanı, sanıkların digital materyallerin incelenmesi sonucu hazırlanan raporun dava dosyasına geldiğini, ilgili sanıklara da tebliğ edildiğini söyledi.
Tutuksuz sanıklar Ali Akkuş, tutuklu sanık Seyit Kılıç, Emre Soncar, Abdullah Kılıç, Mustafa Erkan Acar, Murat Aksoy, Oğuz Usluer, Habip Güler raporda aleyhlerine bir husus bulunmadığını, bu nedenle rapora karşı beyanda bulunmayacaklarını söylediler. Sanıklardan Seyit Kılıç, Hüseyin Aydın, Bayram Kaya, Habip Güçler tahliyelerini, Cuma Ulus da beraatini istedi.
Evinde ele geçirilen 14 CD'de Fetullah Gülen'in vaiz kayıtları çıkan tutuksuz sanık Cihan Acar, 'Ben zaten arama yapılan evde oturmuyorum. Oraya gideli bir hafta olmuş. Ama orada çıkan digital verilerin hesabını ben veriyorum' dedi.
Rapora karşı söz alan kapatılan Zaman Gazetesi eski muhabiri tutuklu sanık Hanım Büşra Erdal, herhangi bir delile dayalı olarak tutuklu olmadığını savundu. Raporu hazırlayan bilirkişinin abi ve abla tanımlarını da araştırdığını söyleyen Erdal, 'Sadece bir kişi bana abla dedi o da haber müdürüm. Muhabirlere de abi derdi. Ben 2010-2011 yıllarında gazeteye hiç gitmedim. Onu en iyi Ali abi bilir. Ali abi dediğim de Ali Akkuş' dedi. Bir kişiyle 1-1.5 ay çıktığını, bu kişinin kendisini maklube yemeye çağırdığını savunan Hanım Büşra Erdal, maklube yemeye gittikleri yerin de Cemil Barlas'ın evi olduğunu savundu.
Hanım Büşra Erdal, Pensilvanya'ya 2011 ve 2013 yıllarında iki kez gittiğini belirterek, 'Ben tatil için Newyork'a gidecektim. Havalimanında Check-in sırasında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'ndan tanıdıklarımla karşılaştım. Mustafa Yeşil ve Cemal Uşşak da vardı. Onlar Pensilvanya'ya gidiyorlardı. Orada bulunan ve yine Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'ndan tanıdığım Müşerref isimli kadın olduğunu, yanlız kalmamak için kendisine eşlik etmemi istedi. Onlarla Pensilvanya'ya gittim. Orası erkek sistemi üzerine kurulu. Fetullah Gülen ve etrafından erkeklerin olduğu bir yer. Üç günün sonunda Fetullah Gülen ile tanışmak istediğimi söyledim. 'Buraya geldim onunla tanışmak istiyorum' dedim. Son gün, hasta, sadece 5 dakika görüşebilirsin dediler. Müşerref hanım bizi tanıştırdı. Fetullah Gülen direk, 'sorun var mı' dedi. 'Evet, sorum var' dedim. 'Zaman Gazetesi muhabiri olarak Ergenekon davalarını takip ediyorum. Adını çok geçiyor. Bunun arkasında siz var mısınız' diye sordum. Reddetti. 'İşin arkasında değiliz' dedi. Demokrasi olduğunu, bir daha darbe dönemlerinin gelmeyeceğini söyledi. Sonra da Newyork'a geri döndüm. Eğer 5-6 yıl sonra Pensilvanya'nın karşımıza kriminal bir vaka olarak geleceğini düşünseydim, Pensilvanya'nın haritadan silinmesini isterdim. Zaman'da cemaat gömleğini giymedim, bugün de ben mahkemede FETÖ gömleğini giymiyorum. Bunu reddediyorum' dedi.
Kendisini tutuklayan hakimin Twitter takipçisi olduğunu söyleyen Erdal, 'Herhalde bir teröristi takip etmiyordu. Burada gazeteciliğim yargılanıyor. Biz Anayasa Mahkemesi'nin kararının uygulanmaması ile dibe vurduk, umarım dipte fazla kalmayız' diye konuştu.
Duruşmada, sanık ve avukatların beyanlarının ardından Cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasını açıkladı.
FETÖ'nün gelişimi ve örgütlenmesine ilişkin detaylara yer verilen mütalaada, sanıklar hakkındaki suçlama konularına değinildi.
Mütalaada, firari sanıklar Bülent Ceyhan ve Said Sefa'nın hakkındaki davanın bu dosyadan ayrılmasını talep eden savcı, sanıklar Yakup Çetin, Yetkin Yıldız, Seyid Kılıç, Mustafa Erkan Acar, Hüseyin Aydın, Abdullah Kılıç, Ali Akkuş, Atilla Taş, Bünyamin Köseli, Cihan Acar, Oğuz Usluer, Murat Aksoy ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu'nun, 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek' suçlarından beaatlerine karar verilmesini istedi.
Savcı mütalaasında, bu sanıklardan Yıldız, Çetin, Kılıç, Acar, Aydın, Kılıç, Akkuş ve Usluer'in, 'FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan tutuklanmasını talep etti.
Cumhuriyet savcısı mütalaasında, sanıklar Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Emre Soncan, Habip Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Ufuk Şanlı, Cuma Ulus, Mutlu Çölgeçen, Ahmet Memiş, Ünal Tanık, Bünyamin Köseli, Davut Aydın, Muhammed Said Kuloğlu, Yetkin Yıldız, Yakup Çetin, Seyid Kılıç, Mustafa Erkan Acar, Hüseyin Aydın, Abdullah Kılıç, Ali Akkuş, Oğuz Usluer ve Atilla Taş'ın 'FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan cezalandırılmasını istedi.
'Terör örgütüne üye olmak' suçundan tutuklu yargılanan sanıkların bu hallerinin devamını talep eden savcı, aynı suçtan ceza istenen tutuksuz sanıklar Ali Akkuş, Atilla Taş, Bünyamin Köseli ve Cihan Acar'ın da tutuklanmasına karar verilmesini istedi.
Tutuklu sanık Gökçe Fırat Çulhaoğlu ile tutuksuz sanıklar Murat Aksoy ve Muhterem Tanık'ın 'Silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçundan cezalandırılmalarını isteyen savcı, Çulhaoğlu'nun tahliye edilmesini talep etti.
Mütalaanın ardından söz alan sanıklar ve avukatları, mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamak amacıyla süre istedi.
Ara karar
Daha sonra kararını açıklayan mahkeme, sanıklardan ele geçirilen dijital materyallerin iadesini karar verdi.
Tutuklu sanıklardan Halil İbrahim Balta'nın sağlık sorunları gerekçesiyle adli kontrol şartıyla tahliyesine hükmeden mahkeme, mütalaaya karşı savunmalarını hazırlaması için avukatlara süre vererek duruşmayı erteledi.
Davanın geçmişi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Murat Çağlak tarafından hazırlanan iddianamede, örgütün sosyal medyadaki propaganda aracı olan 'fuatavni' adlı hesabın kurucusu olduğu tespit edilen ve firari olduğu gerekçesiyle hakkında yakalama kararı çıkarılan sanık Said Sefa hakkında 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'silahlı terör örgütü yönetmek' suçundan da 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamede, sanıklar kapatılan Meydan gazetesinin yazarı Atilla Taş, yine kapatılan 'Rotahaber' sitesinin sahibi Ünal Tanık ile gazeteciler Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Bayram Kaya, Bülent Ceyhan, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Muhterem Tanık, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız hakkında da 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İddianameyi kabul eden İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde 31 Mart'ta yapılan duruşmada, tutuklu sanıklar Atilla Taş, Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Bayram Kaya, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Oğuz Usluer, Seyyid Kılıç, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız'ın tahliyesine karar vermişti. Savcılık, sanıklar Hanım Büşra Erdal, Ahmet Memiş, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Cuma Ulus, Habib Güler, Halil İbrahim Balta ve Muhammet Said Kuloğlu'nun serbest bırakılmasına itirazda bulunulmuş, itirazı kabul eden İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi 8 sanık hakkında yeniden yakalama kararı çıkarmıştı.
Tahliye edilen ve aralarında Atilla Taş'ın da bulunduğu 13 sanık hakkında ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 'darbe teşebbüsü' soruşturması başlatılmış ve bu kişiler hakkında gözaltı kararı verilmişti. Böylece, yeni soruşturma ve dava kapsamında yapılan itiraz sonucunda tahliyelerine karar verilen 21 kişi, aynı gün yapılan itirazlar sonucu serbest bırakılmamıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan tarafından 13 şüpheliye ilişkin 'darbeye teşebbüs suçundan hazırlanan 314 sayfalık iddianamede, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama sırasında serbest bırakılmalarına karar verilen sanıkların, elde edilen ve çözümlemesi yapılan ek deliller uyarınca, 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' ve 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçlarından gözaltına alındığı ve Ali Akkuş'un haricindekilerin tutuklandığı anımsatılıyor.
İddianamede, örgütün basın-yayın yapılanmasının, halk içerisinde taban kazanmak ve algı operasyonu yapmak amacıyla kullanılan en önemli araçları arasında yer aldığı belirtilerek, basın mensubu ya da STK temsilcisi sıfatıyla sağlanan ifade özgürlüğü ve kısmi dokunulmazlık imkanı ile legal yapının illegalite için hem maske görev sağlayarak gizlenme imkanı yarattığı hem de koruma zırhı sağladığı kaydediliyor. Örgütün kendisinden olmayanı itibarsızlaştırmaya, tasfiye etmeye, suçlu göstermeye yönelik haberlerle toplumun algısını şekillendirdiği ifade edilen iddianamede, iktidarla TSK'yı, TSK ile halkı ya da halk ile iktidarı karşı karşıya getirmeye yönelik her türlü faaliyeti destekleyerek bizzat organize ettiği anlatılıyor.
İddianamede, tüm sanıkların 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' ve 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor. Bu 13 sanık hakkında aynı mahkemede açılan dava dosyası,18 Ağustos 2017'de yapılan duruşmada, 'örgüt üyeliği' hakkındaki dava dosyası ile birleştirilmişti.
Davanın görüldüğü İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 5 Aralık 2017'de yapılan duruşmada, savunması alınan tutuksuz sanık Atilla Taş hakkında duruşmalardan bağışık tutulmasına karar vermişti.
Paralel yapı-22 Temmuz (2016) 'İstanbul 29 sanık Fuat Avni'nin Tespiti/İnternet-Sosyal Medya Yapılanması' davası
(10 Şubat 2018, 14:25)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: