İstanbul'da, hakkında yakalama kararı bulunan Sözcü Gazetesi sahibi firari sanık Burak Akbay, gazetenin Mali İşler Müdürü Yonca Yücekaleli, internet sitesinin sorumlu müdürü Mediha Olgun ve muhabir Gökmen Ulu'nun yargılanmasına devam edildi. Duruşmada Fehmi Koru ve Rahmi Turan tanık olarak ifade verdi. Koru, geçmişteki bir iş gezisinde Ertuğrul Akbay'ın kendisine oğlunun öğrenci olduğunu, güzel insanlarla tanışarak yurt dışında dini hassasiyetlere sahip bir insan olarak yetiştiğini söylediğini, ancak bugünün şartlarında o sözleri oğlunu övmek için kullanmış olabileceğini kaydetti. Koru'dan sonra, Sözcü Gazetesi Baş yazarı Rahmi Turan tanık olarak ifade verdi. Gazetenin kuruluşunda kendisinin de yer aldığını ve o süreçte Fetö ile irtibatlandırılmasına karşı çıkan Turan, "Sözcü kurulduğunda reklam alamıyordu, FETÖ ile ilişkili olsa büyük reklamlarla girerdi" dedi.
28.01.2018 14:05 İstanbul'da, Sözcü Gazetesi sahibi firari sanık Burak Akbay ve gazetenin 3 çalışanının yargılandığı FETÖ davasında Fehmi Koru ve Rahmi Turan tanık olarak ifade verdi.
23 Ocak'ta İstanbul 37'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, sanık Yonca Yücekaleli avukatıyla birlikte katılırken, Burak Akbay, Gökmen Ulu ve Mediha Olgun'u avukatları temsil etti.
TANIK RAHMİ TURAN
Duruşmada ilk olarak Sözcü Gazetesi Başyazarı Rahmi Turan tanık olarak dinlendi. Turan, Sözcü Gazetesi'nin yayın hayatına nasıl başladığını anlattı. Gözcü Gazetesi kapatılınca hazır kadroyla yeni bir gazete kurmak için arkadaşı olan Ertuğrul Akbay'a haber verdiğini anlatan Turan, 'Bak kardeşim Gözcü kapanıyor. Şuan ki tirajı 120 bin civarı. Sizin de makineleriniz var. Teknik alt yapınız hazır. Gözcü de de ekibiniz var. Bu ekibi alarak devam edebilirsiniz. Teklifi ben yaptım. Neden? Arkadaşlarım işsiz kalmasın diye. Burak Akbay'la üçümüz konuştuk. Gözcü'nün bir harfini değiştirip yeni bir isim koyduk' dedi.
Sözcü'nün FETÖ ile ilişkilendirildiğini duyunca 'Tüylerim diken diken oluyor. Acı acı gülümsüyorum' ifadesinde bulunan Turan, gazetenin sahibi Burak Akbay'ı doğduğu günden beri tanıdığını söyledi. Akbay'ın Sarıyer'deki Dost Koleji'ni bitirdiğini sonrasında da İsviçre'ye gittiğini anlatan Turan, 'Bugün 'FETÖ okullarında okudu' demek, uzaydan uydurma geliyor. Bu iddiaların hiçbirinin doğru olmadığı kanaatindeyim' diye konuştu.
Sözcü'nün muhalif bir çizgisinin olduğunu belirten Turan, 'Bütün iktidarlara muhaliftir. AKP geldikten sonra da muhalefete devam etti. 2007'ye kadar Gözcü vardı, o da AKP ye muhalifti' dedi. Gazetenin önünü kesmek için FETÖ iftirası atıldığını düşündüğünü dile getiren Turan, mahkeme başkanının '17/25 Aralıktan sonra FETÖ yayınları ile Sözcü yayınları arasında benzerlik iddiası için ne dersiniz?' sorusuna da, 'Sözcü çizgisine hep aynı devam etti. 17/25 ten önce de sonra da aynıydı yayınlarımız. Onların manşetleri ile paralellik arz ediyor acaba aynı yerden talimat mı alıyor? demişti savcı, 'Ben 55 yıllık gazeteciyim. Hiç kimseden talimat alarak manşet atacak değilim. Patron da dahildir. Arkadaşlarım da benim yanımda yetişti. Ada'dan Z'ye her şeyini biliyorum' şeklinde konuştu.
TANIK FEHMİ KORU
Duruşmanın başlamasıyla birlikte tanık dinlemesine geçildi. Bir önceki celse duruşmaya çağrılmasına rağmen katılmadığı gerekçesiyle hakkında zorla getirme kararı çıkarılan gazeteci ve yazar tanık Fehmi Koru, 'Çağrı yapılmadığı için önceki celseye katılamadım. Bu duruşmaya da çağrılmadım ancak kendim tarihi öğrenip geldim. Konu benim için çok dar. Gazetenin, kuruluş felsefesi ve 3 çalışanı hakkında kişisel bilgilere sahip değilim. 2010 yılında bir yazımdan hareketle başka şeyler yazıldı. O yazım sebebiyle savcılıktan çağrıldım. Bir gezi sırasında Ertuğrul Akbay, oğlunun öğrenci olduğunu, güzel insanlarla tanışarak yurt dışında dini hassasiyetlere sahip bir insan olarak yetiştiğini söylemişti' dedi.
Koru, o güne doğru geri dönüp baktığında, Akbay'ın o dönemin içinde mübalağalı, övünme meselesi olarak, o günün şartları gereği söz konusu sözleri söylediğini ve gerçek olmadığı hissine kapıldığını belirtti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Koru'ya, 'Ertuğrul Akbay ile aranızda tam olarak nasıl bir konuşma geçti?' diye sordu. Koru, konuşulanların çok genel şeyler olduğunu söyledi. Başkan bu kez, Akbay'ın, 'Güzel insanlar' ifadesinde cemaati mi kastettiğini, konuşmada FETÖ mü geçtiğini sorunca Koru, 'Bu olay 1990'lı yılların başında yaşandı. O zaman FETÖ yoktu. Cemaat diye adlandırılan bir grup vardı. Ben o konuşmayı yurt dışında başka insanlar olmadığını düşünerek oraya çektim. O sırada çocuğunu övmek için böyle bir şey söylediğini düşünüyorum' yanıtını verdi.
Koru, firari sanık Burak Akbay'ın avukatı İsmail Yılmaz'ın, '2010 yılında Taha Kıvanç takma ismiyle yazdığınız yazıda Sözcü'nün cemaat projesi olduğunu iddia ederken hangi bilgi, bulgu, ve belgeye dayandırdınız?' sorusuna ise 'O köşe kulis yazılarının yer aldığı bir köşeydi. Yazımın geneli dikkate alındığında mizahi bir bitiş olsun diye öyle bitirdim' şeklinde yanıt verdi.
Koru'dan sonra, Sözcü Gazetesi Baş yazarı Rahmi Turan tanık olarak verdiği ifadesinde, Sözcü gazetesini kendisinin kurdurduğunu belirterek, 'Gözcü Gazetesi kapatılınca ben çok eski arkadaşım olan Ertuğrul Akbay'a haber verdim. Gözcü'nün kapandığını, tirajının 120 Bin civarında olduğunu söyleyerek, 'Sizin de makineleriniz var, teknik alt yapınız hazır. Gözcü'de de ekibiniz var bu ekibi alarak devam edebilirsiniz' dedim. Teklifi arkadaşlarım işsiz kalmasın diye ben yaptım. Burak Akbay, Ertuğrul Akbay ve ben konuştuk, Gözcü'nün bir harfini değiştirip yeni bir isim koymaya karar verdik. Kadro zaten hazırdı. O eski kadro olduğu için Sözcü'ye geçti' dedi.
'Sözcü kurulduğunda reklam alamıyordu, FETÖ ile ilişkili olsa büyük reklamlarla girerdi'
Sözcü'nün FETÖ ile ilişkilendirildiğinde tüylerinin diken diken olduğunu söyleyen Turan, 'Burak Akbay'ı doğduğu günden bugüne tanırım. Okula gittiği Sarıyer'deki Dost Koleji'ni bitirdiği yılları hatırlıyorum. Sonrasında İsviçre'ye gitti. FETÖ okullarında okuduğunu söylemek uzaydan uydurma geliyor. Bu iddiaların hiçbirinin doğru olmadığını düşünüyorum. Reklam yapılamadı başlarda hatta kurulduğu vakit 60 bin civarı sattı. Eğer FETÖ ile ilişkili olsa büyük reklamlarla girerdi. Sözcü, sonraları kamuoyunun sevdiği yazarlarla birlikte giderek büyüdü. Yapı muhalif bir yapıydı hala da öyledir. Kapanan Gözcü de öyleydi. Bütün iktidarlara muhalifti' ifadelerini kullandı.
Davayı ara karara bağlayan mahkeme, sanık Burak Akbay hakkında çıkarılan tutuklamaya yönelik yakalama emrinin devamına, sanık Mediha Olgun ve Bekir Gökmen Ulu hakkında yurt dışına çıkışının yasaklanmasına dair verilen adli kontrol kararının devamına hükmederek dosya eksikliğinin giderilmesi için duruşmayı 5 Mayıs'a erteledi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Soruşturma Bürosu savcılarından Asım Ekren tarafından hazırlanan 73 sayfalık iddianamede, hakkında yakalama kararı bulunan gazetenin sahibi Burak Akbay'ın 'Silahlı Terör Örgütünü Yönetme, Silahlı Terör Örgütü Propagandası Yapma' suçlarından 16,5 yıldan 30 yıla, gazetenin muhabiri Gökmen Ulu ile gazetenin Mali İşler Müdürü Yonca Yücekaleli ve internet sitesinin sorumlu müdürü Mediha Olgun'un ise 'Silahlı Terör Örgütü içindeki Hiyerarşik Yapıya Dahil Olmamakla Birlikte Örgüte Bilerek isteyerek Yardım Etme' suçlarından 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.
Burak Akbay'ın FETÖ/PDY'nin amaçları, bilgi ve talimatları doğrultusunda Sözcü Gazetesi'ni faaliyete geçirdiği, örgütün özelliği gereği farklı görünüm ve kamuoyuna bu şekilde imaj vermek için gerçekte örgüte karşı olduğu bilinen, çalışan - yazarların bir kısmını uygulamadaki imkan ve usuller çerçevesinde gazeteye aldığı anlatılmıştı.
Paralel yapı-02 Ekim (2017) 'İstanbul 4 sanık Sözcü Gazetesi Yapılanması' davası
Paralel yapı-19 Mayıs (2017) 'İstanbul Sözcü Gazetesi Yapılanması/Darbeye destek 4 gözaltı' soruşturması
(28 Ocak 2018, 14:01)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: