Düzce'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) 'çatı yapılanması'na ilişkin soruşturma kapsamında, haklarında dava açılan 36'sı tutuklu, 18'i firari, 77 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
27.01.2018 15:57 Düzce'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) 'çatı yapılanması'na ilişkin soruşturma kapsamında, haklarında dava açılan 36'sı tutuklu, 18'i firari, 77 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
23.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce özel olarak hazırlanan salonunda yapılan duruşmaya, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek' ile suçlanan tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı.
Davanın ikinci gününde 12 sanık savunma yaptı.
Dosya kapsamında 16 aydır tutuklu olan Erkan Karadeniz, savunmasında, hakkındaki iddiaları kabul etmediğini belirtti.
FETÖ ile iltisakı bulunan kurumlarda çalışmasının nedeninin sorulması üzerine Karadeniz, 'O zamanlar cemaat denilen yapının yurtlarında, 'Devletin denetlediği yurt' rahatlığı ile çalıştım, yoksa çalışmazdım.' dedi.
Mahkeme heyeti tarafından GSM hattından 1 yıl içerisinde 26 bin 117 kez örgütün gizli haberleşme sistemi olan ByLock'a giriş yapıldığı tespitinin sorulması üzerine Karadeniz, şunları iddia etti:
'Ben ByLock kullanmadım, kesinlikle kabul etmiyorum. Eylül ayında gözaltına alındığımda yapılan araştırmada telefonumda ByLock olmadığı ortaya çıkmıştı, sonraki aşamalarda ByLock olduğu söylendi. Mor Beyin listesinde yer almayı bekliyordum, ben de 30 bin kişi gibi, bir sonraki araştırmada Mor Beyin mağduru olacağımı düşünüyorum.'
Heyet tarafından telefonunda kurulu olan ByLock programından 'yusuf8181' ID'si ile yapılan yazışmaları okunan Karadeniz, 'Ben bu programı kullanmadım, okunan mesajları da bilmiyorum. Bana böyle mesaj gelmedi. Görüşme yaptığım söylenenler arasından 2 kişiyi tanıyorum, diğerlerini hiç tanımıyorum. Bir şekilde telefonumdan ByLock kullanıldıysa bilmiyorum.' diye konuştu.
Diğer tutuklu sanık ve iddianamede 'Düzce'nin Arama Tarama Memuru (ATM)' olarak yer alan Ferhan Alp ise örgüt ile bağlantısı olduğunu bilmediği bir yurtta ekmek parası için müdür yardımcılığı yaptığını savundu.
Yaklaşık 4 ilde FETÖ ile bağlantılı olduğu tespit edilen yurtlarda yöneticilik yaptığı sorulan Alp, savunmasında, 'Her yerde cemaat vardı, ben de il değiştirdim ama referans ile cemaat yurtlarında çalıştım. Bu yurtlar da devlet tarafından denetleniyordu. Cemaatin örgüt olduğunu duydum ve hemen bu yapıdan ayrıldım. Böyle bir örgütün emellerine alet olmamak için istifa ettim.' diye aktardı.
Alp, hakkındaki, örgütün Düzce ATM'si iddialarının doğru olmadığını savundu.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, 'Gizli tanık ifadesi ve iddianamede yer aldığına göre bu 'Arama Tarama Memurları'nın, Sulh Ceza Hakiminden daha yetkili olduğu anlaşılıyor. İl abisi ya da başka birine sormadan sohbete gelen kişilerin ve şüphelendiklerinin üstünü arıyormuş. Telefonların, bilgisayarların içinde sıkıntılı bir şey olup olmadığına bakıyormuş. Bu konuda ne diyorsun?' sorusunu yöneltti.
Soru üzerine Ferhan Alp, şöyle cevap verdi:
'Bir kişinin ATM olabilmesi için örgüte çok yakın olması gerektiği belirtiliyor. Benim cemaatte öyle bir geçmişim yok. Bu katmanda olabilmek için ayrıca cemaatin tüm katmanlarını bilmek gerekiyormuş, benim öyle bir durumum da yok. Bunları kabul etmiyorum. Yargılamalarda hedef şaşırtılıyor, masumlar cezalandırılıyor, asıl işi yapanlar ortada yok. Ayrıca ben eşimle görücü usulü ile evlendim. İddianamenin 25. sayfasında 'Yönetici abiler cemaat içindeki ablalarla evlenir' yazıyor, benim görücü usulü evlenmem dikkate değer bir durumdur.'
Tutuklu bulunduğu Erzurum E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile mahkemeye katılan Gürbüz Atmaca ise 11 aydır tutuklu olduğunu dile getirdi.
Çalıştığı yurdun müdürünün söylemi üzerine Google Player üzerinden telefonuna ByLock kurduğunu anlatan Atmaca, şunları söyledi:
'Öğrenci takip ve reklam-bilgilendirmelerin bu program üzerinden yapılacağı söylendikten sonra ben de telefonuma ByLock yükledim. 2-3 ay telefonumda kurulu kaldı, ben de 2-3 kez giriş yaptım. Buradan okulla alakalı, dini günlerle alakalı paylaşımlar yapıldı. 3 ay sonra da telefonumdan kaldırdığımı hatırlıyorum.'
Mahkeme heyeti, diğer tutuklu ve tutuksuz sanıkların savunmalarını yapmaları için duruşmayı yarına erteledi.
24.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesince özel olarak hazırlanan salonunda yapılan duruşmaya, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek' ile suçlanan tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklarla avukatları ve yakınları katıldı.
İddianamede, '2008-2011 yılları arasında İl İmamı' olduğu değerlendirilen Salih Mesut Gerez, savunmasında, hakkındaki iddiaları kabul etmediğini ifade etti.
Gizli tanık 'MAHİR 2016'nın, kendisini 'il imamı' olarak tanımlamasını da kabul etmeyen Gerez, 'Ben Düzceli bir arkadaşımın referansı ile İstanbul'da çalıştığım dönemde buradaki bir şirketin işlerinin kötü gitmesi dolayısıyla genel müdür vasfı ile geldim. 7 şirkete ben bakıyordum, bu şirketler eğitim kurumları, yurtlar ve pansiyonlardı.' savunmasını yaptı.
17-25 Aralık döneminden sonra kendi isteği ile FETÖ ile iltisakı bulunan şirketten ayrıldığını savunan Gerez, daha önce bu yapının desteklendiğini, kendisinin de bunun için örgüte ait kurumlarda çalıştığını dile getirdi.
Cemaatten ayrılması konusunun sorulması üzerine Gerez, 'Olaylardan sonra 'Seçimlerde AK Parti'ye rakip kim varsa o partiye oy atılsın' söylemli bir talimat geldiğini duydum medyadan. Bu bardağı taşıran son damla oldu, hanımımla karar aldık ve cemaatten ayrıldım.' şeklinde cevapladı.
Gerez, organize ettiği ve ildeki iş adamları ile birlikte Umre ziyaretinin iddianameden okunmasının ardından, 'Evet Umre'ye gittik. Gizli tanığın anlattığı gibi bir terör gezisi değil. Hem din ve terör nasıl yan yana geliyor, anlamadım.' dedi.
Diğer tutuklu sanık Mehmet Nuri Kömür ise hakkındaki iddiaları kabul etmediğini belirterek, 'Ben Kürdüm. Yıllarca PKK'dan bıkmış usanmış bir insan olarak nasıl terör örgütü yöneticisi olurum? 18 aydır tutukluyum, mağdurum. Tahliyemi talep ediyorum.' dedi.
Mahkeme heyeti, Kömür'ün, 2015 yılında telefonunda yüklü olan ByLock'tan atılan, '(Savcılara) Hayvan herifler yurda geldi arama yapıyor, evraklara el koyduklarını söylüyorlar. Şu an zıkkımlanıyorlar, ne yapalım?' şeklinde mesajı okudu.
Kömür, 'Hatırlamıyorum, kullanmadığım bir şey için savunma yapmam yanlış. Kabul etmiyorum.' diyerek tahliyesini talep etti.
İddianamede, 'öğretmenleri himmet vermek için manevi havaya sokan' kişi şeklinde tanımlanan Mehmet Zaman, savunmasına, '15 Temmuz'u yapanların cezasını önce Allah, sonra Türk adaleti versin.' diyerek başladı.
'Dinde tek ismi ön plana çıkarmak, aykırılıktır.' diyerek savunmasına devam eden Zaman, şunları söyledi:
'Ben, dernekten arkadaşlarla oluşturduğumuz gruba vaaz ediyordum. Sohbet benim tarzım değil, arkadaşlar beğenmişler ki yurtlarına davet ediyorlardı. Gidip çocuklara vaaz veriyordum, buna sohbet diyorsanız bilemiyorum. Ama bu sohbetlerde Fetullah Gülen'den hiç bahsetmedim. Eğer buradan çıkarsam da hiçbir yerde vaaz vermeyeceğim, köyüme gidip ölümümü bekleyeceğim.'
Hakkındaki ByLock iddiaları sorulan Zaman, internetten anlamadığını ve tuşlu telefon kullandığını iddia etti.
'Eğer siz beni bırakmazsanız, eşim beni bırakacak'
Dosya kapsamında 18 aydır tutuklu bulunan ve iddianamede 'Talebeci' olarak isimlendirilen sanık Muhammet Safi de hakkındaki iddiaları kabul etmedi.
Safi, Akçakoca ilçesindeki bir pansiyonda müdür olarak çalıştığını belirterek, 'Ben bu pansiyonda öğrencilerin her türlü ihtiyacı ile ilgileniyordum. Eğer buna talebeci deniyorsa, evet üniversite öğrencileriyle ilgilendim.' dedi.
Heyet, Safi'nin iki ayrı telefonundan 34 bin 884 ByLock sinyal bilgisinin dosya kayıtlarında yer aldığını belirtince Safi, 'Telefon numaraları bana ait fakat ben ByLock kullanmadım. Telefonlarımı, çocuklar aileleri ile arada sırada görüşsün düşüncesiyle danışma bölümüne bırakıyordum. Okunan paylaşımlarda bana geldiği iddia edilen yazışmaları paylaşmışım, bu suç mu? Sayın heyet 24 Temmuz'da evlendim ceza evine geldim. Eğer siz beni bırakmazsanız, eşim beni bırakacak.' ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, diğer tutuklu ve tutuksuz sanıkların savunmalarını yapmaları için duruşmaya yarına kadar ara verdi.
25.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesince özel olarak hazırlanan salonda yapılan duruşmaya, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek' le suçlanan tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı.
Tutuklu sanık Mehmet Şirin Özaslan, savunmasında, 15 Temmuz'u yapanları lanetledi.
İddianamede kendisinin sohbet verdiğinin belirtilmesi üzerine Özaslan, 'Ben burada kendimi ifade etmekte zorlanıyorum, nasıl sohbet vereyim? Kabul etmiyorum. Bu çete her yere ulaşmış, beni de buraya kadar getirdiler. 18 aydır tutukluyum, 17-25 Aralık'tan sonra bu yapıyla alakalı hiç bir yerde yer almadım.' diye ifade verdi.
Tahliyesini talep eden Özaslan, heyete 17-25'ten sonra cemaat ile bağlantılı yerlerde çalışmadığına dair SGK kayıtlarının bulunduğu evrakları sundu.
Diğer tutuklu sanık Tamer Azgı ise, Mahkeme Başkanı ve Üyelerini selamlayarak savunmasına başladı.
Bu sırada Mahkeme Başkanı, sanıkları 'Savunmaya başlarken beni ve üyeleri saygıyla falan selamlıyorsunuz, buna gerek yok. Tüm sanıklar bunu bilsin, savunmanızı yapın.' şeklinde uyardı.
Ardından savunmasına devam eden Azgı, iddianamede çelişki olduğunu belirterek, 'İddianamenin anlatımında FETÖ üyeliği, sevkte ise yöneticilik yer alıyor. İddianamede çelişki var. Bunların ikisini de kabul etmiyorum.' dedi.
Gizli tanık MAHİR 2016'nın, kendisini 'Muhasebeci' olarak tanımladığını kaydeden Azgı, şunları söyledi:
'İddianamede geçen gizli muhasebeci durumunu kabul etmiyorum, ben resmi muhasebeciyim. Bana yurtlardan para geliyordu, ben de bu emanetleri vergi, maaş, gider olarak ilgili yerlere gönderiyordum. Yurtların giderleri gelirlerden fazla oluyor, şirket ortakları da zekat adı altında bana para veriyordu. Bazen 'ortaklardan alınan borç' bazen ise sermaye olarak bunları kasaya aktarıyordum. Bu kişiler zekat olarak aylık 5-10 bin lira arasında himmet veriyorlardı.'
Azgı, cemaatin kendisine yanlış yaptığını vurgulayarak, '2010-2011 eğitim-öğretim yılında çocuklarımı Sakarya'daki bir cemaat okuluna verdim, anlaşma gereği 20 bin lira çek verdim. Bu paranın 10 bin lirasını ödedim, sonraki 10 bin lirasını işlerim bozulduğu için veremedim. Çocuklarım okuldan atıldı, ben de cemaatten ayrıldım.' şeklinde konuştu.
Heyet duruşmayı, diğer tutuklu ve tutuksuz sanıkların savunmalarını yapmaları için yarına erteledi.
26.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesince özel olarak hazırlanan salonunda yapılan duruşmaya, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek' ile suçlanan tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklarla avukatları ve yakınları katıldı.
Dosya kapsamında 18 aydır tutuklu bulunan Şadi Çelen, savunmasında, hakkındaki iddiaları kabul etmediğini belirtti.
Çelen, gizli tanığın kendisini 'Şadi isimli şahıs Düzce abisidir, büyük abidir' diye tanımladığını aktararak, şunları kaydetti:
'Ben 1990 yılında Düzce'deydim. O zamanlar Düzce il bile değildi, gizli tanık emniyeti ve iddia makamını yanıltmıştır. Hakkımda 310 ByLock sinyali tespit edilmiş, ben bu söylediğiniz programı 15 Temmuz'dan sonra öğrendim. Yüklemedim, kullanmadım. Yanlışlık veya sistemsel bir hata olmuştur.'
Diğer tutuklu sanık ve iddianamede 'Cemaat evlerinin ekonomik işleri ile ilgilenen kişi' olarak yer alan Sabri Irklı, 2013 - 2016 yıllarında FETÖ ile iltisakı bulunan yurtta müdür olarak görev yaptığını anlattı.
Çıkarılan KHK ile çalıştığı yurdun 2016 yılı mart ayında kapandığını aktaran Irklı, savunmasına şöyle devam etti:
'Mart ayında yurda kayyum atandı, bu kayyum bize 3 ay maaş ödemedi, ben de haziran ayında istifa ettim. 11 bin lira bana borçları var. İstifa ettikten sonra da memleketime gittim. Belirtildiği gibi muhasebecilik yapmadım, yurt dışında hiçbir görevim olmadı. İddiaları kabul etmiyorum.'
Talimat ile Bank Asya'ya para yatırıp yatırmadığı sorulan Irklı, '2015'te babam köyden tarla sattı, ben de bu parayı hali hazırda hesabımın bulunduğu Bank Asya'ya yatırdım. Bu parayı 2 ay sonra başka bir bankaya yatırdım. İş Bankası'nda da param vardı, eğer talimat alsaydım onu da çekip Bank Asya'ya yatırmam gerekirdi.' dedi.
Üzerine kayıtlı telefonundan, 4 bin 550 kez örgütün haberleşme sistemi olan ByLock sinyali saptandığı açıklanan Irklı, ByLock kullanmadığını ve telefonuna yüklemediğini söyledi.
Mahkeme heyeti tarafından, 'Sabri5581' ID'si ile 'Her yerde sıkıntı var, her yer aynı. Kafam allak bullak. Bolu, Düzce, Sakarya bölgesinde yurdun yerini soran insanlara 'Onlar vatan haini gitmeyin oraya' diyorlarmış. Mart'ta tayin dönemi var, eşimle konuşup büyüklerden müsaade isteyebilirim' mesajı okundu.
Bunun üzerine Irklı, 'Hayır, kabul etmiyorum. Bu mesajları ben atmadım. Bir bilgim de yok.' diye iddia ederek tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti, diğer tutuklu ve tutuksuz sanıkların savunmalarını yapmaları için duruşmaya pazartesi gününe kadar ara verdi.
İddianameden
Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY'nin ildeki çatı yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında, haklarında dava açılan 36'sı tutuklu, 18'i firari 77 sanığın, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'terör örgütü kurmak ve yönetmek' suçlamalarıyla 5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Paralel yapı-03 Nisan (2017) 'Düzce Üniversitesi Yapılanması 77 sanık' davası
(27 Ocak 2018, 15:57)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: