Mersin'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin, teröristbaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, aralarında Demirhan ve eski 3. Sınıf Emniyet Müdürü Hasan Basri Dağdelen'in de bulunduğu, çoğunluğu rütbeli askerlerden oluşan 2'si firari 21'i tutuklu 32 sanığın Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davaya devam edildi.
13.01.2018 20:47 Mersin'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin, teröristbaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, aralarında Demirhan ve eski 3. Sınıf Emniyet Müdürü Hasan Basri Dağdelen'in de bulunduğu, çoğunluğu rütbeli askerlerden oluşan 2'si firari 21'i tutuklu 32 sanığın Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davaya devam edildi.
08.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 3. duruşmada sanıklar, avukatları ve sanık yakınları hazır bulundu.
Celsenin başladığı 3 Ocak'tan itibaren aralarında rütbeli askerlerin, emniyet müdürlerinin ve etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olan eski polislerin de olduğu yaklaşık 60 kişinin tanık olarak dinlendiği oturumda mütalaa veren mahkeme savcısı, 'Verilmesi muhtemel ceza karşısında tutuklama tedbirinin ölçülü, adli kontrol tedbirlerinin ise yetersiz kalacağı' gerekçesiyle sanıkların tutukluluk hallerinin ayrı ayrı devam etmesi, tutuksuz sanıkların da adli kontrol tedbirlerinin sürmesini talep etti.
Tanık ifadelerine ve mütalaaya karşı savunma yapan Demirhan, tanık ifadelerindeki aleyhte hususları kabul etmediğini belirterek, komutanlıktaki olay gününe ilişkin talep ettikleri kamera görüntüleri ile soruşturma aşamasında el konulan kendisine ve ailesine ait dijital materyallere hala erişemediklerini söyledi.
Darbeci olmadığını iddia eden Demirhan, 'Darbe girişimi başarısız olsa da yoğun faaliyetlerin yapıldığına, bombalar atıldığına, uçakların uçtuğuna hepimiz şahit olduk ama Mersin'de bir mermi bile sıkılmadı, tek bir asker sokağa çıkmadı. 15 Temmuz öncesinde darbe girişimine ilişkin toplantı veya hazırlık gibi bir faaliyet olmadı. Kovuşturma sürecinde elle tutulur hiçbir delille suçlanmadım.' dedi.
Demirhan, darbeye ilişkin herhangi bir emir vermediğini belirterek, şöyle devam etti:
'Emrim altındaki albayların tamamı 16 Temmuz sabahına kadar emirlerimi uyguladılar. Kırmızı alarm protokolü çerçevesinde toplanma planı uygulandı, birliğin giriş ve çıkışları kapatıldı. Birliğin güvenliği için hukuki anlamda en basit ve temel tedbirler. Bunlar bile doğru bir davranış içerisinde olduğumu gösterir. Liman ve birlik kapısına gönderttiğim askerleri de daha sonra yine ben çektirdim. İstersem çatışma olabilirdi; bunu kim engelleyebilirdi? Hakkımdaki sahil güvenlik botuna ve polislere ateş edin emri verdiğim iddiaları da burada çürüdü. Gerekirse uyarı ateşi açılır dendi, o da gerekirse.'
Dosyada az sayıda rütbeli askerin olduğunu, sanık polislerin de 'dolgu' olması için dosyaya eklendiğini iddia eden eski tuğamiral, kendisine 'tezgah' kurulduğunu savundu.
'Sıkı yönetimi okudum ama ilan ettiğimiz anlamına gelmiyor'
Demirhan, kendisini 'sıkıyönetim komutanı' ilan ettiği iddialarına ilişkin de şunları kaydetti:
'Sözde sıkıyönetim bildirisini okumuşuz. Evet okudum, birlikte okuduk ama bu sıkıyönetimi ilan ettiğimiz anlamına gelmiyor. İsmime baktım ve sonrasında şaşkınlıkla 'ben de sıkıyönetim komutanı olmuşum' dedim ama soruşturmada ve burada ilan etmişim gibi yalan ifadeler verdiler. Mersin'de o gün ne olmuş? Tüm Türkiye'de limanlardan gemiler çıktı, sadece Mersin'de çıkmadı. Komodor Albay Ahmet Habi Uğurluer 'gemileri çıkartalım' demesine rağmen izin vermedim.'
Savunmasında, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla dinlenen tanıklardan emekli deniz subayı B.K'nın, kendisi hakkındaki 2 kez FETÖ elebaşı Gülen ile görüştüğü iddialarına da yer veren Demirhan, suçlamanın asılsız olduğunu, tanığın kariyerindeki başarısını kıskandığını söyledi.
- 'Karakol komutanı söylemim şakaydı'
Tutuklu sanıklardan eski başkomiser Süleyman Akçin de hakkındaki suçlamaları reddederek, polis merkezindeki silahları devriye aracına koymasına yönelik suçlamanın yersiz olduğunu, silahları tedbir amaçlı yanlarında bulundurduklarını iddia etti.
Akçin, tutuklu sanık eski AKUT Mersin ekibinin lideri Hakan Topal ile 15 Temmuz'da yaptığı görüşmeye ilişkin de 'AKUT'tan Hakan ile çok samimi değildik. Okul aile birliğinden bir tanışıklığımız vardı. 15 Temmuz'da sırf meraktan 'ağabey' geleyim mi dedi ben de ne yapayım, 'gel' dedim. Karakola geldi oturdu. Polislerden biri 'ağabey bu kim' deyince ben de esprisine 'yeni karakol komutanınız' dedim, hay demez olaydım. Tamamen şakaydı. O da 17 aydır bu yüzden içeride yatıyor.' diye konuştu.
Eski polislerden tutuklu sanık Mustafa Uyanık da hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, örgütle irtibatının bulunmadığını ve örgütün gizli haberleşme programı ByLock'u kullanmadığını savundu.
Sanıkları dinleyen mahkeme heyeti, oturumun yarın devam etmesine karar verdi.
09.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın devam eden 3. celsesinde, sanıklar, avukatları ve sanık yakınları hazır bulundu.
Cumhuriyet savcısı, mütalaasında tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi.
Tanık ifadelerine karşı sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilen duruşmada, darbe girişimi sırasında Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanlığından kaçarken yakalanan ve Demirhan'a sıkıyönetimin duyurulması için polis telsizini verdiği iddia edilen tutuklu sanıklardan Dağdelen, gözaltına alınmadan önce birliğe gelen polisleri tehdit ettiği iddialarını reddederek, asker ile polis arasında bir çatışma yaşanmaması için tarafları uyardığını ileri sürdü.
Dağdelen, Demirhan'a, 112 koordinasyon merkezinin 'işgal' edilmesi yönünde tavsiyede bulunmadığını da savunarak, '15 Temmuz'da eski tuğamirale, sıkıyönetim anonsunu yapması için polis telsizimi verdiğim söyleniyor. Bu da doğru değil. Telsizin nasıl alınıp, verildiği ortada. Demirhan, şoförü vasıtasıyla aracımda olan telsizimi aldırttı. Ben, telefonlara bakmayan dönemin İl Emniyet Müdürlüğüne vekalet eden Yakup Usta'ya ulaşmak için telsizi kullanacağını düşünüyordum.' dedi.
Hakkındaki 'sıkıyönetim komutan yardımcısı' iddialarını da kabul etmediğini söyleyen Dağdelen, FETÖ'nün şifreli mesaj programı 'Eagle'ı kullanıp, kullanmadığını hatırlamadığını ileri sürdü.
Tahliye istemedi
Dağdelen, darbe girişiminde yer almadığını savunarak, şöyle konuştu:
'Tahliye talep etmiyorum. Yargılanmanın sonuna kadar tutuklu kalmak istiyorum. Yargılamanın sonucunda suçsuz olduğum ortaya çıkacak. 15 Temmuz'da tuğamiralin yanında olan, sonrasında kaçan albayların yalan iddiaları ortaya çıkacak. Bana Ankara'dan mail geldiği, mesaj geldiği, bunun üzerine gidip Demirhan'ın emrine girdiğim, bunlar hep yalan. Ben darbe girişimini o sırada televizyon izlerken öğrendim.'
TSK'dan ihraç edilen eski Deniz İkmal Binbaşı İlhan Tabur da sözde sıkıyönetimin ilan edildiği ve Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanlığında toplantı yapıldığı sırada yaylada olduğunu belirterek, komutanlığa 01.20'de girdiğini söyledi.
Savunmasında, askerlerin sokağa çıkma ihtimaline karşı yemek şirketinden bin kumanya istettiği iddialarına da yer veren Tabur, şöyle devam etti:
'Hakkımdaki iddiaların çoğu, ben birliğe gelmeden olan şeyler. Baz istasyonu kayıtlarına göre toplantının yapıldığı saatte de kumanya, yemek talimatı konusunun olduğu saatte de birlikte olmadığım ortadadır. Geçmişte, ekmek alım ihalesinde usulsüzlük yapan FETÖ'cü ekmek şirketini şikayet ettiğim ve usulsüzlüğü ortaya çıkardığım için bugün benden intikam alıyorlar, kumpas kuruyorlar. Bu usulsüzlüğü ortaya çıkardığım için o dönem Deniz Kuvvetleri tarafından takdir nişanıyla ödüllendirildim. Ben nasıl FETÖ'cü olabilirim? Kesinlikle darbenin içerisinde yer almadım. Ben o gün kan dökülmemesi için mücadele ettim. Ne kendim, ne ailem, ne de 3. derece akrabalarım arasında bir kişi bile bu örgütten değildir. Tahliyemi talep ediyorum.'
'Yeni karakol komutanınız iddiası'
Eski AKUT Mersin ekibinin lideri Hakan Topal da hakkındaki örgüt üyeliği ve darbe girişimi suçlamalarını reddederek, '15 Temmuz'da her vatandaş gibi ben de yardımcı olabileceğim bir konu olur mu diye dışarıya çıktım. Bir polis çocuğu olduğum ve polise güvenilebilir bir meslek olduğunu düşündüğümden okul aile birliğinden tanıdığım polis merkezi amiri tutuklu sanık Süleyman Akçin'i aradım ve Mersin'de olan biteni öğrenmek için yanına gittim. Karakola gittiğimde tanımadığım bir kişi 'Bu kim' deyince Akçin de 'Yeni karakol komutanınız' gibi bir ifade kullandı. Neden böyle bir şey dedi ben de anlamadım. Benim darbeyle, silahla hiç işim olmaz.' diye konuştu.
Mahkeme heyeti, diğer tutuklu sanıkları da dinledikten sonra oturumun yarın devam etmesine karar verdi.
10.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın devam eden 3. celsesinde sanıklar, avukatları ve sanık yakınları hazır bulundu.
Bir önceki oturumda tutuklu sanıkların, tanıkların ifadelerine ve savcının mütalaasına karşı savunmalarını alan mahkeme heyeti, bugün de tutuksuz yargılanan sanıkları dinledi.
Eski Kurmay Başkanı Albay Tayfun Ergi, 15 Temmuz'da birliğe gelen Demirhan'ın sıkıyönetim mesajını gördükten sonra kendisini 'sıkıyönetim komutanı' ilan ettiğini ileri sürerek, mesajın teyide muhtaç olduğuna yönelik telkinleri dinlemediğini ve bağırdığını savundu.
Toplantıda bulunan albayların, Demirhan'a açık açık itiraz etmediğini ancak bir bahane bularak oradan ayrıldığını söyleyen Ergi, 'Kurmay Başkanı olarak gerekli uyarıları yaptım ama dinlemedi, bağırmaya başladı. O gün kan dökülmeden bittiği için doğru kararlar verdiğimi düşünüyorum.' dedi.
Ergi, tutuklu sanıklardan Dağdelen'in 'Mesajı neden Demirhan gelmeden dönemin Valisine bildirmediniz?' şeklindeki sorusu üzerine de şöyle konuştu:
'Görevim gereği vali ile bu tarz bilgi paylaşımında bulunmam gibi bir şey yoktu. Demirhan da o sırada birliğe geliyordu. Çok rahat bir şekilde 'Biz bu işin içinde değiliz' diyebilirdi. Darbe girişimi ilk başta Ankara'da belli bir grubun faaliyetiydi ve Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanlığına sıçramamıştı. Demirhan'ın birliğe gelmesiyle ortalık alevlendi. Ben mesajın ardından dönemin Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Hasan Uşaklıoğlu'na bilgi verdim.' diye konuştu.
Mahkeme heyeti, tutuksuz yargılanan sanıklardan Emekli Deniz Binbaşı Mehmet Emin Ceylan, eski TCG Taşucu Gemisi'nin Komutanı Yüzbaşı Zekeriya Kayalar, Güvenlik Harekat Merkezi'nde telsiz ve güvenlik kameraları operatörlüğü yapan eski Uzman Çavuş Mehmet Şimşek, Demirhan'ın emir astsubaylığını yapan eski uzman çavuş Ahmet Tufan Özbar, Demirhan'ın şoförleri eski uzman çavuş Seyhan Açar ile Kadir Nevzat Yontkan ve avukatları da dinledikten sonra ara kararın verilmesi için oturumu 12 Ocak'a erteledi.
12.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesinde 3 Ocak'ta başlayan 3. celsenin son oturumunda sanıklar ve avukatları hazır bulundu.
Celse boyunca 60'a yakın tanık beyanda bulundu. Savunma yapan sanıklar, tahliye veya beraatlerini talep etti.
Duruşma savcısı, tutuklu sanıkların mevcut halinin devamına yönelik mütalaa verdi.
Talepleri inceleyen mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan eski polisler İsa Karabudak ve Recep Yıldız ile eski AKUT Mersin ekip lideri Hakan Topal'ın yurt dışı çıkış yasağı konularak adli kontrolle tahliyesine karar verdi.
Heyet, bir önceki celsede tahliye ettiği eski tuğamiral Demirhan'ın şoförü eski uzman çavuş Seyhan Açar'ın ev hapsini kaldırarak, duruşmayı 19 Şubat'a erteledi.
DAVA
Davanın 20 Haziran 2017'de görülen ilk celsesinde, 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı olarak görev yapan ve kendisini sözde 'sıkıyönetim komutanı' ilan eden eski Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, TSK'dan ihraç edilen eski Deniz İkmal Binbaşı İlhan Tabur ve eski Harekat Şube Müdürü Kurmay Yüzbaşı Ali Gül'ün de aralarında olduğu bir kısım sanık savunmalarını yaparken, eski 3. sınıf emniyet müdürü tutuklu sanık Hasan Basri Dağdelen ifade vermek için ek süre istemişti.
Heyet, olay gecesi Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanlığının Güvenlik Harekat Merkezi'nde telsiz ve güvenlik kameraları operatörlüğü yapan eski uzman çavuş Mehmet Şimşek, Demirhan'ın emir astsubaylığını yapan eski uzman çavuş Ahmet Tufan Özbar ve eski polis Mustafa Gezginci'nin haklarında yurt dışına çıkış yasağı konularak adli kontrol şartıyla tahliye edilmelerine karar vermişti.
İlk olarak 29 sanığın yargılandığı dosyada sanık sayısı, farklı bir dosyadan yargılanan 6 askerin de eklenmesiyle 35'e çıkmış, 10 Ekim 2017'de başlayan ikinci celsede de Dağdelen ile tutuksuz yargılanan sanıklardan dönemin Kurmay Başkanı Albay Tayfun Ergi ve emekli Deniz Binbaşı Mehmet Emin Ceylan ifade vermişti.
Aynı celsede tanıkları dinleyen heyet, Demirhan'ın koruması eski uzman çavuş Seyhan Açar ile şoförü Kadir Nevzat Yontkan'ın ev hapsi şartıyla tahliyelerine, diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti.
Heyet ayrıca, sonradan dava dosyasıyla birleştirilen tutuksuz yargılanan 6 eski askerin yer aldığı dosyanın da dava dosyasından ayrılmasına hükmetmişti.
Davada 29'a düşen sanık sayısı, celse arasında farklı bir dosyanın daha eklenmesiyle 32'ye yükselmişti.
Paralel yapı-17 Mart (2017) 'Mersin 32 sanık (ilk:29) Darbe Yapılanması' davası
(13 Ocak 2018, 20:47)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: