Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı eski korgeneral Metin İyidil'in de arasında bulunduğu 7 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
13.01.2018 14:10 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı eski korgeneral Metin İyidil'in de arasında bulunduğu 7 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
11.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı eski korgeneral Metin İyidil'in de arasında bulunduğu 7 sanığın yargılandığı davada, Isparta Valisi Şehmus Günaydın ve dönemin Antalya 3. Piyade Tugay Komutanı eski tuğgeneral Mustafa Kaya tanık olarak dinlendi.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Metin İyidil ve tutuksuz sanıklar, sanık avukatları ile şikayetçi Başbakanlığın avukatı katıldı. Sanıklardan, olay tarihinde tümgeneral rütbesiyle EDOK Kurmay Başkanı olan Hamza Koçyiğit de Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) duruşmaya bağlandı.
Duruşmada, celse arasında beyanda bulunan gizli tanık 'Abdullah'ın 4 sayfalık beyanı okundu.
Sanıklardan, olay tarihinde tümgeneral rütbesiyle EDOK Kurmay Başkanı olan Hamza Koçyiğit'in FETÖ ile iltisaklı olduğunu öne süren gizli tanık, 'Bir dönem Kara Havacılık Komutanlığını yapan Hamza Koçyiğit'in FETÖ yapılanması içinde yer aldığına dair ismini ilk kez 1992-1993'lerde, o dönem GATA'da öğretim görevlisi olan eniştemin evinde duydum. Evde toplanmış bir grup asker vardı, bu askerlerin içerisinde kurmay yüzbaşılar da vardı, şu anda aradan geçen zaman nedeniyle bu gruptaki kişilerin sayısını tam olarak hatırlamıyorum.' ifadesini kullandı.
Gizli tanığın beyanının ardından Genelkurmay Harekat Başkanı Tümgeneral Kemal Yeni, tanık olarak dinlendi.
Darbe girişimi sırasında, tutuksuz sanıklardan KKK EDOK Okullar Komutanı olan Abdullah Barutcu ile sabaha kadar lojmanın sığınağında beklediklerini öne süren Yeni, 'O gece 02.00'den sabah 06.00'ya kadar eşlerimizle birlikte sığınakta bekledik.' dedi.
Sanıklardan Metin İyidil'in avukatı Abdullah Kaya'nın, 'Kendileri birliklerini aramış, gitmişler mi? Abdullah Barutçu'yla bunları konuşmuşlar mı?' sorusuna Yeni, 'Birliklere gidelim, gitmeyelim diye bir konuşma olmadı. Çünkü içeridekinin kim, dışarıdakinin kim, kapıdakilerin kim, polisin kim olduğunu bilmiyorsun.' cevabını verdi.
'Harbiyeli ve askerlerin nereye gideceğini bilemem ki'
Tümgeneral Yeni'nin ifadesinin ardından Isparta Valisi Şehmus Günaydın da tanık olarak dinlendi.
Antalya'dan SEGBİS ile beyanda bulunan Vali Günaydın, dava konusunda daha önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına tanık olarak yazılı beyanda bulunduğunu hatırlattı.
Günaydın, 16 Temmuz sabahı, sanıklardan eski korgeneral İyidil ile aralarında geçen konuşmayı anlattı. Darbe girişimi gecesi eski Eğirdir Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanı tümgeneral Metin Akkaya'ya ulaşamadığını ve sözde atama listesinde isminin yer almasından dolayı Akkaya'ya güvenmediğini belirten Günaydın, 'Metin Akkaya, o gece telefonlarıma cevap vermeyince ve atama listesinde sıkı yönetim komutanı olarak ismini görünce güvenemezdim. Metin İyidil'in ifadelerinde bahsettiği gibi bir paşa ismi de geçmedi. Ben, açıkça asker göndermeyeceğimizi söyledim. Askeriyenin içerisinde harbiyeliler de var, normal askerler de var. İstenen o harbiyeli ve askerlerin nereye gideceğini bilemem ki.' dedi.
Sanık İyidil, 'Ben tecrübelerimden dolayı, en yüksek mülki amir olduğu için Vali Bey ile görüşmek istedim. Zaten askerlerin kanunsuz çıkmasını istesem neden Vali Bey'i arayayım? Sayın Valim, sizle konuştuğumuzda, 'Ankara'da Genelkurmay derdest, komutanlar derdest, destek için lazım olabilir, eğer intikal olacaksa da Ümit Dündar Paşa'nın emriyle bu intikal yapılacak.' demiştim. Sonra da gerek kalmadığını belirttim.' ifadelerini kullandı.
Bu konuşmada kesinlikle hiçbir paşanın adının geçmediğini belirten Vali Günaydın, 'Çok açık ve net ifade ediyorum. Konuşmamızın konusu, kendisinin Genelkurmay ve kamu kurumlarının korunması için birlik istemesi dışında hiçbir isim geçmemiştir.' diye konuştu.
'Ne gerekiyorsa yapın' emri
Vali Günaydın'ın beyanlarının ardından Albay Mehmet Ateş tanık olarak dinlendi.
Darbe girişimi gecesi, dönemin Antalya 3. Piyade Tugay Komutanı eski tuğgeneral Mustafa Kaya'nın sanık Koçyiğit ile görüştüğünü bildiren Ateş, 'Genelkurmay Başkanlığından gelen sözde sıkıyönetim mesajı sonrası Mustafa Kaya, gelen mesaj sonrası durum hakkında bilgi almak için Hamza Koçyiğit'i aradı. Konuşmanın ardından, komutanın yüzü asılınca, 'Hamza Paşa ne dedi?' diye sorunca Komutan da 'Hamza Paşa bana, 'Gelen emri uygulayın, ne gerekiyorsa yapın' dedi.' deyince ben de, 'Böyle saçmalık mı olur? Bu zamanda darbe mi olur' diye karşılık verdim. Mustafa Kaya da, 'Birisi sorarsa, bunu söylerim' dedi.' ifadelerini kullandı.
Ateş'in iddialarını reddeden Koçyiğit, HTS kayıtlarında kesinlikle böyle bir görüşmenin gözükmediğini kaydetti. Mehmet Ateş'in 15 Temmuz'dan sonra savcılığa 'Hamza Koçyiğit 14 Temmuz'da Mustafa Kaya'ya darbe emri verdi' şeklinde ifade verdiğini söyleyen Koçyiğit, Ateş'e 'İfadelerindeki değişikliğin sebebi ne? Aranan kişi ben miydim' diye sordu. Ateş, Kaya'nın 'Hamza Paşa ile konuşayım' sözlerinden dolayı görüşmeyi bildiğini, Kaya'nın hangi numarayı çevirdiği konusunda ise bilgi sahibi olmadığını söyledi.
Ateş'in ardından dönemin Antalya 3. Piyade Tugay Komutanı eski tuğgeneral Mustafa Kaya da tanık olarak beyanda bulundu.
Darbe girişimini, evde uyuduğu sırasında Tugay'dan arandıktan sonra öğrendiğini ileri süren Kaya, 'Bu sırada Antalya Valimiz aradı, neler olduğunu sordu. Ben de detaylı bilgi aldıktan sonra kendilerine döneceğimi söyledim. Nöbetçi amirim de aradığında Genelkurmaydan sıkıyönetim mesaj geldiğini belirtti. Saat 23.00 gibi Hamza Paşa'yı aradım, kendisi de 'Gelen emir neyse uygulayın. Gereğini neyse onu yapın' dedi. Gelen emirleri, Tugay'a gittiğimde gördüm. Nizamiyede beni karşılayan nöbetçi amir, 'Komutanım görevden alınmışsınız' deyince bir saçmalık olduğunu anladım.' şeklinde konuştu.
Sanık İyidil'in, kendisiyle çalıştığı dönemde yasadışı bir işe kalkışıp kalkışmadığını, kanunsuz bir emir verip vermediğini sorması üzerine Kaya, İyidil ile çalıştığı dönemde kanunsuz bir iş ya da emir almadığını, bilakis bir şoförün görev süresinin ikinci dönem uzatılması üzerine İyidil'in kendilerine kızdığını belirtti.
Duruşmaya daha sonra öğle arası verildi.
Duruşmada tanık olarak dinlenen darbe girişimi sırasında binbaşı rütbesiyle EDOK Faaliyet İzleme Merkezinde (FİM) görevli Melek Yeliz Turan, Kurmay Başkanı Koçyiğit'in darbe karşıtı bir emir vermediğini ve sorumlusu olduğu FİM'e hiç gelmediğini söyledi.
Kışlada faaliyet kayıtlarının tutulduğu ceridenin darbe gecesi alınan notlarla sonradan hazırlandığını belirten Turan, ceridede daha sonra değişiklikler yapıldığını, kendisinin telkinlere rağmen bu cerideyi imzalamadığını söyledi.
Turan, birliğe gelen sıkıyönetim emirlerinin altındaki imza düzeylerinin yetersiz olduğunu belirtip evraklara işlem yapılmamasını ancak emirlerin cerideye işlenmesi talimatını sanık eski EDOK Muharebe Geliştirme Başkanı tuğgeneral Mehmet Topçu'nun verdiğini söyledi.
Bunun üzerine söz alan Koçyiğit, faaliyet izleme merkezini takviye ettiğini, ceride tutma görevinin nöbetçi subayda olduğunu söyledi. Koçyiğit, nöbetçi amire gelen mesajlara işlem yapmayın emri verdiğini, bunun genel bir ifade olduğunu ve her birliğe bu emrin iletilmesinin gerektiğini belirtti.
'Sıkıyönetim emirlerine uyulmasın emri almadık'
Tanık Eray Üngüder de suç tarihinde EDOK karargah komutanlığında yarbay rütbesiyle nöbetçi amir olduğunu söyledi.
Karargahta, saat 22.15 sularında Melek Yeliz Tural'ın kendisini arayarak birliğe gelen mesajlardan bahsettiğini ifade eden Üngüder, 'Bunun üzerine nöbetçi amirlikten çıkıp FİM'e geçtim. Hazırlık, karargah sorumluluklarının belirlenmesi ve 'katılışlar evrakları'nın harekat yıldırım emriyle geldiğini gördüm. Bu sırada uçak sesleri duyulmaya başlandı. Kurmay başkanını aramaya karar verdik.' diye konuştu.
Bu sırada kurmay başkanı Koçyiğit'in kışlayı arayarak araç istediğini aktaran Üngüder, Hamza Koçyiğit'in 22.40 sularında sivil olarak kışlaya geldiğini söyledi.
Emirleri Koçyiğit'e ilettiğini anlatan Üngüder, mehil müddetinde olanların birliklere katılması yönündeki emirle ilgili işlem yaptıklarını, diğer emirlere yönelik ise Koçyiğit'ten 'beklesin' talimatı aldıklarını bildirdi. Saat 23.00 sularında bu sefer sıkıyönetim direktiflerinin geldiğini anlatan Üngüder, bu emirleri de Koçyiğit'e götürdüklerini belirterek, şöyle devam etti:
'Bu sırada kurmay başkanının yanında Mehmet Topçu tuğgeneral vardı. Topçu, 'Bu evrakların kim tarafından yazıldığı belli değil. Evrakın altında Partigöç'ün imzası var. Partigöç'ten mi emir alacağız? Bu emirler kanunsuz görülüyor.' dedi. Bunun üzerine kurmay başkanı, 'Bu mesajı ast birliklere çekmeyin.' talimatı verdi. Az önce çektiğimiz katılışlar evrakını hatırlattım. Kurmay başkanı, katılışlar evrakının sistemden çekilmesini emretti. Biz de evrakı geri çektik.'
Kurmay Başkanı Koçyiğit'in gece 01.00 sularında kışladan ayrıldığını aktaran Üngüder, bunun üzerine Mehmet Topçu'nun emir komutayı devralarak, birliklerden vukuat tekmili alınması ve kanunsuz emirlerin uygulanmaması yönünde emir verdiğini, gece boyunca tüm birlikleri arayarak bu talimatları aktardıklarını söyledi.
Üngüder, soru üzerine Koçyiğit'ten sıkıyönetim emirlerine uyulmaması yönünde bir emir almadıklarını söyledi.
Bunun üzerine söz alan Koçyiğit, kızının rahatsızlığı dolayısıyla kışladan ayrıldığını, daha sonra geri döndüğünü, bu arada emirlerini telefonla ilgili kişilere aktardığını öne sürdü.
Tanık Salih Ulusoy da geçe boyunca Başbakanlık danışmanlarıyla temas halinde darbe karşıtı faaliyetler yürüttüğünü, sabaha karşı kriz merkezi oluşturma maksadıyla EDOK'a geçtiğini, kurmay başkanı ile görüştüğünü, bu sırada Metin İyidil'in kışlaya geldiğini, darbe bastırıldıktan sonra da kışladan ayrıldığını söyledi.
Ulusoy, soru üzerine, sanıkların darbeye destek verdikleri yönünde bir izleniminin olmadığını söyledi.
Tanık beyanlarının ardından mahkeme başkanı, yarın devam etmek üzere duruşmayı tamamladı.
DURUŞMADAN DİĞER DETAYLAR
Saat 8.30'da başlayan duruşmada “Abdullah” kod adlı gizli tanığın ifadesi okundu. Gizli tanık, davanın tutuklu ve 1 numaralı sanığı Metin İyidil'in Personel Başkanlığı dönemindeki tüm faaliyetlerinin 'FETÖ' yapılanmasına yaradığını ve 'FETÖ' mensuplarını kayırdığını iddia etti. Gizli tanık, diğer tutuklu sanık eski general Hamza Koçyiğit'in de 'FETÖ' mensubu olduğunu söyledi.
Gizli tanığın ifadesinin okunmasından sonra o gece tutuksuz sanıklardan Abdullah Barutçu'yla birlikte sabaha kadar lojmanın sığınağında bekleyen şimdiki Genelkurmay Harekat Başkanı Tümgeneral Kemal Yeni tanık olarak dinlendi. Yeni, saat 02.00'den 05.00-06.00'ya kadar eşleriyle birlikte beklediklerini söyledi. Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu'nun soruları üzerine Yeni, o gece Barutçu'nun defalarca, 'Şimdi gelip bizi de tutuklayacaklar' dediğini belirtti. Metin İyidil'in Avukatı Abdullah Kaya da, 'Kendileri birliklerini aramış, gitmişler mi? Abdullah Barutçu'yla bunları konuşmuşlar mı?' sorusunu yöneltti. Yeni, 'Birliklere gidelim, gitmeyelim diye bir konuşma olmadı. Çünkü içeridekinin kim, dışarıdakinin kim, kapıdakileri kim, polisin kim olduğunu bilmiyorsun' karşılığını verdi. Sanık Metin İyidil de şu soruyu sordu:
'Şu anda TSK'nın Harekat Başkanısınız, Genelkurmay bulunduğunuz yere 150 metre. Elinizde telefon var, arayalım veya gidip bakalım diye düşünmediniz mi? Sabaha kadar bekleyelim, ailemizi muhafaza edelim mi dediniz?' Mahkeme Başkanı Otçu, tanığın beyanlarıyla bunun cevabını verdiğini, tekrar olacağını söyledi. Yeni'den sonra Isparta Valisi Şehmuz Günaydın tanıklık yaptı.
Segbis'le dinlenen Vali Günaydın, 16 Temmuz sabahı Eğridir Dağ Komando Okulu'ndaki öğrencilerin Ankara'ya intikali için kendisini arayan Metin İyidil'in aralarında geçen konuşmaya dair ifadelerinin doğru olmadığını söyledi. İyidil, 'Ümit Dündar Paşanın emriyle bu intikal yapılacak' dediğini savunurken, Vali Günaydın, bu konuşmada kesinlikle hiçbir paşanın adının geçmediğini vurguladı.
Sanık Metin İyidil soru yöneltirken aralarında geçtiğini savunduğu konuşmayı tekrar anlatınca Vali Günaydın şu karşılığı verdi:
'Çok açık ve net ifade ediyorum. Konuşmamızın konusu, kendisinin Genelkurmay ve kamu kurumlarının korunması için birlik istemesi dışında hiçbir isim geçmemiştir.' Vali Günaydın'ın ifadesi sona erdiğinde Mahkeme Başkanı Otçu, 'Isparta'daki arkadaşlara selamlarımızı söylerseniz memnun oluruz' dedi.
EDOK'ta görev yapan tanık Mehmet Ateş de 15 Temmuz'da Genelkurmay'dan darbe mesajları gelince Tugay Komutanı Mustafa Kaya'nın Hamza Koçyiğit'i aradığını, telefonu rahatsız bir şekilde kapattığını belirtip, şunları anlattı:
'Ne söylediğini sordum. Gelen emrin uygulanmasını söylediği cevabını verdi. Ben de, 'böyle saçmalık mı olur, bu zamanda darbe mi olur?' dedim. Kaya da, 'birisi sorarsa, bunu söylerim' dedi.'
Tanığın iddialarını reddeden Koçyiğit, HTS kayıtlarında kesinlikle böyle bir görüşmenin gözükmediğini, ayrıca Mehmet Ateş'in 15 Temmuz'dan sonra savcılığa verdiği, 'Hamza Koçyiğit 14 Temmuz'da Mustafa Kaya'ya darbe emri verdi' şeklinde ifadesi olduğuna dikkat çekip, 'İfadelerindeki değişikliğin sebebi ne? Aranan kişi ben miydim?' diye sordu. Ateş, Mustafa Kaya'nın, 'Hamza Paşayla konuşayım' demesinden bunu bildiğini, yoksa hangi numarayı çevirdiğini bilmediğini kaydetti.
ÜYE HAKİM TEPKİ GÖSTERDİ
Hamza Koçyiğit'in ardından avukatları da tanığa bazı sorular yöneltti. Koçyiğit yeniden soru sormak isteyince üye hakimlerden biri, 'Böyle bir tarz olabilir mi?' diye tepki gösterdi. Koçyiğit'in, 'Gelen emri uygulayın emri verdiğim cerideye yazılmış mı?' şeklindeki sorusunu ise Başkan Otçu, 'Burada idari tahkikat değil, adli tahkikat yapılıyor. Cerideye yazılıp yazılmaması, yargılamamızın konusu değil' diyerek, reddetti. Diğer üye hakimin tanığa, Metin İyidil'le ilgili kanaatini sormasına ise İyidil ve avukatları tepki gösterdi. Ateş'den sonra tanıklık yapan dönemin Antalya 3. Piyade Tugay Komutanı Mustafa Kaya da Hamza Koçyiğit'i cep telefonundan aradığını ve 'Gereği neyse onu yapın' dediğini söyledi. Başkanın sorusu üzerine Kaya, aramayı yaptığı kendi numarasını hatırlamadığını ve telefonda 'EDOK Kurmay Başkanı' olarak kayıtlı numarayı aradığını belirtti.
'CERİDE CERİDE DEDİNİZ LAMI CİMİ YOK'
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde de 15 Temmuz'da EDOK Faaliyet Merkezi nöbetçi subayı olan Melek Yeliz Turan tanıklık yaptı. Turan, mesajlar gelince Kurmay Başkanı Hamza Koçyiğit'i aradıklarını ve Koçyiğit'in karargaha geldiğini, bu emirlerin işleme konmaması emrini verdiğini, ama ertesi sabah 08.00'e kadar darbe karşıtı, yazılı sözlü, dolaylı dolaysız hiçbir emir vermediğini anlattı. Kendisine bağlı olduğu halde Koçyiğit'in faaliyet merkezine de sabah geldiğini, geriye yönelik ceride hazırlanırken, 'Tüm gece birliğinin başında bulunduğunu' söylediğini vurgulayan Turan şöyle devam etti:
'Oysa saat 01.00'de karargahtan ayrıldığını biliyordum. Ceride durmadan değişti. Faaliyet izleme merkezini 3 kişiye çıkardılar. Dönüşümlü 24 saat nöbet tutuyorlardı. Odama geldiler, bu cerideyi imzalamayacağımı, o gece ceride tutulmadığını kurmay başkanına söylemelerini söyledim. Cerideyle ilgili yoğun baskı gördüm, ama kesinlikle imzalamadım.'
Başkan Otçu'nun, 'Ceridede neyi değiştirmek istediler?' şeklindeki sorusu üzerine Turan, '22.30'da gelip, emir-komutayı aldığı, birliklerden vukuat tekmili aldırdığı yazılmak istendi' dedi.
Tekin'in bu açıklamalarından sonra Başkan Otçu, sanık avukatlarına şunları söyledi: 'Ceride ceride dediniz de az çok nasıl tutulduğunu biliyoruz. İşte 5 gün üzerinde çalışılan bir ceride, lamı cimi yok.'
Sanık Hamza Koçyiğit ceride konusunda izahatta bulunmaya başlayınca da Başkan Otçu, 'Ne yazdın, ne yazmadın o ceride bizi hiç ilgilendirmiyor. Güvenilir mi değil mi, doğru mu değil mi kurumunuzu ilgilendiriyor. Bizim için hiçbir delil niteliği yok. Malumun ispatına gerek yok. Ceride malumun ispatıdır. Benim için önemli olan mesajlar çekildi mi çekilmedi mi, ast birliklere uyun denildi mi denilmedi mi.' dedi.
15 Temmuz'da Karargah nöbetçi amiri olan Eray Üngüder de dinlendi. Genelkurmay'dan mesajlar gelince Kurmay Başkanı Hamza Koçyiğit'e ulaşmaya çalışırken onun kendilerini aradığını, hatta, 'Uçaklar uçuyormuş. Niye aramadınız' dediğini belirten Üngüder, karargaha gelen Koçyiğit'in darbe direktiflerine süratle tepki gösterip, birliklere çekilmemesi, kışlada emniyet tedbirlerinin artırılması talimatı verdiğini aktardı. Başkan Otçu'nun sorusu üzerine Üngüder, emirlere uyulmaması için alt birliklere emir verilmesi konusunda Koçyiğit'le konuşmadıklarını, onun da bir emri olmadığını bildirdi ve 'Daha sonra Albay Hasan Yorulmaz bunu görüşmek için Koçyiğit'e gitti. 'Şu şartlarda ne emir vereyim' demiş. O Karargahtan sonra Mehmet Topçu general kesinlikle emirlere uyulmaması ve talimat alınması için sözlü emir verdi' dedi.
Başkan'ın, 'Koçyiğit saat 01.00-04.00 arası telefonla arayıp, emir verdi mi?' şeklindeki sorusuna Üngüder, 'Hayır. Hatırlamıyorum. Sadece sabaha karşı bir görüşme oldu. Gittiğini görmedim, duymadım bile' karşılığını verdi. Koçyiğit'in kaç kere aradığını ve ne konuştuklarını söylemesi üzerine ise Üngüder, 'Olabilir. Gerçekten hatırlamıyorum. Yoğun bir telefon trafiği vardı' dedi.
Dönemin EDOK Destek Kıtalar Komutanı Ender Çelenk de tanık olarak verdiği ifadede uçaklar uçmaya başlayınca Anıtkabir'e terör saldırısı yapıldığını düşündüğünü ifade etti. Kurmay Başkanı Koçyiğit'in makama geçtiğini öğrenince kendisinin de birliğine gittiğini, 1 ay boyunca da ayrılmadığını belirten Çelenk, Koçyiğit'e emrini sorduğunu, onun da kışlada gerekli emniyet tedbirleri alması ve giriş çıkışları yasaklaması emrini verdiğini anlattı. Ertesi gün Koçyiğit'in yanında olan ve Genelkurmay özel kalemde olduğunu bildirdiği bir üsteğmene araç tahsis edilmesini istediğini kaydeden Çelenk, 'Üsteğmene nereye gideceğini sordum. Söylemeyince aracı vermedim, 'taksiyle git' dedim. Durumu Koçyiğit'e aktardım, yorum yapmadı. Daha sonra bu üsteğmenin resmini gazetede görmüş. Olaylara karışanlar arasındaymış' dedi.
Atamalar konusunda üzerine çok gelindiğini belirten Metin İyidil tanığın alay komutanlarının nasıl seçildiğini anlatmasını isteyince Başkan Otçu, bunun yargılamanın konusu olmadığını, ayrıca bu konuda Genelkurmay'dan detaylı bilgi geldiğini söyledi. Bunun üzerine İyidil, 'Ama vallahi zoruma gidiyor' dedi.
Çelenk'ten sonra Genelkurmay çatı davasında sanık olan eski korgeneral Salih Ulusoy tanık olarak dinlendi. Darbenin ertesi sabahı EDOK'a gitmesini anlatırken, 'Darbeye karşı faaliyetler için bir karargah arıyordum. Devlet tamamen çökmüşse güvenilir arkadaşlarla bir karargah kurmak istiyordum. Yani Hamza paşa veya Metin paşayı görmek için gitmedim' dedi. Ulusoy Koçyiğit'in avukatının, 'Görüştüğünüzde Hamza paşanın darbeyi destekler bir tavrını gördünüz mü?' şeklindeki sorusuna da, 'Akıllı bir adam. Böyle salak sulak işlere de karışmaz zaten' karşılığını verdi.
Ulusoy'un ifadesinin tamamlanmasının ardından yarın devam etmek üzere bugünkü celse saat 18.30'da sona erdirildi.
12.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Metin İyidil ile tutuksuz sanıklar, sanık avukatları ve şikayetçi sıfatıyla Başbakanlık avukatı Fatih Altınbaş katıldı. Sanıklardan, olay tarihinde tümgeneral rütbesiyle EDOK kurmay başkanı olan Hamza Koçyiğit de Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) duruşmaya bağlandı.
Davanın öğleden sonraki kısmında sanıkların tanık ifadelerine karşı savunmaları alındı. Sanık eski Korgeneral İyidil, üzerine atılı suçlamaları ve aleyhine beyanları kabul etmediğini söyledi. Darbe girişimi sırasında Isparta Valisini aradığını aktaran İyidil, 'Bu telefonda Valinin beyanında da belirttiği gibi kendisinden derdest edilen komutanların kurtarılması amacıyla birlik hazırlanacağını belirterek yardım istedim. Herhangi bir şekilde başka bir talebim olmadı. Dinlenilen tanıklardan Mehmet Ateş’in ve gizli tanığın beyanlarını kabul etmiyorum. Bu kişilerin benimle ilgili beyanları hiçbir somut olay, tarih ve isme dayanmamaktadır. Tamamen iftira niteliğindedir. 15 Temmuz hain darbe girişimine katılmadım. Suçsuzum, beraatimi talep ediyorum' diye konuştu.
Duruşmada Müşteki Başbakanlık avukatı, eksiklerin tamamlanması ve tanık beyanlarına karşı yazılı savunma için süre istedi.
Sanık Koçyiğit'in avukatı, tanık beyanlarına katılmadıklarını, müvekkilinin tahliyesi ile beraatine karar verilmesini talep etti.
Sanık İyidil'in avukatı Abdullah Kaya da önceki celse beyanları okunan gizli tanık 'Abdullah'a, duruşmada hazır edilmemesi nedeniyle aleyhteki hususlara yönelik soru yöneltemediklerini, gelecek celse video konferansla soru sorabilmek için hazır edilmesini istedi.
Avukat Kaya, Genelkurmay Başkanlığı Personel Daire Başkanlığı ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanlığının araştırma raporunda İyidil'in FETÖ mensubu olmadığının ortaya konulduğunu, söz konusu belgenin dava dosyasında yer aldığını belirtti.
Müvekkilinin darbe girişimini öğrendikten sonra cuntaya karşı mücadele verdiğini öne süren Kaya, 15 Temmuz gecesi İyidil'in ulusal kanallara bağlanarak, darbe karşıtı açıklamalar yaptığını söyledi.
İyidil'in tahliyesini talep eden Kaya, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necdet Özel ve eski EDOK Komutanı emekli Orgeneral Kamil Başoğlu'nun tanık olarak dinlenmesini istedi.
Tanık beyanlarına ilişkin sanık ve avukatlarının savunmasını alan mahkeme, duruşma savcısından mütalaasını istedi.
Cumhuriyet Savcısı Ayhan Çelik, sanık avukatlarının dosyaya yeni delilerin eklenmesi yönündeki taleplerinin esasa katkısı olmayacağı gerekçesiyle reddedilmesini talep etti. İyidil'in 15 Temmuz'dan önce bazı darbe sanıklarıyla görüşmeler yaptığı, sözde 'yurtta sulh konseyi' listesinde imzası yer alan sanık eski tuğgeneral Mehmet Partigöç ile iletişim halinde olduğunun tespit edildiğini belirten Savcı Çelik, sanığın Isparta'daki komandoları darbe girişimine destek vermeleri için ısrarla Ankara'ya çağırdığını söyledi. Diğer sanıklar hakkındaki suçlamaları da sıralayan Savcı Çelik, tutuklu sanıkların tahliye talebinin reddedilmesini, esasa ilişkin mütalaasını sunmak için de dava dosyasının tarafına ulaştırılmasını talep etti.
Dündar tanık olarak dinlenecek
Duruşmaya verilen aranın ardında ara kararını açıklayan mahkeme, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek mal varlıkları üzerindeki tedbirin kaldırılması yönündeki talepleri ise reddetti.
Ayrıca Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ümit Dündar ile Albay Hasan Yorulmaz'ın gelecek celsede tanık olarak dinlenmesine hükmeden mahkeme, duruşmayı 22 Şubat'a erteledi.
İDDİANAME
İyidil ve Koçyiğit'in yanı sıra suç tarihinde korgeneral rütbesiyle KKK EDOK Okullar Komutanı olan Abdullah Barutcu, tuğgeneral rütbesiyle EDOK Harekat Eğitim ve Öğretim Başkanı olan Lütfü İhsan Yanıkoğlu, tuğgeneral rütbesiyle EDOK Muharebe Geliştirme Başkanı olan Mehmet Topçu, binbaşı rütbesiyle EDOK Muhabere Geliştirme Başkanlığı Alınan Dersler Merkezi Faaliyet Gözlem Kısmında gözlem subayı Ersal Duman ve albay rütbesiyle EDOK Eğitim Yöneticisi ve Öğretmen Yetiştirme Okul Komutanlığı Harekat ve İstihbarat subayı Süleyman Güven'in yargılandığı davada, Güven dışındakilerin üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor. İyidil'in 'silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek', diğer sanıkların ise 'silahlı terör örgütü üyesi olmak' suçundan ayrıca cezalandırılmaları talep ediliyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-13 Haziran (2017) 'Ankara 7 sanık Darbe Yap./EDOK Komutanları' davası
(13 Ocak 2018, 14:10)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: