Kırklareli'de, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen aleyhinde kitap yazacağının duyulmasının ardından kaçırılan ve cesedi denizde bulunan gazeteci Haydar Meriç ile belediye başkanları, STK temsilcileri ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 70 kişinin usulsüz dinlenmesi ve takip edilmesine ilişkin Gülen'in de dahil olduğu 3'ü firari, 20'si tutuklu 33 sanığın yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi. Duruşmada itiraflarda bulunan tutuksuz sanıklardan eski komiser S.D., Haydar Meriç cinayetine dair çarpıcı açıklamalar yaptı. Cinayeti polislerin işlediğini iddia etti.
01.01.2018 10:41 Kırklareli'de, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen aleyhinde kitap yazacağının duyulmasının ardından kaçırılan ve cesedi denizde bulunan gazeteci Haydar Meriç ile belediye başkanları, STK temsilcileri ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 70 kişinin usulsüz dinlenmesi ve takip edilmesine ilişkin Gülen'in de dahil olduğu 3'ü firari, 20'si tutuklu 33 sanığın yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
25.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Halk Eğitim Merkezinde oluşturulan duruşmaya, 18 tutuklu sanık ile avukatları katıldı. Tutuklu 2 sanık ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı. Bazı tutuksuz sanıkların da yer aldığı duruşmaya, mağdur olarak eski belediye başkanları, STK ile siyasi parti temsilcileri de katıldı.
Duruşmada, tutuklu sanıklardan eski Kırklareli İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek ile eski komiser Emrah Uslu, duruşmanın SEGBİS aracılığıyla kayıt altına alınması, çözümlenerek sanıklara tebliğ edilmesi ile yetkisizlik ve reddi hakim talebinde bulundu.
Mahkeme Başkanı Vahdet Yeltepe, sanıkların taleplerini, 'mahkemeyi uzatma amaçlı olduğu ve gerekli gerekçeyi göstermediği'ni belirterek reddetti.
Yeltepe, daha sonra söz almadan konuşan Şimşek ve Uslu'ya tepki göstererek, 'Oturun söz vermiyorum, kendi aranızda konuşmayın, konuşursanız dışarıya çıkartacağım.' dedi.
Daha sonra Mahkeme Başkanı Vahdet Yeltepe, iddianamenin özetini okudu.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Öğleden önceki oturumda yaşananların detayı
Duruşmada, tutuklu sanık eski istihbarat polisi İbrahim Güneş, duruşmada, (gazeteci Haydar Meriç'in faili meçhul cinayeti ile usulsüz dinlemelere ilişkin) 2011 yılında Meriç'in ismini şubede duymaya başladığını belirtti.
Meriç'in 'FETÖ elebaşı Gülen'in cinsel hayatına ilişkin kitap çıkaracağı ve basınla paylaşacağı' bilgisine ulaştığını belirten Güneş, ancak 'Gülen'in namusu ve ırzını korumak için' hiçbir eylemde bulunmadığını öne sürdü.
Güneş, bu dönemde Meriç'in hükümet yetkilileri hakkında sinkaflı konuşmalar yaptığını ileri sürerek, teknik ve fiziki takip çalışmaları başlattıklarını iddia etti.
Meriç'in telefon dinlemelerini bizzat kendisinin yaptığını aktaran Güneş, 'Ben telefon dinlemelerinde Meriç'in yaptığı konuşmalardan, Ergenekon olaylarından çok rahatsız olduğunu anladım. Asıl hedefinde Gülen yoktu. Seçilerek gelmiş hükümeti sahte belgeler ile 2011 yılında yapılacak seçimleri manipüle etmek istiyordu. Hedefinde dönemin başbakanı vardı, Gülen bir araçtı.' iddialarında bulundu.
Bu tespitlerin ardından İstanbul ve Ankara'dan özel ekiplerin de kendilerine katıldığını ifade eden Güneş, Meriç'in elindeki bilgi ve belgelerin tespiti için yoğun bir çalışma yürütüldüğünü dile getirdi.
Kırklareli'ne gelen özel ekipleri kendisinin karşıladığını ve şubeye getirdiğini bildiren Güneş, şöyle devam etti:
'Şube Müdürü İbrahim Şimşek, o gün bir toplantı yaparak, ekiplere Meriç'in evinin gösterilmesi ve çalışmalara destek verilmesini istedi. Gazeteci Haydar Meriç'in takibi ve dinlenmesi amacıyla kullanılan observasyon aracını, evinin arkasına park ettim. Daha sonra İstanbul ve Ankara'dan gelen özel ekipler araca binerek, 15-20 dakika çalışma yaptı. Ben aracın içerisinde çok dikkat çektiğimi düşünerek, aracın içinde sinerek saklandım. Bu sırada Meriç ve eşinin evden ayrılmasının ardından eve kimin girdiğini ve nasıl bir çalışma yapıldığını ben bilmiyorum.'
'Meriç'in çantası başka bir çantayla değiştirilmek istendi'
Güneş, savunmasında Meriç'in ev aramasında istenilen belgelerin ele geçirilemediği ve bu nedenle başka yollara başvurulmak istendiğini belirtti.
Belgelerin yanında taşıdığı çantasında olabileceğinin üzerinde durulduğunu anlatan Güneş, 'Haydar Meriç'ten elde edilmek istenilen belgelerin çantasında olduğu düşünülerek, Şube Müdürü İbrahim Şimşek, benzer çanta ile hedef çantanın değiştirilmesi önerisinde bulundu. Hatta bir personel ise kapkaç veya darp yoluyla çantanın alınmasını önerdi. Ancak bu yollar denenmedi.' ifadelerini kullandı.
Meriç'in telefon sinyallerinden evine yakın bir parkta olduğunun tespit edilmesi üzerine çantasında arama yaptıklarını kaydeden Güneş, dikkat çekilmemesi amacıyla ve maskeleme süsü verilerek çevredeki vatandaşların da usulen arandığını söyledi.
Güneş, çantayı bizzat kendisinin aradığını ve yapılan aramada istenilen belgelere rastlayamadığını bildirdi.
Görüşmeler 'ByLock' üzerinden yapılmış
Güneş, soruşturmalar kapsamında görevden uzaklaştırılmalarının ardından, Şube Müdürü Şimşek'in birbirleriyle görüşme yapmaları için bir telefon verdiğini öne sürdü.
Şube müdürü ile hiçbir zaman örgütsel bir görüşme yapmadığını iddia eden Güneş, 'Görevden uzaklaştırıldıktan sonra Şube Müdürü Şimşek bana ulaşması için cep telefonu vermişti, bir gün beni 'ByLock'tan aradı. Bana da şifre verildi. Hatta telefonda 'Tango' da vardı. Ben biraz teknoloji özürlüyüm, hepsine girip, çıktım. Bu telefonu 7 gün kullandım. 'ByLock' üzerinden başka hiç kimseyle görüşmedim. 'ByLock'un örgüt tarafından kullanıldığını bilmiyordum.' şeklinde konuştu.
Mahkeme başkanından Şimşek'e tepki
Mahkeme Başkanı Vahdet Yeltepe'nin, Güneş'in savunmasının ardından sorular yöneltmesi üzerine tutuklu sanıklardan eski İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek, 'İtiraz ediyorum, hep benim hakkımda sorular soruyorsunuz, söz alabilir miyim?' dedi.
Yeltepe de bunun üzerine Şimşek'e 'söz alamazsın' diyerek, tepki gösterdi. Şimşek'in kendisine söz verilmediğinin tutanağa geçirilmesini talep etmesi üzerine, Yeltepe sanığa söz verilmediğini tutanağa geçirtti.
Başkan Yeltepe, ayrıca sanık savunmaları uzadığından sanık ve avukatlarının soru sorma işlemlerinin tüm savunmaların tamamlanmasının ardından gerçekleştirileceğini belirterek, bunu tutanağa yazdırdı.
Duruşmaya, öğle arası verildi.
Usulsüz dinlemeler
Bu arada, Yeltepe'nin özetini okuduğu iddianamede, eski istihbarat mensuplarının, bazı MİT, emniyet personeli, cumhuriyet savcıları, vali yardımcıları, belediye başkanları, rektör, gazeteciler, siyasi parti temsilcileri ile STK temsilcilerini, DHKP-C ve organize suç örgütü mensubu olarak gösterdiği yer alıyor.
İddianamede, sanıkların 70 mağdur hakkında usulsüz evraklar düzenleyerek, yazışmalar sonucu belirli dönemlerde onları dinlediği ifade ediliyor.
Duruşmada, tutuklu sanıklardan eski polis memuru Emre Durak, savunmasında hakkındaki suçlamaları reddetti.
Kendisinin de bu dosyada mağdur olduğunu öne süren Durak, daha önce Kırklareli'ne hiç gelmediğini öne sürdü.
İki sanığın dinlendiği duruşmaya yarın devam edilecek.
26.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesince Halk Eğitim Merkezinde yapılan duruşmada, tutuksuz sanıklardan eski komiser S.D. (gazeteci Haydar Meriç'in faili meçhul cinayetine ilişkin) o dönemde kafasında bir çok soru işaretinin oluştuğunu belirtti.
MERİÇ'İN ÖLÜMÜNE DAİR ŞOK İTİRAFLAR
Meriç'in kaçırıldığı gün İstanbul'dan temin edildiği anlaşılan ve 'patates' hat diye tabir edilen hat ile görüşme yapıldığını tespit ettiklerini bildiren S.D, Meriç'in o hat ile yapılan görüşmelerinin ise dinlemede kullanılan bilgisayarlara düşmediğini anlattı.
Bunun üzerine bir takım yazışmalar yaptığını savunan S.D, yazılarına ise hiçbir cevap verilmediğini ve yazılarının imha edildiğine dair yazıların da yaklaşık 15 gün sonra kendisine ulaştığını kaydetti.
Bunun üzerine Meriç'in Kırklareli, İstanbul ve Ankara istihbarat polislerince kaçırılmış olabileceğini düşünerek akıbetinden endişe etmeye başladığını ifade eden S.D, şöyle devam etti: 'Meriç, 18 Haziran 2011 tarihinde Düzce Akçakoca sahilinde 400 metre açıklıkta zincirle domuz bağına bağlanmış şekilde ölü olarak bulundu. Meriç'in kaçırıldığı gün dönemin şube müdürü İbrahim Şimşek yıllık izne ayrılarak Kırklareli'den kayboldu. Yine tesadüftür Meriç'in cesedi ortaya çıktığında İbrahim Şimşek, senelik izne ayrılarak ortadan kayboldu ve cenaze defnedildikten sonra görevine geri döndü. Bir personelle Meriç'in cesedi ile ilgili resimleri Şimşek'e gösterdiğimizde beti benzi attı, yüz hattı adeta morardı. 'İnsan işte, ölünce hiçbir şey değil' diyerek odasından çıkmamızı istedi.'
'Beni dolaylı yoldan ölümle tehdit etti'
Meriç'in ölümünün ardından Şimşek'in bazı personelin görev yerlerini değiştirerek, bazı personele de istihbarat şubesinden ayrılmaları için baskılar yaptığını ile süren S.D, bazı personele de özel hayatı üzerinden baskı yaptığını öne sürdü.
Şimşek'in kendisini zaman zaman odasına çağırarak, dolaylı yoldan ölümle tehdit ettiğini iddia eden S.D, Şimşek'in şubede herkesin kontrolü altında kalmasını istediğini ifade etti.
Şimşek'in kendisinin atanmasına engel olduğunu kaydeden S.D, 'Şimşek, yine beni bir gün odasına çağırdı. Masasının üzerinde resmi demirbaş silahının haricinde bir kaç silah daha vardı. Benimle konuşmaya başlamadan önce, bir yere telefon açarak, 'Ben ruhsatsız silahımı aldım, burada bazı şerefsizler var. Önce onların kafasına sıkacağım sonrada kendi kafama sıkacağım. Siz nasıl olsa benim çocuklarıma bakarsınız' şeklinde konuşma yaparak beni dolaylı yoldan ölümle tehdit etti. Bu olayı bana bir kaç kez yaptı.' şeklinde savunmasını sürdürdü.
Meriç'in cinayetini Şimşek'in örtbas etmeye çalıştığını öne süren S.D, 'Şimşek, Haydar Meriç'i DHKP-C ile ilişkilendirmek amacıyla yardımcı istihbarat elemanı ile kod adı Uğur Utku ile çalışmalar yapıyordu. Daha sonra cinayeti örtbas etmeye çalışan şube müdürü, Utku'nun bir gün bu bilgileri ortaya dökmesinden endişe ettiğinden olacak ki, trafik kazası tertip ettiğine inanıyorum. Çünkü Utku, bir gece motorsikleti ile ikametinden şehir merkezine gelirken, bir aracın çarpması sonucu hayatını kaybetti.'
Şimşek'in bir gün kendisini odasına çağırarak, 'Dünyada her istihbarat örgütünün illegal çalışması vardır' şeklinde nabız yoklaması yaptığını öne sürdü.
S.D, olayla bildiklerini anlatmak amacıyla İstihbarat Daire Başkanı ile görüşmeye gittiğinde Ankara'da kendisinin istihbarat polisleri tarafından alıkonulduğunu iddia etti. Görüşme yapamadan geri döndüğünü dile getiren S.D. bu süreçten sonra hayatından endişe duyarak çok korktuğunu savundu.
'Onu söylemeyecektin işte salak' tepkisi
Tutuklu sanıklardan dönemin Kırklareli İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek'in, S.D. savunma yaptığı esnada Haydar Meriç'in ölümüne ilişkin savunma yaptığı sırada, 'Onu söylemeyecektin işte salak' dediği duyuldu.
Şimşek'in tutuklu sanıklardan İbrahim Güneş'e ise S.D'ye soru yönelttiği esnada, 'Bravo İbrahim, soru sor' dediği bunun üzerine de Güneş'in gülümsediği görüldüğü.
Tutuklu sanıklardan Muhammet Karhan ise soracağı soruları Şimşek'e gösterdiği görüldü.
S.D. ise bazı sanıkların sorularına yönlendirme yapıldığı gerekçesiyle cevap vermek istemediğini belirtti.
Duruşma diğer sanıkların ve sanık avukatlarının S.D'ye sorular yöneltmesi ile öğle arası verildi.
Duruşmada, tutuklu sanık eski istihbarat polisi İbrahim Güneş, duruşmada, bütün bildiklerini anlatarak, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına katkı sağlamak istediğini belirtti.
Gerçek katillerin ortaya çıkarılarak gerekli cezaya çarptırılmaları adına mücadele edeceğini söyleyen Güneş, Meriç'in FETÖ terör örgütü mensuplarınca kaçırılarak bu yapının adamları tarafından infaz edildiğini duyduğunu ifade etti.
Bildiklerini anlatmak için Ankara'ya gittiği sırada istihbarattaki FETÖ'nün mensupları tarafından kaçırıldığını ve tehdit edildiğini savunan Güneş, 'Dönemin İstihbarat Daire Başkanı ile görüşmek için Ankara'ya gittim. Burada tanımadığım iki kişi tarafından kaçırıldım. Örgüt benim telefonlarımı bile takip etmiş. Ankara'ya Meriç ile ilgili bildiklerimi anlatmaya gittiğimi biliyorlarmış. Beni alıp ilk önce mezarlığa götürdüler. Burada silah zoruyla Meriç konusunda bilgi vermemem için beni tehdit ettiler.' diye konuştu.
Sanık Güneş, kendisini kaçıran kişilerin bir evin odasına kilitleyip odanın önüne iki nöbetçi bıraktığını ifade ederek, kendisinin de korktuğu için kimseye bir şey anlatmadığını ileri sürdü.
Sanık savunmalarının ardından mahkeme heyeti, duruşmayı yarın erteledi.
27.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Halk Eğitim Merkezi'nde yapılan duruşmada, tutuklu sanık eski İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek, savunma yapmak istemediğini belirtti.
Şimşek, buna gerekçe olarak iddianame eklerinin kendisine dijital ortamda ulaştırılmamasını gösterdi.
Bugüne kadar duruşmanın uzamaması için hiçbir eylemde bulunmadığını öne süren Şimşek, savunmasını iddianame ekleri eline ulaştığında daha etkin bir biçimde yapacağını ifade etti.
Sanık Şimşek, bir önceki celsede yaklaşık 400 sayfalık savunma hazırladığını belirtmişti.
'Tis yapma' uyarısı
Duruşmada, Mahkeme Başkanı Vahdet Yeltepe, tutuklu sanıklardan İzzet Otyakmaz'ı savunma yapması için kürsüye çağırdığı sırada, yine tutuklu sanıklardan İbrahim Güneş, 'Konuşmanda tis yapma, A-U sakın yapma' diye uyarıda bulundu.
Bunun üzerine Otyakmaz'ın gülümsediği görüldü.
Şimşek'in ise Otyakmaz'a 'Sen mi savunma yapacaksın? Soru sorarım bak' dediği duyuldu.
Duruşmada, tutuklu sanık eski istihbarat polisi İzzet Otyakmaz'ın savunması alındı.
Gazeteci Haydar Meriç'in fiziki takibine diğer personelle katıldığını anlatan Otyakmaz, maddi gerçeklerin ortaya çıkmasını istediğini ifade etti.
Fiziki takip çalışmalarına hukuki olduğuna inanarak katıldığını savunan Otyakmaz, dönemin şube müdürü İbrahim Şimşek'in verdiği emirleri yerine getirdiğini ileri sürdü. Fiziki takibe İstanbul ve Ankara'dan da özel ekiplerin katıldığını belirten Otyakmaz, gelen ekiplere yardımcı olduklarını öne sürdü.
Otyakmaz'ın yanı sıra 8 sanığın daha savunma yaptığı duruşma, yarına ertelendi.
28.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Halk Eğitim Merkezi'nde yapılan duruşmada, savunma yapan tutuklu sanıklardan eski komiser Abdül Köksal, öldürülen Haydar Meriç'e Allah'tan rahmet diledi.
Köksel, 2007'de İstihbarat Dairesi Başkanlığı'nda göreve başladığını belirterek, Meriç'i daha önce tanımadığını öne sürdü.
Kırklareli'ne geldiklerinde araçlarını Meriç'in evine yakın bir ara sokağa bıraktıklarını ifade eden Köksal, şu bilgileri verdi:
'İstihbarat Dairesi Başkanlığı'nda görev yaptığım dönemde Mehmet, Serkan ve Enez komiser ile Kırklareli'ne bir göreve geldik. O gün Kırklareli İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde bekledikten sonra bir gazetecinin evinin bulunduğu apartmana gittik. Apartmanın kapısı açıktı ve Haydar Meriç'in evinin bulunduğu dairenin kapısına geldik. Daha sonra ben kapıyı 'kredi kartı' yardımı ile açtım ve Enez komiser de içeriye girdi. Ben kesinlikle içeriye girmedim. İçeride de ne olduğu bilmiyorum. Ben kapıyı açarken de mahkeme kararı olduğuna inanarak yaptım. Mahkeme içeriye ne şekilde gireceğimizi belirtmediği için kredi kartı ile açtım. Enez komiser yaklaşık 15-20 dakika evde kaldı. Daha öncede buna benzer birçok çalışmaya katıldım.'
Sanık Köksal, görevlerinin ardından Ankara'ya geri döndüklerini söyledi.
Duruşmada, savunma yapan tutuksuz sanık M.K, (Gazeteci Haydar Meriç'in öldürülmesine ilişkin) Haydar Meriç ile ilgili hiçbir işlemde bulunmadığını öne sürdü.
Meriç hakkında yürütülen fiziki ve teknik takip işlemlerine hiçbir zaman katılmadığını ileri süren M.K., daha çok bu konulara karşı olduğu için sürekli şubeden uzaklaştırıldığını iddia etti.
Dönemin şube müdürü İbrahim Şimşek'in önleme dinlemeleri için hazırlanan raporlara çift paraf istediği için baskı ve mobingler üzerine paraf attığını savunan M.K., Şimşek'in kendisine yakın olmayan herkese çeşitli yollarla baskı uyguladığını ifade etti.
Önleme dinlemelerinin yapıldığı sistemin değiştirilerek yeni sisteme geçilmesiyle, sistemde bulunan birçok raporun da silinerek yok edildiğini savunan M.K, şunları söyledi:
'Bu işlemler sırasında da ben ve birkaç şube personeli şubeye alınmadı. Bu raporların ve verilerin silindiği müfettiş raporunda da mevcuttur. İbrahim Şimşek, sürekli hazırlanan raporlara iki paraf istiyordu. Bize 'Sorumluluk bende siz işinize bakın, ben ne diyorsam o yapılacak' diyerek ve baskıyla raporlara imza attırıyordu. Gazeteci Haydar Meriç'in Düzce'nin Akçakoca ilçesinden ölü fotoğrafları gelince şubede kağıt kıyma makinesinde yüzlerce evrak imha edildi. Ben de 'evrak kıymaları bitmedi' dememin ardından İbrahim Şimşek şubeden uzaklaştırmak için zorla izne ayrılmamı istedi.'
Duruşmada, tutuklu sanık eski istihbarat polisi Hasan Karagöz, savunmasında, yaptığı işlemlerin hiçbirinin suç teşkil etmediğini öne sürdü.
Yapılan dinlemelerin hepsinin önleme faaliyeti olduğu ileri süren Karagöz, hiçbir terör örgütüyle bağının bulunmadığını iddia etti.
Karagöz, Cumhuriyet Başsavcılığınca ByLock ile ilgili yeni açıklamalar olduğunu ifade ederek, hakkındaki raporun yeniden gözden geçirilmesi talebinde bulundu.
Öte yandan Cumhuriyet Savcısı İbrahim Topaldemir, rahatsızlığı nedeniyle duruşmadan ayrılırken, yerine Cumhuriyet Savcısı Halis İpek devam etti.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
29.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesince Halk Eğitim Merkezinde yapılan duruşmada, tutuklu sanıklardan eski İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek, polis memuru İbrahim Güneş, İzzet Otyakmaz, Mehmet Serkan Kılıç ile Hasan Karagöz, ceza infaz kurumunda dava dosyasındaki sanıkların bir odada kalmasını talep etti.
İlk olarak duruşmada söz alan Şimşek, cezaevi yönetiminin dosya kapsamında sanıkların ayrı ayrı odalarda tutulduğunu ve bu durumun usule aykırı olduğunu öne sürdü.
Ceza infaz kurumunda ayrı ayrı odalara konulmalarına bir anlam veremediğini belirten Şimşek, bu durumdan dolayı uyku bozukluğu yaşadığını ve savunmasını etkin şekilde yapamadığını belirtti.
Şimşek, diğer sanıklarla aynı odada kalmak istediğini heyete bildirdi.
Diğer sanıklardan İbrahim Güneş, İzzet Otyakmaz, Mehmet Serkan Kılıç ile Hasan Karagöz de söz alarak, aynı odada bulunmak istediklerini yineledi.
Mahkeme Başkanı Vahdet Yeltepe de talebin değerlendirilerek Cumhuriyet Başsavcılığına sorulacağını belirtti.
Duruşmada, tutuksuz sanıklardan H.Y, 2011'de görev yaptığı Sivas Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden, hedef bir kişiyi takip etmek amacıyla 3 personel ile Kırklareli'ne görevlendirildiklerini söyledi.
Kırklareli'ne geldiklerinde İstihbarat Şube'de toplantı yaptıklarını belirten H.Y. daha sonra adını sonradan öğrendiği gazeteci Haydar Meriç'i takip ettiklerini anlattı.
Takip esnasında şube müdürünün talimatları ile cep telefonlarını da dikkatleri dağılmaması açısından kapalı tuttuklarını aktaran H.Y, yasa dışı bir görevi yerine getirmediğini savundu.
Meriç'in attığı her adımı yaya veya araçla takip ettikleri bilgisini veren H.Y, şunları anlattı:
'Biz öldürülen gazeteci Haydar Meriç'i fiziki takip amacıyla görevlendirildik. Hedef kişinin attığı her adımın izlenmesi istendi. Bir gün istihbarat polisleri Meriç ile tanışmak için evine kendilerini emlakçı olarak tanıtarak gitti. Bize de Meriç'in evinin çevresindeki esnafa ait güvenlik kameralarını etkisiz hale getirme talimatı verildi. Genç polislerden ikisi de güvenlik kameralarının kablolarını kesti.'
Kameraların kablolarını kendisinin kesmediğini iddia eden H.Y, bildiklerini eksiksiz olarak anlattığını dile getirdi.
Duruşmaya, tutuklu sanık eski istihbarat polisi Tolga Güzeltaş'ın savunması ile devam edildi.
Güzeltaş, hakkındaki suçlamaları reddederek, Kırklareli'ne ilk kez duruşma için geldiğini ve hiç bir suça karışmadığını öne sürdü.
Usulsüz dinlemeler ve gazeteci Haydar Meriç'in ölümüyle ilgili de hiç bir faaliyette bulunmadığını ileri süren Güzeltaş, beraatini istedi.
Tutuklu sanıklardan İbrahim Güneş, ceza infaz kurumu ring araçlarına bindirildiği sırada basın mensuplarına tepki göstererek, 'O çektiğiniz fotoğrafları arşivleyin alacağım onları.' dedi.
Şu ana kadar 14 sanığın savunmasının alındığı duruşma, 2 Ocak Salı gününe ertelendi.
İDDİANAME
İddianamede, eski istihbarat mensuplarının, bazı MİT, emniyet personeli, cumhuriyet savcıları, vali yardımcıları, belediye başkanları, rektör, gazeteciler, siyasi parti temsilcileri ile STK temsilcilerini, DHKP-C ve organize suç örgütü mensubu olarak gösterdiği yer alıyor.
İddianamede, sanıkların 70 mağdur hakkında usulsüz evraklar düzenleyerek, yazışmalar sonucu belirli dönemlerde onları dinlediği ifade ediliyor.
Ceza istemleri
İddianamede, Kırklareli eski İstihbarat Müdürü İbrahim Şimşek'in de aralarında bulunduğu eski istihbarat şubesi personeli 23 şüphelinin, PKK, Ergenekon, DHKP/C gibi isimlerle adlandırılan örgütlerle ilgisi olmayan gazeteci Haydar Meriç ile toplum ve kamuoyunca tanınan 74 mağduru, haklarında hazırladıkları sahte evraklar ile terör ve organize suç örgütleriyle ilişkilendirerek 2010 ve 2013 yılları arasında usulsüz dinledikleri yer alıyor.
İddianamede ayrıca, FETÖ/PDY lideri Gülen'in de aralarında bulunduğu eski Kırklareli İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Şimşek ve eski 23 istihbarat şubesi personelinden 20'si tutuklu 3'ü firari 33 sanık hakkında, 'kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek', 'nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal etmek', 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek' ve 'kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği' suçlamalarından ağırlaştırılmış müebbet ile 9 yıl 5 aydan 24 yıl altışar aya kadar hapis cezası isteniyor.
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, sanıkların görev yeri itibarıyla suç yerinin Kırklareli olduğu belirtilerek yetkisizlik kararı ile dava dosyasının Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermişti.
CİNAYET SORUŞTURMASI
Öte yandan gazeteci Haydar Meriç'in öldürülmesi konusunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılmış olan soruşturma halen devam ediyor.
Paralel yapı-05 Ekim (2017) 'Kırklareli 33 sanık gazeteci Haydar Meriç dahil 70 kişinin usulsüz dinlenmesi' davası
Paralel yapı-23 Haziran (2016) 'İstanbul gazeteci Haydar Meriç'in kaçırılarak öldürülmesi' soruşturması
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
(01 Ocak 2018, 10:41)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: