Tam
EskidenYeniye
 

Fetö Yüksek Yargısı yargılanıyor

Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi. Bu kapsamda Yargıtay eski üyeleri Yahya Memiş, İsmail Ergün, Ali Yağcı, Mustafa Simavlı, İbrahim Tufan Ataman ve Mehmet Sait Demiröz ile Danıştay eski üyesi Ertuğrul Arslanoğlu ilk duruşma için hakim karşısına çıkarıldı. Bir diğer davada ise sanık Yargıtay eski üyesi Ahmet Toker 1 ay sonra ikinci duruşmaya çıktı.

Önceki haber title=Sonraki haber

01.01.2018 13:43 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Hakimler Savcılar Kurulu (HSYK) üyelerinin ayrı ayrı yargılanmasına devam edildi.

YARGITAY ESKİ ÜYESİ AHMET TOKER'İN 2. DURUŞMASI

27 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, "balyoz", "askeri casusluk", Hrant Dink, "devrimci karargah" davalarına bakan mahkemelerin kararlarını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin eski üyesi Ahmet Toker ikinci kez hakim karşısına çıkarıldı. Daha önceki duruşma 27 Kasım'da yapılmıştı.

Sanık Toker, savunmasında, usule yönelik itirazlarını dile getirdi.

Hakkında soruşturma yapmakla yetkili mercinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı değil, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu olduğunu savunan Toker, suçüstü uygulamasının da dosya kapsamına ve gerçeğe uygun olmadığını ileri sürdü.

Soruşturmanın örgüt üyeliği değil, "anayasal düzeni cebren değiştirmek ve silahlı isyan" suçlarından açıldığını öne süren Toker, gözaltı işleminin de "darbeye iştirak"ten yapıldığını söyledi. Sanık Toker, bu kapsamda evinde gözaltına alındığını, suçüstü halinin bulunmadığının açıkça ortada olduğunu savundu.

Soruşturma sürecinin aldatıcı yöntemlerle yürütüldüğü iddiasında bulunan Toker, soruşturmanın bu nedenle hukuki değerden yoksun olduğunu öne sürdü.

Doğal yargı yerinin Yargıtay Ceza Genel Kurulu olduğunu da savunan Toker, kimsenin kanunen tabi olduğu merciden başka bir yerde yargılanamayacağını söyledi. Toker, bu durumun tabii hakim ilkesinden kaynaklanan güvenceleri tehlikeye düşüreceğini öne sürdü.

Yargıtay 9. Ceza Dairesini bu davalara bakmakla görevlendiren kanun hükmünde kararnamenin, gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığını söyleye Toker, bu düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasını istedi.

Toker, daha sonra, aleyhine ifade veren eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in beyanlarının bir bölümünü okudu.

Erdem'in, cemaatten olmayan ve yürütmeyle uyumlu çalışacak hakimlere kendisinin de bulunduğu, cemaat mensubu üyelerin tanıtıldığı bir toplantı düzenlendiğini söylediğini aktaran Toker, Ankara Hakimevi'nde düzenlenen toplantıya 2011-2012 ve 2013'te Yargıtay üyesi seçilenlerin tümünün katıldığını beyan ettiğini aktardı. Toker, buna göre toplantıya Mahkeme Başkanı Burhan Karaloğlu'nun da katıldığının anlaşıldığını ileri sürdü.

Söz konusu toplantının davadan önce yapıldığını ve tam da dava konusuyla ilgili olduğunu savunan Toker, yasaya göre hakimin davadan önce kimse tarafından bilgilendirilemeyeceğini, aksi durumda tarafsızlığına şüphe düşeceğini kaydetti.

Toker, bu nedenle davadan çekilme konusunu Başkan ve üyelerin takdirine sunduğunu söyledi.

Verilen aranın ardından heyet ara kararını açıkladı ve hukuki bağlamda tarafsızlığı şüpheye düşürecek bir durum bulunmaması nedeniyle çekilme talebinin reddine karar verdi.

Yetkisizlik ve görevsizlik yönünden yapılan taleplerle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına ilişkin talepler de kabul edilmedi.

Bunun üzerine Toker, 18 yıl Yargıtayda görev yaptığını, kuruma büyük saygı duyduğunu belirterek, duyduğu bu büyük saygı nedeniyle çekilme konusunu heyetin tercihine sunduğunu ancak reddedilmesi nedeniyle bu kez talepte bulunması gerektiğini söyledi ve hakimin reddi talebinde bulundu.

Yeniden ara veren heyet, talebin reddine hükmetti.

Tekrar söz alan Toker, savcılık makamının soruşturma sürecinde lehe ve aleyhe delilleri toplayıp, iddianameyi ona göre hazırlaması gerektiğini, iddianamenin kabul edilmesiyle de soruşturma sürecinin biteceğini anlattı.

Mahkemenin yargılama sürecinde kovuşturmanın genişletilmesi talepleri doğrultusunda sanığın istediği delilleri toplayabileceğini belirten Toker, buna karşın, hesap hareketleri, örgütle irtibatlı kurumlara para transferi yapılıp yapılmadığı, ByLock, TV abonelikleri gibi pek çok konuda mahkeme tarafından yeniden ilgili kurumlara yazılar yazıldığını söyledi.

Bu durumdan gocunmadığını, gelen yazı cevaplarının kendisini doğruladığını savunan Toker, "Ancak bunların tümü soruşturma aşamasında yapılsa lehte ve aleyhte deliller dosyaya konulmuş olsa ben bunların tümünü görüp ona göre savunmamı hazırlayabilirdim. Bu nedenle süre talep ediyorum." dedi.

Dosyaya gelen yazı cevaplarının okunmaya başlanması üzerine Toker söz alarak savunmasını bitirmediğini, süre talebinin değerlendirilmediğini söyledi.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Karaloğlu, "Mahkeme iyi niyetli, savunma hakkına saygılıyız, savunmaları kesmeden dinliyoruz. Birinci oturumda bizden süre istediniz ve biz de bunu uygun gördük. Bu duruşmada savunma yapıp yapmayacağınızı sorduk, yapacağınızı söylediniz. Mahkeme sizi savunma kapsamında dinliyor. Sizden beklediğimiz savunmanızı yapmanız." dedi.

Toker ise daha sonra yazılı ve sözlü savunma yapma hakkını saklı tutarak, bu aşamada suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

Sanığa, "yargının sivil imamı" oldukları suçlamasıyla haklarında soruşturma yürütülen Selçuk Ayhan, Hakan Ceylan, Erkan Yılmaz gibi isimlerle aynı yerlerde baz sinyali verdiği hatırlatıldı. Toker, bu kişileri tanımadığını, adreslerin lojman, servis güzergahı ya da alışveriş merkezleri gibi kalabalık yerlere ait olduğunu savundu.

Darbe girişiminden bir gün sonra 16 Temmuz saat 21.00'de eski Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Ekrem Ertuğrul ile 400 saniye süren bir görüşme yaptığına ilişkin tespit bulunduğunun belirtilmesine karşılık Toker, raporun sağlıklı olmadığını, bu rapor üzerinde konuşmanın doğru olmayacağını ileri sürdü.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Buna göre, sanığın tahliye talepleri reddedilerek, tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Sanık hakkında ifade veren eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, eski HSYK üyeleri İbrahim Okur, Kerim Tosun, Mustafa Kemal Özçelik, eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem, eski Yargıtay Üyesi İlhami Dal ile eski savcı Bayram Bozkurt'un tanık olarak dinlenmesi, duruşmanın 14 Mart 2018'e bırakılması kararlaştırıldı.

Paralel yapı-27 Kasım (2017) 'Ankara 1 sanık Yargıtay eski üyesi Ahmet Toker' davası

YARGITAY ESKİ ÜYESİ YAHYA MEMİŞ

25 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Yargıtay üyesi tutuklu sanık Yahya Memiş hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, Memiş'in avukatı ve yakınları da katıldı.

Duruşmada, Yargıtay savcısı, sanık hakkındaki iddianamenin özetini okudu.

İddianamede, Memiş'in, FETÖ'nün Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda (HSYK) etkin olduğu dönemde örgütün talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçilenler arasında bulunduğu, örgütün gizli haberleşme programı "ByLock" üzerinden yapılan yazışmalarda isminin geçtiği, örgütten gelen talimatları yerine getirdiği belirtildi.

Sanık Memiş, örgüt listesinden Yargıtaya üye seçildiği suçlamasını reddederek, mesleki çalışmaları, terfileri ve bazı HSYK üyelerini şahsen tanıması nedeniyle Yargıtay üyesi seçildiğini düşündüğünü savundu. Memiş, "Beni destekleyen bazı HSYK üyelerinin cemaatçi olması beni de cemaatçi yapmaz." görüşünü savundu.

İsminin geçtiği "ByLock" yazışmalarında, yalnızca "Memiş" yazıldığını, FETÖ soruşturması geçiren "Memiş" soyadlı başka Yargıtay üyeleri de bulunduğunu savunan Yahya Memiş, yazışmalarda geçen kişinin kendisi olduğuna dair somut bir delil bulunmadığını öne sürdü.

Memiş, örgütün yemek, piknik gibi toplantılarına katıldığı iddiasını yanıtlarken, imam hatip lisesi mezunu olduğunu, ailesinin ve kendisinin milliyetçi-muhafazakar yapıya mensup bulunduğunu söyledi. Çevresinin de milliyetçi-muhafazakar arkadaşlardan oluştuğunu anlatan Memiş, bu kişilerin düzenlediği bazı organizasyonlara katıldığını, bunların bazılarının o tarihlerde cemaat olarak bilinen grubun organizasyonları olabileceğini, o zamanlar bu etkinliklere siyasiler, sanatçılar, aydınların da katıldığını savundu.

17-25 Aralık sürecinden sonra bu yapının düzenlediğini bildiği hiçbir etkinliğe katılmadığını ileri süren Memiş, "Milliyetçi-muhafazakar olmam nedeniyle bu insanlar beni kendi gruplarına yakın olarak görmüş olabilirler. Benim ne FETÖ ne de başka bir örgüte üyeliğim asla yok. Suçlamaları kabul etmiyorum." savunmasını yaptı.

Memiş, HSYK seçimlerinde örgüt mensuplarının seçilmesi için çalışma yapmadığını ileri sürerek, sadece aday olan bazı yakın arkadaşları için birkaç kişiden oy istemiş olabileceğini iddia etti.

Duruşma Savcısı Müslüm Canpolat, sanığa HTS analiz raporuna göre, 2014 yılının eylül ve ekim aylarında, yargının sivil imamı oldukları iddiasıyla haklarında soruşturma yürütülen İbrahim Tökü, İsmail Çevirici, eski Yargıtay üyeleri Resul Çakır ve Kerim Tosun ile Sivrihisar ve Afyon'da baz sinyali verdiğini hatırlatarak, bu kişileri sordu.

Sivil imam oldukları belirtilen Çevirici ve Tökü'yü tanımadığını iddia eden Memiş, Tosun ve Çakır'ı yargıç olmaları nedeniyle tanıdığını söyledi.

Memiş, bayram tatili nedeniyle memleketi Manisa'ya giderken veya gelirken geçtiği Sivrihisar ve Afyonkarahisar'da bu kişilerle baz sinyali çakışması olabileceğini öne sürerek, bu insanlarla ortak bir seyahati veya çalışması olmadığını söyledi.

Yahya Memiş, hakkında tüm delillerin toplandığını ve kaçma şüphesi bulunmadığını savunarak, tahliyesine karar verilmesini istedi.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Buna göre, sanığın tahliye talebi reddedilerek, tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Sanık hakkında ifade veren eski HSYK Üyeleri Mustafa Kemal Özçelik, Kerim Tosun ve eski Yargıtay Üyesi İlhami Dal'ın tanık olarak dinlenmesi, duruşmanın 13 Mart 2018'e bırakılması kararlaştırıldı.

YARGITAY ESKİ ÜYESİ İSMAİL ERGÜN

25 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Yargıtay üyesi sanık İsmail Ergün hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, sanık Ergün ile avukat ve yakınları katıldı.

Duruşmada, Yargıtay savcısı, sanık hakkındaki iddianamenin özetini okudu.

İddianamede, Ergün'ün örgüt toplantılarına katıldığı, FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde örgütün talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçilenler arasında bulunduğu, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, örgüt stratejisi doğrultusunda sıkı bir disiplinle hareket ettiği belirtildi.

Savunma için söz verilen Ergün, ilk olarak usul itirazlarını dile getirdi.

Hakkında açılan davaya bakma yetkisinin Yargıtay Ceza Genel Kurulunda olduğunu savunan Ergün, konuya ilişkin düzenlemeyi içeren Kanun Hükmünde Kararnamenin suç tarihinden sonra çıkarıldığını, suç tarihindeki düzenlemenin geçerli olması gerektiğini savundu. Ergün, bu kapsamda Yargıtay 9. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı vererek dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna göndermesini istedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, kendisi hakkında soruşturma yapma yetkisi bulunmadığını da ileri süren Ergün, bu nedenle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan tüm işlemlerin hukuka aykırı olduğu iddiasında bulundu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yüksek yargı üyeleri hakkındaki gözaltı kararını da eleştiren Ergün, evinde gözaltına alındığını, bu nedenle suçüstü hükümlerinin kendisi için uygulanamayacağını savundu.

Yargıtay üyeliğine seçilmesinin suç delili olamayacağını öne süren Ergün, seçilmek için gerekli kriterleri taşıdığını, seçilmeden önceki 10 yıl boyunca Yargıtay savcılığı yaptığını ve HSYK'da 18 üyenin oyunu alarak seçildiğini aktardı.

Aleyhine verilen ifadelere de değinen Ergün, eski HSYK üyeleri İbrahim Okur, Kerim Tosun ve eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem ile gizli tanıkların ifadelerinin duyumlardan oluştuğunu, soyut beyanlara dayandığını, bu nedenle delil olarak değerlendirilemeyeceğini savundu. Ergün, tahliyesini ve beraatini istedi.

Sanık Avukatı Kubilay Çetinkal da müvekkilinin örgütün gizli haberleşme programı ByLock'u kullanmadığını, himmet verip almadığını savunarak, örgüt lehine karar verdiğine dair bir iddiada bulunmadığını söyledi. Avukat Çetinkal, tahliye talebinde bulundu.

Mahkeme Başkanı Burhan Karaloğlu, sanığa, eski Yargıtay üyeleri Süleyman Kul ve Mustafa Dinç ile 30 Temmuz 2014'te Afyon'da ortak baz hareketliliği tespit edildiğini hatırlattı.

Bunun üzerine Ergün, bayram tatili nedeniyle Kütahya Simav'a giderken baz çakışması olabileceğini, ancak HTS kayıtlarından inceleyebildiği kadarıyla kendisinin Afyon'da saat 10.00'da, diğerlerinin saat 14.00'te baz sinyali verdiğini kaydetti.

Ergün, Ocak-Ağustos 2014 arasında Bank Asya'da adına 32 farklı hesap açıldığının belirtilmesi üzerine de "Oğlum, Kıbrıs'ta özel üniversitede okuyordu. Özel döviz hesabı açtırıp her ay 200-300 avro gibi miktarlar gönderiyordum." iddiasında bulundu.

HTS analiz raporuna göre cep telefonuyla yabancı ülkelerle konuştuğu iddiası da hatırlatılan Ergün, eşinin kardeşinin Almanya'da, erkek kardeşinin de 15 yıldır Kanada'da yaşadığını, görüşmelerin bu nedenle yapılmış olabileceğini söyledi.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Buna göre, sanığın tahliye talepleri reddedilerek tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Sanık hakkında ifade veren eski HSYK üyeleri İbrahim Okur, Kerim Tosun ve eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in tanık olarak dinlenmesi kararlaştırılarak duruşma ertelendi.

YARGITAY ESKİ ÜYESİ ALİ YAĞCI

26 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Yargıtay üyesi sanık Ali Yağcı hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, Yağcı'nın avukatı ve yakınları katıldı. Duruşmada, Yargıtay Savcısı, sanık hakkındaki iddianamenin özetini okudu.

İddianamede, Yağcı'nın örgüt toplantılarına katıldığı, FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde örgütün talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçilenler arasında bulunduğu, örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullandığı belirtildi.

Diğer örgüt üyelerince yapılan ByLock yazışmalarında kendisinden ve çocuğundan söz edildiği, örgütün eğitim biriminin sanığın çocuğuyla ilgilendiği aktarılan iddianamede, sanığın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, örgüt stratejisi doğrultusunda sıkı bir disiplinle hareket ettiği belirtildi.

Savunma için söz verilen Yağcı, suç tarihinde Yargıtay üyesi olması nedeniyle kovuşturma yapma yetkisinin Yargıtay Ceza Genel Kurulunda olduğunu savundu. Anayasaya göre kimsenin kanunen tabi olduğu mahkeme dışında bir merci önünde yargılanamayacağını ifade eden Yağcı, bu mahkemede yargılanmasının tabii hakimlik ilkesine aykırı olduğunu ileri sürdü. Sanık Yağcı, dosyanın durma kararı verilerek Yargıtay Başkanlığına gönderilmesini istedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hakkında soruşturma yürütme konusunda yetkisinin bulunmadığını savunan Yağcı, evinde yakalandığını ve suçüstü halinin bulunmadığını söyledi. İddianamedeki suçlamaların soyut olduğunu, bunları destekleyecek somut olgulara yer verilmediğini öne süren Yağcı, "Silahlı terör örgütü üyeleri suç işlemek amacıyla bir araya gelmelidir. İnsanlar arasındaki sosyal ilişkiler suç ilişkisi, örgütsel bir irtibat olarak değerlendirilemez." savunmasını yaptı.

Ortada bir silah yoksa silahlı terör örgütü üyeliğinin de olmayacağını ileri süren Yağcı, "Silahlı terör örgütü üyeliğiyle suçlanabilmem için somut bir olayla irtibatlandırılmam gerekir. Darbecilerle irtibatım olduğu da iddia edilmemiştir." ifadelerini kullandı.

Örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullanmanın silahlı terör örgütü üyeliğinin ispatı noktasında bir anlam ifade etmeyeceği iddiasında bulunan Yağcı, haberleşmenin zaten gizliliğinin esas olduğunu, bu nedenle suç unsuru için içeriğe bakılması gerektiğini savundu.

Bir delilin ceza yargılamasında kullanılabilmesi için hukuka uygun yollarla elde edilmiş olması gerektiğini anlatan Yağcı, hakkındaki delillere hukuka aykırı yollarla ulaşıldığını öne sürdü. Aleyhine verilen sanık ve tanık ifadelerinin yasak yöntemlerle elde edildiğini savunan Yağcı, bu kişilerin kendilerini kurtarmak amacıyla ifade verdiklerini, beyanlarının hükme esas alınamayacağını iddia etti.

Yağcı, eski HSYK Üyesi İbrahim Okur'un, Yargıtay üyeliğine cemaat listesinden seçildiği yönündeki beyanlarını reddetti. Yargıtay üyeliğine seçilmek için aday olma usulü bulunmadığını, şartları taşıyan herkesin doğal aday olduğunu anlatan Yağcı, "Üye seçilmek benim eylemim değildir. 22 HSYK üyesinin 19'unun oyunu alarak seçilmemin, terör örgütü üyeliği için delil olarak gösterilmesi kabul edilemez." görüşünü savundu.

Yağcı, eski HSYK üyesi Kerim Tosun'un kendisi için kullandığı "40 bin sicillere kadar olan herkesin sorumlusudur." yönündeki beyanını da kabul etmedi. Sanık Yağcı, Tosun'un kendisini kurtarmak amacıyla bu beyanı vermiş olabileceğini ileri sürdü.

Sanığa, kendisinin yaptığı belirtilen ve dairesine gelen bir dosyanın uzatılmasının talep edildiği ByLock yazışması okundu. Yağcı, bahsedilen yazışmanın kendisiyle ilgisinin bulunmadığını kaydetti.

ByLock yazışmalarına değinen Yağcı, bu yazışmalarda bahsedilen kişinin kendisi olduğuna ilişkin bir kanıt bulunmadığını, aynı isim ve soyismi taşıyan birçok kişi olabileceğini savundu.

Hakkındaki ByLock tespit tutanağının ise çelişkili olduğu savunan yapan Yağcı, tutanakta kimlik numarasının farklı yazıldığını öne sürdü.

Sanık Yağcı, ByLock listelerinin sürekli güncellenmesinin şüphe uyandırdığını, ayrıca usule uygun yöntemlerle elde edilmediğinde delil olarak değerlendirilemeyeceğini iddia etti. Yağcı, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Buna göre, sanığın tahliye talepleri reddedilerek, tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Sanık hakkında ifade veren eski HSYK üyeleri İbrahim Okur ve Kerim Tosun ile eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in tanık olarak dinlenmesinin kararlaştırılmasının ardından duruşma ertelendi.

YARGITAY ESKİ ÜYESİ MUSTAFA SİMAVLI

26 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Yargıtay üyesi sanık Mustafa Simavlı, hakim karşısına çıktı. Sanık Simavlı, duruşmaya tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldı. Sanığın avukatı ise duruşmayı Yargıtaydan takip etti.

Duruşmada, Yargıtay Savcısı, sanık hakkındaki iddianamenin özetini okudu.

İddianamede, Simavlı'nın örgüt toplantılarına katıldığı, FETÖ'nün HSYK'de etkin olduğu dönemde örgütün talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçilenler arasında bulunduğu, örgütün gizli haberleşme programı ByLock'u kullandığı belirtildi.

Sanığın isminin diğer örgüt üyelerince yapılan ByLock yazışmalarında da geçtiği aktarılan iddianamede, sanığın grup sorumlusu olarak örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, örgüt stratejisi doğrultusunda sıkı bir disiplinle hareket ettiği belirtildi.

Savunma için söz verilen Simavlı, usule yönelik itirazlarını dile getirdi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yetkisi olmadığı halde yüksek yargı üyeleri hakkında tutuklama talimatı verdiğini ileri süren Simavlı, hakkındaki delillerin dosyaya sonradan girdiğini, tutuklandığında herhangi bir delil olmadığını iddia etti.

Yetkisiz makam tarafından soruşturma yürütülmesinin açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini ileri süren Simavlı, kovuşturma konusunda görevli ve yetkili makamın Yargıtay Ceza Genel Kurulu olduğunu savundu.

Simavlı, hakkında suçüstü hali hükümlerinin uygulandığını ancak bunun hukuki olmadığını da öne sürerek, "Örgüt üyeliği temadi eden suçtur ancak bu örgüt üyesinin aralıksız suç işlediği anlamına gelmez. Hain darbeyi yapanların eylemi suçüstü halinin tipik örneğidir. Darbeyle bağlantısı olmayanların suçüstü halinden söz edilemez." iddiasında bulundu.

Suçlamaları reddeden Simavlı, "Ben örgüt üyesi değilim, olmadım, hiçbir zaman da olmayacağım. Benim gibi vatanını seven birinin terör örgütü üyesi olması, şelalenin ters akması, güneşin buz tutması gibidir." savunmasını yaptı.

Örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullandığı yönündeki suçlamayı da kabul etmeyen Simavlı, buna ilişkin delillerin yasal olmayan yollarla elde edildiğini, bu nedenle hükme esas alınamayacağını savundu. Simavlı, arama ve el koyma işlemlerinin de usule uygun yapılmadığını ileri sürdü.

Hakkındaki tespit tutanağında mesaj ve mail içeriği bulunmadığını savunan Simavlı, isminin abone listesinde bulunmasının programı kullandığı anlamına gelmeyeceğini iddia etti. Simavlı, "Programı yüklediğim kabul edilse dahi, bunu örgüt talimatıyla yaptığıma ilişkin delil yoktur." ifadelerini kullandı.

Aleyhine verilen ifadelere de değinen Simavlı, eski Yargıtay Üyesi İlhami Dal'ın "Grup sorumlusu" olduğu yönündeki beyanı ile eski HSYK Üyesi İbrahim Okur'un, "Cemaat listesinden Yargıtaya seçildi" ifadesini reddetti.

Diğer ifadelerin de soyut beyanlar içerdiğini öne süren Simavlı, tanıkların aynı suçtan dolayı haklarında soruşturma açılan kişiler olduğunu, tahliye umuduyla bu beyanları vermiş olabileceklerini, bu nedenle söz konusu ifadelerin delil sayılamayacağını savundu.

Daha sonra sanığa, HTS kayıtlarına göre, FETÖ'nün sivil imamı olduğu suçlamasıyla hakkında soruşturma yürütülen Şükrü Aktaş, Erkan Yılmaz gibi isimlerle belirli aralıklarla aynı noktalardan baz sinyali verdiği hatırlatıldı. Sanık Simavlı, kayıtlardaki telefonu 5 yıldır oğlunun kullandığını, bu kişileri tanımadığını öne sürdü.

Simavlı, bir başka soru üzerine, eski Yargıtay üyeleri Ali Yağcı, Mesut Kundakçı ve Ali Akın'ı tanıdığını bildirdi.

Bu kişilerin aralarında yaptıkları ByLock yazışmalarında, evinde toplanılması ve toplantıda seçimin konuşulmasından söz ettiklerinin belirtilmesine karşılık Simavlı, "Yok öyle bir şey, kabul etmiyorum." dedi.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, ara kararını açıkladı. Buna göre, sanığın tahliye talepleri reddedilerek tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Sanık hakkında ifade veren eski HSYK üyesi İbrahim Okur, eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem ve eski Yargıtay Üyesi İlhami Dal'ın tanık olarak dinlenmesi, duruşmanın 15 Mart 2018'e bırakılması kararlaştırıldı.

DANIŞTAY ESKİ ÜYESİ ERTUĞRUL ARSLANOĞLU

27 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Danıştay üyesi sanık Ertuğrul Arslanoğlu, hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, sanığın avukat ve yakınları da katıldı.

Duruşmada, Yargıtay Savcısı, sanık hakkındaki iddianamenin özetini okudu.

İddianamede, Arslanoğlu'nun hakim adaylığından itibaren örgüt üyesi olduğu, FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde örgütün talimatıyla Danıştay üyeliğine seçilenler arasında bulunduğu, 2013'te bir villada düzenlenen örgüt toplantısına katıldığı, Danıştay 6. Dairesinin örgüt sorumlusu olduğu, ayrıca sanığın isminin diğer örgüt üyelerince yapılan ByLock yazışmalarında geçtiği aktarıldı.

Bu yazışmalara göre sanığın, Danıştay 15. Dairesinde görev yaparken, kapatılan Fatih Üniversitesinin SGK ile olan sözleşmesinin feshedilmesi ve MEDULA sisteminden çıkarılmasına ilişkin davada diğer örgüt üyeleriyle birlikte örgüt talimatı doğrultusunda üniversite lehine olacak şekilde yürütmeyi durdurma kararı verdiği ifade edildi.

Savunma için söz verilen Arslanoğlu, örgüt üyeliği suçlamasını reddederek, bir örgüte üye olma suçunun oluşması için kişinin örgütle nerede, nasıl, ne zaman ilişki kurduğunun belirtilmesi gerektiğini anlattı. Arslanoğlu, suçun manevi unsurunun ise suç işleme kastı olduğunu belirtti.

Gözaltına alındığında evinde istirahat ettiğini ileri süren Arslanoğlu, suçüstü halinin bulunmadığını söyledi.

Görev itirazında da bulunan Arslanoğlu, atılı suç tarihinde Danıştay üyesi olması nedeniyle yargılama makamının Yargıtay Ceza Genel Kurulu olduğunu öne sürdü.

Danıştay üyeliğine 18 oyla ve neredeyse üyelerin ittifakıyla seçildiğini savunan Arslanoğlu, idari yargı camiasında verdiği kararlarla tanındığı için seçildiği söyledi.

Dosyada aleyhine delil olarak sunulan tanık beyanlarının doğruluğunun test edilmesi, buna göre hükme esas alınıp alınmayacağına karar verilmesi gerektiğini ifade eden Arslanoğlu, beyanların itiraf çerçevesinde verildiğini anımsattı. Arslanoğlu, bu beyanların, o dönemde sadece itirafçıların tahliye olacağı ya da mesleğine döneceği yönündeki açıklamalar doğrultusunda verildiğinin gözardı edilmemesi gerektiğini savundu.

Hakkındaki ifadelerin dedikodulardan oluştuğunu, hayali anlatımlar ve çelişkilerle dolu olduğunu ileri süren Arslanoğlu, bunların hükme esas alınamayacağını bildirdi.

Örgüt talimatıyla yürütmeyi durdurma kararı verdiği belirtilen karara da değinen Arslanoğlu, söz konusu kararın iki ayrı dosyadan oluştuğunu, birinde oy birliğiyle, diğerinde oy çokluğuyla karar verildiğini anlattı.

Kararı hasta ve yakınlarını koruma saikiyle verdiklerini öne süren Arslanoğlu, "Karar hukuki ve vicdani değerlendirmeye dayanıyor, asla talimat ya da telkinle verilmedi." dedi.

Arslanoğlu, soru üzerine, hakkında yargının sivil imamı olduğu iddiasıyla soruşturma yürütülen Ömer İnan'ı tanımadığını, eski Danıştay üyeleri Ömer Dinç ve Yunus Şahin'i tanıdığını belirtti.

Sanığa, bu kişilerin kendi aralarında yaptıkları ByLock yazışmalarında Fatih Üniversitesine ilişkin kararı konuştukları hatırlatıldı. Sanık Arslanoğlu, böyle bir görüşmeden haberinin olmadığını, üniversitenin o tarihte FETÖ ile iltisakının bilinmediğini ileri sürdü.

Sahte kimlikle yakalandığı ve kaldığı evde yapılan aramada 1 dolar bulunduğu belirtilen Arslanoğlu, sahte kimliği ev kiralamak için çıkardığını, sağlık sorunları bulunduğunu iddia etti. Arslanoğlu, 1 doları ise reddederek, bunun tutanağa sonradan eklendiği iddiasında bulundu. Sanık Arslanoğlu, tahliyesini ve beraatini talep etti.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Buna göre, sanığın tahliye talepleri reddedilerek, tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Sanık hakkında ifade veren eski Danıştay üyeleri Vahit Bektaş, Hamza Eyidemir ile eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in tanık olarak dinlenmesi, duruşmanın 15 Mart 2018'e bırakılması kararlaştırıldı.

YARGITAY ESKİ ÜYESİ İBRAHİM TUFAN ATAMAN

28 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Yargıtay üyesi sanık İbrahim Tufan Ataman hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, sanık Ataman ile avukatı katıldı.

Duruşmada, Yargıtay Savcısı, sanık hakkındaki iddianamenin özetini okudu.

İddianamede, Ataman'ın FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde örgütün talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçilenler arasında bulunduğu, örgütün düzenlediği toplantılara, pikniklere katıldığı, diğer örgüt üyelerince yapılan ByLock yazışmalarında kendisinden söz edildiği, sanığın örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, örgüt stratejisi doğrultusunda sıkı bir disiplinle hareket ettiği belirtildi.

Savunma için söz verilen Ataman, usul itirazlarını dile getirerek, özel hükümlerin bulunduğu yerlerde genel hükümlerin uygulanmasının istisna olduğunu söyledi.

Hakkındaki soruşturmanın Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından yapılması gerektiğini ileri süren Ataman, yargılama yerinin de Yargıtay Ceza Genel Kurulu olduğunu savundu.

Anayasaya göre kimsenin tabi olduğu merciden başka makam önünde yargılanamayacağını ifade eden Ataman, aksinin tabii hakimlik ilkesine aykırı olacağını kaydetti. Sanık Ataman, yargılama yerini belirleyen Kanun Hükmünde Kararnamenin Anayasa Mahkemesine götürülmesi talebinde bulundu.

Hakkındaki tanık ifadelerine değinen Ataman, yasak yöntemlerle elde edilen verilerin delil olamayacağını, bu şekilde alınan ifadeler rızayla verilse dahi hükme esas alınamayacağını öne sürdü.

İfadeleri veren kişilerin içinde bulundukları durumdan kurtulmak için bu şekilde beyanda bulunmuş olabileceklerini savunan Ataman, ifadelerin bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Sanık Ataman, ifadelerin, muğlak, soyut beyanlara dayalı şahsi kanaatlerden oluştuğunu iddia etti.

Yargıtay üyeliğine gerekli koşulları taşıyan biri olarak 14 HSYK üyesinin oyuyla seçildiğini anlatan Ataman, hiçbir grupla bağının bulunmadığını, örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullanmadığını ileri sürdü.

Eşinin kanser tedavisi gördüğünü, bu süreçte ailesinin yanında olmak istediğini belirten Ataman, tahliye talebinde bulundu.

Sanığa, telefonunda ByLock bulunduğu belirtilen eniştesinin, "Hat İbrahim Ataman'a ait" dediği hatırlatıldı.

Ataman, eniştesinin söz konusu hattı kapatmak istediğini, hat numarasının son iki hanesi memleketinin plakasıyla aynı olduğu için kendisinin aldığını ancak kızının kullandığını söyledi.

Eşinin telefonunda da ByLock tespit edildiğinin belirtilmesine karşılık Ataman, içerik tespit edilmediği sürece bu tespitin delil olarak değerlendirilmemesi gerektiğini savundu. Ataman, kızının kullandığı hatta bu yönde tespit olmasına karşın, ByLock'a ilişkin raporların elde ediliş yöntemleri nedeniyle delil olarak kullanılamayacağı iddiasında bulundu.

Diğer örgüt üyelerince yapılan ByLock yazışmasında bir konuyla ilgili kendisine ulaşılmasının istendiği hatırlatılan Ataman, "Yazışmada 'iletişimin var mı?' diye soruyor. Ben örgüt üyesi olsam bu şekilde ulaşmaya çalışmazlar herhalde." savunmasını yaptı.

2014 HSYK seçimleri için memleketinde çalışma yaptığının iddia edildiği ve söz konusu tarihlerdeki HTS kayıtlarının da bahsedilen yerlerde olduğunu gösterdiği belirtilen Ataman, memleketine her gittiğinde mutlaka adliyeyi ziyaret ettiğini, bunların rutin ziyaretler olduğunu öne sürdü.

Ataman, ortak baz hareketliliği görülen ve yargının sivil imamları oldukları gerekçesiyle haklarında soruşturma yürütülen kişileri ise tanımadığını savundu.

Firari eski savcı Zekeriya Öz ile mesaj alışverişi de sorulan Ataman, Öz'ün bir Ramazan Bayramında mesaj attığını, kendisinin de 3 gün sonra karşılık verdiğini anlattı. Ataman, numaranın kendisinde kayıtlı olmadığını, Öz'e ait olduğunu bilmediğini, nezaketen karşılık verdiğini ileri sürdü.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Buna göre, sanığın tahliye talepleri reddedilerek tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Sanık hakkında ifade veren eski HSYK üyeleri İbrahim Okur ve Kerim Tosun ile eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in tanık olarak dinlenmesine karar verilerek duruşma ertelendi.

YARGITAY ESKİ ÜYESİ MEHMET SAİT DEMİRÖZ

28 Aralık'ta ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Yargıtay üyesi sanık Mehmet Sait Demiröz hakim karşısına çıktı. Duruşmaya Demiröz ile avukatı ve yakınları katıldı.

Duruşmada, Yargıtay savcısı, sanık hakkındaki iddianamenin özetini okudu.

İddianamede, Demiröz'ün FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde örgütün talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçilenler arasında bulunduğu, örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullandığı, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, örgüt stratejisi doğrultusunda sıkı bir disiplinle hareket ettiği belirtildi.

Savunma için söz verilen Demiröz, ilk olarak usul itirazlarını dile getirdi.

Gözaltına alındığında Yargıtay üyesi olduğunu belirten Demiröz, bu nedenle hakkındaki soruşturmanın Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından yapılması, kurul tarafından kişisel suç olduğuna karar verilirse dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna, görev suçu olduğuna karar verilirse de Anayasa Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini savundu.

Hakkındaki soruşturmanın soyut gerekçelerle üretildiğini, suçüstü hali bulunmadığını iddia eden Demiröz, soruşturmayı başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının görevsiz ve yetkisiz olduğunu ileri sürdü.

Demiröz, diğer yüksek yargı üyelerinin de aynı suç kapsamında yargılandığını ifade ederek bu dosyaların birleştirilmesi talebinde bulundu.

Meslek hayatıyla ilgili atamalarının, terfilerinin ve çalışmalarının ortada olduğunu, hiçbir şeyi saklamaya ihtiyaç duymadığını ifade eden Demiröz, 2004'te kendi isteği dışında Erzurum'a özel yetkili savcı olarak atandığını, daha sonra İzmir'de görev yaptığını söyledi.

Silahlı terör örgütü üyeliği suçlamasını reddeden Demiröz, iddianamede örgütle ilgili tespitler bulunduğunu ancak bunlarla kendisi arasında bağlantı kurulmadığını öne sürdü.

Demiröz, "Hayatımın hiçbir döneminde silahlı ya da silahsız hiçbir örgütü desteklemedim. Kimseye himmet vermedim, almadım. Başkalarının eylemleri gerekçe yapılarak benim suçlanmam hukuki değil." savunmasını yaptı.

Aleyhine verilen ifadelere değinen Demiröz, bu kişilerin söz konusu beyanları aynı suçlardan tutuklandıktan sonra verdiklerini, bunlar rızayla verilmişse bile delil olarak değerlendirilemeyeceğini iddia etti.

ByLock kullandığını da kabul etmeyen Demiröz, MİT'in ByLock'a ilişkin verileri elde etme yönteminin hukuka uygun olmadığını, bu nedenle elde edilen verilerin delil olarak kabul edilemeyeceğini, hükme esas alınamayacağını savundu.

Sanık Demiröz, aynı nedenlerle ByLock'a ilişkin verilerin dosyasından çıkarılmasını istedi.

Daha sonra sanığa, isim ve soy isminin baş harfleri ile memleketi İzmir'in plakasından oluşan "MSD35" kullanıcı adıyla ByLock'a girdiği, ikinci telefonunda da ByLock bulunduğu yönündeki tespitler okundu. Ayrıca, ByLock üzerinden yaptığı yazışmada oğullarından söz ettiği aktarıldı.

Sanık Demiröz, ByLock kullanmadığını savundu ve buna ilişkin tespitlerin hukuki olmadığı iddiasını yineledi.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Buna göre, sanığın tahliye talepleri reddedilerek tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Sanık hakkında ifade veren eski HSYK üyesi Mustafa Kemal Özçelik, eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem ve eski Yargıtay Üyesi İlhami Dal'ın tanık olarak dinlenmesi, duruşmanın 14 Mart 2018'e bırakılması kararlaştırıldı.

Paralel yapı-Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, HSYK üyelerine açılan davalar
Paralel yapı-27 Kasım (2017) 'Ankara 1 sanık Yargıtay eski üyesi Ahmet Toker' davası
Paralel yapı-08 Ekim (2017) 'Ankara 77 sanık Yüksek Yargı Yapılanması' soruşturması/fezlekesi (Yargıtay)

(01 Ocak 2018, 13:43)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=12103    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
66.000.508