Gaziantep'te, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine yönelik, 5. Zırhlı Tugay Komutanlığında yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında eski tuğgeneral Murat Soysal'ın da yer aldığı 23'ü tutuklu 36 sanığın yargılanmasına devam edildi.
30.12.2017 13:54 Gaziantep'te, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine yönelik, 5. Zırhlı Tugay Komutanlığında yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında eski tuğgeneral Murat Soysal'ın da yer aldığı 23'ü tutuklu 36 sanığın yargılanmasına devam edildi.
28.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Gaziantep'te Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine yönelik, 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda yaşanan eylemlere ilişkin aralarında eski tuğgeneralin de yer aldığı 23'ü tutuklu 36 sanık, ikinci kez hakim karşısına çıktı.
8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet talep edilen, dönemin tugay komutanı eski tuğgeneral tutuklu sanık Murat Soysal'ın da aralarında bulunduğu 23'ü tutuklu 36 sanık ile avukatları katıldı.
Başbakanlık ile TBMM adına katılan avukatların da hazır bulunduğu duruşmada, hakkında ikinci kez iddianame hazırlanan tutuklu sanık eski yüzbaşı Fatih Kara, savunmasını yaptı.
Mahkeme Başkanı Melik Durmaz, Hikmet isimli kişinin, sanık hakkında 'Babası din adamıydı ve Zaman gazetesi bölge sorumlusuydu. Kendisi 2000 yılında bir gün eve alkollü gelmişti ve babasına Fetullah Gülen'in kendilerine içmelerini söylediğini, bunun günah olmadığını, gizlenmek için gerekli olduğunu söylemişti.' şeklindeki beyanını hatırlattı.
Sanık Kara, Hikmet isminde birini tanımadığını ve neden bu şekilde beyanda bulunduğunu bilmediğini öne sürdü.
Kışlaya dönerken köylülerden erik ve kavun almış
Duruşmaya da söz ala tanıklardan A.B. ise şu an 2. Ordu Komutanlığı'nda şoför olarak görev yaptığını belirterek, '15 Temmuz 2016'da 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda görevliydim. Devlet büyüklerini korumak için zırhlı araç kullanıyorum. Olay günü aracım zırhlı olduğu için Murat Soysal beni istemişti. Sabah 07.00 gibi Kilis'e gittik, sonra Hatay'a geçtik. Oradan Soysal'ın eski bölük komutanlığı yaptığı karakola gittik. Daha sonra birkaç karakola daha gittik. Akşam 22.30-23.00 sıralarında, Soysal, araçta otururken koşarak, geldi ve hızlı şekilde çıktık. Bu sırada Soysal, köylünün birisinden erik, kavun gibi meyve aldı. Daha sonra acele bir şekilde çıkıp Kilis'e gittik.' diye konuştu.
Gece yarısından sonra Gülbaba Taburu'na girdiklerini ve Soysal'ın televizyon izlediğini aktaran A.B, şunları kaydetti:
'Uzaktan gördüğüm kadarıyla televizyonda son dakika haberleri geçiyordu, tanklar falan vardı. Sonra Gaziantep'e gelmek için yola çıktık. Soysal çok yavaş hızda gitmemi emretti. Saatte 20-30 kilometre hızla gidiyorduk. Telefon görüşmesi yapıyordu, sadece karşı tarafı dinliyordu, şaşkın gibi ifadeler sarf ediyordu.'
- 'Mola verdik'
Tanık A.B, ayrıca Soysal'ın Gaziantep'e bir an önce gitme gibi bir emri olmadığını dile getirdi.
İ.K. da halen muhabere uzman çavuş olarak görev yaptığını ifade ederek, '15 Temmuz 2016'da WhatsApp grubundan saat 23.15 gibi birlik komutanı Uğur Halaç (eski teğmen-tutuklu) tarafından teçhizatı kuşanıp kışlaya gelmemiz emredildi.' diye konuştu.
Bunun üzerine mahkeme başkanı, sanığın valiliği korumaya yönelik emrini hangi amaçla verdiğini sorması üzerine İ.K, 'Halaç'ın 'Allah bizi kışladan çıkarmaya nasip etmesin' diye bir duasını duymadım, tam tersini duydum.' yanıtını verdi.
Halaç ise tanığın beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, saat konusunda da doğruları söylemediğini öne sürdü.
Tanığın söz konusu yazışmaların halen telefonumda durduğunu belirtmesi üzerine Başkan Durmaz, telefonu alıp sanık avukatını da çağırarak, mesajları inceledi.
Duruşmada, dönemin tugay komutan yardımcısı, Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanı Albay Burç Pekin, Ankara'dan Ses ve Görüntülü Bilişim Sitesi (SEGBİS) ile katılarak, tanık sıfatıyla dinlendi.
Albay Pekin, 15 Temmuz 2016'da saat 22.30'da hareket merkezinden arandığını ve saat 23.00-23.30'da tugaya giriş yaptığını anlattı.
Makamına uğradıktan sonra harekat merkezine indiğini ifade eden Pekin, 'Gelirken radyoda Başbakanın konuşmasını dinlemem ve devre arkadaşım dönemin İl Jandarma Alay Komutanı Şeref Çakmak ile konuşmamız sonrası kalkışmayı yapanların FETÖ olduğunu anlamıştım. Harekat merkezine gittiğimde kurmay başkanı Hakan Çınar (tutuklu), karargah şube müdürleri, tabur komutanlığına vekalet eden askerler ve komando tabur komutanı vardı. İçerisi çok kalabalıktı. Tartışıyorlardı, televizyon seyrediyorlardı. Masanın üzerinde harita açılmış, Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme (KOKTOD) planları vardı.' diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Melik Durmaz'ın 'haritada ne vardı' sorusuna Pekin şöyle yanıt verdi:
'Mesela emniyetin olduğu yer daire içine alınmıştı. Oranın hangi birlik tarafından emniyete alınacağı konuşuluyordu. Sonra yine il jandarma komutanı ile görüştüm. Emri okuyup okumadığımı sordu. Ben baktığımı ve imzaların uygun olmadığını, darbenin usulsüz olduğunu, yasal olmadığını söyledim.' dedi.
Daha sonra Çınar'ı dışarı çağırdığını aktaran Albay Pekin, kendisine haritayı toplamasını, planlama yapılmaması gerektiğini, lüzumsuz arkadaşların buradan ayrılmasını ve kesinlikle askerin vatandaşla karşı karşıya gelmemesi gerektiğini söylediğini iletti.
Başkan Durmaz, 'subay olmanız nedeniyle askeri anlamında soruyorum, bu hazırlıklar normal midir?' diye sordu.
Pekin, 'Refleks olarak yapmış olabilir ancak haberler çıktıktan sonra böyle bir planlama yapılması uygun değildir. Çınar'ın iştirak etmek gibi bir niyeti olduğunu düşünmüyorum, kendisi sıkıyönetim emrinin imza kısmının uygun olmadığını söylemişti ancak çıkmak gibi niyetleri olsaydı, daha farklı olaylar yaşanabilirdi.' diye yanıtladı.
Başkan Durmaz'ın 'Tugayda yapılan hazırlıklar normal mi sizce, araçların hazırlanıp ön tarafa çekilmesi gibi' demesi üzerine Pekin, şunları aktardı:
'O araçların oraya çekilmesine gerek yoktu. Vatandaşın göreceği yere çekilmişti. Doğru bir uygulama değildir. Çekilmese daha iyi olurdu. Harekat olduğu zaman her taraftan gözlemleniyoruz, o nedenle buna gerek yoktu ancak personel yoklaması almak normaldir.'
Başkan Durmaz, 'Kamuflajlı, silahlı yoklama alınması normal midir?' sorusuna da Pekin, 'Hayır. Bu şekilde toplanmış olması doğru değildir. Askerin teçhizat almasına gerek yoktu, sadece hangi askerlerin kışlada olduğu ya da dışarıda olduğu yönünde bilgi olması yeterlidir. O gece şarjörlere mermi basarak, mühimmatın tanktan çıkarılması normal bir durum değildir. Tankların çalışmasını tasvip edemem, mühimmat basılmasına, uygun faaliyet diyemem. Bunlar bizim bilgimizde olan bir şey değildir.' diye yanıtladı.
KOKTOD hazırlığı için Valiliğin talebi olması gerektiğini ifade eden Pekin, ilerleyen saatlerde sözde sıkıyönetim emrini imha ettirdiğini kaydetti.
Pekin, harekat merkezinde televizyonun açık olduğunu ve sözde sıkıyönetim emrinin ortada olduğunu bu nedenle salondakilerin şüphelenmesi gerektiğini ekledi.
Duruşma, yarın diğer tanıkların dinlenmesiyle devam edecek.
29.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Gaziantep 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edilen, dönemin tugay komutanı eski tuğgeneral Murat Soysal'ın da aralarında bulunduğu 23'ü tutuklu 36 sanık ile avukatları katıldı.
Başbakanlık ile TBMM adına katılan avukatların da hazır bulunduğu duruşmaya, dönemin İl Jandarma Komutanı emekli Albay Şeref Çakmak, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılarak, 'tanık' sıfatıyla dinlendi.
'Emrin usulsüz olduğu çok açıktı'
15 Temmuz 2016'da havalimanında görevdeyken saat 22.00'de harekat merkezine mesaj geldiğini öğrendiğini belirten Çakmak, şunları anlattı:
'Mesajın ne olduğunu sorduğumda 'sıkıyönetim emri' olduğunu söylediler. Nereden geldiğini ve imzaya bakılmasını söyledim. Genelkurmay'dan geldiğini ve altındaki imzada bir tuğgeneralin yer aldığını söylediler. Emrin usulsüz olduğu çok açıktı. Sıkıyönetimi kimin ilan edeceği kanunlarda açıktır. Emrin kanunsuz olduğunu anladım. Vali Bey'le, görüştükten sonra Murat Soysal'ı arayıp tugaya dönmesini ve tugaya hakim olmasını istedim. Kendisine kalkışmanın FETÖ tarafından yapılmış olabileceğini ve sözde emrin altındaki imzaya dikkat etmesini özellikle istedim.
Bu sırada 'sıkıyönetim komutanı' olduğundan haberim yoktu.'
Çakmak, Soysal'ın dışarıda olduğunu, henüz bir şey görmediğini ve gerekli incelemeyi yapacağını söylediğini anlatarak, sanığın aynı şeyleri tekrarladığını belirtti.
Mahkeme Başkanı Melik Durmaz'ın, 'Net bir eylem gördünüz mü?' sorusuna Çakmak, 'Sanık, kışlaya gelip beni arayacaktı ama bir türlü kışlaya gelmedi ve aramadı. Vali Bey de görüşmeye çalıştı ancak bir türlü görüşemedi.' diye yanıtladı.
Tutuklu sanık Murat Soysal, tanık beyanına karşı bir diyeceğinin olmadığını söyledi.
Tüm sanıkların dinlenmesinin ardından duruşma öncesi ifadesi alınan tanıkların beyanları okundu.
Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, 15 Temmuz 2016 günü darbe girişiminden haberdar olduktan sonra saat 22.00 gibi sanık Murat Soysal'ı aradığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
'Nerede olduğunu sordum. Hatay'dan geldiğini söyledi. Ne olup bittiğini sorunca, 'Karargahtan bir talimat geldi, ona uyarım.' dedi. Ses tonu ve tarzı farklıydı. Eskisi gibi benimle saygılı konuşmuyordu. Bunun üzerine Adana Tümen Komutanı Osman Erbaş'ı arayıp, sanığın farklı konuştuğunu söyledim. O da 'sanığın Gaziantep'e hayra gelmediğini, sanığın Kilis'e gitmesinin hayra alamet olmadığını ve talimat aldığını söyleyerek, 'Engel olun, tugaya girmesin.' dedi. İlerleyen süreçte Şeref Albay'la görüştüm, o da darbe girişiminin FETÖ'cüler tarafından yapıldığını söyledi.
Çevik kuvvette toplandık. Sanık Murat Soysal, 01.45'te tugaya gelmiş. Öncesinde belediye araçlarını tugay önüne yığmıştık. Osman Paşa, 'Sanık Murat Soysal'ı gördüğünüz yerde öldürün, tugaya girerse sıkıntı çıkaracak.' dedi. Ben de özel harekat personeline 'Darbe girişimi yapmak suretiyle tugaydan tanklar çıkıp engelleri aşarsa sanığa ateş edin.' dedim.'
Tugaya arkadan girmiş
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer siyasilerin konuşmalarından sonra ortamın iyiye gitmeye başladığını anlatan Yerlikaya, 'Bu sırada sanık Murat Soysal, tugayın ön tarafından değil, arka tarafından bir yerden girmiş. Soysal, saat 02.00'den sonra ancak beni aradı, 'Milletimin emrindeyim.' dedi. Ben de 'Kendine yakışanı yaptın.' dedim. Sabah tekrar aradı ve merkez komutanlığınca kendisinin alınacağını belirterek, engellememi istedi. Ben de 'Adli bir soruşturma, benim yapabileceğim bir şey yok, gidip ifadeni ver, senin için iyi olur.' dedim. Beni darbe girişimi sırasında kimse aramadı. Sanık seyahat ediyor olsa bile tugaydan bir yardımcısına arattırabilirdi.' ifadelerini kullandı.
Tanık beyanlarının ardından Cumhuriyet Savcısı Cihat Öztürk, mütalaasını verdi.
Öztürk, adaletin tecellisi adına büyük bir özveriyle yürütülen kovuşturma aşamasında, 15 Temmuz 2016 gecesi başlayan 5. Zırhlı Tugay Komutanlığındaki fiillerle ilgili, olağanlık ve kurallara bağlılık tespiti için deneyimli ve bilgili bilirkişi heyeti oluşturularak ayrıntılı rapor hazırlanmasını isteyerek, tutuklu sanıklar Ergün G. ile Murat K'nin tahliyesine, diğer sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Duruşma, Salı günü devam edecek.
Paralel yapı-27 Mayıs (2017) 'Gaziantep 42 sanık TSK Yapılanması/Darbeye destek' davası
(30 Aralık 2017, 13:54)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: