İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Hadımköy General Kani Akman Kışlası ve cezaevinde meydana gelen olaylarda dönemin Harp Akademileri Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun derdest edilerek cezaevine götürülmesine ilişkin 9'u tutuklu 62 sanığın yargılanmasına devam edildi.
24.12.2017 13:38 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Hadımköy General Kani Akman Kışlası ve cezaevinde meydana gelen olaylarda dönemin Harp Akademileri Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun derdest edilerek cezaevine götürülmesine ilişkin 9'u tutuklu 62 sanığın yargılanmasına devam edildi.
18.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, 8 tutuklu sanık 18 de tutuksuz sanık katıldı. Tutuklu sanıklardan Recep Can Koçoğlu'nun Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldığı duruşmada, davanın müdahil kurumları Başbakanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Milli Savunma Bakanlığı'nı ise avukatları temsil etti. Müdahil emekli Korgeneral Tahir Bekiroğlu ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmada celse arasında mahkemeye gelen belgeler okundu. Mahkeme heyeti başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, davanın müdahillerinden Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun emekli olduğunu ve bugün SEGBİS ile bağlanmasının planlandığını ancak hazır olmadığını belirterek, hazır sanıkların savunmasının alınacağını bildirdi.
Tutuklu sanıklardan Astsubay Cevat Demirkaya, sağlıklı olduğuna dair sağlık raporunu dosyaya sunduğunu belirterek, hiçbir suçun içinde yer almadığını ve hiçbir terör örgütüyle irtibatının olmadığını savundu.
Demirkaya, görev yaptığı kışlada FETÖ'cü kimi subaylardan şüphelendiğini ve bunlarla ilgili amirlerine bilgi verdiğini belirterek, darbe akşamı sorumluluk alanındaki askerleri darbe olduğunu bildiği için görevlendirmediğini ifade etti.
SEGBİS ile bağlanan tutuklu sanıklardan Recep Can Koçoğlu ise darbe girişiminin yaşandığı gece boyunca, teskere alacağı için koğuşunda olduğunu, hiç çıkmadığını ve kışla içinde herhangi bir silah sesi duymadığını belirterek, 'Sabah halk ve asker arasında yaşanan tartışmaları da duymadım. Bize sabahki içtimada da bir şey anlatılmadı ya da ben duymadım.' diye konuştu.
Mahkeme heyeti başkanı Dağ, savunması alınmayan 3 sanığın duruşmaya gelmediğini ve bu kişilere henüz ulaşılamadığını belirterek, bu kişilerle ilgili yakalama emri çıkaracağını, duruşmaya da tanık anlatımıyla devam edileceğini ifade ederek, duruşmaya ara verdi.
19.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, 9 tutuklu sanıkla, 10 tutuksuz sanık katıldı. Davanın müdahil kurumları Başbakanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Milli Savunma Bakanlığını avukatların temsil ettiği duruşmaya, darbe girişimi gecesi derdest edilerek cezaevine götürülmek istendiği iddia edilen dönemin Harp Akademileri Komutanı emekli Korgeneral Tahir Bekiroğlu ise müdahil olarak Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Duruşmada, emekli Korgeneral Tahir Bekiroğlu müdahil olarak beyanda bulundu. Başka bir ilde bulunduğu için Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlanması sağlanan Bekiroğlu'nun, sesin yankı yapması nedeniyle ifadeleri duruşmayı izleyenler tarafından net anlaşılamadı.
Darbe girişiminin yaşandığı gece evinde uyuduğunu ve 21.00 sıralarında kapının çalındığını belirten Bekiroğlu, emir subayının kara kuvvetleri komutanının emriyle geldiğini söylediğini, giyinmesini istediğini anlattı. Korumaların da bulunduğunu, bu duruma şaşırdığını, evin üst katına çıkıp hazırlandığını dile getiren Bekiroğlu, bu sırada emir subayı ile korumaların aşağıda, evin antresinde beklediğini ve hazırlanmasının 5-10 dakika sürdüğünü söyledi.
Genel teamüller dışında bir araçla arkaya bindirilerek Hadımköy Kışlasına götürüldüğünü ve arkada üç kişi oturduklarını aktaran Bekiroğlu, emir subaylarına, 'Nedir bu, anlayamadım, gerçek mi, tatbikat mı?' diye sorduğunu ve bu kişilerden bir binbaşının da kendisine, 'Hayır, tatbikat değil, gerçek' dediğini ifade etti.
Mahkeme heyeti tarafından 'kendisine zor kullanılıp kullanılmadığı' sorulan Bekiroğlu, herhangi bir zor kullanma olmadığını ancak bir şekilde enterne edilmesinin 'derdest edilme' anlamına gelebileceğini dile getirdi.
'Konuttan çıkışınız sırasında direnme olanağınız var mıydı?' sorusu da yöneltilen Bekiroğlu, elinde silah bulunmadığını, olayın kızı ve eşinin yanında cereyan ettiğini, onlar için tehlike oluşturacak bir durum oluşmasını istemediği için direnmediğini kaydetti.
'Götürüldüğünüz Hadımköy Kışlası'nda cezaevi yakınında volta attığınız ve telefonla çok konuştuğunuz söyleniyor, ne diyorsunuz?' şeklindeki soru üzerine Bekiroğlu, 'askeri cezaevi müdürlüğü binasının iki katlı küçük bir bina olduğu, etrafının tellerle çevrildiği, uykusu gelince hava alma anlamında bahçeye çıkıp volta attığı ve telefonla konuştuğu hususunun da, telefonu olmadığı için gerçek dışı olduğunu' savundu.
Savcıdan 'sert' sorular
Duruşma savcısı olarak görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Salih Sol da, Bekiroğlu'na sorular yöneltti. Başsavcıvekili Sol'un, 'Milli irade ve demokrasiye bağlı olduğunuzu beyan ettiniz. Dediğinize göre bu süre içinde size sıkıyönetim beyanında bulundular. Demokrasiye bağlı bir korgeneral olarak, göreviniz gereği genelkurmay başkanı, vali, savunma bakanı, hatta gerekirse başbakan ve cumhurbaşkanına ulaşabilecek bir konumdasınız. 10 dakika da zamanınız varmış. Neden kimseye ulaşmadınız?' şeklinde bir soru yönelttiği Bekiroğlu'nun yanıtı, sesin yankılanması nedeniyle anlaşılamadı.
Yanında telefonunun olmadığını söyleyen Bekiroğlu'na, üst rütbeli komutan olduğu için evinde askeri hat bulunduğunu hatırlatan Sol, 'Generkurmay Başkanı emri dahil olsa TSK'nın yönetime el koyması yasal mıdır sizce?' sorusunu da yöneltti. Bekiroğlu da, bunun yasal bir şey olmadığını söyledi. 'Yasal olmayacağını bildiğiniz halde sözle bile olsa neden hiç direnme göstermediniz?' diye de sorulan Bekiroğlu, 'Kızım ve eşimin zarar görme ihtimali vardı.' diye konuştu.
Tekrar söz alan başsavcıvekili Sol'un, 'Ben de askerlik yaptım. Türk milleti bilir, vatan sorunsa gerisi teferruattır. Biz ülkeyi korumak için asker oluyoruz. Siz böyle düşünmüyor musunuz acaba?' sorusunu yönelttiği Bekiroğlu, 'Aynen böyle düşünüyorum.' dedi.
Başsavcıvekili Sol, Bekiroğlu'na ayrıca şu soruları da yöneltti:
'Milli iradeye bağlı olduğunuzu beyan ettiniz. Görev mesaj emrinde, sizin Ankara'ya atandığınız bildiriliyordu. Ankara için eşinize haber göndermişsiniz. TSK yönetime el koyunca demokrasiye aykırı oluyor. Yönetime el koyan bir iradenin sizi Ankara'ya atamasına neden uymayı düşündünüz, madem demokrasiye bağlısınız? ve siz emekliliğinizi hak etmiş kişisiniz. Emekliliğinizi alır ayrılırsınız, bu hakkınız var. Yasal olmayan bir emri kabul etmeme hakkınız var.'
'Bıçak sırtı bir dava görülüyor'
Tahir Bekiroğlu'na daha sonra sanık ve sanık avukatları tarafından da sorular soruldu. Soru sorulmasına geçilmeden önce mahkeme heyeti başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, 'Bıçak sırtında olan iradelerin irdelendiği bir dava görülüyor. Sanıkların davranış tarzlarıyla kasıtları örtüşüyor mu değerlendirme yapıyoruz. Bizim burada dinlediğimiz tanık veya müştekiler sanık sıfatı taşımayanlar, sanık değiller. Bu yöndeki değerlendirmelerimizi CMK çerçevesinde delil olarak barındırmayacağız, münferit olaya ilişkin sorular sorulsun.' uyarısında bulundu.
Tüm sorulara karşılık Bekiroğlu, 'evinden zorla alınıp götürüldüğü, koruma subaylarının kendisini emir beklemeksizin korumaları gerektiği, kendisine gelen subayların 'sizi tutuklayacağım' demedikleri ancak 'sizi cezaevine götüreceğim' dedikleri ve valizini kendisinin hazırladığı' şeklinde yanıtlar verdi.
Müdahil beyanının alınmasının ardından duruşmada tutuksuz sanıklardan söz konusu yerde er olarak görev yapan Burak Ayar'ın savunması da alındı.
Sanık Ayar, darbe girişimi gecesi acil müdahale mangasında görev yaptığını ve saat 21.00 gibi Akman 2'den Akman 1'e geçmelerinin emredildiğini belirterek, 'Hazırlıklar yaptık. Sonra bir araç geldi, cezaevine gitti. 10-15 dakika sonra biz de oraya gittik. Sabaha kadar bekledik çimenlerin orada. Tahir Bekiroğlu'nu cezaevinde gördüm. Dava sürecinde gördüğüm kişinin Bekiroğlu olduğunu öğrendim.' dedi.
Saat 22.00'den sabah 05.00'e kadar o bölgede beklediklerini ve Bekiroğlu'nun o sırada hep ayakta olduğunu, hiç oturmadığını gördüğünü de aktaran Ayar, 'Yanında birileri vardı ama kim olduklarını bilmiyorum. Cezaevinin yanına gitmemizi Arif üsteğmen istedi. Bize, 'tutuklu gelecek, eskortluk yapılacak' dediler. 'Birini vurun, engelleyin' şeklinde emirleri olmadı. Kışla komutanının Bekiroğlu'na davranışını görünce önemli bir kişi olduğunu anladım.' ifadesini kullandı.
Duruşmada, Hadımköy Kışlasında kameralara yansıyan bazı görüntü kayıtları projektörlere yansıtılarak heyet, sanık ve taraf avukatları tarafından izlendi.
20.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Hadımköy Kışlası'nda kameralara yansıyan bazı görüntü kayıtlarının projektörlere yansıtılarak salonda izletilmesinin ardından, duruşma savcısı, sanık ve taraf avukatlarının talepleri alındı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Salih Sol, derdest edilerek cezaevine götürülmek istendiği iddia edilen dönemin Harp Akademileri Komutanı emekli Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun koruma astsubaylığını yapan Okan Şentürk ve Eyüp Karahan'ın tahliye edilmesi, diğer tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Söz alan tutuklu sanık ve sanık avukatları da tahliye talebinde bulundular.
Kışlanın nöbetçi amirine şerhli tahliye
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan, dönemin Hadımköy Kışlası nöbetçi amiri Üsteğmen Arif Yıldırım'ın, delil durumu, icra ettiği görev, eylem üzerindeki hakimiyet durumu, sanık beyanları, delil karartma olasılığının düşük olması ve tutukluluğunun orantısız sayılacağı gerekçeleriyle oy çokluğuyla tahliye edilmesine hükmetti.
Bu karara bir üye hakim, suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller bulunması, sanık yönünden önem arz eden Murat Koçaker'in beyanının henüz alınmaması ve sanığın tanığı etkileme ihtimali gözetilerek tutuklu sanık Arif Yıldırım'ın tahliye edilmemesi gerektiği yönünde muhalefet şerhi koydu.
Bu sanık hakkında, 'yurt dışına çıkış yasağı' ve 'haftada bir gün en yakın güvenlik birimine imza verme' zorunluluklarından oluşan adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar veren heyet, diğer tutuklu sanıklar Erhan Savur, Eyüp Karahan, Fatih Irmak, Kenan Keskin, Mehmet Erol, Mehmet Yorğancı, Münir Sözen ve Okan Şentürk'ün delil durumuna göre bu hallerinin devamını hükme bağladı.
Duruşmalara gelmeyen tutuksuz sanıklardan Muhammet Eğri hakkında yakalama emri düzenlenmesini ve tutuksuz sanıklara uygulanan adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması talebinin reddini de kararlaştıran heyet, duruşmayı sıralı gerçekleşmek üzere 19 ve 20 Mart 2018'e erteledi.
Ceza istemleri
İddianamede, 11'i rütbeli 62 asker sanığın 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' ve 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan da 7 yıl 6 aydan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Müdahil Bekiroğlu'nun derdest edilmesi eylemiyle ilgili 11 rütbeli sanığın ise 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçundan 12 yıl 6 aydan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-12 Nisan (2017) 'İstanbul 62 sanık Darbe Yap./Korg. Bekiroğlu'nun desdest edilmesi' davası
(24 Aralık 2017, 13:38)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: