Birinci Ergenekon davasının dün görülen 127´nci duruşması gece geç saatlere kadar sürdü. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´ün mahkemeye gelen evrakları okuduğu saat 23.30 sıralarında tutuklu sanık Veli Küçük rahatsızlandı. Sağlık ekibi tarafından kontrolü yapılan Küçük´ün tansiyonunun yükselmesi nedeniyle fenalık geçirdiği, durumunun kontrol altına alındığı belirtildi. Hayatı boyunca yasadışı bir eylemde bulunmadığını, Tokat´ta 7 Aralık 2009 günü 7 askerin şehit edilmesi olayının kendi üzerine yıkılmaya çalışıldığını ve PKK örgütünün basında aklandığını anlatan Küçük, ´Zekeriya Öz önünüze Tokat´taki saldırının faili olarak beni çıkarırsa hiç şaşırmam´ dedi. 1996 ile 1998 yılları arasında Karadeniz Bölgesinde görev yaptığını, o dönemde PKK´nın DHKP-C örgütünü taşeron olarak kullanarak Karadeniz´e girmeye çalıştığını hatırlatan Küçük, ´Bölgede kedi yavrusunu kaybetse bulamaz. Hesapladım örgütle mücadele etmek için 8 orduya ihtiyaç vardı. Ancak Yiğit Karadeniz halkıyla bunu başardık´ dedi. Duruşmada dikkati çeken diğer bir gelişme de 7 Aralık duruşmasında Ergenekon örgütüyle ilgili çok önemli itiraflarda bulunan sanık Ümit Sayın´la ilgili savcının koruma tedbirleri uygulanması ve tahliye edilmesini talep etmesi oldu. Bu konuyla ilgili karar 28 Aralık´a ertelenen duruşmada verilecek.
Hayatımda yasadışı eylem yok dedi fenalık geçirdi
Birinci Ergenekon davasının dün görülen 127´nci duruşması gece geç saatlere kadar sürdü. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün´ün mahkemeye gelen evrakları okuduğu saat 23.30 sıralarında tutuklu sanık Veli Küçük rahatsızlandı. Sağlık ekibi tarafından kontrolü yapılan Küçük´ün tansiyonunun yükselmesi nedeniyle fenalık geçirdiği, durumunun kontrol altına alındığı belirtildi. Hayatı boyunca yasadışı bir eylemde bulunmadığını, Tokat´ta 7 Aralık 2009 günü 7 askerin şehit edilmesi olayının kendi üzerine yıkılmaya çalışıldığını ve PKK örgütünün basında aklandığını anlatan Küçük, ´Zekeriya Öz önünüze Tokat´taki saldırının faili olarak beni çıkarırsa hiç şaşırmam´ dedi. 1996 ile 1998 yılları arasında Karadeniz Bölgesinde görev yaptığını, o dönemde PKK´nın DHKP-C örgütünü taşeron olarak kullanarak Karadeniz´e girmeye çalıştığını hatırlatan Küçük, ´Bölgede kedi yavrusunu kaybetse bulamaz. Hesapladım örgütle mücadele etmek için 8 orduya ihtiyaç vardı. Ancak Yiğit Karadeniz halkıyla bunu başardık´ dedi. Duruşmada dikkati çeken diğer bir gelişme de 7 Aralık duruşmasında Ergenekon örgütüyle ilgili çok önemli itiraflarda bulunan sanık Ümit Sayın´la ilgili savcının koruma tedbirleri uygulanması ve tahliye edilmesini talep etmesi oldu. Bu konuyla ilgili karar 28 Aralık´a ertelenen duruşmada verilecek.
Talepler bölümünde söz alan tutuklu sanık Veli Küçük, Osman Yıldırım ve Tuncay Güney´in beyanları nedeniyle tutuklu bulunduğunu belirtti. Ailesinin dava nedeniyle Silivri´ye taşındığını da anlatan Küçük, Osman Yıldırım´ı ilk kez duruşma salonunda gördüğünü, Alparslan Arslan´ı ise tanımadığını anlattı. Hayatı boyunca yasadışı bir eylemde bulunmadığını ifade eden Küçük, cezaevinden aklanarak çıkacağını düşündüğünü söyledi. Heyete seslenen Küçük, Beni burada daha fazla tutmak için elinizde ne var diye sordu. 1962 yılında idam edilen Harbiye Öğrencileri ile darbe yapmak isteyen öğrencilerin başındaki Talat Aydemir´in dosyasının istenmesini eleştiren Küçük, Bu dosyadan bir şey çıkmaz. Çünkü bu olay olduğunda ben harbiye de değil Kuleli Askeri Lisesi´nde öğrenciydim dedi. Tokat´ta 7 Aralık 2009 günü 7 askerin şehit edilmesi olayının kendi üzerine yıkılmaya çalışıldığını belirten Küçük, bu konudaki gazete haberini heyete gösterdi. Küçük, 1996 ile 1998 yılları arasında Karadeniz Bölgesinde görev yaptığını söyledi. O dönemde PKK´nın DHKP-C örgütünü taşeron olarak kullanarak Karadeniz´e girmeye çalıştığını hatırlatan Küçük, Bölgede kedi yavrusunu kaybetse bulamaz. Hesapladım örgütle mücadele etmek için 8 orduya ihtiyaç vardı. Ancak Yiğit Karadeniz halkıyla bunu başardık. dedi.
Küçük: Önümüzdeki günlerde Alevi-Sünni çatışması çıkarılabilir
Küçük, Aydemir dosyasının istendiği gibi o tarihte Karadeniz´de kendi yaptığı çalışmaların da ilgili kurumlardan istenmesini talep etti. PKK örgütünün basında aklandığını anlatan Küçük, Zekeriya Öz önünüze Tokat´taki saldırının faili olarak beni çıkarırsa hiç şaşırmam dedi. Küçük, Benim ne ABD´de param ne de gemim var. Bu ülkeden başka gidecek yerim de yok şeklinde konuştu. Önümüzdeki günlerde ise Alevi-Sünni çatışması çıkarılabileceğine dikkat çeken Küçük, Dosyamın bir kez daha incelenmesini istiyorum. şeklinde konuştu. Sanıklar ve avukatlarının taleplerinin ardından Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, taleplere ilişkin mütalaasını bildirdi. Pekgüzel, tutuklu sanık Veli Küçük´ün talebi doğrultusunda 1996-1998 yıllarını da kapsayacak şekilde 1994-2000 yılları arasında Giresun bölge komutanlığında görev yaptığı dönemde PKK ve DHKP-C tarafından gerçekleştirildiği tespit edilen terör eylemlerinin listesinin gönderilmesini istedi.
Savcı, Sayın´ın korunmasını ve tahliyesini istedi
Savcı Pekgüzel, 7 Aralık 2009 tarihinde kendi isteği üzerine diğer sanıklara kapalı bir oturumda ifade veren tutuklu sanık Ümit Sayın hakkında 5726 sayılı Tanık Koruma Yasası kapsamında davayı aydınlatacak ifadeler verdiğini hatırlattı. Pekgüzel, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilme ihtimalinin gözönüne alınarak Terörle Mücadele Yasası kapsamında koruma tedbirlerinin uygulanmasını ve tahliyesine karar verilmesini talep etti. Savcı Pekgüzel´in mütalaasının ardından Mahkeme Başkanı Köksal Şengün tutuklu sanık Ümit Sayın´ın, 7 Aralık 2009 tarihinde diğer sanıklara kapalı olarak yapılan oturumda, dosyada Gizli tanık Anadolu olarak yeralan ifadenin kendisine ait olduğunu söyleyerek kimliğini açıkladığını söyledi. Sanık Ümit Sayın´ın 26 Mayıs 2009 tarihinde ifadesinin alınmasına rağmen Tanık Koruma Yasası kapsamında gizli tanık kimliğinin ortaya çıkmaması için 11 Nisan 2009 tarihinin yazıldığını kaydetti. Başkan Şengün´ün bu açıklaması üzerine Doğu Perinçek başta olmak üzere tutuklu sanıklar, oturdukları yerden itirazda bulundu.
MİT Müsteşarının tanıklığından vazgeçildi
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, mahkemeye ulaşan cevabi yazıları okuduğu sırada tutuklu sanık emekli tuğgeneral Veli Küçük, sanık sandalyesinde rahatsızlandı. Başkan Mahkeme salonu dışında ambulansla bekleyen sağlık ekibi, başkan Şengün´ün talimatı üzerine duruşma salonunda yaptığı kontrolde Küçük´ün tansiyonunun yükselmesi nedeniyle fenalık geçirdiğini belirledi. Sağlık ekibi Küçük´ü, mahkeme salonundan çıkararak tansiyonunu kontrol altına aldı. PKK terör örgütünün MİT tarafından kurulduğuna ilişkin iddialar nedeniyle tutuklu sanık Zekeriya Öztürk´ün talebi doğrultusunda incelenmek üzere mahkeme tarafından istenen Abdullah Öcalan dosyasının Ankara 11´inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından İstanbul 13´üncü Ağır Ceza Mahkemesi´ne ulaştığı açıklandı. Tutuklu sanık Doğu Perinçek´in talebi üzerine MİT Müsteşarlığı´ndan gelen yazıda da, MİT müsteşarlarının dinlenmesinin izne bağlı olduğu belirtilerek, eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun´un tanık olarak dinlenmesinin uygun görülmediği kaydedildi.
Vatanseverler davası Ergenekon´la birleştirildi
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen Ahmet Cinali ve Taner Ünal´ın tutuksuz olarak yargılandığı ´Vatanseverler-VKGB´ dosyasının, birleştirme kararı verilerek Ergenekon davası dosyasına eklenmesine karar verildi. Böylece birleştirme prosedürleri resmi olarak tamamlanmış oldu. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi 15 Ekim tarihinde Vatanseverler davasının Ergenekon´la birleştirilmesine, İstanbul 13. Ağır Ceza´nın uygun bulması üzerine karar vermiş ve dosyayı İstanbul´a göndermişti. Verilen yarım saatlik aranın ardından saatin geç olması da dikkate alınarak taleplerin büyük bölümünün daha sonra değerlendirilmesine karar verildi.
Sonraki duruşma 28 Aralık´ta
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık ve avukatların taleplerine ilişkin Mahkeme Heyetince alınan kararlar, Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu tarafından açıklandı. Buna göre, dava dosyasına gelen ´İmdat´ adlı gizli tanığın ifade suretlerinin beyanlarda ismi geçen dosya sanıklarına verilmesini kararlaştıran Mahkeme Heyeti, Osman Yıldırım ile ilgili belgelerde geçen sabit telefon numarasının Nisan-Mayıs 2006 tarihi itibariyle abone bilgilerinin Türk Telekom Müdürlüğünden istenmesine karar verdi. Sanık Rasim Görüm ile ifade ve belgelerde isimleri geçen Orhan Kadı ve Recep Özkan´ın teşhise elverişli vesikalık ve boy fotoğraflarının ön ve yandan çektirilerek gönderilmesi için gerekli işlemin yapılmasına hükmeden Mahkeme Heyeti, saatin geç olması nedeniyle, bulunulan yazılı ve sözlü taleplerin celse arasında incelenerek karara bağlanmasını kararlaştırdı. Mahkeme Heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı 28 Aralık Pazartesi günü saat 09.30´a erteledi. Bu arada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün´ün, tutuklu sanıklar Muzaffer Şenocak, Emin Gürses, Kemal Kerinçsiz, Hayrettin Ertekin, Hüseyin Görüm, Erkut Ersoy, Muhammet Yüce, Selim Akkurt, Hikmet Çiçek ve Nusret Senem´in tahliye edilmeleri yönünde oy kullandığı görüldü. Tutuklu sanıklar ile avukatlarının tahliye taleplerinin reddine karar verilirken mahkeme Başkanı Köksal Şengün, 9 tutuklu sanığın tahliyesine karar verilmesi yönünde görüş bildirdi. Duruşma 28 Aralık 2009 tarihine ertelendi.( Zaman, Star)
Ergenekon sanığı ölümle burun buruna
15 Aralık 2009: Ergenekon davasında örgüt veya sanıklarla ilgili itirafta bulunan kişilere uygulanan baskı ve deşifre çabaları hafızalardaki tazeliğini korurken; 7 Aralık´ta talep ettiği gizli oturumda çarpıcı itiraflarda bulunan Ümit Sayın´ın, hala sanıklarla aynı koğuşta tutuluyor olması akla ziyan bir durum sergiliyor. 8 gün önce verdiği şok ifadelerle dikkat çeken Sayın´ın aldığı ölüm tehditlerinin korkusuyla, Cezaevi Müdürlüğü´ne 5 kez revir talebinde bulunduğu, sanıklarla birlikte kaldığı koğuşa gitmek istemediği ve havalandırmaya çıkmadığı bildirildi. Ergenekon savcıları, geçen Cuma mahkemeden etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma ihtimali dikkate alınarak Sayın´ın tahliyesini talep etti. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ise Sayın´ın başka bir koğuşa veya bir başka cezaevine nakliyle ilgili sessizliğini koruyor. Birinci Ergenekon davasının 124. oturumunda söz alarak Genelkurmay eski Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, Emekli Orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon´un da aralarında bulunduğu bazı isimlerin, kendisine TSK içerisindeki cuntacı yapılanma ve sivil uzantılarından bahsettiklerini anlatan Ümit Sayın´ın, kritik ifadesinden sonra, hala Ergenekon sanıklarıyla aynı koğuşta tutuluyor olması, soru işaretlerine neden oluyor. Ümit Sayın, 7 Aralık´ta verdiği ifade sonrasında koğuş arkadaşı Emin Gürses tarafından, Az sonra koğuşa geleceksin denilerek tehdit edilmişti.
8 günde 5 defa revir istedi
Ergenekon sanıkları tarafından gizli tanık Anadolu olduğu iddia edilerek koğuşta ve havalandırmada sürekli taciz edildiği öğrenilen Ümit Sayın´ın, baskı ve tehditler yüzünden sürekli revir isteğinde bulunduğu ifade edildi. Sayın´ın 8 günlük süre içinde bulunduğu koğuştan uzaklaşabilmek için 5 defa revir isteğinde bulunduğu iddia edildi. Ergenekon Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel ise Ümit Sayın´ın 7 Aralık´ta yapılan duruşmadaki ifadesi sırasında, gizli tanık olarak beyanda bulunduğunu ve deşifre olduğunu belirterek, gizli tanığın kimliğinin açığa çıkması ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamında Sayın hakkında koruma tedbirlerinin uygulanmasını istedi. Sayın´ın 7 Aralık tarihindeki ifadesinde dava konusu suçu aydınlatıcı bilgiler verdiğini dile getiren Pekgüzel, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma ihtimali dikkate alınarak, Sayın´ın tahliyesini talep etti.
Zekeriya Öz aleyhine zorla mektup yazdırmışlar
Daha önce de Ümit Sayın´ın gizli tanık olduğundan şüphelenen sanıklar, Sayın´a baskı uygulayarak içeriğinde Savcı Zekeriya Öz ile ilgili çirkin iftiraların bulunduğu bir mektubun altına imza attırmaya çalıştığı ortaya çıkmıştı. Ümit Sayın, mahkemede Hayrettin Ertekin´i suçlayarak Savcılık makamını kötülemek istiyorlardı. Hayrettin Ertekin her istediğini yaptırmak istiyordu. Emin Gürses´i dövmeye bile kalktılar. Koğuştan atma ve dövme tehdidinde bulunuyorlardı. Ben de ´Sorun olmasın´ diye yazdım. Bu sözler Hayrettin Ertekin´e aittir diye konuşmuştu. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, verdiği ifadeyle deşifre olmasından sonra can güvenliğinden endişe duyulan Ümit Sayın´ın, başka bir cezaevine veya en azından başka bir koğuşa nakliyle ilgili hiçbir açıklama yapmadı. Genel Müdürlük, konuyla ilgili sorularımızı cevapsız bıraktı.
Yiğit, Tekin´le aynı koğuşa konduktan sonra ifade değiştirmişti
Ümit Sayın´ın aleyhinde ifade verdiği sanıklarla hala aynı koğuşta tutuluyor olması, akıllara Muzaffer Tekin ile aynı koğuşa konulduktan sonra ifade değiştiren Ali Yiğit´i getirdi. Ali Yiğit, Emniyet ve savcılık sorgusu sonrasında 9 Ağustos 2007 tarihinde Tekirdağ F Tipi Cezaevi´ne nakledilmiş, burada hakkında olumuz yönde ifade verdiği Muzaffer Tekin ve Mahmut Öztürk ile aynı koğuşa konulduğu ortaya çıkmıştı. Ali Yiğit, 9 Ağustos tarihine kadar Emniyet´te ve savcılıkta verdiği ifadenin arkasında dururken, bu tarihten sonra çelişkili açıklamalar yaparak ifade değiştirmişti. ( Vakit)
(12 Aralık 2009, 13:45), son güncel.: (15 Aralık 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Uzmanlara göre
Tokat-Reşadiye saldırısı ve bölgeyle ilgili manşetlerimiz
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
´1993 Bingöl 33 er katliamı´yla ilgili manşetlerimiz
Koç Müzesi denizaltısında patlayıcı bulunması manşetlerimiz
Savcılar Ergenekon ´İdharı´nın peşinde