İzmir'deki 'askeri casusluk kumpas' soruşturması kapsamında FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki yapılanmasına ilişkin usulsüzlüklerle bazı bilgilerin sızdırılmasıyla ilgili 48'i tutuklu, 23'ü firari 102 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
16.12.2017 13:27 İzmir'deki ‘askeri casusluk kumpas' soruşturması kapsamında FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki yapılanmasına ilişkin usulsüzlüklerle bazı bilgilerin sızdırılmasıyla ilgili 48'i tutuklu, 23'ü firari 102 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
13 Aralık'ta İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde, 29 Kasım günü başlayan ve haftada iki gün olmak üzere 12 Ocak'a kadar sürecek ikinci celsesi görülen davaya tutuklu sanıklar ve sanık avukatları katıldı.
Tutuklu sanık eski doktor Mehmet Hakan Tırhış, örgütle bağlantısı olmadığını, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek, 15 yıldır aynı GSM hattını kullandığını, FETÖ'cüler gibi sürekli GSM hattı değiştirmediğini belirtti.
İhraç edilmeden önce göz doktoru olarak görev yaptığından çok sayıda hastasının kendisini aradığını dile getiren Tırhış, HTS kayıtlarındaki tespite göre, kendisini arayan 8 FETÖ'cü nedeniyle suçlandığını ifade ederek, '30 bin telefon görüşmesinde 8 FETÖ'cüyle görüşmem beni FETÖ'cü yapmaz.' dedi.
'Abdullah' kod adlı gizli tanığın hakkındaki verdiği ifadelerin somut gerçeklikten uzak olduğunu, 12 yıl öncesine dayanan beyanlarının hangi ruh haliyle söylendiğinin irdelenmesi gerektiğini savunan Tırhış, 'Siyasi olarak AK Parti'ye yakınım. Aracımın plakasındaki harf grubunda 'AK' vardır. FETÖ'cü olsaydım bu plakayı kullanmaz ya da sonradan değiştirirdim. Hatta ben tutuklandığımda bazı hastane görevlileri, 'Hastane bir AK Partiliden daha kurtuldu.' yorumunda bulunmuş. Simitçi bile AK Partili olduğumu bilir.' ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık eski akademisyen Mustafa Yıldız, lehine olan delillerin iddianamede yer almadığını öne sürerek, örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock'u kullanmadığını ileri sürdü.
Yıldız, 'ByLock kullanmadığımı her ifademde söyledim. Programı kullandığıma ilişkin tespitin nasıl yapıldığını bilmiyorum. ByLock tespitinde bazı yanlışların olduğunu yetkililerin söylemesine rağmen buna ilişkin suçlamayı anlamış değilim. Benimle ilgili ilk araştırmada hakkımda 'ByLock yok' denildi ancak sonra ByLock kullancısı olduğum açıklandı. Bu şüpheli bir durumdur.' dedi.
Doç. Dr. olarak acil tıp uzmanıyken meslekten ihraç edilen tutuklu sanık Mustafa Yıldız da örgüte üye olmadığını, himmet vermediğini, ByLock kullanmadığını ileri sürüp tahliyesini talep etti.
Mahkeme heyeti, öğleden sonra devam edilmek üzere duruşmaya ara verdi.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt altına alınan, öğle arasından sonra devam eden oturuma, tutuklu sanık Nurettin Yıldız'ın savunması ile devam edildi. Görevinden ihraç edildiğini belirten sanık Nurettin Yıldız, Milli Eğitim Bakanlığı'nın açtığı idari soruşturmanın ardından FETÖ ile bağlantısına ilişkin bir delil bulunmadığını, daha sonran göreve iade edildiğini ancak tutuklu olduğundan açığa alındığını, hiç tanımadığı bir sanığın ifadesi nedeniyle yargılandığını ileri sürdü. 'Terör örgütü yöneticiliği' suçlamasıyla yargılanan sanık Yıldız, faizsiz bankacılık hizmeti sunduğundan kapatılan Bank Asya'da hesap açtırdığını, diğer bankalarla da çalıştığını, 2014'te ev satın alacağı için biriktirdiği parayı Bank Asya'ya yatırdığını, satın alacak uygun bir ev bulmasının ardından bu bankadan parasını çektiğini söyledi. Örgütle bir bağlantısının olmadığını ileri süren sanık Yıldız, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Tutuklu sanık Nurettin Yıldız, görevinden ihraç edilmesinden sonra Milli Eğitim Bakanlığının açtığı idari soruşturmanın ardından FETÖ ile bağlantısına ilişkin bir delil bulunmadığından göreve iade edildiğini ancak tutuklu olduğundan açığa alındığını söyleyerek hiç tanımadığı bir sanığın ifadesi nedeniyle yargılandığını belirtti.
Tutuksuz yargılanan eski Binbaşı Bülent Sevindik'in 'Merzifon'daki görevim sırasında benimle ilgilenen Nurettin Yıldız'dı.' şeklindeki suçlamasına ilişkin savunma yapan Yıldız, Sevindik'in kendisini kurtarmak için aleyhine ifade verdiğini, beyanlarının çelişkili ve gerçeklikten uzak olduğunu ileri sürerek Sevindik'in yalan beyanları yüzünden 17 aydır tutuklu olduğunu öne sürdü.
Sevindik ve diğer sanıklar ile bu dosyanın müştekilerini tanımadığını iddia eden Yıldız, hakkındaki 'Silahlı terör örgütü üyesi ve yöneticisi olmak' suçlamasını reddettiğini söyledi.
Faizsiz bankacılık hizmeti sunduğu düşüncesiyle kapatılan Bank Asya'da hesap açtırdığını, bunun yanı sıra diğer bankalarla da çalıştığını beyan eden Yıldız, 2014'te ev satın alacağı için biriktirdiği parayı Bank Asya'ya yatırdığını, satın alacak uygun bir ev bulmasının ardından bu bankadan parasını çektiğini ifade ederek, 'Kimseden talimat almadan Bank Asya'da hesap açtım ve buraya para yatırdım. FETÖ ya da Bank Asya'yla gönül bağım olsaydı bu parayı çekmezdim. Basından öğrendiğim kadarıyla, FETÖ'cüler ev ve arabalarını satarak bu bankaya para yatırmıştır. Ben de bunların aksine ev almak için bankadan paramı çektim.' dedi.
Yıldız, üç çocuğu, eşi ve kendisinin FETÖ ile bağlantılı okullarda eğitim görmediğini, onların yurtlarında kalmadığını öne sürerek, gözaltına alınmasının ardından hafıza kaybı ve psikolojik sorunlar yaşaması nedeniyle tutuksuz yargılanmak istediğini mahkeme heyetine iletti.
Mahkeme heyetinin, bugünkü savunmaların ardından tutukluluk incelemesine geçmesinin ardından söz alan tutuklu sanıklar, tahliye talebinde bulundu.
Verilen kısa aranın ardından mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Güngör Özer, Mehmet Hakan Tırhış, Erdoğan Ülke, Nafiz Koçak ve Cüneyt Öz'ün tutuksuz yargılanmasına, diğerlerinin mevcut hallerinin devamına karar verdi.
Duruşmaya 15 Aralık Cuma günü devam edilecek.
YAŞAR BÜYÜKANIT İFADE VERDİ
Öte yandan eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt görevde olduğu sırada yaveri olan emekli Albay Gürsel Yüce'nin yargılandığı kumpas davasında tanıklık yaptı. Yüce'nin 15 yıl yanında bulunduğunu anlatan Büyükanıt, 'FETÖ terör örgütü veya sair bölücü örgütlerle irtibatı, sempatizanı veya birtakım görevler aldığına ilişkin hiçbir emare tarafımdan tespit edilmemiştir' dedi.
İzmir'deki “Askeri Casusluk ve fuhuş kumpası'' davasında eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, tutuklu yargılanan eski emir subayı Albay Gürsel Yüce ile ilgili tanıklık yaptı. Davanın dünkü duruşmasına katılan Büyükanıt, 'Emir subaylığım görevini yaklaşık 15 yıldan beri ifa eden Yüce hakkında bu süre içinde FETÖ terör örgütü veya sair bölücü örgütlerle irtibatı, sempatizanı veya birtakım görevler aldığına ilişkin hiçbir emare tarafımdan tespit edilmemiştir' dedi.
Sözcü'de yer alan habere göre, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada üniversite öğrencisi Narin Korkmaz ve 98 kişi müşteki bulunuyor, 102 sanık ise “Terör örgütü kurma ve yönetme” ile suçlanıyor. Bu davada emir subayı emekli Albay Yüce de sanık olduğu için Büyükanıt'ın bilgine başvuruldu.
Büyükanıt ifadesinde şöyle dedi: “Genelkurmay Başkanlığı görevim sırasında uğradığım iddia edilen baskı ve zorlamalar neticesinde TSK bünyesinde yuvalandığı belirtilen Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarına karşı operasyon yapma kararı verdiğim, ancak emir subayım Gürsel Yüce'nin FETÖ üyeliğini deşifre ederek bu operasyonu engellediğinin belirlendiği ifade edilmektedir. TSK'nın en yüksek mertebesinde bulunan Genelkurmay Başkanı'nın vereceği bir emrin, emir subayınca icrasının engellenmesi maddeten imkansızdır.”
'HİÇBİR EMARE YOKTU'
“Genelkurmay Başkanının verdiği emirler ve kararlara ancak 2. Başkan ve karargahtaki üst rütbeli subaylar muttali olabilir. Gürsel Yüce'nin bu şekilde bir davranışı ve yapacağım operasyonu engellemesi şeklinde bir davranışı da olmamıştır. Emir subaylığım görevini yaklaşık 15 yıldan beri ifa eden Yüce hakkında bu süre içinde FETÖ terör örgütü veya sair bölücü örgütlerle irtibatı, sempatizanı veya birtakım görevler aldığına ilişkin hiçbir emare tarafımdan tespit edilmemiştir. Böylesi bir şüphe duymam halinde ivedilikle hakkında tüm yasal işlemleri başlatırdım. 2008'de emekliye ayrılmam ile birlikte emir subayım da emekli oldu.”
DAVA
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü 'İzmir'deki askeri casusluk soruşturması' kapsamında, usulsüzlüklerle bazı bilgilerin sızdırılmasına ilişkin Fetullahçı Terör Örgütüne (FETÖ) yönelik farklı zamanlarda düzenlenen operasyonlarda, aralarında Tümgeneral Hamza Koçyiğit, eski Roma Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Kurmay Albay Mehmet Demirağ, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın yaveri emekli Albay Gürsel Yüce ve bazı rütbeli askerlerin de bulunduğu çok sayıda şüpheli gözaltına alındı. Soruşturmada hakkında yakalama kararı bulunan terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen de yer aldı. Hazırlanan iddianamede, aralarında örgüt elebaşı Fetullah Gülen, gazeteci Tarık Toros, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın yaveri emekli Albay Gürsel Yüce, eski Tümgeneral Hamza Koçyiğit, eski Roma Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Kurmay Albay Mehmet Demirağ, FETÖ/PDY'nin üst düzey yöneticileri Mehmet Ali Büyükçelebi, Mehmet Ali Şengül, Mehmet Hanefi Sözen ve Naci Tosun'un da bulunduğu 48'i tutuklu, 23'ü firari 102 sanık hakkında 'silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği' suçlamaları yer aldı. Öte yandan, 357 kişi hakkında 'askeri gizli bilgi ve belge bulundurma' suçlamasıyla açılan davada yargılanmaların ardından beraat eden sanıkların bir kısmı ile emekli Askeri Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok ve emekli Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel'in de bulunduğu 98 müşteki yer aldı.
Paralel yapı-07 Temmuz (2016) 'İzmir 102 sanık Askeri Casusluk Kumpası ve TSK yapılanması' davası
(16 Aralık 2017, 13:27)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: