Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) 'çatı davası'nın firari sanığı, Koza Holdingin yöneticisi Hamdi Akın İpek ile annesi Melek İpek'in de aralarında bulunduğu 45 sanığın 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'Vergi Usul Kanunu'na muhalefet', 'güveni kötüye kullanmak', 'özel belgede sahtecilik' ve 'ruhsatsız silah bulundurmak' suçlarından yargılanmalarına devam edildi. Mahkeme, tutuksuz sanıklar Akın İpek'i eşi Nevin İpek, Osman Zenginer ve Pelin Zenginer'in duruşmaya katılmadıkları gerekçesiyle haklarında ifade almaya yönelik yakalanma kararı çıkarılmasına hükmetti.
16.12.2017 11:01 Ankara'da, FETÖ'ye finans sağladığı gerekçesiyle Koza-İpek Holding bünyesindeki 22 şirkete yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında eski Koza Holding yöneticisi Hamdi Akın İpek, kardeşi Caper Tekin İpek ile annesi Melek İpek'in de aralarında bulunduğu 45 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
12.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Akın İpek'in kardeşi Cafer Tekin İpek ve diğer tutuklu sanıklar ile Melek İpek'in de arasında bulunduğu tutuksuz yargılananlar katıldı.
Duruşma öncesi Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Vakıflar Genel Müdürlüğü avukatları, davaya katılma talebinde bulundu.
Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, Sermaye Piyasası ve Vergi Usul kanunlarına muhalefet suçu yönünden zarar görme ihtimali üzerine GİB ve SPK'nın katılma taleplerinin kabulüne karar verdi. Maliye Bakanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün talebi ise reddedildi.
Duruşmada daha sonra sanık savunmaları dinlendi.
Eski Koza-İpek Holding muhasebe müdürü tutuksuz sanık Selim Elmasoğlu, savunmasında, üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.
Çeşitli firmalarda muhasebe müdürü olarak çalıştığını belirten Elmasoğlu, Kasım 2000'de Koza-İpek'te işe başladığını ve uzun süre muhasebe müdürü olarak görev aldığını söyledi.
İddianamede kendisiyle ilgili somut bilgi bulunmadığını ve hakkındaki iddiaların dayanaktan yoksun suçlamalar olduğunu öne süren Elmasoğlu, 'Raporlama dışında, şirketin karar alma mekanizmalarında bulunmadım. ByLock kullanmadım. Hiçbir dernek veya vakfa üyeliğim yok. Mali işlerden sorumluyum. Bank Asyada hesabım yok. FETÖ okullarında okumadım, dini sohbetlere katılmadım.' ifadelerini kullandı.
Koza İpek Holding bünyesinde hizmet akdiyle çalışan yaklaşık 3 bin kişi bulunduğunu ve kendisinin de bu kişilerden biri olduğunu kaydeden Elmasoğlu, 'Kayyum heyetiyle de çalıştım. Ödeme ve imza yetkim yok. İşlemler yönetimce yapılır. Evraklar gelir, Vergi Usul Kanunu açısından değerlendirilip kayda alırız. Sadece muhasebe servisi tarafından kaydedilen faturaların mali değerlendirmesi ve raporlamasını yapıyorum.' dedi.
Patronunun yaptığı bağışları bilemeyeceğini, bağış yapmasına engel olma lüksünün de bulunmadığını dile getiren Elmasoğlu, şöyle devam etti:
'Savcılık benim örgüte yardım ettiğime dair tek delil sunmamış, sunması da mümkün değil. Darbeden önce bu terör örgütü hakkında en ufak bilgim yoktu. Bilmediğim bir örgüte yardım yapmam söz konusu değil. Bugün TV'nin yönetiminde 2 ay yönetim kurulu üyesi olmam yardım ve yataklık delili gösterilmiş. Kuruluş aşamasında yasa gereği 2 ay kağıt üzerinde yönetim kurul üyeliği yaptım. 2 ay sonra görevden ayrıldım. Kanunun tanıdığı 5 kişilik akti yerine getirmek amacıyla yaptım. Beraatimi talep ediyorum.'
'Bize işle ilgili talimat gelir o şekilde yaparız'
Sanık eski Koza Altın AŞ yönetim kurulu genel sekreteri ve Koza İpek Sigorta Genel Müdürü Hüseyin Erdem de ülkesine bağlı ve vatanını seven biri olarak adının bu örgütle anılmasının kendisine ızdırap verdiğini ifade etti.
Koza İpek'teki sorumlulukları hakkında da bilgi veren Erdem, maden sahalarının arazi alımlarında da görev yaptığını, tek başına karar ve icra yetkisi bulunmadığını, şirketin faaliyetlerinden sorumlu tutulmasının hukuki olmadığını savundu.
Suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım ettiği iddiasını kabul etmeyen Erdem, konusu suç teşkil eden bir iş veya işlem yapmadığını ileri süredü. Erdem, şirkete ait evrakları yurt dışına kaçırdığı iddiasını da reddetti.
FETÖ çatı davasının firari sanığı ve eski Koza Holding yöneticisi Hamdi Akın İpek ile görüşmelerinin iş konularının ele alındığını rutin telefon görüşmeleri olduğunu öne süren Erdem, beraatini istedi.
Koza İpek Holding AŞ'de finansman işlerinde görev yapan sanık Mahir Şermet ise şirketin profesyonel bir çalışanı olduğunu, ödeme konusunda hiçbir yetkisinin bulunmadığını savundu.
Mevzuata uygun çalıştığını, hiçbir derneğe üyeliğinin olmadığını ileri süren Şermet, 'Bize işle ilgili talimat gelir o şekilde yaparız. Talimatlarda usule aykırılık yoktur. Suçsuzum.' dedi.
'Melek İpek'in kardeşi olduğum için yönetime girdim'
Sanık Melek İpek'in kardeşi ve eski Koza İpek Eğitim Sağlık Hizmet Yardım Vakfı yönetim kurulu üyesi Şaban Aksoyek ise matbaacılıkla uğraştığını dile getirdi.
Adana'da kendisine ait matbaasının bulunduğunu ve emekli olduktan sonra Ankara'ya yerleştiğini anlatan Aksoyek, '2010'da Koza davetiyelerinin fabrikasında müdür olarak çalıştım. Aileden biri olmam, Melek İpek'in kardeşi olmam sebebiyle tamamen güven ilişkisi içinde çalışmaya başladım. Kız kardeşim Melek İpek ile çocukları Cafer ve Hamdi Akın İpek'in sahibi oldukları çeşitli şirketlerde aileden biri olmak ve akrabalık ilişkisi sebebiyle çeşitli işlerde çalıştım.' şeklinde konuştu.
Sanık Orhan Selçuk Hasırcıoğlu da üzerine atılı suçları reddetti. Hiçbir terör örgütüne üyeliğinin olmadığını savunan Hasırcıoğlu, holdinge ait İK Akademi AŞ yönetim kurulu üyeliği yaptığını bildirdi. İpek Üniversitesi inşaatında da görev yaptığını belirten Hasırcıoğlu, buradaki görevinin 2015'te bittiğini söyledi.
İK Akademi AŞ'de boşalan yönetim kurul başkan yardımcılığına getirildiğine dikkati çeken Hasırcıoğlu, şunları söyledi:
'Yönetim kurulu toplantılarında yapılacak işler ve denetim faaliyetlerini yürüttüm. Hiçbir zaman tek başına karar mercii olmadım. Alınan kararların tamamı yönetim kurulunun müşterek kararı olup icra işlemler de yönetim kurulu tarafından takip edilmiş ve denetlenmiştir. Usulsüz bir işlemimiz yok. Bu konudaki iddiaları kabul etmiyorum. ByLock kullanmadım. FETÖ gazete ve dergilerinde aboneliğim yoktur. Terör örgütüne himmet veya bağışta bulunmadım. Örgütün bankası olduğu söylenen Bank Asyada hesabım olmadı. Çocuklarım silahlı terör örgütüyle bağlantılı okullarda okumadı. Beraatimi talep ediyorum.'
Koza İpek Holdinge bağlı ATP İnşaat San. ve Tic. AŞ mali ve idari işler departmanında görev yapan sanık Oytun Ünal da eski Koza İpek Holding hukuk müşaviri Efsun Ünal'ın referansıyla işe başladığını kaydetti.
'İftar' adı altında toplantılara e-posta yoluyla davet edildiğini ileri süren Ünal, dini bilgilerini artırmak için iş yerindeki arkadaşlarıyla bir araya geldiğini savundu.
Koza İpekte satın alma şefi olarak görevli Hasan Varan ise Ali Kılıçarslan tarafından e-posta yoluyla iftar adı altında toplantılara davet edildiğini fakat bunlardan çok azına katıldığını ileri sürdü.
Erkan Dursun ise FETÖ'nün yayını Sızıntı dergisiyle tanışıklığının yeni olmadığını, 1980'li yıllara dayandığını söyledi.
'Tarafımın belli olması, destek de olmak için abone oldum. Ücretini ödemek istiyorum' şeklindeki e-postayı Ali Kılıçarslan'ın mailine cevap olarak gönderdiğini savundu. Dursun, 'Bilgim dışında Sızıntı dergisine abone yapıldım. Kimseye borçlu kalmak istemem. Bu yüzden parasını ödemek istedim. Dergi bir kaç ay geldi. Açmadım dahi. İçinde ne olduğunu bilmiyorum.' dedi. Dursun, sohbet toplantılarına ise katılmadığını öne sürdü.
Sanıklar Hüsamettin Altıntaş, Şevket Murat Aras ve Selçuk Karataş da suçlamaları reddetti, beraatini istedi.
Savunmaların ardından duruşmaya yarın devam etmek üzere ara verildi.
13.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, Akın İpek'in kardeşi Cafer Tekin İpek ve diğer tutuklu sanıklar ile Melek İpek'in de arasında bulunduğu tutuksuz yargılananlar katıldı.
Mahkeme heyeti, sanıkların tahliyeye yönelik taleplerini dinledi.
Sanıklardan Ali Kılıçarslan, örgüt üyesi olmadığı gibi hiçbirini desteklemediğini, herhangi bir örgütten de talimat almadığını öne sürdü.
Koza İpek'te satın alma şefi olarak görev yaptığını belirten Kılıçarslan, bazı holding çalışanlarını örgütün 'sohbet toplantıları'na çağırdığı yönündeki iddiayı kabul etmedi.
Toplantıları, holding çalışanlarının tanışması amacıyla düzenlediklerini savunan Kılıçarslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Holding çalışanlarını tanıştırmak için akşam iş çıkışlarında müsait arkadaşlarla buluşmaya, görüşmeye başladık. Sosyal biriyim. Hiçbir kimseden, kurumdan talimat almadan bu buluşmaları arkadaşlara teklif ettim. Gönüllü katıldıkları bir buluşmaydı, sohbet veya toplantı değildi. Birçoğunuzun böyle arkadaş grupları vardır. Herkesin istediğinde katıldığı, istediğinde katılmadığı bu buluşmaların örgüt üyeliğiyle bir ilgisi yok. Toplantıları çalışanlara mail yoluyla bildirdik. Bir örgüt şeklinde çalışmış olsaydık maili kullanmazdık.'
Toplantılarda Kur'an-ı Kerim ve hadis hakkında kendilerine bilgi veren Beyazıt Bacak'ın bağlantılarını bilmediğini savunan Kılıçarslan, 'Kuran ve peygamberi öğrenmek için bu kişiyle tanıştık. Telekomda görevliydi. Bu kişinin FETÖ firarisi olduğunu sonradan öğrendim. Bana yurt dışında iş bulduğunu, Belçika'ya gideceğini söylemişti.' dedi.
Kur'an ve yaratılışla ilgili dini bilgiler yer aldığı için Sızıntı dergisine abone olduğunu, iş yerindeki bazı kişilere de abone olmaları yönünde tavsiyede bulunduğunu öne süren Kılıçarslan, bunu örgüte destek amacıyla yapmadığını iddia etti.
Kılıçarslan'ın avukatı da müvekkilinin, 'Saray ve müştemilatı büyük ihtimalle Koza İpek'e el koyacak' şeklindeki maili iş yerinde üstü konumundaki 2 kişiye gönderdiğini belirtti. Avukat, 'Her çalışan çalıştığı iş yerine ilişkin bir bilgi sahibi olduğunda bu şekilde hareket eder. Buna başka anlamlar yüklenmemeli.' ifadelerini kullandı.
Sanıklardan Hasan Bozkurt ise iletişim fakültesinden mezun olduktan sonra 12 yıl boyunca muhabirlik yaptığını, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine tek haberi bulunmadığını söyledi.
Örgüt aleyhinde 17-25 Aralık sürecinde haberleri olduğunu vurgulayan Bozkurt, 'Örgüt üyesi olduğuma dair tek bir delil yok. Bugün burada olmaktan dolayı onur kırıklığı yaşıyorum.' diye konuştu.
Bozkurt, 8 aydır tutuklu olduğunu, ailesinin bu durumdan olumsuz etkilendiğini savunarak, tahliye talebinde bulundu.
Sanıklardan Hasan Önal da evde bakıma muhtaç eşi ve babasının bulunduğunu, ailesinin geliri olmadığını belirterek, tahliye talep etti.
'Künyede ismim yok'
Koza İpek Holdinge ait bazı şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan sanıklardan Şaban Yörüklü ise Koza İpek Vakfı yönetim kurulu üyeliğinden 2011'de ayrıldığını bildirdi.
İddianamede yer alan ve telefon görüşmesi kayıtlarını içeren HTS kayıtlarının kendisine ait olmadığının polis raporunda tespit edildiğini dile getiren Yörüklü, kayıtların eşi ve kızına ait olduğunu kaydetti.
Yörüklü, şöyle devam etti:
'Koza İpek Holding ticari kaygılar dışında bir kimseyi çalıştırmayı düşünmez. Profesyonel bir çalışanım. İddianamede üzerime yüklenen sorumluluklar, yetkim dışında olan konular. Benim ne televizyon ne de gazetenin künyesinde ismim oldu. Tamamen ticari faaliyetlerle ilgilendim. Medya yöneticileri benim müdahaleme kapalıydı. Diğer yönetici arkadaşlarımın hepsi tutuksuz, ben tutuklu yargılanıyorum. 35 yıl çalıştığım bir iş yerinden istifa edersem emeğim zayi olacak. Bu nedenle ayrılmadım. Medyada çalışan yönetici ve gazetecilerin hiçbirini ben işe almadım, referans olmadım. Bu yapıya ait kimseyi işe almadım. Hakkımda hiçbir suç unsuru yok. Ben bir emekçiyim. Emeğimin hakkını almadan ayrılmam makul mü? Suçsuzum tahliye ve beraat istiyorum.'
'Görevim sembolik'
Sanıklardan Metin Arslan ise iddianamede, çalıştığı Bugün gazetesindeki haberlere yer verildiğini ancak bunlarda kendi imzasının bulunmadığını ifade etti.
Örgütü övücü herhangi bir haber yapmadığını savunan Arslan, haberlerine zaman zaman editörlerce müdahale edildiğini söyledi. Arslan, 'Bu gazetede çalışıyor olmam aynı görüşleri taşıdığım anlamına gelmez.' iddiasında bulundu.
İki çocuğu bulunduğunu ve kaçma şüphesinin olmadığını belirten Arslan, tahliye ve beraat istedi.
Sanık Ali Serdar Hasırcıoğlu da dünya görüşünün bu örgüte mensup kişilerden farklı olduğunu anlattı. Hasırcıoğlu, 'Ben, Bugün TV'de hiç bulunmadım. Buranın yönetim kurulunda adımın olması sadece İpek ailesiyle akrabalık bağından dolayıdır ve tamamen semboliktir. Melek İpek teyzem. Şirketin yönetim kurulunu oluştururken, eksik olan üyenin yerine adımın yazılmasından ibaret bir durum. Herhangi bir faaliyetim yok. Ne ücret aldım ne de herhangi bir faaliyetim oldu.' dedi.
FETÖ ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını savunan Hasırcıoğlu, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, beyanların ardından, yarınki celsede savcılık mütalaası alınıp ara karar verileceğini belirterek, duruşmayı sonlandırdı.
14.12.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın bugünkü celsesinde sanık ve avukatlarının tahliye yönündeki beyanları alındı.
Sanık beyanlarının ardından duruşma savcısı, tutuksuz sanıklar Nevin İpek, Osman Zenginer ve Pelin Zenginer'in duruşmaya katılmaması nedeniyle haklarında ayrı ayrı yakalama kararı çıkarılmasını istedi. Savcı, tutuklu sanık Hasan Ünal'ın adli kontrol şartıyla tahliyesine, aralarında Cafer Tekin İpek'in de bulunduğu tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıklar Ali Kılıçarslan, Ali Serdar Hasırcıoğlu ve Hasan Ünal'ın adli kontrol şartı ile tahliyesine, diğer tutuklu sanıkların ise tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, tutuksuz sanıklar Akın İpek'i eşi Nevin İpek, Osman Zenginer ve Pelin Zenginer'in duruşmaya katılmadıkları gerekçesiyle haklarında ifade almaya yönelik yakalanma kararı çıkarılmasına hükmetti.
Duruşma, 19 Şubat 2018'e ertelendi.
İDDİANAME
FETÖ çatı davasının firari sanığı, eski Koza Holdingin yöneticisi Hamdi Akın İpek ile annesi Melek İpek'in de aralarında bulunduğu 45 sanığın, 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'Vergi Usul Kanunu'na muhalefet', 'güveni kötüye kullanmak', 'özel belgede sahtecilik' ve 'ruhsatsız silah bulundurmak' suçlarından cezalandırılmaları talep edilen iddianamede, Hamdi Akın İpek hakkında 77, kardeşi Cafer Tekin İpek hakkında 90 yıl hapis cezası, diğer sanıkların ise 10 yıl ile 30 yıl arasında değişen cezalara çarptırılması isteniyor.
Davanın sanıkları şunlar:
Hamdi Akın İpek, Cafer Tekin İpek, Melek İpek, Pelin Zenginer, Osman Zenginer, Nevin İpek, Ebru İpek, Harun Ekinci, Şaban Yörüklü, Ali Serdar Hasırcıoğlu, Hasan Burak Sertcan, Ayhan Yurttaş, İsmet Sivrioğlu, Özlem Özdemir, Fikret Şayan, Hüseyin Erdem, Selim Elmasoğlu, Mahir Şermet, Orhan Selçuk Hasırcıoğlu, Osman Aykaç, Serkan Karabulut, Hasan Bozkurt, Hasan Önal, Metin Arslan, Ali Kılıçarslan, Beytullah Ablak, Naci Bolat, Umut Gümüşkaya, Davut Karaman, Erkan Dursun, Hasan Varan, Hüsamettin Altıntaş, İ..H.T., Mevlüt Korkmaz, Oytun Ünal, Sinan Özden, Şevket Murat Aras, Ümit Arı, Zeki Baran Yenigül, Zeki Emre Özkişi, Selçuk Karataş, Ahmet Haşim Kaya, Beyazıt Bacak, Önder Deligöz, Şaban Aksöyek.
Paralel yapı-18 Haziran (2017) 'Ankara Koza-İpek Holding Yapılanması/Örgüte finansal destek 45 sanık' davası
(16 Aralık 2017, 11:01)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: