İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) 15 Temmuz'da Fetullahçı Terör Örgütü tarafından işgali ve burada çıkan olaylarda Prof. Dr. İlhan Varank'ın da aralarında bulunduğu 14 kişinin şehit edilmesine ilişkin 50 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Sanık asteğmen Fatih Sultan Mehmet Samancı, 'İBB önünde albay, sivillere 'vur' emri verince darbe olduğunu anladım' dedi.
02.12.2017 17:49 İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) 15 Temmuz'da Fetullahçı Terör Örgütü tarafından işgali ve burada çıkan olaylarda Prof. Dr. İlhan Varank'ın da aralarında bulunduğu 14 kişinin şehit edilmesine ilişkin 50 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
27.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi'nin karşısında bulunan salonda yapılan duruşmada, ilk savunmayı yapan sanık er Yahya Durak, olay günü içtima alanına çağrıldıklarını, asteğmenin kendilerine dolu şarjör dağıttığını söyledi. Sanık Durak, daha önceden tanımadığı Albay Zeki Demir'in geldiğini, albayın 'Emir komutanın kendisinde olduğunu, her ne yapılıyorsa vatan, millet için yapıldığını, bir binanın emniyete alınması gerektiğini' söyledikten sonra İBB binasına gittiklerini anlattı.
Olaylar sırasında albayın iki kişiyi vurduğunu ve askerlere 'Ateş edin' emri verdiğini ifade eden sanık Yahya Durak, 'Silah hiç kullanmadım. Geri çekildim, korkmuştum ağlamaya başladım' dedi. Sanıklardan yüzbaşı Ramazan Ertürk'ün kendisini çağırıp, 'TOMA'ya ateş edeceksin' dediğini söyleyen sanık Durak, yüzbaşıya 'Neden ateş ediyoruz, TOMA'da polis yok mu' diye sorduğunda, 'Ya öldüreceksin ya öleceksin' diye cevap aldığını da söyledi. Daha sonra yüzbaşı Ertürk'ün TOMA'ya ateş ettiğini anlatan Durak, arkadaşlarının İBB binasına girdiğini, o sırada karşı taraftan ateş edildiği için kendisinin binaya girme şansının olmadığını söyledi.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık er Muhammed Hasan Yalın ise, İBB binasına gittikten sonra sanık albay Zeki Demir'in kendilerine 'Gelene geçit vermeyin, geçit yok' demesi üzerine kapıdan kimseyi geçirmediklerini söyledi. Vatandaşların kapıya geldikten sonra yanlarına albayın geldiğini ifade eden sanık Yalın, 'Albay önce havaya ateş etti ve gitti. Sonra tekrar geldi. Vatandaşlara doğru ateş etti. Hayatımda ilk defa böyle bir şey gördüm. 2-3 kişi yere düştü. Şoka girdim' dedi. Daha sonra yanına sanık asteğmen Fatih Sultan Mehmet Samancı'nın geldiğini belirten sanık Yalın, 'Asteğmen bana dolu şarjörleri, komutanların vatandaşa ateş etmede kullandığını söyledi. Bu yüzden bizden dolu şarjörleri teslim alarak sakladı. Asteğmenin masum olduğunu düşünüyorum' demesi üzerine hakim, 'Sen onun avukatı değilsin, sen de burada sanıksın. Önce kendini kurtarmaya çalış' dedi.
Sanık Asteğmen Fatih Sultan Mehmet Samancı savunmasında, akşamüzeri tatbikat olduğu bilgisiyle hareket ettiğini söyleyerek sanık Albay Zeki Demir'in kışlada, 'Ben Ankara Genelkurmay'dan geliyorum. Bu gece size ben emir komuta edeceğim' dedikten sonra kışladan çıktıklarını söyledi. Yeni erlere bile silah verildiğini vurgulayan sanık Samancı, 'Teğmen Ömer Sevim'e 'Nereye gidiyoruz' diye sordum. 'Ya darbe yapıyoruz ya da dünyanın en büyük tatbikatı' diye cevap verdi. Gülerek söylediği için şaka yapıyor sandım. İBB önünde albay 'Vur' emri verince darbe olduğunu anladım. Teğmenin yanına gidip, 'Ne oluyor, sivillere ateş etmemiz isteniyor' dedim. O da 'Gelmeseler vurulmazlar' dedi. 15 dakika tartıştık. Teğmen bana 'Sen kendini ne sanıyorsun, sen bir ersin' dedi. Ben 'Bu albayı vururum' dedim. Teğmen 'Ben de seni vururum' dedi. Teğmen olsun, yüzbaşı olsun, tek tek omuzlarına dokunup 'Sakın halka ateş etmeyin, albayı dinlemeyin' dedim. Albayı engellemeye çalıştım ama o sadece öldürmek için kurulmuştu. Albay yanımıza gelip, 'Ne duruyorsunuz' dedi ve bir sivili vurup gitti' şeklinde konuştu. Darbeye karşı çıktığını da belirten sanık Samancı, '25 yaşında bir asteğmenim. Aşiret çocuğuyum. Öz amcamın arabasının havaya uçurulması, öz kuzenimin silahlı saldırıya uğraması, köyümüzün imamının bacaklarının kesilmesi bölücü terör örgütü tarafından gerçekleştirilmiştir. Böyle bir aileden gelen birinin vatan haini olması hayatın olağan akışına aykırıdır' dedi.
Diğer sanıklar da suçlamaları reddetti.
28.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)'nin 15 Temmuz'da FETÖ tarafından işgali ve burada çıkan olaylarda Prof. Dr. İlhan Varank'ın da aralarında bulunduğu 14 kişinin şehit edilmesine ilişkin 50 sanığın yargılandığı davada, sanıkların tahliye talepleri reddedilerek tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Mahkeme, gelecek duruşmaların 4 ay sonra Silivri'de görülmesini kararlaştırdı. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi'nin karşısında bulunan salonda görülen duruşmaya 46 tutuklu sanık getirilirken; müştekiler ve taraf avukatları da katıldı. Davanın ikinci gününde sanıklar ve şikayetçilerin talepleri alındı.
Tutuklu sanıklı erlerin bir kısmı, 'Komutanlarımızın hain olduğunu bilemezdik' diyerek komutanlarından şikayetçi oldu. Sanık Albay Zeki Demir ise olay günü helikopterlerle halka ateş açıldığına ilişkin dosyada müşteki ifadelerinin olduğunu belirterek 'Helikopter konusu iddia makamı tarafından soruşturmaya dahil edilmemiştir. Askeri ve sivil helikopter mi tespit edilmeli soruşturma açılmasını talep ederim. Ayrıca askeri üniformalı pompalı tüfeklilerden bahsedilmektedir, bu pompalı tüfekliler konusunda araştırma yapılmasını talep ederim' dedi. Olay günü yaralanan ve öldü sanılarak linç edilenler olduğunu öne süren sanık Demir, linç edenler hakkında da soruşturma açılmasını talep etti. Tüm sanıklar tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, mevcut delil durumunu dikkate alarak sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. İBB, Başbakanlık ve Varank ailesinin davaya katılan sıfatıyla kabulünü de kararlaştırdı. Sanık albay Zeki Demir'in davanın genişletilmesine ilişkin taleplerini reddeden heyet, duruşmayı 12 Mart - 23 Mart tarihleri arasında kesintisiz olarak Silivri 1 No'lu duruşma salonunda görülmesine hükmetti.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, biri albay, 3'ü yüzbaşı, biri teğmen, biri asteğmen, ikisi uzman çavuş ve 42'si de er olmak üzere 50 tutuklu sanık yer alıyor. İddianamede darbe girişimini engellemeye çalışan vatandaşlar ve emniyet güçlerinin üzerilerine açılan ateş sonucu Prof. Dr. İlhan Varank'ın da aralarında bulunduğu 14 kişinin şehit olduğu, 152 kişinin ise yaralandığı belirtiliyor.
İddianamede, darbe girişimi sırasında 47. Motorlu Piyade Alay Komutanlığı 2. Tabur 4. Bölük emrinde görevli subay, uzman çavuş ve sanık erler ile söz konusu alayın faaliyetlerini darbe girişimi kapsamında takviye etmek amacıyla görevlendirilen kurmay subay ve kurmay öğrenci subay sanıkların eylemleri anlatılıyor.
3 darbeci öldürüldü
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin işgal edilmesi için 53 sanığın görevlendirildiği belirtilen iddianamede, eski yüzbaşılar Ömer Faruk Nazlıcan ve Cihan Şahin ile er Emrah Akbulut tarafından vatandaşlara ve emniyet güçlerine ateş açıldığı, güvenlik güçlerince karşılık verilerek bu üç kişinin etkisiz hale getirildiği kaydediliyor.
İddianamede, 50 sanığın 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek' ve 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep ediliyor. İddianamede, bazı sanıklar yönünden de çeşitli suçlardan hapis cezası isteniyor.
'Gelene ateş edin, mermileri boşa harcamayın' emri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine darbe girişimini engellemeye çalışan vatandaşların, kamera görüntülerine göre saat 00.56 sıralarında Haşim İşcan Geçidi önünde toplanmaya başladıkları aktarılan iddianamede, vatandaşların sanıkları ikna etmeye çalıştıkları ayrıca olay yerine gelen emniyet güçlerinin de sanıklara 'teslim ol' çağrısını yaptıkları kaydediliyor.
Tüm çabalara rağmen sanıkların teslim olmadığı gibi halkı korkutmaya çalıştıkları ve 'evinize gidin vatan hainleri' diye bağırarak havaya ateş açtıkları anlatılan iddianamede, bir süre sonra eski Albay Zeki Demir'in sanıklara 'Ben emir verdiğimde istediğiniz şekilde her yere ateş edebilirsiniz' yönünde talimat verdiği belirtiliyor.
Talimatın ardından tüm sanıkların vatandaşlara ve emniyet güçlerine hedef gözeterek ateş etmeye başladıkları, bu sırada Zeki Demir'in yine sanıklara 'Hiçbir merminiz boşa gitmeyecek, halkın üzerine ateş edin, bir mermi bir insan.' şeklinde emir verdiği anlatılan iddianamede, aynı şekilde sanıklar Cihan Şahin, Ramazan Ertürk, Mustafa Alper Şengören, Yakup Karaçelik ve Ömer Faruk Nazlıcan'ın da diğer sanıklara 'Gelene ateş edin, mermileri boşa harcamayın.' emrini verdiği bildiriliyor.
Yaşanan bu süreçte tüm sanıkların birlikte ve hakimiyet kurarak ateş etmeleri sonucunda, Prof. Dr. İlhan Varank, Erkan Pala, Adil Büyükcengiz, Tahsin Gerekli, Ömer Cankatar, Murat Kocatürk, Haki Aras, İbrahim Yılmaz, Yunus Emre Ezer, Şuayp Seferoğlu, Ahmet Kara, Metin Arslan, Ramazan Sarıkaya ve Tolga Ecebalın'ın şehit oldukları belirtilen iddianamede, olaylarda 152 kişinin de yaralandığı aktarılıyor.
Şehitlerin otopsi sonucuna da yer verilen iddianamede, 'Şehit İlhan Varank hakkında tanzim edilen otopsi raporunda, vücutta mermi çekirdeği parçaları girişi ile uyumlu iki yara tespit edildiği, vücuttan ileri derecede deforme bir mermi çekirdeği gömlek parçası elde edildiği, ölümün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğu bildirilmiştir.' deniliyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-24 Temmuz (2017) 'İstanbul 50 sanık Darbe Yap./İBB İşgali' davası
(02 Aralık 2017, 17:49)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: