Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan ve kamuoyunda ´Albay Cemal Temizöz´ davası olarak bilinen, tutuklu sanıklar Albay Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ ve Adem Yakin´in yargılandığı davanın dünkü duruşmasında, dava konusu bir cinayetle ilgili bilgilerinin olduğunu beyan eden A. P. ile R. P.´nin tanık sıfatıyla ifadeleri alındı.
Cemal Temizöz davasında 2 yeni tanık
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan ve kamuoyunda ´Albay Cemal Temizöz´ davası olarak bilinen, tutuklu sanıklar Albay Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ ve Adem Yakin´in yargılandığı davanın dünkü duruşmasında, dava konusu bir cinayetle ilgili bilgilerinin olduğunu beyan eden A. P. ile R. P.´nin tanık sıfatıyla ifadeleri alındı.
Keleş´le tarayıp bombayla parçaladılar
1993-1995 yılları arasında Şırnak´ın Cizre ilçesinde işlenen bazı faili meçhul cinayetlerden sorumlu oldukları gerekçesiyle yargılanan Cemal Temizöz ve Kamil Atağ´ın da aralarında bulunduğu 7 sanıklı davaya önceki gün Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi´nde devam edildi. Duruşmada iki çarpıcı ifade daha dava dosyasına girdi. 30 Ocak 1994 tarihinde Cizre´deki evinin önünde öldürülerek cesedi parçalanan İbrahim Danış´ın iki komşusu, Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı´na giderek kendi gözleriyle şahit oldukları cinayeti anlattı. Olayın kendi evlerinin karşısında meydana geldiğini belirten Asker Pökön (63) ve Rabia Pökön (54), tanık sıfatıyla davaya katılmak istediklerini belirtti. Dava dosyasına giren ifadeler, insanın kanını donduracak cinsten. Pökön çifti, Danış´ın nasıl öldürüldüğünü şöyle anlatıyor: Kış başlangıcıydı. Sabah 05.00-06.00 sularında askerler ve korucular mahalleye operasyon yaptı. Hepimizi evden çıkartıp, kimlik kontrolü yapıyorlardı. Tamer Atağ´a ´Niye kontrol yapıyorsun?´ diye sordum. O da Olayın sizinle ilgisi yok, komşunuzun evi hakkında şikâyet var. Getirdiğimiz şahıs onları ihbar etti. O nedenle araştırma yapıyoruz. dedi. Şırnaklı Abdulhadi isimli bir komşumuz vardı. Onun evinin avlusuna da girmişlerdi. Komşumuz ile aramızdaki duvar yüksek olmadığından avluyu görebiliyorduk. Birilerinin dövüldüğünü ağlama ve bağırma seslerinden anlamıştım. Bunun üzerine ben de oraya yöneldim. Kamil Atağ, Kamil Saçan ve oğulları Abdurrahman, Mehmet ve Çeli, Resul oğlu Abdullah, Tamer Atağ ve Cemal Binbaşı ile askerler, korucular orada bulunuyorlardı. Yanlarında getirmiş oldukları daha önceden tanıdığım ve sıvacı olduğunu bildiğim İbrahim isimli şahıs ve ismini sonradan öğrendiğim arkadaşı Mahmut isimli şahıs vardı.
Temizöz dövdü, Tamer kurşunladı
Cemal Temizöz ve korucular avluda İbrahim Danış´ı dövüyordu. İbrahim´in ağlamaları ve yalvarmasını kimse dinlemiyordu. İbrahim´in yanında Mahmut isimli kişi vardı. Ona karışmıyorlardı. Duyduğum kadarıyla Mahmut isimli şahıs İbrahim´i şikâyet etmişti. Daha sonra Tamer Atağ elinde bulunan Kalaşnikof silah ile İbrahim´e 3 el ateş etti. Mermiler koluna ve bacağına isabet etmişti. İbrahim yere düştü, tekrar doğrulup yalvarıyordu. Bu sırada İbrahim´den kan yere akmıştı. Tamer elini kana bulayarak babası Kamil Atağ´a gösterdi ve ´Babanın intikamını aldım.´ dedi. Bunları net olarak görüyordum. Sonra sivil giyimli koruculardan Bedran (Adem Yakin) ve Abdulhakim (Abdulhakim Güven) sokak başındaki panzerden bir mayını alıp geldiler. İbrahim´i sürüklediler. İbrahim´le olan tanışıklığımızdan dolayı korucular ´Can güvenliğiniz nedeniyle burayı terk edin.´ dedi. Bu ikaz üzerine eşim ve çocuklarım orayı terk etti. Ancak ben evi terk etmedim. Yaklaşık 5 dakika sonra mayın patladı. Patlama ile ortalık karıştı. İçerideki adam öldü. Hatta başı parçalanmıştı. Parçaları bizim avluya kadar gelmişti. Daha sonra bizim avludan parçalarını toplayıp, poşete koydum. Sonra bir traktör getirdiler. Patlama olduktan sonra fazla zaman geçmeden cesedi ve parçalarını traktöre koyup gittiler. Ben mayının nasıl patladığını bilmiyorum. Bir duman ve yüksek bir sesin çıkması nedeniyle mayının patladığını anladım. Pökön çiftinin ifadeleri Cemal Temizöz´ün de yargılandığı ´faili meçhuller´ davasının dosyasına eklendi. Müdahil avukatların ifade veren kişilerin davanın ileriki aşamalarında tanık olarak dinlenmesini talep edeceği öğrenildi. ( Zaman)
Sabri Gasyak: Temizöz, ´faili meçhulleri kurcalayan aynı akıbete uğrar´ diye tehdit etti
Şırnak´ın Cizre ilçesinde 1993-95 yılları arasında 20 kişinin öldürüldüğü faili meçhuller davasına devam edildi. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen duruşmaya tutuklu sanıkları Albay Temizöz, Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atağ, Hıdır Altuğ, Adem Yakın, Fırat Altun (Abdulhakim Güven) ve Tamer Atağ katıldı. Duruşmada 7 sanık avukatı, Diyarbakır ve Şırnak Barolarından bir grup müdahil avukat ve mağdurlar da hazır bulundu. Duruşmanın öğleden sonraki kısmında söz isteyen sanık Kamil Atağ, maktul İhsan Aslan´ın kardeşinin savcıya kardeşinin Hizbullah tarafından kaçırıldığı şeklinde ifade verdiğini hatırlatarak, Şimdi ise Şevkiye Aslan, eşini benim öldürdüğünü söylüyor. Şevkiye Aslan´ı ilk kez duruşma salonunda görüyorum. Eşinin kaçırılmasıyla ilgili bir ilgim yoktur. dedi.
Ayşe Akyol: Eşimi kafasından vurdular, başını dizime koydum, ölmüştü
İddianamede mağdur olarak görülen maktul Abdulhamit Düdük´ün ağabeyi Nuri Düdük´ün ifade vermesine sanık avukatları itiraz etti. Mahkeme heyeti, maktulün yasal mirasçıları eşi ve çocukları yaşadığı için ağabeyi Nuri Düdük´ün mağdur olarak dinlenemeyeceği, ancak daha sonra tanık olarak dinlenmesinin düşünülmesine karar verdi. Mağdur yakınlarının anlattıkları, yine yürekleri kanattı. Duruşmada 1994 yılının aralık ayında evinin önünde öldürülen Abdurrahman Akyol´un eşi Ayşe Akyol dinlendi. Eşinin öldürülmeden bir yıl önce Şırnak´a giderken gözaltına alındığını söyledi. Eşinin Cizre Jandarma Komutanlığı´nda gözaltında bulunduğunu öğrendiğini aktardı: İlçe Jandarma Komutanlığı´na gittim. Ramazan Hoca adlı kişiye eşimi görmek istediğimi söyledim. Önce reddetti. Oradan ayrılmayacağımı anlayınca gidip silahlanıp geldi. Eşimi bir odaya getirdi. Eşim tir tir titriyordu. Üzerindeki kirli elbiseleri çıkardı. Temiz elbise verdim. Bana ´ben bittim´ dedi. Evime döndüm. 3-4 gün sonra eşim geldi. Kendisinin dövüldüğünü ve işkence yapıldığını söyledi. Ayşe Akyol, eşi öldürülmeden önce evlerinin etrafında silahlı kişilerin dolaştığını anlattı: 1994 yılında yılbaşına 12 gün kala eşim eve gelirken öldürüldü. Gittiğimde kanlar içinde yatıyordu. Kafasına iki kurşun sıkılmıştı. Çamur içinde olan eşimin başını dizlerimin üstüne aldım. Ölmüştü. İmdat diye bağırdım ama kimse yardıma gelmedi. Daha sonra Cemal Yüzbaşı, askerleriyle birlikte geldi. İki kez ifadeye çağrıldım. İkincisinde Cemal Yüzbaşı beni odaya alarak, ´Eşini kimin öldürdüğünü biliyor musun?´ diye sordu. Ben de Yüzbaşı´ya, ´Sen Cizre´yi yakılıp yıkılmaktan kurtardım, diyorsun. Eşimin katillerini bul´ dedim. Cemal Yüzbaşı ve arkadaşlarından şikayetçiyim. Olaydan iki gün sonra Abdulhakim Güven´in kendisini telefonla arayarak, Üzgünüm, başın sağ olsun. dediğini belirten Akyol, mahkeme salonundaki Güven´i de teşhis etti.
Şevkiye Aslan: Kamil dayı, Allah aşkına eşimi bırak´ dedim. Bana ´Allah var mıdır´ dedi
Duruşmaya verilen aranın ardından, öldürülen İhsan Aslan´ın eşi Şevkiye Aslan dinlendi. Eşinin 16 yıl önce askerî ve sivil giyimli bir tim tarafından sabah evden alındığını anlatan Aslan, şöyle devam etti: Panzerin yanına kadar götürüldü. Köyden 20´ye yakın kişi de gözaltına alınmıştı. Orada serbest bırakılırken aralarında Kukel, Temel, Ahmet ve Davut Atağ´ın da bulunduğu Kamil´in korucuları eşimin önünü kestiler. Kucağımda 3 aylık bebeğimle eşimi kurtarmaya çalıştım. Ahmet Atağ beni engelledi. Gözümün önünde eli bağlı bir şekilde alıp götürdüler. Korucular bu sırada ona taşlarla vuruyordu. Peşlerinden gittim. Kukel Atağ´ın evine götürüldüğünü gördüm. Üzerime köpek saldılar. Oraya gelen Kamil Atağ´ın önünü kestim. ´Kamil dayı, Allah aşkına eşimi bırak´ dedim. Bana ´Allah var mıdır´ deyince oradan ayrıldım. Korktuğum için Mersin´e göç ettik. O tarihten sonra eşimden haber alamadım. Hiç olmazsa eşimin kemiklerini istiyorum. Şikayetçiyim ve davaya katılmak istiyorum. ( Zaman)
Besne Efelti: Eşim Temizöz´ün kendisini tehdit ettiğini söyledi
Daha sonra maktul Abdullah Efelti´nin eşi Besne Efelti dinlendi. Eşinin Hasan Şık´a ait tarlayı ekip biçmek için kiraladığını, tarlayı sürmeye giderken, Yüzbaşı Cemal Temizöz´ün kendisini engellediğini anlatan Efelti şöyle devam etti: Eşim korktuğu için tarlaları sürmekten vazgeçti. Korkudan sürekli saklanıyordu. Askerler her gün evimize gelip, eşimi soruyordu. Bu nedenle eşim 20 güne yakın eve gelmedi. Dışarıda perişan olunca eve geri döndü. Eve geldiği gün Yankele Köyü´ndeki Kavaközü Karakolu´na uğramış, üsteğmen ile görüşmüş. Üsteğmen Yarın evinize gelir, kahvenizi içerim demiş. Ertesi gün üsteğmen gelmeyince korkmuş ve evden çıkmamış. Sonraki gün evimizin etrafı askerler tarafından sarıldı. Askerlerin hangi karakoldan geldiğini bilmiyorum. Sonra biri stayşın olmak üzere iki beyaz otomobil evimize doğru geldi. İkisi de plakasızdı. Araçlarda JİTEM ve korucular indi. JİTEM´ci Kürtçe bana Abdullah efendi nerede diye sordu. Evde olmadığını söyledim. Buna rağmen içeri girdiler. O sırada oğlum Mesut da babasının evde olmadığını söyledi. Eşim evde uyuyordu. Uyandı, üstünü giydi. Ceplerindekini bana verdi. Üzerinde 3 milyon para kalsın istedi. Buna izin vermeyerek, Seni nasıl götürdüysek öyle de geri getireceğiz dediler. Alelacele araca bindirip götürdüler. Eşim götürülmeden bir gün önce Beni Cemal yüzbaşı tehdit etti, beni öldürecekler. Beni alırlarsa takip edin dedi. Oğlum Mesut ile nereye götürüldüğünü öğrenmeye çalıştık ama, bir sonuç alamadık. Kurban bayramından sonra Katran Köyü muhtarı Kijen mevkiinde bir ceset gördüklerini bize bildirdi. Cesedi görmedim ancak sonradan çekilen cesedin fotoğrafları bana gösterilince eşim olduğunu öğrendim. Cizre´de mezarlıkta gömülmüş. Sonradan savcı çağırıp bana fotoğraf ve kimliğini verdi. Mahkeme başkanının sorularını da yanıtlayan Besne Efelti, çocuklarına bir şey olur korkusuyla kimse hakkında şikayetçi olmadığını belirtti. Temizöz´ün, eşinin tarlayı sürmesine neden izin vermediğini bilmediğini anlatan Efelti, Temizöz´ün adını duyduğunu ancak kendisini tanımadığını da söyledi. Sanık Cemal Temizöz de Eşinin, kiraladığı arazilerin husumetli olduğunu ve aynı arazi için 1987 yılında Maraşlı bir kişinin öldürüldüğünü biliyor mu? sorusuna Efelti, Bilgim yok, öyle bir şey duymadım yanıtını verdi.
Sabri Gaysak: Temizöz, korucuları PKK öldürdü diye tutanak hazırlattı
Ardından Mart 1994 yılında Ömer Candoruk, Yahya Akman ve Süleyman Gasyak ile birlikte ölü bulunan Abdulaziz Gasyak´ın ağabeyi Sabri Gasyak dinlenmesine geçildi. Kardeşinin öldürülürken 13 yaşında olduğunu belirten Sabri Gasyak, şunları anlattı: Kardeşim Habur Sınır Kapısı´nda sigara alım satımı yapıyordu. Yukarıda isimlerini söylediğim kişilerle birlikte Cizre´den Silopi yönüne giderlerken, arama noktası olan Botaş Karakol´unda durdurulmuşlar. Sonra Bedran ve Hakim´e teslim etmişler. Onlar da Cizre´ye doğru yola çıkmışlar. Holan köyüne doğru götürmüşler. Havuzlu köyü karakolundan sonra 500 metre mesafede bir yerde öldürüp bir çukura gömmüşler. Kardeşimi Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü´ne sorduk. Oradan bir polis, Bu şahısları aramayın, yoksa onların yolunda gidersiniz dediler. Havuzlu köyü civarında kenger toplamaya giden Emine Tadik, kardeşimin aralarında bulunduğu 4 kişinin öldürüldüğünü görmüş. Olaydan 3 gün sonra bize söyledi. Ailemizden olay yerine gidenler onları gömülü bir şekilde bulmuşlar. Sonra askerlerle birlikte Cizre Devlet Hastanesi morguna kaldırdılar. Hastane önünde bin kişiye yakın maktul yakınları vardı. Defin hazırlıkları yaparken Cemal Temizöz ekibiyle birlikte geldi. Hastane önünde bizi tehdit etti. Bu insanlarla ilgili hiçbir şey sormayın. Dağılın, kurcalayan olursa onların akıbetine uğrar dedi. Oraya savcı bile gelmedi. Cemal Temizöz, bu kişilerin geçici köy korucusu olduğu ve PKK tarafından öldürüldüğü şeklinde tutanak hazırlattı. Korkudan hakkımızı arayamadık. 2003 yılında ancak hakkımızı aramaya başladık. Kardeşim ve diğerleri korucu değiller. Korucu olup olmadıkları İlçe Jandarma Komutanlığı arşivlerinden sorulabilir. Kaldı ki o tarihte Yahya Akman ve kardeşim 13-14 yaşlarındaydı. Korucu olmaları mümkün değil. Bu şahısların öldürüldüğü yer İlçe Jandarma Komutanlığına 2 kilometre uzaklıktaydı. Bu kadar yakın bir yerde PKK gelip öldürüp gömemez. Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğü´nde Terörle Mücadele´de Hoca Ramazan diye biri ,ağabeyim Reşat´ı 3 kez 15-20 gün boyunca gözaltında tuttu. İşkence yaptılar. Babam, Hoca Ramazan´ın eşine giderek, ağabeyimin serbest bırakılmasını rica etti. Sonra Hoca Ramazan, ağabeyimi odasına çağırarak, Bana bir keleş getir seni serbest bırakayım demiş. Ağabeyim de benim Nereden getireyim. Sen bul ben parasını vereyim dedi. Sonra ağabeyimi serbest bıraktı. Kardeşim öldürüldükten 1 ay sonra Hoca Ramazan, Reşat ağabeyime Seni de öldürecekler, kaç buralardan dedi. Bunun üzerine ağabeyim Kuzey Irak´a kaçtı. Bu insanların en iyi şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Olaydan sonra da Ömer Candoruk´un aracını Abdulhakim Güven, Adem Yakın, Hoca Selim, Hıdır Altuğ ve Cebbar´ın kullandığını gördüm. 6-7 ay kadar kullandılar. Bütün çevre bu ekipten korkuyordu. Adam öldürdüklerini biliyordu.
Temizöz, suçlamaları reddetti
Söz alan Cemal Temizöz ise kimseyi tehdit etmediğini, mağdurun daha önce verdiği ifadelerin mahkeme huzurunda verdiği ifadelerle çeliştiğini savunan Temizöz, suçlamaları reddetti. Bu arada söz alan sanık avukatı Murat Çekiç, Ömer Candoruk´un sürücü belgesinin 8 Mart 1994 tarihinde savcı tarafından cesedin üzerinde bulunduğunu iddia etti. Bunun üzerine söz alan mağdur avukatlarından Diyarbakır Baro Başkanı Emin Aktar, Meslektaşım Murat Çekiç, dosya içerisinde Ömer Candoruk´un sürücü belgesinin ceset üzerinde çıktığını söyleyerek, mağduru yanlış yönlendirmişti. Dosya içerisinde sürücü belgesi bilgileri yok. Bu durumda meslektaşımız mesleğin ahlakına aykırı davranmıştır. Bu nedenle mahkeme ilgili baroya ihbarda bulunmalı, duruşma tutanağını göndermeli. talebinde bulundu. Mahkeme heyeti duruşmayı bitirmeye karar verdi. Bunun üzerine sanık ve mağdur avukatlarının talepleri dinlenmeye başlandı.
Karşımızda devasa bir suç örgütü var, tutukluluk hali devam etsin
Mağdur avukatlarından Tarih Elçi, İnanılmaz devasa bir suç örgütüyle karşı karşıyayız. Bu örgüt yalnızca Cemal Temizöz örgütü değildir. Yasaları kendisinin tanıdığı haklar çerçevesinde yapmış olduğu çalışmalar varsa kendisine teşekkür ederiz. Ancak burada 20 insanın öldürülmesiyle yargılanıyor. Sanıkların tutukluluk halinin devamını talep ediyoruz. beyanında bulundu. Müdahil avukat Emin Aktar da yargılanan ekibin, bir dönem korku imparatorluğu oluşturduklarına dikkat çekti. Bu nedenle 93-95 yılları arasındaki hiçbir faili meçhul olayın aydınlatılamadığını belirten Aktar, bu nedenle sanıkların tutukluluk halinin devamını istedi. İddia makamı da sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti.
Temizöz: Bizim zamanımızda Cizre emniyetli hale geldi şimdi ise değil. Çocuklar gösteri yapıyor
Söz alan sanıklar ise, delil olmadan tutuklu olduklarını iddia ederek, tahliyelerini istediler. Sanık Cemal Temizöz de kendi döneminde devletin bekasının ciddi tehdit altında olduğunu vurguladı. Tanık ve mağdur yaratma çabalarının olduğunu ifade eden Temizöz, şu anda Cizre´de rüzgarın tersine döndürülmeye yönelik çalışmaların olduğunu, çocukların ateş yakarak yol kestiklerini, bu tablonun kendilerini haklı çıkardığını belirtti. Kendisi hakkında delil olmadığı gibi görgüye dayalı mağdur beyanı da olmadığının altını çizen Temizöz, Ben bir kamu görevlisiyim. Bizim de bir itibarımız var. 9 aydır tutukluyum. Tutukluluğum devam ederse, maddi ve teknik delillerin bu duruşmada açıklanmasını istiyorum. Şüphe üzerine tutuklanmışsam lehime karar verilmesini istiyorum. Tahliyemi talep ediyorum. şeklinde savunma yaptı. Sanık avukatları da mağdur ifadelerinin çelişkilerle dolu olduğunu öne sürdü. Dosyada maddi ve teknik delillerden yoksun olduğunu savunan sanık avukatları, Tutukluluk bir tedbirdir. Ancak bu tedbir olmaktan çıkıp infaza dönüşmüştür. Müvekkillerimiz 9 aydır tutuludur. Bundan sonraki tutukluluk vicdanınızı ve hukuku kanatır. Eğer kanatmaz diyorsanız tahliye talep etmeyeceğiz. Ancak resen de olsa tahliyelerini talep ediyoruz. dedi. Mahkeme heyeti verdiği aranın ardından sanıkların tutukluluk haline karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. ( Zaman)
(05 Aralık 2009, 09:28), son güncel.: (06 Aralık 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Temizöz´le ilgili tüm manşetlerimiz
Cemal Temizöz iddianamesinin tamamı
Temizöz hakkında hazırlanan iddianame ve açılan dava haberimiz