İzmir'deki 'askeri casusluk' soruşturmasında, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerinin sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddialarına ilişkin 33'ü tutuklu 83 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
18.11.2017 14:44 İzmir'deki 'askeri casusluk' soruşturmasında, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerinin sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddialarına ilişkin 33'ü tutuklu 83 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
14.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt alınan duruşmaya bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ile taraf avukatları katıldı.
Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan, 'askeri casuslukta kumpas' davasıyla birleştirilen 'Emniyet Genel Müdür Yardımcılarına kumpas' davasının tutuklu sanıklarından eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç savunmasını yaptı.
İddia makamının kendi lehine olan delileri toplamadığını ve bu nedenle maddi gerçeğe ulaşamadığını ileri süren Ardıç, hakkındaki örgütün gizli haberleşme programı ByLock kullanıcısı olduğu iddiasına ilişkin savunma yaptı.
Ardıç, ByLock uygulamasını ilk duyduğunda cezaevinde olduğunu ve ByLock kullanmadığına emin olduğunu belirterek, 'Ama indirdim mi indirmedim mi bilemem. Günde bir sürü program indiriyoruz. İndirdiğiniz programı beğeniyorsanız kullanırsınız. ByLock bir iletişim uygulaması. ByLock kullanıcısı olmakla suçlandığım zaman ByLock'u araştırmaya başladım.' dedi.
Cumhuriyet savcısı Ardıç'ın ByLock uygulamasına ilişkin detaylı bilgiler vermesi ve ByLock'a ilişkin bakan ve siyasi parti liderlerinin demeçleri ve gazetelerde yer alan haberleri anlatmasına tepki gösterdi.
Savcı, 'ByLock konusunda bu kadar uzmansanız kullandınız mı kullanmadınız mı söyleyin. Bakanların, gazetelerin sözleri bizleri ilgilendirmiyor. Kendi savunmanızı yapın.' dedi.
Ardıç'ın 'ByLock konusunda uzman değilim.' sözleri üzerine savcı 'Nasıl bu kadar biliyorsun o kadar' şeklinde yanıt verdi. Ardıç'ın 'MİT raporuna dayanarak' demesi üzerine savcı, 'MİT raporunun başka detayları var onu da söyleyin o zaman. Savunmadan öte siyaset yapmaya başladınız. Savunma yapın lütfen.' dedi.
Tutuksuz sanık halen görevde olan 1. Sınıf Emniyet Müdürü Yüksel Türkal, 3 FETÖ davasında sanık, müşteki ve tanık olarak dinlenildiğini belirterek, mağdur olduğunu ifade etti.
Yüksel Türkal, eski emniyet genel müdür yardımcıları Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü'ye kumpas planlanırken onların teknik takibe alınmasına ilişkin belgeleri kendisinin imzalamadığını belirtti.
15.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt alınan duruşmaya bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Tanıklardan emekli polis memuru Hasan Kol, FETÖ'nün yapılanmasının polis içerisinde çok yoğun gerçekleştiğini, polisler arasında himmet toplandığına şahit olduğunu, sanıklar arasında yer alan eski istihbarat personelinden bir kısmının FETÖ üyesi olduğu ve sohbetlere gittiğini bildiğini kaydetti.
Tanıklar arasında yer alan polis memuru Ufuk Şara, eski İzmir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın'ın sözlü talimatıyla Organize Şube Müdürlüğünde görev aldığını dile getirerek, askeri casusluk soruşturmasındaki evrakın çıktısını alıp tasnif etme işlemlerinde 3 istihbarat personeli ile çalıştığını ancak herhangi bir evraka imza atmadığını ifade etti.
SEGBİS'le duruşmayı takip eden tutuklu sanıklardan eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, hakkındaki suçlamaların subjektif olduğunu ve kabul etmediğini belirtti.
Mahkeme heyeti tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına ve tanıkların dinlenilmesine karar vererek duruşmayı yarına erteledi.
16.11.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir'deki 'askeri casusluk' soruşturmasında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerinin sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddiasına ilişkin 33'ü tutuklu 83 sanığın yargılanmasına devam edildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt altına alınan duruşmaya bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müşteki emekli albay Coşkun Başbuğ ile taraf avukatları katıldı.
Tanık olarak dinlenen eski İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, 2009 yılında İstanbul'a tayinin çıktığını ve 'askeri casusluk' soruşturmasına ilişkin bilgisinin olmadığını iddia etti.
Çapkın, görevde bulunduğu dönemde eski İzmir Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı tutuklu sanık Ahmet Pek'in kendisini arayarak tutuklu sanıklardan Mustafa Çil'i, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele şube müdürü olarak ataması konusunda ısrar ettiğini belirtti.
FETÖ'nün 'askeri casusluk' soruşturmasında delil olarak gösterdiği dijital veri tabanı 'Pandora'da kendisinin de fişlendiğini söyleyen Çapkın, davada müşteki olarak yer almak istediğini kaydetti.
Müşteki Coşkun Başbuğ, Çapkın'a, 'İstanbul Emniyet Müdürlüğü döneminde kamuoyunda kumpas olarak bilinen davalarda herhangi bir operasyon, soruşturma yürüttünüz mü?' sorusunu yöneltti.
Mahkeme Başkanı'nın da sorunun davayla ilgisi olmadığını söylemesi üzerine müşteki Başbuğ, 'Bütün kumpas davaları tek örgütün. Şahitlik yaptırdığınız kişi aynı örgütün başka bir dosyasından tutuklu, bunun tanıklığı ne derece geçerli olur. Bozacı şıracı işine döndü.' şeklinde konuştu.
Mahkeme Başkanı, bunun üzerine 'Kanunda yeri var, dinleyebiliriz.' yanıtını verdi.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen tutuklu sanık eski il emniyet müdür yardımcısı Müjdat Karagöz ise 'askeri casusluk' soruşturmasının kendisi göreve gelmeden 1,5 yıl önce başladığını, bu soruşturmada 5 ay çalıştığını ve soruşturma belgelerinde 7 imzasının olduğunu iddia etti.
Karagöz, 2 telefonuna ByLock indirdiği ve kullandığı iddiasına ilişkin de 'ByLock iddiası hakkımda tutuklanmaya yönelik yakalama kararı çıkartıldığında yoktu.' dedi.
'Bu işte bir gariplik var'
Tanık olarak dinlenen, meslekten ihraç edilen eski polis memuru Şahap Köse de emniyetteki FETÖ yapılanmasından ve 'askeri casusluk' soruşturmasından haberinin olmadığını ileri sürdü.
Müşteki Başbuğ, sanığa, 'Gülistan Köse, eşiniz mi?' diye sordu. Tanığın Gülistan Köşe'nin eşi olduğunu doğrulaması üzerine Başbuğ, 'Şu an bu salonda mı? sorusunu yöneltti. Köse, 'Evet.' yanıtını verdi.
Başbuğ, 'Eşinin şu an salonda avukatlık yapmak üzere bir kısım sanıkların müdafisi doğru mudur?' dedi.
Köse'nin doğrulaması üzerine, Başbuğ, 'Benim vurgulamak istediğim husus bu. Bu işte bir gariplik var. (Hüseyin Çapkın'ı kastederek) Aynı örgüte ait başka bir dosyada sanık olan kişiyi tanık olarak dinliyorsunuz. Yine bu davada da eşi bu dosyanın sanıklarından birisinin müdafisi olan kişiyi siz tanık olarak dinliyorsunuz. Ben bu kişinin tanıklığının yok sayılmasını talep ediyorum.' şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İDDİANAME
'Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma' iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar e-posta üzerine başlatılan ve aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, şubat ayında tüm sanıkların beraatine hükmetmişti.
Sahte deliller üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada ise 25 kişi tutuklanmış, 5 zanlı daha sonra tahliye edilmişti. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianame İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
İddianamede, sanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleri kapsamında, 'silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği, örgüt faaliyetleri kapsamında devlet ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek, iftira, kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç delillerini yok etmek, gizlemek, değiştirmek ve suç uydurmak' gibi suçlamalar yer alıyor.
Mevcut dosya 10 Temmuz 2017'de verilen ara kararla dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya'ya kurulduğu iddia edilen kumpas davası ile birleştirilmesinin ardından sanık sayısı 33'ü tutuklu olmak üzere 83'e yükselmişti.
Paralel yapı-03 Kasım (2015) 'İzmir 83 sanık (ilk: 68 sanık) Askeri Casusluk Kumpası' davası
Paralel yapı-31 Mart (2016) 'İzmir emniyet müdürlerine kumpas 26 sanık' davası
(18 Kasım 2017, 14:44)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: