Anayasa Mahkemesi Albay Çiçek imzalı Eylem Planı´nın orijinalinin ortaya çıkmasıyla başlayan tartışmalara ışık tutacak bir karara imza attı. Albay Dursun Çiçek imzalı ´İrticayla Mücadele Eylem Planı´nın ıslak imzalı nüshasını gönderen ihbarcı subayın kimliğinin tartışıldığı bugünlerde mahkeme, verdiği kararla ´Belge gerçekse kimliğe bakılmaz´ görüşüne vardı. CHP´nin itirazını reddeden mahkemenin kararı, üyesi Osman Paksüt´ü de üzdü. Karara muhalefet eden Paksüt´ün gerekçesi: ´Kurumlar yıpranabilir.´ Albay Çiçek´in sanık olarak yer aldığı Ergenekon soruşturmasında eşi Ferda Paksüt de sanık olan Osman Paksüt, Ergenekon soruşturmasına karşı tavrıyla biliniyor, üstelik kendisi de Ergenekon sanıklarına telefonla mahkemenin kararlarını önceden açıklamakla suçlanıp yargılandı. Ergenekon sanıklarını teknik takibe alan Ergenekon savcıları, Paksüt´ün halen firari durumda olan Turan Çömez´e bilgi aktardığını tespit edince bu durumu mahkemeye ilettiler. Üyelerini yargılamaya tek yetkili olan Anayasa Mahkemesi, yaptığı incelemede Paksüt´ün dinlemeye takılan görüşmelerinin CMK´nın 135 ve 138. maddesine göre, tesadüfen ele geçtiği için yasal delil niteliğinde olmadığı ileri sürüldü. Bu sebeple soruşturma açılmasına gerek olmadığı belirtildi. Karara, üye Serruh Kaleli muhalefet etti. Kaleli, muhalefet şerhinde, dinlemeye takılan görüşmelerde Paksüt´ün üç görüşmede örgüt üyesi şüphelisi şahıslara ve bir basın mensubuna parti kapatma davası sürecine ait, toplumda karışıklık meydana getirme niyetli bilgi sızdırdığını ve görevini kötüye kullandığını vurguladı.
Anayasa Mahkemesi: Belge gerçekse ihbarcı önemli değil
Anayasa Mahkemesi Albay Çiçek imzalı Eylem Planı´nın orijinalinin ortaya çıkmasıyla başlayan tartışmalara ışık tutacak bir karara imza attı. Albay Dursun Çiçek imzalı ´İrticayla Mücadele Eylem Planı´nın ıslak imzalı nüshasını gönderen ihbarcı subayın kimliğinin tartışıldığı bugünlerde mahkeme, verdiği kararla ´Belge gerçekse kimliğe bakılmaz´ görüşüne vardı. CHP´nin itirazını reddeden mahkemenin kararı, üyesi Osman Paksüt´ü de üzdü. Karara muhalefet eden Paksüt´ün gerekçesi: ´Kurumlar yıpranabilir.´ Albay Çiçek´in sanık olarak yer aldığı Ergenekon soruşturmasında eşi Ferda Paksüt de sanık olan Osman Paksüt, Ergenekon soruşturmasına karşı tavrıyla biliniyor, üstelik kendisi de Ergenekon sanıklarına telefonla mahkemenin kararlarını önceden açıklamakla suçlanıp yargılandı. Ergenekon sanıklarını teknik takibe alan Ergenekon savcıları, Paksüt´ün halen firari durumda olan Turan Çömez´e bilgi aktardığını tespit edince bu durumu mahkemeye ilettiler. Üyelerini yargılamaya tek yetkili olan Anayasa Mahkemesi, yaptığı incelemede Paksüt´ün dinlemeye takılan görüşmelerinin CMK´nın 135 ve 138. maddesine göre, tesadüfen ele geçtiği için yasal delil niteliğinde olmadığı ileri sürüldü. Bu sebeple soruşturma açılmasına gerek olmadığı belirtildi. Karara, üye Serruh Kaleli muhalefet etti. Kaleli, muhalefet şerhinde, dinlemeye takılan görüşmelerde Paksüt´ün üç görüşmede örgüt üyesi şüphelisi şahıslara ve bir basın mensubuna parti kapatma davası sürecine ait, toplumda karışıklık meydana getirme niyetli bilgi sızdırdığını ve görevini kötüye kullandığını vurguladı.
CHP ve Paksüt itiraz etti
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun, 4 Aralık 1999´da Resmi Gazete´de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. TBMM, kanunun ´İşleme konulmayacak ihbar ve şikayetler´ konulu bölümünü içeren 4. maddesinde 17 Temmuz 2004´te değişikliğe gidilerek ´İddiaların, sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş olması halinde ad, soyad ve imza ile iş veya ikametgah adresinin doğruluğu şartı aranmaz´ hükmünü ekledi. CHP yapılan değişikliğin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi´ne dava açtı. Anayasa Mahkemesi, belge doğruysa ihbarcının kimliğinin olması şartına gerek görmeyen düzenlemede CHP´nin iptal istemini reddetti. Yüksek Mahkeme´nin gerekçeli kararı ise Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlanan İrticayla Mücadele Eylem Planı ile ilgili ıslak imza tartışmalarına ışık tuttu.
Anayasa Mahkemesi: Düzeleme yetkisi Meclis´in.. Takdirine müdahale edilemez
Gerekçeli kararda, İptal istemine konu kuralda, suç işlendiğine ilişkin iddiaların, sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş olması halinde ad, soyad ve imza ile iş veya ikametgah adresinin doğruluğu şartının aranmayacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla kural, delillendirilebilen ihbar ve şikayetlerde, ihbar ve şikayet eden kişinin kimliğinin önemli olmadığını, bu nitelikteki ihbar ve şikayetlerin işleme konulacağını düzenlemiş olmaktadır denildi. Mahkeme, düzenleme yetkisinin Meclis´te olduğunu belirterek, Meclis´in takdirine müdahale edilemeyeceğini açıkladı.
Osman Paksüt itiraz etti: Kurumlar yıpratılabilir
Anayasa Mahkemesi´nin bu kararına Başkanvekili Osman Paksüt karşı çıktı. Albay Çiçek´in sanık olarak yer aldığı Ergenekon soruşturmasında eşi Ferda Paksüt de sanık olan Osman Paksüt, karşı oy yazısında şu görüşü savundu: İddiaların, sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konması halinde ihbar ve şikayetlerde ad, soyad, imza ve adres şartlarının aranmayacağını öngören kuralla, belgelerin sıhhatinden şüphe duyup duymamak idarenin takdirine bırakılmakta, henüz yargı kararı ile gerçekliği kanıtlanmamış belgelerin kesin delil gibi kabul edilmesi yolu açılmaktadır. Ustaca hazırlanmış sahte belgelerle kimliği belirsiz kişilerce yapılacak ihbarlar üzerine soruşturma açılarak kişi ve kurumların yıpratılmasını olanaklı hale getiren kural, yarattığı belirsizlik ve keyfilik nedeniyle Anayasa´nın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesine, ayrıca masumiyet karinesini ihlal ettiğinden 38. maddesine aykırıdır. ( Bugün)
(04 Aralık 2009, 10:15)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
AYM üyesi Osman Paksüt´ün Ergenekon sanıklarına bilgi aktarmaktan yargılanması
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi