Bursa'da, 15 Temmuz gecesi gözaltına alınan ilk isim olan, çantasında 'sıkıyönetim atama listeleri' ve 'yeni yapılanma' dokümanı ele geçirilen eski Bursa Jandarma Komutanı albay Yurdakul Akkuş ile 15 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Tanık olarak dinlenen İl Jandarma Komutan Yardımcısı Albay Latif Oygür, 15 Temmuz gecesi komutanlıkta yaşananlara ilişkin güvenlik kamerası görüntülerinin kaybolduğuna yönelik bilgiler aktardı.
04.11.2017 14:22 Bursa'da, 15 Temmuz gecesi gözaltına alınan ilk isim olan, çantasında 'sıkıyönetim atama listeleri' ve 'yeni yapılanma' dokümanı ele geçirilen eski Bursa Jandarma Komutanı albay Yurdakul Akkuş ile 15 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
2 Kasım'da Bursa 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, 15 Temmuz gecesi Akkuş'u gözaltına alan ekipte yer alan polislerden bazıları ile İl Jandarma Komutan Yardımcısı Albay Latif Oygür tanık sıfatıyla dinlendi.
Darbe girişimi sırasında Bursa Garnizon ve Jandarma Bölge Komutanlığında yaşananları aktaran Oygür, o dönemde Bursa Garnizon ve Jandarma Bölge Komutanlığında Lojistik Şube Müdürü olarak görev yaptığını söyledi.
O akşam evindeyken bir yakınının telefon etmesiyle gelişmelerden haberdar olduğunu belirten Oygür, 'İl Jandarma Komutanlığında görevli bazı albayları aradım. Bir albayımız, bir kısım mesajlar geldiğini bunun darbe girişimi olabileceğini açıklayarak, Ankara'daki arkadaşlarından öğrendiği kadarıyla 'FETÖ'cüler darbe yapıyormuş' dedi.' diye konuştu.
Oygür, daha sonra kışlaya geçtiğini vurgulayarak, şunları aktardı:
'Silahımı alıp eşime kapıyı kimseye açmamasını söyleyip garnizona geçtim. Aracımla gidince bizim personelin bir kısmının toplandığını gördüm. O arada Seyfullah Saldık'la (Bursa Garnizon ve Jandarma Bölge Komutanı emekli Tümgeneral) Akkuş'un nizamiye girişinde tartıştıklarını gördüm. Bölge komutanı yüksek sesle 'ben bu olayı, böyle emri kabul etmiyorum, ölümü çiğnemeden giremezsiniz' diyerek bağırıyordu. Akkuş alçak sesle konuştuğu için sesini duyamadım. 'Bir emir var, emir gelmiş, konuşalım' diyordu Akkuş.'
Akkuş'un telefon görüşmeleri yapıp ayrılmasının ardından bazı personelin de onunla gittiğine işaret eden Oygür, şunları anlattı:
'Sonra ben uzaklaşınca Hakan Demirörs yüksek sesle 'İl Jandarma Komutanının emri, personel Osmangazi'ye geçiyoruz' diye talimat verdi. O zaman da çoğu ayrıldı, hatta silahlanıp geri gelmelerinden korktum. Büyük oranda azalan personelin kalanı da gitti biz birkaç kişiyle kaldık orada. Komutanımıza 'Osmangazi İlçe Jandarma Komutanlığına gittiler büyük ihtimalle toplanıp buraya gelecekler' dedim. Silahlanıp gelecekler, çatışma olacak diye düşündüm.'
Oygür, o gece herkesin potansiyel şüpheli olduğunu düşündüklerini anlatarak, 'O zaman tek bilinen Akkuş'tu bu harekete kalkışan, onun da adı listeden çıktı diye biliyoruz. Sonrasında polis geldi Akkuş'u aldılar.' dedi.
'Muhabereyi bilen birilerinin sadece o günkü görüntüleri silmesi'
Bursa İl Jandarma ile Garnizon ve Jandarma Bölge Komutanlığının aynı askeri kampüs içinde yer aldığına dikkati çeken Oygür, şunları kaydetti:
'Girişleri aynı kapıdan olur komutanlıkların, kamera sistemi İl Jandarma Komutanlığı bünyesinde takip edilir. Bir gün sonra emniyetle gidildiğinde kamera görüntülerinin silindiğini gördük, uzaktan erişimle veya oraya giderek silinmiş olabileceği söylendi. Muhabere sistemleri zarar görmemiş, bu da bizi muhabereyi bilen birilerinin sadece o günkü görüntüleri silmesi, başka kayıtlara dokunmaması, işi bilen birilerinin yaptığını düşündürdü bize.'
Duruşma diğer tanıkların dinlenmesiyle sürdü
Başbakanlık müdafi avukatı Rıfat Bakan, tüm şahit ve sanıkları dinlediği için mahkeme heyetine teşekkür ederek, 'Dün şahit olarak dinlediğimiz Latif Oygür, o gece şerefli bir Türk askerinin nasıl davranması gerektiğini yaptıklarıyla gösterdi. Oygür, silahını alıp, eşiyle vedalaşıp hemen kışlasına geliyor ve kanunsuz emre itaat etmiyor. Darbeci komutanın emrine uymuyor. Sanıklar ise, 'duymadık, bilmiyoruz, izindeydik, haberimiz yoktu darbeden' diyorlar. Salağa yatıyorlar, bizi de salak sanıyorlar ki bu sanıklar tahliye istiyorlar. Burada olması gereken Oygür gibi silahını alıp devletin ve milletin hizmetinde olmak. Biz kaç gündür bu senaryoyu izliyoruz. Burada whatsapp yazışmaları var. Saat 20.15'ten itibaren sanıklar darbe girişimiyle ilgili aralarında yazışıyorlar. Kimin olaya vakıf olduğunu bu yazışmalar gösteriyor. Darbe gecesinde kayıtlar silindi. Görüntülerin silinmiş olması başlı başına vahamettir. Bu konuda ayrı bir soruşturma açılması gerekiyor. Buradan suç duyurusunda da bulunuyorum. O görüntüler korunmalıydı' diye konuştu.
Şahitlerin dinlenmesinin ardından mahkemeye taleplerini ileten eski Bursa Jandarma Alay Komutanı Albay Yurdakul Akkuş, aleyhteki beyanlarını kabul etmediğini söyledi. Kendisine kumpas kurulduğunu öne süren Akkuş, 'Bir sanığın ifadeleri çok vahimdir. Bizi cezaevinde tanıdığını söyledi. Ben bu arkadaşlarla 'Yürüyün, şurada iki tane koyun var, yakalayalım' desem, yakalayamayız. Mal varlığım üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasını istiyorum. Tahliyemi talep ediyorum' diye konuştu.
Mahkeme heyeti cumhuriyet savcısının mütalaasının ardından Hacı Hüseyin Ç.'nin adli kontrol şartıyla tahliyesine, tutuksuz sanıkların duruşmadan vareste tutulmasına ve sanıklar Hacı Hüseyin Ç. ve Kemal Ş. ile Yurdakul Akkuş'un mal varlıkları üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'Bursa 16 sanık Jandarma İl Komutanı Albay Yurdakul Akkuş dahil' davası
(04 Kasım 2017, 14:22)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: