FETÖ/PDY'nin medya yapılanmasında yer aldıkları iddiasıyla aralarında Atilla Taş, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Murat Aksoy'un da bulunduğu, 23'ü tutuklu 2'si firari 29 sanığın yargılanmasına devam edildi.
29.10.2017 14:38 FETÖ/PDY'nin medya yapılanmasında yer aldıkları iddiasıyla aralarında Atilla Taş, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Murat Aksoy'un da bulunduğu, 23'ü tutuklu 2'si firari 29 sanığın yargılanmasına devam edildi.
24 Ekim'de Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada 23'ü tutuklu 26 sanık hazır bulundu. Mahkeme başkanı ilgili kurumlardan istenen bazı raporların dava dosyasına ulaştığını açıkladı.
BANK ASYA HESAPLARI
Sanıkların Bank Asya'da hesabının bulunup bulunmadığı, var olan hesaplarda örgüt talimatı sonrasında şüpheli bir durumun olup olmadığına ilişkin bilgilerin yer aldığı raporda, aralarında Atilla Taş'ın da bulunduğu 6 sanığın Bank Asya'da hesabının bulunmadığı kaydedildi. Tutuklu 4 sanığın ise Bank Asya'daki hesaplarının şüpheli olduğu, diğer sanıkların ise bankada hesabının bulunduğu ancak hayatın olağan akışına aykırı bir hareketin söz konusu olmadığı belirtildi.
6 SANIKTA BİNLERCE KEZ BYLOCK GÖRÜŞME KAYDI İDDİASI
Daha sonra 6 kişinin Bylock kaydının olduğu yönünde gelen yazı okundu. Yazı içeriğinde sanıklardan Ufuk Şanlı'nın 3 bin, Davut Aydın'ın 3 bin 91, Seyit Kılıç'ın 3 bin 541, Bülent Ceyhan'ın 5 bin 227, Mutlu Çölgeçen'in 20 bin 668, Oğuz Usluer'in 20 bin 119 görüşme kaydının bulunduğu bilgisine yer verildi.
Mahkeme Başkanı Akıncı, gelen evrak ve raporlara ilişkin sanık ve avukatlara beyanlarını sordu.
Söz alan tutuklu sanık Abdullah Kılıç, hakkında Bank Asya ile ilgili gelen raporun doğru olduğunu belirterek, 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ'yü hem darbe girişimi günü hem bugün tekrar lanetlediğini dile getirdi.
Kılıç, FETÖ'ye iltisakı nedeniyle KHK ile kapatılan Meydan gazetesinde yazarlık yaptığı için suçlandığını belirterek, köşesinde 'Cemaat' ve 'Fuatavni' ile ilgili yazılarının ardından önce haftalık yazı sayısının düşürüldüğünü, daha sonra da işten çıkarıldığını söyledi.
Bu örgüte üye olmadığını savunan sanık Kılıç, FETÖ ile ilgili 15 Temmuz darbe girişiminden önce yaptığı haberleri anlattı.
Duruşmada söz verilen sanıklar ve avukatları tahliyesi talebinde bulundu. Taleplere ilişkin görüşü sorulan duruşma savcısı Atilla Taş ile Murat Aksoy'un tahliyesine, diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Ara karar oluşturan mahkeme heyeti, Atilla Taş, Murat Aksoy ve Davut Aydın'ın tahliyesine hükmetti. Diğer tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 4 Aralık 2017'ye erteledi.
TAHLİYE GEREKÇESİ
Atilla Taş, Murat Aksoy ve Davut Aydın'ın tahliye gerekçeleri ise 2 gün sonra 26 Ekim'de ortaya çıktı.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık ve avukatların taleplerine ilişkin verdiği ara kararda, daha önce duruşmaya çağrılan ancak gelmeyen 3 tanığın zorla getirilmesi kararlaştırıldı.
Kararda, sanıklar Atilla Taş ve Murat Aksoy'un 'tutuklulukta geçirdikleri süre, suç vasfının değişme ihtimali' nazara alınarak adli kontrol şartıyla tahliye edilmelerine karar verildiği belirtildi. Adli kontrol kapsamında Taş ve Aksoy'un yurt dışına çıkış yasağı konulurken, ayda iki kez karakola giderek imza atmaları şartı getirildi.
Davut Aydın, sağlık sorunları nedeniyle tahliye edildi
Tutuklu sanık Davut Aydın'ın atılı eylemleri gerçekleştirdiği ve tutuklama sebeplerinde bir değişiklik bulunmadığının anlaşıldığı belirtilen ara kararda, 'dosyaya yansıyan raporlar ve görülen fiziksel sağlık durumu itibarıyla bazı hastalıklara sahip olduğu, kilosunun 42 olduğu, mevcut durumu itibarıyla tutukluluk halinin devamının sağlığı açısından telafisi mümkün olmayan zarar ve sonuçlar doğurma ihtimali bulunduğu hususunda mahkemece kanaat oluşması' gerekçeleriyle Aydın'ın tahliyesine karar verildiği kaydedildi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Cuma Ulus, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habip Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammet Sait Kuloğlu, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Ünal Tanık, Yakup Çetin ve Yekin Yıldız'ın 'dosyadaki mevcut delil durumu dikkate alınarak kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut olguların bulunması, 15 Temmuz gecesi FETÖ/PDY terör örgütü tarafından teşebbüs edilen kanlı darbe girişimi nedeniyle işin arz ettiği önem ve isnat olunan suç sebebiyle verilmesi beklenen cezanın miktarı nazara alınarak' tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Heyet, eksikliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı 4 Aralık'a erteledi.
DAVA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Murat Çağlak tarafından hazırlanan iddianamede, örgütün sosyal medyadaki propaganda aracı olan 'fuatavni' adlı hesabın kurucusu olduğu tespit edilen ve firari olduğu gerekçesiyle hakkında yakalama kararı çıkarılan sanık Said Sefa hakkında 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'silahlı terör örgütü yönetmek' suçundan da 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamede, sanıklar kapatılan Meydan gazetesinin yazarı Atilla Taş, yine kapatılan 'Rotahaber' sitesinin sahibi Ünal Tanık ile gazeteciler Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Bayram Kaya, Bülent Ceyhan, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Muhterem Tanık, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız hakkında da 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7,5 yıldan onbeşer yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları isteniyor.
Bu iddianameyi kabul eden İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde 31 Mart'ta yapılan duruşmada, tutuklu sanıklar Atilla Taş, Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Bayram Kaya, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Oğuz Usluer, Seyyid Kılıç, Yakup Çetin ve Yetkin Yıldız'ın tahliyesine karar vermişti.
Savcılık, sanıklar Hanım Büşra Erdal, Ahmet Memiş, Bayram Kaya, Cemal Azmi Kalyoncu, Cuma Ulus, Habib Güler, Halil İbrahim Balta ve Muhammet Said Kuloğlu'nun serbest bırakılmasına itirazda bulunulmuş, itirazı kabul eden İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi 8 sanık hakkında yeniden yakalama kararı çıkarmıştı.
Tahliye edilen ve aralarında Atilla Taş'ın da bulunduğu 13 sanık hakkında ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 'darbe teşebbüsü' soruşturması başlatılmış ve bu kişiler hakkında gözaltı kararı verilmişti. Böylece, yeni soruşturma ve dava kapsamında yapılan itiraz sonucunda tahliyelerine karar verilen 21 kişi, aynı gün yapılan itirazlar sonucu serbest bırakılmamıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan tarafından 13 şüpheliye ilişkin 'darbeye teşebbüs suçundan hazırlanan 314 sayfalık iddianamede, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılama sırasında serbest bırakılmalarına karar verilen sanıkların, elde edilen ve çözümlemesi yapılan ek deliller uyarınca, 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' ve 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçlarından gözaltına alındığı ve Ali Akkuş'un haricindekilerin tutuklandığı anımsatılıyor.
İddianamede, örgütün basın-yayın yapılanmasının, halk içerisinde taban kazanmak ve algı operasyonu yapmak amacıyla kullanılan en önemli araçları arasında yer aldığı belirtilerek, basın mensubu ya da STK temsilcisi sıfatıyla sağlanan ifade özgürlüğü ve kısmi dokunulmazlık imkanı ile legal yapının illegalite için hem maske görev sağlayarak gizlenme imkanı yarattığı hem de koruma zırhı sağladığı kaydediliyor. Örgütün kendisinden olmayanı itibarsızlaştırmaya, tasfiye etmeye, suçlu göstermeye yönelik haberlerle toplumun algısını şekillendirdiği ifade edilen iddianamede, iktidarla TSK'yı, TSK ile halkı ya da halk ile iktidarı karşı karşıya getirmeye yönelik her türlü faaliyeti destekleyerek bizzat organize ettiği anlatılıyor.
İddianamede, tüm sanıkların 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' ve 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor.
Bu 13 sanık hakkında aynı mahkemede açılan dava dosyası,18 Ağustos 2017'de yapılan duruşmada, 'örgüt üyeliği' hakkındaki dava dosyası ile birleştirilmişti.
Paralel yapı-22 Temmuz (2016) 'İstanbul 29 sanık Fuat Avni'nin Tespiti/İnternet-Sosyal Medya Yapılanması' davası
(29 Ekim 2017, 14:38)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: