İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde, İstanbul'daki Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün (FSM) kapatılması sırasında çıkan olaylarda 3 kişinin şehit edilmesi, 49 kişinin de yaralanmasına ilişkin 15'i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına başlandı.
21.10.2017 15:50 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde, İstanbul'daki Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün (FSM) kapatılması sırasında çıkan olaylarda 3 kişinin şehit edilmesi, 49 kişinin de yaralanmasına ilişkin 15'i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına başlandı.
16.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen davada 15 tutuklu sanık hazır bulundu.
Mahkeme kimlik tespitlerinin ardından iddianamenin özetini okumaya başladı.
Ardından sanıkların savunmalarına geçildi.
YUSUF YENTÜR
Tutuksuz sanık er Yusuf Yentür, 15 Temmuz günü Maltepe'deki 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda görevli olduğunu, komutanı eski üsteğmen Vedat Yıldız'ın emriyle eğitim tatbikatı yapılacak bahanesiyle tanka bindirilerek FSM'ye götürüldüklerini anlattı. Yentürk, köprüye vardıklarında halkın tankın etrafını sardığını ve kendilerine Türk bayrağı sallayarak tepki gösterdiğini bu duruma ilk olarak anlam veremediğini söyledi.
Yentür, 'Hiç tanktan çıkmadım. Sadece Yarbay Adnan Uygun'un tepki gösteren vatandaşa karşı önce havaya, sonra yere doğru ateş ettiğini, yerden seken bir mermiyle vatandaşın yaralandığını gördüm. Ben hiç silah kullanmadım. Polislere teslim olduk' dedi.
Polise teslim olduktan sonra FSM'deki polis noktasına götürüldüklerini anlatan Yentür, eski yarbay Adnan Uygun'un teslim olmasını isteyen polise 'Ölürüm silahımı teslim etmem' dediğine şahit olduğunu ifade etti.
MUHAMMED GÜMÜŞTAN
Daha sonra savunma yapan tutuksuz sanık Muhammed Gümüştan da, Kuleli Askeri Lisesi'nde hizmet bölüğünde bulaşık yıkamakla görevli olduğunu anlatarak, darbe teşebbüsünün yaşandığı 15 Temmuz'a kadar hiç silah kullanmadığını söyledi. Gümüştan, darbe gecesi kendisine Engin astsubay isminin yazılı olduğu silahın verildiğini belirterek, askeri araçlara FSM'ye gittiklerini anlattı. Köprüye vardıklarında komutanların sadece köprüyü kapatmaları emrini verdiklerini ileri süren Gümüştan, şöyle devam etti: 'Komutanlarımız kendi aralarında konuşuyorlardı. Bize birşey söylemiyorlardı. Trafiği önce dubalarla kapattık. Bir vatandaş yaklaşarak, Binbaşı Hanifi Ertosun'a 'Ben buradan geçecem. Öldürüyorsanız öldürün' dedi. Aralarına tartışma ve bağırışmalar oldu. Sonra o vatandaş binbaşıya 'Sen hainsin' dedi. Ne olduğunu anlayamadım. Darbeyi, hakim karşısına çıktığımızda öğrendim. Silahımı hiç kullanmadım. Kurma koluna bile dokunmadım'
Gümüştan, tutuklu sanık eski yarbay Adnan Uygun'un kendilerine 'silahlarınızı teslim etmeyin yoksa askerliğini bitmez' dediğini belirterek, bu emri dinlemediklerini ve polise teslim olduklarını sözlerine ekledi.
Duruşmada sanıkların çapraz sorgularının yapıldığı sırada müşteki avukatın sanıklardan bahsederken 'O hain komutanlar….' demesi sanık avukatı tarafından eleştirildi. Müvekkillinin henüz hüküm giymeyip, sanık sıfatıyla yargılandığını söyleyen avukata, müşteki ve izleyiciler tepki gösterdi. Müştekiler, 'Onlar, hain ve darbecidirler' diyince, mahkeme başkanı, duruşmanın düzeninin bozulmaması için uyarıda bulundu.
MERT FIRAT
Daha sonra söz alan tutuksuz sanık er Mert Fırat sanık kürsüsüne çıkarak o geceye ilişkin anlatımda bulundu. O da eğitim tatbikatı amacıyla FSM'ye götürüldüklerini söyledi. Fırat, FSM Köprüsü'ne geldikleri sırada araçlardan indirildiklerini, eski yarbay Adnan Uygun'un ise kendilerine 'Yaya veya motorlu kimseyi yaklaştırmayın' diye emir verdiğini söyledi.
Mahkeme heyeti başkanı Mustafa Çakar, tutuksuz sanık er Fırat'tan emri vereni teşhis etmesini isteyince, Fırat eski subayların yüzünü görmek istemediğini belirterek, arkasını dönmeden eliyle 'Bu…. Yüzünü görmek istemiyorum. Biz silahımızı polise teslim ederken onlar kaçmak için helikopter bekliyorlardı' dedi.
'Köprüde kimin silah sıktığını gördün mü?' şeklindeki soruya Fırat, 'Evet. Tank namlusunu döndürdüğünde bir vatandaşın tankın üzerinden yere düştüğünü gördüm. Üsteğmen Hanifi Ertosun ve Mustafa Ceylan vatandaşa doğru ateş ediyordu. Yarbay, 'direnen olursa sıkın' diye emir verdi.' şeklinde cevapladı. Yarbayın kendilerine direnen olursa sıkın dediğini ileri süren Fırat, Yarbay Ahmet Uygun, Binbaşı Hanifi Ertosun ile Üsteğmen Mustafa Ceylan'ın halka doğru ateş ettiklerini gördüğünü söyledi.
Yaşlı bir vatandaşın kendilerini uyardığını anlatan Fırat, bu kişinin kendilerine 'Siz, bizim canımızsınız. Size nasıl vururuz. Gidin buradan.' diye sitem ettiğini söyledi.
HÜSEYİN ASLANPINAR
Tutuksuz sanık er Hüseyin Aslanpınar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) duruşma salonuna bağlanarak ifade verdi.
Aslanpınar, Kuleli Askeri Lisesi'nde görevli olduğu bilgisini aktararak, 'Bir aylık askerdim. Bize tatbikat olacağı söylendi, herkesin cep telefonları toplatıldı. Yanında cep telefonu olanların cezalandırılacağı söylenmişti. Benim silahım yoktu. O gece bana silah zimmetlediler. Çok aceleci davranıyorlardı. Askeri araçlara paldır küldür bindirildik. Nereye gideceğimizi bize söylemediler.' ifadelerini kullandı.
FSM'deki polis noktasına geldiklerinde tutuklu sanık eski yarbay Adnan Uygun'un emriyle polis karakolunun güvenliğini sağlamak için karakolu çevrelediklerini ileri süren Aslanpınar, şöyle devam etti:
'Köprüye geldikten bir süre sonra Adnan yarbayın emriyle karakol çevresinde toplandık. Susamıştım. Polis karakoluna su içmek için girdiğimde televizyondan köprülerin askerler tarafından kapatıldığı haberini gördüm. Polislere ne olduğunu sorduğumda onlar da bize köprüye neden geldiğimizi sordu. Darbeci değilim, hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum. Halk kalabalıklaşmaya başladığı sırada polis karakoluna doğru tekrar koşmaya başladım ve polise silahımı teslim ettim.'
Mahkeme başkanı Çakar'ın 'Köprüdeki polis noktasını neden çevirdiniz. Terörist mi vardı?' sorusuna Aslanpınar, 'Hayır yoktu.' karşılığını verdi.
Duruşma diğer sanıkların savunmalarını yapmaları için yarına ertelendi.
17.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yapılan binadaki büyük salonda İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmada, tutuklu sanık eski uzman Çavuş Azim Alan, savunmasını tamamladı.
AZİM ALAN
Alan, FSM'ye geldikleri sırada vatandaşın tepkisiyle karşılaştıklarını anlatarak, 'Darbe olduğunu duyduğumda çekildim. Polis silahımızı istiyor, başımızdaki komutan 'vermem' diye inat ediyordu. Ben silahımı polise teslim ettim. Suçlamaları kabul etmiyorum. FETÖ'yle de bir alakam yok.' dedi.
Eski yarbay Adnan Uygun'un tankın etrafında toplanan vatandaşlara ateş ettiğini gördüğünü söyleyen Alan, '15 Temmuz ve öncesinde raporluydum ve izinliydim. 'Tatbikat var' diye birliğe çağırıldım. Tanklara bu kapsamda mühimmat yüklendi. Sonra kışla içinde tur attık. Nizamiye bölgesine geldiğimiz sırada terör saldırısı gerekçesiyle ve tugay komutanımızın emriyle kışla dışına çıkarıldık.' diye konuştu.
Darbe olduğunu anladığında çekildiğini ileri süren Alan, şöyle devam etti:
'Ben darbeci olsam, halka ateş eder, kimseyi o tanka yaklaştırmazdım. Polis karakoluna alındığımızda darbeyi orada öğrendim. Bu sırada eşim aradı, 'Canım darbe oluyormuş' dedi. Ben de, 'Günaydın, karakoldayım. Niye daha önce haber vermedin?' dedim.'
Mahkeme Heyeti Başkanı Mustafa Çakar'ın, 'Komutanın etrafa, vatandaşa ateş ediyor, halk size tepki gösteriyor. Sen hala darbeyi anlayamadın mı?' sorusuna Alan, 'Anormal bir durumun olduğunu anladım fakat bir şey yapamadım. Komutanı vursam etrafında halk var, hiçbir şey yapmadım, ne yapabilirim ki?' şeklinde yanıt verdi.
Mahkeme başkanından sanığa tepki
Alan'ın çapraz sorgusu sırasında tutuklu sanık eski üsteğmen Mustafa Ceyhan, Alan'a Diyarbakır'daki operasyonları hatırlatarak, tankların meskun mahalde, büyükşehirlerde operasyonlara katıldığı yönünde bilgisinin olup olmadığını sordu.
Araya giren Mahkeme Başkanı Çakar, sanık Ceyhan'a, 'O durumla bu durum bir mi? Orada çukurlar kazılıyor, bombalar patlıyor, teröristler ateş açıyor. Peki burada ne vardı' diye tepki gösterdi.
18.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
SAMET ÖZKÖK
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yapılan binadaki büyük salonda İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanan tutuksuz sanık Samet Özkök, Kuleli Askeri Lisesi'nde şoför er olarak görev yaptığını belirterek, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz günü ise Kuleli Askeri Lisesi'nde anormal bir hareketliliğin yaşandığını söyledi.
Kendisine zimmetli silahının olmadığını öne süren Özkök, 'Elime silah tutuşturdular. Numarası kayıtlıdır. Tatbikat dendi ama nereye gideceğimiz söylenmedi. Köprüye vardığımızda bizi sıraya soktular. Adnan Yarbay'la birlikte köprüdeki karakola gittik. Televizyondan 'TSK yönetime el koydu' yazıyordu. Adnan Yarbay, polislerle bir şeyler konuşuyordu.' dedi.
İSMAİL YİĞİT
SEGBİS'le bağlanan tutuksuz sanıklardan İsmail Yiğit de silah seslerini duyan vatandaşların tepkilerini daha da arttığını belirterek, eski yarbay Adnan Uygun'un vatandaşa hedef gözeterek silah sıktığını söyledi.
FSM Köprüsü'ne geldiklerinde Adnan yarbayın, askerlere 'Polisler artık bizim emrimizde' dediğini anlatan Yiğit, 'Halk üzerimize geliyordu. Adnan Yarbay da, 'Ben Hanifi Binbaşı gibi havaya sıkmam, adama sıkarım' dedi ve askerlere 'Üzerinize gelen olursa ateş edin' diye emir verdi. Adnan Yarbay'ın yere ateş ederek bir vatandaşı yaraladığını gördüm.' diye konuştu.
Yiğit'in SEGBİS'le savunmasın alındığı sırada söz alan bir sanık avukatının 'Sanıklardan rütbeli ve rütbesiz olarak bahsedilmesinden adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini düşünüyoruz ve müşteki avukatlarına tanınan hakkın bize de tanınmasını istiyoruz' talebine tepki gösteren Mahkeme Başkanı Mustafa Çakar, şunları söyledi:
'Bağımsız ve tarafsız mahkemeyiz. Üç gündür burada yargılama yapıyoruz, 28 sanığın savunması tamamlandı ve herkese eşit mesafedeyiz. Bu zamana kadar, müşteki ve sanık avukatları savunmasını yapan bütün sanıklara doğrudan soru sordu. Kimseyi engellemedik. Ayrıca, sizlerden de (sanık avukatları) sanıklardan rütbeli veya rütbesiz denilerek soru soranlar oldu. Biz, bir an önce maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını istiyoruz.'
19.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Davanın dördüncü duruşması başladı. İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yapılan binadaki büyük salonda görülen duruşmaya, 15 tutuklu sanık ve avukatları katıldı.
MURAT BERKMEN
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada görülen duruşmada, eski uzman tutuklu sanık Murat Berkmen, savunmasını tamamladı.
Berkmen, Maltepe 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda tank uzman çavuşu olarak görev yaptığını, 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında tank taburu eski yüzbaşı Vedat Yıldız'ın emriyle birliğe geldiğini iddia etti.
Berkmen, birliğe geç kaldığını öne sürerek, 'Alarm verilmişti. Ben, biraz telaş içindeydim. Birliğimizin denetleme ve Kahramanmaraş'a intikali söz konusuydu. O akşam, birliğimizde tanklar çalıştırılmıştı. Ben tanklara mühimmatın yüklendiğini gördüm.' dedi.
Bunun üzerine araya giren mahkeme başkanı Mustafa Çakar, 'Eee birliğe geldin. Neyin ne olduğunu sormadın mı? Kahramanmaraş'a mı gidiyordunuz?' sorusuna Berkmen, 'Tatbikat olduğunu öğrendim. Tugay komutanı ve bazı rütbelileri de orada görünce denetleme olduğunu düşündüm.' şeklinde yanıt verdi.
Savunmasına devam eden Berkmen, takım komutanları eski üsteğmen Mustafa Ceyhan'ın emriyle kışla dışına çıktıklarını ileri sürdü.
Tankın ezdiği araçtaki vatandaşa kimse müdahale etmedi
Berkmen, tanklarla FSM Köprüsü'ne intikal ettikleri sırada kimsenin kendilerini uyarmadıklarını kaydetti.
Konvoy hızıyla ilerlediklerini iddia eden Berkmen, 'Köprüye gelmeden önce önümüzdeki tank bariyere doğru yaklaştı, şeridini değiştirdi, ters yöne girdi. Tank kendi şeridinde değildi. Otomobil, tanka çarptı, aracın sürüklendiğini gördüm. Kaza yapan tanktan kimse inmedi, yola devam ettiler.' ifadelerini kullandı.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde vatandaşların kendilerine tepki gösterdiğini anlatan Berkmen, şöyle devam etti:
'Ellerinde Türk bayraklarıyla vatandaşlar geldi. 'Terör saldırısı var' diye uyardık. Adnan Yarbay'ın yere doğru ateş ettiğini, asfaltın kabardığını gördüm. Kendisine silahının namlusunu havaya kaldırmasını söyledim. Vatandaşın tepkisi artıyordu. Hemen tanka doğru koştum. Telsiz irtibatını kurarak, tankı çok yavaş hareket ettirdim. Bu sarada tankın üstünde kimse yoktu.'
Burada araya giren heyet başkanı Çakar, 'Tankı çok yavaş hareket ettirdiysen vatandaş nasıl üzerinden düşüyor, şehit ve yaralılar var?' sorusuna Berkmen, 'Ben de bunu anlamadım.' şeklinde yanıtladı.
GÖKHAN BOLU
Tutuksuz er Gökhan Bolu, darbe girişimini öğrendiği sırada hakkındaki 'polise ve halka karşı direndi' iddialarının doğru olmadığını şunları söyledi:
'Ben kimseye direnmedim. Bütün asker arkadaşlarımdan yaklaşık 5 dakika sonra mühimmatı ve üzerimdeki kompozit başlığı falan teslim ettim. Sadece silahımı ve tek kurşunumu vermedim. Ben canımdan vazgeçmiştim, o kurşunun da kendime sıkmak için tuttum. Vatan haini değilim, ben sadece bu ülkede vatan haini sıfatıyla nefes almaktan korkuyorum. Komutan dediğimiz adamlar halka kurşun sıkıyor.'
Bolu, hakkındaki suçlamaları reddederek, 'İnanıyorum ki, bu mahkeme suçluyu ve suçsuzu ayıracaktır.' dedi.
Duruşma, sanık savunmalarının tamamlanması için yarına ertelendi.
20.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında inşa edilen salondaki yapılan binadaki büyük salonda görülen duruşmaya, 15 tutuklu sanık ve avukatları katıldı.
Duruşmada, sanık ve müşteki avukatların talepleri alındı.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek, bir sonraki duruşmanın 2 Ocak 2018'de yapılmasını kararlaştırdı.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 15 Temmuz darbe girişiminde Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün tek taraflı kapatılması için o bölgeye sevk edilen bir yarbay, bir binbaşı, bir yüzbaşı, bir üsteğmen, 10 uzman çavuş ve 47 er olmak üzere toplam 61 sanığın eylemlerine yer veriliyor.
Darbe girişimini protesto etmek için köprüye giden vatandaşlardan Hasan Kaya, İsmail Kefal ve Şükrü Bayrakçı'nın şehit edildiği, 31'i ağır 49 kişinin de yaralandığı ifade edilen iddianamede, bu olaylara ilişkin detaylar anlatılıyor.
Köprüde şehit olan Hasan Kaya'yı sanıklardan eski yarbay Adnan Uygun'un, İsmail Kefal'i uzman çavuşlar Ferhat Kaymakcı, Murat Berkmen ve Ebubekir Yücel'in kullandığı aracın tankla ezmesi sonucu hayatını kaybettiği belirtilen iddianamede, Şükrü Bayrakçı'yı ise Üsteğmen Mustafa Ceyhan ve uzman çavuş Seyit Ahmet Gündüz'ün öldürdüğü kaydediliyor.
İddianamede, tutuklu sanık yarbay Adnan Uygun'un 'Anayasayı ihlal', 'TBMM ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' ve 'kasten öldürme' suçlarından dörder kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istenirken, 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçundan 7,5 ila 15 yıla kadar, '40 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs etme' suçundan 690 yıl ila bin 60 yıla kadar ve 'silahla kasten yaralama' suçundan da 6 ila 18 yıla kadar olmak üzere toplam 703 yıl 6 ay ila bin 93 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Üsteğmen Mustafa Ceyhan ve uzman çavuş Seyit Ahmet Gündüz için de aynı suçlardan dörder kez ağırlaştırılmış müebbet, '31 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve silahlı terör örgütüne yardım etme' suçlarından 541 yıl 6 aydan 838'er yıla kadar hapis cezası öngörülen iddianamede, uzman çavuşlar Ebubekir Yücel, Ferhat Kaymakcı ve Murat Berkmen'in de yine dörder kez ağırlaştırılmış müebbet, '39 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs, 3 kez hafif şekilde kasten yaralama ve silahlı terör örgütüne yardım etme' suçlarından da 680 yıl 6 aydan bin 51 yıl altışar aya kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Sanıklar Caner Omay, Erçin Keskin, Gökhan Bolu, Hilmi Ertuğrul, Onur Yeniburgaz ve Muhammet Hanifi Ertosun'un, 'Anayasayı ihlal' ve 'TBMM ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, diğer suçlardan 541 yıl 6 aydan 838'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, Ayhan Tüfekli, Azmi Alan, Bahadır Köse ve Oğuz Aktürk'ün de benzer şekilde üçer kez ağırlaştırılmış ve 7,5 yıldan 17'şer yıla kadar hapisle cezalandırılması öngörülüyor.
İddianamede, 45 sanığın da 'darbeye teşebbüs' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 'silahlı terör örgütüne yardım etme' suçundan ise 7,5 ila 15 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-05 Temmuz (2017) 'İstanbul 61 sanık Darbe Yap./Fatih Köprüsü İşgali' davası
(21 Ekim 2017, 15:50)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: