Adana'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında İncirlik 10. Tanker Üs Komutanlığında görevli 8'i pilot 10 eski subay hakkında, 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 15'er yıl hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi. Öte yandan İncirlik Üssü'ndeki 48 saatlik kayıtları isteyen savcılığa ABD'li generalin olumsuz yanıt verdiği ortaya çıktı. Harddiskteki verilerin kurtarılamayacağını da söyleyen Walker, özür dilediklerini belirtti.
14.10.2017 12:46 Adana'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında İncirlik 10. Tanker Üs Komutanlığında görevli 8'i pilot 10 eski subay hakkında, 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 15'er yıl hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi.
11 Ekim'deki gelişmeye göre, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca, üste görevliyken meslekten ihraç edilen subaylarla ilgili başlatılan soruşturma tamamlandı.
Cumhuriyet savcısı, örgütle bağlantısı olduğu iddia edilen İncirlik 10. Tanker Üs Komutanlığında Hava Pilot Üsteğmen olarak görev yaparken tutuklanan Burak İ. ve İbrahim U ile tutuksuz pilot üsteğmenler E.Y, H.İ, O.K, S.D, S.A. ve Ş.K ile istihbarat üsteğmen İ.G. ve hava savunma üsteğmeni A.G. hakkında iddianame hazırladı.
Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, 8'i pilot 10 eski subay hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 15'er yıl hapis cezası istendi.
Şüphelilerin, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçlarından ise kovuşturmalarına yer olmadığına karar verildi.
İddianamede, bazı eski subayların etkin pişmanlıktan faydalandığı aktarıldı.
İtirafçıların, FETÖ/PDY örgütü üyesi abilerin kendilerini ortaokul eğitimleri sırasında bulduğunu ve askeri okullara hazırladıklarını anlattığı aktarılan iddianamede, bu kişilerle görüşmelere Hava Harp Okulu döneminde de devam edildiği belirtildi.
İddianamede sanık pilotlar ve diğer subayların, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün üyesi olduğu, terör örgütünün, yasal olmayan faaliyetleri ile (şantaj, tehdit, yasadışı dinleme vb) devlet otoritesini kendi amaçları doğrultusunda baskı altına almak, devleti yönlendirmek, alternatif bir otorite olarak ortaya çıkmak ve neticede devlet otoritesini tamamıyla ele geçirmek şeklinde tezahür eden siyasi hedef ve ideolojisini benimsedikleri belirtildi.
Askeri öğrencileri bezdirmeye çalışmışlar
Şüphelilerin kendi rızalarıyla örgütün hiyerarşik yapısına devamlı katılma iradesi ile dahil oldukları ifade edilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
'Sadece örgüte sempati duymak düzeyinde ilgi göstermekle kalmayıp, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olarak hukuki literatürde tanımlanabilecek 'organik bir bağ' ile FETÖ/PDY'ye gönül verdikleri ve bu örgüte bağlandıkları, bu bağlamda örgüte bağlılıklarını göstermek amacıyla TSK'nın içinde bulunan örgüt mensubu şahıslarla iletişim kurdukları, gerçekleştirilen operasyonlar neticesinde haklarında adli işlem yapılan örgüt mensubu askeri personelin samimiyetle verdikleri ifade beyanlarından ve elde edilen delillerden yola çıkılarak, Hava Harp Okulu öğrencilerinin katıldığı eğitimlerde Lider-KADET öğrencilerinin başında bulundukları ve örgütün kendisinden olmayan veya kendilerine itaat etmeyenlere yönelik açık bir şekilde bezdirme ve okuldan ayrılmalarına yönelik bir uygulama olan 'Şok Mangası ve Fırsat Eğitimi' uygulamasına cemaat mensubu olarak grup içerisinde katıldıkları, beyanlarından da anlaşılacağı üzere, örgütün cemaat yapılanması adı altında oluşturmuş olduğu evlerinde kaldıkları, sohbetlerine ve toplantılarına katıldıkları, örgüt ele başı olan Fetullah Gülen'e ait videoları izledikleri, Fetullah Gülen'e ait kitaplar okudukları, himmet adı altında maaşının bir kısmını verdikleri anlaşılmıştır.'
PİLOTLARIN İTİRAFLARI
Adana'da yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında haklarında 'silahlı terör örgütü üyeliği'nden dava açılan, aralarında İncirlik 10. Tanker Üs Komutanlığında görevli pilotların da bulunduğu 10 eski askerden bazıları, etkin pişmanlıktan faydalanarak örgütün Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) yönelik faaliyetlerine ilişkin bilgi verdi.
Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 121 sayfalık iddianamede, eski pilotların ağırlıklı olduğu 2'si tutuklu 10 sanıktan bazılarının askeri okullara nasıl girdiği ve örgütten aldıkları talimatlara ilişkin itirafları aktarıldı.
Üste görevli eski hava savunma subayı A.G, 6. ya da 7. sınıfta okurken arkadaşının önerisi üzerine cemaatle tanıştığını belirtti.
A.G, askeri liseye başladıktan sonra ev abisinin dışarıda kendisiyle üç haftada bir buluştuğunu anlatarak, şunları kaydetti:
'Buralarda sohbet edip, namaz kılıyor ve kitap okuyorduk. Bu sırada ev abisi Bayram, bana askeri okulda bulunduğum dönemde namazlarımı ima ile kılmamı, abdestlerimi teyemmümle almamı, oruçlarımı hafta sonları kaza etmemi ve tutmamamı söyledi. Lise 2. sınıfın ortalarında cemaatin istememesine karşın kız arkadaşım oldu. Bunun öğrenilmesi üzerine cezalar almaya başladım.
'Hareketlerine dikkat et, şefkat tokadı yiyorsun. Kız arkadaşından ayrıl.' gibi konuşmalar yapıldı.'
Hava Harp Okulunda geçirdiği döneme ilişkin de bilgi veren A.G, göreve başladıktan sonra ilk maaşının tamamının, diğer maaşlarının da yüzde 15 ile banka promosyon ücretlerinin cemaat tarafından kendisinden istendiğini söyledi.
Kola ve bisküviyle kandırmışlar
Eski pilot üsteğmen E.Y. de ortaokulda okul bahçesinde futbol oynarken yanına gelen 'Celal' isimli kişinin kola ve büskivi gibi yiyecekler vererek öğrenci evine davet ettiğini belirtti.
Cemaatle bu şekilde tanıştığını kaydeden E.Y, Heybeliada Deniz Lisesini kazanınca ev abisi Celal'in kendisini kutlayıp kol saati hediye ettiğini dile getirdi.
E.Y, cemaatten ayrılmaya karar vermesi üzerine yaşadıklarını ise şöyle anlattı:
'Ev abisi Celal'e, cemaate mensup kişilerin, askeri liselerden ve ordudan ihraç edilip haklarında adli işlem yapılacağını öğrendiğimden dolayı görüşmelere gelmeyi bıraktığımı söyledim. Kendisi bunun üzerine bana mensup olduğu cemaatin irticai faaliyet yürütmediğini, devlete, millete faydalı, herhangi bir karşılık beklemeyen bir hizmet hareketi olduğunu, bu sebeple de benim gibi kişilerin cemaat mensubu olarak ordu içinde yer almamız gerektiğini, aksi takdirde bizim yerimize gelecek kişilerin ateist, vatana, orduya zarar verebilecek kişilerin olabileceğini söyleyerek, Fetullah Gülen cemaatini benim gözümde aklamaya çalıştı.
2008 yılına kadar Fetullah Gülen cemaatine mensup herhangi bir kişi ile ilişki ve irtibatım olmadı. Bu yüzden, okul idarecileri tarafından tarafıma basit nedenlerden dolayı çeşitli disiplin cezaları uygulandı ve disiplin kuruluna çıkarıldım, bunun yanında ders notlarında hak etmediğim sonuçlarla kötüleşme sonrası yaz döneminde bütünleme sınavlarına kaldım. 2008 yılında Askeri Deniz Lisesini tamamlayıp sağlık muayenelerini geçtikten sonra Hava Harp Okulunun öğrenci seçme uçuşuna katılmaya hak kazandım.'
Okul seçmelerinde de cemaatin kendisine baskı yaptığını belirten E.Y, 'Hava Harp Okulundaki öğrencilik hayatım başladı fakat kamplarda maruz kaldığım baskıların bitmediğini okul başlayınca anladım. Örnek verecek olursak 2 ay boyunca yine basit nedenlerden dolayı çarşı izinlerim iptal oldu, oda hapsine tabi tutuldum, disiplin puanım bu nedenle hızlı bir şekilde düştü.' ifadelerini kullandı.
'Sana uygulanan baskıları kaldırtabiliriz'
E.Y, örgüt elemanı 'Celal' isimli kişiyle Ankara'da markette karşılaştığını dile getirerek, itiraflarını şöyle sürdürdü:
'Okul durumumu sordu. Kendisine aldığım cezalardan dolayı okuldan atılabileceğimi söyledim. Bunun üzerine beni birileriyle tanıştırdı. Bir araçta iki kişi geldi. Şahıslar benim okul numaramı, adımı, soyadımı, bulunduğum filo kısım komutanlarımı ve liderler gibi bilgileri alıp bunları not ettiler. Bana yapılan baskıların kendilerine mensup yani Hava Harp Okulu içindeki Fetullah Gülen cemaatine mensup kişiler tarafından bilinçli olarak yapıldığını söyleyip, 'Eğer bizimle görüşmeye devam edersen sana uygulanan baskıları kaldırtabiliriz, okul hayatını sorunsuz bir şekilde tamamlayıp mesleğine başlamanı sağlayabiliriz.' diyerek bana düşüncemi sordular.
Ben de almış olduğum cezaları düşünerek okuldan atılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmamak için iki haftada bir yapılan hafta sonu görüşmelerine katılacağımı söyledim. Okulda yattığım esnada gece yarısı yanıma gelen birisi beni uyandırarak, 'Nasılsın? Bir sıkıntın var mı? Sıkıntın olduğunda bana gelebilirsin.' dedi. Hafta sonu görüşmesinin okul içerisinde benim için ilk etkisini görmüş oldum.'
Ankara 4. Ana Jet Üs Komutanlığı 143. Filo Komutanlığına 2014 yılında atandığında 'cemaat abileri'nden Ferhat'ın, maaşlarından yüzde 10'unu himmet olarak aldığını, bankanın maaş alırken verdiği promosyon parasını da istediğini belirten E.Y, örgütün gazetesi Zaman ve dergisi Sızıntı'ya abone olduğunu kaydetti.
'Fetullah Gülen gelse bile kendini belli etmeyeceksin'
Pilot Üsteğmen O.K. de dershanedeki öğretmenlerin ders çalışma bahanesiyle cemaate girmelerine neden olduğunu söyledi.
'Ev abiliği'ni 'Zahid' ismindeki kişinin yaptığını belirten O.K, şu bilgileri verdi:
'Ev abisi bizim gibi dinini bilen, ahlaklı, vatanını seven insanların TSK içerisinde yer alması gerektiğini söyleyerek bizi askeri okullara girmemiz konusunda yönlendirmeye başladı. Büyük abiler, birkaç kez evde bizleri toplayarak mülakat esnasında ne tür soruların sorulacağıyla ilgili prova yaptırdılar. Bize mülakatta cemaatle herhangi bir bağlantımın olup olmadığı, cemaate ait evlere, okullara ve dershanelere gidip gitmediğimi, Zaman gazetesi ve Sızıntı dergisi okuyup okumadığım gibi soruların sorulabileceğini, bu tür sorular karşısında çok soğukkanlı olmamı ve cemaatle herhangi bir bağlantımın olmadığını söylememi istediler.'
Cemaatin Deniz Lisesine gitmesini istediğini ancak kabul etmediğini anlatan O.K, Kuleli Askeri Lisesine gitmesinin istendiğini ancak ailesinin İzmir'de yaşaması nedeniyle Maltepe Askeri Lisesine gitmek istediğini söyleyerek bu okulu tercih ettiğini kaydetti.
'Abilerin Deniz Kuvvetlerinde daha çok cemaat mensubu öğrenciye ihtiyaç duyulması sebebiyle Deniz Kuvvetlerini tercih etmemi istediklerini, ayrıca kendi ailesine yakın yerde okuyanların cemaatten ayrılma ihtimalinin yüksek olması nedeniyle öğrencileri ailelerinden uzak tutmaya çalıştıklarını anladım.' diyen O.K, şunları dile getirdi:
'Askeri okula başlamadan önce abiler, 'Okulda senden başka cemaat mensubu yok, burada kendini kesinlikle açığa çıkartmayacaksın, Fetullah Gülen gelse bile kendini belli etmeyeceksin, kesinlikle en samimi arkadaşına dahi cemaat mensubu olduğunu söylemeyeceksin, namazlarını ima yoluyla kılacaksın, oruç tutmayacaksın, cuma ve bayram namazlarına gitmeyeceksin, dindar olduğunu kimseye belli etmeyeceksin, evine arkadaşlarını getirmeyeceksin, arkadaşların ailenin yaşam tarzını öğrenmesin.' talimatı verdi.
'Evinde dini motifli herhangi bir şey olmasın. Eğer yoksa evinize Atatürk portresi asın, evinizi TSK'dan ziyarete gelebilirler, daha önceden cemaate ait öğrenci evine beraber geldiğin arkadaşlarınla irtibatını kes. Etrafında cemaatçi olduğunu bilen kimse kalmasın' diye söylediler.'
Promosyon parasıyla tuvalet yaptırıyorlarmış
Hava Pilot Üsteğmen Ş.S. de ortaokul döneminde gittiği dershanede cemaatle tanıştığını anlatarak, 'Ev abisi, askeri okullara müracaatta istenen aile fotoğraflarından başı kapalı olan annemin açık fotoğrafını koymamı, yoksa sıkıntı olabileceğini söyledi ancak annem bunu kabul etmedi. İsmini hatırlamadığım yapı içerisinden bir abi gelerek askeri okul mülakatlarında nasıl davranmamız gerektiğini bizlere söyledi. Örneğin, caminin neyi çağrıştırdığı sorulduğunda 'Namaz' cevabı vermeyip 'Minare' denebileceğini, çarşaf sorulduğunda örtünecek bir şey değil, yatak gibi farklı şeylerin söylenebileceğini, bu şekilde cemaatten olduğumuzun açığa çıkmayacağını söyledi.' ifadelerini kullandı.
Maaşının yüzde 15'inin himmet olarak istendiğini belirten Ş.S, 'İstediklerini vermekten başka şansım yoktu çünkü karşı gelirsem sıkıntılar yaşayabileceğimi okul aşamasında görmüştüm. Bankanın bizlere verdiği promosyon parasını haram olduğu gerekçesiyle mutlaka alıyorlardı. Ben hatta 'Madem haram, neden siz alıyorsunuz?' dediğimde bana, 'Biz bu paralarla tuvalet yaptırıyoruz.' dediler.' beyanında bulundu.
Ailesi ve kendi isteği doğrultusunda memleketten akrabası olan bayanla sözlendiğini dile getiren Ş.S, şu bilgileri paylaştı:
'Bunu yapı içinden duyduktan sonra Z.B, eve gelerek bana sözü atmam için baskı yapmaya başladı. 'Bizim istediğimiz bir kişi ile evlenebilirsin, bizden habersiz neden böyle bir işe kalkıştın?' dedi. 'Eğer evlenirsen mutlaka şefkat tokadı yersin.' diyordu. Ben bu baskılarla sözlümden de ayrılmak zorunda kaldım. Eğer ayrılmasaydım pilot olma şansım da yoktu. Beni Afyon'da bilmediğim bir adrese götürerek burada bir bayan ile tanıştırdılar ve bu bayanla istemem halinde evlendirebileceklerini söylediler.
Ben kabul etmeyince bu olay orada kapandı ancak ben zaten F-16 pilotu da olduğum için artık bu yapıdan kopmanın zamanı geldi, 'bana yapabilecekleri bir şey kalmadı' düşüncesiyle bu buluşmaya gitmedim. Daha sonraki süreçte birçok kez telefonla aramasına rağmen telefonlara bakmadım.'
ABD'Lİ KOMUTANDAN SAVCIYA OLUMSUZ YANIT
Öte yandan 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturmada, İncirlik Üssü'ndeki 48 saatlik kayıtların istendiği ABD'li generalin, talebe olumsuz yanıt verdiği de ortaya çıktı.
15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, İncirlik Üssü'ndeki 48 saatlik kayıtların Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nca istendiğini, İncirlik'teki ABD'li 39. Hava Üssü Kanadı Komutanı Albay John J. Walker'ın ise talebe olumsuz yanıt verdiği ortaya çıktı.
Adana Cumhuriyet Savcılığı, yürütülen soruşturma nedeniyle 22 Eylül 2016 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı 10. Tanker Üs Komutanlığı'na yazı yazdı. Komutanlık'tan darbe girişimi sırasında İncirlik Üssü'ndeki 48 saatlik RAPCON (Radar Approach Control-Radar Yaklaşma Kontrolü) kayıtlarını istedi. Kayıtların tutulmasından ABD Hava Kuvvetleri Birimi sorumluydu. Bu nedenle 10. Tanker Üs Komutanı Tuğgeneral İsmail Günaydın, söz konusu talebi RAPCON kayıtlarını tutan 39. Hava Üssü Kanadı Komutanlığı'na iletti.
AMERİKALI ALBAY: MAALESEF, ÖZÜR DİLERİZ
Oda TV'nin haberine göre; 39. Hava Üssü Kanadı Komutanı Albay John J. Walker söz konusu talebe olumsuz yanıt verdi. Walker yanıtında 'Maalesef, sistem ses verilerini ve radar taramalarını 45 gün kayıt altında tutabiliyor. 45. gün yeni veriler eskilerin üzerine kaydediliyor' ifadelerini kullanırken bu nedenle 15-16 Temmuz tarihlerindeki 48 saatlik kaydı veremeyeceklerini belitti. Bu verilerin kurtarılamayacağını söyleyen Walker, 'Bu sistem sınırlamasından dolayı meydana gelebilecek aksaklıklardan ötürü özür dileriz' dedi.
(14 Ekim 2017, 12:46)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: