Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, aralarında dönemin eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı Korgeneral Metin İyidil'in de bulunduğu 7 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi. Öte yandan, İzmir'de görülen "Askeri casusluk kumpas davasından" tutuklu sanık Koçyiğit hakkında İzmir'de "FETÖ üyesi olmak" suçundan dava açıldığı, bunun, bugünkü davayla birleştirildiği belirtildi.
14.10.2017 13:15 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin, aralarında dönemin eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı Korgeneral Metin İyidil'in de bulunduğu 7 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
09.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Metin İyidil, tutuksuz sanık Mehmet Topçu, Abdullah Barutçu ve avukatları ile şikayetçi Başbakanlığın avukatı katıldı.
Sanık eski EDOK Kurmay Başkanı Tümgeneral Hamza Koçyiğit ile İzmir 2 Nolu F Tipi Cezaevinden telekonferansla bağlantı kuruldu. Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu, HTS kayıtlarına ilişkin bilirkişiden rapor istendiğini, Başbakanlık ve TBMM'nin müdahillik talebinde bulunduğunu aktardı.
Duruşmada ardından telekonferansla bağlantı kurulan sanık Koçyiğit'in savunması alındı.
'İddianamede bana atfedilen bütün suçlamaları' reddediyorum diyerek savunmasına başlayan Koçyiğit, 15 Temmuz'da Türk devletinin, TSK içinde yuvalanmış FETÖ mensuplarınca ele geçirilmek istendiğini söyledi.
Hain örgüt mensuplarının Cumhurbaşkanına, TBMM'ye, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine ve masum insanlara ateş açmasına şahit olunduğunu kaydeden Koçyiğit, '15 Temmuz darbe girişimini lanetliyorum. Benimle husumeti olanların hazırladığı düzmece tahkikat raporu ayrıntılı incelenmeden, ifademe dahi başvurulmadan darbeci hainlerle aynı muameleye maruz kalmak benim için onur kırıcıdır. Milletime ihanet etmedim. Gerek darbe girişimi öncesindeki meslek yaşantımda gerekse darbe girişimi gecesi devletime ve milletime sahip çıktım. Ben FETÖ'cü değilim.' diye konuştu.
Hakkındaki iki idari tahkikat raporundan birinde kusursuz, diğerinde kusurlu bulunduğunu iddia eden Koçyiğit, kusurlu gösterildiği tahkikat raporuna yönelik eleştirilerde bulundu.
-'Ben 'önce ailem' diyerek eve gitmedim'
Koçyiğit, 15 Temmuz 2016'da eşiyle düğüne gittiğini, saat 22.00 sıralarında evde tek başına olan oğlunun kendisini arayarak uçakların alçak uçuş yaptığını söylediğini anlatarak, şunları kaydetti:
'Düğün salonunda bir hareketlenme gördüm. Düğünden çıkınca önce eşimi oğlumun yanına bırakmayı planladım. Trafik durmuştu. Çok zaman kaybedeceğimi düşünerek eşimle birlikte, şahsi aracım ve düğün kıyafetiyle EDOK karargahına gittim. Hasta çocuğum evde tek başınayken, şahsi aracım ve düğün kıyafetiyle eşimi EDOK komutanlığına getiriyorum, sonra kadın başına lojmanlara gönderiyorum. Ben 'önce ailem' diyerek eve gitmedim. Eve gitsem, karargaha dönüşüm gece 02.00-03.00'ü bulabilirdi. Karargaha gelmeseydim, nöbetçi amir konuya vakıf olmadığından darbe girişimi mesajlarını dağıtmış olacaktı. Benim gibi her komutan kışla tedbirini alsaydı, darbe girişimi olmazdı.'
Koçyiğit, dönemin EDOK Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu'nun derdest edilerek konutundan alındığının söylendiğini, nöbetçi amirin getirdiği emirlerde Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün isminin olduğunu gördüğünü anlatan Koçyiğit, 'Darbe girişiminin bir cunta faaliyeti olabileceğine kanaat getirdiğini' söyledi.
Astlarına darbeciler tarafından yayınlanan 'izindeki personelin çağırılması mesajının iptali' ve 'darbecilerin emirlerinin hiçbirine uyulmayacağının duyurulması' emirlerini verdiğini iddia eden Koçyiğit, aynı zamanda astlarından, karargah dışına çıkan olmadığını öğrendiğini anlattı.
Koçyiğit, darbeye destek veren birlik komutanlarının belirlenmesini ve karargahta emniyet tedbirlerinin artırılmasını karargahta bulunduğu sırada astlarına söylediğini savundu.
-'Kızım şoka girmişti'
Sanık Koçyiğit, Merasim Sokak'ta yaşanan bombalı terör saldırısına yakından şahit olan kızının bu yönde olaylar karşısında şoka girdiğini, 15 Temmuz gecesi de aynı şoku yaşadığını anlattı.
Koçyiğit, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla halkın sokağa çıkmaya başlaması ve saat 01.00'de Ümit Dündar'ın da televizyonda konuşmasının ardından darbe girişiminin başarısız olacağının belli olması üzerine kızını sakinleştirmek üzere bulunduğu eve gittiğini ileri sürdü.
Kızının akşam saatlerinde, doğum yapan eski Üsteğmen Saadet US'a hayırlı olsun ziyaretine gittiğini, olayların çıkması nedeniyle US'un evinde kaldığını öğrendiğini belirten Koçyiğit, 'Darbe girişiminin geçmesini darbeci US'ların evinde beklediğim iddiasını reddediyorum. Bu kişileri tanımıyordum. Kızım bebek görmeye gitmişti. O evde kaldığı ve şoka girdiği için yanına gitmek zorunda kaldım.' şeklinde savunma yaptı.
Kızıyla ilgilendikten sonra sabah saatlerine karşı tekrar komutanlığa döndüğünü belirten Hamza Koçyiğit, 16 Temmuz'da darbe girişimine karşı imzaladığı çizelgeler bulunduğunu anlattı.
Darbeye teşebbüs suçundan başka bir davada tutuklu bulunan eski general Yıldırım Güvenç'in, kendisine 'Akıncı Üssü'nde derdest edilen komutanların teslim alınacağını' söyleyerek, bu nedenle pilot bulmasını istediğini aktaran Koçyiğit, 'Kim darbeci, kim değil bilemem, nasıl bulayım' dediği Güvenç'ten, 'Bulamazsan Divan-ı Harpliksin' yanıtını aldığını öne sürdü.
Bunun üzerine güvenilir pilotlar aramaya başladığını, bir kaç kişiyi arayarak emirleri ilettiğini savunan Koçyiğit, bu sırada Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni vurma emrini verdiği belirtilen darbeci pilot Halil Gül'ü de aradığını ancak 'Şu anda havadayım' demesi üzerine Gül'ün darbeci olduğunu anladığını ileri sürdü.
Hamza Koçyiğit, ardından pilot ihtiyacı olmadığının söylenmesi üzerine, Güvenç'i arayarak, 'pilotların hazır olduğunu ancak şu an ihtiyaç bulunmadığı' konusunu ilettiğini aktardı. Bu konunun da idari tahkikat raporuna yanlış yansıtıldığını iddia eden Koçyiğit, idari tahkikat raporuyla kendisine kumpas kurulduğunu öne sürdü.
Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu'nun, 'İdari tahkikat heyetinin sana husumeti nedir? Heyetteki Ahmet Kasa'nın seninle husumeti ne?' sorusu üzerine sanık Koçyiğit, '2014-2016 yılları arasında onunla çalıştım. Çok yavaştır. Çok ikaz ettiğim, hiç takdir vermediğim bir subay olarak bana husumet duymaktadır. Kurmay Başkan olduktan sonra personel güvenlik incelemesini devam ettirdim. Kasa ile ilgili de inceleme yapılmasını talep ettim.' dedi.
Adil Öksüz'ün okul arkadaşı üsteğmen
Akıncı Üssü'nde darbeyi yöneten firari Adil Öksüz'ün okul arkadaşı Öğretmen Üsteğmen Mehmet Akçakara ile 16 Temmuz'da yaptığı görüşmeye de yanıt veren sanık Koçyiğit, 16 Temmuz sabahı makamında otururken, tanımadığı bir üsteğmenin gelerek darbeciler tarafından alıkonulanlara pide almak için araç istediğini savundu.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Otçu, 'EDOK'ta yüzlerce albay, bir o kadar yarbay var. Onların altında binbaşılar, onların altında yüzbaşılar var. Askeri hiyerarşide bir üsteğmenin iki generalin odasına böyle rahat girmesi olağan bir husus mu? Biraz tuhaf değil mi, normalde bir üsteğmen generallerin odasına rahatça girebiliyor mu?' diye sordu.
Koçyiğit, kapısının kapalı olduğunu, eski Üsteğmen Mehmet Akçakara'nın, emir astsubayına ne diyerek içeri girdiğini bilmediğini iddia etti.
Mahkeme Başkanı Otçu'nun, 'Bu üsteğmene, 'Araç işi bana mı kaldı, git albaylardan iste' demedin mi? Hem de sivil araçla darbe girişiminin sabahı 50-60 pideyle Genelkurmaya girebilir mi?' sorusu üzerine Koçyiğit, 'Bana da pek güven vermedi zaten. O nedenle araç verdim. Ama 'Ya dediği doğruysa' diye düşündüm. Üsteğmeni tanımıyorum, normalde tanımadığım birisine herhangi biri de olsa yardım ederdim. Çok önemli bir konu görüşmek istediğini söyleyince, herkese yaptığım gibi aynı yakınlığı göstererek yardımcı olmaya çalıştım.' şeklinde konuştu.
Koçyiğit, gizli tanık 'Abdullah'ın hakkındaki beyanlarını da kabul etmeyerek, bu gizli tanığın asılsız beyanları nedeniyle yargılandığını iddia etti.
Koçyiğit savunmasında, görev yaptığı dönemde, 17-25 Aralık'tan önce okula giren askeri öğrenciler hakkında soruşturma yaptırdığını, 46 öğrencinin atıldığını anlatarak, bu sebeple FETÖ'cülerin kendisine kin beslediğini öne sürdü.
TSK'daki bilgi ve belgeleri Fetullah Gülen'e iletilmek üzere kendisinden sorumlu kişilere aktarmakla suçlandığına dikkati çeken Koçyiğit, hayatının hiçbir döneminde FETÖ'cülerle işbirliği yapmadığını savundu.
Koçyiğit, daha önce Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı komutanlığı yaptığını ifade ederek, 'FETÖ'cü olsam bu göreve atanır mıydım?' dedi ve bu göreve kendisini Ergenekon davası sanıklarından İsmail Hakkı Pekin'in getirdiğini söyledi.
Koçyiğit, hayatı boyunca dini cemaat ve yapılara uzak durduğunu ileri sürdü. Aleyhindeki ifadeleri reddeden Koçyiğit, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu, savunmasının ardından Koçyiğit'e, 'Kendi aracın da bulunduğu halde oğlun ve eşinin yanına gitmen gerekirken, yanında kocası ve başka yetişkin kişiler bulunan kızının yanına niye gittin? Kızın da daha sonra ihraç edilen iki askeri hakimin evindeymiş' sorusunu yöneltti.
Koçyiğit, kızının Merasim Sokak'taki patlamadan sonra şok geçirdiğini, o gece de etkilendiğini ifade ederek, 'Onu sakinleştirmem gerekiyordu. Damadım benden yardım istemek zorunda kaldı. Ben kızımın yanına gittiğimde eşim daha lojmanlar bölgesindeydi. Oranın güvensiz olduğunu görüp, sonra dışarı çıkmışlar' dedi.
Başkan Otçu'nun 'Saat 23.00 ile 01.30 arasında bazı birlik komutanlarını aradığınızı söylediniz. Konuştuğunuz hiç kimse 'Ben ihtilal safındayım.' demedi mi?' sorusu üzerine Koçyiğit, '7 veya 8 birlikle görüştüm. Hepsi ihtilale karşıydı. Sabah saatlerinde aradıklarımın çoğu da darbeye karışmıştı ama söylemediler.' yanıtını verdi.
Başkan Otçu, Koçyiğit'in savunmasını tamamlamasının ardından davanın yarın 11.30'a ertelendiğini bildirdi.
Öte yandan, İzmir'de görülen 'Askeri casusluk kumpas davasından' tutuklu sanık Koçyiğit hakkında İzmir'de 'FETÖ üyesi olmak' suçundan dava açıldığı, bunun, bugünkü davayla birleştirildiği belirtildi.
10.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, sanık avukatları ile şikayetçi Başbakanlık'ın avukatı katıldı. Davaya, dünkü oturumda savunma yapan sanık eski EDOK Kurmay Başkanı Hamza Koçyiğit'in çapraz sorgusuyla devam edildi.
Tutuklu sanık İyidil'in avukatı Abdullah Kaya, sanık Hamza Koçyiğit'in savunmasında, müvekkili Metin İyidil ile bir kez görüştüğünü söylediğini, HTS kayıtlarında ise 4 iletişim kaydının bulunduğunu belirterek, bu çelişkiyi açıklamasını istedi. Sanık Koçyiğit soruyu, 'O gece yapılan aramalar HTS kayıtlarında 4 kez gözükse de ben bu aramaları hiç fark etmedim, o yüzden cevap veremedim. Zaten sabah saatlerinde kendisini aradım ve EDOK faaliyetleriyle ilgili bilgi verdim.' diye cevapladı.
Darbe girişiminin yaşandığı gece eşinin, firar eden eski Tuğgeneral Ali Kalyoncu'nun eşi ile olup olmadığı yönündeki soru üzerine Koçyiğit, bunun doğru olmadığını ve eşinin lojman bölgesinde sığınakta olduğunu beyan etti.
Ara karar
Hamza Koçyiğit'in sorgusunun ardından, sanık ve avukatların taleplerini dinleyen mahkeme heyeti, verilen molanın ardından ara kararını açıkladı.
Mahkeme Başkanı Hüsamettin Otçu, iddianamede adı geçen eski Korgeneral Yıldırım Güvenç ve bazı eski askeri personelin haklarında hazırlanmış iddianame ve dava dosyalarının incelenmek üzere dava dosyasına eklenilmesine, sanık beyanlarında yer alan bazı kişilerin gelecek celse tanık olarak dinlenilmesine, tutuklu sanıklar Metin İyidil, Lütfü İhsan Yanıkoğlu ve Hamza Koçyiğit'in tutukluluk hallerinin devamına karar verildiğini açıkladı.
Müşteki kurumlar Başbakanlık ve TBMM'nin davaya katılma talebini kabul ettiklerini açıklayan Otçu, gelecek celsenin 30 Kasım'da yapılacağını bildirdi.
İDDİANAME
Sanıklar Metin İyidil ve Hamza Koçyiğit'in yanı sıra suç tarihinde korgeneral rütbesiyle KKK EDOK Okullar Komutanı olan Abdullah Barutcu, tuğgeneral rütbesiyle EDOK Harekat Eğitim ve Öğretim Başkanı olan Lütfü İhsan Yanıkoğlu, tuğgeneral rütbesiyle EDOK Muharebe Geliştirme Başkanı olan Mehmet Topçu, binbaşı rütbesiyle EDOK Muhabere Geliştirme Başkanlığı Alınan Dersler Merkezi Faaliyet Gözlem Kısmında Gözlem Subayı Ersal Duman ve albay rütbesiyle EDOK Eğitim Yöneticisi ve Öğretmen Yetiştirme Okul Komutanlığı Harekat ve İstihbarat Subayı Süleyman Güven'in yargılandığı davada, Güven dışındakilerin 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor.
İyidil'in 'silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek', diğer sanıkların ise 'silahlı terör örgütü üyesi olmak' suçundan ayrıca cezalandırılmaları talep ediliyor.
İddianamede, Koçyiğit'in, darbe girişimi sırasında EDOK Karargahına gelen darbe mesajlarının uygulanmasına dair talimat verdiğine ilişkin tutanak ve beyanlar bulunduğu belirtiliyor.
Koçyiğit'in, 'olay gecesi birliğinden ayrılarak sabah saatlerine kadar FETÖ mensubu olan ve darbeciler tarafından sözde Sıkıyönetim Mahkemesi Hakimi olarak görevlendirilen Akif US isimli askeri hakimin evinde beklediği' kaydedilen iddianamede, Koçyiğit'in darbenin bastırılmasının akabinde EDOK Karargah ceridelerinde kendisi ve diğer sanıklar lehine değişiklikler yaptırmaya çalıştığı bildiriliyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-13 Haziran (2017) 'Ankara 7 sanık Darbe Yap./EDOK Komutanları' davası
Paralel yapı-07 Temmuz (2016) 'İzmir 102 sanık Askeri Casusluk Kumpası ve TSK yapılanması' davası
(14 Ekim 2017, 13:15)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: