Deniz Kuvvetleri eski komutanı Erdil´in yargılandığı davada tanık olan emekli Albay Varımlı, Göztepe´de 10. kattaki dairesinden düşerek hayatını kaybetti. Aynı davanın hakimi de intihar etmişti. Varımlı´nın inanç sahibi ve namaz kılan bir insan olduğu, düşme sonucu meydana gelen ölüm olayının da sabah namazını kıldıktan sonra meydana geldiği yakınlarınca bildiriliyor. Polisçe çok yönlü soruşturulmaya başlanan Varımlı´nın ölümü için yakın mesai arkadaşı olan eski DYP Genel Sekreteri Tevfik Diker, Ergenekon´a dikkat çekti. Varımlı´nın Ergenekon davası kapsamında Savcı Zekeriya Öz´e ifade verdiğine dikkat çeken Diker, ´Varımlı bana sürekli olarak yolsuzlukla ilgili belgeler getiriyordu. Başka konularda bilgi belge sahibi bir insandı. Bunların karanlıkta kalmasını istemiyordu. Özel Kuvvetler´de görev yaptı. Albay Varımlı, eski Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök´e çok yakındı. Özkök´ün Cumhurbaşkanı olmasını çok istiyordu. Albay Varımlı, bana sürekli ´Başbakan Erdoğan´ın Kasımpaşa´dan çocukluk arkadaşı olduğunu ve beraber top koşturduklarını´ anlatırdı. Ergenekon Davası sanıklarından Emekli Orgeneral Şener Eruygur´a çok karşıydı. Albay Varımlı, MSB Teftiş Dairesi Başkanlığı´ndan sonra Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı´ndan emekli oldu. Albay Varımlı, Ayışığı-Sarıkız gibi darbe planları hakkında bilgi sahibi olduğunu hissettirirdi ve bunları dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök´e ilettiğini anlatıyordu. Albay Varımlı´nın bilgileri, elindeki muhtemel belgeler ve bazı davalara müdahil olması onu tehdit altına almaya yeter ve artar. Dolayısıyla Albay Varımlı´nın intiharını sıradan bir intihar vakası olarak değerlendirmek yanlıştır. Varımlı´nın Ergenekon yapılanmasını rahatsız ettiği kanaatindeyim. Albay Varımlı´nın intihar olayına Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz el atmalıdır´ diye konuştu.
21.11.2009 11:00 Deniz Kuvvetleri eski komutanı Erdil´in yargılandığı davada tanık olan emekli Albay Varımlı, Göztepe´de 10. kattaki dairesinden düşerek hayatını kaybetti. Aynı davanın hakimi de intihar etmişti. Varımlı´nın inanç sahibi ve namaz kılan bir insan olduğu, düşme sonucu meydana gelen ölüm olayının da sabah namazını kıldıktan sonra meydana geldiği yakınlarınca bildiriliyor. Polisçe çok yönlü soruşturulmaya başlanan Varımlı´nın ölümü için yakın mesai arkadaşı olan eski DYP Genel Sekreteri Tevfik Diker, Ergenekon´a dikkat çekti. Varımlı´nın Ergenekon davası kapsamında Savcı Zekeriya Öz´e ifade verdiğine dikkat çeken Diker, ´Varımlı bana sürekli olarak yolsuzlukla ilgili belgeler getiriyordu. Başka konularda bilgi belge sahibi bir insandı. Bunların karanlıkta kalmasını istemiyordu. Özel Kuvvetler´de görev yaptı. Albay Varımlı, eski Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök´e çok yakındı. Özkök´ün Cumhurbaşkanı olmasını çok istiyordu. Albay Varımlı, bana sürekli ´Başbakan Erdoğan´ın Kasımpaşa´dan çocukluk arkadaşı olduğunu ve beraber top koşturduklarını´ anlatırdı. Ergenekon Davası sanıklarından Emekli Orgeneral Şener Eruygur´a çok karşıydı. Albay Varımlı, MSB Teftiş Dairesi Başkanlığı´ndan sonra Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı´ndan emekli oldu. Albay Varımlı, Ayışığı-Sarıkız gibi darbe planları hakkında bilgi sahibi olduğunu hissettirirdi ve bunları dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök´e ilettiğini anlatıyordu. Albay Varımlı´nın bilgileri, elindeki muhtemel belgeler ve bazı davalara müdahil olması onu tehdit altına almaya yeter ve artar. Dolayısıyla Albay Varımlı´nın intiharını sıradan bir intihar vakası olarak değerlendirmek yanlıştır. Varımlı´nın Ergenekon yapılanmasını rahatsız ettiği kanaatindeyim. Albay Varımlı´nın intihar olayına Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz el atmalıdır´ diye konuştu.
Genelkurmay´dan belge sızdırmada rol almış olabilir mi?
İstanbul´da evinin önünde ölü bulunan Varımlı için polis intihar da dahil tüm ihtimaller üzerinde duruluyor. Ancak Varımlı´nın Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral İlhami Erdil davasında kilit isim olması, Emekli Oramiral Özden Örnek´in darbe günlüklerinde isminin geçmesi ve Ergenekon davası kapsamında Savcı Zekeriya Öz´e ifade vermesi ile geçmişte görev yaptığı kurumlar nedeniyle geride bir dizi şüphe ve soru işareti bıraktı. Bir dönem aynı kurumda görev yapan mesai arkadaşı Tevfik Diker, Albay Varımlı´nın ölümüyle ilgili ilginç iddialarda bulundu. CİHAN´a konuşan Diker, Varımlı´nın ölümünün sıradan bir ölüm olmadığının altını çizdi. Diker, Varımlı´nın ölümünde Ergenekon yapılanmasının müdahalesinin olabileceğini ileri sürdü.
Özkök´e yakın, Eruygur´a karşıydı
Yolsuzlukla Mücadele Derneği Başkanı olduğu için Albay Varımlı ile sık sık görüştüğünü ifade eden Diker, Varımlı bana sürekli olarak yolsuzlukla ilgili belgeler getiriyordu. Başka konularda bilgi belge sahibi bir insandı. Bunların karanlıkta kalmasını istemiyordu. Özel Kuvvetler´de görev yaptı. Albay Varımlı, eski Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök´e çok yakındı. Özkök´ün Cumhurbaşkanı olmasını çok istiyordu. Albay Varımlı, bana sürekli ´Başbakan Erdoğan´ın Kasımpaşa´dan çocukluk arkadaşı olduğunu ve beraber top koşturduklarını´ anlatırdı. diye konuştu. Diker, Varımlı´nın TSK´da görev yaptığı dönemlerde kilit bir isim olduğunu, dolayısıyla pek çok sırra vakıf olduğuna dikkat çekti. Diker şunları söyledi: Ergenekon Davası sanıklarından Emekli Orgeneral Şener Eruygur´a çok karşıydı. Albay Varımlı, MSB Teftiş Dairesi Başkanlığı´ndan sonra Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı´ndan emekli oldu. Albay Varımlı, Ayışığı-Sarıkız gibi darbe planları hakkında bilgi sahibi olduğunu hissettirirdi ve bunları dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök´e ilettiğini anlatıyordu.
Normal ölüm değil, Savcı Öz el atmalı
Diker, Varımlı´nın ölümünün sıradan bir ölüm olmadığı konusunda da ısrarlı. Bunun çok yönlü olarak ele alınması gerektiğini kaydeden Diker, Albay Varımlı´nın bilgileri, elindeki muhtemel belgeler ve bazı davalara müdahil olması onu tehdit altına almaya yeter ve artar. Dolayısıyla Albay Varımlı´nin intiharını sıradan bir intihar vakası olarak değerlendirmek yanlıştır. Varımlı´nın Ergenekon yapılanmasını rahatsız ettiği kanaatindeyim. Albay Varımlı´nın intihar olayına Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz el atmalıdır. çağrısında bulundu. ( Cihan, Milliyet)
Adı Ergenekon iddianamesinde
Ergenekon davasının 3´üncü iddianamesinde Varımlı´nın yaptığı bir soruşturmada, Ergenekon sanığı eski Genelkurmay Hukuk Müşaviri emekli tümgeneral Erdal Şenel´in devlet ödeneğinden hesabına aktarılan 535 bin dolarla Ziverkent´te iki daire aldığı iddiası yer alıyor. İddianameye göre Varımlı, soruşturma açmak için dönemin Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu´ndan izin isteyince şok bir cevapla karşılaşıyor: TSK´da bazen görev, dürüstlükten önemlidir. ( Sabah)
Gazeteci Şamil Tayyar´dan Ergenekon iddiasını güçlendiren çok önemli ayrıntılar
23 Kasım 2009: Albay Varımlı ile tanıştıklarını ve bir kaç görüşme yaptıklarını anlatan Şamil Tayyar, Albayla ilgili çok önemli ayrıntılar veriyor.Albay Belgütay Varımlı´nın ölümü, resmi kayıtlara ?intihar? olarak geçti. Ama kamuoyu, bu ölümü şüpheli buldu. Zihinlerde ?cinayet? şüphesine yol açan temel neden, albayın Ergenekon sürecindeki rolü ve intiharın çok ağır bir günah olduğunu bilecek kadar inançlı olmasıydı. Bakın devre arkadaşı emekli Yarbay Tevfik Diker ne diyor: ?Onu Ergenekon öldürdü, TSK´da sırlara vakıftı, darbe planlarını biliyor, Hilmi Özkök´e anlatıyordu. Savcı Zekeriya Öz olaya el koysun.? Albayla 1 yıl mesai arkadaşlığı yapan eski bir silah arkadaşından (H.İ.T) da mesaj aldım: ?Sizden istirhamım, intihar süsü verilerek şüpheli bir şekilde ortadan kaldırılan Albay Belgütay Varımlı cinayetine eğilmeniz.?
İntiharın büyük günah olduğunu bilecek kadar inançlıydı
Komplo teorisi üretecek değilim. Birçok önemli ve kritik şahıs gibi albay da intihar edebilir, kazaya kurban gidebilir. Gerçek olan şudur, zihinleri bulandıran sorulara cevap bulmadan dosya kapatılırsa, ?intihar? tespitine kimseyi inandıramazsınız. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral İlhami Erdil´e cezaevini yolunu açan, Ergenekon´un ortaya çıkarılmasında önemli rol oynayan, Özel Kuvvetler ve İstihbarat´ta önemli operasyonlara katılmış Albay Varımlı ile 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce telefonla tanıştım. Vesile olan, devresi Tevfik Diker´di. Gönlü, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün Cumhurbaşkanlığındaydı. Hükümetin, Özkök´ü Çankaya´ya aday gösterilmesini istiyordu. Hatta bu konuda hükümetle bir temas kurulduğunu ve aday gösterilme ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyordu. Darbelere direnmiş ve demokrasiye sahip çıkmış bir generalin Cumhurbaşkanı seçilmesinde hiçbir beis görmediğimi, ancak hükümette böyle bir niyet beyanına rastlamadığımı ifade ettim. Ayrıca, tüm olumlu yanlarına rağmen asker kökenli olması nedeniyle konjonktürel olarak Özkök´ün şansının düşük olduğunu anlattım. Aradan zaman geçti, köprünün altından epeyi sular aktı. Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı seçildi. Ergenekon süreci başladı.
Varımlı, Sarıkız başta olmak üzere Ergenekon´un darbe senaryolarını çökerten birkaç isimden biridir
Bir gün Albay aradı, dedi ki: ?İstanbul´dayım. Sırf sizinle görüşmek için Ankara´ya geleceğim. Ne zaman müsait olursunuz?? Randevulaştık, gazetedeki odamda buluştuk. Yüzünü ilk defa o zaman gördüm. Dikkatimi çeken husus, buluşuncaya kadar iki üç kez görüşme saatini değiştirmesi, farklı telefonlardan araması ve büroya gelene kadar sıkça araç değiştirmesiydi. Oturur oturmaz, daha cümleye başlamadan el yazılı bir kağıt uzattı: ?Takip ediliyorsun, telefonlarınız dinleniyor, telefon ve elektrik hatlarını kontrol ettir, dikkatli konuş.? Sonra, görüşebileceğimiz başka bir oda olup olmadığını sordu. Büroda boş başka bir oda buldum, oraya geçtik. Bu esnada cep telefonlarını bıraktırdı, ceketimi çıkarttırdı, göz ucuyla dinleme cihazı olup olmadığını kontrol etti. Hakkını helal etsin, itiraf etmeliyim, o an içimden şöyle geçti: ?Nerden çattık bu deliye?? Fakat konuştukça, bond çantasındaki belgeleri çıkarıp anlattıkça, neden bu kadar ihtiyatlı olduğunu daha iyi anladım.Çantasında ayrıca çok sayıda fotoğraf vardı. Kar maskeli katıldığı bazı operasyonlarda çekilmiş fotoğraflar dikkat çekiciydi. Temizlik görevlisi gibi çalıştığı bir cami avlusundaki sakallı ve elinde (saplı) süpürge bulunan fotoğraf, bunlar arasındaydı. İlhami Erdil soruşturmasını nasıl başarıyla sonuçlandırdığını, Sarıkız darbe senaryosunu nasıl engellediğini, Hilmi Özkök´ün o süreçteki rolünü ayrıntılı olarak anlattı. Sohbetin sonunda şöyle dedi: ?Yazılarını takip ediyorum. Allah rızası için çok önemli işler yapıyorsun. Sana yardımcı olmak istiyorum. Şimdilik beni tanımanı istedim. İleride çok önemli belgeler vereceğim.? Ayrılırken namaz kılabileceği bir yer sordu. Kendisine gösterdiğimiz odada öğle namazını kıldıktan sonra ayrıldı. Kısa süre sonra yine aradı. Yine aynı kuşkucu yollardan sonra büroda buluştuk. ?1 Numara? olarak tarif ettiği emekli generalin Tercüman Gazetesi´nde yayınlanan bir köşe yazısı üzerine aldığı notu gösterdi. Not, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt´a yönelik ve sitem doluydu. Albay, Ergenekon taifesinin Büyükanıt´tan memnun olmadığını ve hayal kırıklığı yaşadığını anlattı. Bir başka buluşmada Albay, ?Operasyon Ergenekon kitabında Sarıkız´ı deşifre eden bir albayın mektubundan söz ediyorsun ya o albay benim? dedi. Dondum kaldım. Devam etti: ?Darbeler konusunda hükümeti sürekli uyardım. Hilmi Paşa (Özkök) olmasaydı Türkiye bugün çok farklı olurdu.?
Başbakan Erdoğan ve Savcı Zekeriya Öz ile dikkati çekmeden görüşmek istedi
Birkaç defa daha ziyaretime geldi. Çok aktifti, kuşkucuydu, Ergenekon süreciyle yakından ilgiliydi. Bir ricada bulundu, ama iki parçalıydı: ?Beni Başbakan Erdoğan ve savcı Zekeriya Öz´le görüştürebilir misin?? Ergenekon´la ilgili hem başbakanı hem savcıyı yüz yüze bilgilendirmek istediğini söyledi. Bunun mümkün olmadığını anlattım: ?Başbakanlık Özel Kalem´i veya danışmanlarını arayarak not bırak, ben de ricacı olayım ama ötesinde yapabileceğim bir şey yok. Savcıyla bir defa görüştüm, o da ifade vermeye gittiğimdeydi. Beşiktaş Adliyesi´nde çalışıyorlar, ara, belki görüşür.? Ardından uzun süre sessizlik oldu, aramadı, sormadı. Bir gün haberlerde, Albay´ın bazı işadamlarını tehdit ettiği gerekçesiyle gözaltına alındığını okudum. Serbest bırakıldıktan sonra telefonla aradı, Zekeriya Öz´ün cep telefonunu sordu. ?Komutanım savcının bende telefonu yok, daha önce de söyledim? deyip ekledim: ?Bu çete işi nerden çıktı?? Albay: ?O yazıldığı gibi değil, çok büyük kumpas var, sonra konuşuruz.? Kamuoyu, onu yakından tanımadı. Şunu söylemeliyim; Albay Belgütay Varımlı, Sarıkız başta olmak üzere Ergenekon´un darbe senaryolarını çökerten birkaç isimden biridir. Çok dikkatliydi. Cinnet geçirdiyse bilemem ama intiharın ne anlama geldiğini bilecek kadar yüksek inanç sahibiydi. Devre arkadaşı Tevfik Diker´in ?Ergenekon´un müdahalesi olabilir? iddiası yabana atılmamalıdır. ( Şamil Tayyar, Star)
Türkiye´yi sallayan ´Kafes Planı´ndan Varımlı da çıktı
Albay Varımlı Örnek´i rahat bırakmasın
24 Kasım 2009: Poyrazköy Cephaneliği ile ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan emekli Binbaşı Levent Bektaş´ın ofisinden ele geçirilen film CD´sinin arkasına özel bir program kullanılarak yerleştirilen gizli belgeler deşifre oldukça, Ergenekon yapılanması ile Poyrazköy cephaneliği kapsamında soruşturulan Deniz Kuvvetleri içinde örgütlenmiş cuntanın bağlantıları da bir bir ortaya çıkmaya başladı. Bektaş´ın CD´sinden Kafes Eylem Planı´nın yanında bazı önemli belgeler de çıktı. ?Gündemlerim? ve ?Gündemlerim2? başlıklı belgelerde birbirinden ilginç notlar ve üst düzey subaylarla ilgili çok özel notlar yer alıyor. Bunlar arasında Albay Varımlı ile ilgili notlara da rastlandı. ´Gündemlerim2´ isimli belgede ?Belgütay Varımlı ile konuşmasının içeriğini değiştirmesi için görüşelim Özden Paşayı rahat bırakmasın? ve ?Darbe günlükleri halledilmeli? şeklinde notlara rastlandı. Belgelerde Özden Örnek ve eşinden alındığı iddia edilen bilgilere de yer veriliyor. ( Star)
Arkadaşı Ergenekon savcılarını uyarmaya devam ediyor: Varımlı´daki belgeleri alın
Albay Ali Belgütay Varımlı´nın yakın arkadaşı emekli Yarbay Tevfik Diker, çarpıcı açıklamalarını sürdürdü. Diker, Ergenekon Savcılarına çağrıda bulunarak, ?Varımlı´nın elindeki belge ve bilgiler koruma altına alınmalı? dedi. Varımlı´nın, Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Oramiral İlhami Erdil davasında kilit isim olması, Emekli Oramiral Özden Örnek´in darbe günlüklerinde isminin geçmesi, ´Sarıkız´ ve ´Ayışığı´ darbe planlarını deşifre ettiğinin iddia edilmesi ve Ergenekon davası kapsamında Savcı Zekeriya Öz´e ifade vermesi, sır ölümün daha da esrarengiz hale gelmesine yol açtı. Albay Varımlı´nın ´Özel Kuvvetler Komutanlığı´ ve ´Milli Savunma Bakanlığı Teftiş Kurulu´nda çok kritik görevlerde bulunması da şüpheleri derinleştirdi.
Arkadaşından yeni açıklamalar
Albay Varımlı´nın ölümünün hemen ardından açıklama yaparak Ergenekon´u işaret eden yakın arkadaşı Emekli Yarbay ve eski Parlamenter Tevfik Diker, Vakit´e yeni açıklamalarda bulundu. Arkadaşının ibadetlerini yerine getiren mütedeyyin bir insan olduğunu vurgulayan Diker, ?Bu ölümün normal olmadığı ortadadır? dedi.
Albay Varımlı hangi isteği geri çevirdi?
´Sarıkız´ ve ´Ayışığı´ kod isimli darbe planları hakkında Başbakanlığa 2006 yılında ihbar mektubu yollayan kişinin Albay Varımlı olduğunu açıklayan Diker, ?Arkadaşım antidemokratik olayların karşısındaydı. Çok kritik birimlerde görev yaptığı içinde birçok oluşum hakkında bilgi sahibiydi. Bildiğini, gördüğünü deşifre etmekten korkmayacak kadar da vatanseverdi. Hatta kendisinden üst bir komutan hakkında olumsuz dosya hazırlanması talep edilmiş; ancak kendisi geri çevirmişti. O asla ve asla kendisini milletin üstünde görenlerle birlikte hareket etmezdi. Ordu içerisinde en sevdiği Komutan Hilmi Özkök´tü. Tabii doğal olarak Org. Eruygur ve ekibiyle anlaşmıyordu. Hatta bir sohbetimizde, ´Eruygur´un planı iyi ki tutmadı. Çok kötü işler olacaktı..´ demişti. Ancak sürekli kaygı içersindeydi. Bazı oluşumlar tarafından telefonunun dinlendiğini belirtirdi. Benimle konuşurken de telefonları mutlaka kapattırırdı? diye konuştu.
Bilgi alışverişi sürüyordu
Albay Ali Belgütay Varımlı´ının emekli olduktan sonra da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´nda görevli üst rütbeli askerlerle ilişkilerinin sürdüğüne dikkat çeken Diker, ?O emekli olduktan sonra da komutanlık ile ilişkisi kesilmedi. Çok sayıda subay ile temas halindeydi. Sürekli bilgi alışverişi içindeydi. Sanırım emekli olduktan sonra da çok sayıda bilgi ve belgeye ulaştı? dedi.
Belge ve bilgileri koruma altına alın
Vakit aracılığıyla Ergenekon savcıları ve güvenlik güçlerine çağrıda da bulunan Diker, ?Albay Varımlı, MSB Teftiş Kurulu eski Başkanı´dır. Ve daha önemlisi Özel Kuvvetler Komutanlığı´nda da kritik görevlerde bulunmuştur. Emekli olduktan sonra da özellikle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´nda görevli birçok subay ile ilişkisini sürdürmüştür. Arkadaşımın elinde antidemokratik yapılar hakkında ciddi bilgi ve belgeler olduğunu düşünüyorum. Ergenekon savcıları ve güvenlik güçleri derhal harekete geçerek, o bilgi ve belgelere ulaşmak zorundadır. Özellikle var olduğuna inandığım önemli dosyalar kontrol altına alınmalıdır. Albay Varımlı´nın elinde birçok önemli belge olduğunun en büyük ispatlarından biri de Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Oramiral İlhami Erdil davasına kendi isteğiyle müdahil olması, tanıklık yapması ve mahkemeye sunduğu belgeler ile rütbe söktürmesidir? diye konuştu. (Vakit)
Şamil Tayyar, Ergenekon hakkında bilgisi bulunan subayların ölümlerini sorgulamaya devam ediyor: Bu komutanlar neden intihar etti?
25 Kasım 2009: Ölümü üzerinde tartışmalar devam eden emekli Albay Belgütay Varımlı´ya dair önceki gün köşeme taşıdığım notların bazı yayın organlarında çarpıtılarak kullanıldığını gözlemledim. Varımlı´nın iddiası, Operasyon Ergenekon isimli kitabımda ?Sarıkız´ın Mektubu? başlığı altında yer alan ve 2003 yılındaki darbe senaryosunu deşifre eden mektupla ilgilidir. Bu ifade, son dönemde Ergenekon savcılarına gönderilen ihbar mektuplarıyla ilgili değildir. Yani, Kafes Eylem Planı, İnternet Andıcı gibi belgelerin yer aldığı ihbar mektuplarının sahibi ?meçhul subay? değildir. İddiasına göre, Sarıkız Mektubu´nun sahibidir. Bu ayrıntı, önemlidir.
Albay Dursun Çiçek´in ıslak imzalı belgesinin orjinalini ısrarla sivil savcılardan isteyen askerlerin amacı üzerindeki parmak izinin veya başka bulguların ışığında belgeyi dışarıya sızdıran köstebeği bulmak ve uygun makama terfi ettirmek mi?..
Deniz Yüzbaşı Olgun Ural lojmanlarda ölü bulundu
Dikkat çekmek istediğim bir başka ayrıntı, kritik görevlerde bulunan veya çok özel bilgilere sahip bazı deniz subaylarının art arda şüpheli ölümleridir. Hep söylüyorum, yine yazacağım, zihinleri bulandıran sorulara makul cevaplar vermezseniz, kayıtlara ?intihar? olarak geçseniz bile şüpheleri kaldıramazsınız. Size çok çarpıcı bir örnek: Karamürsel Eğitim Merkezi Komutanlığı Personel Şubesi´nde görevli Deniz Yüzbaşı Olgun Ural, 24 Mart 2009 günü lojmanlarda ölü olarak bulundu. Albay Belgütay Varımlı hadisesindeki gibi bu ölüm resmi kayıtlara ?intihar? olarak geçti. Ölümünden kısa süre önce, hakkında, Ergenekon yapılanmasına ait listelerin soruşturmayı yürüten savcılar tarafından ele geçirilmesinde ihmali veya kastı olduğu iddiaları gündeme gelmişti. Yani, savcılara, gizli belgeleri servis ettiğinden şüphe ediliyordu. Ölümü, bu iddiayı ortada bıraktı. Çevresindeki yaygın kanaate göre, Deniz Kuvvetleri´ndeki Ergenekon yapılanmasına dair önemli bilgilere sahipti. Üstelik, 1. Ergenekon İddianamesi´nin 45. klasöründe ismi geçiyordu. İddiaya göre; Ergenekon´un komutanlıktaki yapılanmasında Dz.Yb. A.T ve Dz.Bnb Ü.K. ile birlikte hareket ediyordu. Bazı bilgilerin internet ortamına düşmesinden sonra çalışma arkadaşlarıyla aralarının açıldığı konuşuluyordu. İntihardan bir gün önce yaşananlar da ilginçti. Ural, bir arkadaşıyla evden ayrılıyor, döndükten sonra gece boyunca hiç uyumuyor, sabah uyanır uyanmaz daha önce hiç yapmadığı halde ilk iş olarak üniformasını giyiyor, büyük kızı okula gittikten sonra küçük kızı ve eşi evdeyken yatak odasında intihar ediyor. Başucundaki mektupta şu ifadeler var: ?Bulmacanın parçaları beni gösteriyor ama ben değilim, bana inanın, Ü.K. (mektupta açık yazılı) bana inan. Sevgilim çocuklarımıza iyi bak.? Bu intihar mektubu da sis perdesini aralayamadı. Olay esnasında evde bulunan Olgun´un eşi ve kızı silah sesi duymadıklarını belirtirken otopsi raporuna göre mermi giriş ve çıkış deliği arasında da uyumsuzluk vardı. Küçük olması gereken giriş deliği büyük, büyük olması gereken çıkış deliği ise küçüktü.
Deniz Yüzbaşı Tanju Ünal´ın intiharı
Bir başka örnek: Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral İlhami Erdil davasına bakan askeri hakim ve emekli Dz.Yb. Tanju Ünal da intihar eden komutanlardan biridir. Emekli olmadan önce Güney Deniz Saha Komutanlığı´nda adli müşavir olarak çalışıyordu. Ünal´ın Erdil davası dışında Hizbullah terör örgütü, Batı Çalışma Grubu ve Ergenekon yapılanmasına dair çok özel bilgilere sahip olduğu biliniyordu. Hakim Yarbay Tanju Ünal, karargahtaki makam odasında ölü bulundu. Kamuoyuna tabancayla intihar ettiği açıklanan Ünal, Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil´i yargılayarak rütbelerini söktüren askeri hakimdi. Ünal´ın Hizbullah terör örgütü ve Batı Çalışma Grubu´nun kuruluş aşamalarını çok iyi bildiği, aktif olarak çalıştığı, sonrasında Hizbullah´ın çözülmesinde rol oynadığı belirtiliyordu. Sis perdesi altında yaşamını yitiren Tanju Ünal´ın irtibatları da dikkat çekiciydi. Gen. Kur. Adli müşaviri Tuğg. Hıfzı Çubuklu ve kardeşi Albay Orhan Çubuklu ile yakın ilişki içinde olan Ünal´ın İsmail Ağa cemaati üyesi Hüseyin Yıldırım ve kardeşi Zeliha Tanrısever ve radikal dini grup olan Haksöz üyesi Oktay D. ve Akın A. ile irtibatı olduğu ileri sürüldü.
Deniz Albay Birol Atakan´ın trafik kazasında ölümü
Devam edelim: 2 Mayıs 2007 günü Ankara yakınlarında trafik kazasında ölen eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu´nun emir subayı emekli Deniz Albay Birol Atakan´ın ölümü üzerindeki sır perdesi de henüz kalkmadı. Yasa dışı örgütlenmelerle ilgili olarak uzman olduğu belirtilen Atakan´ın 2003-2004 tarihlerindeki darbe senaryoları ve Ergenekon süreci hakkında özel bilgilere sahip olduğu konuşuluyor. Yener Karahanoğlu´ndan önce de Özden Örnek´le Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´nda birlikte çalışan Albay Atakan´ın darbe günlüklerinin internete sızmasında ihmali ve kasti olabileceği kuşkusu, askeri çevrelerde sıkça dile getirilen iddialardan biriydi. Kuvvet komutanlarıyla birlikte çalıştığı için terfi ve atamalarda etkiliydi. Komutanlıktaki Ergenekoncu yapılanma hakkında bir çok bilgiye sahip olan Atakan, eski kuvvet komutanı Özden Örnek ile Karahanoğlu arasındaki köprü isim olarak biliniyordu. Kuvvet komutanlarının birbirine devrettiği bir ´hafıza defteri´ özelliği taşıyan Atakan, Özden Örnek ve Yener Karahanoğlu zamanında amiralliğe aday komutanların bilgilerine ulaşıp, haklarında olumlu-olumsuz kanaatler oluşmasını sağladığı ve böylece ETÖ´ün istediği-istemediği şahısların Deniz Kuvvetlerinde atama, terfi işlemlerine etki etti. Eski ve yeni komutan arasındaki gizli görüşmeleri de Atakan´ın ayarladığı belirtiliyordu. Sırlarıyla birlikte ölen Atakan´ın, Adana-Yüreğir Hadep İlçe Teşkilatı yönetiminde görevli olan Suphi Karakeçeli´yle irtibat halindeyken kardeşi Selda B.´nin DHKP-C Örgüt mensubu Nihat B. ile irtibatlı olduğu istihbarat notlarına da yansımıştı.
Deniz Tabip Yarbay Nursal Gedik´in intiharı
11 Kasım 2007 tarihinde intihar ettiği açıklanan Deniz Tabip Yarbay Nursal Gedik, biyokimya laboratuarında görevliydi. Son görev yeri Kasımpaşa Askeri Hastane´ydi. İstihbarat raporlarına göre, Gedik, uyuşturucu ve kadın ticareti konularında çok özel bilgilere ulaşmıştı. Garip değil mi? Yoksa, ?intihar?, pusunun diğer adı mı? Cenazesine kimsenin gelmediği Gedik´in intiharına ailesi ihtimal dahi vermezken güzel yarbayın ardından komutanlıkta dönen uyuşturucu kirli ilişkiler konusunda ulaşmaması gereken bazı bilgileri elde ettiği için öldürüldüğü ileri sürüldü. Nursal Gedik´in cenaze törenine rütbeli personelin katılmasına izin verilmediği de iddia edilmişti. ( Şamil Tayyar/Star, Star)
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Erdil´e dava açan askeri savcı: Savcı Zekeriya Öz soruşturma açarsa, ben de ifade veririm
26 Kasım 2009: Emekli Albay Saim Öztürk, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Erdil´in hapis cezası aldığı davadaki iki kritik ismin intiharı ile ilgili, Savcı Zekeriya Öz soruşturma açarsa, ben de ifade veririm dedi. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil´in haksız kazanç elde etmekten mahkum olduğu davayı açan Genelkurmay Başkanlığı eski Askeri Başsavcısı emekli Albay Saim Öztürk, Erdil davasında hakimlik ve tanıklık yapan iki subayın sırlarla dolu intiharlarının Ergenekon savcıları tarafından soruşturulmasını önerdi. Öztürk, Ergenekon savcısı Zekeriya Öz subayların intiharıyla ilgili bir soruşturma başlatırsa ve ben de ifade vermeye çağrılırsam giderim dedi. Emekli Başsavcı Saim Öztürk, kamuoyunda şüphe uyandıran sır intiharlarla ilgili olarak SABAH´a önemli açıklamalarda bulundu. Öztürk, Deniz Kuvvetleri Komutanı´nın yolsuzluk davasında kilit rol oynayan subayların intiharlarının birbiriyle ilişkili olup olmadığının araştırılmasını önerirken, Her iki olay da dışarıdan bakınca kuşkulu görünüyor tabii, merak uyandıran olaylar. Bu olayları her türlü olasılığa açık olarak değerlendirmek lazım. Eğer bu iki konu soruşturulursa kamuoyu tatmini açısından yararlı olur. Bu tür olaylar kamuoyunda belli muhakemelere sebep oluyorsa buna bakılmasında fayda var diye konuştu.
Endişe etmiyorum
Erdil davasına bakan savcı olarak siz de hayatınızdan endişe ediyor musunuz? şeklindeki sorumuza, Hayır onların intiharları bende herhangi bir endişe yaratmadı. Hayatımdan endişe etmiyorum cevabını veren Öztürk, şöyle konuştu: Ali Belgütay Varımlı albayın intiharı medyatik olmaya çok müsait. Varımlı, önemli bir soruşturmada gözaltına alınmış birisi. Evinin balkonundan atladı deniyor, birisi itti deniyor. Savcılık olaya zaten el koydu, delilleri topluyor, muhtemelen evdekilerin ifadelerini almıştır, telefonları araştırmış, izlemiştir. Ben Ali Belgütay Varımlı´yı İlhami Erdil´le ilgili soruşturma esnasında tanıdım. Erdil olayında tanık sıfatıyla ifadesine başvurdum. Olayla ilgili tespit ve kanaatlerinin nasıl oluştuğunu anlatmıştı. İlhami Erdil davasında benim olmadığım bir celsede Alaattin Çakıcı´dan tehdit aldığını açıklamış. Olayı bence bütün yönleriyle araştırmak lazım. İntiharlarla ilgili olarak ifademe başvurulmak istenirse ben de ifade veririm. Ben bir vatandaşım, Genelkurmay Başkanımız bile gitti, ifade verdi.
Tanju Ünal´ı da tanıyor
Kıdemli Albay Saim Öztürk, geçtiğimiz Haziran ayında odasında tabancasıyla intihar eden Hakim Yarbay Tanju Ünal´ı da tanıdığını belirtti. Öztürk, haksız mal edinmekten mahkum olan ve er rütbesine indirilen Deniz Kuvvetleri eski Komutanı İlhami Erdil´in eşi Füsun Erdil´i yargılayan Tanju Ünal´ın intiharı hakkında da, Tanju Yarbay´ın intiharıyla ilgili soruşturma bitti. Ama kamuoyu tatmini açısından bu olay da soruşturulabilir değerlendirmesinde bulundu. ( Sabah)
Albayın sır intiharına savcılık incelemesi
28 Kasım 2009: Emekli Deniz Albay Varımlı´nın intiharının ardından Savcılığa ihbar telefonları yağdı. Savcılık olayı tekrar soruşturmaya açtı.Emekli Deniz Albay Ali Belgütay Varımlı´nın, kayıtlara ´şüpheli ölüm´ olarak geçen intiharının ardından ihbar telefonları yağdı. Savcılık, Varımlı´nın telefon görüşmelerini incelemeye aldı.
Balkondan atıldı
İstanbul Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı Albay Varımlı´nın intiharıyla ilgili yapılan haberleri ihbar kabul ederek soruşturmayı genişletti. Savcılığa gelen bir ihbar telefonunda Varımlı´nın birileri tarafından balkondan atıldığına dair şahitlerin bulunduğu iddia edildi. Ayrıca Varımlı´nın ölmeden önce bazı kişilerle yüz yüze görüşmeler yaptığı da öne sürüldü. Başka bir telefon ihbarında ise Varımlı´nın bazı çok önemli belgeleri CD´ye aktararak kasasına koyduğu öne sürüldü. Hazırladığı raporla eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil´in mahkum olmasını sağlayan Varımlı´nın adı eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek´e ait günlüklerde de sıkça geçmişti. Sarıkız darbe planını ihbar eden albay olduğu ortaya çıkan Varımlı´da Ergenekon´a dair çok sayıda belge olduğu tahmin ediliyor. ( Bugün)
(21 Kasım 2009, 11:00), son güncel.: (30 Kasım 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: