Şırnak'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimiyle ilgili, aralarında meslekten ihraç edilen dönemin 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Abdullah Baysar ile Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ın da bulunduğu 49'u tutuklu 385 sanığın yargılanmasına Adana'da devam edildi.
08.10.2017 17:15 Şırnak'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimiyle ilgili, aralarında meslekten ihraç edilen dönemin 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Abdullah Baysar ile Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ın da bulunduğu 49'u tutuklu 385 sanığın yargılanmasına Adana'da devam edildi.
02.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince sanık sayısının fazla olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesindeki 375 kişi kapasiteli 420 metrekarelik mahkeme salonunda görülen duruşmaya 49'u tutuklu rütbeli asker ve avukatları katıldı.
Duruşmanın bugünkü oturumuna tutuklu sanık eski 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı Merkez Komutanı Binbaşı Mehmet Oğuzhan Çiçek'in savunmasının alınmasıyla devam edildi.
Mahkemede savunması istenen tutuklu sanık eski Binbaşı Çiçek, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini ve FETÖ/PDY terör örgütüyle bir alakasının olmadığını söyledi.
Çiçek, iddianamede geçen "Şırnak'taki Terörle Mücadele Şube müdürü H.M.D'yi darbettiği" tespitini reddederek, şunları söyledi:
"Arkadaşlarım darbenin içerisinde yer alsa, ne silahlarını bırakır ne de adliyeye giderlerdi. Ama kimse zorluk çıkarmadan adliyeye gitti. Ben TEM şube müdürünü asla darbetmedim. Yapmadığım bir suçtan ötürü darbeci olarak yargılanıyorum. Bank Asya'da hesabım yoktur. ByLock programını asla kullanmadım. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum."
Tutuklu sanık eski Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugayı İstihkam Şube Müdürü Yüzbaşı Emre Şengül ise operasyonel bir görevinin olmadığını ve emrinde herhangi bir birlik bulunmadığını ifade etti.
15 Temmuz'da karargahta kurmay başkanının kendilerini çağırdığını ve tugayın göreve gideceğini belirttiğini anlatan Şengül, konvoy halinde yola çıktıklarını belirtti.
Cizre'ye doğru konvoy halinde hareket ettiklerini söyleyen Şengül, şunları kaydetti:
"Ben Yarbay İbrahim Yazıcı'nın emri ile konvoy komutanı olarak görevlendirildim. Yola çıktığımızda farklı polis noktalarından geçtik. Ben yoldayken cep telefonum çekmiyordu. Daha sonra ilerlediğimizde ben tekrar telefonuma baktığımda askerin polisle çatıştığını, ülkenin bombalandığını gördüm. Ama Şırnak'tan bir birliğin darbeye götürüldüğüne ben anlam veremedim. Biz asla darbeci değiliz. Zaten ben askerlere 'Polise silah doğrultmayacaksınız' dedim. Sonrasında Cizre Garnizon Komutan Vekili Yasin Yarbay geldi ve 'Arkadaşlar bilgi kirliliği var, darbeye gidiyor olarak algılanıyorsunuz' dedi. O sırada bunu duyan Murat binbaşı 'Ben artık buradan 5 santimetre ileriye gitmem' dedi. Ben bu konuşmadan sonra araca geçtim. Kimin darbeci kimin darbeyi bastıran taraf olduğunu o sırada anlayamıyorsun. Tugay komutanı bile 'Biz darbeyi bastırmaya gidiyorsak' şeklinde diye bir söz kullandı. Daha sonra geri dönüşe geçtik. Astsubayların hiçbirisi 'Biz geri dönmeyiz' demedi. 15 aydır tutukluyum. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum."
Mahkeme Başkanının "İkametinde yapılan aramalarda terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'e ait kitaplar geçirilmiş bu konu hakkında ne diyorsun?" sorusu üzerine sanık Emre Şengül, "Bu kitapların evimizden çıktığını eşimden öğrendim. Ben bu adamın yazılarını ve kitaplarını okumadım. Benim bu kitaplardan bilgim yoktur." yanıtını verdi.
Duruşmaya, yarın diğer sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam edilecek.
04.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince sanık sayısının fazla olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesinde görülen duruşmaya, 49'u tutuklu rütbeli asker ve avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan eski Astsubay Yunus Uzan, tugaydan çıkarken kendilerine hiç kimsenin bir şey demediğini, nereye gittiklerini bilmediğini, operasyona çıktıklarını sandığını söyledi.
Şırnak çıkışında polislerin kendilerine el salladığını ifade eden Uzan, "14 kişilik timdik. En önde bendim. Operasyonun Cudi'ye olabileceği aklıma geldi. 'Allah vermesin şehidimiz, yaralımız olmasın.' diye dua ettim. Yola öyle çıktık." dedi.
Cizre'ye girdiklerinde yolun polisler tarafından kapatıldığını gördüğünü belirten Uzan, polislere ne olduğunu sorduğunu aktardı.
"Ali Osman suç senin. Bu çocukları sen götürdün, sorumluluk sende"
Polislerin kendisine bir grubun darbe girişiminde bulunduğunu söylediğini belirten Uzan, şöyle devam etti:
"Polislere bizimle alakası olmadığını söyledim. 'Hangi geri zekalı kalkışmışsa aklına şaşarım. Kimi kime kırdırıyorlar.' dedim. Bölük komutanının yanına gidip durumu anlattım. 'Bekle' dedi. Polisler, askerlere 'hainler, darbeciler' demeye başladı. Timdeki askerler, 'Bunlar niye bize hakaret ediyorlar.' diye bana sordular. Kan gövdeyi götürecek. Ben de 'sakin olun, cevap vermeyin.' dedim. Polislerden biri, 'İstanbul, Ankara yangın yeri gibi. Sizlik bir şey yok.' diyerek bana helikopterlerle insanların üzerine ateş açılması görüntülerini gösterdi. Ben önce inanamadım 'arşiv görüntüsü' sandım. Garnizon Komutanı, başka bir komutana 'Gittiğin yol yol değil.' diyordu. Ben de askerlere 'Arkadaşlar geri gidiyoruz.' dedim. O anda yanımızda kobralar olduğu için dönemedik. Orada kaldık. O an silahımı alıp Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ı vurmak istedim. Uzman Çavuş Satılmış Akçakaya, silahı elimden alıp 'Sen ne yapıyorsun? Bizi silahla biçerler.' dedi. Sonra düşünüp, 'Haklısın.' dedim. 'Konvoy geri' denilince, 'çok şükür' dedim. Tümene geçtiğimizde Tümgeneral Abdullah Baysar, Ali Osman Gürcan'a 'Ali Osman suç senin'. Bu çocukları sen götürdün, sorumluluk sende' dedi."
Sanık Uzan'ın savunmasının ardından söz alan eski 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Abdullah Baysar da kendisinin darbeci olup olmadığının, askerleri Cizre'ye götürüp götürmediğinin astsubay Uzan'a sorulmasını istedi.
Astsubay Uzan da "O anki ruh hali ile beni kim götürdüyse 'darbeci' dedim. Emin değildim. Sonradan fikrim değişti, yanlışlık oldu." yanıtını verdi.
"Anayasal düzeni bozmaktan yargılanıyor olmaktan üzüntü duyuyorum"
Eski Astsubay Gökhan Taşer de hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Banyo yapacağı sırada whatsapp hattına gelen bir emirle içtima alanında toplandıklarını anlatan Taşer, şunları kaydetti:
"İçtima alanında herkesin cep telefonlarını bırakması istenildi. Emirle çıkış yaptık. Herkes birbirine nereye gittiğimizi soruyordu. Polis noktalarından geçerken polisler bize el sallıyordu. Şoför Sedat Tülek, yanına aldığı telefonla yaptığı konuşmadan sonra bana Genelkurmay Başkanının kaçırıldığını söyledi. Babamı aradım, 'Oğlum Başbakan kalkışma olduğunu açıkladı. Saçma sapan bir iş yapmayın, kalkışmaya karışmayın, kendinize dikkat edin.' dedi. Cizre'ye girerken polisler yoldaydı. Konvoyun tam ortasındaydım. Polisler bize küfür ediyordu. Askerlere 'silahlarınızı bırakın, polislerin emirlerine uyacaksınız. Münakaşa etmeyeceksiniz.' dedim. Bir polis silahı üzerime doğrultmuştu. Daha sonra ortam sakinleşti. Bölük komutanının talimatıyla geri döndük. Doğuda Anayasal düzeni sağlamak için devlet tarafından görevlendirilmişim şimdi Anayasal düzeni bozmaktan yargılanıyor olmaktan üzüntü duyuyorum.'
Duruşmaya, yarın devam edilecek.
05.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Özel Kuvvetler 1. Tugay Komutanı darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'yi öldürerek kahraman olan astsubay Ömer Halisdemir olayının benzerinin Şırnak’ta yaşanmak üzereyken önlendiği ortaya çıktı. Adana’da görülen Şırnak davasında tutuklu astsubay Uzan’ın savunması herkesi şoke etti. Tutuklu Tim komutanı astsubay Yunus Uzan, mahkemede, kendilerini darbe için Cizre’ye götürdüğü iddia edilen Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugayı eski Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ı vurmak istediğini belirterek, “Tüfeğimi aldım vuracaktım. Son anda Uzman Çavuş Satılmış Akçakaya, silahı elimden aldı” dedi.
Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince sanık sayısının fazla olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesindeki 375 kişi kapasiteli 420 metrekarelik mahkeme salonunda görülen duruşmaya 49'u tutuklu rütbeli asker ve avukatları katıldı. Duruşmanın dünkü oturumunda tim komutanlığı yapan tutuklu astsubayların savunmaları alındı.
Aldıkları talimatı üzerine yola çıktıklarını belirten Astsubay Yunus Uzan, nereye gittiklerini bilmediğini söyledi. Uzan, “Şırnak çıkışında polislerin kendilerine el salladığını ifade eden Astsubay Uzan, “14 kişilik timdik. En önde bendim. Operasyonun Cudi’ye olabileceği aklıma geldi. ‘Allah vermesin şehidimiz, yaralımız olmasın’ diye dua ettim. Yola öyle çıktık” dedi.
Cizre’ye girdiklerinde yolun polisler tarafından kapatıldığını ifade eden astsubay Uzan, polislere ‘ne oluyor?’ diye sorduğunu belirtti. Polislerin kendisine bir grubun darbe girişiminde bulunduğunu söylediğini belirten Uzan, “Polislere bizimle alakası olmadığını söyledim. ‘Hangi geri zekalı kalkışmışsa aklına şaşarım. Kimi kime kırdırıyorlar’ dedim. Bölük komutanının yanına gidip durumu anlattım. ‘Bekle’ dedi. Polisler, askerlere ‘hainler, darbeciler’ demeye başladı. Timdeki askerler, ‘Bunlar niye bize hakaret ediyorlar’ diye bana sordular. Kan gövdeyi götürecek. Ben de ‘sakin olun, cevap vermeyin’ dedim. Polislerden biri, ‘İstanbul, Ankara yangın yeri gibi. Sizlik bir şey yok’ diyerek bana helikopterlerle insanların üzerine ateş açılması görüntülerini gösterdi. Ben önce inanamadım ‘arşiv görüntüsü’ sandım. Garnizon Komutanı, başka bir komutana ‘Gittiğin yol yol değil’ diyordu. Ben de askerlere ‘Arkadaşlar geri gidiyoruz’ dedim. O anda yanımızda kobralar olduğu için dönemedik. Orada kaldık. O an silahımı alıp Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ı vurmak istedim. Uzman Çavuş Satılmış Akçakaya, silahı elimden alıp ‘Sen ne yapıyorsun? Bizi silahla biçerler’ dedi. Sonra düşünüp, ‘Haklısın’ dedim. ‘Konvoy geri’ denilince, ‘çok şükür ’ dedim. Tümene geçtiğimizde Tümgeneral Abdullah Baysar, Ali Osman Gürcan’a “Ali Osman suç senin. Bu çocukları sen götürdün, sorumluluk sende’ dedi. Tugaydan çıkarken hiç kimse bize bir şey demedi” diyerek kendini savundu.
Sanık Uzan’ın savunmasının ardından söz alan eski 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Abdullah Baysar da, kendisinin darbeci olup olmadığının, askerleri Cizre’ye götürüp götürmediğinin astsubay Uzan’a sorulmasını istedi. Astsubay Uzan da, “O anki ruh hali ile beni kim götürdüyse darbeci dedim. Emin değildim. Sonradan fikrim değişti, yanlışlık oldu” dedi. bilgisi olup olmadığının sorulmasını istedi.
Tim komutan yardımcılarından tutuklu astsubay Gökhan Taşer de suçlamayı kabul etmedi. Banyo yapacağı sırada Whatsapp hattına gelen bir emirle iştima alanında toplandıklarını anlatan Taşer, “İçtima alanında herkesin cep telefonlarını bırakması istendi. Emirle çıkış yaptık. Herkes birbirine nereye gittiğimizi soruyordu. Polis noktalarından geçerken polisler bize el sallıyordu. Şoför Sedat Tülek, yanına aldığı telefonla yaptığı konuşmadan sonra bana genel kurmay başkanını kaçırıldığını söyledi. Babamı aradım, ‘Oğlum Başbakan kalkışma olduğunu açıkladı. Saçma sapan bir iş yapmayın, kalkışmaya karışmayın, kendinize dikkat edin’ dedi. Cizre’ye girerken polisler yoldaydı. Konvoyun tam ortasındaydım. Polisler bize küfür ediyordu. Askerlere ‘silahlarınızı bırakın polislerin emirlerine uyacaksınız. Münakaşa etmeyeceksiniz’ dedim. Bir polis silahı üzerime doğrultmuştu. Daha sonra ortam sakinleşti. Bölük komutanının talimatıyla geri döndük. Doğuda Anayasal düzeni sağlamak için devlet tarafından görevlendirilmişim şimdi Anayasal düzeni bozmaktan yargılanıyor olmaktan üzüntü duyuyorum” dedi.
Duruşmaya, devam edilecek. İlk celsenin yaklaşık 3 ay sürmesi bekleniyor. Mahkeme 50’şerli gruplar halinde sanıkların savunmalarını alıyor.
Paralel yapı-03 Mart (2017) 'Şırnak Darbe Yapılanması 385 sanık' davası
(08 Ekim 2017, 17:15)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: