İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1. Ordu Komutanlığı'nda yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 128 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
08.10.2017 15:42 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1. Ordu Komutanlığı'nda yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 128 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
02.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1. Ordu Komutanlığı'nda yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 128 sanığın yargılandığı davanın beşinci duruşması başladı.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yer alan salonda yapılan duruşmaya, 47 tutuklu ve 12 tutuksuz sanık ile avukat ve yakınları katıldı.
Duruşma, sanıkların savunmalarının alınmasıyla sürdü.
03.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1. Ordu Komutanlığı'nda yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 128 sanığın yargılandığı davanın altıncı duruşması başladı.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada görülen duruşmaya, 50'si tutuklu 62 sanık katıldı.
Tarafların avukatları ve sanık yakınlarının da hazır bulunduğu duruşma, sanıkların savunmalarıyla sürdü.
Duruşmada, tutuksuz sanıklardan Tayfun Altındal'a söz verildi.
Avukatı eşliğinde savunmasını tamamlayan Altındal, görevinin bölük yazıcısı olduğunu belirterek terör saldırısı gerekçesiyle 1. Ordu Komutanlığı'na gönderildiklerini öne sürdü.
Altındal, güvenlik amacıyla geldikleri 1. Ordu Komutanlığı'nda darbe girişimini öğrendiğini ileri sürerek, "Tankın içindeydim ve gürültülüydü. Telefonumun çaldığını duymamıştım, çok sayıda arama gelmişti. Ancak 1. Orduya vardığımızda telefonuma baktım. Telefonla konuştuğum bir arkadaşım, bana televizyonda gördüğü haberleri okuyordu. Ben de telefonumun sesini hoparlöre vererek yanımdakilere duyurmuştum." diye konuştu.
"Silah kullanmadım" diyen Altındal, komutanı eski üsteğmen Sinan Atmaca'nın ise hiçbir şahsa veya hedefe silah doğrultmamaları yönünde emirler verdiğini iddia etti.
Altındal, 1. Ordu Komutanlığı'na gönderilen tankların ise komutanlığın garajlar bölgesine çekilerek kapatılması emrini de Atmaca'nın verdiğini ileri sürdü. Hakkındaki yakalandığı iddialarının doğru olmadığını savunan Altındal, beraatini talep etti. Duruşmada, eski uzman çavuş Coşkun Korkmaz, Halil Göbüt ve Cüneyt Çetin de haklarındaki iddiaları kabul etmeyerek, darbe girişimi içinde yer almadıklarını söyledi. Söz alan bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar, sırasıyla tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, sanık savunmalarının tamamlanması için duruşmayı yarına erteledi.
04.10.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada görülen duruşmada sanık savunmalarının alınmasına devam edildi.
EROL HUNUTLU
Söz alan tutuklu sanık eski uzman onbaşı Erol Hunutlu, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz günü, Maltepe'de bulunan 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda yoğun hareketliliğin olduğunu ve zırhlı araçların bakımlarının artırıldığını söyledi.
Tank bakımlarının rutin uygulama olduğunu, fakat mühimmat yüklenmesi konusunun ise sürekli yaşanmadığını anlatan Hunutlu, FETÖ'nün İstanbul'daki "Ana darbe davası"nın firari sanıklarından 2. Tank Tabur Komutanı eski yarbay İrfan Arat'ın, darbe girişiminin yaşandığı gün bütün askerlere bağırdığını ve sürekli emirler vererek acele ettirmeye çalıştığını iddia etti.
-"Ne dersem onu yapacaksınız"
Hunutlu, tankçı personel ve askerlere tanklara mühimmat yüklemesi emrini de firari yarbay Arat'ın verdiğini öne sürdü.
Tank nişancısı olarak görev aldığını dile getiren Hunutlu, "Biz kışla dışına çıkacağımızı bilmiyorduk. Nizamiye bölgesine geldiğimizde tanktan dışarıya baktım. Yarbay İrfan Arat, kışla nizamiyesi bölgesinde kendisini takip etmemizi söyledi. Tank komutanıma nereye gideceğimizi sordum. 'Üsküdar Çevik Kuvvet'e saldırı mı ne olmuş' gibi bir şey söyledi. Kısa süre sonra İrfan Arat'ın sesini duydum. 'Bundan sonra emir komuta bende. Ne dersem onu yapacaksınız' diyordu." ifadelerini kullandı.
Kışladan çıktıktan bir süre sonra içinde bulunduğu tankın durduğunu anlatan Hunutlu, şöyle devam etti:
"İrfan Arat tankın birine çıkarak 'Mühimmat doldur. Ateş…' diye emir verdi. Önüme bakıyorum, kime ateş edileceğini bilmiyordum. Önümüzde sadece polis vardı. Servet Uzmanımıza nereye ateş edileceğini sordum. O da beni ateş etmemem konusunda uyardı. Ben de tankın elektronik ateşleme mekanizmasını kapattım ve tankta öylece oturdum. 'Ateş et' emrine hiçbir şekilde uymadım."
"Başınızın çaresine bakın"
Tutuklu sanık Hunutlu, 8 tankla Maltepe'den çıktıklarını, emirlerin tamamını eski yarbay Arat'tan aldıklarını ve darbe saikiyle hareket etmediğini kaydetti.
"Komutanlarıma güvendim" diyen Hunutlu, "Sekiz tank yola çıktık arkama döndüm baktım tek bir tane kalmış. Ellerimizi kafamıza dayamış kara kara düşünmeye başladık. Nasıl bir işin içindeyiz, ne yaptık diye… İrfan Arat denilen şahsiyet yanımıza gelerek 'Başınızın çaresine bakın. Gerekirse telefonunuzu kırın atın' dedi. Ben telefonumu ne zorluklarla almışım bu adam bana telefonunu kır at diyor. Öyle bizi yetim gibi sokağın ortasına bıraktılar. Komutanımıza inanmak suçmuş bunu öğrendim." diye konuştu.
Birliğini aradığını, kendisine sivil kıyafet bularak kışlaya gelmelerinin söylendiğini ifade eden Hunutlu'ya, Mahkeme Heyeti Başkanı Fikret Demir, sivil kıyafetleri nereden aldıklarını sordu.
Hunutlu da, "Bulunduğumuz yerde görevli asker erlerden istedik. Zaten eşofman terlik gibi şeyler getirdiler. Onları giydik" diye cevap verdi.
İki vatandaşa yasal işlem yapıldı
Duruşmanın ilerleyen saatlerinde bazı sanık yakınları ile jandarma arasında kısa süreli gerginlik yaşandı.
Duruşma salonunun izleyici kısmı ile sanıkların geçtiği koridorun mesafesinin yakın olması dolayısıyla jandarma, duruşmayı izlemeye gelen bazı vatandaşları sanıklara yaklaşmama konusunda uyardı.
Uyarılara rağmen iki izleyici ile jandarma arasında gerginlik yaşandı ve sanık yakınlarınca jandarma ekibine tepki gösterildi.
Tepkilerin artması dolayısıyla izleyici kısmının ön tarafı boşaltıldı ve gerginlik çıkardığı tespit edilen iki kişi hakkında ise yasal işlem yapıldı.
ARA KARAR
Duruşmada, mahkeme heyeti ara kararını açıkladı.
Heyet, tutuklu sanıklar Gökhan Uğur, Burhan Akgül, Harun Yelken, Erol Hunutlu ve Ramazan Uygur’un tahliyesine karar verdi.
Tutuksuz sanıklardan İsmail Küçükmadan ve Doğa Özdağcıoğlu’nun ise tutuklanmasına hükmeden heyet, duruşmayı 11 Aralık'a erteledi.
Heyet, Silivri ile İstanbul Adalet Sarayı’ndaki duruşma salonlarının durumunu nazara alarak, bir sonraki celsenin Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu’nda yapılmasını karara bağladı.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Bülent Başar ve Hikmet Pak tarafından hazırlanan iddianamede, darbe girişimi sırasında 1. Ordu Komutanı olan Orgeneral Ümit Dündar ve Üsküdar'da art arda geçen 2 tankın önüne yatarak onları durdurmaya çalışan Sabri Ünal'ın da aralarında bulunduğu 28 kişi, "müşteki-mağdur" sıfatıyla yer alıyor.
Albay, yarbay ve yüzbaşı rütbelerindeki 55 subay, astsubaylar ve bir sivil olmak üzere 54'ü tutuklu 128 kişinin "sanık" sıfatıyla yer aldığı iddianamede, tüm sanıklar hakkında "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya TBMM'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs", "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl altı aydan on beşer yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamenin tek sivil şüphelisi olan ve terör örgütünün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandığı belirtilen öğretmen Feyzullah Şahan hakkında da aynı suçlardan üç kez ağırlaştırılmış müebbet ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede, aralarında subayların da bulunduğu sanıklar Ali Demici, Mehmet Kanbur, Tuğrul Kekeç, Gökhan Arıkan, Servet Demir, Emre Ersan, Bekir Karadayı, Semih Özdemir, Gökhan Türe, Gökhan Atavcı, Mithat Aydın, Sergen Güçlü, Bilal Dursun, İsmail Küçükmadan, Gökhan Yıldız, Cüneyt Ölmez, Ömer Faruk Kıcırlı, Kadir Güven, Fatih Cantürk, Arda Can Yarar, Yasin Ay, Ali Güngör, Eyüp Akkaya ve Ertan Gümüştaş hakkında da "kasten öldürmeye teşebbüs", "kasten yaralama", "mala zarar verme" ve "kamu malına zarar verme" suçlarından ayrı ayrı 6 yıl ile 141 yıl arasında değişen hapis cezaları öngörülüyor.
15 Temmuz Gazisini Tankla Ezen Şüpheliler 15 Ay Sonra Belirlendi
Öte yandan Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine karşı koymak amacıyla 15 Temmuz gecesi İstanbul'da sokağa çıkan ve tankların altına yatan Sabri Ünal'ın yaralanmasına sebep olan tanklar ve sürücüleri de duruşmalarda belli oldu.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1. Ordu Komutanlığı'nda yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 128 sanığın yargılandığı davanın İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada bu hafta görülen duruşmalarında alınan sanık savunmaları ve kamera görüntüleri neticesinde mahkeme heyeti, 15 Temmuz gazisi Ünal'ın yaralanmasına sebep olan 2 tankı tespit etti.
İlk tankı sanık eski Uzman Çavuş Emre Ersan'ın kullandığı, tankın araç komutanlığını eski Uzman Çavuş Servet Demir'in yaptığı, aynı zamanda tankta firari eski Yarbay İrfan Arat'ın da bulunduğu belirlendi.
Sabri Ünal'ın altına yatarak durdurmaya çalıştığı ikinci tankta sürücü olarak sanık eski Uzman Çavuş Mehmet Kambur'un bulunduğu, araç komutanının ise eski Üsteğmen Ali Demirci olduğu mahkeme tarafından tespit edildi.
Böylece soruşturma aşamasında tespit edilemeyen tanklar, sanıkların savunmalarının ardından belirlenmiş oldu.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-10 Mayıs (2017) 'İstanbul 128 sanık 1. Ordu Komutanlığı Darbe Yap.' davası
(08 Ekim 2017, 15:42)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: