Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) adına siyasetçi, sanatçı, gazeteci ve iş adamı birçok kişiyi usulsüz dinledikleri iddiasıyla aralarında eski Emniyet Genel Müdürlüğü istihbarat daire başkanları Ramazan Akyürek ve Ömer Altıparmak, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ile Yurt Atayün'ün de yer aldığı sanıkların yargılandığı 185 sanıklı davaya devam edildi.
23.09.2017 16:28 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) adına siyasetçi, sanatçı, gazeteci ve iş adamı birçok kişiyi usulsüz dinledikleri iddiasıyla aralarında eski Emniyet Genel Müdürlüğü istihbarat daire başkanları Ramazan Akyürek ve Ömer Altıparmak, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ile Yurt Atayün'ün de yer aldığı sanıkların yargılandığı 185 sanıklı davaya devam edildi.
20.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki FETÖ'nün "VIP dinleme" davasına, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan sanık Bayram Ali Devecioğlu, 3 dosyasının bu davayla birleştiğini belirterek, imzası bulunan ve usulsüz olduğu belirtilen teknik takip talep formuna ilişkin açıklama yaptı.
Emniyette ilgili şubede yazıcı olarak görev yaptığını savunan Devecioğlu, bu konumdaki memurların kendilerine format şeklinde gelen teknik takip talep formuna bilgileri yerleştirdiklerini söyledi. Bu bilgilerin elde edilişi konusunda katkısı olmadığını, doğruluğunu teyit kapsamında da bir müdahale yetkisi bulunmadığını ileri süren Devecioğlu, imza attığı evrakın içeriğini bilmediğini, evraktaki kişileri tanımadığını iddia etti.
Ayrıca imha tutanağında da imzasının bulunduğunu belirten Devecioğlu, Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'na göre dinleme bittikten sonra 10 gün içerisinde verilerin imha edilmesi gerektiğini anlattı.
İlgili şahsın bilgisayar ortamındaki verilerini kontrol edip silindikten sonra tutanak imzaladığını anlatan Devecioğlu, "Dinleme gibi bir fiilim olmadı. Sadece verilerin silinmesiyle ilgili imza attım. İmha tutanağında şahsın isim bilgileri yer almıyor. Sadece iletişim numarası yer alıyor." şeklinde savunma yaptı.
Sanık Erkan Aslan da Ankara Emniyeti İstihbarat Şube Müdürlüğünde komiser olarak görev yaptığı dönemde gerçekleştirilen önleme dinlemeleri ve kişiler arasındaki görüşmeleri yasa dışı kaydetmekle suçlandığını bildirdi. Suçlamaları reddeden Aslan, bu faaliyetlerin sıralı amirlerinin talimatıyla hukuk ve mevzuat içerisinde kalarak, gerçekleştirildiğini ileri sürdü. Sanık Aslan, "Görevli olduğum süreçte sıralı amirlerimden kanunsuz emir almadım, mahiyetimde çalışanlara da bu konuda kesinlikle talimat vermedim." iddiasında bulundu.
Aslan, suçlamalara konu dönemde ekip amiri olarak görev yaptığını ancak ne kendisinin ne de mahiyetindeki personelin teknik dinleme kararı verme yetkisi bulunduğunu savundu. Aslan, "Dinleme kararını ben vermedim. İstihbari bilgiyi ben elde etmedim. Dinlenilen şahısları tanımıyorum. Önleme dinlemesine dayalı istihbari faaliyetim olmamıştır. Büro faaliyetleri çerçevesinde imzam vardır." şeklindeki savunmasını dile getirdi.
Daha sonra müşteki Muhterem Bağcı'nın avukatı Yusuf Erikel söz alarak, davaya katılma talebinde bulundu.
Erikel, müvekkilinin yasa dışı dinlemelerden dolayı Ergenekon davasında hapse atıldığını belirtti.
O davada 20'ye yakın müvekkili bulunduğunu kaydeden Erikel, "Bizi de dinlemiş bu alçak, namussuz kitle. Biz de içeri girdik, 'darbenin başbakanı' diye. Ben de içeride yattım. Ergenekon'da yargılandım, kanser oldum.
Bu namussuz yapı, buna hizmet eden alçaklar ızdırap çekmemize, toplumdan dışlanmamıza sebebiyet verdi.
Örgütsel yapı varsa bunlara acımak insanlığa cinayettir. Bize içeride acımadılar. Ağzımızdan, burnumuzdan gelen kanları torbaya koyuyorduk, 'Şov yapıyorsun.' diyorlardı." şeklinde konuştu.
Kumpas davalarındaki yargılamalara da değinen Erikel, "Ergenekon zamanında hakim mi vardı? İnsan evladı değillerdi. Bu sanıkların en şanslı yanları sizin gibi bir heyetin karşısında olmaları. Bunlar, FETÖ üyesiyse bunlara acımak vatana ihanettir. Asla acımadan ne gerekiyorsa yapmak lazım. Bunları yapanların en ağır cezayla cezalandırılmalarını istiyorum. Ama şu anda yargılananlar suçluysa cezalandırılsınlar ama suçsuz olanlar beraat etsinler." ifadelerini kullandı.
Duruşmaya, yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
21.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki FETÖ'nün "VIP dinleme" davasına, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.
Savunması için söz verilen eski polis memuru Adem Çoban, emniyet istihbaratta Teknik Takip ve Operasyon (TEKOP) şubesinde polis memuru olarak görev yaptığını, FETÖ'nün cemaat olarak bilindiği dönemde ev sohbetlerine katıldığını beyan etti.
FETÖ'nün emniyet mensuplarını örgüt bünyesine almak için çalışmalar yaptığına şahit olduğunu anlatan Çoban, şunları söyledi:
"Benim çalıştığım 4 ayrı ilde de bu örgüt, emniyette kendilerine eleman kazandırmaya çalışıyordu. Denizli'de çalıştığım dönemde 2 tane yaşlıca polis memuru vardı. Bunlar özellikle bekar ve yeni polis memurlarını cemaatin kıskacına alıyorlardı. Evet ben bunların sohbetlerine katıldım ama barlara da gidiyordum, kafelerde de oturuyordum. Her nasılsa bu 2 kişinin bunlardan haberleri oluyordu. Ben bunlardan olmadığım ve baskıdan kurtulmak için nişanlandım."
FETÖ'nün dini motifleri kullanarak insanları kandırdığını, sohbetlere katılmasından ötürü de pişman olduğunu söyleyen Adem Çoban, savunmasını şöyle sürdürdü:
"17-25 Aralık sürecinden sonra ben bunların gerçek yüzünü görmeye başladım. Onların istediklerini yapmadım ve şefkat tokadı yedim. Şu anda cezaevindeyim. Herkes bu dünyada, mahkeme huzurunda bildiklerini inkar edebilir ama Allah'ın huzurunda inkar edemeyecekler. Ben de pişmanım. Bunlar tarafından kandırıldım ancak tekrar ediyorum, benim hiçbir dinlemenin içeriğinden haberim yoktur."
Suçsuz olduğunu savunan sanık Çoban, tahliyesini istedi.
ByLock yüklü telefonu arkadaşı kullanıyormuş
Sanık Muhammet Yılmaz da yargılanmasına uzun süre tutuksuz olarak devam edildiğini, darbe girişiminden sonra ByLock kullanıcısı olduğu gerekçesiyle tutuklandığını beyan etti.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Yılmaz, örgüt mensubu olmadığını ve usulsüz dinlemelerde yer almadığını belirterek, tahliye talebinde bulundu.
Tutuklu sanıklardan Yasin Köse ise iddianamede söz konusu dinlemelerin yapıldığı belirtilen birimde 8 ay çalıştığını, daha sonra da Batman'a tayininin çıktığını dile getirdi.
Ankara'da başlatılan soruşturmaya ilişkin Batman Cumhuriyet Başsavcılığına çağırıldığında kendisine usulsüz dinlemeyle ilgili 3 kişinin isminin sorulduğunu ancak bu isimleri tanımadığını öne süren Köse, Ankara'da çalıştığı birimin uyuşturucuyla mücadele kapsamında olduğunu iddia ederek, usulsüz dinlemelere ilişkin bir bilgisi ve sorumluluğu olmadığını belirtti.
ByLock kullanıcısı olduğuna yönelik suçlamaları da kabul etmediğini beyan eden Yasin Köse, ByLock kullanıldığı tespit edilen telefon numarasının kendi adına kayıtlı olmasına rağmen söz konusu hattı polis akademisinden tanıdığı başka bir arkadaşının kullandığını ileri sürerek, tahliye edilmesini istedi.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
Paralel yapı-11 Mayıs (2015) 'Ankara 185 sanık yasadışı dinleme-VIP dinleme' davası
(23 Eylül 2017, 16:28)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: