Konya'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "çatı yapılanması"na ilişkin soruşturma kapsamında haklarında dava açılan 191'i tutuklu 527 sanığın yargılanmasına başlandı.
16.09.2017 21:33 Konya'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) "çatı yapılanması"na ilişkin soruşturma kapsamında haklarında dava açılan 191'i tutuklu 527 sanığın yargılanmasına başlandı.
12.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesince, Adliye binasındaki salonların fiziki yetersizliği nedeniyle Bölge İdare Mahkemesi duruşma salonunda görülen davanın ilk duruşmasına, sanıklar geniş güvenlik önlemleri altında getirildi. Duruşmaya tutuklu ve bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanı Mevlüt Gülbudak, davanın görülmesi için hazırlanan spor salonundaki çalışmaların tamamlanamaması nedeniyle, duruşmanın bu hafta Bölge İdare Mahkemesi duruşma salonunda görüleceğini söyledi.
Başbakanlık, Selçuk Üniversitesi ve Hukuki Araştırmalar Derneği avukatlarının davaya müdahil olma talebi, mahkeme tarafından reddedildi.
Duruşmaya, kimlik tespiti ve iddianame özetinin okunmasının ardından sanıklara söz verilmesiyle devam edildi.
Sanıkların savunmaları alınırken Mahkeme Başkanı Mevlüt Gülbudak, yazılı verilen savunmaların tekrar okunmaması yönündeki uyarısı üzerine, oturduğu sıradan ayağa kalkıp savunmaya yeterince söz verilmediğini ileri sürüp tepki gösteren sanık avukatlarından Turgay Bilge, kendisine söz verilmeden araya girerek duruşmanın inzibatını bozduğu gerekçesiyle salondan dışarıya çıkarıldı. Ardından Mahkeme Başkanı Gülbudak, söz verilmeden konuşmama uyarısında bulunurken, bazı sanık avukatlarının da duruşma salonunu terk ettiği görüldü. Duruşmada ifade veren sanıklar ise suçlamaları reddetti.
Örgüt toplantısına tesadüfen katılmış
FETÖ'nün bölge imamı olduğu iddiasıyla yargılanan tutuklu sanık Abdülbaki Samak, tutuklanmadan önce Diyanet İşleri Başkanlığı personeli olduğunu, Selçuklu ilçesindeki bir camide imam hatip görevini yürüttüğünü kaydetti.
İlk kez mahkemeye çıktığını, savunmasını yaparken de heyecanlandığını dile getiren Samak'a, Mahkeme Başkanı Gülbudak, "İmamlık yaptın. Hiç hutbeye çıkmadın mı? Niye heyecanlanıyorsun. Hakkındaki deliller ortada, savunmanı yap." dedi.
Örgütle ilgisinin olmadığını savunan Samak'ın, aleyhindeki tanık beyanlarını kabul etmemesi üzerine Gülbudak, örgütün üst düzey yöneticilerinin Karaman'daki bir otelde düzenledikleri toplantıya katılmasını hatırlattı.
Samak ise söz konusu toplantıyla alakası olmadığını öne sürerek, "Oraya tatil amaçlı gitmiştim. Toplantının olduğu gün benim orada bulunmam tesadüf olmuş. Otel masrafını maddi durumum iyi olmadığı için tanımadığım bir kişi karşılamıştı. Oradaki kişilerin çoğunu da tanımam." ifadelerini kullanması salonda gülüşmelere neden oldu.
Arnavutluk'a "sesi güzel" diye çağırmışlar
Örgütün "Diyanetin Selçuklu abisi" olan tutuklu sanık Abdülkadir Yılmaz ise geçici görevlendirmeyle kapatılan Mevlana Üniversitesi Kampüsünde imam hatiplik yaptığını bildirdi.
Mahkeme Başkanının, tanık beyanları, HTS kayıtları, örgütün şifreli haberleşme programı ByLock kullanıcılarıyla telefon görüşmeleri ve yurt dışı çıkış analizlerini sorması üzerine Yılmaz, FETÖ adına para topladığı ve örgüt toplantılarına katıldığı iddialarını yalanladı.
Yılmaz, hakkındaki iddiaların iftira olduğunu öne sürerek, "Görüştüğüm kişilerin ByLock kullanıcısı olduğunu bilmiyorum. İmam olduğum için cenazelerine hep beni çağırırlardı. Sürekli bu kişilerle görüşmemin nedeni budur." şeklinde konuştu.
İki kez yurt dışına çıktığı öğrenilen eski imam hatibin bu ülkelerdeki faaliyetlerinin sorulması üzerine Yılmaz, şunları söyledi:
"Arnavutluk ve Yemen'e gittim. Bu ülkelere gittiğimiz kişileri de tanımıyorum. İsimlerini de hatırlamıyorum. Arnavutluk'ta otelden dışarı hiç çıkmadım. Sesim güzel olduğu için çağırmışlardı. Güzel ilahi okuyorum. Kur'an'ı da güzel okurum. İsmini bilmediğim arkadaşlarla gittiğim için ne tür toplantılara katıldıklarını da bilmiyorum. Yemen, örgüt faaliyetleriyle alakası olmayan yurt dışı gezisiydi."
Hakimden "Hani hassasiyetin vardı" tepkisi
Mahkeme Başkanı Gülbudak'ın, Bank Asyadaki hesabına para yatırdığını sorması üzerine Yılmaz, dini hassasiyeti olduğunu, bunun için de faizsiz bankayla çalıştığını dile getirdi.
Hakim Gülbudak'ın, faizsiz çalışan birçok bankanın bulunduğunu söylemesi üzerine Yılmaz, "Sadece Bank Asyada değil birçok bankada hesabım var. 4-5 bankada da hesabım var." ifadelerini kullandı. Gülbudak da Yılmaz'ın savunmasına "Hani hassasiyetin vardı." diye karşılık verdi.
Polisteki ifadesini mahkemede yalanladı
Örgütün ilçe imamı olduğu gerekçesiyle yargılanan tutuklu sanık Abdullah Demirci de emniyetteki ifadesinin çarpıtıldığını, ifadesinin geçerli olmadığını savundu.
Emniyetteki, "Talha" kod adlı kişi tarafından telefonuna ByLock yüklendiği yönündeki ifadesini kabul etmeyen Demirci, "Yurt müdürlüğü yaptığım için odam sürekli açık duruyordu. Belki başka biri yüklemiş olabilir. Bu programı yüklemedim de kullanmadım da. Soruşturma aşamasındaki ifademden vazgeçiyorum. İlçe imamlığı yaptığım, para topladığım ve eleman kazandırdığım iddiaları iftiradır. Karaman'daki toplantıya iş amaçlı gitmiştim. Toplantıdakileri de tanımıyorum." diye konuştu.
Tutuklu yargılanan sanıklardan örgütün Bozkır ve Yunak ilçe imamlığı yaptığı ileri sürülen Abdulbaki Yılmaz ise iki cep telefonu hattında da örgütün gizli haberleşme programı 'Bylock' yüklü olmasına rağmen uygulamayı kullanmadığını ileri sürdü. Örgütün Akören İlçe imamlığı yaptığı ileri sürülen ve mahkemeye 'Bylock' yazışmalarının geldiği belirtilen tutuklu Abdullah Demirci ise telefonuna 'Bylock' programını yüklemediğini iddia etti. Örgütün 'Bylock' uygulamasına girilebilmesi için kendisinin belirlediği kullanıcı adı hatırlatılan sanık Demirci, "Şifre ve kullanıcı adı bana ait. Aynı kullanıcı adıyla mail hesabımda var. Ancak Bylock yüklemedim, kullanmadım" diyerek suçlamayı kabul etmedi.
Tutuklu sanık Abdurrahman Fıstıkçı savunmasında, 2008 yılında örgütün Sabah Dershanesinin Konya'daki Vatan Şubesinde idareci olduğunu söyledi.
O dönemde öğretmenlik yaptığı yurtların, Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı olduğunu savunan Fıstıkçı, "Ben o dönemde öğretmenlik yaparken çalıştığım kurumlar Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlıydı. Dolayısıyla sakıncalı bir durum yoktu." dedi.
Fıstıkçı örgütün yurt dışı faaliyetlerine katılmadığını, sadece iki kez Suudi Arabistan'a umre için gittiğini savundu.
Örgütün şifreli haberleşme ağı ByLock'un telefonunda yüklü olmasına ilişkin iddialara da cevap veren Fıstıkçı, "Sorgu Hakimliğinde ByLock'u sadece meraktan yüklediğimi fakat hiç kullanmadığımı söylemiştim. Orada verdiğim ifade geçerlidir. Uygulamayı yükledim fakat telefona kuramadım." şeklinde konuştu.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanının ByLock üzerinden bir kişi ile sıkça mesajlaştığının tespit edildiği sorusunu yöneltmesi üzerine sanık Fıstıkçı'nın suçlamaları kabul etmediği görüldü.
Tutuklu sanık Abdullah Sert ise savunmasında, hakkında örgütün muhasebeciliğini yaptığı iddiasına ilişkin suçlamaları kabul etmediğini belirtti.
ByLock yüklü telefon numarasının şahsın ait olduğunu fakat bu uygulamayı kendisinin yüklemediğini öne süren Sert, "Ben bu uygulamadan haberleşme yapmadım. Uygulamada bulunan kayıtlı kullanıcı adı da bana ait değildir." diye konuştu.
Tutuklu sanık Adem Akbaba da kendisinin "eyalet imamlığı" ve "bölge imamlığı" yaptığına ilişkin iddiaları kabul etmediğini söyledi.
Mahkeme Başkanının, sanığa örgütün yurtlarında sohbet edip etmediğini sorması üzerine Akbaba, şöyle devam etti:
"Mübarek gün ve gecelerde sohbet ettim. Fakat bu sohbetler günün anlam ve önemine ilişkin yaptığım sohbetlerdi. Düzenli bir şekilde sohbet hocalığı yapmadım. Sohbetlerde para toplamadım."
13.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden davada, silahlı terör örgütüne üye olma, finans sağlama, örgütün kripto haberleşme programı 'ByLocku' kullanma suçlarından yargılanan sanıklardan örgütün dershanelerinde yöneticilik yapan Ahmet Erarslan ifade verdi.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından gözaltına alınan Ahmet Erarslan, polisteki ilk ifadesinde etkin pişmanlık yasasından yararlanmak istemediğini, cemaatin kendisi için terör örgütü olduğunu, görev yaptığı Karaman Sabah Dershanesinden istifa ettiğini söylemişti. Gözaltına alındığı sırada evde bulunan cüzdanından 1 dolar ve FETÖ elebaşına ait fotoğraf ve FETÖ elebaşına ait çeşitli kitaplar çıkan Erarslan, duruşmada, "1 dolar ve Fetullah Gülen fotoğrafını kabul ediyorum. Cüzdanımda çıkan FETÖ'ye ait fotoğraf 2005 yılına aittir. Karaman Sabah Dershanesinde öğretmenlik yaptım. Bu dolar Amerika'dan geldi. Ben A.F.Ş'den Amerika'daki ziyaretinden takke ve tespih istemiştim. Takke ve tespih yokmuş. Bana 1 dolar verdi. Bunu da FETÖ'nün kendi maaşından verdiğini söyledi. Parayı getirdiği tarihi 2007 veya 2008 diye hatırlıyorum. O tarihten beri dolar cüzdanda duruyordur. Polisin ele geçirdiği dolar bu dolardır. Kullanmadığım cüzdanımda duruyordu" dedi.
ETKİN PİŞMANLIK TALEBİ
Mahkeme Başkanı'nın "Madem FETÖ'yle ilişkini kestin, neden hala bu doları cüzdanında niye tutuyorsun?" sorusu üzerine Erarslan, "Orada olduğunu bilseydim yırtar artardım" dedi. Mahkeme Başkanının Erarslan'ın 2005 yılından beri kullanmadığını söylediği cüzdanından 2007-2008 yılında eline geçen 1 doların nasıl çıktığını sorması üzerine ise Ahmet Erarslan sessiz kaldı. Erarslan, "İsteyerek bu duruma gelmedim. Pişmanım" diyerek kendini savundu.
Erarslan'ın, isteyerek bu duruma düşmediğini ve pişman olduğunu belirtmesi üzerine söz alan avukatı, sanığın samimi açıklamalarından dolayı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediklerini dile getirdi.
Tutuklu sanıklardan Ahmet Dursun ise örgüt yapılanması içerisinde üst düzey mütevelli heyeti olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını savundu.
FETÖ'nün sohbetlerine katıldığını, örgüte mensup oldukları iddia edilen kişilerle yurt dışına çıktığını aktaran Dursun, "Örgüte kurban bağışı da yaptım. Fakat para veya himmet toplanması gibi faaliyetlerine vesile olmadım. Himmet toplantılarına da yardım etmedim ve katılmadım." ifadelerini kullandı.
Duruşma, yarın tutuklu sanıkların dinlenmesiyle devam edecek.
14.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Konya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet yapılanması soruşturmasında 191'i tutuklu 527 sanığın, 'silahlı terör örgütüne üye olma ve örgüt yöneticiliği' suçundan yargılanmasına devam edildi. Hakim karşısına çıkan 30 sanıktan 4'ü adli kontrol şartıyla tahliye edilirken, 26'sının tutukluk halinin devamına karar verildi.
9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde 191'i tutuklu, 527 kişinin 15 yıldan 22.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı ve geçen 12 Eylül Salı günü başlayan davaya bugün devam edildi.
Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesince Bölge İdare Mahkemesi salonunda görülen çatı davası duruşmasında, tutuklu sanıkların dinlenmesine devam edildi.
Tutuklu sanıklardan Ali Tokul savunmasında, 1995-1997 yıllarında örgütün il imamlığını yaptığına ilişkin iddiaları reddetti.
Örgütün televizyonunun Ankara'daki temsilcisiyken kurum tarafından Konya, Karaman ve Aksaray temsilciliğine getirildiğini belirten Tokul, "Bu televizyon cemaatin kanalıydı. Kanal o dönemde toplumsal fayda sağladığı için etkinlik ve faaliyetlerine katıldım." dedi.
Tokul, sonraki yıllarda örgütün Kazakistan'daki okullarında 2003 yılına kadar idarecilik yaptığını, o dönemde bu yapılanmanın terör örgütü olarak nitelendirilmediğini ifade etti.
İmam hatip lisesi mezunu olduğunu, Konya'da bulunduğu dönemde camilerde vaaz veya sohbetler verdiğini anlatan Tokul, "Dini muhtevanın dışına çıkmadan sohbetler ediyordum. O zaman suç değildi. Şimdi de suç değil. Televizyonlarda sohbet programları düzenleniyor." diye konuştu.
Tokul, herhangi bir örgütsel faaliyete katılmadığını, kendisine imam denmesinin sebebinin dini birikimine saygı duyulduğundan olabileceğini dile getirdi.
Mahkeme Başkanının, Tokul'un sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan 2014 yılında Fetullah Gülen lehine paylaşımlarda bulunduğunu ve FETÖ elebaşına "hocaefendi" şeklinde hitap ettiğini anımsatarak, "Hala onu 'hocaefendi' olarak görüyor musun?" sorusuna Tokul'un, "Mahkemeler onu terör örgütü sıfatıyla yargılıyor." diyerek, sessiz kaldığı görüldü.
Alfabetik sıraya göre savunmalarını yapan sanıklardan şu ana kadar tutuklu 30 sanık dinlendi.
Tutuklu sanıklardan Abdülbaki Sanat, Adem Saygı, Adem Polat ve Adem Varol, adli kontrol ve yurt dışı yasağı kararıyla tahliye edilirken, 26 sanığın tutukluk hallerinin devamına karar verildi. Mahkeme heyeti, savunmalarını yapan 30 sanığın mal varlıklarındaki tedbirin kaldırılmasına karar verdi.
Bu hafta teknik eksiklikler nedeniyle Bölge İdari Mahkemesi'nde görülen davanın bundan sonra özel olarak hazırlanan merkez Meram İlçesi'ndeki Fatih Sultan Mehmet Spor Salonu'nda yapılacağı belirterek duruşma 19 Eylül Salı gününe ertelendi.
Haftaya görülecek duruşmada tutuklu 15 sanığın dinleneceği ondan sonraki her bir hafta 28'er sanığın dinleneceği, tutuklu 191 sanığın 24 Ekim 2017'ye kadar ifadelerinin tamamlanacağı belirtildi. Ayrıca SEGBİS ile duruşmaya katılması planlanan sanıkların da SEGBİS'de yaşanan hatalar nedeniyle salonda hazır bulundurulmalarına karar verildi.
DAVA
Konya merkezli 6 etap halinde gerçekleştirilen operasyonlar kapsamında 191'i tutuklu 527 şüpheli hakkında hazırlanan bin 206 sayfalık iddianame, FETÖ'nün yapısı, işleyişi, askeriye, emniyet, yargı ve eğitim yapılanmasına ilişkin bilgileri kapsıyor.
Sanıklar hakkında, "Fetullahçı Terör Örgütü'ne üye olmak", "Soruşturmanın, özel hayatın ve haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, gizlemek veya değiştirmek" gibi suçlamalar bulunuyor.
Sanıklar, 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.
Konya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet yapılanması soruşturmasında 191'i tutuklu 527 sanığın, 'silahlı terör örgütüne üye olma ve örgüt yöneticiliği' suçundan 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılanmasına başlandı. Konya'da 2008 yılında polis tarafından, tıbbi malzeme ticareti, temizlik ve güvenlik hizmeti, yemek servisi, turizm ve inşaat sektörleriyle doğalgaz dağıtımında faaliyet gösteren Okyanus Grubu'nun toplam 130 ihalede devleti yaklaşık 350 milyon lira zarara uğrattığı iddiasıyla operasyon düzenlendi. 'Örgüt kurmak, özel belgede sahtecilik, soruşturmanın gizliliğini ihlal, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet vermek' suçlarından tutuklanan ve Adana 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Okyanus Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Argun, 73 ayrı suçtan toplam 180 yıl 4 ay 15 gün, Selçuk Üniversitesi'nin eski Rektörü Süleyman Okudan ise 3 ayrı suçtan toplam 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 114 sanık ise 1 ile 42 yıl arasında hapis cezalarına çarptırıldı, 117 kişi de beraat etti. 66 ay tutuklu kalan işadamı Nusret Argun özel yetkili mahkemelerle ilgili kanun değişikliğinin ardından 2014 yılında serbest bırakıldı.
Nusret Argun, serbest bırakılmasının ardından kendisine yönelik yapılan operasyonun paralel yapının bir kumpası olduğunu ileri sürerek, o dönem operasyonu gerçekleştiren sorumlular hakkından suç duyurusunda bulundu. 2014 yılında başlatılan soruşturmada örgütün para abisi olduğu ileri sürülen Konyaspor'un eski yöneticilerinden ve bir dönem TFF Disiplin kurulu üyeliğini yapan ve soruşturmanın ardından bir dönem tutuklu kalıp, tahliye olduktan sonra yurt dışına kaçan avukat Memduh Oğuz'un bilgisayarından himmete bağlanan iş adamlarının listesinin çıkmasının ardından soruşturma genişletildi. 3 yıl süren soruşturmada 2 bin kişinin ifadesine başvuruldu. Darbe girişiminin ardından soruşturma daha da genişletildi ve bin 200 sayfa iddianame hazırlandı.
Hazırlanan iddianame 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Aralarında örgütün il, ilçe imamı ve mahrem abileri olduğu ileri sürülen 527 sanık yargılanacağı için merkez Meram İlçesi'nde Fatih Sultan Mehmet Spor Salonu, duruşma salonu için hazırlandı. Ancak teknik eksiklikler nedeniyle duruşma bugün bölge adliye mahkemesi salonunda görülmeye başlandı. 527 sanıktan 191'inin tutuklu, 142'sinin tutuksuz, 129'unun hakkında yakalama kararı bulunduğu ve 291 sanığında örgütün 'Bylock' adlı şifreli haberleşme programını kullandığının tespit edildiği öğrenildi. 'Silahlı terör örgütüne üye olmak ve örgüt yöneticiliği' suçlarından yargılanan sanıkların 2.5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması bekleniyor.
Bugün ilk kez görülen duruşmaya tutuklu 30 sanık geniş güvenlik önlemleri altında adliyeye getirildi. Duruşmayı Ak Parti Genel Başkanı ve Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, milletvekili Hüsniye Erdoğan, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Akış da takip etti. Davaya müdahil olmak isteyen Başbakanlık ve Selçuk Üniversitesi avukatlarının talebi konu direkt o kurumları ilgilendirmediği için mahkemece reddedildi.
Paralel yapı-21 Temmuz (2017) 'Konya 527 sanık Hava Kuvvetleri Yapılanması ve Darbeye destek' davası
(16 Eylül 2017, 21:33)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: