AK Parti hükümeti ve sivil topluma yönelik müdahaleleri içeren ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ isimli belgede imzası bulunan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, belgenin ıslak imzalı orijinalinin çıkmasından sonra başlayan sürecin sonunda tekrar tutuklandı. Avukatı Mustafa Çevik, müvekkilinin silahlı terör örgütüne üyelik suçundan tutuklandığını açıkladı. Albay tutuklanır tutuklanmaz avukatının hemen itiraz başvurusu yapması dikkat çekti. İtiraz üç gün içinde değerlendirilerek ya tutukluluk halinin devamına karar verilecek ya da Temmuz başında olduğu gibi Albay kısa tutukluluk süresi sonunda serbest kalacak. Albayın serbest kalmasına ihtimal verilmiyor ancak itirazın sonucu yine de merakla bekleniyor.
Islak Direniş´e darbe: Albay tutuklandı. Sırada kim var?..
AK Parti hükümeti ve sivil topluma yönelik müdahaleleri içeren ´İrtica ile Mücadele Eylem Planı´ isimli belgede imzası bulunan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, belgenin ıslak imzalı orijinalinin çıkmasından sonra başlayan sürecin sonunda tekrar tutuklandı. Avukatı Mustafa Çevik, müvekkilinin silahlı terör örgütüne üyelik suçundan tutuklandığını açıkladı. Albay tutuklanır tutuklanmaz avukatının hemen itiraz başvurusu yapması dikkat çekti. İtiraz üç gün içinde değerlendirilerek ya tutukluluk halinin devamına karar verilecek ya da Temmuz başında olduğu gibi Albay kısa tutukluluk süresi sonunda serbest kalacak. Albayın serbest kalmasına ihtimal verilmiyor ancak itirazın sonucu yine de merakla bekleniyor.
Aynı gün hem Belge şüphelisi Albay hem de Poyrazköy şüphelisi Yarbay tutuklandı
Kamuoyunu dehşete düşüren ´Millete ve hükümete komplo planı´nda ıslak imzası bulunan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, orijinal belgenin ortaya çıkmasından 19 gün sonra sivil yargıya teslim oldu. İhtarlı davet sonucu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na gelerek 3 saat ifade veren Çiçek, sevk edildiği mahkeme tarafından 4,5 ay sonra yeniden tutuklanarak Hasdal Askeri Cezaevi´ne gönderildi. Çiçek´in sorgusunda suçlamaları reddettiği öğrenildi. Avukatı, Çiçek´in ´silahlı terör örgütüne üyelik´ suçundan tutuklandığını söyledi. Dursun Çiçek´in adliyeye valiziyle beraber hazırlıklı geldiği görüldü. Çiçek´in avukatı Mustafa Çevik, 1 Temmuz 2009´da yapıldığı gibi tutuklama kararına anında itiraz etti. Çiçek ile birlikte bir grup asker daha savcılığa çıkarıldı. ´Poyrazköy cephaneliği´ sebebiyle mahkemeye gönderilen 5 askerden bir yarbayın tutuklandığı, biri emekli 4 askeri personelin ise haklarında adli kontrol hükümleri uygulanmasına karar verilerek serbest bırakıldığı öğrenildi.
Avukatı tutuklamaya itiraz etti
Albay Çiçek´in avukatı Mustafa Çevik, ?Daha savcılık sorgusu sırasında ifadeler tamamlanmadan televizyonda müvekkilimin tutuklanma talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildiği haberi yer almış, savcılarla birlikte bu haber müvekkilim ve tarafımdan izlenmiştir. Müvekkilimin yorumu, ´sanki bir yerlerden talimat alıyorlar´ şeklinde olmuştur? diye konuştu. Adliye binasına dün saat 10.15´te gelen sivil plakalı bir minibüs, hâkim ve savcıların giriş yaptığı kapıdan adliye bahçesine girdi. Saat 13.30´da savcı Zekeriya Öz´e ifade vermeye başlayan Çiçek´in sorgusu 16.00´da tamamlandı. Tutuklama talebiyle 9. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hâkimliği´ne sevk edilen Çiçek´in sorgusu saat 20.25´te başladı. Çiçek hakkında 21.30´da tutuklama kararı verildi. Çiçek´e savcılıktaki sorguda altında imzası olduğu iddia edilen ?İrticayla Mücadele Eylem Planı´nın ıslak imzalı orijinalinin nüshası ve bu belgeyle ilgili alınmış Adli Tıp Raporu? gösterildi. Islak imzalı orijinal ?İrtiyla Mücadele Eylem Planı? gösterilen Çiçek, imzanın kendisine ait olmadığını söyledi. Ayrıca, Çiçek´e savcılığa gönderilen ?iki ihbar mektubundaki iddialar ile İrticayla Mücadele Eylem Planı´nın hazırlandığı öne sürülen bilgisayarlarda yürütüldüğü belirtilen imha işlemleri? de soruldu. Albay Çiçek´in hakkındaki suçlamaları kabul etmediği öğrenildi.
Sorguya eldivenle giren Albay savcıları şok etti: Size güvenmiyorum
Islak İmza olayının baş kahramanı Albay Dursun çiçek, dün 6 saat süren bir ifade verdi ve ardından tutuklandı. Albay Çiçek, sorgulamaya eldivenleriyle gitti. Çiçek, savcıları şok eden eldivenlerin varlığını, Size güvenmiyorum diye açıkladı. Çiçek, kendisinin hazırladığı ve imzaladığı iddia olunan AK Parti ve Gülen´i bitirme belgesi ile ilgili olarak, Bu belgeyi ben hazırlamadım ve bu imzayı ben atmadım. Siz bu belgeyi askeri savcılığa ve referans laboratuvarına göndermediniz. Çünkü o durumda belgenin sahteliği ortaya çıkacaktı. Bu nedenle göndermediniz. Ben imzalamadım. Dolayısıyla benim izim orada bulunamaz. Burada benim el, parmak izimi alabilirsiniz. Kimyasal izler bulaştırabilirsiniz, o belgeye. Size güvenmiyorum. O nedenle eldivenle geldim dediği öğrenildi. Dursun Çiçek´in, kendisine ve avukatına ıslak imzalı, orijinal olduğu iddia edilen belge gösterildi. Çiçek, eldiven takarak belgeye dokundu. Ve parmak izi bırakmamaya gayret etti. ( Sonsayfa)
Albay ikinci kez aynı suçlamayla tutuklandı
Albay Çiçek, dün İstanbul Merkez Komutanlığı´na ait sivil plakalı minibüsle Beşiktaş´taki İstanbul Adliyesi´ne getirildi. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar tarafından ´şüpheli´ sıfatıyla sorgulanan Çiçek, ifadenin tamamlanmasının ardından da tutuklama talebiyle İstanbul Nöbetçi 9. Ağır Ceza Mahkemesi´ne sevk edildi. Albay, 1 Temmuz 2009´da, terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklanıp cezaevine konulduktan 18 saat sonra ´belge fotokopi olduğu´ gerekçe gösterilerek serbest bırakılmıştı. Çiçek, daha önce sadece 18 saat tutuklu kaldığı Hasdal Cezaevi´ne 4,5 ay sonra tekrar konuldu. Orijinal belgedeki ıslak imzanın kendisine ait olduğu Adli Tıp Kurumu´nca tespit edilen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı´nda görevli Dursun Çiçek, günlerdir süren tartışmaların ardından dün sivil savcılığın karşısındaydı. Orijinal belgenin meçhul bir subayın ihbar mektubuyla birlikte Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara ulaşmasının üzerinden 26 gün geçtikten sonra ihtarlı davetle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na getirilen Çiçek, savcılara üç saat ifade verdi. Dün 15.30´da sorgusunun tamamlanmasının ardından tutuklanmak üzere mahkemeye sevk edilen Çiçek, tutuklanarak Hasdal Askeri Cezaevi´ne gönderildi. Çiçek´in sorgusunda suçlamaları reddettiği öğrenildi. Çiçek´in avukatı Mustafa Çevik, müvekkilinin ifadesinde İrtica ile Mücadele Eylem Planı belgesindeki imzanın kendisine ait olmadığını söylediğini açıkladı.
Albay tutuklanma ihtimaline karşın valiziyle gelmiş
1 Temmuz 2009´da tutuklandıktan 18 saat sonra serbest kalan Dursun Çiçek´in bu kez adliyeye valiziyle beraber hazırlıklı geldiği görüldü. İstanbul Nöbetçi 9. Ağır Ceza Mahkemesi´nin tutuklama kararını vermesinin ardından Dursun Çiçek´in avukatının yardımcısı arabasından mavi renkli orta boy bir valizi alarak adliye binasına götürdü. Öte yandan Çiçek´in avukatı Mustafa Çevik de, 1 Temmuz 2009´da yapıldığı gibi tutuklama kararına anında itiraz etti. Çiçek´in tutuklanmasına itirazı Hakim Nurettin Ak başkanlığındaki İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti inceleyecek. Çiçek´i tutuklayan hakim İdris Asan, itirazı inceleyen heyete katılmayacak. Mahkeme başkanı ve diğer iki üye hakim 3 gün içinde itirazı inceleyerek ret ya da kabul yönünde kararını verecek. Dursun Çiçek, dün İstanbul Merkez Komutanlığı´na ait sivil plakalı minibüsle sabah 10.10´da Beşiktaş´taki İstanbul Adliyesi´ne getirildi. Çiçek, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar Zekeriya Öz ve Fikret Seçen´e ´şüpheli´ sıfatıyla ifade verdi. Çiçek, savcılık ifadesinin 15.30´da tamamlanmasının ardından tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edildi. Çiçek, 1 Temmuz 2009´da, terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklandıktan18 saat sonra belge fotokopi olduğu gerekçesiyle serbest bırakılmıştı. 30 Ekim 2009´da Hava Binbaşı Hicri Dinçerol şüpheli olarak ifade vermişti. Kaos Planı´nın orijinalinin ortaya çıkmasının ardından savcılık önüne çıkan ikinci şüpheli Dursun Çiçek oldu. İrtica ile Mücadele Eylem Planı belgesine ilişkin bugüne kadar 13 asker ise tanık olarak dinlendi.
Poyazköy tutukluları 7 askere ulaştı
Poyrazköy´deki cephanelik konusunda sorgulandığı ileri sürülen beş askerden 1´inin ise tutuklandığı öğrenildi. Hatırlanacağı gibi Poyrazköy´de bulunan ve Bedrettin Dalan´ın Mütevelli Heyet Başkanlığı´nı yaptığı İstek Vakfı´na ait arazide 21 Nisan 2009´da başlayan kazılarda el bombaları, LAW silahları, el bombası, sis bombası, uzun namlulu silahlara ait çok sayıda mermi bulunmuştu. Poyrazköy´de bulunan cephanelerin ardından başlatılan soruşturma sırasında çok önemli belge ve bilgilere ulaşıldığı ve yeni bir soruşturma dosyası açıldığı öğrenildi. Soruşturma kapsamında Pazartesi günü aralarında bir kurmay yarbayın da bulunduğu 5 muvazzaf asker ifade vermişti. Kurmay Yarbay Mehmet Emre S. çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Bir astsubay hakkında ise yurtdışına çıkış yasağı konulmuştu. Geçtiğimiz nisan ayında ise kazıların ardından gerçekleştirilen soruşturma kapsamında Deniz Yarbay Mustafa Turhan Ecevit, Deniz Binbaşı Eren Günay, Deniz Yarbay Ercan Kireçtepe, Deniz Binbaşı Erme Onat ve emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş tutuklanmıştı. ( Zaman)
Kurban bayramı yaklaşırken kurban seçim telaşı
Kurban bayramı yaklaşırken Genelkurmay´ı hummalı bir çalışmanın sardığını haber yapmıştık. Haberimizde kurmayların cunta belgesi için kurban seçim telaşı yaşadığı işleniyordu. Herkes planın Başbuğ´un emriyle hazırlandığını biliyor. Islak imzalı orjinal belge daha ortaya çıkmadan 1 hafta önce sitemizde alıntıladığımız ve emekli veya muvazzaf askerlerin yazılarının yayınlandığı oguzyurdu.com sitesindeki Kürşat Bahadıroğlu imzalı yazı, Genelkurmay´daki evrak işleyişini bilenlerce Başbuğ´un Komplo Belgesi´nden habersiz olmasının imkansız olduğunu işliyordu. Siteye bu yazıyı gönderen ya da kaynaklık eden de belki ihbar mektubunu gönderen subay olabilir demiştik. En üst komutan olan Başbuğ yerine şimdilik, kurban seçilen Albay Çiçek ya da belki birkaç subay daha yargıçlara gönderileceği iddia edilmişti. Islak imzalı orjinal belgeyi bir ihbar mektubuyla Ergenekon savcılarına gönderen meçhul subay daha sonra ikinci bir mektupla belge tartışmalarını manipüle etmek (saptırmak) için kurmayların stratejiler belirlediğini işliyordu. Amaç, davayı Ergenekon savcılarından bir şekilde kopararak askeri mahkemeye kaydırmaktı. Yine de Org. Başbuğ´a ´kesin gidici´ gözüyle bakılıyor.
Belge tartışmalarının saptırılması harekatında başı Çubuklu çekiyor
Ankara hareketli günler yaşıyor. İrticayla Mücadele Eylem Planı belgesinin orijinalinin ortaya çıkmasından beri Genelkurmay Başkanlığı´nda ışıklar neredeyse hiç sönmüyor. Karargahta hummalı bir çalışma var. Bu çalışmanın amacı, orijinal belgenin ortaya çıkmasıyla, askeri savcılığın olaya tekrar el koyup, gerçekleri ortaya çıkarması değil. Karargah´taki herkes bu belgenin Orgeneral İlker Başbuğ´un emriyle hazırlatıldığını biliyor. Çalışmanın ve ışıkların sönmemesinin tek bir nedeni var. Bu sorumluluk kimlerin üzerine yıkılacak ve Orgenerallere varmadan bu iş nasıl kapatılacak.
Akşam ve Vatan´a 5 soruyu veren ´üst düzey´ belli oldu
Akşam ve Vatan´ın beş sorusu Çubuklu´dan hukuki olarak bu işin nasıl kapatılacağı görevi Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu´ya verildi. Çubuklu ilk adım olarak medyadan bazı isimlerle irtibata geçti. Kamuoyuna Vatan ve Akşam gazeteleri tarafından yansıtılan beş soru, Çubuklu tarafından hazırlandı. Bir gazeteye telefonla direkt, diğer bir gazeteye ise dolaylı yolla sorular iletildi. Bir gün sonra da bu sorular iki gazetede yer aldı. Çubuklu şu sıralar bununla da yetinmiyor. Başbuğ´a hukuki olarak bu işin içinden nasıl çıkacakları yönünde rapor üzerine rapor hazırlıyor.
Anayasa Mahkemesi´ne baskı mı?
Başbuğ´un Çubuklu´dan tek isteği var. Soruşturmanın Ergenekon savcılarından alınıp, askeri savcılığa devredilmesi için tüm yolların denenmesi. Çubuklu bir yandan gazetecileri ararken, diğer yandan da askerlere sivil mahkemenin yolunu açan yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi´nde görevli bazı üyelerle görüşüyor. Karargah´ın sütten ağzı yandığı için bu görüşme sonuçları ?sözlü rapor? olarak üst makamlara rapor ediliyor. Çubuklu bu çalışmaları yaparken, Karargahtaki diğer görevliler de boş durmuyor.
Karargah´taki toplantıda alınan bir dizi karar
Önceki gün Karargah´ta ilginç bir toplantı yapıldı. Toplantıya Başbuğ ve orijinal belgeyi savcılara gönderen subayın mektubunda yer alan isimlerin büyük bölümü katıldı. Sinirler gergin, suratlar oldukça asıktı. Toplantının iki gündem maddesi vardı. İlki, bu belgenin karargahtan kim tarafından nasıl çıkarıldığı, ikincisi ise bu işten nasıl kurtulunacağı. İlk soruya cevap bulunamadı. İkinci gündem maddesi hakkında ise çeşitli fikirler ileri sürüldü. Toplantı sonunda bir dizi karar alınırken, yol haritası da belirlendi.
Albay Çiçek teslim edilecek
Karargah´taki görevliler arasında ?Başbuğ´un manevi oğlu? olarak bilinen Albay Dursun Çiçek´in ?ipinin çekilmesi? toplantı sonucu kesinleşti. Çiçek, sivil yargıçlara teslim edilecek. Kamuoyu bununla tatmin olmazsa Çiçek´le birlikte aynı şubede çalışan birkaç düşük rütbeli subay daha sivil savcılığa gönderilecek.
Kurmayları korkutan bir belge daha var
Toplantıda ilginç bir de belge gündeme geldi. Bu belgeyle ilgili de Karargah endişeli. Dışarı sızıp sızmadığını bilmiyorlar. Belge resmi olarak kayıtlarda olduğu içinde imha edilemiyor. ?İrticayla Mücadele Eylem Planının ardında bulunan tüm isimler bu belgede saklı. Bu belge ortaya çıksa da çıkmasa da Karargah´ta Orgeneral İlker Başbuğ´un gideceği tahmin ediliyor. ( Taraf)
Soruşturma sırası generallere geldi
Eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı, kirli eylem planında ıslak imzası bulunan Kurmay Albay Dursun Çiçek´in tutuklanmasından sonra soruşturmanın generaller seviyesine çıktığını söyledi. Ergenekon soruşturmasını yöneten savcıların, bundan sonraki dönemde Türk Ceza Kanunu (TCK)´nun 314/1. maddesine göre hareket edeceğini belirten Avcı, Savcılar bundan sonra ´örgütsel yapıyı kuranlar, yönlendiren ve yönetenler´ olarak albayın altında ve üstündeki aktörleri arayacaktır. Soruşturma generaller kademesine geçmiştir diyebiliriz. diye konuştu. Bu tür bir çalışmanın emrini kimin verdiği, kimlerin denetlediği ve kimlere bilgi sunulduğunun tek tek incelenmesi gerektiğini vurgulayan Avcı, Şu durumda ortada bir zanlı sözkonusu. Tahminime göre 15-16 kişilik zanlı sıralamasında hiyerarşi ve mesuliyet açısından Albay Dursun Çiçek´in 7 veya 8. sırada, yani orta mesuliyetli olduğunu görüyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri içinde örgütsel bir yapı gereği fevkalade hassas bir hiyerarşi ve disiplin söz konusudur. Üst, astın yaptıklarından ve çoğu zaman yapmadıklarından da sorumludur. Bir albayın böyle fevkalade netameli, kendi haddi, boyu ve statüsünü aşan işlere, sadece kendi inisiyatifiyle girmesini beklemek safdillik olur. görüşünü savundu.
Madem durum ciddi, Albay tutuklandı o halde alt ve üstlerinin de hemen açığa alınması gerekir aksi halde soruşturmada başarı beklemek hayaldir
TCK´nin 314/2. maddesine göre Albay Çiçek´in tutuklanmasına sebep olan silahlı terör örgütü üyesi olmak suçunun yanında 314/1. maddenin de devreye girdiğine işaret eden Gültekin Avcı, Burada ise ´silahlı terör örgütünü kuranlar ve yönetenler´ maddesi karşımıza çıkıyor. Tırnak içinde söylüyorum, savcılara göre silahlı terör örgütünü kuranlar ve yönetenler nerededir? Bundan sonraki aşama, 314. madde çerçevesinde 312´ye bağlantılı olarak, yani Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti´ni kısmen veya tamamen görev yapamaz hale getirmeye teşebbüs suçuyla bağlantılı bir silahlı terör örgütü kurma gerçeğiyle bağlantılı olarak, kimler bu örgütü kurmuş ve talimat vermektedir? şeklinde konuştu. TCK´nin 312 ve 314. maddelerinin müebbet hapis talebiyle son bulması gerektiğinin altını çizen Avcı, İdari açıdan bu soruşturmaya fevkalade vahimdir, çünkü 312 ve 314´ü beraber düşündüğünüzde, ağırlaştırılmış müebbet hapsi gerektiren suçlardır. Bir asker bürokratın, TCK´ye göre işleyebileceği en ağır ve vahim suçtur. dedi. Soruşturmanın selameti açısından Dursun Çiçek´in alt ve üstlerinin derhal görevden alınması gerektiğini vurgulayan Avcı, şunları kaydetti: Böyle hayati bir soruşturma yürürken savcıların zanlı olarak tespit ettiği kişilerin geçici olarak bile görevden alınmaması, soruşturmaya çok ciddi bir darbe vuracaktır. Zira generaller kademesinde bu olay soruşturulurken belki temin edilebilecek başka tanık, bilgi ve belgeler söz konusu olacaktır. Bu zanlılar, hem de general unvanıyla görevdeyken cumhuriyet savcılarının soruşturmada çok büyük başarıya ulaşmasını beklemek hayal olacaktır.
Abdullah Harun
(12 Kasım 2009, 10:45)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ manşetlerimiz
Poyrazköy´de askeri araziye gömülü bulunan çok miktarda silahlar manşetlerimiz
Poyrazköy´de gömülü silahlarla ilgili tüm manşetlerimiz